23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DİZİ TASARIM: EMİNE BİLGET 915 TEMMUZ 2019 PAZARTESİ LGS’DE 430 PUAN NASIL 308’E DÜŞTÜ? ‘Ata Cem’in geleceğiyle oynamayın’ KAYHAN AYHAN Liseye Geçiş Sınavı’na (LGS) giren 14 yaşındaki Ata Cem Yılmaz’ın sınavdan sonra baktığı ve 430 olarak görünen puanı tercih için gittiği okulunda 308’e düştü. Durum karşısında şaşkına dönen Ata ve ailesi Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile CİMER’e başvuruda bulundu. Ata’nın annesi Dilek Yılmaz, sınavdan sonra soruları karşılaştırdıklarında sisteme ilk düşen puanın örtüştüğünü belirterek “maddi gücüm yetmediği için oğlumu dershaneye gönderemedim. Zor şartlarda çocuğum çalıştı ve kazandı. Ancak böyle bir haksızlığa uğradık. Çocuğumun geleceğiyle oynanmasın” dedi. Kâğıthane Ali Fuat Cebesoy Ortaoku Puanı 430 Puanı 308 lu 8. sınıf öğrencisi Ata Cem Yılmaz, 1 Haziran’da yapılan LGS’ye girdi. Sınavı iyi geçen Ata, 24 Haziran’da MEB’in sitesinde baktıkları sınav sonuçlarına göre 430 puan alarak yüzde 7.6’lık dilime girdi. Ali Fuat Cebesoy Ortaokulu’na tercih için giden Ata, burada sistemden puanının 308 olarak göründüğünü öğrenince neye uğradığını şaşırdı. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne giden Ata ve annesi buradan itiraz etmeleri gerektiğini ancak itiraz süresinin geçtiğini öğrendiler. MEB’i arayan aile 3 gün içinde kendilerine yapılan dönüşte, puanın 308 olduğunu, önceki puanın sistemdeki bir yanlışlıktan kaynaklandığının söylendiğini belirtti. CİMER’e de bu konuyu yazan aileye 5 gün içinde itiraz etmeleri gerektiği söylendi. Anne Yılmaz, “İlk evrakta Türkçeden 18, Matematik’ten 17, Fen Bilimlerinden 18, İnkılap Tarihinden 10, Din Kültüründen 8, Yabancı Dilden ise 5 doğru görünürken okula gittiğimizde verilen evrakta doğru sayısı Türkçeden 13’e, Matematikten 2’ye, Fen Bilimlerinden 15’e Din Kültüründen 7’ye, Yabancı Dilden ise 3’e düşmüş. Sınavdan sonra oğlum soruları kontrol etmişti. Kontrol ettiğinde ilk netleri tutuyor ancak sonrasında tutmuyor” dedi. Bu hatanın düzeltilmesi için İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gittiklerini ve optiğin tekrar taranmasını istediklerin belirten Anne Yılmaz, eğer olumsuz bir cevap gelirse oğlunun hakkını mahkemede arayacağını söyledi. l İSTANBUL 61 YAŞINDAKİ R.Y. TUTUKLANDI Bitlis’te küçük kıza sokakta taciz Bitlis’in Tatvan ilçesinde yolda yürüyen 13 yaşındaki kız çocuğu taciz eden ve Denizli’de yakalanan 61 yaşındaki R.Y. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Tatvan ilçesinde, geçen 10 Temmuz günü R.Y. (61) sokakta yürüyen 13 yaşındaki kız çocuğuna yaklaşarak bir şeyler sordu ve ardından küçük kızı zorla öperek taciz etti. O anlar güvenlik kameralarına yansırken; ailenin şikâyeti üzerine polis görüntüleri incelemeye aldı. Polisin başlattığı soruşturma kapsamında Denizli’de olduğu belirlenen R.Y., önceki gün yakalanarak, gözaltına alındı. Bitlis’e sevk edilen zanlı, dün tutuklandı. l DHA/AA iki turist atmaya çalıştı Üç Müslümana uçakta ırkçı saldırı DalamanLondra uçağında, uzun beyaz elbiseli üç Müslüman erkeğe “terörist” diyerek, yolcuların güvenliğini tehdit ettiğini savunan 2 turist kadın, uçaktan indirildi. Geçen cuma Thomas Cook Havayolları’na ait uçakta İngiliz olduğu belirtilen 2 kadın, uzun beyaz elbiseli üç Müslüman erkeğin “terörist” olduğunu ve yolcuların güvenliğini tehdit ettiğini belirterek, uçaktan atmaya çalıştı. Diğer yolcular 2 kadına tepki gösterirken; güvenlik güçleri, saldırgan iki kadını uçaktan indirdi. Independent’ın haberine göre, kargaşayı görüntüleyen Shenea Kerry, kadınların kendisine de hakaretler savurduğunu söyledi. l DHA Kadın güçlü ve gerideJaponya’daki kadın üniversitelerinin özünde inanca dayalı bir seçenek yok Japonya’da 1000’e yakın üniversite var. Bunlardan 80 kadarı kadın üniversitesi. Sayıları artmıyor, öğrencileri de azalıyor. Maddi durumu çok iyi olan ailelerdeki kadınlar günlük yaşamlarını zenginleştirecek alanlarda üniversiteye gidiyor. Örneğin sadece kâğıt sanatlarının, sadece Japon yemeklerinin, çay seremonilerinin üniversitesi var. Okuryazar oranı yüzde 100. Üniversite mezun oranı yüzde 95’in üstünde. Tokyo metrosu 43 hat, 420 durak, 3 bin kapıdan oluşuyor. Kentin neresinde olursanız olun, en GEYŞA GELENEĞİ DEVAM EDİYOR uzak metro durağı 400 metre. Şibuya, Şinjuku, Ueno, Otemaşi gibi aktarma da yapılan merkezi metroların her birine günde 2 milyona yakın insan girip çıkıyor. Ana istasyonların kaç katlı olduğunu saymak güç. Zira dışarıdan girdiğiniz kapılardan biri ikinci, öteki dördüncü kata çıkabiliyor. Bu metrolara sabah mesainin baş Japonya deyince erkekler için akla gelen ilk sözcük “samuray” ise kadınlar için de “geyşa”... Öteki kültürlerde sürdürülmesi zor bir gelenek. Bugün çok yaygın olmasa da başta Kyoto olmak üzere büyük şehirlerde var olduğu söyleniyor. Bir yabancının, “Japonya’ya gelmişken bir de geyşa görsek” diye tanışabileceği bir ortam yok. ladığı saatlerde gittiğinizde kendini Geyşa, birlikte olacağı erkeği kendisi se zi bir insan selinin içinde bulursu çiyor. En az bir müzik aleti çalıyor, Japon nuz. Her kapı arı kovanı gibidir. İşe gidiş saatlerinde genel yoğunluk üçte iki erkek, üçte bir kadın üzerine. Bütün istatistikler bir yana, metronun bu saati Japonya’da kadınların iş yaşamındaki oranını size veriyor. Gerçek rakamlar da böyle. Japonya’nın ekonomik ve kültü kültürüne hâkim olarak yetişiyorlar. Sadece geyşa yetiştiren okullar var. Bugün sayıları azalmış. Geleneksel Japon giysisini daha farklı şekilde bedenlerine sarıyorlar. Onunla eğilmek mümkün olmadığı için diz çökerek oturuyorlar. Bir Japon erkeğinin geyşa ile birlikte olmasına eşinin ses çıkarmaması da gelenekten. Hatta önemli rel gelişmişliğine karşın kadının ikin günlerde geyşa, erkeğin evine gidip ço ci planda oluşu, sadece bu ülkede değil, tüm dünyada tartışma konusu. Japonlar 1968’de Meici döneminde başlattıkları dışa açılma, dünyaya uyum sağlama sürecinin daha başında, bu ayrımı koymuşlar; “Biz Batı’nın eğitimini ve teknolojisini alacağız, ama geleneklerimizi koruyacağız. Kadın, bu cuklarına hediyeler veriyor. Japonya’nın Tokyo’dan önceki başken ti Kyoto’nun Gion bölgesi tamamen tarihi yapılarla dolu, ama yaşayan bir semt. Burada geyşaların zaman zaman gezintiye çıktıkları biliniyor. Geyşaların onlar kadar eğitim almamış daha genç olanlarına mayko deniyor. Maykolar daha fazla. Gion’da özellikle maykoların caddelerde nun başında geliyor.” görünmesi doğal. Fotoğraflarını çekmek Kadına yönelik sözlerinden biri şu: Gençliğinde babana, yetişkinliğinde kocana, yaşlılığında oğluna itaat edeceksin. Konfüçyüs öğretisinden miras kalan bu söz hâlâ kullanılıyor, ama ne kadar geçerli tartışılır. Zira Japon Geyşa ve ‘stajiyer geyşa’ diye adlandırılan ‘mayko’ların sık görüldüğü Kyoto’nun Gion bölgesi. 1çenek yok. Birkaç etkene dayanıyor. Geleneksel olarak kadınların ikinci planda, ama aile içinde de zor olmadı. Hatta kentin tarihi dokusunun da görüneceği şekilde poz vermemelerini istemek de zor olmadı. Apayrı bir tartışma konusu, ama şunu vurgulamakla yetinelim; Japonya’da cinsel özgürlük Batı kültüründen daha farklı bir doğallıkla genel kabul görmüş. toplumu da ister istemez değişiyor. Ada devlet olmanın, buna bağlı ola Erkek, kirpidengüçlü olduğunu vurgulamıştık. Bu “ai le içi güce” dayalı olarak, kadınların rak ulusal kimliği katıksız tutmanın getirdiği sonuçlardan biri olarak bu alanda değişim yavaş. Kadınlar çalışma yaşamının her alanında yok. Örneğin, inşaat mü ev ekonomisini, bütçe yönetimini iyi öğrenmesi temelinde gelişen kadın 2üniversiteleri var. Hıristiyanlığın Uzak Asya’da güçlenme istemi 500 yıl öncesine da daha mı dikenlidir? hendisleri yeni yeni yetişiyor. Ja yanıyor. Birinci bin yılda Avrupa’da, pon inancında dağlar dişi. Bu neden ikinci bin yılda Amerika’da hâkim le yol yapımı başta olmak üzere dağ din olan Hıristiyanlık, üçüncü bin lardaki işlerde kadın çalıştırılmıyor. yılda da Asya’da etkin olmayı uzun Dağlar kıskanır diye. erimli bir strateji olarak çizdi. Bu he Evlenmek üzere işe alma def Japonya’da tutmadı. Japonlar, her alanda olduğu dinde de geçmişleri Çalışma düzeninin oturduğu şirket ne bağlı kaldı. İlk çağlardan gelen, yer lerde başta sekreterler olmak üzere kadınların ağırlıklı olduğu işlerin sa İş çıkışı ocakbaşı meyhanede kadınerkek sake ile stres atanlar.. yer Şamanizmi andıran Şintoizmi bırakmadılar. Hıristiyanlık yüzde 10’un hibi sürekli değişiyor. Zira evlenen işi bırakıyor, evine çekiliyor. Pek çok şirketin bunu bilinçli olarak yaptığı söyleniyor. Kadın çalışma hayatına başlayıp işyerinden bir kişiyle evlenince eşine, “Nerede kaldın?... Eve erken gel” gibi şeyler söylemiyormuş, işin uzayabileceğini biliyormuş. Ancak bu kadının tümüyle hayatın dışına çıktığı anlamına gelmiyor. Yine geleneksel olarak erkek 80’i orta sınıf. Büyük bir kesimin geliri birbirine yakın. Eve bir maaşın girmesi, aileyi ayakta tutmaya yetiyor. İş çıkışı, pirinçten yapılan ülkenin geleneksel içkisi “sake”nin içildiği, bizdeki ocakbaşı restoranları anımsatan meyhanelere uğramak gelenek diyebileceğimiz kadar yaygın. Buralarda 2’li, 3’lü gruplar halinde iş çıkışı gelen kadınları da görmek mümkün. altında zemin buldu. Kadın üniversitelerin bir kaynağını da bu oluşturdu. 3Ancak etkin değil. Japonya’da bine yakın üniversite var. Bunlardan 80 kadarı kadın üniversitesi. Sayıları artmıyor, öğrencileri de azalıyor. Maddi durumu çok iyi olan ailelerdeki kadınlar günlük yaşamlarını zenginleştirecek alanlarda üniversiteye gidiyor. Örneğin sadece kâğıt sanatlarının, sadece Tokyo’daki 10’dan fazla kirpi kafeden birini Hayaşi Tomoko işletiyor... maaşını alınca eşine teslim ediyor. Evin bütçesi kadında. Evlilikte çocukların lise düzeyine gelmesinin ardından ikinci kez çalışmaya baş 4 etkene bağlı... Sadece kadınların gittiği üniversiteler Erdoğan’ın haziran ayı sonun Japon yemeklerinin, çay seremonile 4rinin üniversitesi var. Okuryazar oranı yüzde 100. Üniversite mezun oranı yüzde 95’in üs Tokyo’nun uyumayan bölgelerinden Tavaramaçi’de günbatımı sonrası ışıklar arasında yürürken bir vitrin dikkatimizi çekti. Küçük, üstü açık yarım kafeslerin layan kadınlar da yüksek oranda. Kadınlar erkeklerden ortalama dörtte bir oranda daha az maaş alıyor. Bütün devletlerde orta direk en önemli taşıyıcıdır. Genel huzur, toplamsal düzen orta sınıfın gücüyle doğrudan bağlantılıdır. Japonya’nın yüzde da Osaka’da düzenlenen G20 Zirvesi sırasında Türkiye’nin de gündemine girdi. Erdoğan bu üniversiteleri öğrenince hemen, “Biz de kuralım, talimat verdim” dedi. Ancak Japonya’daki kadın üniversitelerinin özünde inanca dayalı bir se tünde. Türkiye’deki üniversite kavramı, kişiyi işmeslek sahibi yapma beklentisine dayalı. Japonya’da genelde eğitimöğrenme temelli. Yüksekeğitim oranından kadınlar da eşit payını alıyor. Ancak bunu toplumsal yaşamda kullanma oranı erkeğin gerisinde. içinde kirpiler oynaşıyor; Kirpi Kafe. Yanlış okumadınız, Kirpi Kafe... Varlığı nı biliyordum, ama birden karşımıza çıkınca şaşırdık; daldık içeri. 70 yaşlarında bir ağabeyimiz kirpisini seviyor. Masa üstünde, kalın eldivenler var, isteyen onunla seviyor. Ama tekniğini öğrenirseniz gerek yok. Sahibini sorduk; güler yüzlü bir kadın bi Kadın hakları kronolojisi zi selamladı; Hayaşi Tomoko. 10 dakika kirpi sevmek 400 yen. Yaklaşık 20 lira. Biz sohbete tutuşurken kirpi seven ağabeyimiz, “Bütün kirpi sevenler zaten dosttur” tü ründen tanışık bir selam verip gitti. Kadınlar, dünyanın pek çok coğrafyasında olduğu gibi Japonya’da da bugünkü düzeye kolay gelmedi. Ana hatlarıyla Japonya’da kadın haklarının gelişimi şöyle: l 1878: Tokyo Üniversitesi kuruldu. Kadınlar alınmadı. l 1890: İlk meclis toplandı. Kadınlar, istemlerini dile getirmesine karşın alınmadı. l 1911: Kadın yazar Hiratsuka Raiçi önderliğinde Japon kadınları bir araya geldi; Maviçorap Topluluğu kurdu. Ana tema, “kadınlara özgürlük” idi. Ancak sonuç alınamadı. l 1919: İçikava Fusae başkanlığında Yeni Kadının Birliği kuruldu. Öteki kadın kuruluşlarıyla birlikte, “Eğitimin ve sanayi toplumunun içinde biz de olmak istiyoruz” bildirileri yayımlandı. Karşılık bulmadı. l 1925: Meclis üyelerinin sadece erişkin erkeklerin oylarıyla belirlenmesi yasası kabul edildi. Aynı yıl Kadının Oy Hakkı Derneği kuruldu. Kadınlar sadece bu amaçla mücadele etmeye yönelik eylemler yaptı. l 1932: İkinci Dünya Savaşı’nın ayak sesleri yükselirken ordu destekli, Ulusal Savunma Kadınlar Birliği kuruldu. Kadınlara, “Siz, ülke savunmasında gereksinim olursa varsınız” mesajı verildi. l 1945: İkinci Dünya Savaşı sonrası yapılan yeni anayasada kadınlara oy hakkı verildi. l 1986: Kadınların çalışma yaşamında daha çok yer alma istemine karşılık olarak Eşit İstihdam Yasası çıktı. Japonya’da kadınların yaşamın her alanında olabildiğince eşit yer alma mücadelesi devam ediyor. Tokyo Üniversitesi’ndeki ayrımcılık BİLİNÇLİ YAPILMIŞ Kadınlara yönelik önyargılı tutum yaygın olmasa da bugün de devam ediyor. 2018 yılında Tokyo Üniversitesi’nde yaşanan olay hâlâ belleklerde... Tıp fakültesine girişte kadınlar, erkeklerden daha yüksek puan alıyor. Ancak sonuçlar açıklanınca erkeklerin ezici bir üstünlükte olduğu görülüyor. İtiraz üzerine durum inceleniyor. Araştırma sonunda görülüyor ki, kadınların puanları bilinçli olarak ve cinsiyet ayrımcılığı gözetilerek erkeklere yazılmış. Üniversite rektörü intihar etmedi, ama ciddi biçimde özür diledi. 2018 yılı ağustos ayında ortaya çıkan bu olaydan sonra soruşturma derinleştirildi. 2011 yılından bu yana ayrımcılığın sürdüğü ortaya çıktı. 2010 yılında kadınların giriş sınavındaki başarı oranı yüzde 40’a ulaşınca, yönetim bu yönteme başvurmuş. YARIN: JAPONYA’DA TÜRKLER... JAPON GELİNLER... SARAY DÖNER, BURGERE KARŞI Genellikle iş çıkışı stres atmak isteyenler uğruyormuş. Eğer başının üstünden hafifçe bastırıp sırtına doğru ilerlerseniz dikenlerini yataylaştırıyor, tatlı tatlı seviyorsunuz. Göğsünüze aldığınızda usul usul kalbinize doğru ilerliyor. Hayayi Tomoko, 30’lu yaşlarda. Evinde de iki kirpisi var. Bekâr olduğunu söyleyip devam etti: “Tokyo’da 10’dan fazla kirpi kafe var. Bunun dışında evlerde besleyen de çok. Genellikle yalnız yaşayan evli olmayan kadınlar tercih ediyor...” Takıldım: Ne yani, erkek kirpiden daha mı çekilmez? Bastı kahkahayı: “Ondan değil... Kirpi sessizce sevgisini gösterir... Mesele yapmaz... Fazla hareket etmez... Çalışma yaşamı çok yoğun olduğu için akşam evde kirpi iyi geliyor...” Kafenin arka duvarında ayrı bir kapı var; orası kirpi apartmanı. Kat kat, kafeslerde duruyorlar. Fazla ışığı sevmedikleri için bir süre kafenin vitrininde, kirpiseverlerin kucağında kalıp apartmana konuyorlar. Bunun hayvan haklarına uygun olup olmadığını sorduk. Hayaşi, “Onlar yaşamlarından mutlu” demekle yetindi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear