23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HATAY’IN TÜRKİYE’YE KATILIŞI AtatUrk ve Mustafa Kemal’in kafasında Hatay’ın vatan topraklarına katılması konusu her zaman birinci önceliğini koruyordu. Atatürk’ün “Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz” söylemi Hatay konusundaki düşüncesini belirtiyordu. Hatay ALEV COŞKUN Atatürk, Milli Mücadele’ye başladığı dönemde misakı milli sınırları konusunda daima çok hassas olmuştur. Mondros Ateşkes Antlaşması 30 Ekim 1918’de imzalandıktan hemen sonra Yıldırım Orduları Komutanlığı’na atanan Mustafa Kemal’in Adana’dan İstanbul’a gönderdiği telgraflar, Türk vatanının bütünlüğü ve sınırları konusunda ne derece titiz olduğunu göstermektedir. Mondros’tan hemen sonra vatan toprakları üzerinde işgaller başlamıştı. Sivas Kongresi’nde “30 Ekim 1918’de imzalanan ateşkes antlaşmasındaki hududumuz içinde kalan vatan parçası bir bütündür” kararı alınmıştı. Zafer kazanılıp, TBMM’nin delegeler kurulu İsmet İnönü’nün başkanlığında Lozan’a giderken “milli misak” büyük ölçüde gerçekleşmişti. Ancak Batı Trakya, Hatay, Musul ve Kerkük birer sorundu. Lozan’da Hatay milli sınırlarımızın dışında kalmıştı. Suriye ile Türkiye arasında yapılan sınır tespiti çalışmaları uzatılıyordu. Burada önemli bir noktaya işaret etmeliyiz ki, Lozan Konferansı sürerken, Atatürk’ün direktifleriyle 30 Mayıs 1923’te Antakyaİskenderun havalisi Müdafaai Hukuk Cemiyeti kuruldu. Benim şahsi davam Mustafa Kemal’in kafasında Hatay’ın vatan topraklarına katılması konusu her zaman birinci önceliğini koruyordu. Atatürk’ün “Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz” söylemi Hatay konusundaki düşüncesini belirtiyordu. Atatürk, 1 Kasım 1936’da TBMM açış konuşmasında “...milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca büyük mesele, gerçek sahibi öz Türk olan İskenderun, Antakya çevresinin geleceğidir. Bunun üzerinde ciddiyet ve kesinlikle duHruatyaoyruFzr”andseımz iişştgia. li altındaydı ve konu Milletler Cemiyeti’ne aktarılmıştı. Atatürk Fransız büyükelçisine, “Hatay benim şahsi davamdır. Şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz” dedi. Fransızlar, Hatay için silah gücünün kullanılacağını anlamaya başladılar. Atatürk’ün son hastalığı 1937 yılı kış aylarında baş göstermiş ve karaciğer hastalığı 1938 yılının ocak ayında saptanmıştı. Bursa’da yapımı biten Merinos fabrikasının açılış törenine katılmak için Yalova’ya geldiğinde kendisini muayene eden Prof. Dr. Nihat Reşat Belger, karaciğerinin büyüdüğünü ve biraz da sertleştiğini saptamıştı. Kesin tanı için Ankara’dan çağrılan Neşet Ömer İrdelp de bu görüşe katılmıştı. Böyle olmasına karşın 2 Şubat’ta Merinos Fabrikası’nın açılış törenini izleyen Atatürk, üstelik akşam düzenlenen baloda da Sarı Zeybek oynamıştı. DÜNYAYA MESAJ O sıralarda Hatay sorunu en üst düzeyde seyrediyordu. Atatürk, Cumhurbaşkanlığı görevlerini aksatmadan yürütmeye ve özellikle çok önem verdiği Hatay sorununu çözüme ulaştırabilmek için bütün gücünü toplayarak hasta görünmemeye çalışmıştı. Bununla birlikte 28 Şubat 1938’de Balkan dışişleri bakanlarına verilen yemek öncesi burun kanaması geçirdi. 6 Mart 1938’de Çankaya Köşkü’nde yapılan muayenede karaciğerde büyüme saptandı. Atatürk’ün hastalığına dair ilk resmi bildiri 30 Mart 1938’de yayınlammıştır. Bu arada Hatay konusu ciddiyetini koruyordu. Hatay konusunda, her türlü girişimde bulunabileceğini göstermek için bütün dünyaya bir mesaj vermek istiyordu. 19 Mayıs 1938’de Ankara’daki Atatürk, Hatay konusunda, her türlü girişimde bulunabileceğini göstermek, bütün dünyaya bir mesaj vermek istiyordu. 19 Mayıs 1938’de Ankara’daki törenden hemen sonra trenle Adana’ya hareket etti. Hastalığını umursamıyordu. Çukurova bölgesinde 5 gün süren yorucu gezide hasta olmasına rağmen askeri birlikleri denetledi. Adana ve Mersin’de düzenlenen geçit törenlerini ayakta izledi. Mersin’de çekilen bu fotoğraf, Atatürk’ün rahatsızlığını gösteriyor. Hatay’ın Türkiye’ye katılmasına ilişkin anlaşma 23 Haziran 1938 günü imzalandı. Hatay, 23 Temmuz 1938’de Türkiye’ye dahil oldu. Cumhuriyet’in 24 Haziran ve 24 Temmuz 1938 tarihli birinci sayfaları. törenden hemen sonra trenle Adana’ya hareket etti. Hastalığını umursamıyordu. Çukurova bölgesinde 5 gün süren bir yorucu gezide hasta olmasına rağmen askeri birlikleri denetledi. Adana ve Mersin’de düzenlenen geçit törenlerini ayakta izledi. Epeyce yorulduğunu hissedince askeri geçidin sonuna doğru “marşmarş ile geçsinler” diye emir verdi. O günlerde burnunda sürekli kanama görülüyordu. Amacı, bütün dünyaya ayakta olduğunu ve Hatay davasından ödün vermeyeceğini göstermekti. Bu aradada Fransa’yla yapılan bir anlaşma gereğince, Kurmay Albay Şükrü Kanatlı kumandasındaki birliklerimiz Hatay’a girdi. 13 Ağustos’ta seçimler yapıldı ve Hatay Cumhuriyeti kuruldu. 2 Eylül 1938’de Hatay cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen seçildi. Atatürk ölmeden önce bu gelişmeleri görmek ve duyumsamak mutluluğuna erişti. Hatay Cumhuriyeti 9 ay sonra, 30 Haziran 1939 tarihinde Türkiye’ye katılma kararı aldı. Hatay Devleti sınırları TürkiyeSuriye sınırı olarak kabul edildi. 23 Temmuz 1939’da Hatay Türkiye Devleti’ne dahil oldu ve Hatay Vilayeti kuruldu. Anayurdun bölünmez, vazgeçilmez bir parçası olan Hatay anayurtla bütünleşti. Hataylılar yaşamının son günlerine kadar Hatay için çalışan Atatürk’ü hiçbir zaman unutmazlar. 1323 TEMMUZ 2019 SALI KONUK YAZAR Doç. Dr. LÜTFÜ SAVAŞ Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı 23 Temmuz Hataylıların doğum günüdür... Hatay, Milli Mücadele yıllarında verilen onurlu bağımsızlık mücadelesinin en somut örneğidir. Bu topraklarda yanan bağımsızlık ateşi, Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık geleceğinin müjdeleyicisi olmuştur. Hatay, sancaktan devlete, devletten millete giden bir yolun öyküsüdür. Hatay, inancın, birlikte hareket etmenin, kararlılığın ve cesaretin vücut bulduğu koca bir çınardır. Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi deyimi ile “şahsi meselesi” haline getirdiği kırk asırlık Türk yurdu Hatay’da yanan bağımsızlık ateşi, Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık geleceğinin müjdeleyici olmuştur. Atasına güvenen Hatay halkı ait olduğu anavatana katılacağı günü sabırsızlıkla beklemiştir. Hatay halkı millet olmayı, devlet olmaya tercih eden mütevazı ve gururlu bir halktır. Ne mutlu bize ki böyle bir halkın içinden geldik. Biz böyle kahraman ecdada ve böylesine kıymetli topraklara sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Bu topraklarda yaşamanın ve hizmet vermenin onurunu her zaman yaşayacağız. İçimizdeki Hatay sevdası hiçbir zaman sona ermeyecektir. 23 Temmuz, birlik ve beraberliğin, inancın ve cesaretin sarsılmaz gücüdür. 23 Temmuz, azın çok olduğu, hasretin mutluluğa döndüğü, değeri hiçbir para birimiyle ölçülemeyecek kadar değerli bir gündür. 23 Temmuz, Hataylıların doğum günüdür. Bu duygu ve düşüncelerle, Hatay’ın anavatana katılış sürecinde canını dişine takarak mücadele eden başta Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, Hatay davası için gözünü kırpmadan mücadele eden Tayfur Sökmen’i, Abdurrahman Melek’i ve isimsiz tüm kahramanları rahmet ve minnetle anıyorum. Hatay’ı 80. yıl coşkusu sardı Hatay Büyükşehir Belediyesi, Hatay’ın Türkiye’ye Katılışının 80. Yıl dönümü ve 35. Hatay Festivali Kutlama Programı’nı açıkladı. Hatay’ın Türkiye’ye katılışının yıldönümü olan 23 Temmuz’da, bugün saat 09.00’da Antakya Anıt Alanı’nda çelenk sunma töreni ve ardından şehitlik ziyaret yapılacak. 18.00’de ise Antakya Atatürk Parkı’nda düzenlenecek olan “Künefe Şöleni”nin ardından 80 metrelik künefe Hataylı yurttaşlara ikram edilecek. Son olarak saat 20.00’de Antakya Atatürk Parkı’nda, Burçin Kumru ve Sezai Dik Orkestrası ile Ümit Olgun ve Paryalar konserleriyle buluşacak olan Hataylılar, unutulmayacak bir festival yaşayacak. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, festival kapsamında gerçekleştirilecek olan etkinliklere ve Hatay’ın anavatana katılış coşkusuna ortak olmaya tüm şehir halkını davet etti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay’ın anavatana katılmasının 80’inci yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında, Türkiye Cumhuriyeti’nin barışçı ve akılcı politikaları sonucu elde ettiği en büyük kazanımlarından biri olan Hatay’ın, farklı dinlerin, farklı kültürlerin iç içe, kardeşçe ve hoşgörüyle yaşadığı, Anadolu mozaiğinin en önde gelen merkezlerinden biri olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Hatay’ın 80 yıl önce anavatanla bütünleşmesi, kaderini Türkiye’nin kaderiyle birleştirmesi, siyasi ve diplomatik alanda ülkemizin saygınlığını ve etkinliğini artıran bir karar olmuştur. Kendi hür iradesiyle anavatanla kucaklaşmayı tercih eden Hatay, milli birliğimizi, bütünlüğümüzü güçlendirmiş, barış içinde yaşama, birlik ve beraberliğimize sahip çıkma kararlılığımızın sembolü olmuştur. Bu düşüncelerle Hatay’ın anavatana katılmasının yıldönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal ve dönemin Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen olmak üzere bu milli dava uğruna çaba harcayan herkesi rahmetle yâd ediyor, Hataylıları ve bütün vatandaşlarımızı en kalbi duygularımla selamlıyorum.” l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear