14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İSVİÇRE ALPLERİ ZORBALARDAN KORUNUN 26 KASIM 2019 SALI Lüks BİRLEŞME Lüks Fransız markası Moët HennessyLouis Vuitton, ABD’li mücevher zinciri Tiffany&Co.’yu,16.2 milyar dolara satın almak için anlaşmaya vardı. 350 milyon dolar net borcu olan Tiffany, daha önce 14.5 milyar dolar olarak önerilen değerin 16.2 milyar dolara çıkarılması üzerine anlaşmayı imzaladı. l DHA ON NUMARA 03, 07, 09, 15, 16, 22, 37, 38, 40, 41, 42, 44, 45, 47, 55, 57, 60, 62, 63, 64, 65, 80 10 BİLEN: 573 bin 269.90’ar TL (1 kişi) 9 BİLEN: 3 bin 822’şer TL 8 BİLEN: 190.85’er TL 7 BİLEN: 27.30’ar TL 6 BİLEN: 4.60’ar TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 3.15’er TL EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ GÜNEY KORE, ART ARDA GELEN POPÇU ölümleriyle SARSILDI, GÖZLER ONLINE TEHDİTLERDE Goo Hara Güney Kore popu olarak da bilinen “Kpop” grubu Kara’nın üyelerinden Goo Hara’nın (28) intiharı, “online zorbalık” ve “intikam pornosu” gibi siber suçların tartışılmasına neden oldu. Polis Goo’nun ölümü hakkında soruşturma başlatırken hayranları, bir ay içinde iki şarkıcının benzer nedenlerle intihar etmesi sonrasında intikam pornosu ve siber zorbalığa karşı adım atılması çağrısında bulundu. Goo’nun geçen yıl ayrıldığı eski erkek arkadaşının, şarkıcıyı seks videolarını kullanarak tehdit ettiği haberleri gündeme yansımıştı. İntiharın en yaygın olduğu ülkelerden biri olan Güney Kore’de bu ay başında başka bir Kpop şarkıcısı olan ve Goo’nun da yakın arkadaşlarından Sulli, “online zorbalık” ve yaşadığı ruhsal sıkıntılar nedeniyle intihar etmişti. Goo’nun evinde ölü bulunması, KPop yıldızlarının üzerinde katı kurallarla oluşturulan ağır baskı ve sosyal medyada yapılan sert eleştirilere ilişkin tartışmaları da yeniden gündeme getirdi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, Güney Kore, intihar oranlarının en yüksek olduğu ülkeler arasın da yer alıyor. l Dış Haberler figen atalay Siber zorbalık, korkutma, utandırma, tedirgin etme amacıyla yazılan veya gönderilen mesaj, eposta veya web sayfaları kullanılarak yapılan zorbalık olarak tanımlanıyor. Bugün dünya üzerinde 1524 yaş arası gençlerin yaklaşık yüzde 70’inin internette siber zorbalığa, dijital tacize, şiddete maruz kaldığı biliniyor. Sahte kimlikler Uzman pedagog Belgin Temur’un verdiği bilgilere göre, siber zorbalıkta öfke dolu kırıcı mesajlarla alay etme, sataşma, tehdit etme gibi davranışlar bu zorbalığa örnek gösterilirken sahte hesaplarla özel bilgileri ele geçirme ya da bunları yaymaya çalışmak gibi durumlarla da sıkça karşı karşıya kalınıyor. Kurbanlar genellikle arkadaşı olduğunu sandığı birinden kaba veya aşağılayıcı bir metin veya anlık mesaj alabiliyor. Genellikle sohbet odaları, eposta ve çeşitli sosyal medya mecraları aracılığı ile sahte kimlikler kullanarak kurbanı zora sokmak, sosyal ağlardan atarak kurbanı sosyal yalıtımda bırakmak, kurban ile ilgili uygunsuz fotoğrafları paylaşmak en sık rastlanılan zorbalık türleri arasında bulunuyor. KİŞİSEL BİLGİLERE DİKKAT Pedagog Belgin Temur’un siber zorbalıktan korunma önerilerini şöyle: l Gençlerin aileleriyle iletişimlerinin güçlü olması en önemli koruyucudur. l İletişim araçlarının ve internetin bilinçli kullanılması gerekir. En başından itibaren internet kullanımı konusunda çocuklara destek olunmalıdır. l Şifre güvenliğine dikkat edilmelidir. Çocukların şifrelerini hiç kimse ile paylaşmamaları gerektiği öğretilmelidir. l Bilgisayarın güvenliği önemli, virüs programları ihmal edilmemeli. l Yüz yüze ilişkilerdeki etik kurallar sanal ortamda da aynıyla uygulanmalıdır. Mahremiyetin önemi vurgulanmalıdır. l Tanımadığımız kişilerin mesajlarını okumanın riskli olduğu bilinmelidir. l Kişisel bilgileriniz size özeldir, başkalarıyla paylaşılmamalıdır. l İnternet sitelerinin her zaman güvenli olmama ihtimali bilinmelidir. l Gelen maillerin sahte hesap olma ihtimali her zaman düşünülmelidir. Belgin Temur Umudu tükenen hekimler Türkiye’den kaçıyor Konuşan Yok oluşun fotoğrafı İsviçre Alpleri’ndeki buzullar kü resel ısınmanın da etkisiyle her geçen gün daha fazla yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Son olarak Zermatt’ta Gorner Buzul bölgesindeki dev erime gözler önüne serildi. Zürih ETH Üniversitesi Kütüphanesi’nin yayımladığı 186365 yılları arasında bölgeden çekilmiş fotoğraflarla günümüzden kesitler buzul kütlesinin nasıl kaybolduğunu ortaya çıkardı. Reuters’ın haberine gö re, İsviçre’de 500’den fazla buzul halihazırda yok olmuş durumda. Yetkililer, geriye kalan yaklaşık 1500’ünün yüzde 90’ının da eğer küresel ısınma, karbon emisyonunun azaltılması konusunda gerekli önlemlerin alınmaması halinde bu yüzyılın sonunda yok olacağı uyarısı yapıyor. Ayrıca buzul kütlelerini ölçmeye başladıklarından bu yana son iki yılda ilk kez bu kadar hızlı bir erime ile karşılaştıklarına da dikkat çekiyor. l Dış Haberler MÜZEDE SOYGUN Almanya’da bir müzeden 1 milyar Avro’ya eşdeğer (yaklaşık 6 milyar 320 milyon lira) hazine ve tarihi eser çalındı. Bild’in haberine göre ülkenin Dresden kentinde yer alan Green Vault Müzesi, sabah saatlerinde hırsızların hedefi oldu. Hırsızların dün sabah yerel saatle 05.00’te müzedeki elektrik devresini kapattığı ve ardından bir camı kırarak içeri girdiği belirtildi. Lüks bir araçla kaçtığı bilgisi verilen hırsızların bulunması için polis soruşturma başlattı. Avrupa’nın en büyük hazine koleksiyonunun bulunduğu müzeden 1 milyar Avro’ya eşdeğer değerli eşya ve parça çalınmış olabileceği tahmin ediliyor. Dipsiz Göl açıklaması: Ancak havuz olur Gümüşhane’nin Taşköprü Yaylası’nda yasal izinle yapılan define kazısı sonucu yok olan ve eski haline dönüştürülmesi için su takviye edilen Dipsiz Göl’de inceleme yapan Jeomorfoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu, “Kazıldıktan sonra gölün dengesi bozuldu. Gelip bu yeni yapılan çanağa suyu doldurursanız ancak havuz olur” dedi. Prof. Turoğlu, Dipsiz Göl’de, heyetçe yaptıkları incelemelere ilişkin konuştu. Dipsiz Göl çev resinden yaptıkları incelemeler ve topladıkları taş ve toprak gibi numuneler üzerinde çalışmalarının sürdüğünü belirten Turoğlu, gölün eski haline dönüştürülmesi çalışmalarını da yakından takip ettiklerini söyledi. l DHA rakamlar yurtdışında çalışmak isteyen DOKTOR sayısı 15 kat arttı Yurtdışında çalışmak isteyen hekim sayısı son yedi yılda 15 kat artarak 906’ya yükseldi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, 2012 yılında 59 olan hekim sayısının 2019’a gelindiğinde 906’ya çıktığını vurgulayarak “Meslektaşlarımız artık Türkiye’yi ‘hekimlik yapılamaz’ nitelikte buluyor, kaçıyorlar. Sağlıkta şiddete, hekim emeğinin değersizleştirilmesine, iş güvencesizliğine, atama engel lerine, tıp eğitiminin ve gibi diğer sağlık çalışanları uzmanlık eğitiminin içi nın da son yıllarda yurtdışına nin boşaltılmasına, per gidişlerinde artışların yaşan formansın yarıştırmasına, dığına dikkat çekerek “Özel ciro baskılarına rağmen sibel likle gençler olmak üzere hekimlik yapmak/yapa bahçetepe yurtdışına gidişlerde artış bilmek istiyoruz. Alman lar var. Son KHK ile ihraçlar ya gidilen ülkelerin başında geli dan sonra bu rakamlar alabildiği yor” dedi. ne arttı. Pek çok üye arkadaşımız İhraçlar artırdı ihraçlardan sonra çalışma ortamları olmaması, ücretlerinin düşük Sağlık ve Sosyal Hizmet Emek olması, fiili olarak engellenmeleri çileri Sendikası (SES) Eş Genel nedeniyle yurtdışına gitmek zo Başkanı Gönül Erden ise hekimler runda kalıyor” diye konuştu. Günde 40 şiddet Pvakası rof. Dr. Sinan Adıyaman, iktidarın 2003 İnsanlar kendilerini güvende hissetmiyor SES Başkanı Gönül Erden ise özetle şunları kaydetti: “Son KHK ile meslekten ihraçların yaşanmasıyla bu durum alabildiğine arttı. Pek çok üye arkadaşımız ihraçlardan sonra çalışma ortamları ol yılından bu yana Sinan Adıyaman madığı ve ücretleri düşük olduğu, fiili olarak uygulamaya koy engellendikleri için yurtdışına gitmek zorunda duğu Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın hekim ile hastayı karşı karşıya getirdiğini, bunun da sağlıkta şiddetin artmasına neden olduğuna dikkat çekti. “Ülkedeki antidemokratik uygulamalar sonucu, gelecek Pınar Saip kaldı. Sağlık alanında özellikle hekimlerde yurtdışına gitmelerde artış var. Bunu mevcut ülkenin içine girdiği siyasi süreçten, baskı politikalarından bağımsız düşünemeyiz. Hukuksuz, antidemokratik bir işleyiş var, insanlar artık kendini güvende hissetmiyor, geleceğini güvende görmüyor ve başka ülkelere gitmek istiyor. Hemşirelerden de yurtdışına gidenler oluyor. Ama ihraç edilen ve yurtdışında gidenler, beklentisi her gün giderek hemşireler mülteci pozisyonunda yaşı azalan ve umudu tükenen he yor, diploma denkliği nedeniyle...” kimler ne yazık ki ülkeden ka çıyorlar. Hekim arkadaşlarımız Hekim emeği değersizleştiri ülkeyi terk ederek daha iyi, de liyor. Hekimlerin Türkiye’de mokratik ve sosyal bir ortam kalması için sağlıkta dönüşüm da çalışmak istemektedir” di projesinden vazgeçilmeli, ge yen Adıyaman, özetle şunları Gönül Erdem nel bütçeden sağlığa destek ve söyledi: “Kışkırtılmış bir sağlık rilmeli, performanstan vazge talebi oluşturuldu. Hastanele yor. Bu da hekimlere ve sağ çilmeli, hekimlerin emekliliğe ri işletme, hastaları ise müşte lık çalışanlarına yönelik şidde yansıyacak yeterli ücret veril ri gören zihniyet var. Sağlıkta ti artırıyor. Günde sağlık çalı meli, hekim hasta karşı karşıla sistemden kaynaklanan olum şanlarına ortalama 40 sözel ve bırakan popülist uygulamalar suzluklar, hekimlere mal edili fiziki şiddet bildirimi yapılıyor. dan vazgeçilmeli.” oEncaçkok ve ekim Türk Tabipleri Birliği’nin açıkladığı, yurtdışında hekimlik yapabilmek için sicil isteyen hekimlerin 20122019 yılları arasındaki sayılarına göre veriler düşündürücü. Veriler, son 8 yılda Türkiye’de hekimlik yapmak istemeyen doktor sayısının sistematik şekilde arttığını gösteriyor. Buna göre, 2012 yılında 59 hekim sicil için başvuru yaparken bu sayı 2013 yılında 90, 2014 yılında 118; 2015 yılında 150, 2016 yılında 245, 2017 yılında 482, 2018 yılında 802, 2019 yılına gelindiğinde ise 906’ya çıktı. 2019’da doktorların en çok ocak ve ekim aylarında yurtdışında çalışmak için sicil başvurusunda bulunduğu kaydedildi. İstanbul bçeakşiıyor İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, hekimlerin tükenmişlik, gelecek güvensizliği, performans sistemi, artan şiddet olayları gibi nedenlerden son yıllarda yurtdışına gittiğini belirterek “İstanbul’da da son yıllarda yurt dışına gitmek isteyen hekim sayısında önemli bir artış var. İstanbul’da 20132014 arası 30 hekim yurtdışında çalışabilmek için sicil için başvuru yaparken, bu rakam 20142015’te 55’e, 20152016’da 63’e, 20172018’de 231’e ve 20182019 arasında ise 411’e yükselmiştir. Bu durum ülke açısından ciddi bir akademik kayıptır. Uzun yıllar okumuş hekimlerin yurtdışına gitmesi beyin göçü açısından alarm veriyor. Ülkemiz için büyük kayıp, yetişmiş hekimlerimizi kaybediyoruz. Sağlık sistemimizin hekimleri tüketen açmazlarına çözüm bulunmalı” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear