23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: CAFER KURT 95 AĞUSTOS 2019 PAZARTESİ Atanamayan öğretmenlerin özel okul tecrübesi ‘köleliği’ çağrıştırıyor, haklarından yoksunlar Özel okullarda öğretmenlik çilesi Kamuya atanamayan öğretmenlerin özel okul tecrübesi çileye dönüştü. Milli Eği tim Bakanlığı’nın (MEB) on binler ce açık kontenjana karşın atama yapmaması, öğretmenleri özelde aç lık sınırındaki ücretle re mahkum etti. Bakan Ziya Selçuk’un “etkin denetim” sözüne kar OZAN ÇEPNİ şın binlerce öğretmenin hâlâ sigortasız çalıştırıl dığı öğrenildi. Bakanlık ise öğretmenlerin özlük hakları, özel ve devlet arası denge ve denetim için yeni meslek yasasını işaret etti. MEB’in atamadığı öğretmenle rin ikinci kapısı durumundaki özel okullar, yeni mezunlar için tuzak haline geldi. Yıllardır kadrolu öğret menlerin özlük haklarının çok uza ğında çalıştırılan özel okul öğret menleri, düşük ücretler, sigortasız lık, izin haklarının sağlanmama sı, mobbing, iş güvencesinin ve ya sal haklarının olmaması nedeniyle isyan etme noktasına geldi. Bakan Selçuk’un sene başında özel öğreti me teşvik uygulamasını kademeli olarak kaldırılacağını açıklaması nın ardından kar endişesi taşıyan özel okullar, öğretmenlerin hakla rından kıstı. Bakan Ziya Selçuk’un “etkin denetim” sözüne karşın binlerce öğretmenin hâlâ sigortasız çalıştırıldığı öğrenildi. Bakanlık öğretmenlerin özlük hakları, özel ve devlet arası denge ve denetim için yeni meslek yasasını işaret etti. Ücretler asgari, kadro yok Ulaştığımız öğretmenler, iş güvenceleri olmaması ve sendikasızlıkları nedeniyle isimleriyle görüş veremeseler de yaşadıklarını Cumhuriyet’e anlattı. Özel okullardaki on binlerce öğretmenin karşılaştıkları ortak sorunların ilki ücret politikası. Eskiden dershanelerin ikinci kapı olarak görüldüğünü belirten öğretmenler, kursların ve diğer kurumların kapatılmasının ardından sayıları her yıl artan ve apartman dairelerinden bozma özel okulların artık tek çare haline geldiğini söyledi. Eğitim kamusal hizmet olsa da özel okulların kâr amacı ile hareket ettiğini vurgulayan öğretmenler, her yıl binlerce yeni mezunun asgari ücret ile çalışmayı kabul etmek zorunda olduğunu ifade etti. Asgari ücreti kabul eden öğretmenlerin bir diğer sorunu ise sigortasızlık. Aylık maaşlarını elden aldıklarını belirten öğretmenler, sigortasız olarak çalıştıkları için hastaneye bile gidemez durumda. Bir öğretmen ise kişisel sigortası için prim ödeyecek durumda ol duğunu belirterek “Herhangi yasal bir gelirim olmadığı için, Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında asgari ücretin üçte birinden az gelirim olduğunu belirterek yeşil kartlı gibi hastaneye gidebiliyorum. Bu süreç bize arkadan dolanmaktan başka çare bırakmadı” dedi. Mobbing ve güvencesizlik Sigortası yapılmayan öğretmenlerin diğer sorunu ise yasal haklarını kullanamamaları. Elden maaş aldıkları için kurumlarda çalıştıklarını ispat edemeyeceklerini belirten öğretmenler yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı: “Ne işe iade davası açabiliyoruz ne de diğer haklarımız var. Dava açan arkadaşlarımız da haklarını elde edemiyor. Ancak kamuya atananlar geçmişe yönelik dava açabiliyor. Davaları kazansalar bile okullar ödeme yapmıyor. Okul yönetimleri bizi çaresiz gördükleri için diğer öğretmenler gibi ne yıllık izinleri, ne yaz tatillerini ne de ara yarı yıl tatillerini kullanabiliyoruz. Okul döneminde iki öğretmenlik mesai ya parken, yaz aylarında tercih, rehberlik, kayıt ve reklam gibi işlerde çalışmak zorunda kalıyoruz. İtiraz ettiğimizde ile her seferinde kapı dışarı edilmekle tehdit ediliyoruz. Aynı durumdaki her arkadaşımızın ortak sorunu yöneticilerin ciddi mobbingine maruz kalmamız. Kötü koşullara sessiz kalmamız istenirken, öğretmen gibi değil köle olarak görülüyoruz.” MEB yasayı işaret etti Bazı öğretmenler direkt MEB’i arayarak, bazıları da CİMER üzerinden şikâyetlerini ilettiklerini ancak birçoğuna dönüş bile olmadığını belirtti. Öğretmenler, denetim yapılan okullarda ise özel okul yöneticilerine önceden haber verildiğini, denetim günlerinde ücretsiz izinli sayıldıklarını ve okullara gelmemeleri istendiğini aktardı. Konu hakkında ulaştığımız bakanlık yetkilileri ise çözüm için yeni meslek yasasını işaret etti. Uzun süredir üzerinde çalışılan öğretmenlik meslek yasası ile öğretmenler için devlette ve özelde belirli standartlar getirileceği, bu standartların altında öğretmen çalıştıran kurumlara yönelik ciddi yaptırımlar öngörüleceği, denetimlerin de düzene bağlanmasının hedeflendiği öğrenildi. l ANKARA Hasta mahkum yolda öldüŞeker ve kalp hastası mahkum Aynur Uyar, avukatının tüm başvurularına karşın tahliye edilmedi Avukat Uzan, “Tedavisi yapılmazsa öleceğini çıplak gözle dahi gözlemledim. Doktorlar aleyhinde suç duyurusunda bulunacağız” dedi. ALİCAN ULUDAĞ Eskişehir’de bulunan Çifteler Kadın Açık Cezaevi’nde yatan ve şeker, kalp, tansiyon rahatsızlıkları bulunan Aynur Uyar adlı mahkumun “hayati tehlikesi” olduğuna ilişkin uyarılara karşın tahliye edilmemesi yaşamına mal oldu. Çifteler Cezaevi’nin kapatılması üzerine Ayvalık Cezaevi’ne nakledilen Uyar’ın sağlık durumu nakil sonrasında daha da ağırlaştı. Cezaevi idaresi, infaz dosyasının gönderilmemesini gerekçe gösterip, Uyar’ı bir türlü izne çıkarmadı. Daha da kötüleşen ve bir ayağı kangren olan Uyar, gece fenalaşınca, cezaevi tarafından yakınları aranarak “Gelin, alın” denildi. Cezaevinden “izinli” olarak çıkarılan Aynur Uyar, yolda fenalaştı ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Cezaevinde “uyuşturucu” suçundan hükümlü bulunan 54 yaşındaki Uyar’ın avukatı Mehmet Gürol Uzan, 25 Haziran’da Çifteler Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, müvekkilinin sağlık durumunun kötü olduğunu, hayati tehlikesini gerekçe gösterip infazının durdurulmasını talep etti. Uyar, Eskişehir Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Ancak hastanedeki doktorlar, Uyar’ın hayati tehlikesinin bulunmadığı, infazın durdurulmasını gerektirir bir durum olmadığı yönünde bir rapor verdi. Başsavcılık, bunun üzerine infaz durdurma talebini reddetti. Nakil sonrası durumu ağırlaştı Sağlık durumu cezaevi nakli sonrası daha da kötüleşen, bir ayağı kangren olma aşamasına gelen Uyar, izne çıkmak istedi. Ancak nakil sırasında Uyar’ın infaz dosyası gönderilmeyince, izin işlemleri uzadı. Uyar, gece fenalaşınca hastaneye kaldırıldı. Burada yapılan müdahale sonrasında Uyar, sabah tekrar cezaevine getirildi. Cezaevi idaresi, izin kararı alarak Uyar’ın yakınlarını aradı ve “gelin, alın” dedi. Cezaevine giderek alınan Aynur Uyar, bindiği takside rahatsızlandı ve kaldırıldığı hastanede aynı gün, 19 Temmuz’da, yaşamını yitirdi. Avukat Mehmet Gürol Uzan, “Uyar’ı ziyaret ettiğimde açıkçası tedavisi yapılmazsa öleceğini çıplak gözle dahi gözlemledim. Nedense hekimler bunu görmek istemedi. Ayvalık’ta da hastaneye götürülme talepleri geç karşılanmış ancak tedavi uygulanmamış. İzne çıkacağı gün de ölmüş. Cezaevinde kalabilir raporu veren doktorlar aleyhinde suç duyurusunda bulunacağız” dedi. Aynur Uyar’ın bir yakını ise “Cezaevi kapısından 45 kişi zor çıkarmış” dedi. l ANKARA Acılı aileler adalet istedi Her ayın ilk pazar günü iş cinayetlerinde yakınlarını kaybeden “Adalet Arayan İşçi Aileleri”nin düzenlediği “Vicdan ve Adalet Nöbeti” 85. haftasında da “kamu güvenliği” gerekçe gösterilerek Galatasaray Meydanı’nda yaptırılmadı. 75. buluşmadan beri Taksim Tel Sokak’ta bir araya gelen grup adı na basın metnini okuyan İdris Çabuk “Biz, en çok canı yananlar, 28 Nisan’ın bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de ‘İş cinayetlerinde hayatını kaybedenleri anma ve yas günü’ ilan edilmesini istiyoruz. İş kazası değil, cinayet. Bütün sorumluların yargılanmasını istiyoruz” dedi. Ailelere desteğe gelen CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, “Temmuz ayında 163, son 7 ayda yurttaş iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu ailelerin Galatasaray Meydanı’na alınmaması Türkiye’nin hukuk devleti olmadığını gösteriyor” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet HUKUKTA HEDEF ŞİMDİDEN ŞAŞTI ALİCAN ULUDAĞ Yargı reformu strateji belgesinde hukuk fakültesine girişi zorlaştırmayı, avukatlık için sınav şartı getirmeyi hedefleyen iktidarın, Çankırı Karatekin Üniversitesi’nde hukuk fakültesi kurması tartışma ve eleştiri konusu oldu. Çankırı Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile birlikte Türkiye’deki hukuk fakültesi sayısı 80’e çıkarken, hukukçular bu durumu “Yargı paketinde ne kadar ilkeli olduklarının göstergesi. Apartmandan bozma fakültelerle hukuk eğitiminin kalitesi artmaz” görüşünü savundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1 Ağustos’ta imzaladığı ve Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, Çankırı Üniversitesi’ne bağlı Hukuk Fakültesi kuruldu. Ancak hukuk fakültesinin açılması, yargı camiasında tartışma yarattı. Çünkü bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 30 Mayıs’ta, Saray’da, açıklanan yargı reformu strateji belgesi töreninde, hukuk fakültelerinin kalitesinin artırılması hedef olarak öne sürülmüştü. Erdoğan, “Eğitim süresinin 5 yıla çıkarılması, kontenjanların azaltılması, başarı sıralamasının 190 binden 100 bine yükseltilmesi gibi düzenlemeler planlıyoruz. Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı önümüzdeki dönemin en önemli yeniliklerinden biri olacaktır.” demişti. Geçen yıl yaklaşık 20 bin öğrenci mezun olurken, halen okuyan öğrenci sayısı ise 83 bin 500. Avukat sayısının önümüzdeki 5 yılda 200 bine çıkması bekleniyor. ‘Tutarlılık sorgulanmalı’ Türkiye Barolar Birliği (TTB) Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek, yargı paketindeki vaatlere karşın açılan yeni hukuk fakültesine ilişkin, “Burada bir tutarlılık sorgulanması gerekiyor” dedi. Ekim ayında Meclis’e gelecek yargı paketiyle hukuk fakültelerinin gelişigüzel açılmasının engelleneceğini, yeterlilik ve puan standar dı getirileceğini belirten Özbek, “Pakette hukuk fakültesi enflasyonunun önüne geçilmesi hedeflendi. Ancak şimdi yeni bir fakülte açılması, tutarlılık ve ilkesellik açısından çelişkili bir durum ortaya çıkardı. Fakültelerin yeterli akademik kadrolara sahip olması zorunluluktur. Kalite açısından sorunumuz vardır” dedi. Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, “Bu durum, yargı paketinde ne kadar ciddi ve samimi olduklarının göstergesi” diye konuştu. 1999’da mezun olduğunda Türkiye’de 10 tane hukuk fakültesi olduğunu ifade eden Balkan, “Giderek hukuk sisteminin içinin boşaltılması ve niteliksizleştirme politikaları güdülüyor. Apartman dairesinden bozma yerlerde niteliksiz hukuk fakülteleri açılıyor. Buna bir çözüm getirilmezse avukat sayısı 200 bine çıkacak. Bu da hukuk eğitimim kalitesini daha da dibe çekecektir. Bundan hem yargı, hem de vatandaşların yargıya olan güveni etkilenecektir” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA sınavı kazanmak yetmedi ‘Birinci derece akraba engeli’ işsiz bıraktı SEYHAN AVŞAR Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’nı kazanarak 2016 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne atanan görme engelli Orhan Öztunç birinci derece yakınlarının FETÖ/PDY PKK/KCK, TKP/Kıvılcım örgütlerine müzahir oldukları iddiasıyla işe başlatılmadı. İstinaf mahkemesine başvuran Öztunç, “Hiçbir terör örgütüyle bağlantım yok. Çalıştırmamak için beni üç farklı örgütün çuvalına attılar” dedi. Görme engelli Orhan Öztunç 2016 yılında Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’na girdi. 81.82 puan alan Öztunç, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne atandı. Ancak Ankara Büyükşehir Belediyesi Arşiv Araştırma Komisyonu Öztunç’un atamasını uzunca bir süre bekletti sonra ise reddetti. “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Devlet Personel Başkanlığı’na” başvuran Ankara Büüyükşehir Belediyesi, Öztunç’un arşiv araştırmasında olumsuzluklar olduğunu ve ne yapılması gerektiğini sordu. Başkanlık ise ilgilinin yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda güvenlikle ilgili konularda bir kayda ulaşılmamasına rağmen, birinci derece yakınlarının (anne, baba, kardeş) FETÖ/PDY PKK/KCK örgütüne müzahir şahıslar ile ilişkili olduklarına dair bilgiler elde edildiği ancak kararın Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından verilmesi yönünde görüş bildirdi. Belediye ise Öztunç’un atamasını reddetti. ‘Ötanazi talep ediyorum’ Bunun üzerinde Öztunç, Ankara 16 İdare Mahkemesi’nde atamasının uygun olmadığına dair verilen kararın iptali için dava açtı. Ancak bu kez mahkeme Öztunç’un güvenlik soruşturması ve arşiv kayıtları sonucunda TKP/Kıvılcım terör örgütü ile irtisaklı olduğunu ifade eden istihbari nitelikteki bilgi mevcut olduğunu belirterek davayı reddetti. Öztunç ise kararı istinaf mahkemesine taşıdı. Belediyenin ve mahkemenin verdiği kararlara tepki gösteren Öztunç, “Engelli bir yurttaşım. Engellim var evet ama asla bunun arkasına sığınmadım. Benim ne törörle, ne de terörristle uzaktan yakından alakam olmadı, olamaz. Yaşadığım zorlukları ve acıları unutmaya çalışırken bana yaşatılan bu acı beni derinden yaraladı. Çağrım şu, ölüme terk edilmektense ötanazi talep ediyorum. Daha fazla diyecek bir şeyde bulamıyorum.” l İSTANBUL ev kadını için tazminat Yargıtay, kaza kurbanını asgari ücretli saydı Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, herhangi bir işte çalışmayan ev kadınının, trafik kazasında hayatını kaybetmesi nedeniyle hükmedilen “destekten yoksun kalma tazminatının” hesaplanmasında, asgari ücretli olarak kabul edilmesinin doğru olduğuna hükmetti. Dairenin kararında, asgari ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu yer aldı. Bingöl’de meydana gelen trafik kazasında, bir işte çalışmayan ev kadını hayatını kaybetti. Açılan dava üzerine Bingöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, kadının hayatını kaybetmesi nedeniyle “destekten yoksun kalma” tazminatına hükmetti. Tazminat asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplandı. Yargıtay mahkemenin kararını doğru buldu. l AA Kütüphanelerin içler acısı durumu SENA YAŞAR Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verileri ile Türkiye’nin 81 ilindeki halk kütüphanelerinin yetersizliği gözler önüne serildi. Bakanlık verilerine göre, 16 milyon nüfuslu İstanbul’da yalnızca 38 kütüphane bulunurken, nüfusu 100 binin üzerinde olan onlarca ildeki kütüphane sayısı 10’u geçemedi. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesine verilen yanıtta; Türkiye’deki il halk kütüphanelerinin yetersizliği açığa çıktı. Türkiye’nin 81 ilinde toplamda bin 171 kütüphanenin bulunduğu, en fazla kütüphanenin Ankara’da (47), en az kütüphanenin ise Yalova, Iğdır ve Kilis illerinde (3) olduğu bildirildi. l ANKARA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear