22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘İyi edebiyat eseri ErdalÖzEdebiyat Ödülü 21 Ekim’de doğaya aittir’... Dada Salon Kabarett’de yapılan törenle Latife Tekin’e verildi Can Yayınları’nın kurucusu Erdal Öz’ün anısını yaşatmak için, ailesi tarafından her yıl düzenlenen Erdal Öz Edebiyat Ödülü, önceki akşam yapılan törenle Latife Tekin’e verildi. Başkanlığını Asuman Kafaoğlu Büke’nin üstlendiği, Oğuz Demiralp, Sibel Irzık, Cemil Kavukçu, Ömer Türkeş, Metin Celal ve Faruk Duman’dan oluşan seçici kurul, Erdal Öz Edebiyat Ödülü’nün on ikincisinin Latife Tekin’e verilmesini kararlaştırdı. Ödülün gerekçesinde ise şu ifadeler yer aldı: “Erdal Öz Edebiyat Ödülü, diri anlatımı ve dil yetisiyle, kırk yılı aşkın edebiyat kariyerinin başından beri Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olan Latife Tekin’e, toplumsal yaşama eleştirel bakışı ve kadın ve çevre konularına duyarlı romanları için verilmiştir.” ‘Öyle bir süreç ki...’ Tören bu sene jüri başkanlığı yapan Asuman Kafaoğlu Büke’nin konuşması ile başladı. Ödülünü almak için sahneye çıkan Latife Tekin, konuşmasında, “İyi edebiyat eseri doğaya aittir diyorum ben. Dağların, ırmakların, ıssız ormanların, doğanın yanına ilişir, oraya gider. Artık doğa da tehdit altında. Öyle bir süreç yaşıyoruz ki... Hem doğa tehdit altında, hem ifade özgürlüğü tehdit altında, hem yazabilme yetisi” ifadelerini kullandı. Latife Tekin Asuman Kafaoğlu Büke Büke’nin ardından ödülünü almak üzere sahneye çıkan Latife Tekin, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bizim zamanımız öyle dostane, öyle sıcak, öyle başkaydı ki... Şimdiki zamana benzemiyor; bir şey ben ziyor ama, bir şey hiç benzemiyor. Daha umutlu bir zamandı, şimdi çok daha karamsar, çok daha yalnız, çok daha basınç altındayız. Öyle hissediyorum. Can Yayınevi, Erdal Öz, aynı zamanda Ahmet Altan’ın ilk ya yıncısı ve Ahmet arkadaşımız içeride. Pek çok arkadaşımız, gazeteciler, pek çok genç, düşüncelerinden ve savundukları fikirlerden dolayı içeride. Barış Akademisyenleri, onlar, yargılandılar ve geleceğe doğru nasıl sonuçlandıracaklarını bilemedikleri bir belirsizlik içinde bırakılmış durumdalar. Doğrudan politik sözcüklerle konuşmak istemiyorum ama geçen haftalarda Osman Kavala’nın tek tutuklu olarak yargılandığı Gezi Davası’nı izlemeye gittim ve büyük bir kederle döndüm. Bunları niye anlatıyorum? Çünkü edebiyat dili kullanarak, dilin dışına çıkma sanatı. Ama artık dili istediğimiz gibi kullanıp, dilin dışına istediğimiz gibi çıkamayacağımız bir süreci yaşıyoruz. İyi edebiyat eseri doğaya aittir diyorum ben. Dağların, ırmakların, ıssız ormanların, doğanın yanına ilişir, oraya gider. Artık doğa da tehdit altında. Öyle bir süreç yaşıyoruz ki... Hem doğa tehdit altında, hem ifade özgürlüğü tehdit altında, hem yazabilme yetisi.” ‘Sus Barbatus!’a bir ödül daha Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri, 2019 yılında, roman dalında Faruk Duman’ın “Sus Barbatus!” adlı kitabına verildi. Edebiyat araştırmacısı, şair ve yazar Cevdet Kudret adına verilen ödülün seçici kurulunda Fatih Altuğ, Oğuz Demiralp, Handan İnci, Asuman Kafaoğlu Büke ve İbrahim Yıldırım bulunuyor. Kitabın ödüle değer görülme gerekçesi şu ifadelerle açıklanıyor: “İnsanın doğaya yıkıcı hükmedişini anlattığı, duyarlı ve masalsı bir dil kurduğu, etkileyici bir toplumsal arka plana dayandığı ve metinlerarası ilişkileriyle güçlü bir başyapıt oluşturduğu için.” Ödül töreni, 10 Kasım Pazar günü saat 15.15’te TÜYAP Kitap Fuarı, Karadeniz Salonu’nda yapılacak. Tören sonrasında “Roman, Nereye Kadar?” konulu bir panel düzenlenecek. l Kültür Servisi Yıldırım Önal Anı Ödülü Can Kolukısa’nın 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Yıldırım Önal Anı Ödülü deneyimli oyuncu Can Kolukısa’ya verilecek. Çagˆdaş Sinema Oyuncuları Derneği’nin (ÇASOD) sinema ve tiyatroda mu¨şterek başarı go¨steren bir oyuncuya sunduğu ama iki yıl önce geri çektiği Yıldırım Önal Anı Ödülü, yeniden sahibini bulacak. 1976 yılında Zeki Ökten’in “Kapıcılar Kralı” filmiyle başlayan sinema seru¨veninde, “Züğürt Ağa” (1984), “Asılacak Kadın” (1985), “Sen Türkülerini Söyle” (1986), “Selamsız Bandosu” (1987), “Arabesk” (1988), “Mavi Sürgu¨n” (1992) gibi televizyon dizilerinde de izledigˆimiz Can Kolukısa, iki yıl sonra yeniden verilecek ödülü festivalin açılış töreninde alacak. um:ag Mehmet Eroğlu ile YaratıcıYazarlık, Kurgu ve Senaryo Atölyesi Roman İnceleme Sanat Felsefesi Yazma Felsefeye Giriş Felsefe Yazın İlişkisi Dijital Sosyal Medya Okuryazarlığı Sinema Karakterlerinin Psikanalitik Çözümlemesi Film Atölyesi Editörlük Atölyesi Güzel Konuşma ve Kendini İfade Etme Atölyesi Yaratıcı Drama Metinden Doğaçlamaya Fadime Uslu ile Uygulamalı Öykü Semineri Film Çözümlemesi Semineri Eğitmenlerimiz: Mehmet Eroğlu Ahmet İnam Gürsel Korat Çiğdem Ülker Ahmet Özer A.Celal Binzet Ş.Halil Turan Mutluhan İzmir Erdem İliç Şebnem Gürsoy Tuncer Yığcı Zafer Elgin İpek Çeken Berrin Demir Elif Çongur Tülin Sağlam Serap Antepli Aynur Eğitmen Tuğrul Çomu Gökhan Bulut Orkut Murat Yılmaz Fadime Uslu Eğitmenliğinde um:ag Seminerleri 7 Ekim 2019'dan itibaren başlıyor. Ayrıntılı bilgi için www.umag.org.tr egitim@umag.org.tr Tel: 0312 417 77 20 Başvurular internet sitemizden de alınmaktadır. Seminerlermiz ücretlidir. Dünya kuklaları İstanbul’da buluşuyor İstanbul Karagöz Kukla Vakfı tarafından organize edilen 22. İstanbul Kukla Festivali, UNESCO Kültürel Mirası Taşıyıcısı, Uluslararası Kukla ve Karagöz Sanatçısı Cengiz Özek’in genel sanat yönetmenliğinde, 24 Ekim 3 Kasım arasında seyirciyle buluşacak. Festival kapsamında İspanya’dan Angeles de Trapo Puppet Theatre Company adlı ekip “EROR 404” adlı oyunuyla; Meksika’dan Banyan adlı grup “Nos Volvimos Bufalos” ve “Kathputli” isimli oyunlarıyla; İtalya’dan festivale dahil olan Kronikocab adlı grup “Under the Strings” isimli performansları ile; Avrupa Kuklasının Anavatanı Çekya’dan gelecek Pavel Vangeli “Hareketli Kuklalar” adlı ipli kukla performansı ile; Rusya’dan “Inna Alekseyenko” nun tek kişilik tiyatrosu “Petruşka ve Diğerleri” ile seyirci karşısında olacak. “Karagöz” ise bu kez, Kuzey Kıbrıslı genç Karagöz Sanatçısı İzel Seylani’nin elinde hayat bulacak. Festivalin Genel Sanat Yönetmeni Cengiz Özek’e ait klasikleşmiş “Büyülü Ağaç” ve “Çöp Ca navarı” oyunları da, festival kapsamında izleyiciyle buluşacak. Etkinlikler 24 Ekim 19.00’da Kukla Müzesi Café’de yapılacak film gösterimiyle başlayacak. Festival süresince “Karagöz’ün Dünyası” adlı yapımı değerli sanatçılar Mazhar İpşiroğlu, Sebahattin Eyüboğlu ve Aziz Albek’e ait olan ve merhum Karagöz Sanatçısı Hidayet Gülen’e ait görüntü, ses kayıtları ve tasvirleri içeren belgesel izleyiciyle buluşacak. Festival takvimi için: www.kuklafestivali.com l Kültür Servisi Tekfen Filarmoni Ankara ve İstanbul’da Şef Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni, 13 Kasım Ankara CSO Sahnesi’nde, 14 Kasım Lütfi Kırdar’da ve 15 Kasım’da Hisar Okulları’nda sonbahar konserlerini verecek. Konserlerde genç klarnetçi Sebastian Manz solist olarak yer alacak. ARD Uluslararası Müzik Yarışması’nı 40 yıl aradan sonra klarnet ile kazanan isim olan Manz, aynı zamanda nefesli çalgılardan oluşan Variation5 isimli grubuyla da biliniyor. Sebastian Manz’a, Ankara ve İstanbul Hi sar Okulları temsillerinde, klarnet virtüözü Serkan Çağrı da eşlik edecek. Türk bestelerini seslendirmeyi önemseyen Tekfen Filarmoni, konsere Ferit Alnar’ın “Prelüd ve İki Dans” ese riyle başlayacak, Sebastian Manz’ın solistliğindeki Weber’in 2 No’lu Klarnet Konçertosu’nun ardından, Çaykovski’nin 4 No’lu Senfonisi’ne yer verecek. l Kültür Servisi ‘Kader Postası’ en iyi yabancı film ödülü aldı Yönetmenliğini ve senaristliğini Elif Akarsu Polat ve Çiğdem Bozali’nin üstlendiği film, kasım ayında Türkiye’de vizyona girecek. Los Angeles’ta düzenlenen 15’inci Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde “Kader Postası” en iyi yabancı film ödülünü aldı. ABD’de 15 yıldır kadınlar tarafından üretilen sinematografik eserlerin yanı sıra sinema sektöründe bulunan kadın yönetmen, yapımcı ve yazarlar için bir platform olma özelliği taşıyan festival bu sene 1720 Ekim tarihleri arasında düzenlendi. Yönetmenliğini ve senaristliğini Elif Akarsu Polat ve Çiğdem Bozali’nin üstlendiği film, kasım ayında Türkiye’de vizyona girecek. Dünya prömiyerini İstanbul Film Festivali’nde yapan filmin, uluslararası prömiyeri ise Los Angeles’ta gerçekleşti. “Kader Postası”, küçük bir kasabada yaşayan Zeynep’in çocukluk ile başlayıp, ergenliğe ve oradan da yetişkinliğe uzanan hayat hikâyesini anlatıyor. l Kültür Servisi ‘Gece Sirenleri’... İzmir Folkart Gallery’nin genel koordinatörü Fahri Özdemir ve yazar Doğan Hızlan’ın ortak fikriyle; resmin yazıya ya da yazının resme aşılanması üzerine gelişen bir proje olan, “Gece Sirenleri” İzmir Folkart Gallery’de açıldı. Selim İleri’nin eserleri, ressam Ali Kotan’ın fırçasıyla, tablolara dönüştü.. Ali Kotan’ın tablolarını da yazar Selim İleri, kısa metinlerle yorumladı. İki sanatçının birbirlerinin eserlerinden ilham alarak üç yıl önce hazırlamaya başladığı sergi 19 Ocak 2020 tarihine kadar açık kalacak. 1323 EKİM 2019 ÇARŞAMBA Sanat Can Simidimiz Bir yanda savaş haberleri, bir yanda deprem beklentisi, öte yanda geçim derdi… Sanattan söz etmek, nasıl bir lüks görünüyor! Ancak bunca gencimizin, bunca sanatçımızın ve nice dinleyicimizin gündemin dışına çıkıp sanata bir can simidi olarak tutunduğunu unutmamak gerek. Geçen hafta inanılmaz bir konser ortamındaydım: Çemberlitaş’ta, Piyerloti Caddesi üzerinde bulunan Şerefiye Sarnıcı, 428443 tarihleri arasında İmparator II. Theodosius tarafından, Bozdoğan Kemeri vasıtasıyla su depolanmasını sağlamak için inşa edilmiş. 4. yüzyılda yapılan Binbirdirek Sarnıcı ve 6. yüzyılda yapılan Yerebatan Sarnıcı ile birlikte yüzyıllar boyu İstanbul’un su ihtiyacını karşılamış. Yakın zamana kadar pek bilinmeyen bu sarnıç, 2010 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından ortaya çıkarılmış. Şimdi Şerefiye Sarnıcı’nda bir süredir her cumartesi, 17.30’da Ozan Binici’nin sanat yönetmenliğinde, klasik müzik konserleri düzenleniyor. Ben geçen hafta Nemeth Quartet’in çaldığı Necil Kazım Akses’in 2. Yaylı Sazlar Kuvartetini (1971) dinledim. Türk Beşleri’nin en genci olan bestecinin her bir kuvarteti dönemin Viyana biçeminin etkisindedir. Yazıldığı zamana, hatta bugüne göre bile oldukça yenilikçi ve seslendirmesi çok zordur. Zaten bu dörtlü de bugüne kadar en fazla iki kez çalınmış. Son bölümde kuvartete katılan tenor solo (Caner Akın) Akses’in zamanına göre yaptığı yenilikçi bir deneme. Bu oldukça zor yapıtı yorumcular büyük bir dikkatle ve güzel bir tınıyla seslendirdiler. Nemeth Quartet, 2013 yılında kurulmuş. Gülen Ege Serter (keman), Şeniz Aybulus (keman), Elena Ünaldı (viyola) ve Mutlu Varlık Kocaili’den (çello) oluşuyor. Üyelerin her birisi aynı zamanda Anadolu Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndaki öğretim görevlerini sürdürüyorlar. Bundan sonraki dinleti 9 Kasım’da, Sean Schibe adlı bir İskoçyalı gitarcının. 16 Kasım’da Nevit Kodallı’nın 1 ve 2 numaralı yaylı çalgılar kuvartetleri yine Nemeth Quartet tarafından seslendirilecek. Yeni mekânların keşfi, İstanbul gibi büyük bir kentte yeni dinleyicilere ulaşmanın güzel bir yolu. Geçen hafta Cemal Reşit Rey Salonunda birkaç kez sahnelerimizde izlediğimiz İngiliz kemancı Charlie Siem vardı. Armani, Dunhill gibi ünlü modaevlerinin yüzü olarak da nice derginin kapağında yer almış, iyi bir müzik eğitimine sahip zarif bir sanatçı. Guerneri 1735 bir kemanla çalıyor. Piyanoda Caroline JayaRathman özellikle Beehoven’in Sol Majör sonatında çok başarılıydı. Zira Beethoven’in keman sonatlarının albüm kapağına besteci “piyano ve keman” sonatları olarak başlık koymuştur. Piyanist kemancıya eşlik etmekle beraber, onun kadar güçlü bir görev üstlenecektir. Grieg’in 3. Sonatı da romantik ve derin düşünceyi yansıtan bir ustalıkla seslendirildi. Keşke yalnız bölüm aralarında değil, sanatçıların her nefes alışlarında patlayan alkışlar olmasaydı! BİFO mevsimin açılışını Sascha Goetzel yönetiminde, Avustralya doğumlu ünlü keman virtüözü Ray Chen ile yaptı. Mendelssohn’un Mi Minör keman konçertosunda duyarlılığı, ajilitesi ve hafifçecik yorumunun ardında yatan derin anlamlarla çok başarılıydı. İkinci yarıda orkestra Berlioz, Dukas ve Nielsen’den eserler çaldı. Danimarkalı besteci Nielsen’in 1919 imzalı Aladdin Süiti ise ancak son bölümünde dinleyiciyle dostluk kuran bir eser olarak belleklerimizde kaldı. Göbeklitepe Roma’da tanıtıldı 12 bin yıllık geçmişiyle dünyanın en eski tapınağı olarak kabul edilen ve UNESCO Dünya Miras Listesi’nde de yer alan Göbeklitepe ören yeri, içinde panel ve fotoğraf sergisinin olduğu geniş kapsamlı bir etkinlikle, İtalya’nın başkenti Roma’da tanıtıldı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, “Göbeklitepe, bizim 1960’lı yıllardan bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak üzerinde sabırla ve heyecanla çalıştığımız bir alan” dedi. Göbeklitepe’nin ilk olarak 1963 yılında tescilli alan ilan edildiğini dile getiren Yavuz, “Çok uzun bir çalışmanın sonucunda yine bakanlığımızın çabalarıyla çünkü dünya tarihinde bilinen her şeyi değiştiren bir alan olduğu için 2018 yılında UNESCO Dünya Miras Alanları listesine kaydettirdik. Hemen akabinde de Cumhurbaşkanı tarafından 2019 yılı Göbeklitepe Yılı ilan edildi” diye konuştu. Bakan Yardımcısı Yavuz, Roma’daki bu etkinlikle Göbeklitepe için son derece içerikli bir çalışma yapıldığını aktararak “Bir taraftan Türk, Alman ve İtalyan araştırmacıların farklı yaklaşımlarını dinleme şansına sahip olduk. Bir diğer güzellik de tabii ki bakanlığımız Yunus Emre Enstitüsünün burada bu sergiye ev sahipliği yapıyor olması.” dedi. l AA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear