29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 14 OCAK 2019 PAZARTESİ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER ‘Kutup’ vesaire... Bakıyorum da, her açılan ağızdan “Sevgi Pıtırcığı” damlaları dökülüyor: “Aman kutuplaşmayalım. Ülkeyi kutuplaştırmaya çalışıyorlar. Nedir bu kamplaşma kutuplaşma şeysi? Oyuna gelmeyelim...” Ne güzel değil mi? Birlik, beraberlik, dostluk, kardeşlik, kaynaşma, kucaklaşma, sarmaş dolaş olma çağrısı. Güzel temenniler. Ama, aslı astarı var mı böyle bir ortamın? Gerçek hayatta durum böyle mi?   Bu konuya kafayı nereden taktım? Bazı muhalefet temsilcilerinin, seçim döneminde bu söylemle oy kotarabileceklerini sandıklarını gösteren beyhude tavır ve görüntülerden. “Aman, biz sevgi elimizi uzatalım da, toplum bizi kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı gibi görmesin. Karşı tarafın hoyratlığına, hırçınlığına, nobranlığına rağmen bir pozitif bir mesaj verelim...” naifliğinden söz ediyorum. Kutuplaşmanın “kötü bir şey olduğu” varsayımından türetilen ve son derece yanlış bir düşüncenin ürünü bu naif görüntüler. İtiraz ediyorum! Kutuplaşma bir amaç ve çaba değil. Bir “sonuç”tur. Ve bu sonuca ülkeyi kimin sürüklediği de bellidir. Uzayda mı yaşıyorsunuz siz? Bunca sömürü, baskı, yıkım ve zulüm ortamında bu toplumun farklı düşünen ve farklı davranan bireyleri nasıl olup da aynı “Kutup”ta yer alacaklar? Nasıl yer alabilirler? Ben, asıl sakıncanın ve asıl belanın, “bu cepheleşmeyi, bu kutuplaşmayı sulandırmaya ve gözlerden saklamaya çalışmak” olduğuna inanıyorum. Kurbanla terörist katilin, Katili teşvik edenalkışlayanla kınayanın, Ezenle ezilenin, Hırsızla mağdurun,  Asgari ücretli, dul, yetim ve emekli ile altınuyuşturucu kaçakçısının, rantiyenin, yandaş müteahhidin, Villasında para istifleyenle 7.5 liralık lastik ayakkabılı babanın, Başkasının yaşam tarzına el ve dil uzatanla, başkasına karışmayanın, Sömürenle iliğine kadar sömürülenin, Berkin Elvan’ın anası ile onu yuhalatanın,  Ali İsmail Korkmaz’ın, Metin Göktepe’nin anaları ile onları odunlacopla döve döve öldüren şerefsizlerin, Ethem Sarısülük’ün anası ile onun kafasına sıkan vicdansızın, Cumartesi Anneleri ile onlara gaz sıkan elin, “Evladım ve ben sana boyun eğmeyeceğiz” dedi diye meydan okuyan Eren Erdem’in babası ile o babayı işten atanın, On binlerce ağacı katledenle onlara sahip çıkmaya çalışanların, Dört bir yanımızı TOKİ’leyen katillerle, bir tek fidan ve bir santimetrekare çimene gözü gibi bakanların, “Milletin biiiip...” diyenle “biiiip...” lenen milletin, “N’olmuş canım çaldıysa hizmet için çalmıştır..” diyenle cebinden çalınan milyonlarca insanın, Soma’da işçiyi ölümüne çalıştıranla ambulans kirlenmesin diye çizmesini çıkarmak isteyen emekçinin,  Tüyü bitmemiş yetim hakkı ile yazlıkkışlık saray yapanla tüyü bitmemiş yetimin,  Vatan evlatlarını yaban ellere bir hiç uğruna diri diri yanmaya yollayanla, evladının küllerini kucaklayacak ananın, Her gece yatağa aç girenle, tıksırıncaya kadar yiyenin, Fethullahçı alçaklarla kol kola on yıllarca bu ülkeyi karanlığa götürüp, sonra tereyağı gibi üste çıkarak başkalarına bu “pisliği” atmaya çalışanların...  ...aynı cephede/aynı kutupta sahtekârca bir arada tutulmaya ve zorla kucaklaştırılmaya çalışılmasına karşıyım... İşte o yüzden: “Yaşasın cepheleşme!.. Yaşasın kutuplaşma!..” Var mı bir diyeceğin? Herkes kutbunu bilecek ve şu yapay kucaklaşma saçmalığından sıyrılacağız, ki bu karanlıktan çıkalım. Lafım, “Canım gerginliğe çanak tutmanın âlemi yok. O hepimizin Cumhurbaşkanı değil mi? Tabii ki görüşeceğim, tecrübelerinden yararlanmaya çalışacağım. Neticede onca hizmeti var canım şehrimize” diyenlere. Lafım, “Başımıza ne geldiyse çatışmacı dilden ve kucaklaşmayı reddetmekten geldi” romantizmi ile ezene, yıkıp geçene, öldürene, katledene, tahrip edene ve bu toprakları 100 yıl öncesine götürene el uzatma aymazlığına düşenlere. “Kutuplar” belli efendim. Herkes kendi kutbuna, lütfen... Adana’da HTŞ operasyonu: 13 gözaltı Adana İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Amirliği tarafından Adana merkezli İstanbul ve Ankara’da HTŞ üyesi olduğu şüphesiyle 16 zanlının yakalanması için çalışma başlatıldı. Düzenlenen operasyonda Suriye’ye belirli aralıklarla gidip gelen ve çatışmalara katılıp, örgüte başta eleman olmak üzere lojistik ve para desteği verdiği öne sürülen 13 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında FukaraDer Başkanı Hasan Süslü’nün de bulunduğu öğrenildi. l AA 71 yaşındaki Kemal Gün: Ya cezaevine alın ya da denetimi kaldırın Adli kontrol isyanı Tunceli’de güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonda öldürülen oğ lu Murat Gün’ün cenazesini almak için 90 gün açlık gre vi yapan Kemal Gün (71) 10 ayı aşkın süredir Erzincan’ın Çayırlı ilçesin den merkezde bulunan karako la giderek hafta nın iki günü im ZEHRA za veriyor. Sağ ÖZDİLEK lık sorunları ve kar nedeniyle ilçeden merkeze gidip gelme Baba Kemal Gün, 90 gün açlık grevi yapmıştı. sinin zorlaştığını belirten Gün, “İm edilen Kemal Gün adli kontrol uygu za sebebiyle İstanbul’da yaşayan ço lamasıyla serbest bırakılmıştı. Gün, cuklarımı göremiyorum ve doktora haftanın iki günü ilçeden Erzincan gidemiyorum. Kardan dolayı imzaya merkeze giderek imza verdiğini be gidip gelmek zor oluyor. 4 tane di lirterek, “71 yaşındayım rahatsızım. lekçe yazdım. Hepsine ret geldi. Ta Doktora bile gidemiyorum. Çocuk lebim ya beni cezaevine alın ya da larım İstanbul’da yaşıyor. Onları gi denetimi kaldırın. Cezaevi bundan dip göremiyorum” dedi. Mahkeme daha iyidir” dedi. nin memleketi Tunceli’ye gitmesine Oğlunun kemiklerini aldıktan son de yasak koyduğunu belirten Kemal ra gözaltına alınan ve Emniyet’teki Gün, “Çocuğumun mezarına gidemi işlemlerinin ardından savcılığa sevk yorum. Çok mağdur duruma düştüm. Adli kontrolün kaldırılması talebiyle 4 tane dilekçe yazdım. Hepsine ret geldi. İtiraz ettim. Onları da reddettiler” diye konuştu. “Devlete, Türkiye Cumhuriyeti’ne sesimi duyurmak istiyorum” diyen Gün, “İstanbul’a doktora gitmek istiyorum ama imza yüzünden gidemiyorum. Özgürlüğüm kısıtlanıyor. Talebim ya beni cezaevine alın ya da denetimi kaldırın. Cezaevi bundan daha iyidir. Erzincan soğuk ve kar olduğu için merkeze gidip gelmek benim için zor oluyor” dedi. ‘Endişeleniyorum’ Kemal Gün’ün kızı Beyhan Gün ise, “Babamın sağlığından dolayı endişeleniyorum. Başına bir şey gelirse sebebi bu adaleti düzgün işletemeyenlerin yasayı kafasına göre koyan sorumlulardır” dedi. l İSTANBUL Alevi çocuklarına mahalle baskısı Yetmiş altı AleviBektaşi sivil toplum örgütü temsilcisi, inanç önderi, dede ve babalardan oluşan Karadeniz Alevi Meclisi, Havza ve Ordu’dan sonra üçüncü toplantısını Samsun’da yaptı. Toplantıda Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayıyla düzenlenen “Haydi Çocuklar Camiye” projesinin laiklik ilkesini zedelediğini ve Alevi çocuklarına yönelik mahalle baskısını artıracağına dikkat çekti. Yayımlanan sonuç bil dirgesinde Alevilerin yoğun bir şekilde asimilasyona maruz kaldığı belirtildi. İktidarın adeta Alevi çocuklarını yok saydığına dikkat çekilen açıklamada “Geleceğimiz gençlerimize yönelik bu uygulama ülkemizde yaşayan laik, bilimsel eğitim isteyen kesimin ve biz Alevilerin kabul edeceği bir uygulama değildir. Hükümet acilen bu uygulamadan geri dönmelidir” denildi. l MEHMET MENEKŞE / SAMSUN Savcı görmeden itiraz ettiAvukat Özgür Urfa’nın beraat ettiği davada, vekil savcı dosyayı yeniden açtı SEYHAN AVŞAR OHAL Komisyonu’nun suç duyurusu üzerine “evrakta sahtecilik” suçlamasıyla hakkında dava açılan avukat Özgür Urfa yargılandığı davada beraat etti. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili, beraat kararı veren mahkemenin gerekçeli kararı yazmasının ardından itiraz dilekçesinin hazırlanması için dosyanın kendilerine gönderilmesini istedi. Urfa’nın yargılandığı mahkeme savcısının mütalaasında beraat istemesine karşın başsavcı vekilinin görmediği dosyanın kararına itiraz etmesi dikkat çekti. Avukat Özgür Urfa, KHK ile İETT’den ihraç edilen müvekkili Özgür Avin ile ilgili İstanbul Valiliği’ne bir belge teslim etti. Komisyon avukat Urfa’nın sunduğu belgenin sahte olduğunu belirterek Urfa hakkında suç duyurusunda bulundu. Hakkında, “evrakta sahtecilik” suçlamasıyla 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan avukat Urfa İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Duruşma savcısı verdiği mütalaada, “Her ne kadar sanık Özgür Urfa hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı kamu davası açılmış ise de sanığın olay tarihinde müvekkilin kendisine vermiş olduğu ve göreve iade mahiyetindeki İstanbul Valiliği Hukuk İşleri Müdürlüğü’ne ibraz ettiğinde bu belgenin sahte olduğunu ve bilerek bu sahte belgeyi kullanmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediğine dair hakkında mahkumiyeti gerektirir somut ve kesin delil bulunmadığı” gerekçesiyle avukat Urfa’nın beraati istedi. Yargılama sonunda avukat Özgür Urfa beraat etti. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili beraat kararına itiraz etti. Başsavcı vekili beraat kararı veren mahkemenin gerekçeli kararı yazmasının ardından itiraz dilekçesinin hazırlanması için dosyanın kendilerine gönderilmesini istedi. l İSTANBUL Avukat kararı istedi, Danıştay tebliğ etmedi Siyaset yapan yargı üyesine koruma ALİCAN ULUDAĞ Başkanlığı’na başvurdu. Dilekçede, bu Danıştay Genel Sekreterliği, 24 Haziran seçim sürecinde duruma göz yuman Danıştay Başkanı Zerrin Güngör de şikâyet edildi. Danıştay Genel Sekreteri Abdur CHP’nin adayı Muharrem İnce’yi “tür rahman Gençbay, iki avukata, 12 ban” üzerinden “İnce zihniyetindeki Temmuz 2018’de gönderdiği yazıda, lerin yaşattıklarını unutmadık unut Başkanlık Kurulu’nun şikâyeti red mayacağız” diyerek hedef alan Danış dettiğini, bu karara karşı 7 gün için tay üyesi Aysel Demirel ve buna göz de Başkanlar Kurulu’na itiraz edi yuman Danıştay Başkanı Zerrin Gün lebileceğini bildirdi. Bunun üzeri gör hakkında yapılan şikâyetin red ne Danıştay Genel Sekreterliği’ne ya dedilmesi kararını, ısrarla şikâyetçi zı gönderen avukat Çakmak, kara avukatlardan sakladı. Avukat İsma ra itiraz edebilmesi için Başkanlık il Çakmak’ın, “Kararın örneğini tara Kurulu’nun kararının bir örneğinin fıma tebliğ edin, karara itiraz edece kendisine gönderilmesini isterken, ğim” başvurusunu değerlendiren Da ayrıca karara itiraz edeceğini belir nıştay Başkanlar Kurulu, sanki kara ten “süre tutum dilekçesi” sundu. ra itiraz edilmiş gibi bu talebi esastan görüşerek “ret” yanıtı verdi. ‘İtirazın reddedildi’ 24 Haziran 2018 seçim sürecinde Kararı bekleyen avukat Çakmak, CHP’nin adayı Muharrem İnce, tür Danıştay’tan gelen yeni bir yazıy banla ilgili olarak seçmenlere, “İster la hayal kırıklığına uğradı. Danıştay evinde tak, ister dışarıda, ister devlet Genel Sekreteri Abdurrahman Genç te tak. Başörtü meselesi milletin me bay tarafından gönderilen yazıda, Da selesi olmaktan çıkmıştır” mesajını nıştay Başkanlar Kurulu’nun avu verdi. Danıştay üyesi Aysel Demirel, katın dilekçesini incelediği, kararın sosyal medya hesabından bu mesa tebliğ edilmesine yer olmadığına ka ja, “Evet, çok şükür başörtüsü mese rar verdiği anlatıldı. Avukatın verdi le olmaktan çıkmıştır. Bugün gizleme ği süre tutum dilekçesinin de “san ye çalıştığınız gerçek niyet ve çaba ki itiraz dilekçesiymiş gibi işleme ko larınıza rağmen. Muharrem İnce zih nulduğu” anlaşılan yazıda, Başkanlar niyetindekilerin yaşattıklarını unut Kurulu’nun şikâyet dilekçesinde yer madık, unutmayacağız” yanıtını ver alan hususların disiplin soruşturma di. Bunun üzerine Ankara Barosu’na sını gerektirir eylemlerden olmadı kayıtlı avukatlar İsmail Sami Çakmak ğı gerekçesiyle bu kararla ilgili başka ve Ömer Faruk Eminağaoğlu, Aysel bir yargı merciine başvurulamayaca Demirel’in siyaset yaptığını, tarafsız ğına kesin olarak karar verdiği kay lığını yitirdiği gerekçesiyle Danıştay dedildi. l ANKARA CEVAP ve DÜZELTME METNİ >> Baş tarafı 1. Sayfada konuya ilişkin suç duyurusunda bulunduğu, müvekkilin adının Sayıştay’ın Bahçelievler Belediyesine ilişkin denetim raporunda da geçtiği, müvekkil dahil 19 kişinin unvan değişikliğine dair kadrolara sınavsız atanmasının usulsüz olduğu iptal için gerekli işlemlerin başlatıldığı şeklinde haber yayınlanmıştır. Öncelikle müvekkilin kardeşi olduğu iddia edilen Fatih Gümüşsoy, müvekkilin kardeşi değil babasının amcasının oğlunun torunu olup, haber içeriğinde gerçeğe aykırı olarak kardeşi olarak belirtilmek suretiyle müvekkil ve müvekkilin görev yaptığı Bahçelievler Belediyesi yıpratılmaya çalışılmıştır. Çünkü İstanbul Arnavutköy’de müvekkil adına bir arazi bulunmadığından atfedilen hususların müvekkil ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Habere konu arazide müvekkil adına tescil edilmiş herhangi bir taşınmaz bulunmadığı gibi söz konusu iddialar ile müvekkilin hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca bahse konu taşınmaz müvekkilin babasının amcasının oğlunun torunu tarafından 10 yıl önce satın alınmış olmasına rağmen bu hususa haber içeriğinde yer verilmeyerek hem okuyucu yanıltılmaya hem de müvekkil yıpratılmaya çalışılmıştır. Yine haber içeriğinde belirtildiği gibi 36 bin metrekarelik bir alan söz konusu olmayıp bahse konu alan Arnavutköy İlçesi, Hacımaşlı Köyü, 112 Ada, 1. ve 3. Parsellere ilişkin olup, toplam 18.781 metrekaredir. Bu taşınmazın 5.000 metrekaresi Gümüşsoy ailesi adına, 5.000 metrekaresi Miktad Çelik adına, 3.000 metrekaresi başka bir şahıs adına kalan 5.781 metrekaresi hazine hisseli olup, arazinin bir kısmı Miktad Çelik’in muvafakati ile tarımsal amaçlı olarak Gümüşsoy ailesi tarafından bir kısmı ise tapu sahibi olan diğer malik tarafından yine tarımsal amaçlı olarak kullanılmaktadır. Bu çerçevede tekzibe konu haber metninde yer verilen taşınmazın işgal edildiği hususu gerçeği yansıtmamaktadır. Bu çerçevede Gümüşsoy ailesi tarafından yapılan, tarımsal amaçla kullanılan tapulu arazinin koruma amacıyla tel örgü ile çevrilmesinden ibarettir. Söz konusu arazi haber metninde de ifade edildiği gibi mutlak tarım arazisi olup, tapulu sahipleri tarafından tarımsal amaçlarla kullanılmaktadır. Bu kapsamda tarımsal amaçlı yapılar için Tarım Arazilerinin Korunması Ve Kullanılmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca Tarım İl Müdürlüğü’ne başvuru yapılmış, tarafımıza verilen cevapta evrak eksikliklerinin tamamlanması istenilmiştir. Bu kapsamdaki uyuşmazlık İstanbul İdare Mahkemeleri nezdinde dava konusu edilmiş ve yargılama devam etmektedir. Dolayısıyla gerçeğe aykırı bilgilerin yer verildiği tekzibe konu haber ile devam etmekte olan yargı süreci etkilenmeye çalışılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında doğru, dürüst ve objektif yayıncılık ilkelerine riayet edilmemiş, müvekkilin veya haberde adı geçen şahısların hiçbirisinin bilgisine başvurulmamıştır. Bu nedenle tekzibe konu haberde yer verilen iftira niteliğindeki suçlamalara ilişkin olarak tüm yasal haklarımızın kullanacağı, kişilik haklarına; müvekkilim ve müvekkilin çalıştığı kurumun şeref ve haysiyetine, Gümüşsoy ailesinin izzet ve itibarına saldırı teşkil eden bu eylemlerle ilgili adalet önünde hesaplaşacağımızın herkesçe bilinmesini kamuoyuna saygıyla bildiririz. İHTAR EDEN VEKİLİ Av. Mehmet YILDIRIM C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear