23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 20 MART 2019 ÇARŞAMBA TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER Ayrıntılar Kutsallar üzerinden kutuplaşma “Ezan” İslam dininde ibadete çağrıdır. Dönemin gereği insan sesiyle ibadet saatlerinin anımsatılması için önemli işlev görmekteydi. Anımsatalım; elbet saygıyı hak eder, ancak Tanrı kelamı değildir. Bugünün koşullarında, bu görevi cep telefonları, çalar saat, radyo benzeri aygıtlar yerine getirebilir. Lakin kimsenin ülkemizde ezanın susmasını istemesi söz konusu değildir. Tanrıya inanan/ inanmayan, Müslüman olan ya da olmayan herhangi biri bunu istemez, çünkü salt dini değil, aynı zamanda kültürel bir olgudur bu. O ses çocukluğumuzdan bu yana belleğimize kazınmıştır. Kendimizi evimizde saymamızın işaretidir. Diğer pek çok başka gösterge gibi! Kutsallar üzerinden tartışma yaratmak siyasal İslamcıların öteden beri alışkanlığıdır. İktidarlarını güçlendirmek için kutuplaşma yaratarak güç devşirmek isterler. Bu tehlikeli oyunu sürdürürken, güncel zafer ötesinde kaygı taşımazlar. Oysa bizim ülkemizde bayrak, ezan, Tanrı türü konularda kolaylıkla katliamlar yapılabilir. Geçmişimiz bu karanlık örneklerle doludur. Kapitalizme uygun dincilik, düşkünler toplumu yaratarak varlığını sürdürmekte, egemenliği kolayca küresel güçlere devretmektedir. Bayrak, ezan, Tanrı diyerek uyuşan toplum; ortak değerlerini bir bir yitirirken, yazık ki her gün daha körleşmekte, yoksullaşmakta ve yoksunlaşmaktadır. Yobazın ülkesi bir, milleti aynı! Yeni Zelanda saldırısı ardından dünya ırkçılık/dincilik bataklığını, yeniden ve sarsıcı biçimde keşfetti. Neoliberal çağın ölçüsüzlüğü, aydınlanma karşıtlığı, tüm dünyada milliyetçi/dinci hareketleri körükledi. Sonuç ortada. Hıristiyan, Müslüman ya da Musevi yobazı aynı dili konuşuyor, benzer nefreti büyütüyor. Kan, silah, şiddet, ölüm, kutsal değerler adına dile geliyor, sonuçları ağır oluyor. Buna insanlığın büyük kısmı teslim olmuş değil kuşkusuz. Ancak giderek artan dincilik/milliyetçilik salgını yerküreyi esir almakta. Bizim ülkemizde de güncel çıkarlar için bu dil, nefret söylemi körükleniyor. İşlerin iyi gitmediğini gören siyasetçiler, dünyanın her yerinde, kolay pazarlanan bu olguları öne çıkarır. Yığınlar aklını yitirip, güdüleriyle davranmaya başlayınca kolay yönlenir. Ancak çizgi aşılınca, bu tehlikeli oyunu sahneye koyanların elinden kayar gider yığınlar. Artık savaş/terör kaçınılmaz olur ve bunun galibinin kim olacağı önden kestirilemez. RTE’nin Yeni Zelanda’daki vahşet görüntülerini miting meydanlarında izletmesi düşündürücüdür. Ülkenin tamamına, hatta insanlığa sorumluluğu olan birinin, günlük siyasetin şehvetiyle bu hatayı yapması affedilemez. Nitekim dünya basını hemen bunu konu yaptı. Ertesi gün Hollanda saldırısıyla ve yazık ki bu tür olaylarda Türklerin adının geçmesiyle, hangi uygarlık düzeyinde olduğumuz ayrıca sorgulanır oldu. Aydınlanmaya verilen bunca emeğe yazık! Kimin ezanı? Türkiye’nin tamamı ezanın/İslam’ın kültürel anlamı açısından aynı taraftadır. Diyanet İşleri, imam hatipler, ilahiyat fakülteleri, türlü cemaat ve tarikatlar iktidarın il/ilçe başkanlığı gibi davrandıkça; görevi Tanrı yolunda bilgi vermek olan din adamları doğrudan AKP yöneticisi gibi tutum takındıkça; insanlar ezanı, partinin sesi, bildirisi gibi algılamaya başlamıştır. Endişe verici olan budur. Kimse ezandan rahatsız değildir, insanlar ezanın iktidar partisinin elinden kurtarılmasını istemektedir. Camiye AKP bayrağı diken anlayışın, öte dünyayla, “bir lokma, bir hırkayla” yetinmediğini anlamak için pek zeki olmaya gerek yok. Kadıköy’den Almanya’ya Müzik yolcuğu Kadıköy Belediyesi ile Almanya’nın başkenti Berlin’de bulunan Friedrichshain Kreuzberg Belediyesi, Almanya ve Polonya’da düzenlenen bir konsere hazırlanıyor. Kardeş kent protokolü kapsamında iki belediye, Friedrichshain – Kreuzberg Müzik Okulu’nun 70. yıl dönümü nedeniyle, “kadın şarkıları” temasıyla düzenlenen konsere Kadıköy Belediyesi Çocuk Sanat Merkezi’nden de bir grup öğrenci katılacak. Öğrenciler sahnede temaya uygun olarak söz ve müziğini kadınların yaptığı şarkıları çalacak ve söyleyecek. Çocuk Sanat Merkezi Koordinatörü Yeşim Altınay, gerçekleştirdikleri çalışmanın çocuklar için çok öğretici olduğunu belirtti. Avrupa düzeyinde planlı kent Eskişehir’de, Millet İttifakı adayı Büyükerşen yarışta yine önde Asıl mücadele kırsaldaAyrıntılar Ayrıntılar Yerel seçimi izlemek üzere Eskişehir’deyim. Her ziyaret ettiğimde yenilikler gördüğüm, gelişimi hiç durmayan, örnek bir öğ Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanma konusunda sıkıntısı yok. CHP’nin hedefi, daha önceki seçimde kaybedilen 12 ilçe başkanlığını kazanmak. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AKP, 29’a 16 (1 de MHP’li üye renci kenti Eskişehir. var) ağırlıkta. Bunu değiştirmek için kırsala ağırlık vermişler. Elbette bunda en büyük payı olan isim, 1999’dan bu yana Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini üstle nen Prof. Yılmaz Büyükerşen. Ken disini tüm Türkiye, hem Anadolu Üniversitesi Rektörü olarak hem de Eskişehir Belediye Başkanı olarak yarattığı mucizeler nedeniyle yakın dan tanıyor. Bu kez Millet İttifakı’nın ortak desteği ile CHP’den aday olan de neyimli Büyükerşen’in karşısın da Cumhur İttifakı’nın adayı Bur han Sakallı var. Daha önce iki dö nem Odunpazarı Belediye Başkanlı ğı yapan Sakallı, 1962 Eskişehir do ğumlu. Konya Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden me zun, aynı üniversitede sosyoloji da lında yüksek lisans yapmış, çeşit li kurumlarda yönetici, işletmeci ve öğretmen olarak çalışmış bir siya setçi. Geçen yerel se çimde Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmak istemiş ama AKP yönetimi farklı bir isimde karar kılınca çekilmiş, şimdi yeniden yarışta. Eskişehir’deki seçim, temel olarak, ittifakların Eskişehir Büyükşehirlerde BÜYÜK YARIŞ Zülal Kalkandelen Eskişehir’de çok sevilen ve ‘Hoca’ diye hitap edilen Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, 1999’dan beri kenti yönetiyor. Karşıtları bile ‘Hoca’ başka diyerek oy veriyor. lı bir yanıt olarak, adayı bu “özgürlük” dediler. her sabah bir köye gitsem, bir yılın günleri yetmiyor. Bu kır iki isim arasında geçiyor. Aklıma o anda elbette Ali İsma sal kesimdeki nüfus 90 bin ci Esnaf ülkeden sıkıntılı, il Korkmaz geldi... 6 yıl önce 19 ya varında ama dağınık” diyor şında katledilen güzel ruhlu genç... Büyükerşen. Başkan’dan memnun Kente varır varmaz, çarşıya inip esnafla konuştum. Esnafın ekonominin gidişatından duyduğu sıkıntı ve geleceğe dönük endişe çok belirgin. Ancak Eskişehir’in bir turizm kenti haline gelmesi nedeniyle işlerinin artmasından memnunlar. Yabancı turistlerin yanı sıra, her gün 3040 otobüs dolusu yerli turistin kenti gezmeye geldiğini, bunun esnafı ayakta tuttuğunu anlatıyorlar. “Hoca” diye saygıyla andıkları Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in Porsuk Çayı etrafında yaptığı düzenlemeler, müzeler, kültür ve sanat etkinlikleri, festivaller ile Eskişehir’i yeniden yarattığını söylüyorlar. “Bozkırın ortasında bir vaha gibi oldu kentimiz. Keşke tüm ülkeyi Hoca yönetse” diyor bir esnaf. “Oyum genel seçimde AKP’ye ama belediye olursa Eskişehir’de iş değişir; Büyükerşen hakkıyla kazanır” diyen de var. Açıkça görülüyor ki, geleneksel olarak daima sağa oy verenler dışında, esnaf, ağırlıklı olarak mevcut Başkan’ı destekliyor. Üniversitelilerin özgür hissettiği kent Anadolu Üniversitesi yerleşkesinde öğrenciler ile yaptığım görüşmelerde çarpıcı bir şekilde Eskişehir’de farklı görüşlere duyulan saygının altı çizildi. “Bugüne kadar gece dışarı çıkarken hiç endişe etmedim” dedi 20 yaşındaki Sibel. Birçoğu yaşadıkları kentte insanların görüntüsü, inancı, yaşam tarzı nedeniyle ayırıma uğramadığını söyledi. Hatta “Eskişehir’i tek kelime ile anlatırsanız ne dersiniz” gibi iddialı bir soruya, iddia Ne acıdır ki Gezi döneminden tarihe geçen büyük utançlardan biri olan o cinayet, Eskişehir’de gerçekleşti. Büyükerşen’in hayali: Ecevit’in köykent projesi Ertesi sabah erkenden Prof. Yılmaz Büyükerşen’i makamında ziyaret ettim. Bugüne kadar yaptıklarını ve yapmak istediklerini ayrıntılarıyla anlattı. Belediye Meclisi’nde çoğunluğa sahip olmadıkları için, halkın iyiliğine olacak projelerin AKP’li üyeler tarafından otomatik olarak reddedildiğini üzüntü ile söyledi. Sıkıntısını, “Anamdan emdiğim süt burnumdan geldi” diyerek özetledi. 2014’te Belediye Yasası’nda yapılan değişiklik ile büyükşehir belediyelerinin görev alanlarının genişlemesi ama kaynakların artmaması, Eskişehir’i de zora sokmuş. “Eskiden sorumluluk alanım, yalnızca Eskişehir merkezi ile merkezdeki iki ilçe, Tepebaşı ve Odunpazarı’ydı. 700 binden fazla nüfus vardı ve burada yaşayanlar ağırlıklı olarak bize oy verirdi. Yapılan değişiklik sonrasında 540 köy mahalle oldu, merkeze 150 km ötede olanı var. Buradaki işleri bıraksam, Diye kolay! Doğu’da Ankara, kuzeyde Bolu, batıda Bilecik, güneyde Kütahya, Afyon ve Konya il sınırlarına varan, toplam 14 bin kilometrekarelik bir alanın altyapı, yol, ka nalizasyon, arıtma tesisleri vb. hizmetlerinden Büyükşehir Belediyesi sorumlu hale gelmiş. Ama Büyükerşen, sorumluluktan kaçmak yerine bunun için yeniden aday olmuş. Eskişehir için bunca yıldır yaptıklarından sonra şunu da yapabilsem dediği bir hayali var mı diye merak ediyorum, şu yanıtı veriyor: “Kafamdaki model, Ecevit’in köykent projesi. Bugünkü koşullar artık onun geçerliliğine çok imkân vermiyor ama ne yaptım biliyor musunuz? 800 bine yakın domates fidesini bedava dağıttık. O bölge 6 milyon TL kazandı. Kışın marul fideleri dağıttık. Dut ağacı fideleri dağıttık. Şimdi yaş sebzeler kurutuluyor. Sebzelerden yaş olarak sattığınız en kârlı fiyattan daha fazlası kurutulmuşunda. Bunu köylülere söylediğimde inanamadılar. Köylülere size ferdi olarak yardım edemem ama kooperatif haline gelirseniz yardım ederim dedim. Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi kurduk. Kekiğin suyunu çıkarıyorlar, iyi bir mide ilacıdır; gerisini de kurutup satıyorlar. Tohum laboratuvarı kurduk. Eski tohumları topluyoruz. Köyde tarım bitmiş, maliyetler çok yüksek olduğundan üretim yapılamaz halde. Oralara yeniden can vermek lazım. Köylerde yaş ortalaması 65. 15 yıl sonra köyler bomboş. Sadece buğday, arpa üretmekle de olmuyor. O nedenle yeni üretim modelleri geliştirip öğretmeyi istiyorum.” Cumhur İttifakı’nın ‘Yeni Vizyon’ söylemi Cumhur İttifakı’nın adayı olarak seçime giren Burhan Sakallı ile bir kafede buluştuk. Son 20 yıldır halkın desteğini alan başarılı bir başkan ile yarıştığını düşünerek, “Herhalde bu seçimde işi en zor olanlardan birisiniz” dedim, “Hayır, işim zor değil” diye karşılık verdi. “Büyükerşen’in bugüne kadar yaptıkları ortada. Halk da görüyor. Bunları reddedecek değilim ama yapılanlar yeterli değil” diyerek Mevlana’dan alıntı yaptı: “Dünle birlikte gitti cancağızım / Ne kadar söz varsa düne ait / Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Yenilikleri sordum; “Yeni nesil belediyecilik yapılmalı. Eskişehir’i bir orkestra gibi düşünün, beste yapamıyor, ahenk yok” dedi. Eskişehir’de tarımın bittiğini o da kabul ediyor. Projelerini sorunca, kırsal kalkınma planlarını, kurmak istediği salça, turşu, konserve fabrikalarını, mısır kurutma tesisini, anlattı. Termal Sağlık Turizmi’ni geliştireceğini, öğrenciler için Staj Okulu ve 24 saat açık kalacak kafe kütüphaneleri aça Türkiye için yeni model rak işsizlik ile mücadele edeceğini söyledi. Yeni vizyon projesi Bunları başka adayların da yapa bileceğini düşünerek, afişlerinde Sürekli Eskişehir’in kırsal alanlarını dolaşan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ile konuştuğumda o da, Prof. Dr. Büyükerşen’in Türkiye için yeni bir çıkış modeli ortaya koyduğunu söyledi. Öyle görünüyor ki Büyükerşen, bu model sayesinde, belediyeciliğe de insana yönelik bir eğitim hizmeti olarak yön verecek. Utku Çakırözer’in de dikkat çektiği gibi, Eskişehir’de Büyükerşen’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanma konusunda sıkıntısı yok. CHP’nin hedefi, daha önceki seçimde kaybedilen 12 ilçe başkanlığını kazanmak. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AKP, 29’a 16 (1 de MHP’li üye var) ağırlıkta. Bunu değiştirmek için kırsala ağırlık vermişler. Utku Çakırözer ile Odunpazarı’ndaki Mihalıççıklılar Kahvesi’nde buluştuğumuzda yanımıza gelen Belediye Mec çi, yeter artık deme noktasına gelmiş. O nedenle bu kez Büyükşehir Belediye Meclisi’nde çoğunluğu sağlayacaklarından umutlu. Eskişehir’in merkezdeki iki ilçesinden biri olan Odunpazarı’nda CHP ile İyi Parti ittifak yapmamış. Şu anda belediye başkanı olan Kazım Kurt, CHP’den yeniden aday olurken, İyi Parti Salih Karabacak’ı aday göstermiş. Çoğu kişi, bunun ancak AKP’nin oyunu etkileyebileceğini düşünüyor. Ahmet Ataç rahat Tepebaşı ilçesinde ise, mevcut Başkan Ahmet Ataç yeniden aday. Bölgesindeki seçimi rahat kazanacağı görülüyor. Yukarı Söğütönü Mahallesi’nde yapılan Belde Evi ve Deneyimli Kafe’nin açılışında tanıştım kendisiyle. Sosyal belediyeciliğin ge geçen “Yeni Vizyon” yaklaşımını açıklamasını istedim. Eskişehir’in daha fazla büyüyüp gelişmesini, paylaşmasını, istihdam yaratmasını, ürettiği refahı tabana doğru yaymasını amaçladığını belirtti. Röportajın sonunda rolleri değiştik; o bana “Sizin gazetede işler nasıl” diye sordu. Birçok yazarı uyduruk iddianamelerle yargılanan ve hapse atılan bir gazete Cumhuriyet. Böyle bir gazetenin yazarına sorulabilecek en tuhaf soruydu aslında. Yandaş olmayan medyanın işinin AKP döneminde hiçbir zaman kolay olmadığını söyledim; uygulanan reklam ambargosundan ve bağımsız gazeteciliğe vurulan darbeden söz ettim. Sadece gülümsedi. lis Üyesi adayı Ali Haydar Çelik, Eskişe Kente Türkiye’nin birçok yerinden ve hatta dünyadan ziyaret için gelenler var. hir Hali’nde daha önceden AKP’ye yakın olan esnafın değişimini anlattı. Ekono Kentin turizm potansiyeli oldukça yüksek mik krizden etkilenen hal esnafı ve çift reği olarak, hem vatandaşların yaşantısını zenginleştirmek hem de ek gelir elde etmelerini sağlamak için projeler geliştirdiğini anlattı. YARIN: ENVER AYSEVER / HATAY C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear