23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ EDİTÖR: SERHAT ALİGİL 111 EYLÜL 2019 PAZAR Zamda gaza bastılar2018’de 2.5 milyar TL zarar eden BOTAŞ’a yüzde 15’lik artış da yetmeyecek Ağustosta yüzde 14.97 zamlanan doğalgaza yüzde 14.9’luk bir zam daha geldi. Dört kişilik bir ailenin aylık ortalama doğalgaz faturası bir ayda 183.2 TL’den 243.75 TL’ye yükseldi. Zam yağmuru devam ediyor. Yerel seçim öncesinde doğalgazda indi olarak yüzde 14.9 zam geldiğini açıkladı. Ancak vergiler ve SKB hariç tutulduğun rim vaat eden hükü da konutlar ve küçük met, son bir ayda ikin sanayi tesisleri için çıp ci zammı yaptı. Ener lak fiyat, ortalama yüz ji Piyasası Düzenleme de 18 oranında artırıldı. Kurumu (EPDK), do Çıplak fiyat geçen ay da ğalgaz fiyatlarına yüzde 14.90 zam yapıldı emre yüzde 19.14 oranında deveci artırılmıştı. ğını açıkladı. Yeni tari BOTAŞ, doğalgazla fe, 1 Eylül’den (bugün) itiba elektrik üreten çevrim sant ren geçerli olacak. Doğalgaza rallarına sattığı gazda ise yüz geçen ay da yüzde 14.97 ora de 3 oranında indirim yaptı. nında zam yapılmıştı. Böylece, 2020 için memura yüz Maaşın 4’te 1’i de 4+4, kamu işçisine yüzde Son zammın ardından, ay 8+4 maaş zammı yapan hü lık ortalama tüketimi 125 kümet, kış ayları yaklaşır metreküp olan dört kişilik ken doğalgaza bir ayda top bir ailenin doğalgaz fatura lam yüzde 32 oranında zam sı 206.6 TL’den 243.75 TL’ye yapmış oldu. yükseldi. Böylece ortalama 20 ayda yüzde 63 doğalgaz faturasının asgari ücret içindeki payı, son zam Son artışla birlikte Aralık la birlikte yüzde 12.06’ya 2017Eylül 2019 dönemin yükseldi. Bu oran 1 Ağustos de doğalgaza yapılan toplam öncesinde yüzde 9.07 idi. zam, konutlarda ve küçük Aynı ailenin aylık 230 ki sanayi kuruluşlarında yüz lovat saat tüketim üzerinden de 63.9, büyük sanayi tesis ortalama elektrik faturasının lerinde yüzde 120, elektrik 142.17 TL, aylık 10 metre santrallarında yüzde 109.5 küp tüketim üzerinden su fa oldu. turasının da 94.80 TL olduğu BOTAŞ, KDV, ÖTV ve Sis düşünüldüğünde, gaz, elekt tem Kullanım Bedeli’ni rik ve su faturalarının topla (SKB) de içeren “Nihai Kulla mı 480.72 TL’ye ulaştı. Bu da nıcı Ortalama Doğalgaz Satış asgari ücretin yüzde 23.8’ine Fiyatı” üzerinden ortalama denk geliyor. TüArvkariyuzaepl’add’eıd,aarttı Ekim 2018’de 290 dolar olan Avrupa’da bin metreküplük gazın fiyatı Ağustos 2019’da yaklaşık 120 dolara gerilerken, Türkiye’nin ithal ettiği gazın fiyatı aynı dönemde 270 dolardan 288 dolara yükseldi. Türkiye, Rusya ile iyi ilişkilerine rağmen doğalgaz ve LNG’yi yüksek fiyattan ithal ediyor. Yeni artışlar yolda Gazetemizde 2 Ağustos 2019 tarihli haberde doğalgazda yeni zamların geleceğini yazmıştık, nitekim 1 Eylül itibarıyla zam geldi. Tekrar zam gelmesi muhtemel. Avrupa’da doğalgaz fiyatı ağustosta bin metreküpte 120 dolar iken, Türkiye aynı gazı 280 ile 290 dolar arasında bir fiyata ithal ediyor. Aradaki fark yaklaşık yüzde 140. 11. Kalkınma Planı’nda yazdığı gibi doğalgazda maliyet bazlı fiyatlamaya geçilirse yeni zamlar gelecek. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz, işletme kârı ve işletme giderleri eklendiğinde metreküpü 2.03 TL olan gazın konutla ra 1.25 TL’den satıldığını, yüzde 38.4’lük sübvansiyon olduğunu ve kademeli olarak maliyet bazlı fiyatlamaya geçilerek doğalgazın zamlanacağını söyledi. Konuştuğumuz diğer sektör kaynakları da, BOTAŞ’ın geçen yıl 2.5 milyar TL zarar ettiğini, maaşların bile kredi çekilerek borçla ödendiğini, önümüzdeki aylarda doğalgazdaki sübvansiyonun kaldırılmasıyla zamların yapılmasının planlandığını söyledi. İSO Başkanı tepki GÖSTERDİ İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Bu zamlar üretim ekonomisine zarar verebileceği gibi destek olduğumuz enflasyonla mücadele programı ile de bağdaşmıyor” dedi. Ağustostaki yüzde 14.97’lik zammı anımsatan Bahçıvan, “Yüzde 14.90 daha zam yapıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Ekonomik dengelerin oluşması açısından, dış konjonktürdeki gelişmelere bağlı olarak zaman zaman fiyat ayarlamaları yapma gereğinin farkındayız. Fakat daha önce de yaşadığımız gibi, bu fiyat ayarlamalarının sanayiciyle istişare edilmeden yapılmasını doğru bulmuyoruz” dedi. Sanayicinin zamlara hazırlık yapması için zamlar yapılmadan önce makul bir süre verilmesini ekonomik gerçekler açısından daha doğru bulduklarını vurgulayan Bahçıvan şöyle devam etti: “Bu konuda ilgili bakanlığımız ile müteaddit defalar istişareler gerçekleştirdiğimiz halde, aynı tutumun devam ettiğini görüyoruz. Zamların gece yarısı ve hafta sonlarına denk getirilmesini de üzücü buluyoruz.” 56 ilde işçi azaldı En çok patenti Şanlıurfa aldı Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan (TÜRKPATENT) en çok coğrafi işaret tescili alan il Şanlıurfa oldu. TÜRKPATENT’in kurulduğu 24 Haziran 1994’ten bu yılın temmuz ayı sonuna kadar 435 ürünün “coğrafi işaret” olduğu yönünde kurumdan onay alındı. 420 ürünün tescili için değerlendirmeler devam ediyor. Şanlıurfa ise coğrafi işaret yarışında 27 ürünle ilk sırada yer alıyor. İlin çiğ köftesi, sadeyağı, ciğer kebabı, şıllık tatlısı, tırnaklı ekmeğinin de aralarında bulunduğu ürünleri coğrafi işaret tescili aldı. Bu ili, baklava, fıstık gibi 24 ürünle Gaziantep, incir, Bergama halısı, boyoz gibi 17 ürünle İzmir takip ediyor. Öte yandan bölgesel olarak Karadeniz Bölgesi 84 ürünüyle ilk sırayı aldı. l Ekonomi Servisi Almanya hedefi 5 milyar dolar Tekstil sektöründe dünyanın en büyük fuarı olan Munich Fabric Start Fuarı ile aynı fuar alanında ilk kez düzenlenecek olan Munich Fabric Start Sourcing Fuarı’na katılacak olan Türk konfeksiyon sektörü, 2018 yılında 3.2 milyar dolarlık ihracat yaptığı Almanya’ya 2023 yılında 5 milyar dolar ihracat hedefliyor. Türkiye katılım organizasyonu Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği tarafından yapılan Munich Fabric Start Sourcing Fuarı’nda 10 Türk firması yer alacak. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “Almanya’nın konfeksiyon ithalatından yüzde 10 pay alıyoruz. Bu pazara yakınlık avantajımızı kullanarak, kendi koleksiyonlarımızı pazarlayarak 2023’te 5 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmayı hedefliyoruz. Munich Fuarı bu hedefe ulaşmamızda itici rol oynayacak” dedi. Öte yandan Resmi Gazete’de yayımlanan bir kararla ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenlemenin süresi 6 ay daha uzatıldı ve 18 aya çıkarıldı. l İZMİR / Cumhuriyet 500 TL Temel kırtasiye ürünlerinin toplam fiyatı Veli Ağbaba Kırtasiye veliyi yakacak MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yeni eğitimöğretim yılının başlamasına sayılı günler kala, öğrencilerin en çok kullandığı kırtasiye ürünlerinde ortalama fiyat artışının yüzde 28 olduğunu belirledi. “Kriz yalnızca mutfağı değil, milyonlarca çalışanın okul çağındaki çocuklarını da etkiliyor” diyen Ağbaba, yaptığı hesaplamada şu noktalara dikkat çekti: n Eylül 2018’de ailelerin okul başlangıcı için yaptıkları masraf ortalama 350 TL’yi bulurken, bu yıl yapması gereken masraf ortalama 500 TL’yi buluyor. n Son 1 yılda kırtasiye malzemelerinin her birinde ortalama yüzde 6 ile yüzde 60 artış yaşandı. n Örneğin geçen yıl 1.75 TL olan kurşun kalem yüzde 42 zamlanarak 2.5 TL’ye, 2.5 TL olan kalem traş yüzde 60 zamlanarak 4 TL’ye, 2.5 TL olan silgi de yüzde 20 artışla 3 TL oldu. n Geçen yıl 7.5 TL olan 60 yapraklı defterin fiyatı yüzde 6 artışla 8 TL’ye, resim defterinin fiyatı 8.5 TL’den yüzde 41 artarak 12 TL’ye yükseldi. Bağımlılık arttı n Pastel boyanın fiyatı 18.75 TL’den yüzde 28 artarak 24 TL’ye, okul çantası 110 TL’den yüzde 20 artışla 132 TL’ye çıktı. n Kalem kutusunun fiyatı da 11 TL’den 20 TL’ye, bir top A4 kâğıdın fiyatı 16 TL’den 23 TL’ye yükseldi. n Yine her bir ders için kullanılan yardımcı kaynak kitapların fiyatları 2018’de ortalama 3040 TL arasındayken, bu yıl 5065 TL arasına yükseldi. Ağbaba, “Türkiye’de kâğıt üretiminin durdurulması ve dışa bağımlılık kırtasiye fiyatlarının artmasına neden oluyor. Döviz kurlarındaki aşırı dalgalanma da etkiliyor. Temel kırtasiyeye harcanacak tutarın ortalaması asgari ücretle geçinen bir ailenin aylık ücretinin neredeyse dörtte biri” dedi. l ANKARA ‘Hakem heyeti iktidar yandaşı’ Eğitimİş, 20202021 yıllarına yönelik olarak memurlar için belirlenen zam oranı konusunda MemurSen ve Kamu Görevlileri Hakem Heyeti’ne tepki gösterdi. Yaşananları “sözde pazarlık masası, müsamere” olarak değerlendiren Eğitimİş Merkez Yönetim Kurulu, sürecin emekçilerin aleyhine sonuçlandığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Siyasi iktidar, memurlar için kabul edilemeyecek bir teklif vermiş, buna itiraz eder gibi görünen yandaş konfederasyon, süreyi doldurarak topu hakem heyetine atmıştır. Bu heyettekiler ise iddia edildiği gibi tarafsız hakemler değil, siyasi iktidarın sözünden çıkmayan memurlar olduğunu ortaya koymuştur. Sarı sendikaların takkesi düşmüş, hükümetin keli görünmüş, hakem heyetinin gerçek yüzü alenen ortaya çıkmıştır. Emekçiler, bu hadsizliğe karşı üretimden gelen gücünü de, direngenliğini de gösterecek, emeğine sahip çıkacaktır.” l ANKARA/Cumhuriyet SGK’ye göre, mayıs ayı itibarıyla son bir yılda sigortalı işçi sayısı en çok azalan şehir yüzde 19 ile Ardahan. Mayıs sonu itibarıyla sigortalı işçi (4a) sayısı son 1 yılda 405 bin kişi azalarak 14.3 milyon kişiye gerilerken, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) güncel verileri, ekonomik krizin şehir bazındaki etkileri konusunda da dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu. Örneğin 81 ilin 56’sında 4a’lı işçi sayısı yüzde 0.2 ile yüzde 19 arasında değişen oranlarda azaldı. En yüksek oranlı azalış ise yüzde 19.1 ile Ardahan’da görüldü. Bu ilde işçi sayısı 13 bin 946 kişiden 11 bin 284 kişiye indi. Bu ili yüzde 9.9 azalışla Bartın ve yüzde 7.6 azalışla Burdur izledi. En yüksek artış ise yüzde 29.1 ile Kilis’te. Bu ildeki işçi sayısı 14 bin 140 kişiden 18 bin 248 kişiye çıktı. Bu ili yüzde 15.8 artışla Kilis ve yüzde 15.6 artışla Batman izledi. İstanbul’daki işçi sayısı ise 129 bin 229 kişi azalarak 3 milyon 985 bin 810 kişiye geriledi. Ankara ve memur Yine mayıs sonu itibarıyla son 1 yılda ülke genelinde memur (4c) sayısı 41 bin 93 artarak 3 milyon 56 bin kişiye çıkarken, 81 ilin 18’inde azalma görüldü. 4c’li en çok memur artışı yüzde 17.1 ile Kırklareli’nde oldu. Bu ildeki memur sayısı 13 bin 30’dan 15 bin 257 kişiye çıktı. Bu ili yüzde 12.2 artışla Bayburt, ve yüzde 9.9 artışla Tunceli izledi. İl bazında en çok azalış ise yüzde 5.3 ile Ağrı’da. Bu ildeki memur sayısı 16 bin 741’den 15 bin 861 kişiye geriledi. Bu ili yüzde 3.6 azalışla Şanlıurfa, yüzde 3.5 azalışla Erzincan takip etti. Memur sayısı açısından da başkent olan Ankara’da ise sayı 5 bin 888 kişi (% 1.5) azalarak 389 bin 943 kişiye indi. İstanbul’daki memur sayısı ise yüzde 1 artarak 348 bin 228 kişiye çıktı. l Ekonomi Servisi Emisyonda Avrupa Birliği’ne uyum 1 Ekim’de başlıyor Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, otomobiller ve hafif ticari araçların emisyon seviyeleriyle ilgili düzenlemelerin yürürlüğe giriş tarihinde 1 ay ertelemeye gitti. Otomotiv üreticilerinin erteleme taleplerinin ardından yeni düzenleme Resmi Gazete’de dün yayımlandı. Buna göre, 1 Ekim itibarıyla otomobillerde 6b emis yondan 6dTEMP emisyona, hafif ticari araçlarda ise 6b emisyondan 6c emisyona geçilecek. Böylece otomotiv üreticisi firmalara, bir aylık geçiş süresi tanınacak. Kaz Dağları’nın Ekonomi Nobeli... Ekonomide işler kötüye gittiğinde, akla gelen yöntemlerin başında elde avuçta ne varsa satıp gelir ve gider dengesini sağlamaya çalışmak gelir. Bu hem hanehalkı ve firmaların hem de hükümetler ile belediyelerin izlediği kaçınılmaz yol olarak karşımıza çıkar. Mal mülk, Hazine arsaları, kullanım hakları, yollar ve benzeri tüm yapay varlıklar, ya doğrudan satılır ya da son dönemin kapitalist türev ürünü olan kira getirileri şeklinde, geleceğin kazancı şimdiden sermaye akışına dönüştürülür... Diğer bir ifade ile geleceğimiz satışa çıkarılır. Dağınık bir yöntem ve akılla uygulamaya geçen bu süreçte sonucun ne olduğunu söylemeye gerek de yoktur. Öte yandan, yapay varlıkların harcama ve israfa denk gelmediği durumlarda ise ibre ya doğal varlıkların satışına ya da maliyetsiz kullanım hakkına gelir... Altın sevdasının bol olduğu Kaz Dağları, Ordu/Fatsa’daki diğer dağlar ve tepeler ile Akdeniz Bölgesi’nin, özellikle de Maraş’ın en güzel çaylarından biri olan, pamuğun, buğdayın, mısırın ve diğer tarım ürünlerinin kaynağı olan Aksu Çayı’ndaki kirlenme ve zehirlenmede olduğu gibi... Toplumsal tepkinin en üst seviyede olduğu bu tür doğa tahribatı doğuran işlemlerde, çoğu zaman karar vericilerin dediği yöntemler uygulanır ve sonuç da onların istediği doğrultuda olur. Peki, bu çözüm(süzlük) bir kader midir yoksa toplumun faydası ile karar vericilerin mutluluğu bir çatı altında buluşturulabilir mi? Yanıt mı? Evet, çözüm var gibi, hem de üç ayaklı... İlki vergilendirme... Pigou vergisi, (Arthur Cecil Pigou) olarak karşımıza çıkan bu yöntemde amaç, kaynak dağılımının etkinliğini en uygun şekilde sağlamaktır. Bu kapsamda, çevresel ve dışsal olarak zararlı olan üretim sürecine, toplumsal zarar miktarını karşılayacak kadar vergi salınması önerilir. Adına ne dersek diyelim, bu verginin amacı özel maliyet ile toplumsal maliyeti birbirine yaklaştırarak zararı en aza indirgeyen kaynak dağılımını yaratmaktır. İkincisi denetleme ve gözetlemedir. Bunu da devletin kurumları, karar vericileri vasıtasıyla yapar ama oldukça maliyetlidir. En zor ve kaygan süreçtir bu. Özellikle, karar vericiler ile firma amaçlarının çakıştığı ortamlarda, yani ahlaki çöküşün yaşandığı durumlarda bu yöntemin sonuç doğurması beklenmez. Üçüncü çözüm yöntemi ise biraz karışık ve kabulü zor ama en çok kullanılanlardan birisi. Bu yönteme göre üreticiye veya topluma (etkilenenlere) mülkiyet hakkı tanımlanır. Ronald Coase tarafından geliştirilen ve 1991 yılının Ekonomi Nobel Ödülü’nü alan bu yaklaşıma göre örneğin, Kaz Dağları’ndaki madenin mülkiyet hakkı ya da Aksu Çayı’ndaki kirletme hakkı, sınırları belirli bir şekilde firmalara ve/veya topluma verilir. Amaçlar doğrultusunda, negatif dışsallıklar, taraflar arasında görüşmeler sonucunda paylaşım miktarlarının belirlenmesi ile ortadan kaldırılabilir. Yani, etkilenen ile etkileyenin ortak paydası olan dışsallık (olumsuzluklar) içselleştirilir ve kaynak ve gelirin dağılımı en uygun seviyeye ulaşabilir. En uygun çözümün toplumsal uzlaşma ve fayda paylaşımı üzerine kurulduğu açıktır. Bu uzlaşmada ise esas vurgu çevre zararlarını en aza indirmedir. Bununla birlikte, serbest piyasanın önerdiği yukarıdaki üç çözümü bile günümüzün karar vericilerinin kabul etmemesinin ve bilgi akışını gizlemelerinin altında yatan dürtüleri anlamak da zor olmasa gerek. Merkez’e iki yeni başkan yardımcısı Murat Uysal’ın Merkez Bankası (TCMB) Başkanı olarak atanmasından sonra, bankada başlayan organizasyon değişikliği son hızla devam ediyor. Bu kapsamda dünkü Resmi Gazete’de yer alan Murat Çetinkaya Cumhurbaşkanlığı kararıyla TCMB Başkan Yardımcılıklarına, Dr. Oğuzhan Özbaş ve Murat Çetinkaya atandı. 1970’de doğan Çetinkaya, lisans eğitimini ODTÜ Malzeme ve Metalurji Mühendisliğinde, yüksek lisan Oğuzhan Özbaş sını Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü’nde yaptı. Meslek hayatına Ziraat Bankası’nda başlayan Çetinkaya, yeni görevi öncesi Borsa İstanbul Genel Müdürüydü. 1971’de doğan Özbaş ise lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nde, yüksek lisansını Carnegie Mellon Üniversitesi’nde endüstriyel yönetim konusunda yaptı. Özbaş, 2002’den bu yana Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde ders veriyor. Edinilen bilgiye göre, artık banka yönetiminde TCMB kökenli kimse kalmadı. l Ekonomi Servisi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear