14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: İLKNUR FİLİZ 58 ARALIK 2019 PAZAR OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK n Baş tarafı 1’de Hukuk Devleti Başkan Karlowski, ekonominin olumlu gelişimi ve yürümesi için, “güven ortamının yeniden tesis edilmesi gerektiğini, bunun yolunun hukuk devleti ilkesini gerçek anlamda uygulamaktan geçtiğini” söyledi. TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan da düşüncelerini çok açık ve cesaretle ortaya koydu. Özilhan’ın çarpıcı, yalın ve açık tespitleri şöyle özetlenebilir: Sistem henüz oturmadı Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra, yeni sistemin kurumsal yapısının henüz oturtulamamış olması yapısal sorunların çözümünde bizi yavaşlatıyor. Özilhan, şunları ilave etti: Uzun vadede vatandaşımızın huzur ve refahı, demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, kadınerkek eşitliği, sosyal adalet, adaletli gelir dağılımı, tüm bireyler için kaliteli eğitim, ifade özgürlüğü, doğal ve kültürel mirası koruma hedefleri doğrultusunda kat ettiğimiz mesafeye bağlı olacaktır. ‘Laiklik bu ülkenin çapası ve çimentosu’ Özilhan, “Bu hedefler doğrultusunda ilerlerken asla vazgeçemeyeceğimiz ilke ise laiklik. Laiklik bu ülkenin çapası ve çimentosudur” dedi. Özilhan, eğitim ve yolsuzluklar konusunda da şu açıklamaları yaptı: Eğitim performansımız ulusal araştırmalarda da, uluslararası karşılaştırmalarda da tatmin edici çıkmıyor. Sosyal devlet olmanın gereği topla nan ilave vergilerin eğitim ve diğer sosyal harcamalara ayrılmasıdır. Harcamalar şeffaf olsun ki, paranın doğru kullanıldığı ve kayırmacılık yapılmadığı konusunda kimsenin şüphesi olmasın. Bu tespitlerin, Batı dünyasında yapılması çok doğaldır. Ancak, Türkiye’nin bugünkü koşullarında bir işadamı tarafından yapılması açıkça belirtilmelidir ki önemlidir ve cesaret isteyen bir davranıştır. Kabul edilmelidir ki, gerçek demokratik düzenin kurulması yönünde ileri bir adımdır. TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu bundan önce Mayıs 2019’da İstanbul’da düzenlediği toplantıda buna benzer tespitler yapmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuşmalara karşı verdiği yanıtta, bunlara şiddetle karşı çıkmış, hatta Özilhan’ı hedef almış ve şunları söylemişti: “Bazı işadamları dün açıklanan karardan sonra garip garip açıklamalar yapıyor. Yanlış yapıyorsunuz, herkes haddini bilecek. Ekonomi ile mi uğra şıyorsun? İşadamı mısın? Sen işini yap, sana düşeni, sandığına git oyunu kullan ama kalkıp da seçim yargısının verdiği karara müdahale mahiyetinde açıklamalar yaparsanız bu sizin de nerede durduğunuzu, nereye oturduğunuzu ortaya koyuyor. Bizim de size bakış açımız değişecektir.” Özilhan’ın konuşmasına karşı yapılan bu “tehdit” içeren hukuk, özgürlükler ve demokrasi açısından çok talihsiz açıklamalardı. Kuşkusuz 4 Aralık 2019’da Ankara’da yapılan bu toplantı sonrası ileriye sürülen ve yukarıda özetlenen bu gerçekçi tespitlere karşı Erdoğan’ın tutumu da merak edilmektedir. Bir ülkede demokrasinin yerleşmesi için önce aydınların, emekçilerin, tüm kesimlerin ve burjuvazinin gerçekleri cesaretle ortaya koyması gerekir. Demokrasinin sadece siyasetçilerin oyun sahası olmaktan çıkarılması için düşüncelerin açıkça ve cesaretle ortaya konulması zorunludur. Demokrasi herkes için gereklidir ve geçerlidir. IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN Saray’a lüks ‘gemicik’Deniz Kuvvetleri envanterindeki ‘Yakamoz yatı’ Cumhurbaşkanlığı’na geçti Cumhurbaşkanlığı, Ankara’daki “Beştepe’deki Saray”, Okluk Koyu’ndaki “Yazlık Saray” ve Katar şeyhi tarafından hibe edilen “Uçan Saray”ın ardından şimdi de “Yü zen Saray”a sahip oldu. Cumhurbaşkanlığı’nın daha önce protokol gemisi ola rak inşa edilen ve Deniz Kuvvet leri Komutanlığı envanterinde bu lunan Yakamoz Yatı’nı restore et tirerek, kendi himayesi aldığı or OZAN ÇEPNİ taya çıktı. CHP Eskişehir Milletvekili Ut ku Çakırözer’in 6 ay önce TBMM gündemine taşıdığı “yat siparişi” soruları na 9 ay sonra yanıt geldi. Konuyu 2020 büt çe görüşmelerinde yeniden gündeme geti ren Çakırözer, sorularını bir kez daha Cum hurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a iletti. Cumhurbaşkanlığı’nın daha önce protokol ge misi olarak inşa edilen ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan “Yakamoz Yatı”nı restore ettirerek, kendi himayesine al dığı ortaya çıktı. 2018’de devralındı Çakırözer’in yata ilişkin komisyondaki sorusunu yazılı olarak yanıtlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Cumhurbaşkanlığı için siparişi verilen ancak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nca kullanılan Yakamoz yatı, 16 Mart 2018 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı tarafından devralınmıştır” dedi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterinden çıkarılan Yakamoz’un, Protokol Maksatlı Gemi (PMG) olarak inşa ettirildiği ve yıllarca personel taşıma gemisi olarak kullanıldığı belirlendi. Yakamoz’un Eğitim Filotillası Komodorluğu emrinde, İstanbul’da Tuzla bölgesine konuşlandırıldığı, deniz okulları öğrencilerinin intikalleri ve kültürel gezilerinde görev yaptığı öğrenildi. Yakamoz yatı için ne kadar harcandığı sorularını yineleyen CHP’li Çakırözer, “Ekonomik krizin derinleştiği; geniş toplumsal kesimlerin asgari ücretle geçinmeye çalıştığı; yoksulluğun arttığı koşullarda Cumhurbaşkanlığı için bir yata gerçekten ihtiyaç var mıydı? Bu yat hangi amaçla, hangi hizmetler için kullanılacak? Halkın vergilerinden ayrılan ödeneklerin bu tip lüks yaşam koşulları için kullanılması, şatafat eleştirilerinden hiç ders alınmadığını gösteriyor” dedi. Cumhurbaşkanlığı’na devredilen yatın yaklaşık 50 metre boyunda ve “megayat” klasmanında olduğu öğrenildi. Azami hızı “15 knots” yani saatte 28 kilometre olan yatın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan devredilmesinin ardından Saray için yeniden restorasyona alındı. Yatın yenilenmesi için kamu bütçesinden ne kadar harcama yapıldığı bilinmezken, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’ın devre ilişkin belirttiği tarih ve Saray bütçesindeki aynı tarihlere ilişkin detaylar dikkat çekti. Cumhurbaşkanlığı’nın 2017 kesin hesaplarında yer almayan bazı kalemler, 2018 bütçesine eklendi. TBMM Plan Bütçe Komisyonu’ndaki 2020 bütçesi görüşmeleri sırasında, Cumhurbaşkanlığı’nın 2018 kesin hesaplarında, “Su ve Deniz Taşıtları Grubu” başlığı altında “Gemiler” hesabı için 56 milyon 768 bin 668 lira 88 kuruşluk bir ödenek ayrılması dikkat çekti. Bu hesaptaki ödeneğin 2018’de kullanılmayarak, 2019 bütçesine devredildiği de bütçe cetvellerinde yer aldı. ‘Gemi değil, gemicik’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, başbakanlığı döneminde ve 2007 seçimleri öncesinde katıldığı canlı yayında, oğlunun almış olduğu gemilere ilişkin soru üzerine, “Gemi var, gemicik var. Bir de bunun sıfırı var, eskisi var. Siz kalkar, 151617 yaşında bir gemi alır ve küçük gemi de küçük bir gemiciklerden olursa ve bunun da ödeme koşulları da gayet iyi olursa, kendi kendini ödeyecek durumda olursa niye alınmasın” ifadelerini kullanmıştı. l ANKARA Erdoğan, Gül, Davutoğlu, Babacan ve Şimşek’i hedef aldı Eski yol arkadaşlarına ‘usulsüzlük’ suçlaması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski başbakan Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve eski bakan Mehmet Şimşek’i hedef aldı. Erdoğan, kurucuları arasında Davutoğlu’nun da bulunduğu ve bir süredir kriz yaşayan İstanbul Şehir Üniversitesi yönetimini “dolandırıcılıkla” suçladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün AKP İstanbul İl Başkanlığı tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Meclis Toplantısı’nda konuştu. İsim vermeden istifa etmek zorunda kalan Güngören Belediye Başkan Yardımcısı Veysel İpekçi’nin belediye çalışanını tuvaletin önünde oturtarak cezalandırmasına tepki gösterdi. “Gurur abidesi olanlardan dava adamı olmaz. İnsan gönlünü kıranların biz de partideki görevliyle ilgili kalemini kırarız” diyen Erdoğan, Türkiye ile Libya arasında imzalanan “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”na yönelik değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, “TürkiyeLibya arasında bir mutabakat metni imzalandı ve bu mutabakat metni ile özellikle de deniz yetki alanlarının sınırlarının daraltılmasına yönelik anlaşma meclisimizden geçti ve ben de imzaladım böylece şimdi de Birleşmiş Milletler’e gönderildi. Yunanistan, Libya’nın büyükelçisini deport etti. Deport etseniz ne olacak. Libya ile kararlı tutumuzu devam ettiriyoruz, ettireceğiz. Libya ile imzalan anlaşma ile Akde niz’deki oyunlar bozuldu. Uluslararası haklarımızı sonuna kadar savunacağız, takipçisi olacağız” diye konuştu. Suriye’ye yönelik Barış Pınarı’ı Harekâtı’nı değerlendiren Erdoğan, “Suriye halkı istemedikçe harekât bölgelerinden çıkılmayacağını” söyledi. Gül aramış Erdoğan, kayyıma devredileceği ileri sürülen ve bir süredir kriz yaşayan İstanbul Şehir Üniversitesi üzerinden parti kurmaya hazırlanan Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’i hedef aldı. Eski Cumhurbaşkanı Gül’ün kendisini aradığını söyleyen Erdoğan şunları söyledi: “İstanbul’da bir şehir üniversitesi meselesi ortaya çıkardılar. Bu üniversitesinin bir ayağında bizim olduğumuzu, diğer ayağında malum zatın olduğu söyleniyor. Şehir Üniversitesinin tahsisini başbakanlığım döneminde ben yaptım. Tahsisini ben yaptığım halde malum zat başbakan olunca bunu mülkiyet devrine dönüştürdü. Bu yapılamaz. Türkiye’de hiçbir üniversiteye tapu devri yoktur, olmamıştır. Bu mülkiyet devrini yaparken yanında Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Feridun Bilgin var. Bitmedi; bunlar Halk Bankası’nı da dolandırmaya çalıştılar. Banka kredi veriyor. Bunlar ödemesini yapmıyor. Şu anda borç 417 milyon. Çok detaya girmek istemiyorum ama burada Halk Bankası’nın dolandırılması söz konusu. Hani dürüsttünüz? Eğer sizin dürüstlüğünüz buysa bu ülke batmış, bu ülke yanmış. Burayı tahsis etmemiz bunlara önem verdiğimizin ifadesiydi. Çok değerli bir yer 2,5 milyon gibi. Bilabedel buranın tapusunu üniversitesine veriyor. Tezgah başka. Biz ne oradaki öğrencilerimizin ne de akademisyenlerimizin düşmanıyız. Bu işin Danıştay’a müracatını yapan kim biliyor musunuz? CHP’nin yanından hiçbir zaman ayrılmayan TMMOB. CHP bunların yanında. Kimin eli kimin cebinde belli değil.” Gül ile konuşmasını da aktaran Erdoğan, “Bir başka alavere dalavere daha yapıyorlar. O da ne biliyor musunuz? Diyorlar ki ‘Alacağımız öğrencilerin yapacakları ödemeye ipotek koyun.’ Ya sen zaten mevcut kotanı doldurmamışsın. Mevcut kotanı doldurmadan üstelik yeni alacağın öğrencilerle ilgili, böyle bir kotayı nasıl oluyor da bir bankaya teminat olarak veriyorsun? Tabii bizi halef selef olduğumuz Cumhurbaşkanı aradı. Dedi işte ‘Siz bu işi arzu ederseniz halledersiniz.’ Kendisine dedim ki ‘Temenni ederdim ki siz benim yerimde olun. Biz geçmişte bankaların nasıl iflas ettiğini biliyoruz. Hamdolsun 17 yıldır bizim dönemimizde, bizim bankalarımızın hiçbirisi kasaları boşaltmadı. Biz de kasayı boşaltamayız” diye konuştu. l İç Politika Gül Davutoğlu Şimşek Babacan DAVUTOĞLU’DAN ERDOĞAN’A YANIT: Cumhurbaşkanı dahil mal varlıkları araştırılsın Yeni parti kurmaya hazırlanan eski Başba mektedir” dedi. Davutoğlu, Şehir Üniversitesi’ne kan Ahmet Davutoğlu, arazi devrine ilişkin Cumhurbaşkanı Recep “Cumhurbaşkanı’nın Baş Tayyip Erdoğan’ın “Halk bakanlığı döneminde çı Bankası’nı dolandırma kan yasaya istinaden ger ya çalıştılar” suçlaması çekleşen bu devir ile bah na yanıt verdi. Davutoğ Davutoğlu se konu arazinin rant alanı lu, “Bugün bir milat olma haline dönüşmesi engel lıdır. Çağrım açıktır: Madem bir lenmiştir. Üniversiteyi üniversite başbakana ‘dolandırıcılık’ iftira yapan araziler ve binalar değil, bi sında bulunulmuştur, o zaman şu lim insanları ve öğrencilerin oluş anda görev yapanlar da dahil ol turduğu sosyal iklimdir. Her gör mak üzere yaşayan bütün Cum düğü araziye dolar hesabı ile de hurbaşkanları, Başbakanlar, onla ğer biçenler bunu anlayamazlar” rın birinci ve ikinci derece hısım ifadelerini kullandı. larının ve akrabalarının mal var TBMM bünyesinde mal varlıkla lıklarını ve bu varlıklardaki değişi rını araştırmak için komisyon ku mi, bu kişilerin siyasete girdikleri rulması çağrısı yapan Davutoğlu, günden bugüne kadar araştırmak “Bu komisyonlarda kamu banka ve soruşturmak üzere TBMM’de larının, hangi vakıflara ve şirketle gerekli komisyonlar oluşturulma re nasıl kredi verdikleri, hangi şir lı” dedi. ketlerin borçlarının yapılandırıl Davutoğlu, sosyal medya üze dığı, kimlerin hangi yöntemlerle rinden yaptığı açıklamada Şe kurtarıldığı, kimlerin ise batması hir Üniversitesi’nin Marmara na seyirci kalındığı ortaya konma Üniversitesi’ne devredilmesi ka lıdır. Bu araştırma ve soruşturma rarının AKP MKYK’de alınması neticesinde objektif hukuki kri nın “üniversiteye yönelen husu terlerle izah edilemeyen varlıklar metin altında yatan gerçek niye ve kaynaklar Hazine’ye intikal et ti ve devlet düzeninin gelmiş ol tirilerek bir ‘yetim ve yoksul’ fonu duğu durumu” ortaya koyduğu oluşturulmalı ve bu fon yetimlere, nu belirtti. Davutoğlu “Ekono öksüzlere, şehit yakınlarına, gazi mik servet oluşturma bakımın lere ve sayıları her geçen gün ar dan kimlerin nasıl statü değiş tan işsizlere dağıtılmalıdır” dedi. tirdiklerini milletimiz çok iyi bil l Haber Merkezi İYİ PARTİLİ CİHAN PAÇACI: VakıfBank’ı damada verdi İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Pa nın emrine verdi. 3 Aralık 2019’da gece yarısı ya çacı, VakıfBank hissele yımlanan Cumhurbaşkan rinin devrine ilişkin, “Mil lığı Kararı ile Vakıflar Ge letin vakfı gasp edildi. Er nel Müdürlüğü’ne ait yüz doğan Vakıfbank’ı dama de 58.5 oranında çoğunlu dının emrine verdi. 3 Ara ğu teşkil eden Vakıfbank lık 2019’da gece yarısı Cihan Paçacı hisseleri Hazine’ye, yani yayımlanan Cumhurbaş damadın emrine verilerek, kanlığı Kararı ile Vakıflar Genel adeta peşkeş çekilmiştir. Serma Müdürlüğü’ne ait yüzde 58.5 ora ye Piyasası Kanunu’na göre, Va nında çoğunluğu teşkil eden Va kıfBank gibi halka açık olan şir kıfBank hisseleri Hazine’ye yani ketlerde yönetimi oluşturan ço damadın emrine verilerek, adeta ğunluk hisselerinin değişmesi so peşkeş çekilmiştir” dedi. nucunda ilgili kanundaki düzen Paçacı, yaptığı yazılı açıklama lemelerin devreye girmesi gerek da, VakıfBank’ın Cumhurbaşkan mektedir.” Kriz dönemine göre lığı eliyle Hazine ve Maliye Baka VakıfBank’ın hisselerinin düşük nı Berat Albayrak’ın emrine ve tutulduğunun altını çizen Paçacı rilmesine tepki gösterdi. Paça “VakıfBank’ın Katarlılara devri için cı, açıklamasında şunları kay mi yoksa yandaşlara devri için mi detti: “Milletin vakfı gasp edil değeri düşük tutulmuştur?” diye di. Erdoğan VakıfBank’ı damadı sordu. l ANKARA / Cumhuriyet Erdoğan’dan Aydın Doğan’a övgü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, medya patronluğu döneminde çok sert ifadeler kullandığı Aydın Doğan için “Yaptığı hizmetlerden dolayı ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum” dedi. Doğan Holding’in 60. kuruluş yıldönümü Aydın Doğan ve eşi Sema Işıl Doğan’ın ev sahipliğinde, Hilton Bosphorus İstanbul’da dün kutlandı. Programa eşi Emine Erdoğan ile birlikte katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aydın Doğan için “Başarılı bir işadamı olduğu kadar iyi bir kültür ve sanat adamı dır. Ülkemizin bu noktaya gelmesinde, neredeyse sıfırdan başlayarak bugüne gelen Sayın Aydın Doğan gibi işadamlarının payı büyüktür” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 1 milyar doları aşan vergi cezası ile gündeme gelen ve 2018’de medya grubunu satan Aydın Doğan, “Medyayı özlememek mümkün değil; özlüyorum, tabii içim çekiyor” diye konuştu. Kutlamada, Erdoğan gelmeden önce ve ayrıldıktan sonra alkollü içki servisinin yapılması dikkat çekti. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear