23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 22 TEMMUZ 2019 PAZARTESİ TASARIM: EMİNE BİLGET KÜLTÜR Diğerleri çalar,Metal müzik tarihinin büyük gruplarından Manowar İstanbul’daydı Manowar öldürür Bu memleket daha önce geniş aralıklarla üç Manowar konseri görmüştü. İyiydi, hoştu, mamafih dördüncü konsere gelene kadar topluluğun başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemişti. Davulcuları Scott Colombus vefat etmiş, gitarcıları pedofili suçundan yargılanmış, sayımurat sız elemanı değişbeşer mişti; ama adamlar tam 40 yıldır ayaktaydı ve artık son noktayı koymak üzere “The Final Battle” adını verdikleri turne kapsamında KüçükÇiftlik Park’ta çalacaklardı. Adetten; mekânın önü yeşilliklere serilmiş bira içen “rock’n roll serserileri” ile doluydu. Bir gençlik alışkanlığını her konser öncesi yineleyen insanların çoğu, artık orta yaş basamaklarını tırmanmıştı. Birçoğu kurumsal hayattaydı ve yüksek bilet fiyatını ödemeye muktedirdi. 30 ayaklı son turnenin 110 dakikalık son konseri, 7 bin kişinin topluluğu selamlamasıyla başladı, saatler 21.30’u gösterirken. Topluluğun alameti farikası olmuş bir işaretle, bir elin diğer bileğini kavradığı pozisyonda karşıladılar onları. Performans o kadar yüksek başlamıştı ki, insanların bir kısmı “acaba playback mi yapıyorlar” diye şüpheye düşmüştü. Çığlıkları destekleyen delay efektleri ve bazı sesler sahneden görünmeyen klavyeci Joe Rozler tarafından veriliyordu sampler olarak. Solist Eric Adams (kilosunu sormayın, Conan The Barbarian’ın insanları yaşlı gösteren FaceApp uygulaması gibi, ama sesi seksenlerin başındaki kadar güçlü) sol ayağını monitörün üzerine koyarak haykırıyor, basçı Joey DeMaio çalgısıyla şimşek çakarcasına gümbürdüyordu. “Manowar” ile açılan konser, “Brothers of Metal”, “Blood of My Enemies”, “Warriors of the World United”, “Sons of Odin” gibi klasiklerle tam bir seksenli yılların klişe gövde gösterisine dönüşüyordu. Davulcu Anders Johansson iskeletin arkasına, bir mağaranın ağzına kurulan setin başında harikalar yaratırken, Tribute Band elemanı yetenekli genç gitarcı Evandro Moraes rüştünü ispatlıyordu. “Swords in the Wind”in bitiminde çığlık gösterisi, ardından giren bas solo, kesik bir riff ile izleyiciyi “Battle Hymn”e hazırlıyor. Ardından havai fişekler atılıyor ve tüm alanı çocukluğumun çatapat kokusu kaplıyor. Ateş topları eşliğinde söylenen “Kings of Metal” ile “Fighting the World”, ardından alandaki 7 bin kişinin eşlik ettiği “Hail and Kill” geliyor. Basgitar ve vokal üçlüsü birlikte ayaklar monitör üzerinde poz vererek çalıyorlar “King of Kings”i. Parçadan parçaya geçiş ön sevişmesiz oluyor, sanki bir medley ya da potpuri gibi. Sahne sürekli sis kusuyor. Sırası, solosu gelen öne çıkıyor. Müzik alabildiğine düz; adeta bir duvar gibi sert ve acımasız. Abilerin asıl olayları sound. Belki de izlediğimiz en gürültülü konser bu, yanındakinin kulağına bağırsan duymaz. Ancak yine de herkes metal müziğin tadını çıkarmakla meşgul. Sahne önündeki bebek arabalı çift dahil. Yüksek desibelden tek rahat sız olanlar, hoparlörlerin önüne dizilerek vazifelerini yapan güvenlik elemanları. Tevekkeli dememişler: Diğerleri çalar, Manowar öldürür. Bisteki “Black Wind, Fire and Steel” sonrasında gaza gelen Joey, uzunca bir veda konuşmasının ardından elindeki içkiyi 30 santimetre yukarıdan ağzına boşaltıyor. Slipknot’ın konserine denk gelen bir soundcheck tartışması münasebetiyle HellFest’i terk etmiş olmalarını anlatıyor. Anlatırken de sık sık küfrü basmayı ihmal etmiyor. Gecenin en hüzünlü tarafı veda konseri olması. Onlardan sonra bu tür müziğin bu kadar hararetli icracıları ve dinleyicileri olmayabilir. Bu da bir devrin sonuna işaret ediyor. Güle güle Manowar... muratbeser@muratbeser.com Cengiz Tanç Orkestra Eserleri albümü yayımlandı Ölümünden 22 yıl sonra... Geliştirdiği kendine özgü soyut yazı tarzı ile yenilikçi müziğin kapılarını açan sayılı bestecilerimizden Cengiz Tanç’ın (19331997) orkestra eserlerinden bir seçki, ÇAĞSAV Müzik tarafından yayımlandı. ÇAĞSAV Müzik, iki yıllık bir çaba sonunda hazırladığı albümü, açtığı bağış kampanyasına olumlu yanıt veren müzikseverlerin bağışlarıyla finanse etti. Cengiz Tanç albümüyle ilgili olarak ÇAĞSAV Başkanı Şefik Kahramankaptan şunları söyledi: “Bu albümü, Cumhuriyet dönemi müzik tarihimizde yaptığı hizmetler ve besteleriyle önemli bir yeri olduğu nu düşündüğümüz, ama erken ölümünden sonra eserleri ve kendisi unutulmaya yüz tutan Cengiz Tanç’ın yapıtlarının yaşatılması, orkestraların ve toplulukların, müzik öğretmenlerinin ve öğrencilerinin bilgilendirilmesi için oluşturduk. Umarız, sadece akademik alanda değil, orkestralar ve klasik müzik dinleyicisi arasında da, yeni müzik alanında önemli bir çıkış yapmış olan Cengiz Tanç’ın eserleri hak ettiği yankıyı bulacaktır.” SALT Beyoğlu’nda atölye SALT Beyoğlu’nda devam eden Maria Andersson ve Nancy Atakan’ın “Uygun Adım Marş!” sergisi paralelinde 27 Temmuz’da (11.00) bir atölye düzenlenecek. Atölyede, tarihsanat ilişkisi, cinsiyet ve tanıklık kavramları temelinde irdelenecek. Araştırmacı Nora Tataryan, Türkiye’de beden eğitiminin kuruluş hikâyesini görselleştiren sergideki işlerden yola çıkarak katılımcılarla minör tarih yazımı pratiğinin sınırlarını tartışmaya açacak. Ayrıntılı bilgi: saltonline.org l Kültür Servisi Uluslararası Bodrum Bale Festivali başlıyor Türkiye’den ve dünyadan seçkin bale ve modern dans eserlerinin sahneleneceği “17’nci Uluslararası Bodrum Bale Festivali”, 321 Ağustos tarihleri arasında, Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği Sahnesi’nde düzenlenecek. Festivalin yabancı konukları tempolu, heyecanlı ve ritmik gösterileriyle Gürcistan Sukhishvili Ulusal Bale Topluluğu ile İspanyol Aida Gomez Dans Topluluğu olacak. Festival, Mersin Devlet Opera ve Balesi’nce sahnelenecek iki perdelik modern dans eseri olan “Frida” ile başlayacak. Festivalin biletlerine www.operabale.gov.tr adresinden ve satış noktalarından ulaşılacak. l İHA Denizli’de açık hava sineması Son aylarda belediyelerin sıkça düzenlediği yazlık sinema gösterimlerine, Denizli Merkezefendi Belediyesi de katıldı. Merkezefendi Belediyesi sinemaseverlere yaz akşamlarında film keyfi yaşatacak. 23 Temmuz Salı günü saat 21.00’de Sümer Park Alışveriş Merkezi’nin açık otoparkında yapılacak olan sinema gecelerinin ilkinde , “Yol Arkadaşım” filmi beyazperdeye yansıtılacak. l Kültür Servisi ŞİİR TÜKENMEZ / ATAOL BEHRAMOĞLU RIFAT ILGAZ Rıfat Ilgaz (19111993) şiirleri ve romanları başta olmak üzere edebiyat alanında ürünleri ve yanı sıra toplumcu, mücadeleci kişiliğiyle edebiyat ve kültür hayatımızın en seçkin yaratıcıları arasındadır. İlk şiir kitabı “Yarenlik”ten sonra 1944’te yayımlanan ikinci şiir kitabı “Sınıf” dönemin sıkıyönetimince toplatılmış, bunu 1953’te yayımlanan “Devam” adlı şiir kitabının toplatılması izlemiştir. Toplumsal adalet için savaşımını gazeteci olarak da sürdüren Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin ve Sabahattin Ali’nin kurup yönettikleri ünlü Marko Paşa’nın kadrosuna katıldıktan sonra bu gazetenin yazı işleri müdürlüğünü de üstlenmiş, 1970’te “Basın Şeref Kartı”yla ödüllendirilmiş, 12 Eylül 1980 döneminde gözaltına alınıp tutuklanmış, tutukluğu sonrasında da yaşamını İstanbul ve doğum yeri Cide (Kastamonu) arasında sürdürmüştür.1990 başlarında tek bir kez karşılaştığımız sevgili büyük ustanın, benim “Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi”nde şiirleri için yazdıklarımdan sevgi ve mutlulukla söz edişini, ben de her zaman sevgi ve mutlulukla anımsarım. HAFTANIN ŞİİRİ AYDIN MISIN? Kilim gibi dokumada mutsuzluğu  Gidip gelen kara kuşlar havada  Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden  Tabanında depremi kara güllelerin  Duymuyor musun Kaldır başını kan uykulardan  Böyle yürek böyle atardamar  Atmaz olsun  Ses ol ışık ol yumruk ol  Karayeller başına indirmeden çatını  Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm  Alıp götürmeden büyük denizlere  Çabuk ol Tam çağı ise başlamanın doğan günle  Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden  Her satırında buram alın teri  Her sayfası günlük güneşlik  Utanma suçun tümü senin değil  Yırt otuzunda aldığın diplomayı  Alfabelik çocuk ol Yollar kesilmiş alanlar sarılmış  Tel örgüler çevirmiş yöreni  Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende  Benden geçti mi demek istiyorsun  Aç iki kolunu iki yanına  Korkuluk ol Usta yönetmen Ertem Göreç ameliyat oldu Yönetmenliğe 1960 yılında çektiği “Kara Sevda” filmi ile adım atan, Türkiye sinemasının önemli yönetmenlerinden Ertem Göreç kalp ameliyatı oldu. Geçen hafta cuma günü, Kadıköy Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyata alınan 88 yaşındaki yönetmenin ameliyatının başarılı geçtiği öğrenildi. 1970’te Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’i çekerek Türk sinemasında “masal filmleri dönemi”ni başlatan usta yönet menin oğlu Ali Göreç, kalp kapakçığı değişen Ertem Göreç’in birkaç gün içerisinde taburcu olacağı bilgisini verdi. Çocuklar için seslendirme eğitimi İstanbul Modern’de çocuk ve gençlere sanatı yeni teknolojilerle üretme fırsatı sunan Art Maker Lab Öğrenme Merkezi, tiyatro oyuncusu ve seslendirme sanatçısı Mert Aydın’ın Seslendirme Atölyesi’ne ev sahipliği yapacak. 27 Temmuz‘da saat 16.00 18.00 arasında gerçekleşecek atölyede çocuklar, önce koleksiyon sergisi “Şimdinin Peşinde”yi gezecek ve en çok etkilendikleri sanat çalışmalarını konu alan kısa senaryolar hazırlayacak. Ardından, sanat çalışmalarının kahramana dönüştüğü seslendirmeler yapacak çocuklar, ses kayıtları kullanacak ve dijital uygulamalarla çalışmalarını zenginleştirip atölyenin sonunda aileleri ile performanslarını paylaşacaklar. 810 yaş aralığında 15 katılımcıyla sınırlı olan atölyeyle ilgili detaylı bilgi ve rezervasyon için: 0212 334 73 41 veya egitim@istanbulmodern.org Dünyaya anlam kazandırmak... Koç Üniversitesi Yayınları (KUY) tarafından yayımlanan “Edebiyatta, Sanatta, Bilimde Kaos İmgelemi” adlı kitap raflardaki yerini aldı. Felsefe kategorisinde yayımlanan kitap, Columbia Üniversitesi İngiliz Dili ve Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü Emeritus Profesörü Martin Meisel tarafından kaleme alınırken, Mehmet Moralı tarafından Türkçe’ye kazandırıldı. Dünyaya anlam kazandırmak için anlattığımız öykülerin mitolojinin, dinin, edebiyatın, felsefenin, bilim ve sanatın fikirlerimizi başkalarına aktarma araçlarımız olduğunu vurgulayan kitap, düzen arayışımızın altında temel düzensizlik korkusunun yattığını, gerçek kaosu imgelemenin zor olduğunu, onu betimlemenin ise çok daha zor olduğunu aktarıyor. l Kültür Servisi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear