25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 1 EKİM 2019 SALI EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Ne şehit ne gazi... Geçen hafta İstanbul’u vuran, ama büyüklüğü yüzünden, can kaybına yol açmayan, hasarı görece sınırlı kalan, merkezi Silivri açıkları olan 5.8 6.0 büyüklüğündeki sarsıntı, büyük Marmara depreminin 20. yılına rastladı. O günkü sarsıntı, hepimizin 20 yıl önceki korkuları ve paniğini yeniden depreştirirken, bana Mine Kırıkkanat’ın, 20 yıl önce piyasaya çıkan, okurken nefes kesen, nara attıran enfes eseri “Bir Gün, Gece”yi yeniden anımsattı. Şimdiye dek görmediyseniz mutlaka alıp, okuyun! İstanbul’un iki büyük deprem ile yerle bir olmasını ve bunun Türkiye’nin bağımsızlığını bile tehdit edecek sonuçlarını irdeleyen kitapta yazılanlar ne yazık ki, aradan geçen zaman içinde her an yaşama geçebilecek kadar gerçek. 17 Ağustos 1999 depremi tarihimizin can ve mal kaybı açısından en yıkıcı sonuçlarını doğurmuş afeti. 1999 Marmara depreminde resmi açıklamalara göre, 17 bin 480, kimi kaynaklara göre de 40 bin kişi öldü. Yaralı sayısı ise 23 bin 781. Türkiye nüfusunun yüzde 28’inin yaşadığı, toplam vergisinin yüzde 58’inin toplandığı, GSMH’nin yüzde 34’ünün yaratıldığı bir bölgede meydana gelen bu depremin ekonomik maliyeti 1519 milyar dolar olmuştu. HHH 1999 sarsıntısı, can ve mal kaybı açısından yaşadığımız en büyük deprem olmasına karşın, bilim adamlarına göre, benzeri bir depreme oranla, sonuçları açısından sınırlı kalmıştı. Eşdeğer başka bir depremle ilgili öngörülere göre 1999 sarsıntısını gölgede bırakacak, Mine Kırıkkanat’ın kurgularını aratmayacak sonuçlar doğabilirdi. Yaşamın gerçekleri, bütün kurguları solda sıfır bırakacak öngörülere yol açmıştı. Bu açıdan bakılınca, 17 Ağustos nispeten ucuz atlatımış, “bin nasihata evla bir müsibet” olabilirdi. Olabilirdi bizde bin nasihattan alamadığımız dersi, bir musibetten çıkarabilecek kadar akıl olsaydı eğer. Ama olmadığını gördük. Ne oldu 17 Ağustos’tan sonra?? Yabancı uzmanların da katılımıyla bilim adamlarımız Marmara tabanındaki fay hatlarını incelediler, harita çıkardılar, binaların dayanıklılığını artırmak, deprem sonrası kurtarma çalışmalarını mümkün kılacak ortamı oluşturmak için uyarılarda bulundular, vakit geçirmeden kentsel dönüşümün gerçekleştirilmesini sağlayacak öneriler getirdiler. Bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Ürettiğinden çok üreyen ve tüketen, ekonomisini yağma ve talana dayayan toplum, ilk iş olarak depremde ölenleri şehit ilan etti. Oysa, onlar “ne şehit oldu ne gazi, pisi pisine gitti vatandaş Niyazi” misali pisi pisine gitmişlerdi ve o binlerceyi yeni binler, yüz binler hatta zaman içinde milyonlar izlemeye adaydı. Şehit ilanının yanı sıra, zaman içinde kimsenin kulak asmayacağı yasaklar ilan edildi, kentsel dönüşüm adı altında, yine rant talan ve yağmaya dayalı rantsal dönüşüm dönemi hızlandırıldı. Daha önce ilan edilmiş olan deprem sırasındaki toplanma alanları, AVM ve benzeri yerler haline getirilerek betona gömüldü. Bu arada, her türlü afet sonrasında toplanması mutat olan geçici vergi, deprem vergisi etiketi altında yürürlüğe kondu ve 20 yılda, bu fasıldan toplanan 66 milyar liranın akıbeti de meçhul oldu. Kimse deprem vergisi diye toplanan paraların nereye, hangi haramzadeye gittiğini bilmiyor. Son sarsıntı gösterdi ki, 20 yıl önceye göre, deprem afetine hazırlık açısından bir adım ilerleme yok, gerileme çok. Bu arada iktidar ne yapıyor derseniz, devletli iktidarımız şu anda özellikle afete karşı alınacak önlemlerin görülüp, tartışılıp, karara bağlanacağı toplantılarda, İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı’nı nasıl saf dışı ederiz arayışı içinde. Uzmanlar, büyük İstanbul depreminin eşiğine geldiğimiz konusunda sürekli uyarıda bulunuyorlar. 20 yıl önce de uyarıda bulunmuşlardı, kimse kılını kıpırdatmamıştı. Yirmi yıldır, yine sen ben kavgasını sürdürmekte dirençli devlet kafasında iyiye giden bir şey yok, kötüye giden çok. Yeni deprem kapımızda, biz ise yerde muz kabuğu gören Temel’in telaşı içindeyiz: Eyvah! Yine kayıp düşeceğim. Tunceli’de İHD şube başkanına gözaltına Tunceli’de yürütülen terör soruşturması kapsamında dün İnsan Hakları Derneği (İHD) Tunceli Şube Başkanı Gürbüz Solmaz gözaltına alındı. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, cumhuriyet başsavcılığı tarafından yürütülen terör soruşturması kapsamında önceki gün düzenlediği operasyonda HDP Tunceli il eşbaşkanları Hıdır Çiçek, Özlem Toprak ile HDP Parti Meclis Üyesi Ferhat Yıldız’ın da aralarında bulunduğu 8 şüpheliyi gözaltına almıştı. Solmaz, ifadesi alınmak üzere Emniyet’e götürülürken, daha önce gözaltına alınan şüphelilerin de Emniyet’teki işlemlerinin sürdüğü öğrenildi. l İHA CHP, MYK’de parti programında yapılacak değişikliğin ana hatları belirlendi Kurucu ilkelere uygun 21. yüzyıl güncellemesi CHP’li Öztrak’tan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sert eleştiriler: Sorulara yanıt ver CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin MYK toplantısına ilişkin şu açıklamaları yaptı: 4 Demokratik parlamenter sistem için çalışacağız: Kuvvetler ayrılığına dayanan güçlü dengefren mekanizmalarına sahip, ileri, çağdaş yepyeni bir demokratik parlamenter rejimle Cumhuriyetimizi taçlandırmak için azimle çalışmaya devam edeceğiz. 4 Bütçenin tartışılmasını istemiyorlar: TBMM’nin pek çok hakkı gibi bütçe yapma hakkı da bu ucube rejimle törpülenmiştir. Bütçe artık Meclis’te değil, Saray koridorlarında hazırlanmaktadır. Olur ya parlamentoda onaylanmazsa önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranıyla enflasyona göre artırılarak yola devam edilmektedir. Bunlar yetmezmiş gibi bütçe süreci kanunun emrettiği sürelerde başlatılmayarak yasalara karşı açık bir saygısızlık yapılmaktadır. Sıkıştırılmış takvimlerle bütçenin kamuoyunda ve Meclis’te yeterince tartışılması engellenmektedir. 4 Yandaşları kurtarmak için kıvranıyor: Bugün Saray, batan yandaşlarını kurtarmak için kıvranıyor. Varlık Fonu 11 Mart 2019 tarihinde ABD ve İngiltere’deki bankalardan 1 milyar Avro borç almış. Bu borca Hazine de garantör olmuş. Bu alınan dış borçla İstanbul’da yandaşların finans merkezini inşa etmek için batırdığı kredilerin ödeneceği anlaşılıyor. Bunun karşılığında da Varlık Fonu İstanbul Finans Merkezi’nin 3’te birini devralacakmış. Yandaş kurtarmanın adı ne zamandan beri stratejik yatırım oldu. 4 İki şeyden vazgeçmezler: Yandaşlarına para bulmak için her türlü numarayı yaparlar. Ancak Tank Palet için 50 milyon doları, İstanbul depreminden sonra acil ihtiyaç olduğu söylenen deprem sensörü için 1.5 Avro’yu bulamazlar. Altlarında 400 milyon do Faik Öztrak larlık uçaklar, 80 milyon liraya yenilenen araç filoları. Her şeyden tasarruf ederler, iki şeyden vazgeçmezler: Saray’ın itibarı ve yandaşların ikbali. 4 Uyarı niteliğinde depremler yaşandı: Geçen hafta İstanbul’da uyarı niteliğinde depremler yaşadık. Bir şeyden eminiz: İstanbul’da yaşadıklarımızdan daha kuvvetli bir deprem olacak. Saray’ın damadı, kamu bankalarını, BDDK’yi, Merkez Bankası’nı, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın belli bölümlerini İstanbul’a taşımaya çalışıyor. Bu paraları yandaşlara dağıtacağınıza İstanbul’u depreme karşı tahkim etme projelerini hızlandırmak için kullansanıza. Kuvvetli bir depremde tüm finans sistemi risk altında olacak. 4 İletişim vergileri ne oldu: 5.7 büyüklüğündeki sarsıntıyla İstanbul’daki bütün mobil iletişim altyapısı çöktü. Daha ciddi bir depremde neler olabileceğini insan düşünmek dahi istemiyor. 1999’da yaşanan depremlerin ardından yaraların sarılması için olağanüstü bir takım tedbirler alınmıştı. Bunlardan birisi de geçici bir süre için getirilen özel iletişim vergisiydi. Bu iktidar tarafından 2004’te kalıcı hale getirildi. 2000 yılından günümüze yalnızca özel iletişim vergisi kapsamında tüketicilerden tahsil edilen vergi miktarı 66 milyar Türk Lirası. YİMPAŞ’ta görev yapan, Tekekom’un kârları Lübnan’a kaçırılırken üst düzey yönetimde bulunmuş ve Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’na atanmış bir kişi var. Kendisi geçen gün Genel Başkanımız hakkında ileri geri konuşmuş. Özel iletişim vergileriyle ilgili de yalan yanlış bir takım bilgiler vermiş. Beyefendi sen memursun, atanmışsın. Siyaset yapmayacaksın. Seçilmişlerin sordukları sorulara doğru düzgün cevap vereceksin. Tekrar soruyoruz iletişim vergisi nereye gitti? Neden son depremde iletişim altyapısı çöktü? 4 Görüşme sürecini bekliyoruz: (Yargı paketi konusunda) İktidarın, herkesi tatmin edecek bir yargı reformu paketini getirmesinin ne kadar samimi olduğu herkesin aklında soru işaretidir. O nedenle biz hem görüşme süreçlerini bekliyoruz, hem de uygulama süreçlerine bakacağız. Ama HSK üyelerinin icranın vesayeti altında olduğu bir yargıdan ve bu yargıyla ilgili olarak o icranın yapacağı reformdan açıkçası fazla bir şey beklemek mümkün değil. 4 Toplantı tarihi bildirilmedi: (İmamoğlu’nun davet edilip edilmediği konusunda) 25 yıldır İstanbul’u yönetenler depremle ilgili ne yapmışlar? Bunun konuşulmasını istemiyorlar. Biz de devletten geliyoruz. En azından toplantı tarihi bildirilir, bu bile yapılmamış. Ya İstanbul’da yaşanan seçim mağlubiyetinin verdiği sıkıntıyla yukarılara yaranmak için bir şeyler yapılıyor ya da İstanbul’da yapılmayan, deprem paralarının nereye kullanıldığını da saklamayı içeren bir süreci yaşıyoruz. Şuna cevap versinler; ne oldu, 36 milyar doları soruyoruz. Bunların hesabını verin. Hem İstanbul Valisi’nin hem Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın, seçilmiş Belediye Başkanı ile uğraşan bu çabalarını anlamakta zorluk çekiyoruz. Tarafsız yönetim teşekkürüİBB BAŞKANI İMAMOĞLU İYİ PARTİ TEMSİLCİLERİ İLE BULUŞTU CHP Merkez Yönetim Kurulu’nda (MYK), 37. olağan kurultay takvimi belirlendi. Buna göre 8 Kasım’da mahalle delegele rinin seçimleriyle başlayacak süreç, en erken 18 Nisan 2020 tarihinde yapıla cak kurultayla tamamlanacak. MYK’de parti programının gün cellenmesine yönelik çalışmalar da ele alınırken, yeni programın mahmut lıcalı Cumhuriyetin kurucu ilkelerine ve kurucu değerlere bağlı kala rak “21. yüzyıla uygun Cumhuri yetçi” bir güncelleme olacağı belirtildi. CHP’nin dünkü MYK toplantısında par tinin olağan kurultay sürecine ilişkin tak vimi belirlenirken, parti programının gün cellenmesine ilişkin çalışmalar da ele alın dı. Edinilen bilgiye göre parti içinde Bilim Platformu’ndan sorumlu CHP Genel Baş kan Yardımcısı Fethi Açıkel bu konuyla ilgili MYK üyelerine bir sunum yaptı. Açıkel’in ça lışmaların yeni yasama yılıyla birlikte hızla nacağını aktardığı ifade edildi. Masalar kurulacak Parti programının güncellenmesi çalışmaları kapsamında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Türkiye’nin temel sorunlarına yönelik tespitlerin yapılmasını ve çözüm önerilerinin belirlenmesini istediği belirtildi. Bu kapsamda MYK, parti meclisi (PM) ve TBMM grubu ile parti örgütlerinin katılımıyla çalışmalar yapılacağı öğrenildi. Farklı konu başlıklarında oluşturulan masaların yakın zamanda çalışmalarına başlayacağı ve 2019 yılının sonuna kadar çalışmaların tamamlanacağı belirtildi. Parti programı çalışmaları kapsamında dünyadan farklı siyasi partilerin programlarının incelendiği kaydedildi. Parti programında Cumhuriyetin kurucu ilkelerine ve kurucu değerlere bağlı kalarak “21. yüzyıla uygun Cumhuriyetçi” bir güncellemenin yapılacağı belirtildi. MYK’de 37. olağan kurultay takvimi de belirlendi. Buna göre, 8 Kasım 1 Aralık tarihlerinde mahalle delegeleri seçimi; 14 Aralık 2019 27 Ocak 2020 tarihleri arasında ilçe kongreleri; 3 Şubat 2 Mart 2020 tarihleri arasında da il kongreleri yapılacak. Parti tüzüğüne göre il kongrelerinin bitmesinin üzerinden 45 gün geçtikten sonra olağan kurultay yapılacak. Buna göre CHP’nin 37. olağan kurultayı olacak en erken tarih 18 Nisan 2020 tarihinde yapılabilecek. l ANKARA HDP ÖNÜNDEKİ AİLELER İmamoğlu, İYİ Parti İstanbul il ve ilçe yöneticileri ile buluştu. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, il yöneticileri ve 39 ilçe başkanıyla Yenikapı’daki Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde buluştu. Burada konuşan İmamoğlu, “Temelde, seçim sürecindeki ittifakımızın devamıyla ilgili bir toplantı. Hem geçmiş olan 3 aylık minik bir özeti hem de önümüze dönük bir kısım değerlendirmeleri, İYİ Parti İl Başkanımız ve bütün İstanbul’u temsilen siz değerli başkanlarla sohbet etme arzumuz oluştu” dedi. Buğra Kavuncu ise “Seçim sonrasında periyodik olarak bir araya gelip süreci en verimli şekilde, birlikte yürütebilmek adına çalışmalar yürütüyoruz. Seçim öncesinde nasıl canla başla koşturduysak, seçim sonrasındaki sürecin de birlikte götürülmesi konusunda, o anlayış üzerine devam ediyoruz. Hemen hemen her gün 23 ilçeyi ziyaret ediyorum. İlçe teşkilatlarına, İBB’deki süreci, sizden gördüğüm, duyduğum kadarıyla anlatıyorum. Bir yaklaşım ve anlayış var; ben, başkanın kendisine de hep bunu söyledim: İBB, milletin malıdır, devletin malıdır. O anlayışla hareket ediliyor. Yönetim, tamamen bu zihniyet üzerine hareket ediyor. ‘Hiçbir şekilde partizanlaşılmayacak’ düsturuyla hareket ediliyor. Bugüne kadar da o şekilde hareket edildi. Biz, bu anlayışın sonuna kadar arkasındayız” diye konuştu. l İç Politika MİLLİ GÜVENLİK KURULU TOPLANTISINDA ‘GÜVENLİ BÖLGE’ MESAJI: Gereken irade ortaya konulacak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “güvenli bölgede somut adımlar” için ABD’ye eylül ayı sonuna kadar verdiği süre dolarken dün toplanan Milli Güvenlik Kurulu’ndan (MGK) “Güvenli bölge projesinin hayata geçirilmesi için gayretler devam edecek” mesajı çıktı. MGK toplantısının ardından yayımlanan bildiride “Suriye’de güvenli bölge projesinin hayata geçirilmesine ilişkin samimi gayretlerin” devam edeceği belirtilirken “Türkiye’nin milli güvenliğinin sağlanması için gereken iradeyi ortaya koymakta tereddüt edilmeyeceği” mesajı verildi. MGK, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda toplandı. Yaklaşık 3 buçuk saat süren toplantının ardından yayımlanan MGK bildirisinde PKK/PYD YPG, FETÖ ve IŞİD başta olmak üzere terör örgütlerine karşı sürdürülen mücadelenin müzakere edildiği belirtildi. Bildiride, “Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine saygılı, yeni anayasa temelinde siyasi çözümden yana olduğunu uluslararası toplumla her fırsatta paylaşmıştır. Bu bağlamda, Türkiye’nin, insani bir mesele olarak ele aldığı Suriyeli sığınmacıların evlerine bir an önce dönmelerini sağlayacak güvenli bölge projesinin hayata geçirilmesine ilişkin samimi gayretlerini daha ileri adımlarla güçlendireceği belirtilmiş; milli güvenliğinin sağlanması için gereken iradeyi ortaya koymakta tereddüt etmeyeceği ifade edilmiştir” denildi. Irak’ın kuzeyinde yürütülen Pençe operasyonlarının, PKK bölgeden tama men temizlenene kadar devam edeceği vurgulanan bildiride “Doğu Akdeniz’de, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler nezdinde kayda geçirdiği kıta sahanlığı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile yaptığı anlaşmalar çerçevesinde yürüttüğü faaliyetlerin kararlılıkla devam edeceği” belirtildi. ‘Kırmızı Kitap’ görüşüldü MGK toplantısında “Kırmızı Kitap” olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin de ele alındığı bildirildi. MGK bildirisinde “Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada meydana gelen gelişmelerin milli güvenliğimize yönelik tesirlerinin tüm yönleriyle değerlendirilmesi suretiyle hazırlanan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi görüşülmüş ve uygun bulunmuştur” denildi. l ANKARA Öğrencilerden destek ziyareti Çocuklarının dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturan ailelerin eylemi dün 28. gününe girdi. Türkiye’nin farklı illerinde bulunan üniversitelerde eğitimlerine devam eden öğrenciler de dün ailelere destek ziyaretinde bulundu. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Uğur Bıçakdoğru, aileleri yakından takip ettiklerini ve ailelere destek olmak için imza projeleri başlattıklarını belirterek öğrencileri teröre karşı bilinçlendirdiklerini vurguladı. l İç Politika DEMOKRASİ NÖBETİ’NDE 43. GÜN ‘Kayyımları geri çekin’ HDP’li Van, Mardin ve Diyarbakır büyükşehir belediyelerine atanan kayyımlara karşı HDP’lilerin başlattığı “Demokrasi Nöbeti” dün 43. gününe girdi. HDP Mardin İl Başkanlığı binası önünde yapılan eylemde konuşan HDP Mardin Milletvekilli Pero Dündar, “Burada iradeye saldırı var. Biz de zulüm olan yerde ayakta kalmaya devam edeceğiz. Bu saldırılar devam ettiği için biz de alanlardayız. Bugün alanlarda biz sonuna kadar direnirsek Türkiye’de bulunan diğer demokratik kesimler de bize bakar ve onlar da ayakta kalır. Bu baskılar sona erene kadar da biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Halktan seçimin intikamını almak istiyorlar. Bu kayyımları geç olmadan, bir an önce geri çekin. Ne haklarımızdan ne de eşbaşkanlık kazanımlarımızdan bir adım geri adım atmayacağız. Bugün buradayız, yarın yeniden burada olacağız” dedi. l İç Politika
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear