22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ECE KURTULUŞ 22 TEMMUZ 2019 PAZARTESİ 3 300/1 6 0 330/2 4 0 260/1 8 0 300/2 0 300/1 6 0 240/1 3 0 310/1 2 0 280/1 3 0 410/2 2 0 360/2 0 270/1 6 0 330/2 3 0 240/1 6 0 360/2 6 0 280/1 6 0 250/1 5 0 320/1 7 0 400/2 2 0 240/1 4 0 290/1 9 0 290/2 6 0 270/2 1 0 TARİHTE BUGÜN 1980: DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler (60) öldürüldü. 2004: İstanbul’dan Ankara’ya giden hızlandırılmış tren Pamukova yakınlarında raydan çıktı. Kazada 37 kişi yaşamını yitirdi. ZEHİRLENME DEĞİL TECAVÜZ Uşak’ta zehirlenme kuşkusuyla hastaneye kaldırılan zihinsel engelli kadının tecavüze uğradığı ortaya çıktı. Özel bir rehabilitasyon merkezinde yatılı olarak kalan zihinsel engelli Beyhan A. (27), önceki gün toksik zehirlenme şüphesiyle Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Doktor muayenesinde, Beyhan A’nın makatında tecavüz belirtileri nin bulunması üzerine ameliyata alındı. Ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesine alınan Beyhan A., dün gece yaşamını yitirdi. İlk otopside vücudunda cinsel saldırı bulgularına rastlanan Beyhan A’nın cesedi otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Olayla ilgili adli soruşturma sürerken Uşak Valiliği de konuyla ilgili idari soruşturma başlatıldığını açıkladı. l DHA Uşak’ta özel bir rehabilitasyon merkezinde kaldığı belirtilen genç kadının ölümüyle ilgili hem adli, hem de idari soruşturma başlatıldı. Filmleri aratmıyorYargıtay’dan emsal karar: Mahkeme masrafları biyolojik babanın öykü, Aylar sonra evinde Yıllardır bakıp büyüttüğü iki çocuğunun gerçek babasının başkası olduğunu öğrenen kişi, hayatının şokunu yaşadı. Yüksek Mahkeme, yapılan masrafların biyolojik babadan tahsil edilebileceğine hükmetti. Şiddetli geçimsizlik yaşadığı eşinden 2004 yılında boşanan Ö.B., çocukları M.B. ve M.B.B’nin velayeti için mahkemeye başvurdu. Yapılan araştırma sonucu mahkeme iki ço cuğun biyolojik babasının A.K. olduğuna hükmetti. Yıllardır bakımlarını üstlendiği çocuklar için yaptığı masrafların tahsili için mahkemeye başvuran Ö.B., hem manevi hem de maddi tazminat talebinde bulundu. Davacının kendinden ol duğunu sandığı çocuklar için gelişim süreçleri boyunca masraf yaptığına dikkat çeken Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, davacının bu giderleri davalı E.Ç. ile olayda kusurları bulunmayan çocuklardan isteme imkânı bulunmasa da çocukların biyolojik babası olan davalılardan A.K’den tazminini isteyebileceğine hükmetti. l İHA Hayvan dostu belediye Kelebek kostümü giyerek dans etti Antalya’da Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML) teşhisi konulmasının ardından aylar sonra evine dönebilen minik Öykü Arin, normal odaya alındı ve doktor kontrolünde zaman zaman evine gidebiliyor. Uzun zaman sonra evde annesiyle vakit geçiren Öykü Arin’in kelebek ve denizkızı kostümü giyip dans ettiği videoyu paylaşan anne Eylem Şen Yazıcı, gözyaşlarını tutamadı. l DHA ÖLÜ SAYISI 22’YE ULAŞTI Sahte içkiden bir ölüm daha Adana’nın Kozan ilçesinde, Adem Durmaz (49), metil alkol zehirlenmesi şüphesiyle kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Kozan’da 14 Temmuz’da evinde rahatsızlanan Adem Durmaz, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’ne kaldırıldı. Metil alkol zehirlenmesi şüphesiyle tedavi altına alınan Durmaz, dün yaşamını yitirdi. İçkisini her zaman evinde yaptığı öğrenilen Durmaz’ın her zaman aldığı yerde kalmadığı için başka yerden satın aldığı alkolün metil alkol olduğu aktarıldı. 1 Temmuz’dan itibaren metil alkol zehirlenmesi nedeniyle, Adana’da hayatını kaybeden kişi sayısı 12’e yükselirken, Mersin, Niğde ve Osmaniye de dahil toplamda 22 kişi öldü. l AA ALAŞEHİR’DE BÜYÜK ACI İkizler sulama göletinde boğuldu Manisa Alaşehir’de 13 yaşındaki Eren ve Efe Erol kardeşler, arkadaşları Mehmet A. ile birlikte dün Kemaliye sulama göletine gitti. Göletin kenarında gezindikleri sırada ikizlerden Eren kayarak gölete düştü. Kardeşini kurtarmak isteyen Efe de dengesini kaybederek gölete düştü. İkizlerin suda kaybolduğunu gören Mehmet A’nın jandarmaya haber vermesiyle başlatılan aramada iki çocuğun cansız bedenleri bulundu. Acı haberi alan baba Ahmet ve anne Aliye Erol gözyaşlarına boğuldu. l DHA Fatma Kaplan Hürriyet İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, ilçedeki hayvanları korumak ve sahip çıkmak için belediye bünyesinde Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulacağını açıkladı. Böylece sokak hayvanlarının bakımı ve ilaçlama gibi işlemlerin farklı birimlerde yapılmasıyla ortaya çıkan aksaklıklar önlenecek. Veteriner İşleri Müdürlüğü’nün kurulması kararının ağustos ayı meclis toplantısında sunulacağını söyleyen Hürriyet, “Hayvan dostu bir belediyeyiz. Sokaklarda bakıma ihtiyacı olan hayvanlarımızın her türlü ihtiyacını giderebilmek için çalışma başlattık. Bu kapsamda Veteriner İşleri Müdürlüğü’nün kurulmasını belediye meclisimize sunacağız” dedi. l İç Politika MEB’DEN YENİ ÇALIŞMA Okullar hayvan sahiplenebilecek Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, okulların hayvan sahiplenebilmeleri için çalışma başlattıklarını açıkladı. Barınaktan sahiplendiği ve Bakanlığın bahçesindeki kulübede bakılan “Pergel” adlı köpekle çektirdiği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşan Selçuk, okul bahçelerinde hayvan beslenmesinin önemini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Emin olun, müfredata hayvan sevgisine dair bir yazı koymakla, okul bahçesine çocuğun seveceği, günaydın diyeceği bir can koymak arasında, ‘sevgi’ kadar büyük bir fark var.” l ANKARA/Cumhuriyet Düzce’de kayıp 5 kişiyi arama çalışmaları devam ediyor Bir acı haber daha Düzce’de etkili sağanak nedeniyle meydana gelen su baskınları ve heyelanda kaybolan 7 kişiden 2 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Kayıp 5 kişinin bulunması için ise çalışmaların sürdürüldüğü bildirildi. Karadan ve havadan yürütülen çalışmalara 205 personel, 38 araç, 3 amfibik araç, 8 bot, 13 köpek ve 3 helikopter 1 uçak destek veriyor. Düzce Valiliği’nden yapılan açıklamada, 19 Temmuz’da Fatma Töngel’in cansız bedenine ulaşıldığı, dün de Uğurlu köyü mevkisinde dere yatağında Cengiz Töngel’in cesedinin bulunduğu belirtildi. Bölgede yaraların sarılması için çalışmalar devam ederken, 24 köyde ilaçlama çalışmaları yapılarak, hay van zayiat tespiti ve gömülmesi çalışmalarına da başlanıldı. Yapılan tespitlere göre selde 160 bin 500 tavuk, 59 adet büyükbaş ve 160 adet küçükbaş hayvan telef oldu. Öte yandan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Akçakoca’daki afet böl gesini ziyaret etti ve bölgedeki çalışmaları yerinde inceledi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Yavaş, “Belediye tesislerimizde misafir ettiğimiz çocuklarımızla buluştuk. Afet bölgesindeki mağdur vatandaşlarımıza destek olmaya devam edeceğiz” dedi. l AA Emniyet’te bir şeyler oluyor T ers yönde koşarak treni durdurabilir miyiz? Zıplayarak dünyanın çekiminden kurtulabilir miyiz? Başımızı çevirerek bir aşkın ruhumuzu fethetmesine meydan okuyabilir miyiz? Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız kurduğumuz devletleri simgeliyor. Övünüyoruz. Ancak 16’sını da yıktığımız gerçeğini de bize hatırlatıyor. Kurmanın, yükselmenin, yaratmanın sistemi var. Peki, yıkımın ve çöküşün çizgileri nasıl? Cumhuriyet, kaideleri olan bir düzen. Kolonları yıkılırken ise süte su karışıyor. İlerleme ve gerileme yasaları ortadan kalkıyor. Yıllarca biriktirerek yükselenler bir gecede alaşağı ediliyor. Birikimsizler ise yıkan balyozlara tutunarak yukarı çıkıyor. Bir kez çöküşü kabul ettikten sonra engelleyemiyoruz. Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’nın bir gece yarısı görevinden alınmasından bahsediyorum. 47 yıldır polis üniforması giyiyordu. Yıllar sonra ilk kez Emniyet’e kendi içerisinden müdür atanmıştı. Veda ederken “teşkilat içinden 3’üncü kişi olarak, son 20 yılda ise teşkilat içinden ilk genel müdür olarak atandım” diyerek altını çizmişti. Her açıdan zor yükseliş, bir yıl dahi dolmadan son buldu. “Biri gider diğeri gelir” diyebilirsiniz. Tüm Uzakdoğuluları aynı millet sananlar gibi “tüm polisler aynı” da diyebilirsiniz. Ama Uzunkaya’yı ayıran bazı özellikler olduğu kesin. Gülen’in özel hayatıyla başlayan hesaplaşma Yakın dönemi takip edenler onun adını Hanefi Avcı, Sabri Uzun, Emin Arslan, Adil Serdar Saçan, Mustafa Gülcü, Orhan Özdemir, Faruk Ünsal gibi polisler ile hep aynı paragrafta gördü. Zira FETÖ’nün Emniyet teşkilatını ele geçirirken kavga ettiği, kumpas kurduğu polisler onlardı. Uzunkaya için bir ayrıntı daha var. O, herkesçe muhafazakâr görüşe yakınlığıyla biliniyordu. Bir kardeşi Refah Partisi’nden AKP’ye uzanan milletvekilliği kariyerine sahipti. Buna rağmen “kandırıldık” diyenlerden farklı olarak uzun yıllardır FETÖ karşıtlığıyla biliniyordu. Polis okulundan başlayan Fethullahçılarla ayrışması, 1991 yılında Emniyet’te ortaya çıkan hileli kura soruşturmalarına uzandı. Operasyonun gerçek hedefi olan Fethullahçılar, sahte ihbar mektuplarıyla, yalancı tanıklıklarla süreci yönlendirdi. Kendileri İstihbarat Dairesi’ni ele geçirirken “takunyalılar”ı görevden aldırmışlardı. Celal Uzunkaya da Fethullahçıların torbaya doldurduklarından biriydi. FETÖ ile kavgası burada bitmedi... Örgüt, Emniyet Müdürü Emin Arslan’ı uyuşturucu davasına sokarak tasfiye ettiği operasyonun bir benzerini Uzunkaya’ya yaptı. 2009 yılında bir ihbar mektubu marifetiyle polis muhbiri İrfan Erbarıştıran üzerinden çete davasına sokulan Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya hapis cezası aldı. Aslında hesaplaşma eskiye dayanıyordu. Hanefi Avcı’nın Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabında Erbarıştıran şöyle anlatılıyor: “Bu elamanın bir başka özelliği ise geçmiş tarihte Fethullah Hoca hakkında olumsuz ve incitici isnatlarda bulunan bir rapor hazırlayan bir polis ajanı olmasıdır”. Bir türlü açıkça söylenemeyen olay, 1990 yılında Erbarıştıran’ın Gülen’in özel hayatına dair bir bilgiyi vermesi, Uzunkaya ve Gülcü’nün bunu istihbarat formuna dönüştürerek Emniyet kayıtlarına sokmasıydı. FETÖ bunu hiç affetmedi. FETÖ yanlısı Ramazan Akyürek’in 2008 yılında İstih barat Daire Başkanı olarak göreve gelmesinin ardından hesaplaşma başladı. Önce Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya’nın sahte isimlerle telefonları dinlendi. Haklarında istihbarat toplandı. Nihayetinde Erbarıştıran’la birlikte çete sanığı yapıldı. FETÖ kumpaslarının çöküşü onların da kaderini değiştirdi. Aldıkları cezalar bozuldu. Beraat edip görevlerine döndüler. Niyetleri, yıllarını çalan FETÖ ile bu kez başka koşullarda mücadele etmekti. İktidara şikâyet edildi Metastaz kitabını yazarken 2014’te İzmir Emniyet Müdürü olan Uzunkaya’nın çabasını da anlatmıştık. Uzunkaya, “FETÖ’nün Kandil’i” dediği İzmir’e polis olarak geri döndüğünde durumu şöyle anlatıyordu: “Devletin istihbarat birimlerini o döneme kadar elinde bulunduran bu yapı, kendisi ile ilgili tek bir kelime bilgiyi dahi arşivlerde tutmamıştır.” Bomboş bir arşivle, örgütle mücadeleye başlayan Uzunkaya, AKP ile arasından su sızmayan Ahmet Küçükbay gibi FETÖ mensuplarına operasyon yapmıştı. Yetmemiş, “etkin pişmanlık” şemsiyesine sığınarak yargıdan kurtarılmaya çalışılan Küçükbay aleyhine tanıklık yapmıştı. Dava dosyalarına giren kayıtlara göre bu sırada Ankara’ya da şikâyet edilmişti. Yıllar bana şunu öğretti: Cesur insanın mesleği yoktur. “Kasaptaki ete soğan doğramayan” komutanların hikâyelerini bu köşede okudunuz. FETÖ’nün güçlü olduğu dönemde suspus olan yargı mensuplarını biliyorsunuz. Durum polisler için de maalesef farklı değil. Hanefi Avcı, 2010’da polis içinde FETÖ yapılanmasını açıklayınca İçişleri Bakanlığı onayıyla soruşturma başlatıldı. Mülkiye müfettişleri onlarca polise teşkilat içindeki Fethullahçıları sordu. Sabri Uzun, Mustafa Gülcü, Celal Uzunkaya ve Emin Arslan dışında bilgi veren bütün polisler özetle “biz Emniyet’te Fethullahçı görmedik” dediler. Haliyle FETÖ’nün devlet içerisinde bir tür Tanrı gibi olduğu dönemde örgüte karşı çıkmış Celal Uzunkaya’nın, içinden çıktığı teşkilatın başına gelmesi sembol niteliği taşıyordu. Ama olmadı... Siyasi iktidarı memnun edemedi Sebebi üzerine birçok yorum var. Kimi Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimini durdurmak için verdiği çabaya ve ardından jandarmayı eleştiren açıklamalarına bağlıyor. Kimi ise Süleyman Soylu ile aralarındaki kan uyuşmazlığına. Bazıları ise teşkilatta Mehmet Ağar döneminden gelenlerin yukarıya ilettikleri şikâyetlerinden bahsediyor. Uzunkaya’yı getirenin de götürenin de Erdoğan olmasından hareketle, Uzunkaya ile Erdoğan arasındaki bir anlaşmazlıktan söz edenler de var. Hangisi doğru bilmiyoruz… Birbirinden farklı tezlerin kesiştiği bir gerçek var. “Polis gibi polis” olmakta ısrar eden Uzunkaya, belli ki siyasi iktidarın beklentilerini karşılamadı. Emniyet’te çoktan çıkmış olması beklenen tayin ve terfi kararlarının ortada görünmemesi de tartışmasız bunun sinyali olarak görülüyor. Gecikme, Uzunkaya’nın “kendisinden yapılması istenenleri yapmamasına” bağlanıyor. Liyakat ile siyaset yarışmış gibi duruyor. Sonuç... Karar yazarı Ahmet Taşgetiren’i “yüksek seviyeli güvenlik görevlisi”nin arayıp FETÖ için “tevbe süreci”ni anlattığını bizzat Taşgetiren’in yazısında okuduk. Uzunkaya’nın henüz bir yılını doldurmadığı görevinden alındığını da aynı gün öğrendik. Galiba hiçbir şey olmasa da bu kez kesin bir şeyler oluyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear