14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 7 Şubat 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Yurttaşa 416 milyarlık nükleer fatura çıkacak Akkuyu ve Sinop nükleer santralları ile Çayırhan B, Eskişehir Alpu, Tekirdağ Çerkezköy termik santralları projelerinin mali külfeti halkın sırtına yıkılacak Alım garantili nükleer ve kömür santral projeleriyle ülkemizin gelece ği ipotek altına alınıyor. Akku yu ve Sinop nükleer santralla rı ile Çayırhan B, Eskişehir Al pu, Tekirdağ Çerkezköy ter mik santralları projelerinin ma li külfeti halkın sırtına yıkılacak. Bu büyük 5 pro jenin tamamlan masının beklendi ŞEHRİBAN KIRAÇ ği 20202025 yıllarından itibaren 1520 yıl sürey le yurttaşın karşı karşıya kala cağı ödeme yükü 126 milyar do lara (472.5 milyar TL) ulaşıyor. Üstelik elektrik kullanılmasa da ödenmek zorunda kalınacak, bu rakama yakıt bedeli ve enflas yon farkı gibi fiyat artırıcı un surlar da dahil değil. İhtiyaç yok Türkiye’nin 2017 yıl sonu itibarıyla kurulu gücünün 85 bin megavatı (MW) aşması ve yapılan projeksiyonlara göre 10 yıllık dönem içinde talebi karşılamada sıkıntı görünmemesine karşın pahalı ve çevre açısından büyük riskler taşıyan projeler hayata geçiriliyor. Elektrik Mühendisleri Odası’na (EMO) göre Elektrik fiyatları dünyada düşüyor EMO Yönetim Kurulu’nun açıklamasına göre, dünyada elektrik fiyatları düşmektedir. Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektriğin fiyatı 3 sent/kWh’in bile altına indi. Doğalgazdan elektrik üretilmesinde dünya ortalama fiyatı ise 5.5 sent/kWh civarındadır. Durum böyle iken bu denli yüksek fiyatlarla elektrik alım garantileri verilmesini anlamak mümkün değil. Elektrik talebi, mevcut kurulu güç ve bugünden yapılacağı öngörülen santral projeleri dikkate alındığında; Türkiye‘nin enerji açığı olmadığı, hatta bugün için arz fazlası olduğu bizzat Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı tarafından da ifade edilmiş, bilinen bir gerçek. Türkiye’nin ihtiyacı olmadığı açık olmasına karşın alım ga rantili yaptırılmak istenen nük leer ve kömür santralları yurt taşın sıntından inşa edilecek. EMO alım garantili işletme hak kı devriyle kurulmak istenen 5 santralın projelerinin halka yı kılacak mali külfetini ortaya koydu. 4 Sinop NGS için 20 yıl alım garantisi verilmiş ve yakıt be deli hariç kilovat saat (kWh) başına birim bedeli 10.83 sent olarak tespit edildi. Bugünkü kurlar üzerinden 40.6 kuruş olan bu fiyat, 2017 piyasada ağırlıklı ortalamasında 16.81 kuruş olan fiyattan yüzde 242 daha pahalı. Yıllık 35 milyar kWh civarında üretim yapaca ğı hesabından hareket edilir se, alım garantisi nedeniyle yıl Geçen 2017 Haziran ayında Moskova’da Cengiz İnşaat, Kolin İnşaat ve Kalyon İnşaat’ın lık olarak bu santrala 3.79 milyar dolar (14.2 milyar TL) ödenecek. Bu rakam 20 yılda 75.8 milyar dolara (284 milyar TL) ulaşacak. Üstelik bu rakama yakıt bedeli dahil değildir. 4 Akkuyu NGS’ye, 15 yıl boyunca üreteceği elektriğin yüzde 50’sine 12.35 sent/kWh üze Kolin ve Kalyonpatronları Akkuyu için hissedarların katılım koşullarını belirleyen sözleşme imzalamıştı. Akkuyu’dan çekildi rinden alım garantisi verildi. çokBugünün kurları ile 46.31 kr/ kWh olan bu rakam 2017 pi belirsizlikyasa fiyatından yüzde 275 davarha pahalı. Santrala 15 yılda 285 milyar kWh elektrik karşılığında 35.2 milyar dolar (132 milyar TL) ödenecek. 4.5 yılda alacak 4 1 Temmuz 2017’de Çayırhan Kömür Sahası, 35 yıllığına Kolin, Kalyon ve Çelikler Grubu’na devredildi. 720 MW kurulu güçte olması öngörülen santrala kilovat saat (kWh) başına 6.04 sent üzerinden 15 yıl alım garantisi verildi. Bugünkü kurlar üzerinden 22.65 kuruş olarak verilmiş olan bu fiyat, 2017 piyasada ağırlıklı ortalama 16.81 kuruş olan fiyattan 1.34 kat daha fazla. 15 yıl Enerji sektöründen kaynaklar Akkuyu nükleer santralı projesinde Rusya’nın ortağı olan konsorsiyumdan Kolin İnşaat ve Kalyon nsdhyRtiiddzaeneıulyleaeÜinrckiast2srnüKyaaep40ttvvoezlkegn9btam2aalıislmrare3iğnrirzahnaeia..r’ştıenCf,ieGkhsBsiaaİınrnmnamsdeiieayçieszesşdeieltgsıcaiktaankbbyayeekeöt.klaleeinaieiliÇıKmşiktvndsndlrmtlmolbiidmüeoeYuzreeeksaelen”lşroöevvaıaiyed.nzdtklyrrizsğnriBrukziüıaaiiaabisyeli.id.iRulpszkiznmei“çzBtratOo,ummloibseuişmHakskraüriekalmodartüahgdsgtnyamKfırrtıöakeeiazirlkdulnay.keilrızcdlyaşreıüAraılğmueietaıiçknrpplııdlmi.tmiu.lbüanrm’sYaeZoyedaııükzaeojkeleıizşnrr.ayaeçtİjen,isRoKnPişşirşçurlTvaoTjltoiritaierykiseoeünüaüakllşıeiadetğrtjlÜknrekibekn’rarkoedıürtanokadİrisennriionAymaelzletaiRçtşaürepfıkantniutearoımRT’lksnüasanetiyaksüşuıuırökkkinrtanianalArylsilleyddyeıktCvlayuğoŞıiltoalieeleiaeeğe,okıirtylm(rtd’RpeninKlyEnnEglaaeaiurcg,eıÜa.liükcöoenegstirlivAlakzynrjeıekkekeeükoŞİtm.rnş)n İnşaat’tan oluşan konsorsiyumu alma kararı aldı. Türk şirketlerin santralı işletecek Akkuyu Nükleer AŞ’nin yüzde 49’unu alması öngörülüyordu, ancak ortaklığı resmi hale getirecek hissedarlar anlaşması henüz imzalanmadı. Reuters’e konuşan kaynaklar, yüzde 49 hissenin alınması için yapılan görüşmelerin ilk aşamada olduğunu ve projenin en az bir Türk ortakla devam etmesinin planlandığını ifade etti. Rusya’da yayımlanan RBC gazetesi dün Kolin İnşaat ve Kalyon İnşaat’ın konsorsiyumdan çekildiğini bildirmişti. Toplam 4,800 MW güçte dört reaktörden oluşacak santral projesinin mali büyüklüğü 20 milyar dolar olarak açıklandı. İnşaat aralık ayında başlamıştı. da yıllık 4.2 milyar kWh üre tim üzerinden 3.8 milyar dolar mız şirketlere ödeyecek. ğı için alım garantisi verile mür yakıtlı termik santralı lık (14.3 milyar TL) ödeme ya 4 Eskişehir AlpuTepeba cek fiyat belli değil. Santra için de ÇED ve ihale süreci pılacak. Santralın yatırım ma şı Termik Santralı’nın 1100 lı kurup işletecek şirkete 15 devam ediyor. 15 yılda top liyetinin 1.1 milyar dolar ol MW gücünde olması ve yıl yılda 5.8 milyar dolar (21.8 lam 97.5 milyar kWh elekt masının öngörüldüğü dikkate lık 7 milyar kWh elektrik milyar lira) ödeme yapılma rik üretimi karşılığında 5.4 alındığında alım garantisi yo üretmesi öngörülmekte sı gerekecek. milyar dolar (20.3 milyar luyla 4.5 yılda bu bedeli halkı dir. Henüz ihale yapılmadı 4 Tekirdağ Çerkezköy kö TL) ödeme yapılacak. ‘Rekabette geriledik’ Naci Ağbal Ağbal: Piyasa ne isterse vereceğiz Maliye Bakanlığı’nın torbalarının devam edeceğini anlatan Maliye Bakanı Ağbal, “Piyasa ne diyorsa biz onu yapacağız, Maliye’nin torbaları devam edecek. Çok güzel düzenlemeler gelecek” dedi. Piyasanın önünü açtıklarını belirten Ağbal, “Bugün yerli otomotiv sektörü, rekabet bakımından eğer aracın bünyesine giren bir takım cihazların üzerindeki ÖTV yükünün kaldırılmasını bizden talep etmişse biz de onu yapmak durumundayız” diye konuştu. Ağbal, KDV düzenlemesiyle KDV tahsilatında sektörel oranlama sisteminin getirileceğini, yaklaşık 1 milyon 300 bin mükellef için “hasılat esaslı KDV ödemenin” önünün açılacağını ifade etti. Ağbal, “Çalışan kadınlara, çocuklarını kreşe göndermeleri halinde ücretleri üzerinden gelir vergisi istisnası getiriyoruz” dedi. İflas yasak Ağbal, “Yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili düzenlemeler, gerek konkordato düzenlemesi gerek şirket kuruluşlarındaki süreçlerin azaltılması, maliyetlerin düşürülmesi, Dünya Bankası’nca Türkiye’yle ilgili eksiklik görülen birçok konuyu bu düzenlemeyle gideriyoruz” dedi. Lojistik sektörü Küresel Rekabetçilik Endeksi’nde 45. sıradan 53’e geriledi. UTİKAD’a göre gerilemenin sebebi kamu müdahaleleri GMİS: Kapsam genişlesin Şehit madenci yakınlarından bir kişinin kamuda istihdam edilmesi ile ilgili çalışmalar hızladı. Zonguldak milletvekilleri yanı sıra Genel Maden İş Sendikası da konunun tarafı olurken, dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile görüştü. Konuyu Cumhuriyet’e değerlendiren Genel Maden İş Sendikası Başkanı Ahmet Demirci, kamuoyunda yalnız Zonguldaklı madenciler için yasa çıkacağının konuşulduğunu ancak, yasanın tüm madencileri kapsatığının altını çizdi. Demirci, yasanın 2003 2014 yıllarını kapsadığını, kendilerinin ise söz konusu tarih aralığının genişletilmesini istediklerini dile getirdi. AKP döneminde maden kazalarında 1632 madenci iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Düzenleme, TBMM’de görüşülüyor. l Ekonomi Servisi Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, lojistik sektöründe yaşanan kamu müdahalelerinin sektörün küresel alandaki rekabetçi yapısını ve yatırım ortamını zedelediğini söyledi. Bu sebeplerle Dünya Bankası’nın Lojistik Performans Endeksi’nde 2012’de 27. sırada yer alan Türkiye’nin 2016’da 34’üncülüğe gerilediğini hatırlatan Eldener, Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Küresel Rekabetçilik Endeksi’nde ise Türkiye lojistiğinin 137 ülke arasında 45. sıradan 53’e gerilediğini aktardı. Kesintisiz taşıma şart Sektör ve kamu idaresi arasındaki koordinasyonun ortak anlayışla sağlanması gerektiğini kaydeden Eldener, mevzuat düzenlemelerinin sektör faaliyetlerini destekleyici nitelikte yapılmasını istediklerini kaydetti. Sektörün bir diğer sorunu ise demiryolu taşımacılığının yüzde 1’in bile altında kalması. Dış ticaretin yüzde 62’sinin denizyoluyla, yüzde 23’ünün karayoluyla, yüzde 14’ünün de havayoluyla yapıldığını ifade eden Eldener, “Demiryolu taşımacılığına önem verilmeli ve kesintisiz taşıma hayata geçirilmeli” diye konuştu. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 ‘Sol’un değerlerine sahip çıkmak Dünya “uzun” yirminci yüzyıl boyunca iki büyük savaş ile sayısız bölgesel ve iç savaşlara tanık oldu. Hemen bütün bu savaş konjonktürünün önkoşulları arasında kapitalist birikim rejiminin tıkandığı ve iktisadi krizlerin yoğunlaştığı dönemler yoğunluktaydı. İktisadi krizlerin yarattığı sosyal ve siyasi gerginliklerin, ırk, mezhep, etnik ve cinsiyete dayalı ayrımcılık ile doğrudan toplumsal şiddete dönüşmesi kaçınılmaz oldu. Günümüzde de kapitalizm, dünyamızın ekonomi / politik sistemini savaş konjonktürü olmadan sürdüremez konumdadır. Bu arada bir toplumsal algı yönlendirmesi olarak uygulanan medya terörüyle birlikte birçok toplumbilimi kavramının içeriği boşaltılmış; emeği ile çalışan yığınların sahip çıkması gereken değerler sistemi itibarsızlığa itilmiştir. “Emperyalizm” sözcüğünü yerine “küreselleşme”; “faşizm” yerine “popülizm”; “parasal genişleme” yerine “miktar kolaylaştırması”; ya da “sınıflar” yerine “aktörler” ve benzeri kavramlar 21. yüzyılın neoliberal çaresizliğinin ürettiği kavram karmaşasına birer örnektir. Bu şiddet ve karmaşa ortamında sol düşüngünün sahip çıkması değerler neler olmalıdır? CHP’nin geçen hafta sonu toplanan 36. kurultayının getirdiği heyecansızlık ve atalet duyguları beni bu yazıyı siz okurlarımla paylaşmaya yöneltti. Her şeyden önce sol, emeğe ve emeğin değerlerine sahip çıkmalı, saygı duymalıdır. Bir “sınıf” olarak emeğin taleplerini kucaklamak, siyaset gündemine taşıyabilmek, sistemiçi ve sistemdışı önerilerle birlikte toplumsal muhalefete katmak sol bir örgütün temel görevi olmalıdır. Kurultaydan bir hafta kadar önce Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner ekibinin kamuoyuna sundukları “manifestodan” alıntılar ile: “Zamanın ruhu dünyayı ve Türkiye’yi sağ siyasetin değerleriyle okuyan değil, sınıf temelli, emekten yana, kendi ideolojik çizgisi ve toplum talebi konusunda net bir sol siyaseti çağırıyor. (...) Bir kitle partisinin kapsayıcılığı da, ‘ideolojik belirsizlik’ tuzağına düşmeden, temel ilkelerini net olarak tarif etmekten ve bu ilkelere dayalı bir gelecek hayalinde toplumu ortaklaştırmaktan (geçiyor). ‘Sol siyaset’ ... kendi kimliğine yabancılaşan değil; kendisi olarak, mevcut düzeni değiştirmek iddiasında olmalı(dır).” HHH Sözlerimizi Türkiye ekonomisine getirir isek; ulusal ekonominin bugün acil çözüm bekleyen en önemli sorunu işsizlik, özellikle genç işsizlik ile mücadele sorunudur. Buradan hareketle daha tartışmalı bir konunun altını çizelim: Yüksek enflasyon elbette önemli sorunlarımızdan birisidir. Ancak enflasyonla mücadele, talep daraltıcı, “kemer sıkma ( = austerity)” politikaları aracılığıyla değil, istihdam artışlarını odak noktasına koyan arz yönlü genişleyici makro ekonomik politikaları ve bunun için gerekli hukuk eğitim teknoloji ve kurumsal reformların uygulanması aracılığıyla sürdürülmelidir. Unutmayalım ki enflasyon öncelikle finans burjuvazisinin baş düşmanıdır. Zira finansal varlıkların fiyatları enflasyon nedeniyle anında düşmekte ve finansal sistemin kazançları gerilemektedir. Bu bakımdan enflasyonun toplumun biricik ve en önemli düşmanıymış gibi gösterilmesi aslında finans sermayesinin öncelikli gündemidir. Bu doğrultuda, “her ne pahasına olursa olsun enflasyonu yüzde 5’in altına düşürelim” saplantısı bir toplumsal fobi haline dönüştürülmüş ve merkez bankalarının makro istikrarı savunma görevi ve elindeki para politikası araçları gereksiz yere daraltılmıştır. Merkez bankaları, istihdam artışları da dahil olmak üzere, kapsayıcı bir makroekonomik genişleme programının izleyicisi olmalıdır. Bugün Türkiye ekonomisinin önündeki en önemli yapısal sorun, ulusal ekonomiyi yurtdışı sermaye girişlerine ve dış borçlanmaya bağımlı hale getiren mevcut makro ekonomi programıdır. Kökenleri 1980’lere değin uzanan bu “neoliberal küreselleşme” reçetesi, Türkiye ekonomisini yurtdışından sermaye girişleri olduğu sürece büyüyen, sermaye girişleri yavaşladığında da küçülen, bağımlı bir yapıya büründürmüştür. Bu yapının kırılması için, merkez bankaları da dahil olmak üzere, tüm ekonomi birimleri yurtiçi tasarrufların üretken sermaye yatırımlarına dönüştürülmesi amacını güden kredi tahsisi, istihdam, teknolojik ilerleme ve kamu sektörü önceliğinde bir inovasyon ve sanayileşme atılımının öncü örgütleri olarak görevlendirilmelidir. HHH Son söz: Sermaye yanlısı neoliberal politikalara karşı, emeğin çıkarlarını gözeten radikal bir anlayışla neoliberalizme teslim olmayı reddetmeliyiz; aykırı düşünmekten korkmamalıyız; neoliberalizmin yıkıcı sonuçlarına karşı gelişen toplumsal muhalefeti şovenmilliyetçi duyguların hamaseti üzerinden değil, emeğin geleneksel değerlerine sahip çıkarak gerçekleştirmeliyiz. TBank dokuz şube kapattı Lübnanlı OLT Holding ve Ürdünlü Arab Bank’ın ortaklığı Türklandbank (TBank) Türkiye’de dokuz şubesini kapattı. Banka’nın kapattığı şubelerin 3’ü İstanbul’da. TBank tarafından yapılan açıklamada, kararın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edildiği ve faaliyetlerinin sonlandırıldığı ifade edildi. Bankmed, TBank’ın yüzde 50’sine sahip ve doğrudan Lübnanlı GroupMed Holding bünyesinde. l Ekonomi Servisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear