23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
haber EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 56 MART 2019 ÇARŞAMBA Tartışmayı ‘izne’ bağladıAKP Ankara adayı Özhaseki’den, rakibi Yavaş ile tv’de programa katılmaya Erdoğan şartı Yavaş ile tartışmak istediğini söyleyen Özhaseki, “Tayyip Bey izin verirse” dedi. AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mehmet Özhaseki, “Mansur Yavaş ile bir televizyon programına çıkar mısınız” sorusuna ilginç bir yanıt verdi. Özhaseki “Tayyip Bey izin verirse çıkmak, tartışmak isterim” dedi. Gazete Duvar’ın sorularını yanıtlayan Özhaseki, “CHP Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mansur Yavaş’la bir televizyon programına çıkmak, kendisiyle Ankara’yı tartışmak ister misiniz” sorusuna “Her zaman isterim, bunda bir sıkıntım yok. Ancak partimiz karar verirse ki, yaklaşık on yıldır, parti genel merkezi adayların tartışma programlarının kavgaya dönüştüğü milleti de bunalttığıyla ilgili kanaat sahibi olduğu için o prensip itibarıyla duruyor. Tayyip Bey izin verirse çıkmak, tartışmak isterim” yanıtını verdi. Özhaseki, yeni parti iddialarına ilişkin sorulan soruya ise “Söyleniyor ancak kendilerinden bir açıklama olmadı. Zaten tanıdığımız insanlar, yıllarca kader birliği yaptığımız insanlar. Ben zannetmiyorum bir parti kuracaklarını. Belki kendilerine has bazı gerekçeleri, muhalefetleri vardır ama ben bir parti kurmaya kadar gidecek ciddi bir gerekçe olduğuna da inanmıyorum” yanıtını verdi. Kahramankazan’da partisinin Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışını da yapan Özhaseki, rakibi Yavaş’ın “Yakında bantlar çıkacak, göreceksiniz” dediğini iddia ederek “Ne bandı çıkıyor, kumpas işini siz mi ele aldınız? Ne halt ediyorsunuz, kimler hakkında bant hazırlıyorsunuz? Bunlardan o kadar çok iftiraya uğradım ki o kadar montaja, yalana maruz kaldım ki...” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Erdoğan’dan Kürt seçmene: Bakın size kardeşim diyorum Seçim çalışmaları kapsamında İstanbul’un bazı ilçelerinde miting düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HDP’liler için “Kürdistan Kuzey Irak’ta haydi defol git” sözlerini yinelerken Kürt seçmen için de “Bak ben size kardeşlerim diyorum” ifadelerini kullandı. Erdoğan, dün Sancaktepe, Eyüpsultan ve Esenyurt’ta partisi tarafından düzenlenen mitinglerde konuştu. Sancaktepe’de CHP adayı Ekrem İmamoğlu ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu İstanbul’u bilmemekle suçladı. Erdoğan, “İstanbul’u bilmez. Dün de (önceki gün) buraya gelmiş, burada salon toplantısı mı yaptı? Meydana çıkamaz ki. Neymiş adayı burayı çok iyi tanıyormuş. Yahu tanısa ne yazar? Tanımak değil yapmak iş” dedi. HDP’li yöneticilerin konuşmalarını dinleterek, “Türkiye’de Kürdistan diye bir bölge mi var” diye soran Erdoğan şun ları söyledi: “Sen Kürdistan’ı çok seviyorsan Kürdistan Kuzey Irak’ta haydi defol oraya git. Şimdi ben Sancaktepe’de tüm Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Bu oyunu bozalım. Bak ben size kardeşlerim diyorum. Çünkü hepsi benim kardeşim. Bakın ben size kardeşim diyorum, çünkü Türk de Kürt de, Laz’ı, Boşnak’ı, Roman’ı benim kardeşim” dedi. Erdoğan, Kasımpaşa’da yaptığı konuşmada da TOKİ’nin 50 bin yeni sosyal konut projesinin müjdesini verdiğini belirterek, “Yarın(bugün), Ziraat Bankası ve Halk Bankası aracılığıyla talep toplamaya başlıyoruz. Talep toplama işi, 45 gün sürecek. 2019 yılı içinde 67 şehrimizde 140 projeyle, 50 bin yeni sosyal konutun ihalesini gerçekleştireceğiz. bu konutlardan alt gelir grubuna yönelik olanların taksitleri 388 liradan başlayacak ve ödeme süresi 20 yıl olacak. Orta gelir grubuna yönelik konutlarda ise taksitler 759 liradan başlayacak ve 15 yıla kadar onlara da vade imkanı” dedi. Öğrencileri götürdüler Öte yandan, Erdoğan’ın Sancaktepe mitingine yeterli katılımın sağlanmaması sebebiyle, ilçedeki devlet okullarından 300 öğrenci miting alanına götürüldü. Okul yöneticileri, öğrencileri dağıtıkları veli izin belgeleriyle dersten alarak mitinge katılım yapmalarını sağladı. Durumdan geç haberleri olan bazı veliler çocuklarının okula geri gönderilmelerini talep etti. CHP Sancaktepe Belediye Meclis üyesi Sinan Doğan, “Bazı velilerin öğrencilerin götürüldüğünden haberi yok. İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Aydoğdu’nun yazı gönderdiğini öğrendik. AKP adayı Şeyma Döğücü okulları gezerek öğrencileri derslerinden alıkoydu. Yanında yine Aydoğdu vardı. İlkokul öğrencilerinin dersleri bölünerek siyaset yapılamaz” dedi. l İç Politika Yandaşlıkta sınır tanımıyorHükümete yakın Hakİş, AKP’li adaylara desteğin boyutunu abartarak kent kent çalışmalara başladı Hakİş Başkanı Arslan, AKP adaylarıyla seçim programlarına katılarak oy istedi. MUSTAFA ÇAKIR Hükümete yakınlığıyla bilinen Hakİş, AKP’li belediye başkan adaylarına desteğin kapsamını genişletti. Ankara’nın ardından İzmir ve Aydın’da da AKP’li belediye başkan adaylarına açık destek verildi. İstanbul’daki toplantılarına da Binali Yıldırım katılacak. En fazla üyeye sahip ikinci büyük işçi konfederasyonu olan Hakİş, yerel seçimlerde tavrını belli etti. Ankara’da Hakİş Başkanı Mahmut Arslan’ın genel başkanı olduğu Hizmetİş Sendikası tarafından AKP Keçiören Belediyesi başkan adayı Turgut Altınok’a destek programı düzenlenmişti. Daha sonra Hakİş, AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mehmet Özhaseki’ye destek ziyaretinde bulundu. Arslan ziyarette, “Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemde yakın olarak çalıştığımız ve belediyecilik alanında deneyimli olan Mehmet Özhaseki’yi destekliyor ve 31 Mart yerel seçimlerinde başarılar diliyoruz” dedi. Hakİş AKP’li adaylara desteğini yurt geneline yaydı. İzmir’de Hakİş İzmir İl Temsilcileri toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci de katıldı. Hakİş Başkanı Arslan, Zeybekci’nin adaylığı nedeniyle İzmir’in tarihi bir dönemi yaşadığını savundu. Hakİş tarafından Aydın’da da temsilciler toplantısı gerçekleştirildi. Arslan, burada da AKP’nin Aydın adayı Mustafa Savaş’a destek verdi. Savaş’ın da katıldığı toplantıda, Arslan, “Bizi belediyenin yanına yaklaştırmayanlarla işimiz olmaz. Hakİş’e kayıtlı olduğu için baskı yapanlarla, üyelerimizin sendikayla bağını koparmaya çalışanlarla işimiz olmaz. Bizim işimiz, bizimle aynı istikamette olanlarla olacak. Aydın’ın yeni bir yüze ve değişime ihtiyacı var. Yeni başarılara ve hedeflere ulaşmak için yeni kadrolara ihtiyaç var. Aydın’a Mustafa Savaş gibi bir büyükşehir belediye başkanı yakışır. Kendisine Allah’tan muvaffakiyetler diliyorum” dedi. Bu arada Hakİş tarafından 8 Mart’ta İstanbul’da “8. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması” gerçekleştirilecek. Bu toplantıya da AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım katılacak. l ANKARA Ziya Selçuk Okula başlama yaşı yükseldi Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yerel seçimlerle eğitim gündeminin bir olduğunu savunarak AKP’ye oy istedi. Selçuk, “Eğer eğitimde güçlü bir beklenti varsa, bir talep varsa o zaman yerel seçimlerde de bize destek olunması gerektiği çok açık. Çünkü o işbirliği, ilçe, il belediyesi, merkezi hükümet, bu üçü saç ayağı olarak bir araya geldiğinde ortaya çıkan sinerji çok daha büyük” dedi. Selçuk, okula başlama yaşını 66 aydan 69 aya çektiklerini de açıkladı. Anadolu Ajansı’nın Edi tör Masası’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Selçuk, Öğretmenlik Meslek Yasası’yla ilgili soruya şu yanıtı verdi: “Süreç Milli Eğitim Bakanlığı açısından tamam. Biz ne yapacağımız konusunda binlerce öğretmenlerle, okul müdürüyle, akademisyenlerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, sendikalarla defalarca görüştük” dedi. Ancak eğitim sendikalarının aylardır beklemelerine karşın bakanlığın kendileri ile herhangi bir görüşme yapmadığı öğrenildi. l ANKARA/Cumhuriyet Veli isterse 1 yıl ertelenecek Bakanlık, 20192020 öğretim yılı itibarıyla uygulanacak okula başlama yaşıyla ilgili düzenlemenin ayrıntılarını açıkladı: n 69, 70, 71 AYLIK ÇOCUKLAR: İlkokul 1. sınıfa kaydı zorunlu ancak veli isteğiyle 1 yıl erteleme yapılabilecek. n 66, 67, 68 AYLIK ÇOCUKLAR: Okul öncesi eğitim kurumu aday kaydına alınır ancak veli isteğiyle ilkokula 1 yıl erken başlayabilir. Şu anki uygulamada 66 aylık çocuklar otomatik olarak ilkokula kaydediliyor, ancak istemeyen veliler dilekçe vererek bir yıl erteleyebiliyordu. TEMELLİ, AĞRI MİTİNGİNDE KONUŞTU: Gezi üzerinden şiddet dayatıyorlar Seçim çalışmaları kapsamında partisinin Ağrı’da düzenlediği mitingte konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Gezi Parkı gösterilerine ilişkin açılan davaya değinerek, “Gezi iddianamesi üzerinden bu ülkeye yeni bir şiddet dayatıyorlar” dedi. HDP Eş Genel Başkanları Sezai Temelli ve Pervin Buldan partilerinin Ağrı ve Van’da düzenlenen mitinglerinde konuştu. Aralarında iş insanı ve sanatçılarında bulunduğu bir grup hakkında açılan Gezi iddianamesine değinen Temelli, “Gezi’yi 1960 darbesine bağlayacak kadar akıllarını yitirmişler. Adaletsizlik ve hukuksuzluk her yeri kaplıyor. Tıpkı bizim yoldaşlarımızın FETÖ’den yargılanan savcıların hazırladığı iddianameler ile yargılandığı gibi şimdi aynı şeyi Gezi’de görüyoruz. Bakın Figen Yüksekdağ, bakın Selahattin Demirtaş id Sezai Temelli dianamelerine, bu iddianamelerin hepsi uydurmadır. FETÖ ile mücadele ettiklerini söylüyorlar, FETÖ’cülerin hazırladığı iddianamelerle bizim arkadaşlarımızı yargılıyorlar” diye konuştu. Van Başkale’de konuşan Pervin Buldan ise “Kayyımın bütün yolsuzlukları Sayıştay raporlarıyla belgelendi. Seçilecek arkadaşlarımıza trilyonlarca borç bıraktılar. Borçları da öderiz halkımıza hizmet de yaparız” dedi. l İç Politika AKP’Lİ DEVELİ BELEDİYE BAŞKANI CABBAR Başkan ağzını bozdu: Lan kitapsız AKP’li belediye başkanının kendisine soru soran bir yurttaşa, “Lan kitapsız” diye hitap ettiğini anlattığı görüntüler büyük tepki çekti. Kayseri’nin Develi Belediyesi’nin mevcut belediye başkanı Mehmet Cabbar, AKP tarafından yeniden aday gösterildi. Cabbar’ın, bir yurttaşa “lan kitapsız” dediğini anlattığı görüntüler sosyal med yada yayımlanınca tepki çekti. Cabbar konuşması sırasında, “Kamu yatırımlarına uğraştım. Göreve geldiğim zaman ilk yaptığım şey araç muayene istasyonlarıdır. Geçenlerde bir tanesi ‘Ya başkanım sen mi yaptın’ diyor. ‘Lan kitapsız, ben yaptırmadım ama 15 defa Ulaştırma Bakanlığı’na gittim’ dedim” ifadelerini kullandı. l İç Politika Soylu seviyeyi düşürdü Yerel seçim çalışmaları kapsamında dün İzmir’in Tire ilçesini ziyaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ile Sezai Temelli’yi hedef aldı. Temelli’ye yönelik “suratında meymenet olmayan komünist sakallı birisi” diyen Soylu, “Ne dedi ‘Kürdistan’da biz kazanacağız. İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da AKP’ye ve MHP’ye kaybettireceğiz’ dedi. De mek istedi ki; ‘Biz yüzümüze maske taktık. Burada PKK, batıda da CHP, Saadet ve İYİ Parti’yle birlikte mücadele içindeyiz’” şeklinde konuştu. Soylu, Buldan için ise “O Pervin Buldan denilen kadın böyle yumuşak görünür, ama zehirli diliyle beraber bu seçimde ‘40 yıllık mücadelemizi taçlandırmak için sandığa gideceğiz’ diyor. 40 yıl önce ne kuruldu? PKK kuruldu” sözlerini kullandı. l İç Politika Evet, gençlik hâlâ bizzat bahardır Bu kesinlikle bir Türkiye baharı değildi; orası baştan beri belliydi ama olan bitenin gerçek kahramanları bizzat hayatlarının baharındaydılar. Bu öyle güzel bir bahardı ki, gazdan kaçarken bile çarpıştıklarında birbirlerinden özür diliyorlardı. Karşılarına cop ve kalkanlarla dikilen yaşıtları polislere yüksek sesle kitap okuyorlardı. Bütün gün saldırılara direnip sabaha karşı sokaklardaki çöpleri topluyorlardı. TOMA’ların yolunu kesecek barikatlar için harıl harıl malzeme ararken, simitçinin tezgâhını kenara çekip kolluyorlardı. Gaz saldırıları sırasında kendilerinden çok, korkmuş, yaralanmış sokak hayvanları için telaşlanıyorlardı. Devamlı, “Şiddet yok arkadaşlar! Şiddet yok!” diye bağırıyorlardı. Yaptıkları en “fena” şey, arada sırada melodili sloganlarla Tayyip Erdoğan’a “ayıp” laflar söylemekti. Sokaktaki çocuklar itaatsiz, sivil ve pasiftiler. Karşılarındaki polis ise itaatkâr, resmi ve manik. Kontrolden çıkan resmi şiddet, üç gün önce polislere kitap okuyarak direnen çocuklardan birini nihayetinde isyan ettirdi. Çocuk “Yeter, halk darbe yapsın artık” dedi. Haliniz var mı, ona halkın darbe değil, yapsa yapsa devrim yapabileceğini anlatmaya? Diliniz varır mı, devrimin silahsız yapılmadığını, silahla yapılanından da bir hayır gelmediğini söylemeye? Peki, ya cesaretiniz var mı; gençlik ne kadar ilkbaharsa halk da o kadar sonbahardır demeye? Halk yani, geniş kitle orta yaşlıdır. Kaybedecek çok şeyi vardır: Ailesi, evi, işi, düzeni, huzuru... O yüzden orta yollu politikaları sever. Kolay boyun eğer. İsyana dudak büker. Dününe sahip çıkar, yarınıyla ilgili hayaller kurar ama bugününü asla tehlikeye atmaz. Düzen düşkünüdür. İşine gelmeyen çoğu şeyi duymaz, görmez, söylemez. Çoğunluk olmanın olanaklarıyla, hayatın bir köşesine siner ve temkinlere bürünür. Provokasyonların göz göre göre işe yaraması bundandır. Geniş kitleler bilgileri sezgileriyle birleştirip “Gerçek nedir” sorusuna yanıt aramakla uğraşmazlar. Yanıta giden yolun ve belki de bulacakları yanıtın, güvenli sandıkları hayatlarına zarar vermesinden korkarlar. Geniş kitleler o yüzden gördüklerini, duyduklarını olduğu gibi kabul etmek isterler. Güçlü olanın diline inanmaya yatkındırlar. Kurnaz iktidarlar güçlerini bu omurgasız geniş kitlelerden alırlar. Onları, dilinin kemiği olmayan yöneticilerle rahatça yönetirler. Sonra bir bakarsınız, gençlerin sivil itaatsizliği, pasif direnişi, soylu talepleri geniş kitlelerin marazi tercihleri yüzünden, yoldan çıkarılmış bir öfkenin kurbanı oluvermiş. Güçlü bir politik karşı çıkışa dönüşebilecek temiz enerji bir anda kolayca kirletilmiş. Elimizde ne var bir bakalım: İktidar tarafından kimi susturulmuş kimi yönlendirilmiş bir basın, bilgi kirliliğiyle aklı karıştırılmış geniş kitleler, cezaevlerine kapatılmış aydınlar, olan bitene isyan edip sokaklara dökülen çoğu genç binlerce insan, onları öldüresiye geri püskürtmeye çalışan gözü dönmüş bir polis gücü ve bir türlü içinden çıkılamayan kocaman bir “Bundan sonra ne olacak” sorusu... Bu ülkede bundan önce de benzer şeyler yaşandı ve sonrasında hiçbir zaman “iyi şeyler” olmadı. Artık öğrendik, bahar muhteşemdir ama... Maalesef öncesi dondurucu soğuk, sonrası kavurucu sıcak... Oysa kurdukları yeni bir dille iktidara itiraz eden bu gençler baştan aşağıya haklılar ve son derece masumlar. Günlerdir zift gibi karanlık bir dille onları hırpalayan iktidarsa baştan aşağıya haksız ve son derece küstah. Her zaman olduğu gibi küstahlık muhtemelen masumiyeti yenecek. Ama bu, masumiyetin küstahlıktan daha bilge olduğu gerçeğini değiştirmeyecek. HHH Yukarıdaki yazı Gezi’nin ilk günlerinde, 4 Haziran 2013 tarihinde yazıldı. Aradan neredeyse altı yıl geçti. Gezi’yi bir terör hareketi gibi göstermek için, hukuka ayıp zorlamalarla hazırlanan ve ülkenin kıymetli aklını bir suçmuş gibi damgalayan iddianame masumiyeti alaşağı etmeye çalışan niyeti bozuk bir küstahlığın nişanesi. Ve masumiyet bu topraklarda hâlâ o küstahlıktan daha bilge ve değerli. Tuğluk’un cenazesine saldırıda 15 sanığa ceza Eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un Ankara’daki cenaze törenine saldırı düzenleyen sanıkların yargılandığı davanın karar duruşması dün görüldü. Gölbaşı 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde karara bağlanan davada mahkeme heyeti, “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasının engellemesi” suçundan 6 sanık için 2 yıl 4’er ay, 5 sanık için 2 yıl 20’şer ay, 1 sanık için de 4 yıl hapis cezası verilmesine hükmetti. Heyet, “hakaret suçu” işledikleri gerekçesiyle 3 sanığa da 10 ay 15 gün ile 1 yıl 2 ay arasında değişen hapis cezalarına hükmetti. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear