23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 23 Ağustos 2018 İş seyahatindeki annenin süt masrafı şirketten Yatırım bankası Goldman Sachs, bir ilke imza atarak emziren annelerin seyahat etmeleri gerektiği durumlarda sütlerinin bebeklerine ulaşım bedelini üstlenme kararı aldı. Firma, çalışanları için emzirme odası sağlayan ilk şirketlerden olmasının yanı sıra, kreş hizmeti de sağlıyor. l DHA ŞANS TOPU 0211 1319 32+11 5+1 BİLEN: 498 bin 454 TL (1 kişi) 5 bilen: 4 bin 154 TL 4+1 bilen: 235 TL 4 bilen: 32 TL 3+1 bilen: 17 TL 3 bilen: 3 TL 2+1 bilen: 5 TL 1+1 bilen: 3 TL EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Aliağa’daYanan geminin sökümü zehirleyebilir ‘Türkiye’nin en mutlu kenti’ Sinop’a uğradık. Domatesle biberin kokusunun bile bir başka olduğu kentte nokulun da tadına baktık Zeus’un aşkı Sinope’nin kenti tehlikeli atık riski HAZAL OCAK İzmir Aliağa’da İtalya bayraklı Koza isimli gemi Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’nde Kursan Gemi Söküm Tesisi’ne çekildi. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran Bozoğlu bu geminin burada her an sökülebileceğini belirterek “Denizlerimiz, derelerimiz, topraklarımız yurtdışından gelen tehlikeli atıklarla kirletilme riski altındadır. Acilen bu geminin İzmir İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü başta olmak üzere bütün kurumlar tarafından incelemesi yapılarak sonuç kamuoyuna paylaşılmalıdır” dedi. İtalya bayraklı Koza isimli geminin ambarındaki 2 tonluk buğday kepeği yükü, Aliağa açıklarında yanmış, gemi de 14 Ağustos’ta İzmir Aliağa Kursan Gemi Söküm Atölyesi’ne çekilmişti. Süreçle ilgili bilgi veren Baran Bozoğlu, “Gemi Aliağa Liman Başkanlığı’nın ‘sözlü’ talimatı ile Aliağa Gemi Söküm Bölge si’ndeki KURSAN Gemi Söküm Tesisi’ne ‘baştankara’ edilmiştir. Yani sökülmek dışında bir alternatifin hayata geçirilmesi engellenmiştir” dedi. “Yabancı bayraklı olan, gümrük işlemleri tamamlanmayan, yangın gerekçesi ile apar topar baştankara yaptırılarak söküme yönlendirilen KOZA gemisine dair tıpkı, Kuito ve Ethan atık gemilerinde olduğu gibi soru işaretler bulunmakta” diyen Bozoğlu özetle şöyle konuştu: “Gemi, İzmir İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü başta olmak üzere bütün kurumlar tarafından incelenmeli ve sonuçlar şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Aksi halde, bu geminin çevre kanuna göre ülkemize girişi yasak olan radyoaktif atık veya tehlikeli atık taşıdığına, bu atıkların denizlerimizi, derelerimizi, topraklarımızı kirleteceğine ve işçilerin gemi sökümü sırasında gaz ve yanıcı madde nedeniyle risk altında olduğuna dair şüphelerimiz daha da artacaktır.” Naylon poşetler 1 Ocak’tan itibaren paralı FİLEYE HAZIRLANIN Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Naylon poşetleri hayatımızdan tamamen çıkartmaya en kısa sürede başlamalıyız. File, bez torba gibi ürünler bir defaya mahsus olmak üzere işletmeler tarafından müşterilere hediye edilmeli” dedi. Palandöken yazılı açıklamasında, marketlerde verilen naylon poşetlerin 1 Ocak 2019’dan itibaren paralı olacağını hatırlatarak geri dönüşümü zor olan plastik poşetlerin çevreye verdiği zarara dikkati çekti. l AA TACİZ İDDİALARINI YALANLADI Argento: Üzgünüm ve şok içindeyim İtalyan yönetmen ve oyuncu Asia Argento (42) hakkındaki cinsel taciz iddialarını reddetti. “Jimmy Bennet ile hiçbir zaman cinsel ilişkiye girmedim” diyen Argento yalan haber olarak nitelediği bu suçlamalar karşısında son derece üzgün ve şok içinde olduğunu ifade etti. New York Times gazetesine kimliği belirsiz bir kişi tarafından şifreli bir maille gönderilen belgeler Jimmy Bennet’in Asia Argento’yu 2013 yılın da henüz 17 yaşındayken California’da bir otelde kendisiyle cinsel ilişkiye girmekle suçladığını gösteriyordu. Belgeler olay yaşandığı sırada 37 yaşında olan Argento’nun kendisini cinsel tacizle suçlayan Bennet’e 380 bin dolar ödediğini öne sürüyor. İddialara göre, Argento ödemeyi Hollywood yapımcısı Harvey Weinstein’ı kendisine tecavüz etmekle suçladıktan kısa süre sonra yaptı. UBER tazminat ödeyecek Uber birden fazla cinsel taciz ve ayrımcılık suçlamasına karşılık uzlaşma yolunu seçerek bu suçlamaları yapanlara tazminat ödemeye karar verdi. Şirket anlaşmaya yakın olduğunu, cinsel tacize uğradığını söyleyen 56 mevcut ve eski çalışana 1.9 milyon dolar ödeyeceğini açıkladı. Cinsel yönelimleri ve ırkları nedeniyle ayrımcılığa uğradığını söyleyerek toplu dava açan 485 kişiye ise kişi başı ortalama 11.000 dolar tazminat ödenecek. Toplu dava Latin kökenli iki mühendis tarafından açılmış, mühendisler beyaz, Asyalı ve erkek iş arkadaşlarına göre daha az maaş aldıklarını söylemişlerdi. Hamsilos tam bir doğa harikası... HAZAL OCAK Efsaneye göre Sinope Irmak Tanrısı Osopos’un güzeller güzeli kızıymış. Mutlu bir hayatı varmış. Bir gün tanrılar tanrısı Zeus kendisini görmüş ve o anda âşık oluvermiş. Eli ayağı, dili dudağı dolaşmış Zeus’un, Sinope’ye, aşkına karşılık her istediğini yapacağını söylemiş. Korku içindeki Sinope, Zeus’tan kendisine dokunmamasını istemiş. Zeus da sözüne sadık kalmış ve Sinope’yi alıp en sevdiği yerlerden olan Karadeniz’in cennete benzeyen yemyeşil kıyılarına bırakmış. Deniz manzaralı köy Geceyi Sinop’un köylerinden Osmaniye’de geçiriyoruz. Sinop’un çoğu köyü gibi buradan da deniz görünüyor. Herkes kendi sebze, meyvesini yetiştiriyor. Domates, salatalık ve biber kokusu köyü sarmış. Bayram heyecanı da çoktan başlamış. İstanbul’dan, Ankara’dan gelen yakınlarına kavuşmanın heyecanını yaşıyorlar. Evlerin önü yabancı plakalı araçlarla dolu. Sabah bayramın ilk günü. Önce bayramlaşma sonra kahvaltı... Domatesin, salatalığın, biberin, otların, her şeyin tadı farklı burada. Nokullar, tatlılar bir gün önceden açılmış. Kahvaltı bitiyor ama kırıntılar bile boşa gitmiyor. Toplanıp ‘özgürce gezen’ tavuklara veriliyor. Köyde akşama doğru bayramlaşmak üzere herkes bir araya geliyor. Koyu bir sohbet başlıyor. Siyaset, ticaret, dolar, hayvanlar, nükleer ve tabii ki birazcık da dedikodu. Sohbet arasında yıldızlara takılıyor gözümüz. İstanbul’da hiç göremediğimiz yıldızlar ve ay elimizi uzatsak yakalayacakmışız gibi... Sohbete dönüyoruz. Her şey konuşuluyor. Hem burada yaşayanlar hem de farklı şehirlerden gelen farklı düşüncedeki kuşaklar. Herkes birbirine saygılı, herkes birbirini dinliyor. Belki de Sinop’un mutluluğunun sırrı Türkiye’de artan kutuplaşmanın aksine bir arada durabilmeleri. DoğaSİNOP’TA NEREYE GİDİLİR? ve tarih Sinop’ta yaz akşamlarının en önemli aktivitesi Aşıklar Caddesi ve Tersane’de turlamak. Yorulunca deniz kenarındaki çay bahçelerinde oturup demli bir çay içebilir, çekirdek çitleyip tavla, okey ya da kâğıt oynayabilirsiniz. Asırlık Yalı Kahvesi de bu durakların başında geliyor. n AKLİMAN / HAMSİLOS: Şehre yaklaşık 30 dakikalık uzaklıktaki Akliman, küçük balıkçı teknelerinin konakladığı küçük bir koy. Etrafı ormanlarla çevrili. Sinoplular burada genellikle piknik yapıyor. Hamsilos ise Akliman’a yaklaşık 15 dakika uzaklıkta. Denizin bir nehir gibi karanın içine doğru girdiği ormanlarla çevrili bu doğal oluşum tam bir cennet köşesi ve turistlerin bir numaralı uğrak yeri. n İNCE BURUN: Türkiye’nin en kuzey ucunda bir deniz feneri bulunuyor. Deniz fenerinin etrafında dolaşabilir, Karadeniz’in hırçın dalgalarını arkanıza alıp fotoğafa çektirebilirsiniz. Bir saatlik yol eskiden ormanlarla çeviriliydi. Ancak nükleer santral projesi nedeniyle ağaçların büyük bölümü katledilmiş. Santral yapıldıktan sonra İnce Burun’a gidilip gidilemeyeceği ise meçhul. n TATLICA ŞELALELERİ: Erfelek ilçesinde yakın zamanda keşfedilen şelaleler ziyaretçi akınına uğruyor. En alttaki büyük şelale ve küçük gölün yanından yukarı doğru Sinop Cezaevi tırmanmaya başladığınızda karşınıza irili ufaklı 27 şelale daha çıkıyor. Yaklaşık 2 saatlik maceranın ardından 28 şelaleyi besleyen suyun kaynağına ulaşıyorsunuz. n SİNOP CEZAEVİ: Kent merkezindeki eski cezaevi artık müze olarak kullanılıyor. Çok sayıda siyasetçi, şair ve yazara ev sahipliği yapan Sinop Cezaevi, en ünlü mahpusu Sahabattin Ali’nin dizeleriyle ölümsüzleşmiş. Kent merkezinde Alaaddin Camii, Seyyid Bilal Türbesi, Balatlar Kilisesi, Arkeoloji Müzesi, Pervane Medresesi, Paşa Tabyaları gibi çok sayıda tarihi ve turistik yerler mevcut. Tatlıca Şelaleleri yeNmoekduel n dönmeyin n MANTI: Sinop mantısının ünü de son yıllarda giderek artıyor. Üzerine ceviz ya da sarımsaklı yoğurt dökülerek yeniyor. Evlerde ayrı tepsilerde yapılan cevizli ve yoğurtu mantı, kentteki lokantalarda aynı tabakta servis ediliyor. n NOKUL: Sinop’ta bayram denince akla gelen ilk şeylerden biri olan nokul, bir tür üzümlü ve cevizli börek. Fırında kıtır kıtır olan hamurun içindeki üzüm, ceviz ve şekerin uyumu inanılmaz. Kıymalı, ıspanaklı, peynirli ve patatesli de yapılıyor. n SİMİT: Diğer kentlerdeki simitlere göre daha ince (serçe parmak kalınlığında) olan Sinop simidi Sinop’ta k a r mantı nınız cevizle t o k yeniyor. olsa bile kendini yediriyor. n PİDE: Sinop’a özgü açık kıymalı ve açık peynirli pidelerin ortak özelliği bol yumurtalı olması. n BALIK: Mevsim balıklarının yanı sıra zehirli dikenlerle dolu derisi soyularak kızartılan çarpan (iskorpit) da mutlaka tadılmalı. Her penceresinden deniz görülen bir şehir Sinop. Deniz deyip geçmemek lazım, insanın da şehrin de huyuna işlemiş. Çok kez Türkiye’nin en mutlu kenti seçilmiş. Zaten şehre girer, girmez bunun ne kadar doğru olduğunu görüyorsunuz çünkü şehirde ne zaman sesler karşılıklı yükselse Sinoplular “Kesin buralı değiller” diyor. Bayram da tıpkı diğer günler gibi Sinop’ta... Mutlu, domates ve nokul kokulu... Bayramı geçirmek üzere İstanbul’dan Türkiye’nin en mutlu şehir seçilen Sinop’a doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 700 kilometrenin ardından tepelerin arasından uçsuz bucaksız Karadeniz görünüyor. Denizi gördüğümüz an Türkiye’nin en kuzey ucuna ulaştığımızı da anlıyoruz. Sinop, aynı zamanda Antik Yunan dönemi filozoflarından Diyojen’in doğum yeri. Diyojen, Büyük İskender’e “Gölge etme başka ihsan istemem” sözünü de burada söylemiş. Sinop adeta bir Ege kasabasını andırıyor. Ancak sadece merkezden ve sahillerden ibaret değil, aynı zamanda yeşilin denizin mavisiyle buluştuğu bir nokta. Aşıklar’da 82 tur Önce şehir merkezine iniyoruz. Bayramı burada geçirmek için ülkenin dört bir yanından gelenler nüfusu katlamış. Sokaklar kalabalık, cıvıl cıvıl... Kentin en meşhur caddesi Aşıklar... 7’den 77’ye herkes güneş batınca bu caddede bir aşağıya bir yukarı yürüyor. İngiltere’den bayram tatili için memleketine gelen Ümit Bozkurt “Lisedeyken burada 82 tur atma hayalimiz vardı” diyor. Gündüzleri ise deniz kenarındaki çay bahçelerinde Sinoplular kahvaltı yapıyor, çekirdek çitliyor. Bazı evlerin camına “Sinop nükleer istemiyor” pankartları asılmış. Kalabalığa hatta kalabalığın oluşturduğu trafiğe rağmen şehir çok sakin ve huzurlu. Tek ses: Martılar... Nereye baksan deniz Şehrin hemen hemen her noktasından deniz görünüyor. Hatta deniz görmeyen ev bulmak çok zor. Sinoplular denize gideceği zaman camdan bakarmış, “Hangi taraf dalgalıysa, biz öteki tarafta yüzmeye gideriz çünkü orası daha sakin ve temiz olur” diyorlar. Yarımadanın açık denize bakan kısmı genellikle dalgalı ve tehlikeli. Orası için de “Fazla açıl mamakta fayda var” diyor Sinoplular. Biz de denize girmek için başlıyoruz koy koy gezmeye... Tatillerde şehrin kalabalıklaşmasının sonucu plajlara girerken kişi başı 2 ile 10 TL arasında değişen ücretler alıyorlar. Biz Karakum’a gidiyoruz. Deniz cam gibi... Çocuklar iskelelerden denize atlıyor, herkes bir tarafta yüzüyor. Karakum plajının ismi simsiyah volkanik kumlarla kaplı olmasından geliyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear