29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 16 Nisan 2018 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN Bir garip papaz davası AKP yargısının sefaleti 28 Şubat Davası sonuçlandı. Kararın üstünden günler geçti. Ancak bırakın toplumu, medyada bile yankısı pek güdük kaldı, üstünde neredeyse durulmadı. Oysa Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar, hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak, öğrencilere “İşte çocuklar hukuk bu değildir. İleride yargıç, savcı, avukat olduğunuzda sakın böyle kararlar vermeyin, gülünç olup hem kendinizi hem ülkenin hukuk sistemini maskara etmeyin” denecek. 21 yıl önce, kendilerini ülkenin asıl sahibi sanan dört ve daha az yıldızlı generaller, “Demokrasiye balans ayarı verdik” gibi berbat bir Türkçe ile marifetlerini tanımlamışlardı. Oysa demokrasilerde memurların “balans” vermeye kalkışmaları, hele hele vermeleri suçtur. Ancak dönemin savcıları suçu görmezden gelmeyi tercih etmişlerdi. Yani 21 yıl önce Türkiye Cumhuriyet yargısı gücün karşısında diz çökmüş, kör kalmış, bağımsız yargı kavramını “hukuktan bağımsız yargı” olarak tanımlama pişkinliğine sığınmıştı. İşlenen suçu yargıya taşımak için yargı erkinin 14 yıl beklemesi gerekti. Yıllardan 2013 idi ve devletin üç temel bileşeninden bağımsız yargı hızla AKP yargısına dönüşmekteydi. Yargılama süreci 5 yıl sürdü ve birkaç gün önce ilk aşaması tamamlandı. Şimdi konu ve sorun Yargıtay’ın kucağına konacak. Oradan ne çıkacağını da bekleyip göreceğiz... Ayrıntıya gerek yok: Sonuçlanan 28 Şubat davasında aralarında dönemin en ünlü generallerinin de bulunduğu 21 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından ceza müebbed hapise çevrildi ve… Ve müebbet hapse mahkum edilenler adli kontrol koşuluna bağlanarak serbest bırakıldılar. Yargıtay sürecini tutuksuz olarak yaşayacaklar. HHH Hiç lafı gevelemeden söyleyeyim: 28 Şubat sanıklarının yaptığı bütün demokrasilerde suçtur. Yargılanmaları ve cezalandırılmaları gerekir. Ancak 21 yıl sonra değil. “Geciken adalet adalet değildir” diyen temel hukuk ilkesi burada da geçerlidir. Artık herhangi bir yetkiye sahip olmayan mütekait generalleri ve bürokratları 21 yıl sonra hapse atmak ilkel bir intikam duygusunun ürünü olmaktan öte anlam taşımaz. AKP iktidarının, özellikle Reislerinin bu intikam duygusuyla dolup taştığını, intikama doymadığını bilmeyen kalmadı. 28 Şubat’ın intikamını AKP yargısı eliyle alıyorlar. Ancak davanın açılışından bugüne geçen 5 yılda önemli ve ilginç siyasal gelişmeler oldu. İktidarı paylaşan AKP ve Cemaat önce bozuştu, ardından pek sert kapıştı. Biri darbe yapmaya kalktı; öteki darbeyi bastırıp darbeye kalkışanları devletin tüm alanlarından kazımaya başladı. Büyük ölçüde başardı da. O güçlü AKP Cemaat koalisyonu bozulduktan, üstelik “Barış süreci” denen müzakerelerin sürdüğü masa AKP Reisi’nin tekmesiyle devrilip Kürt halkı ve siyasal örgütleri düşman kılındıktan sonra AKP’ye yeni müttefikler gerekiyordu. O müttefikler Türk milliyetçileri ve onların bir türü olan ulusalcıları arasında bulundu. Bir yandan MHP ile kader birliğine geçildi; bir yandan da Ergenekon davaları sırasında hayli hırpalananlar hızla tahliye edildi, aklandı, itibarları iade edildi. Onlardan boşalan hücrelere, onları mahkum eden Cemaat yargıç ve savcılarının ele geçirilebilenleri kondu. Siyasal dengelerdeki bu köklü değişikliklerde 28 Şubat sanıklarının bu yaşlarında sahiden de tutuklanıp hapse atılmaları beklenemezdi. Nitekim öyle oldu. Hem cezalandırıldılar hem de hapse girmelerinin de önüne geçildi. Yani AKP Reisi’nin burun sürtme operasyonu başarıyla uygulandı. AKP yargısının hesabında da “müebbet hapse mahkum tutuksuz hükümlüler” gibi bir hukuk garabeti yazıldı. İleride hukuk fakültelerinde okutulacak dediğim işte bu… Polis engeli kadınların hayallerini durduramadı Nar Kadın Dayanışması’nın düzenlediği “Kahkahalı, Oyunlu, Şarkılı Hayaller Buluşması” dün Ankara’da Seğmenler Parkı’nda gerçekleştirildi. Polisin ‘dağılın’ uyarılarına aldırmayan kadınlar, ellerinde balonlarla parkın çimlerine oturarak renkli görüntüler sergiledi. Etkinlikle hayallerine, geleceklerine ve özgürlüklerine yan yana gelerek sahip çıkabileceklerini ifade eden kadınlar, “Bizi geleceksiz ve hayalsiz bırakmak isteyenlere karşı, kimi zaman ağız dolusu haykırdığımız, kimi zaman da içimizden geçirdiğimiz hayallerimiz vardır. Hepimizin ‘ben hiç...’ ya da ‘ben hep...’ cümlelerinde sakladığımız hayallerimiz var. Biliyoruz ki bu hayaller birlikte dillendirildiğinde, birlikte kurulduğunda gerçekleşecek” görüşünü getirdi. l ANKARA / Cumhuriyet FETÖ ve PKK adına suç işlediği iddiasıyla tutuklanan papaz Brunson, 1.5 yıl sonra ilk kez yargıç karşısına çıkıyor. Gizlilik kararı verilmemesi halinde duruşmayı ABD’li yetkililer de izleyecek ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile aynı kiliseden olan ve WashingtonAnkara krizini derinleştiren Papaz Andrew Craig Brunson’ın ilk duruşması bugün. Brunson; Dua, Ateş ve Göktaşı kod adlı gizli kişilerin beyanları, verdikleri flash bellekler ve CD’ler doğrul döndükten sonra kesin geleceğim. Zamanın ve işbirliğin için teşekkürler. Tanrı seni korusun!!! Sonra görüşürüz” şeklindeki mesajı da iddianamede yer buluyor. 15 Temmuz yorumları Brunson’ın telefonundan elde edilen bir mesajda ise 15 Temmuz’un AB KOMİSYONU RAPORU Yargı başlangıç tusunda, iddianamede bile gizlenen ifadelerle yargılanacak. ABD, gizlilik kararı verilme ardından şu mesajı gönderdiği belirtiliyor: “... Türkleri sallayacak bazı olayları bekliyorduk İsa’ya dönmek için gerekli koşullar oluş aşamasında DUYGU GÜVENÇ mesi halinde duruşmayı bizzat izleyecek. İd dianamede, Brunson’ın telefonuna ‘Jacqueline’ isimli bir ki şinin gönderdiği mesajda tarif ettiği ‘maklube’ yemeğinin videosu da; Su riye toplantısını haber verdiği David Yoon’ın “İshal olmuşum, gelemeyece ğim” mesajı da yer alıyor. Brunson’a ait olduğu iddia edilen ve Güneydoğu bölgesinde bulunan benzin istasyon ları çalışanları listesi ve Demiryolla rı çalışanları listesi ile irtibata geçile cek askerler listesi gibi veriler de id dianamenin içeriği arasında. İfadeleri de gizli İddianamenin gizli tanıkların ifadeleriyle hazırlanan bölümlerinin de gizli tutulması dikkat çekiyor. Bugün İzmir’de yapılacak ilk duruşmayı yakından izleyecek olan ABD ise iddianamede “Brunson’ın suçlu olduğuna dair kanıt olmadığı” görüşünde. FETÖ ve PKK adına suç işlediği iddiasıyla tutuklu bulunan ve hakkında 35 yıl hapis cezası istemiyle dava açılan ABD uyruklu din adamının ilişkilerinin Mormon’lara kadar uzandığı iddiasının da yer aldığı iddianameden bazı başlıklar şöyle: Brunson’ın telefonunda Jacqueline olarak kayıtlı bir kişinin gönderdi Papaz Andrew Craig Brunson ği mesajda ‘Maklube’ yemeği videosu tespit edildi. İddianamede bunun, FETÖ elemanlarının “hücre evlerindeki toplantı ve sohbetlerinde örgüt üyelerinin yaptığı yemekler arasında” olduğu belirtiliyor. Brunson, Kürtlere yönelik özel ayinler düzenlemekle ve Hıristiyanlaştırmakla da suçlanırken ‘Dua’ kod isimli gizli tanığın ifadelerine göre Hıristiyanlıktaki kayıp ve kutsal 13. kabile için şu ifadeleri yer alıyor: “13. kabile bir kısmına göre Kürtlerdir, bir kısmına göre Türklerdir. Andrew’in kilisesi 13. kabilenin Kürtler olduğuna inanmaktadır. Bu inanca göre Kürtler, Tanrı tarafından özel seçilmiş, kutsanmış bir kabiledir.” ‘İshal oldum’ mesajı Brunson’ın “Suriye toplantısı yarın 20:00 ve 20:30 arasında başlayacak” mesajını gönderdiği David Yoon’ın, “Andrew, çok kötü bir halde ishal olmuşum. Bunu söylediğim için özür dilerim ancak bu gece kiliseye gelemeyeceğim. Ancak Yunanistan’dan tu. Darbe teşebbüsü bir şoktu. Birçok Türk geçmişte de olduğu gibi askeriyeye güvendi ancak bu sefer çok geçti. Ve darbe teşebbüsünden sonra bu başka bir sallanma. Sanırım olaylar daha da kötüye gidecek. Sonunda biz kazanacağız.” İddianamade, Brunson’ın “deprem” veya “zelzele” kelimelerini “darbe ve kaos faaliyetini maskelemek için kullandıkları” öne sürülürken, rahibin başta Suruç olmak üzere Güneydoğu’ya yaptığı ziyaretler de mercek altına alınmış. Brunson’ın özellikle Kürt vatandaşların yaşadığı bölgelerde sistematik bir çalışma yürüttüğü, bu amaçla İzmir’de sadece Kürt kökenli vatandaşların alındığı “Mesihin Kürdi Kilisesi”ni kurduğu suçlaması yöneltiliyor. Brunson’ın “Güneydoğu bölgesinde bulunan benzin istasyonları çalışanları listesi” ve “Demiryolları çalışanları listesi” ile “İrtibata geçilecek askerler listesi” gibi bilgileri elde eden kişilerle yakın irtibat kurarak bilgi alışverişinde bulunduğu da iddialar arasında. İddianamede, “Brunson’ın kilise pastörü maskesi altında, daha çok istihbarat ve psikolojik savaş doktrini ile hareket eden gayri nizami harp elemanı gibi hareket ettiği” öne sürülüyor. l ANKARA DUYGU GÜVENÇ 2016 yılında yayınladığı Raporu’nda Türkiye’de birçok alanda “gerileme” olduğunu belirten AB Komisyonu, Türkiye Raporunda ve Strateji Belgesinde “ciddi gerileme” olduğuna işaret etti. Raporda, Türkiye’nin yargısını ve ifade özgürlüğü düzeyi “başlangıç aşamasında” diye tanımlandı. Bugüne kadar ekonomi alanında AB içtihatlarına uyum bakımından övgülerin yer aldığı raporda ilk defa ekonomi de “gerileme”den payını aldı. İşte belgelerdeki bazı başlıklar: “Türkiye, gecikmeksizin OHALi kaldırmalı” denilen raporda çıkartılan 31 KHK’nin parlamento tarafından “özenli ve etkili” biçimde incelenmediğine işaret edildi. OHAL Komisyonu, raporun yayımlanmasından önce kapılarını AB’ye açmış olmasına karşın, bugüne kadar sadece küçük bir başvurucuya işlerine geri dönüş imkanı verildiği anımsatılan raporda “OHAL’den haksız bir şekilde etkilenenler için hâlâ etkili ve şeffaf telaffi mekanizmasının geliştirilmesi gerekli” denildi. Belgede, alt mahkemelerin AYM kararlarına uymadığı ve alt mahkeme tarafından karşı konulduğu belirtilerek sanıklar hakkındaki lehte kararların tersine çevrildiği belirtildi. Güneydoğu akut sorun Güneydoğu’daki durumun hâlâ ülke için “akut sorun” olduğu belirtilirken, kötüye giden güvenliğin artık kırsal alanlara kaydığı belirtildi. Belgede, hükümetin terörle müca İstanbul Tabip Odası’nda ikinci kadın başkan dönemi dele hakkının olduğu belirtilirken, “Ancak bunu hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükleri sağlayarak yapmalı” denili yor. AB, çözüm sürecine dönüş beklentisini ise şöyle ifade etti: “Barışçıl ve sürdürülebilir çözüm için ciddi olarak siyasi süreci yeniden başlatma konusunda gelişme olmadı” “Türkiye’deki yargı sistemine ilişkin ha zırlıklar başlangıç aşamasındadır” denilen belgede “Geçtiğimiz yılda, özellikle de yar gının bağımsızlığı konusunda daha da cid di gerileme oldu” deniliyor. HSK’nin yapı sında yapılan düzenlemenin yargının yürüt meden bağımsızlığına daha da zarar ver Prof. Dr. Pınar Saip diği belirtilerek, kurumun çok sayıda görevden alma ve yer değiştirmede rol oynadığına işaret ediliyor. Hâkim ve savcıların atamalarında “Objektif, hak temelli, birör nek ve önceden belirlenen kriterlere daya nan” olunmasını gerektiren endişeleri gi derecek adım atılmadığı belirtiliyor. Ciddi gerileme var Yeni başkan Prof. Saipİstanbul Tabip Odası seçimlerini Demokratik Katılım Grubu’nun adayı Prof. Dr. Pınar Saip ve ekibi kazandı. SİBEL BAHÇETEPE 30bini aşkın üyesi ile Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) bağlı en kalabalık oda olan ve iki yılda bir yapılan İstanbul Tabip Odası seçimlerini Prof. Dr. Pınar Saip başkanlığındaki Demokratik Katılım Grubu 4 bin 124 oy alarak kazandı. Saip, 20002002 yıllarında Güç Birliği Grubu’ndan oda başkanlığına seçilen Prof. Dr. Süha Göksel’den sonra seçimleri kazanan ikinci kadın başkan oldu. Cağaloğlu’ndaki İstanbul Erkek Lisesi’nde dün sabah 09.00’da başlayan seçimlerde “Demokratik Katılım Grubu” ile Vatan Partisi’ne yakınlığı ile bilinen “Cumhuriyetçi Hekimler”, AKP’ye yakınlığı ile bilinen “Hekimlikte Birlik ve Haklar Platformu” ve MHP’ye yakınlığı ile bilinen “Türk Hekimleri Birliği” grupları yarıştı. Seçmen listesinde 33 bin 61 hekim bulunan oda seçiminde, 66 sandıkta oy kullanıldı. Demokratik Katılım Grubu’nun İÜ Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Saip’in başkan olduğu listesi 4 bin 124 oy aldı. Katılımın önceki yıllara göre yüksek olduğu ve toplam 7 bin 265 hekimin oy kullandığı seçimlerde Hekimlikte Birlik ve Haklar Platformu 1455; Cumhuriyetçi Hekimler 1304 ve Türk Hekimleri Birliği 382 oy aldı. Saip, gazetemize yaptığı açıklamada, seçimlere katılımın oldukça yüksek olduğunu belirterek “Seçimler iyi bir hava içinde, mutlu lukla geçti. Katılım oldukça yüksekti. Hekimler odalarına sahip çıktılar” dedi. ‘Hekimler mutsuz’ Saip, özetle şunları söyledi: “Hekimlerin çok sayıda sorunu var. Hekimler mutsuz, tüm bu sorunların nedenlerini ve çözüm önerilerine yetkililerle paylaşacağız, mücadelemize devam edeceğiz. Kadın başkan olarak görev aldık. Kadın mücadelesi ön plana çıkacak.” Demokratik Katılım Kurulu Yönetim Kurulu şu isimlerden oluşuyor: Prof. Dr. Pınar Saip, Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, Dr. Murat Ekmez, Dr. Güray Kılıç, Dr. Recep Koç, Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, Dr. Osman Öztürk. l İSTANBUL BERBEROĞLU’NU ZİYARET EDEN YARKADAŞ, AYM ÜYELERİNE SESLENDİ: Korku duvarlarını yıkın Tutuklu CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nu Maltepe Cezaevi’nde ziyaret eden CHP’li Barış Yarkadaş, “Tarih tam 306 gündür her an haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlikle dolu bir esarete tanıklık ediyor” dedi; Berberoğlu’nun bir an önce salıverilmesini istedi. Yarkadaş, çıkışta yaptığı açıklamada, “Bir haberden dolayı sorumlu tutulan ve olmayan bir suçun cezasını çeken arkadaşımız Berberoğlu’nun yanı sıra, cezaevinde haksız bir şe kilde tutulan onbinlerce kişi için de adalet istiyoruz” ifadelerini kullandı. Yarkadaş, Berberoğlu’nun Anayasa Mahkemesi’nin kendisi hakkında yapacağı değerlendirmeyi beklediğini kaydederek, her şeye rağmen adalete olan inancı korumak istediklerini belirtti. Yarkadaş, AYM üyelerine ise şöyle seslendi: “Verin kararınızı... Ya Berberoğlu’nu serbest bırakıp özgürleşecek ya da hiçbir şey yokmuş gibi davranarak AYM binasını ken di ellerinizle ördüğünüz bir hücreye ve zindana çevireceksiniz... Unutmayın ki; bu esarete göz yumduğunuz sürece, tutsak olan Berberoğlu değil, sizler olacaksınız... Artık yeter; yıkın korkunun duvarlarını... Yıkın ve ülkemizin geleceği için bir umut ışığı olun; adalete susamış milyonları adaletle buluşturun... Berberoğlu davası sizin için büyük ve tarihsel anlamı olan bir fırsattır... Tarihe nasıl geçeceğinize siz karar verin...” l İSTANBUL / Cumhuriyet İfade özgürlüğü alanında “ciddi gerileme”nin devam ettiği belirtilirken yargı bağımsızlığında olduğu gibi Türkiye’nin bu alanda da henüz “başlangıç aşamasında” olduğuna işaret ediliyor. İnternet sayfalarına yönelik engellemenin de devam ettiği belirtilirek bu da “ciddi gerileme” alanları arasında sayılıyor. ‘Diğerleri’ eklendi AB ile Türkiye arasındaki değişmeyen gündem maddeleri olan Kıbrıs ve Yunanistan’a, AlmanyaHollandaAvusturya ile yaşanan krizlerin ardından yeni bir başlık daha eklendi. Belgede, “Birçok AB üyesi ülkeyle ikili ilişkiler özellikle 2017’de kötüleşti ve Türkiye son derece saldırgan ve kabul edilemez söylemlere başvurdu. Mart 2018’de, AB, Türkiye’yi Doğu Akdeniz ve Ege’deki yasadışı hareketleri nedeniyle güçlü şekilde kınadı” ifadeleri yer alıyor. ‘Ekonomi savunmasız kaldı’ Türkiye’de işleyen bir pazar ekonomisi olduğu belirtilen raporda, 2017’de güçlü bir büyüme gerçekleştiği belirtildikten sonra uyarılar sıralanıyor: “Cari hesap açığı yüksek ve 2017’nin sonuna doğru arttı. Bu da ülkeyi sermaye akışına ve dışardan şoklara karşı savunmasız kıldı. Enflasyon çift haneli rakamlara çıktı, Türk Lirası’nın değer kaybı sürdü ki bu da para politikasında karar vericilerin fiyat istikrarı konusundaki taahhütlerinde endişeleri artırdı. Sonuçta bu alanda da gerileme oldu. Ekonomide devlet kontrolünü artırma eğilimi ve şirketlere, işadamlarına ve siyasi muhaliflere ve onların işlerine yönelik adımlar iş ortamına zarar verdi” FETÖ demedi 2016’da yayımladığı raporunda hükümetin 15 Temmuz’dan Gülen hareketini sorumlu tuttuğunu belirten komisyon, bu defa “Gülen hareketinin Türk makamlar tarafından terör örgütü olarak kabul ettiğine yer veriyor. 2016’daki raporunda olduğu gibi sadece “Gülen hareketi” tanımlamasını kullanan komisyon, PKK ile ilgili bölümde ise örgütün AB’nin terör listesinde olduğunu tekrarlıyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear