Catalog

8 25 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ figenatalay@yahoo.com EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ eğitim C’li B’li haberler Daha önce de yazmış olabilirim. Dikkatinizi çekti mi hiç? Neredeyse, tüm kanalların, tüm haber bültenlerinin, ilk satırlarının ilk sözcüklerinin ilk harfi hep aynı: “C” harfi… Kimi, meşrebine göre (Anayasaya aykırı olsa da yalakalık etmek için) “B” harfini tercih ediyor. Olabilir ama, neticede aynı kişiden söz ediyoruz. Bütün haberler “Cumhurbaşkanı…..” diye başlıyor. Muhabirlik yıllarımda, yani haber maksadıyla çok seyahat ettiğim dönemlerde dilini bilmediğim bir Ortadoğu ülkesinde dikkatimi çekmişti bu: “Veziri Azam” veya “Reisül Vüzera” diye başlıyordu her haber bülteni. Yani, “Tüm Vezirlerin Başı. En Büyüğü.” Diyebilirsiniz ki: Bu toprakların “naturası” bu. Geçmiş dönemlerde de böyle değil miydi? İcra heyetinin başındaki kişinin yaptığı, dediği, gittiği, gezdiği, buyurduğu şey tabii ki birinci haber olacaktır. Ama artık “heyetmeyet” de kalmadı. Birinci haber, birinci kişi ile, yani tek kişi ile ilgili. Sürekli O yapıyor. O konuşuyor. O karar veriyor. O’nun istediği oluyor. O’nun istediği insan hapse giriyor. O’nun istediği kişilerle ilgili fezleke hazırlanıyor. O isterse tahliye ediliyor, O isterse edilmiyor. O biliyor her şeyi. O kurmuş tüm üniversiteleri. O getirmiş mesela, suyu İzmir’e. Neredeyse, Çorum’da leblebi üretimini ilk başlatan olmakta, Eskişehir’de lületaşını ilk keşfetmekte, Malatya’da ilk kayısı fidanını, Bodrum’a ilk plajı, Alaçatı’da ilk Beach’i açmakta, Ergani’de ilk bakırı çıkarmakta, ilk cami projesini çizmekte, “tanzim satış” olayının fikir babası olmakta (bunu uydurmuyorum Sayın First Groom (Damat) söyledi vallahi). Hayırlısı…. Ama, bütün bu hak edilmemiş efsaneye rağmen, yıllarca “Yerel yönetimlerdeki başarıları, bu insanların merkezi yönetimdeki başarılarının ilk adımıydı” söylemini yıllardan beri dillerinden düşürmeyenleri arıyor gözlerim şimdilerde. Hani, sosyal medya tabiri ile “Online mı?” o arkadaşlar hâlâ? O zaman sorarlar adama: Neden onca yıllık başarılı(!) başkanları teker teker tehditle sopa göstererek görevden aldınız? Neden, yüzde 10 küsurluk bir partinin desteği olmadan bu seçime giremiyorsunuz?” diye. Geçiniz… Paralel evren, paralel hukuk  Yok, ATATÜRK Cumhuriyeti’ne ve hukuk devletine sahip çıkanlar olarak on yıllarca uyarmamıza rağmen, adliyenin malum Ağlak Vaiz’e ve alçak teşkilatına teslim edilmesinden söz etmiyorum. Demek istediğim, gücü elinde bulunduran ve ağzı olan herkesin “O asılsın, bu kesilsin, onu tıkın içeri, bunu aklayın, ötekini mahkum edin” diye konuşabilmesini kastediyorum. Misal: Adam, genç bir kadını gözaltına alma bahanesi ile, cümle âlemin önünde taciz ediyor. Amirleri hemen sahipleniyor “O bizim çocuğumuz.. Yedirmeyiz” diye. Üstelik de “Bu suçlamayı yapanlar alçaktır” üslubu ile… Misal: Cumhuriyet davasında yargılanan arkadaşlarımız hakkında ortaya konulan (konulamayan) tüm kanıtlar yerlerde sürünüyor olsa da, bilirkişisinden iddianamesine her yanından hukuksuzluk akıyorsa da, sonuçta “İnadım inat. Yok öyle. Bırakmam onları öyle” mantığı üstün kılınıyorsa… Misal: Gezi Direnişi’ne katılanlar hakkında açılmış dava beraatla sonuçlanmış ve müddeiler temyize bile gidememiş olmasına rağmen, o kokmuş yemek (o dosya) yeniden ısıtılıyor ve KavalaDündarAlabora bahanesi ile yeniden dava açılıp ağırlaştırılmış müebbetten (var olsaydı idam) başlayan cezalar talep ediliyor, yani kelle isteniyorsa… Misal: Bir TV programında kerameti kendinden menkul bir hukukçu utanmadansıkılmadanyüzü bile kızarmadan “şeriat hukuku” çağrısında bulunup, “Hırsızların elleri kesile…” (aslında ilk duyuşta kulağıma hoş gelse de) diye konuşabiliyorsa… “Paralel bir hukuk”tan söz etmek yanlış olur mu?  ‘Neden geldin?’  Bu soruyu bir kapalı toplantıda Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzüne bizzat sorduğum (Neden gittiniz?) için, özellikle dikkatimi çekti. Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Madem ‘Tiyatro’ diyordun, o zaman 15 Temmuz sonrası Yenikapı mitingine neden geldin?” lafını kastediyorum. Evet. İşte, böyle çıkarırlar insanın önüne Kemal Bey. Bence, o dönemde darbe sonrası yapılmış en derli toplu ve sağlıklı analizle, hem İstanbul (üstelik Taksim) hem İzmir mitinglerinizde tavrınızı almış ve 10 maddelik manifestonuzu yayımlamışken, ne işiniz vardı o “Yenikapı Tiyatrosu”nda? Şarkıcı Sıla kadar olamadınız. O tavrı koyamadınız ya. Bugün böyle hatırlatırlar. Maalesef. Sizin adınıza samimiyetle üzüldüm. Çocuklar için koşacaklarTEGV gönüllüleri çocuklara eğitim desteği sağlamak için koşuyor, pedal çeviriyor Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, 24 yıldır 10 eğitim parkı, 39 öğrenim birimi ve 24 ateşböceği ile Türkiye’nin her yerindeki çocukların hayatlarını zenginleştirmeye, güzelleştirmeye çalışıyor. Vakıf 10 yıldır da “Adım Adım’’ oluşumuyla “Yardımseverlik Koşuları’’nda yer alıyor. Çocuklara eğitim desteği sağlamak isteyen gönüllü koşucular, bu yıl “Siirt’e Koş, Eğitime Koş!” projesi için koşacak. Proje ile TEGV Siirt Kurtalan Öğrenim Birimi’nde 4 yıl boyunca eğitim desteği alacak bin çocuğa ulaşılacak. Gönüllüler, vakfa destek için mart ayında Antalya’da Runatolia’da, mayısta Bozcaada’da, temmuzda Kıtalararası Yüzme Yarışı’nda ve kasımda İstanbul Maratonu’nda da yer alacak. vAKıfta verilen eğitimin sonuçları n Bilgisayarı olmayan çocuklar kodlamayı öğreniyor. n Kendini ifade etmektede zorlanan çocuklar, drama ile kendi potansiyellerini keşfediyor. n Sanatla henüz buluşmamış olan çocuklar, sanatın aslında her yerde oldu ğunu, yaratıcı çocuk ruhuna nasıl iyi geldiğini hissediyor. n Okuma ve yazmaya istekli olmayan çocuklar, aslında bunun yenilik ve heyecan dolu olduğunu keşfediyor. n Matematikten, fenden korkan çocuklar, bu çalışmaların günlük sorunla rımıza çözüm ürettiğini fark ediyor. n Bilginin kitaplarda kalacağını dü şünen çocuklar, öğrendikleri her bilgiyi kendilerinin, yaşadıkları toplumun ve çevrenin yararına kullanabileceklerini anlıyor, yaparak yaşayarak öğreniyorlar. Çocuk katılımı esas Zeyrek Öğrenim Birimi’ni birlikte gezdiğimiz TEGV Genel Müdürü Sa it Tosyalı ile vakfın eğitim politika sı, hedefleri, yeni projeleri üzerine gö rüştük. Daha çok çocuğa erişmek iste diklerini, eğitim programlarının tama men çocuğun katılımını esas alan, ço cuğu aktif kılan ve oyun temelli etkin liklerden oluştuğuna dikkat çeken Tosyalı şunları söylüyor: “Etkinliklerimiz çocuk lara yaşam becerileri kazandırıyor ve zen NASIL BAĞIŞ YAPILIR? gin öğrenme dene TEGV’ye bağış yapmak yimleri sunuyor. Biz isteyenler için pek çok seçenek timin sadece bilgi çocuklarımızın 21. bulunuyor: n Atma Bağışla n Adım ve farkındalık değil; yycbbseeüiie;llrczi,oişeylsnserıoeillrlsıalien,nyrrıaaiöinkldğo,aherlddaeseunentryemmakkgniiulekşesdimabeleeğ,işennAndNSımiaÜkhârnüihpnSlŞEeaİeğşnhbkimtiepiirmelrlieğleeBnniranmDiEğneğeEışsiTttıntkEiemiGnMkliVPkiSrraeNoesrgotMirkfaaitkmğaasalıaızpraııl“möğadüğr“sieeğErıneriğgntmiaeiitmnrievmel”uakv”ymrteigedğıkuenivalnnauutemryçdgdooaaukirkg.dyeeal ve gelişen global dünyada kat çeken Sait dosyalı, şöyle uyum becerileri yüksek, esnek bi konuşuyor: reyler olarak yetişmelerini ve “kalıpların dışında düşünme” becerileri ka Yaşam boyu öğrenme zanmalarını hedefliyoruz. “Yaşam boyu öğrenme” kavramı Tasarım odaklı eğitim 21. yüzyılın dijital çağında bilgiye erişmek bu kadar kolayken artık okullarda bilgiyi ezberleme ihtiyacı ortadan kalkıyor. Yine dijitalleşme ile bireysel beceriler gün ışığına çıkıp, start up/girişim projeleri bir anda istenilen kitleye ulaştırılıyor, bu nedenle inovasyon ve girişimciliğe dayalı bir ekonomi oluşuyor. Eğitimin bu değişimden etkilenmemesi imkânsız. Aslında çocuklarımız bir akıllı telefona ya da tablete eriştiği anda teknolojiyle eğitimine başlamış oluyor. “ Girişimciliğin ekonomide büyük bir pay kapmasıyla, tasarım/mühendislik odaklı öğrenme modellerinin ortaya çıktığını anlatan Tosyalı, artık eği hiçbir dönemde bu kadar anlamlı ve gerçek olmamıştı. Bu noktadan sonra eğitimi okullarla ya da belirli bir yaş grubu ile sınırlandırmak imkânsız. Hedef kitlemiz olan çocuklar ve onlara verdiğimiz eğitim desteği için projelerimiz var: Biliyoruz ki geleceğin alfabesi dijital olacak. Eğitim alanında artık ‘Tasarım Odaklı Öğrenme’, ‘Maker Atölyeleri’, ‘STEAM’ yaklaşımından söz ediliyor. STEAM eğitimi dünyanın her yerinde müfredatlara girmeye başladı zaten. Biz de tüm bunları dikkate alarak, çok yakından takip ederek kendi eğitim programlarımızı yeniden gözden geçiriyor ve yenilikleri sistemimize katmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımızın, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni 2023 Eğitim Vizyo DERS YOK ETKİNLİKLER VAR! ANA EĞİTİM PROGRAMLARI: n Matematik Eğlenerek Öğren n Fen Eğlenerek Öğren n Okuyorum Oynuyorum n Düşler Atölyesi ve Drama Atölyesi n Birlikte Öğrenelim n Algo Dijital Teknoloji ve yaratıcılık Umuda Pedal ekibinin desteğiyle kurulan, teknoloji ve yaratıcılığın bir araya geldiği TEGV Ferit Aysan Eğitim Parkı Tasarım ve Beceri Atölyesi dün açıldı. İlki Tekirdağ Fibria Öğrenim Birimi içerisinde yer alan Tasarım ve Beceri Atölyeleri’nin üçüncüsü de 10 Mart’ta Batman’da açılacak. nu Belgesi’nde bahsi geçen Tasarım ve Beceri Atölyeleri ile örtüştüğünü gördük ve çok mutlu olduk. Birlikte ve yaparak öğrenme yaklaşımıyla kurgulayacağımız içeriklerimiz ile çocuklarımızın gerçek hayatta karşılaştıkları sorunlara çözüm üret meleri için bir proje oluşturmalarını ve bu projeyi maker araçları olan 3 boyutlu yazıcıları ve tasarım kalemlerini, elektronik kartları, sensörleri, motorları ve geri dönüşüm malzemelerini kullanarak gerçekleştirmelerini amaçlıyoruz.’’ ‘Fark yaratan’lara ödül Bilim, edebiyat, sinema, sanat, müzik, plastik sanatlar, sosyal sorumluluk, sosyal bilimler, medya, spor ve eğitim alanlarında yaptıkları çalışmalarla “fark yaratan”lar, ödüllerini aldı. MEF Lisesi öğrencileri, öğretmenleri, çalışanları ve Fark Yaratanlar Komisyonu üyelerinin katılımıyla yapılan anketin sonuçlarına göre belirlenen ödüller, MEF Okulları Ulus Kampusu’nda törenle sahiplerine verildi. Ödül kazananlar arasında Müjdat Gezen, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Yılmaz Büyükerşen, Türkan Saylan, Ayla Algan, Ara Güler, Ampute Milli Takımı da bulunuyor. Unutmamak için oyna İSTEK Semiha Şakir Anadolu Lisesi Akıl Oyunları Kulübü öğrencileri, alzheimer ve demans gibi hastalıklarla mücadelede akıl oyunlarının etkisini araştırdıkları bir proje başlattı. “Unutmamak için zihinle oyna” sloganı ile yola çıkan öğrenciler, düzenli olarak Validebağ Necatibey Öğretmen Huzurevi’ni ziyaret ediyor ve 60 yaş üstü ev sakinleri ile kulüpte öğrendikleri; mangala, reverse, four connect, sudoku gibi stratejik oyunları oynuyorlar. Törende sanatçı Müjdat Gezen ve ÇYDD adına genel başkan yardımcısı Nihal Kızıl Öztorun da ödül aldı. ‘Müzede Hackathon’ “Müzede Hackathon’, Sa bancı Üniversitesi, Sakıp Sabancı Müzesi, Women in Games Türkiye ve British Council iş birliğiyle kız öğrencileri Sakıp Sabancı Müzesi’nde buluşturdu. 24 saat süren etkinlikte öğrenciler, Rus Avangardı sergisinden esinlenerek “Oyun Sanattır” teması ile kendi oyunlarını kodladı. Aylin Görgün, Ece Pilevneli, Elif Özoğlu ve Gözde Aça’dan oluşan 4FUN ekibi, Kazimir Malevich’in Black Rectangle (Siyah Kare) adlı eserinden esinlenerek tasarladıkları PickOne adlı oyun ile birinci oldu. Öğrenciler adalet sağlıyor “Adaleti Birlikte Sağlayalım’’ sloga nıyla yola çıkan öğrenci oluşumu “Themis Court Simulations’’, uluslararası ve ulusal mahkemelerin simülasyonlarını gerçekleştirerek öğrencilerin teorik bilgilerini uygulamaya dökmelerini sağlıyor. Kadir Has Üniversitesi öğrenci oluşumu “Themis Court Simulations’’, bugüne kadar 500 hukuk öğrencisini avukat ve akademisyenlerle bir araya getirdi ve ulusal ve uluslararası olmak üzere 12 mahkeme simülasyonu gerçekleştirdi. Galaksi’nin derinlikleri Öğretmen Akademisi Vakfı’nın (ÖRAV) her ay konusunda bir uzmanı ağırladığı “ÖRAV Sohbetleri”nin şubat ayı konuğu Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz olacak. Fizik profesörü Levent Kurnaz, gökyüzünü, astronominin gelişimini ve Güneş Sistemi’yle ilgili ilgi çekici bilgileri katılımcılarla paylaşacak. Etkinlik, 27 Şubat’ta SALT Galata’da gerçekleşecek. C MY B