23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 8 OCAK 2019 SALI EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: FUNDA YAŞAR ER kültür YAŞAMDA VE SAHNEDE DEVLEŞTİ Tiyatromuzun yıllara bana mısın demeyen kocaman gözlü güzel oyuncusu, sahneye çıktığında birden devleşiveren o küçük kadın sessizce ayrıldı aramızdan... Bizim evdeki en çok okunmuş ve en çok gezmiş kitapların başında Gülriz Sururi’nin ilk kitabı ‘Kıldan İnce Kılıçtan Keskince’ gelir. Uzun yıllar boyu hep elden ele dolaştı. Türkiye’de gitmediği tatil yöresi yok gibidir. Dahası, Paris’te de iki yıl geçirdi. Ama eski ve sadık bir dost gibi her zaman geri geldi. Bu kitapta benim yaşımdaki tiyatrocuların ya da tiyatro severlerin İstanbul’da yaşanmış çocukluğu ve gençliği vardır. Gülriz Sururi, soluk kesici bir serüven anlatırcasına kurguladığı anılarıyla, 1950’li ve 1960’lı yılların Türk tiyatrosunun çoğunlukla doruklara ulaştığı dönemin (onun deyişiyle ‘altın çağ’ın) kanlı canlı bir tarihçesini sunmuştur. Kitapta Gülriz’i tiyatroda ‘efsane’ yapan serüvenin ayrıntıları vardır. Dormen Tiyatrosu’nda Haldun Dormen’in rejisiyle 1961’de sahnelenen ‘Sokak Kızı İrma’ ile yakalanan doruktan Gülriz SururiEngin Cezzar Tiyatrosu’nun başarılarına uzanan bir öyküdür bu. Nâzım’ın ‘Ferhat ile Şirin’i, Yaşar Kemal’in ‘Teneke’si, Güngör Dilmen’in ‘Kurban’ı, Haldun Taner’in ‘Keşanlı Ali Destanı’ ile ‘Zilli Zarife’si, Gülriz ve Engin’in sahnelerimize sunduğu çok önemli armağanlar arasında yer alır. Hepsi de birer ‘ilk’tir tiyatromuzda. Kitap boyunca özel yaşamda ve tiyatroda olup bitenleri iç içe izleriz. Tiyatroya ‘ara verme’ ile noktalansa da bir yükselişin öyküsüdür bu... Son aşamada Gülriz ile Engin Bodrum’a yerleşmişlerdir. (Onlara Bodrum sokaklarında rastladığım o yıllarda tanışmıyoruz daha). Sanatçıların tiyatroda bunca iyi işler yaptıktan sonra doğayla kucaklaşmaları güzel olsa da onların serüveni bitmemiştir. Arkası 30 yıl sonra gelecek. ‘Bir An Gelir’ adlı ikinci anı kitabıyla... Bir sevda masalı ‘Bir An Gelir’ her şeyden önce bir sevdanın masalını anlatır. Engin Cezzar için yazılmış, onunla yüreklice hesaplaşan, ama 40 yılı aşkın birlikteliklerinin iniş ve çıkışları içinde hep Engin’i sakınan, Engin’den uzak kalamayışı da kadınca bir zayıflığa değil, insanca bağışlayıcılığa bağlayan bir masal... Ve ‘sevgi’nin benzersiz tanımı: ‘Bir daha kimin için öyle acı çekebilirdim?’ Bu sevda masalını mühürleyense ustalıkla çizilen Gülriz karakteridir. Sağduyusuna, zekâsına, aklına ve güzelliğine sonsuz güveni olan, bedensel ya da düşünsel çaba gerektiren hiçbir anlamlı girişimden kaçmayan, tiyatroda ‘primadonna’, evinde dostlarını ağır layan hamarat ‘ev hanımı’, tuttuğunu koparan dernek yöneticisi, doğaya ve insan haklarına sahip çıkan, sözünü kimseden sakınmayan bir Gülriz... Engin Cezzar onu boş yere ‘serçe bilekli aslan yürekli’ kadın olarak tanımlamamış! Farkedilen kadın Aklımızda ve yüreğimizde yer etmiş zarif görüntüsü, nice şarkıları yaşama geçirmiş berrak sesi ve tiyatronun her alanında sınadığı oyunculuk yeteneğiyle, güçlü bir sanatçıdır Gülriz. Şaşırtıcı büyüklükteki gözleri, gözlerini ‘daha göz’ yapan çıkık elmacık kemikleri, Gülriz’ce kâhkülleri, gerçek yaşamda da çok hoş görünen ama sahneye çıktığında bambaşka bir çekiciliğe bürünen incecik bedeniyle, ‘fark edilen’ kadındır. Aynı zamanda, mutsuz bir gününde evinde tek başına yemek yerken bile sofraya vazo içinde çiçek koyacak düzeyde kendini seven ve sayan bir insan. Engin Cezzar’ı işte bu kadın seviyor ve aynı kadın tiyatrosuz yapamayacağını ‘Bodrum’a çekildiği’ yıllar içinde anlıyor. Önce birlikte başlıyorlar yeniden. Sonra Engin tiyatro adına risk almaktan vazgeçtikten sonra Gülriz Sururi Tiyatrosu yapımları olarak hazırlanmış oyunlar: ‘Kaldırım Serçesi’, ‘Kabare’, ‘Halide’, kendi yazdığı ‘Tiyatrocu’, ‘Irma III’, ‘Tatlı Para’ ve kendi derlediği ‘Söyleyeceklerim Var’. Salonsuz topluluklar döneminde ortaya kon Gülriz Sururi muş ve çeşitli dış etkenlerin de olumsuz katkısıyla talihi her zaman yaver gitmemiş çalışmalar... Yine de tüm olumsuz koşullara karşın tiyatroculuk uğraşı 2000’li yıllarda da sürüyor. Ayrıca kitaplar birbirini izliyor: ‘Biz Kadınlar’, ‘Gülriz’in Mutfağından’, ‘Girmediğim Sokaklarda’, ‘Seni Seviyorum’. Oyunlar yazılıyor/derleniyor ve yazar tarafından sahneleniyor: ‘Kısmet’ (Adana DT), ‘Fosforlu Cevriye’ (Ankara DT), ‘Biz Sıfırdan Başladık’ (Konçinalar Kumpanyası). Ve son anı kitabı ‘Zephyros’. Bu kitapta, hiç tanımadığı, henüz 23 yaşındayken dünyadan ayrılan annesi Suzan Lütfullah Sururi’nin başrolü oynamış olduğu Muhlis Sabahattin’in ‘Ayşe’ operetini yeniden sahneye getirme yolundaki şanssız girişimini anlatıyor Gülriz. Aynı zamanda, bir sivil toplum örgütçüsü olarak, insanların hakça bir düzende yaşamaları için verdiği savaşıma vurgu yapıyor. Engin’in hastalık dönemini dillendirirken, ‘Enginsiz’ olmaya gidişin hüznü hep satır aralarında... İlk kez yıldızlaştığı ‘Sokak Kızı İrma’dan, yazdığı ve yönettiği ‘Fosforlu Cevriye’ müzikaline uzanan uzun sanat yaşamı boyunca hiç yaşlanmıyor Gülriz. Çünkü var oluş sevinci ve enerjisi hep sürüyor. Gülriz Sururi’den alacağımız çok ders var. Onu hep özleyeceğiz... sYinöenmetamyeanslaesrıdneanitiraz Aralarında Nuri Bilge Ceylan, Erden Kıral, Ali Özgentürk, Reis Çelik (FilmYön Başkanı), Pelin Esmer, Derviş Zaim, Belmin Söylemez, Onur Saylak, Mahmut Fazıl Coşkun, Kaan Müjdeci, Tayfun Pirselimoğlu, Ercan Kesal, Biket İlhan, Özcan Alper ve Kadir İnanır gibi isimlerin de yer aldığı 75 sinemacı şu sıralar TBMM’de görüşülmesi beklenen yeni sinema yasasına dair itirazlarını sıralayan bir basın açıklaması yayımladılar. FilmYön (Film Yönetmenleri Derneği) tarafından basına servis edilen açıklamada “Görüşülecek yasa teklifi, destek alanlarının genişletilmesinden, dış ortak yapımların kolaylaştırılmasına, sinema salonlarında film gösterim, reklam ve hak dağılımına ilişkin bir çok olumlu önermeyi içermekle birlikte, bazı maddelerinin ise tartışılarak olumlu yönde düzeltilmeye ihtiyacı olduğu kanısındayız” deniliyor ve “Özellikle sınıflandırma ve değerlendirme ile ilgi li maddelerinde, ‘komisyonca uygun bulunulmayan filmler ticari dolaşıma ve gösterime sunulamaz’ önermesi daha ileri bir kanun ruhuna terstir” uyarısı yapılıyor. Sinemacıların bir başka itirazı da festivallerdeki düzenlemelere dair... Açıklamada bununla ilgili şu ifadeler yer alıyor: “Ülkemizde düzenlenecek ulusal ve uluslararası festivallerde gösterilecek filmlere yönelik düzenleme ile destekleme kurullarının oluşturulmasında sinema sektörü üyelerinin azınlığa düşürülmesi de yine düzeltilmesi gereken en önemli maddeler arasındadır.” Siyaset üstü vurgusu Açıklama şöyle devam ediyor: “Özellikle de üretim, dağıtım ve gösterim tekelleşmesinin bugün nasıl büyük sorunlara yol açtığı görülmüş ve teklifte buna yer verilmiştir. Ama bu tekelleşmenin önünü kapatacak yaklaşımların da teklife eklenmesi önem ta şımaktadır. Ülkemizi dünyaya taşıyacak en önemli tanıtım ve algı yaratma aracı da olan sinema sanatımızın önünü açmak tüm siyasi yaklaşımların üstünde özel bir devlet politikası olması gerektiği kanaatindeyiz. Bizlerin; üreten yaratan senarist ve yönetmenler olarak bu olumlu ve olumsuz görüşlerimizin içeriğinde hiçbir siyasi parti veya kurum ve oluşumun izleri aranmamalıdır. Türkiye ancak sanatla dünyaya kendini anlatabilir. Dünyada sanatın gücü ve etkisi ortadadır. Tüm bunların ışığında ülkemizin sinema sanatının gelişmesi ve güçlenmesini amaçlayan bir kanun teklifinin temel ruhu, bu sanatın daha özgür ortamlarda yeşerip büyümesi olmalıdır. TBMM’nin bu kanun teklifi içeriklerini tartışmayı ve olumlu bir noktaya getirilmesini siyasi partilerinin aralarındaki polemikler üstüne çıkararak stratejik bir devlet politikası olarak ele alacağı umudundayız.” Açıklamanın sonunda sinemacıların itiraz ettikleri maddelere dair çözüm önerileri de yer alıyor. Oyun ve caz severler için bu hafta! Bu hafta Tamirane Akasya ve Uniq İstanbul’da, oyun ve caz severler için hazırlanmış birçok etkinlik yer alacak. Pub Story oyunu, “Lose Yourself” konseptiyle 10 Ocak Perşembe günü Tamirane Akasya’da oyunseverleri bir araya getirecek. Birbirini tanımayan insanların, “Pub Story”nin görevlerini yerine getireceği etkinlik 21.00’da başlayacak. Haftanın geri kalanında ise üç ayrı konser dinleyiciyle bulşacak. Vokal Bora Çeliker’e Vefa Karatay’ın bas gitarla, Ergin Özler’in ise davulla eşlik ettiği ‘Blueseum’ Bora Çeliker Blues Tiro, 11 Ocak Cuma akşamı 21.00’da Tamirane Akasya’da olacak. Davulda Olgun Açar, piyanoda Jef Giansily, saksofonda Batuhan Şallıel ve bas gitarda Volkan Topakoğlu’nun yer aldığı Olgun Açar Quartet ise, 13 Ocak Pazar 14.00’da Tamirane Uniq İstanbul sahnesinde olacak. Haftanın son konserini Latin jazz, swing ve bossanova parçalarından oluşan repertuvarıyla “Triole” gerçekleştirecek. 13 Ocak Pazar 15.00’de, Tamirane Akasya’da yapılacak konserde bas gitar ve vokalde Asena Akan, gitarda Barış Ünal ve davulda Nihal Saruhanlı yer alacak. l Kültür Servisi Mühendislik sanatla buluşuyor Artuklu Sarayı’nın 26 yıl başmühendisliğini yapan, Anadolu’nun en bü yük mucidi Cezeri’nin olağanüstü makineleri, 15 yıllık titiz bir çalışmayla 800 yıl aradan sonra yeniden canlanıyor. Merkezine Cezeri’yi yerleştirerek mekanik tarihinin görkemli hikâyesini ilham verici bir şekilde sunacak “Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri Sergisi”, 15 Şubat’ta UNIQ Expo’da kapılarını açacak. 15 yıl boyunca üzerinde büyük bir titizlikle çalışılan Cezeri’nin kendi kitabı Kitabül Hi yel’indeki tarife uygun ve çalışır vaziyette üretilen makinelerini sanatseverlerin karşısına çıkaracak sergi, bilim tarihi arkeolojisi sayılabilecek yapısıyla dünyada bir ilk olma özelliğini taşıyor. Bilimden sanata, tarihten mekaniğe ait birçok etkileşimli öğe ile ziyaretçileri bilgilendirerek farklı bir sergi deneyimi suna cak “Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri Sergisi” 15 Haziran’a kadar devam edecek. l Kültür Servisi Cazzıp Project’le caz dolu akşamlar 21. İstanbul Caz Festivali Genç Caz Yarışması’nı kazanarak festivalde sahne alan ve ilk albümü “Stories”i mart ayında yayımlayan Cazzip Project, ve caz severlerin kısa sürede dikkatini çeken çalışmalarıyla müzikseverlerle buluşmaya devam ediyor. Piyanoda Aslı Özer, bas gitarda Erhan Ertetik ve davulda Ertuğrul Biber’den oluşan grup, 18 Ocak Cuma akşamı saat 21:30’da, Genç Caz yarışmasını kazandıkları sahnede, Nardis Jazz Club’ta! 5 katlı bina Nesin Vakfı’na Sururi’nin vasiyetinin ayrıntıları ortaya çıkıyor. Sanatçı ölüm ilanını da kendisi hazırlamış Nesin Vakfı’nın yöneticisi Süleyman Cihangiroğ Sururi’nin nasıl defnedilmek istediğinden vasiyetinin lu, tiyatro sanatçısı Gülriz nasıl olacağına kadar her bir Sururi’nin (90) vakfa bağış ayrıntısını tasarladığını an ladığı 5 katlı binayı “Nesin latan Cihangiroğlu, şunları Vakfı Gülriz Sururi ve Engin kaydetti: Cezzar Kültür Merkezi”ne “Öyle ki o sabah kendisini dönüştüreceklerini açıkladı. defnederken bile başımızda Cihangiroğlu, Sururi’nin va gibiydi. Fırça yememek için siyetinin her ayrıntısını ta titiz davrandık. Neden haber sarladığını, ölüm ilanını da vermediniz diye kızan çok ol kendisinin yazdığını söyledi. du. Dostlarımızın anlamadık Benim için de... Cihangiroğlu, Nesin Vakfı’nın Facebook sayfasında yayımladığı yazıda Gülriz Sururi’nin yaşamını yitirmesinin ayrıntılarını anlattı. Sururi ve eşi Engin Cezzar’ı nasıl tanıdığını aktaran Cihangiroğlu, çiftin törensiz toprağa verilme kararını 1993 yılında gerçekleştirdikleri bir görüşmede kendisine ilettiğini anlattı. Engin Cezzar’ın, “Vefat ettiğimizde Aziz Bey ları şu: Bu bizim değil doğrudan Gülriz Hanım’ın kararıydı. Bunu ona nasıl yapabilirdik? Ölüm ilanının tümcelerini bile özenle seçti, bizlere sordu. Beğenmedi değiştirdi. Yine sordu ve ellerimize tutuşturdu. Eklemeyi unutmadı: “Ben ölüp defnedildikten sonraki gün bu ilanı dört gazetede yayınlayacaksınız. gazete kaldıysa (gülüşmeler.)” Birleşme köşesi gibi törensiz gömülmek isti Cihangiroğlu, “İsimlerini yoruz” dediğini aktaran Ci Matematik Köyü’müzde yaşa hangiroğlu, “Tatsız bir ko tacağız. Matematik ve Felse nuydu ama kabul etmemek fe köylerimizi birleştiren ana elde mi? Bu bir vazifeydi. yola Gülriz Sururi ve Engin ‘Elbette elimizden geleni ya Cezzar Sokağı ismini verdik, parız’ dedim” ifadelerini kul tabelalarını astık bile. Onla landı. Cezzar’ın ölümün rın adına Gümüşsuyu’nda ya den sonra vasiyetini yeri şadıkları binayı ‘Nesin Vak ne getirdiklerini belirten Ci fı Gülriz Sururi ve Engin Cez hangiroğlu, aynı gün Gülriz zar Kültür Merkezi’ne dönüş Sururi’nin “Bir gün aynı şey türeceğiz. Hayatımızı değiş leri benim için de yapacaksı tiren proje olacak, gençlerle nız” diyerek vasiyette bulun daha iç içe olacağız” dedi. duğunu kaydetti. l İSTANBUL / Cumhuriyet sahSDneretaasbsiEDnredaneesr Türkiye’nin başarılı kadın vokallerinden Sertab Erener, 19 Ocak Cumartesi günü DasDas sahnedesinde olacak. Konser Mert Fırat, Didem Balçın, Harun Tekin, Koray Candemir ve Muzaffer Yıldırım’ın ortak projesi olan DasDas’ın, Metropol İstanbul’da açılan yeni yerinde gerçekleşecek. Saat 21.00’de başlayacak konserin biletleri Biletix’ten temin edilebilir. DasDas konserlerinde ocak ayının son konseri ise 30 Ocak Çarşamba günü gerçekleşecek Fazıl Say konseri olacak. Pera Müzesi’nde ‘Cadılarla Dans Etmek’ Sanatı dijital ortama taşıyarak sanatseverlere yeni bir deneyim yaşatmayı hedefleyen British Council, üç yıldır farklı temalarla hayata geçirdiği ‘Duvarları Olmayan Müze’ dijital sanat platformunun üçüncü sergisi ‘Cadılarla Dans Etmek’i sanatseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor. Küratörlüğünü Mine Kaplangı’nın üstlendiği ‘Cadılarla Dans Etmek’ sergisi, 16 Ocak’ta Pera Müzesi’nde gerçekleştirilecek lansman etkinliğinin ardından, dünya genelinde internet bağlantısı olan tüm masaüstü ve mobil cihazlardan erişilebilir olacak. Lansman etkinliğinde prodüktör, eğitmen ve engelli hakları savunucusu Jo Verrent tarafından da dijitalde sanat ve erişilebilirlik konusu ele alınacak. Etkinliğin detaylarına British Council web sitesinden ulaşılabilir. (www.britishcouncil.org.tr ) İDSO’yla klasik müzik buluşmaları İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO), 11 Ocak 2019 Cuma akşamı saat 20.00’de Süleyman Seba Kültür ve Sanat Merkezi’nde ( Eski adı Fulya Sanat ) müzikseverlerle buluşacak. Jacopo Sipari yönetiminde gerçekleşecek konserde İDSO, solist Hyunah Park ’a (Viyolonsel) eşlik edecek. Konserde; Antonin Dvorak’ın “Çello Konçertosu Si Bemol Minör, Op.104” ve “New World” Senfoni No.9” adlı eserleri icra edilecek. l Kültür Servisi T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ MÜDÜRLÜĞÜ “NAPOLİTEN”/ konser 8 Ocak Saat: 20.00 * 9 Ocak Saat: 19.00 Kadıköy BelediyesiYeldeğirmeni Sanat ALİS YILDIZLARIN ALTINDA ** / M.Popper modern dans 1 perde 9 Ocak Saat: 20.00 3 AŞK – JUDITH D.Sonnenbluck P.İ.Çaykovski / Ç.IşıközlüD.Özaydın neoklasikmodern bale 2 perde 15,16 Ocak Saat: 20.00 ** 24 Ocak Saat: 20.30 – Zorlu PSMTurkcell Platinum Sahnesi DON QUICHOTTE */ J. Massenet opera 5 perde 19 Ocak Saat: 20.00 (prömiyer ) / 22,23,25 Ocak Saat: 20.00 26 Ocak Saat: 16.00 GEZGİNCİ ŞÖVALYE * / çocuk oyunu 1 perde 22 Ocak Saat: 15.00 (prömiyer) / 24 Ocak Saat: 15.00 *** Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi Süleyman Seba Kültür ve Sanat Merkezi (Fulya Sanat) Bilet satış için: www.operabale.gov.tr / www.biletiva.com Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi: 0216 346 15 31 / 120 121 8 0cak ilan.indd 1 C MY B 4.01.2019 15:13:46
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear