02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 17 AĞUSTOS 2019 CUMARTESİ EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ YORUM/HABER Yürü Ya Kulum AKP Elazığ Milletvekili Zülfü Tolga Ağar söyledi o sözü: “Cumhurbaşkanı denince bize Allah gibi geliyor.” Öyle anlaşılıyor ki, “yürü ya kulum” deme aşamasına çoktan ulaşılmış… Kamu kaynaklarının (halkın kaynakları) teslim edildiği Varlık Fonu’nun yönetimindeki kimi adlara baktığımızda bu aşamanın sonuçlarını görebiliyoruz: Fuat Tosyalı örneğin. Babası sobacılık yapan Fuat Tosyalı, çıraklıkla başlamış işe. İskenderun Demir Çelik Fabrikası’nda çalışmış olanlar, Tosyalı’yı, işletmenin binalarında oluk tamiratı işlerini yaptığı tarihlerden tanıyorlar. Şimdi holding sahibi. AKP döneminde, yassı çelik üretim tesisinin açılışı Recep Tayyip Erdoğan’a nasip oldu. Bir başka Varlık Fonu yöneticisi de, Salim Arda Ermut. On binlerce işsiz üniversite mezunu arasından sıyrılıp Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirir bitirmez AKP döneminde Başbakanlık’ta göreve başladı. Genç yaşta yükseldi, yükseldi, başı göğe erdi… Şimdi, THY’den Türk Telekom’a, Ziraat Bankası’ndan TCDD’ye, Botaş’tan PTT’ye yurdun en önemli varlıklarına hükmeden kurulda. Varlık Fonu’nun başkan vekili olan damat beyi hiç saymıyoruz. Çünkü, damat olduktan sonra kimse tutamadı onu zaten. Yalnızca Varlık Fonu’nda değil, AKP iktidarında yürüyen kul o denli çok ki: Sözgelimi, Zafer Çağlayan. Çocukluğunda simit satarmış. AKP döneminde bakanlığa değin yükseldi. Ne yazık ki, hepi topu bir saat yüzünden makamından ayrılmak zorunda kaldı. Oysa, yürü demişlerdi, güzel güzel yürütüyordu işleri… Uğursuz Direnç Cumhuriyet devrimi, Meclis ile var oldu. Saray düzeni, Meclis’i işlevsizleştirdi. Cumhuriyet devrimi, saltanatı ve hilafeti kaldırmıştı. Saray düzeni, saltanatı tüm şatafatı ve derebeylik tortusuyla geri getirdi. Cumhuriyet devrimi, komşuları ve tüm dünyayla barışık bağımsız bir devlet kurmuştu. Saray düzeni, tüm komşuları ile kavgalı, bağımlı bir yapı kurguladı. Cumhuriyet devrimi, halkı eşit yurttaş kılmıştı. Saray düzeni, ümmete dönüş yaptı. Cumhuriyet devrimi, kadınları özgürleştirmişti. Saray düzeni, kadını yasaklarla tutsaklaştırdı. Cumhuriyet devrimi, mahalle mekteplerini, medreseleri, tarikatları, tekkeleri kapatmıştı. Saray düzeni, geri açtı. Biliyoruz ki, “çağ atlama” sözü; askeri cunta yamağı, ABD ayarlı Turgut Özal döneminden kalmadır. Sözüm ona, Türkiye’yi emperyalist küreselleşmeye eklemleyenler, ülkeye çağ atlatmış oluyorlardı… Atladığımız çağ, bugün yaşadıklarımızdan bellidir. Atatürk, 1925’te Ankara Hukuk Fakültesi’ni (Okulu) açarken yaptığı konuşmada der ki: “Evrensel genel tarihin akışında Türklerin 1453 zaferini, yani İstanbul’un fethini bir düşününüz. Bütün bir yeryüzü insanlığına karşı İstanbul’u sonsuza dek Türk toplumuna kazandırmış olan güçlü erk, yaklaşık olarak aynı yıllarda bulunmuş matbaayı Türkiye’ye sokabilmek için hukuk adamlarının (şeriatı, şeriatçıları kastediyor) uğursuz direncini kıramamıştır.” Bugün de, yaklaşık 20 yıllık karşıdevrimci bir uğursuz direnç ile ortaçağa doğru ülkece bin bir ters takla attık. Bunun acısını en çok, çağdışı edilmiş günümüz çocukları ve gençleri çekecek. 17 ağustos 2019 SAYI: 34282 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:32 04:21 04:49 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:08 13:13 17:02 05:55 12:58 16:45 06:20 13:21 17:06 Akşam 20:09 19:51 20:11 Yatsı 21:38 21:19 21:36 Suriye’nin kuzeyinde kurulacak güvenli bölge konusunda ABD’yle pazarlıklar sürse de, Türkiye, en yetkili ağızlardan ABD’ye güvenmediğini dillendiriyor. Ülkemizi yönetenler, ABD’nin Türkiye’yi oyaladığı yönündeki endişelerini saklamıyorlar. Bizzat Dışişleri Bakanı, “Münbiç gibi olmasına, ABD’nin oyalamasına izin vermeyiz” diyor. Deneyimli komutanlar; güvenli bölge tanımı, güvenli bölgeye ilişkin beklentileri, PKK terör örgütü ve uzantılarına yönelik tutumları taban tabana zıt olan iki ülkenin güvenli bölge konusunda uzlaşmasının hayal olduğunu söylüyorlar. Bu noktada temel soru şu: Türkiye, Suriye’nin bütünlüğünü, Suriye’yi bölmek isteyen ABD’yle mi sağlayacak? Suriye’nin bütünlüğünü savunan Suriye devletiyle mi? PKK terör örgütü ve uzantılarına karşı çok haklı ve meşru bir mücadele yürüten Türkiye, bu terör örgütlerine “kara gücüm” diyen, onları Türkiye’ye karşı koruyan ABD’yle güvenli bölgenin derinliğine ilişkin kilometre hesabında uzlaşsa bile, esas meseleyi görmezden mi gelecek? Bu sorulara yanıt ararken, hiç uzağa gitmeden, yakın dönemin yakıcı gündem maddesi olan S400 konusunda ABD’nin bize neler dediğini anımsayalım. Anımsayalım ki, bugün Güvenilmez ABD’yle güvenli bölge kurulur mu? ve gelecekte karşılaşacağımız soruları cevaplamak kolay olsun. S 400 pazarlıklarından ders alındı mı? ABD, Türkiye’nin Rusya’dan S400 savunma sistemi almasını engelleyemeyince, önce Türkiye’yi F35 savaş uçaklarının üretim sürecinden çıkardı. Hemen sonra, ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası’nı (CAATSA) gündeme aldı. Ardından da Türkiye’ye, “S400’leri aldın, bari aktif hale getirme” demeye başladı. Türkiye’yi ikna etmek için de vaatlerini sıraladı. S400’leri aktif hale getirmezsen, serbest ticaret anlaşması yaparım; Obama döneminde satmadığım Patriot füzelerini satarım; seni yeniden F35 savaş uçaklarının üretim sürecine dahil ederim. ABD’nin etkili düşünce kuruluşlarından olan, ülkenin müesses nizamıyla derin ilişkileri bilinen Atlantik Konseyi’nin üyesi, Rand Corporation uzmanı Hans Binnendijk ise daha ileri gidip dış politika, savunma ve güvenlik çevrelerinin etkili yayın organı Defence News için kaleme aldığı yazıda özetle şunları önerdi: Türkiye, NATO’nun S400 sisteminden yararlanmasını sağlayabilir. S 400 sistemini kullanacak kadro, çokuluslu hale getirilebilir, NATO personelinin kullanımına açılabilir. F35 savaş uçakları, S400 radarına girdiğinde, S400 sisteminin çalıştırılması yasaklanabilir. S400 savunma sisteminin hem NATO savunma ağı hem F35 savaş uçaklarının bilgisayarıyla bağı koparılabilir. Böylelikle, S 400’ler daha etkisiz bir hava savunma sistemine dönüşür, fakat bu, Erdoğan’ın ödemek durumunda kalacağı fiyatın bir parçası olur. (“A last chance for Turkey? There could still be time to fix the S400 issue”, www.defencenews.com; 29 Temmuz) Soru kısa ve acı. Türkiye, şimdiye dek pek çok konuda ABD’den yediği kazıkları unutup güvenli bölge konusunda ABD’ye nasıl güvenecek? AKP ve MHP’liler yasa teklifini skandal gerekçelerle savundu Nafakaya sınırda ‘gayrimeşru’ gerekçe EMİNE KAPLAN AKP’nin hazırlıklarını sürdürdüğü yargı paketinin bir ayağını nafakayla ilgili yasal değişiklik oluşturuyor. MHP’nin de bu konuda bir düzenleme istediği biliniyor. MHP, nafaka alan kadın ve erkeğin mali durumunda değişiklik olmaması, yeniden evlenmeme gibi durumlarda nafaka ödemesinin en fazla 5 yıl ile sınırlandırılmasını istiyor. Adalet Bakanlığı’nda yapılan çalışmalarda ise kısa süreli evliliklerde en az iki yıl, uzun süreli evliliklerde ise nafakanın evlilik süresine göre belirlenmesi üzerinde yoğunlaşılıyor. AKP ve MHP’nin, üzerinde uzlaşma sağlanması durumunda yeni yasama yılında TBMM gündemine getirmeyi planladığı yasa önerisiyle Türk Medeni Kanunu’nun “boşanmada tazminat ve nafaka” başlıklı 174, “yoksulluk nafakası” başlıklı 175 ve “tazminat ve nafakanın ödenme AKP ve MHP’nin bir süredir üzerinde çalıştığı düzenlemede, evlilik dışı ilişkilerin arttığı gerekçe gösterilerek nafakanın sınırlandırılması isteniyor. biçimi” başlıklı 176. maddelerinde değişiklik yapılacak. Mevcut Türk Medeni Yasası’nda boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak yoksulluk nafakası isteyebilmesini düzenliyor. Yine aynı yasaya göre, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde nafaka kendiliğinden kalkıyor. Alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla nafaka kesilebiliyor. ‘Evlilik dışı ilişkileri artırıyor’ AKP’de yapılan değerlendirmelerde, Türk Medeni Kanunu’nda evlilik durumunda ya da evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşama durumunda nafakanın kesilmesiyle ilgili düzenlemelerin yeterli olmadığını görüşü dile getiriliyor. “Yeniden evlenme durumunda nafaka kesileceği için nafaka alan taraf yeniden evlenmek yerine evlilik dışı ilişki yaşamayı tercih ediyor. Nafakayı daha çok erkekler ödüyor. Evlilik dışı yaşamalar nedeniyle nafaka ödeyen erkek ‘Bu ilişkiyi ben finanse ediyorum’ durumuna düşüyor, bu da mağduriyet yaratıyor. Bunun tespiti için dava açılması, mahkemenin de gayrimeşru ilişkiyi belirlemesi gerekiyor. Mahkemelerden tespit yapılamadığı için ret kararları çıkabiliyor. Nafakaya bir süre konması durumunda sorunların çözümü mümkün olabilir” değerlendirmesi yapılıyor. l ANKARA İmalathanede facia Niğde’de Yukarı Kayabaşı Mahallesi Karabulut Sokak’ta bulunan bir çiğköfte imalathanesinde, yoğurma makinesinin ça lıştığı esnada içine düşen 2.5 yaşındaki Coşkun Miraç Azak ağır yaralandı. Ailesi tarafından Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine getirilen yaralı çocuk, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. l İHA Kaplumbağayı kurtarmak isterken öldü Denizli’de yolun ortasında bulunan kaplumbağayı ezilmemesi için kenara alan kişi otomobilin çarpması sonucu yaşamını yitirdi. İddiaya göre Çivril Denizli karayolunda Turgay Nacak, yolun ortasında bir kaplumbağa gördü. Otomobilini durduran Nacak, kaplumbağayı kenara bırakmak istedi. O sırada Mehmet Orhanlar’ın yönetimindeki otomobil Nacak’a çarptı. Nacak, olay yerinde hayatını kaybetti. l AA Leo bebek ameliyat oldu İzmir’de 9 Ağustos’ta kalp rahatsızlığıyla dünyaya gelen ve ambulans uçakla İstanbul’daki Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen Leo bebeğin ameliyatı başarılı geçti. İzmir’de Onur ve Cemran Dalgıç çiftinin bebeği olarak dünyaya gelen ve kalp rahatsızlığı nedeniyle ameliyat edilmesi gerektiği tespit edilen Leo Dalgıç, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın talimatıyla İstanbul’a getirilmişti. Dün sabah saatlerinde 4.5 saat süren ameliyatın başarılı geçtiği, bebeğin bir süre daha hastanede gözetim altında tutulacağı öğrenildi. l DHA Baba ile oğlu denizde boğuldu Mersin’de yüzmek için denize giren Ümit Kıyak ile oğlu Kadir Kıyak (9), akıntıyla açığa sürüklenerek boğuldu. Yanlarında bulunan bir çocuk ise çevredekiler tarafından kurtarıldı. Soli sahilinde önceki akşam, Ümit Kıyak, oğlu Kadir (9) ve ismi öğrenilemeyen 12 yaşındaki yeğeni ile denize girdi. Denizdekilerin zor durumda olduğunu görüp suya giren yurttaşlar, ismi öğrenilemeyen çocuğu baygın halde kıyıya çıkarıp, baba ile oğlunun kurtarılması için polisten yardım istedi. 12 yaşındaki çocuk, ambulansla hastaneye kaldırılırken, ekipler, babaoğulun cansız bedenlerine ulaştı. l DHA Metro Turizm: Biz de anlam veremedik Türkiye’de son 2 hafta içinde yangın çıkan 5 otobüsten üçü Metro Turizm’e ait. Metro Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Ayyıldız, 2008 ve 2013 model üç otobüsün birden yanmasına “Kendilerinin de anlam veremediğini” söyledi. BBC Türkçe’ye konuşan Ayyıldız, “Servis bakımlı bu araçlar. Akaryakıtta kurumsal çalışıyoruz. 26 Ağustos’ta Almanya’dan bilirkişiler gelerek rapor hazırlayacaklar” dedi. Ayyıldız, hiçbir araçta 10 numara yağ ya da sahte mazot kullanılmadığını belirtti. l Haber Merkezi ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Bilsay Kuruç’un acı günü Çanakkale’nin Bozcaada ilçesinde Ayazma pla jında eşi Bilsay Kuruç ile denize giren 83 yaşında ki Sevim Kuruç, boğularak yaşamını yitirdi. Prof. Dr. Bilsay Kuruç ve eşi Sevim Kuruç, Sevim Kuruç yaşamını yitirdi. Çanakkale’nin Bozcaada ilçesinin Ayazma pla jına dün denize girmek için geldi. Sevim Ku ruç, kıyıdan yaklaşık 20 metre açıldıktan son ra bir anda suda çırpınmaya başladı. Kuruç’un çırpındığını gören Sedat Bilir adındaki bir va tandaş, yüzerek yanına giderek Kuruç’u deniz den çıkardı. Sahilde hemşire olduğu öğreni len Ayşegül Bilir tarafından ilk müdahalesi ya pılan Kuruç’un duran kalbi, olay yerine gelen sağlık ekiplerinin kalp masajıyla tekrar çalıştı rıldı. Ancak Kuruç’un kalbi ambulansa alındığı sırada tekrar durdu. Bozcaada Toplum Sağlığı Merkezi’ne kaldırılan Kuruç, yapılan tüm müda halelere rağmen yaşamını yitirdi. Kuruç’un ce nazesi, Bozcaada Toplum Sağlığı Merkezi’ndeki morga kaldırıldı. l ANKARA/Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Domatese kırmızı rengini veren pigment. 2/ Eskiden uzay boşluğunu 1 2 3 4 5 S INIK DİM ASA L A ODA K I L I R LAL MA L AMA PERA ÖZEK doldurduğu var 6 A V A N A K sayılan esnek 7 P İ K M E L O N madde... Pirinç 8 A Y I A Ş E V İ ten yapılan, 9 K EM L E YA L Japonların ulu sal içkisi. 3/ Yatsı namazından sonra kılınan üç rekât namaz... Sergen. 4/ Bir görevin yürütülebilmesi için merkez olarak seçilen yer... Fethiye ilçesin de, doğal güzelliğiyle tanınmış bir koy. 5/ Rapor. 6/ Korkmak, ürkmek... Bir nota. 7/ Türk müziğinde bileşik bir makam... Suudi Arabistan’ın plaka imi. 8/ Baryum elemen tinin simgesi... Yunan mitolojisinde, güzel sanatların dokuz perisinden biri. 9/ ABD’nin iki eyaletine adını veren kızılderili bir halk. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Balda ve birçok meyvede bulunan bir tür şeker. 2/ Eski Mısır inanışında ana tanrıça... Bir şey ödemeden alınan şey. 3/ Kısık sesli küçük keman... Toprak damları sıkıştır makta kullanılan, silindir biçimli ağır taş. 4/ Japonlara özgü kâğıt katlama sanatı. 5/ Toplumun duygularını inciten olay ya da durum. 6/ Notada durak işareti... Bir mastar eki... Radyum elementinin simgesi. 7/ İnce yapılı... Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bir yayla. 8/ İri taneli bir zeytin cinsi. 9/ Dişle rin diplerinde ve kaplarda oluşan kireç taba kası... Önü hendekli siper. T.C. İstanbul Bilim Üniversitesi Ebelik bölümünden almış olduğum yüksek lisans öğrenci kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. ATİYE ELİF EĞİN Şişli Endüstri Meslek Lisesi’nden almış olduğum diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. ÜMİT KÖKSAL ERGÜL Şişli Endüstri Meslek Lisesi’nden almış olduğum diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. AŞKIN DURNA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear