17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 514 AĞUSTOS 2019 ÇARŞAMBA Belirsizlik mutabakatıTürkiye ile ABD arasında varılan mutabakatı emekli büyükelçi Özülker yorumladı: Türkiye’nin ABD’ye karşı güven sorunu olduğunu ve yetkililerden gelen açıklamaların bunu yansıttığını söyleyen Özülker, Suriye hükümeti ile doğrudan temas kurmanın önemli olduğunu ifade etti. Türkiye ile ABD’nin üzerinde uzlaştıkları Suriye’nin kuzeyinde “güvenli bölge” kurulması için sürecin başlamasına karşın Ankara’dan gelen “Fırat’ın doğusu için kararlılık” ve “İstediğimiz adımlar atılmazsa B planımız hazır” mesajları dikkat çekiyor. ABD’nin Münbiç başta ol mak üzere Türkiye’ye verdiği sözleri tutmadığı için Ankara’nın Washington’a güvensizlik duyduğunu vurgulayan emekli büyühüseyin kelçi Uluç Özülker, iki ülhayatsever kenin uzlaştığı güvenli bölge mutabakatının belirsizliklerle dolu olduğunu, süreç içindeki uygulamaların Türkiye’nin politikası üzerinde belirleyici olacağını söyledi. Özülker, Türkiye’nin Suriye’deki kaygılarını giderecek en etkili adımın da Suriye hükümetiyle doğrudan temas kurmak olduğunu belirtti. Türkiye ile ABD’nin geçen hafta vardığı mutabakat uyarınca Suriye’de güvenli bölge kurulması amacıyla Müşterek Harekât Merkezi kurulması için hazırlıklara başlandı ve önceki gün 6 kişilik ABD heyeti Şanlıurfa’ya geldi. ABD ile mutabakat uyarınca sürecin başlamasına karşın hükümetten ABD’ye yönelik güvensizlik belirten açıklamalar dikkat çekti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 11 Ağustos’ta “ABD’nin daha önce Münbiç’te olduğu gibi Türkiye’yi oyalamasına izin vermeyeceklerini” söylerken Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da önceki gün ABD ile yürüyen güvenli bölge çalışmalarında bir aksilik çıkması durumunda “Türkiye’nin B ve C planlarını devreye sokabileceğini” dile getirdi. Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurulması için ABD ile atılan adımları ve hükümetten gelen açıklamaları Cumhuriyet’e değerlendiren emekli büyükelçi Uluç Özülker, Suriye’nin kuzeyinde yaklaşık 40 bin kişilik bir YPG gücü olduğuna ve ABD’nin YPG’ye silah ve eğitim desteği verdiğine dikkat çekerek “Normal şartlarda burada güvenli bölge oluşturacağız diyorsanız bu unsurların en az 30 kilometre güneye çekilmesi lazım. Şu anda bu yapılmıyor. Buradaki 40 bine yakın YPG’liyi buradan öbür tarafa nasıl intikal ettireceksiniz, ne kadar zaman aralığında bu yapılacak, bunların hiçbiri belli değil. Böylesine devasa bir sorunu karşımızda buluyoruz, buradan kısa bir sürede olumlu bir çıkış yakalayacağız diye ümide kapılıyoruz. Pratikte bunun nasıl yapılabileceğiyle ilgili kuşkularım var. Onun için bekleyip görmemiz gerekiyor” dedi. Soru işaretleri ABD’nin Suriye konusunda bugüne kadar Türkiye’ye verdiği sözleri tutmadığını anımsatan Özülker, “Bu güvensizlik dolayısıyla müdahale seçeneği masada tutuluyor” diye konuştu. ABD’nin Türkiye’nin kaygılarını giderecek adımlar atıp atmayacağının süreç içinde belli olacağını dile getiren Özülker, “Ne tarafından yaklaşılırsa yaklaşılsın o kadar çok soru işareti var ki ABD’nin buradaki iyi niyetini görebilmek için bekleyip görmek gerekiyor. Aceleci olarak bu iş bitti denilecek bir durum göremiyorum. Nitekim hükümetin açıklamaları da bu tavrın göstergesi. Bu kuşkuyu herkesin paylaştığını görüyoruz, fakat mesele ABD ile topyekun bozuşup bozuşmama meselesi olduğu için sabrı ön planda tutan bir pozisyon içinde olmak Türkiye’nin lehinedir” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin Suriye’deki güvenlik kaygılarını gidermek için yalnızca ABD ile adım atmasının sonuç vermeyeceğini vurgulayan Özülker, “Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünden söz ediyoruz. Fakat ABD’nin işgal altında tuttuğu topraklar, Suriye’nin toprak bütünlüğüne aykırı değil mi? Suriye merkezi hükümeti ‘Burası Suriye toprağıdır’ diyerek bastırsa ABD zora düşmez mi? Hukuk açısından da ABD’nin kendisini savunması zorlaşır. Türkiye’de hükümet duygusal nedenleri bir kenara bırakarak Suriye hükümetiyle daha yakın bir ilişki kursa Irak’ta olduğu gibi Türkiye açısından daha başarılı sonuçlar verir. Orada işbirliği halinde uluslararası hukuk temelinde hareket edilebilir. Türkiye, Irak’ta Kandil’e kadar girebiliyor, bunu merkezi hükümetin onayıyla yapıyor. Bunları Suriye için de göz önünde tutmak lazım” diye konuştu. l ANKARA RUDAW’DAN TARTIŞILACAK İDDİA: Pentagon SDG’ye güvence verdi Irak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin eski başkanı Mesut Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Rudaw’ın haberinde TürkiyeABD arasında Suriye’nin kuzeyi ile ilgili varılan mutabakata ilişkin dikkat çeken ifadeler yer aldı. Rudaw’ın Washington muhabiri Roj Ali Zalla’nın “Güvenli Bölge” hakkındaki sorusuna yazılı yanıt veren ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un, “Mutabakat, Kuzeydoğu Suriye’nin güvenliğini sağlayarak IŞİD’in tekrar geri dönmesine engel olacaktır” şeklindeki ifadesi, Rudaw tarafından şöyle yorumlandı: “Pentagon, Rojava sınırı boyunca müşterek Harekât Merkezi kurulması konusunda Ankara ile ön mutabakata varıldığını, bu mutabakatın Türkiye’nin güvenlik endişelerini gidereceği gibi SDG’nin de kendilerine yönelik olası bir saldırıyı düşünmekten çok bölgenin güvenliğine yoğunlaşmasını sağlayacağını açıkladı.” Terör örgütü PKK’nin Suriye kolu YPG’nin omurgasını oluşturduğu SDG’ye herhangi bir saldırının olmayacağı, ABD tarafından güvenceye alındığının iddia edildiği haber metninde, “Ancak Pentagon yanıtında, bu mutabakat kapsamında 90 Amerikan askerinin Türkiye’ye gittiği şeklindeki bilgiyi teyit etmedi” şeklinde ifadeler yer aldı. l Haber Merkezi IKBY BAŞKANI MESUD BARZANİ: Kürt eliyle Kürt kanı döktürmeyeceğiz Eski Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani, Erbil’in Çoman ilçesine bağlı Balakayeti bölgesinde kanaat önderleriyle bir araya geldi. Barzani, “Bir kez daha Kürt kanının, Kürt’ün eliyle dökülmesine izin vermeyeceğiz bunun için çalışıyoruz” dedi. Barzani, Ankara ve Tahran’a IKBY çevresinde bombardıman yapmak için bahane verilmemesi gerektiğini söyledi. K24 haber sitesinde yayımlanan habere göre burada yaptığı konuşmada Barzani, bölgede yaşanan gelişmelere değinerek, “Bir kez daha Kürt kanının, Kürt’ün eliyle dökülmesine izin vermeyeceğiz. Bunun için çalışıyoruz” di ye konuştu. Barzani, sınır bölgelerindeki güvenlik durumundan duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, “Ancak bölgenin durumu da göz önünde bulundurulmalı. Halkın tek umudu burası. Bu umut da tükenirse her şey biter” ifadelerini kullandı. IKBY sınır bölgelerinde Türkiye ve İran tarafından düzenlenen bombardımanlardan rahatsızlığını da kaydeden Barzani, “Ankara ve Tahran’ın bombardıman yapmaları için bahane ellerine verilmeseydi, söz konusu saldırlarda olmayacaktı” diyerek saldırıların tekrarlanmaması ve bölge halkının bedel ödememesi için çözüm bulunması gerektiğini savundu. l Haber Merkezi MSB’DEN AÇIKLAMA: Altyapı için çalışmalar başladı Türkiye ile ABD arasında geçtiğimiz hafta varılan güvenli bölge mukabakatının ardından önceki gün altı kişilik ABD’li askeri heyet Şanlıurfa’ya gelmiş ve ön hazırlık çalışmalarına başlanmıştı. Milli Savunma Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada Müşterek Harekât Merkezi’nin faaliyete geçirilmesi için yapılan çalışmaların kesintisiz olarak sürdüğü belirtilerek “Şanlıurfa’ya gelen ABD’li altı kişilik heyet ile altyapı kurulum çalışmalarına başlanmış, kritik fonksiyonların tesisi sağlanmıştır. Müşterek Harekât Merkezi’nin tesisi ve faaliyetlerinin bir an önce başlamasına yönelik çalışmalar zaman gecikmesine mahal vermeden sürdürülmektedir” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet ‘İncirlik’le ilgili endişem yok’ ABD Hava Kuvvetleri Avrupa ve Afrika Komutanı General Jeff fonla basına brifing verdi. Sputnik’in aktardığına göre, Harrigian, gazete rey L. Harrigian, Türkiye’ye F35 cilere “Askeri işbirliğimize odaklan tesliminin iptali ve S400 alımıy maya devam ediyoruz, bu ilişkilerimiz la ilgili yaptırımlar nedeniyle İncir çok güçlü kalıyor. Türk Hava Kuvvet lik’teki faaliyetleri için hiçbir teh leri bize destek vermeye devam edi dit görmediklerini belirtti. yor. İncirlik’teki herhangi bir ope Dışişleri Bakanı Mevlüt Harrigian rasyona etki konusunda hiçbir endi Çavuşoğlu’nun ABD’nin S400 yaptı şem yok. Askeri anlamda yakın işbir rımına İncirlik üssü dahil yanıt verileceğini liğimiz sürüyor ve burada hiçbir değişiklik söylemesi sonrası General Harrigian tele görmüyorum” dedi. l Haber Merkezi Eylül’de Ankara’da üçlü zirve TürkiyeABD arasında “güvenli bölge” müzakereleri sürerken Rusya ve İran arasındaki Suriye konulu üçlü zirve eylül ayında Ankara’da gerçekleşecek. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin katılımıyla yapılacak olan zirvede Astana ortağı ülkeler Suriye’deki son durumu ele alacak. Üç ülke arasındaki son zirve toplantısı nisan ayında yapılmıştı. CMBHaeşPrkkaŞenızrınİYlaçekeren: Yurttaşlarımıza dokunan politikalar karşılık buldu ALİ AÇAR CHP Şırnak Merkez İlçe Başkanı Osman Yeren, bölgenin en önemli sorununun işsizlik, eğitim ve güvenlik olduğunu söyledi. CHP’nin son dönemde yurttaşlara dokunan politikalarla görünür olduğunu anlatan Yeren, “Önümüzdeki seçimlerde CHP bunun karşılığını alacaktır” dedi. CHP Şırnak Merkez İlçe Başkanı Osman Yeren, bölgenin sorunları ve partisinin politikalarına ilişkin Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, ilin en önemli sorunları arasında işsizlik, eğitim ve güvenlik sorunun geldiğini belirterek “Bölgenin coğrafi konumu nedeniyle alınan güvenlik önlemleri halkın hareket alanını kısıtlıyor. Doğal olarak da halkın geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık geliştirilemiyor. Bir diğer sorun ise bölgede yaşayan insanların eğitim sorunu. Yeterince derslik ve öğretmen bulunmadığı için eğitim sekteye uğruyor. Bunun yanında sanayinin bulun maması ve sadece devlet dairelerinin dışında iş olanaklarının bulunmaması insanları bezdirmiş durumda. Şırnak’ın çevre illerle olan bağlantı yolları yapılsa ve Uludere ilçemiz üzerinden ikinci bir sınır kapısı açılsa insanlar ekonomik olarak bir nebze de olsa rahatlayacak” dedi. ‘Yaşam hakkı yok’ Şırnak’ta yaşayan yurttaşların AKP ve HDP arasında sıkıştığını kaydeden Osman Yeren, “AKP adam kayıran, ranta dönük politikaları ve işsizlik sorunları ile insanları bezdirmiş durumda. HDP ise yönettiği süre zarfında yaptığı hatalar ve yanlış aday tercihleri ile tabanında kırılma yaşıyor. Selahattin Demirtaş sonrasındaki söylemleri halkta umut olmadı. Şırnak’ta zengin ve fakir olarak iki kesim var. Maalesef ilimizde orta sınıf yok. Adam kayırmalar ve adaletsiz yönetimler sıradan yurttaşlara yaşam hakkı tanımamakta. Devletin şefkatini tatmayan bir halk kitlesi mevcut ve bu sorun yumağını büyütüyor” diye konuştu. CHP olarak yaşanan sorunlar ve sıkıntıları bildiklerini, daha çok yurttaşa dokunmaya çalıştıklarını kaydeden Yeren, “Yılların da vermiş olduğu ürkeklikle yurttaşların daha çok ayağına gidiyoruz. CHP’nin sorunları yerinde çözecek kadro ve iradeye sahip olduğunu, herkesin evinde güvenli bir şekilde oturabileceğini, insanların evine ekmek götürecek iş imkanlarının sağlanacağını anlatıyoruz. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun yerel seçimde kullandığı ‘Biz her kesimin başkanıyız ve hakça paylaşımdan yanayız’ sözleri, bizlerin ve partimizin referansı oluyor. Yurttaşlar da CHP’nin bölgeye dokunan söylemlerinin daha kararlı bir şekilde vurgulanmasını ve milletvekillerinin bölgede daha çok görülmelerini istiyor. Önümüzdeki seçimlerde CHP bunun karşılığını alacaktır” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL Taksim Meydanı’nın tehlikeli hafızası Şehrin tüm meydanlarının “tarihi misyonu” da göz önüne alınarak yeniden düzenleneceği duyurulduğundan beri, Taksim Meydanı’nın gözüne uyku girmiyor. Kendi kişisel tarihini ve o tarihin ona yüklediği misyonu hatırlıyor da hatırlıyor. Ve hatırladıkları kalbini sıkıştırıyor. Evet, meydanların kalpleri vardır. O kalplerin attığı vardır... Durduğu vardır. Misal, 67 Eylül olaylarını hatırlıyor. Yakılıp yıkılan, yağmalanan dükkânları hatırlıyor. Evlerinde perdelerin arkasına saklanarak başlarına gelecek korkunç şeyleri bekleyen Ermenilerin, Rumların, Musevilerin o meydana taşa taşa yaşanan bayramlardaki neşelerini, fener alaylarındaki renklerini, birbirine hiç benzemeyen dillerini, farklı lehçelerini, gülüşmelerini, koşturmacalarını, flörtlerini, aşklarını hatırlıyor. Onların meydanı, caddeyi, ülkeyi terk edişlerindeki acıyı, hüznü, küskünlüğü hatırlıyor. Kendisine emanet ettiklerini ve o emanete nasıl da sahip çıkamadığını hatırlıyor. Bunları hatırladıkça midesine kramplar giriyor. Evet, meydanların mideleri vardır. O midelerin hazmedebildiği vardır, hazmedemediği vardır. Yetmiş yedi 1 Mayısı’nı hatırlıyor Taksim Meydanı. Meydanda toplanan o muhteşem kalabalığı. Atılan sloganları. Söylenen şarkıları marşları hatırlıyor. Havalara havalara kalkan yumrukları. Umutları, idealleri, hedefleri ve özlemleri hatırlıyor. Derken o kurşunlar yeniden atılıyor. Alan kana bulanıyor. Taksim Meydanı’nın aklı karışıyor. Evet, meydanların akılları vardır. Bazen akılları başlarındadır bazen bir karış havada. Kim kime neden ateş etmişti? Kazancı Yokuşu’ndan kaçarken üst üste yığılarak ölenlerin müsebbibi kimdi? Hangi iktidarlar, hangi zamanlarda neden başa gelmişti? Her biri ayrı ayrı bu ülkeye nasıl zarar vermişti? Hani devrim şehitleri ölmezdi? Taksim Meydanı’nın gözü önünde her biri işte tek tek can vermişti. Evet, meydanların gözleri vardır. Bazen onları dört açarlar, bazen olmadık şeylere yumarlar. Teröristlerin patlattığı bombaları hatırlıyor o meydan. Bir yılbaşı günü teröre kurban giden o kıymetli isimleri tek tek hatırlıyor ve hatırladıklarından utanıyor. Ölülerinin ardından gerektiği gibi yas tutamamaktan ve dostun düşmanın adını bir türlü doğru koyamamaktan utanıyor. Evet, utancı vardır meydanların, zaman zaman gösterdiği, zaman zaman gizlediği. Gezi’yi hatırlıyor bu meydan. Daha dün olan Gezi’yi. Oradaki umudu, coşkuyu, dirilişi, gençliği. Duran adamı, piyano çalanı, kırmızı elbiseli kadını, Kürtleri, Müslümanları, ulusalcıları, anarşistleri, solcuları, liberalleri, eşcinselleri, kadınları, çocukları, anneleri, sanatçıları, köprülerden yürüyerek geçen ve meydana varan ve bu düzen değişsin diye barışçıl bir isyanın ateşini yakan ve kalbi bu meydanda günlerce bir atan koca bir halkı hatırlıyor. Sonra... Pat... Lobna vuruluyor meydanda. Sonra Berkin öldürülüyor biraz uzakta. Sonra Ali İsmail... Sonra Ethem... Sonra... Hatırlıyor işte meydan, hiç durmadan her şeyi hatırlıyor. Ama en çok ölümleri, yıkımları ve kayıpları hatırlıyor. Topçu Kışlası’nın yıkılışını da, AKM’nin yok edilişini de bir bir hatırlıyor. Acıları bir türlü dinmiyor, üzerlerine hep yenileri ekleniyor, hepsini hafızasında dünden bugüne sürüklüyor. Evet, meydanların hafızaları vardır. Zaman zaman canlanan, zaman zaman uykuya dalan.Ama Taksim Meydanı’nın hafızası en tehlikelilerindendir. Geçmişini hem kendi unutmaz hem de başına ne gelirse gelsin, kimseye unutturmaz. O yüzden... Yeni bir ibadethanenin hem cismen hem de fikren zarafetten yoksun varlığıyla tarihine ve misyonuna kastedilen o meydanı, iktidarın niyetini aşarak ve meydanın gerçek hafızasına dayanarak gerektiği gibi yenilemek güçlü bir irade ve büyük bir yürek ister. Pençe’de iki terörist daha etkisiz hale getirildi Pençe Harekâtı ile koordineli olarak Irak’ın kuzeyindeki Metina bölgesine düzenlenen hava harekâtında iki PKK’li teröristin etkisiz hale getirildiği duyuruldu. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada; Pençe Harekâtı ile koordineli olarak Irak’ın kuzeyindeki Metina bölgesine hava harekâtı düzenlendiği belirtildi. Açıklamada, hava harekâtında iki PKK’li teröristin daha etkisiz hale getirildiği kaydedildi. l ANKARA/Cumhuriyet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear