23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR BİFO ile ‘Bir Türkiye Prömiyeri’ Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), Krzysztof Penderecki’nin Trompet Konçertinosu’nun ülkemizdeki ilk seslendirilişini gerçekleştirecek. 8 Şubat Perşembe akşamı düzenlenecek konserde Gürer Aykal yönetimindeki BİFO, trompet sanatçısı Gábor Boldoczki ve soprano Burcu Hancı’ya eşlik edecek. Boldoczki bu konserde Mozart’ın mi bemol majör konçertosunu da seslendirecek. Pazartesi 5 Şubat 2018 EDİTÖR: orhun atmış TASARIM: ilknur filiz kultur@cumhuriyet.com.tr ‘Hakikat rahatsız eder’ 15 Yeni romanı ‘Bana Göre Kıyamet’ ile adından söz ettiren Ümit Ünal ile edebiyat, sinema, resim ve yaşadığımız günlerin acılarından konuştuk n Şu günlerde her yerde Ümit Ünal adını görüyoruz sanki. Yeni ro manınız “Bana Göre Kıyamet” raf lara çıktı ama 10 gün kadar sonra da yeni filminiz “Sofra Sırları” geliyor. Bir yandan İs tanbul Modern’de de EMRAH KOLUKISA vam eden retrospektifiniz var... Güzel bir hareketlilik... Roman la filmin bu kadar yakın çıkışı plan ladığınız bir şey miydi? Değildi, tamamen rastlantı, planla sam da başaramazdım herhalde. “Sof ra Sırları” neredeyse on yıllık bir pro je. Roman da üç yılın ürünü. İstan bul Modern Sinema’daki retrospektif ise bir ay kadar önce belli oldu. Benim için de tamamen sürprizdi. 2011’den beri uzun metraj film çekmedim. Son roman da 2001’deydi. Arada tabii dur madım, hep yazdım çizdim, kimi fikir ler yolunu buldu, kimi gerçekleşeme di, uzun bekleme süreçleri oldu. Elbet te ciddi bir birikim de oluştu. n 1617 yıl aradan sonra gelen ilk roman... Gerçi sinemacı olarak çok daha üretkensiniz ama edebiyat ala nında daha seyrek geliyor ürünler. Vakitle, yoğunlukla ilgili bir durum mu bu? Edebiyat tam bir yoğunlaşma, o işe kapanma gerektiriyor, yan bir uğ raş ya da bir hobi olamıyor. Sinema, yönetmenlik hayatımdaki diğer işle rin önüne geçti. Her zaman okudum, notlar almaya, birtakım edebi fikir ler geliştirmeye hep devam ettim ama geçen yıla kadar, yazıya yoğunlaş ma fırsatını yaratamadım. İki yıldır Büyükada’da yaşıyorum, yarı münze vi bir hayatım var, yazıp çizmek haya tımın en önemli kısmı. ‘Senaryodan romana’ n “Bana Göre Kıyamet” içinde fantastik unsurlar da barındıran ve romantizmin hatta yer yer erotizmin ön planda olduğu bir roman. Ne zamandır üzerinde çalışıyordunuz? Genelde romanlar sinemaya uyarlanır ama bu, senaryodan doğmuş bir roman: Bu hikâyeyi 201314 arasında senaryo olarak yazdım. Ismarlama değildi, yapım koşullarını düşünmeden, içimden geldiği gibi yazınca, ortaya çıkan senaryo ticari sinema taleplerine aykırı ama büyük bütçeli bir iş oldu. Kısa sürede o günün koşullarında çekemeyeceğimi anladım. Ama hikâye beni çok etkiliyordu, bir şekilde insanlara ulaştırmak istiyordum. Romana dönüşebileceğini düşündüm ve biraz çalıştım üzerinde. Derken araya ‘uzaklara gitme hayalim var’ Ümit Ünal’ın “Bana Göre Kıyamet” kitabı raflarda, “Sofra Sırları” filmi ise geliyor. n Sizin en güçlü yönlerinizden biri de senaryo... Senaryo yazmakla, roman yazmak arasında büyük bir uçurum var mı sizce? Senaryo ve roman bambaşka düşünce ve gözlem gerektiren, apayrı disiplinler. Hikâyenin temelini oluşturma, olay örgüsü kurma, karakter geliştirme aşamaları benzeyebilir. Ama uygulamada sinemanın ve edebiyatın dili, anlatımı izleyici/okuyucuyla kurduğu bağ ve yarattığı etki çok çok farklı. Sinemada tek bir bakışla, bir manzarayla anlattığınız bir duyguyu geçirebilmek için, romanda sayfalar yazmak gerekebilir. Tam tersi de mümkün: Üç paragraflık bir kısa hikâyeyi anlatmak için de sinemada koca 90 dakikayı kullanırsınız bazen. Ben ikisi arasında gidip geldim hep. Filmlerim biraz edebi, tüm yazdıklarım da oldukça sinemasal sanırım. n Bu kadar üretken bir döneminizdeyken hemen soralım, sırada ne var? Film, sergi, kitap... Ne üzerinde çalışıyorsunuz? Yeni film fikirleri gelişiyor, yapımcılarla görüşüyorum. Son iki senedir biriken yeni desenleri sergilemek için “Mahlukat Bahçesi”’ sergisini de düzenleyen İstanbul Concept ile görüştük. Her şey yolunda giderse baharda ufak bir kişisel sergi olacak umarım. Bir yandan, önceki kitaplarımın yeniden yayımlanması hayalim var. Bazen de buradaki her şeyi bırakıp biraz uzaklara gitme hayalleri kuruyorum. Hangisi öne geçecek bilemiyorum. Hayat boyu, ikiüç aydan fazlasını öngören planlar yapamadım. “Sofra Sırları” girdi, kitap uzun süre bekledi. Everest Yayınları’ndan Eyüp Tosun benimle bir röportaj yapmıştı, “Yarım kalmış bir romanım var” demişim bir yerinde. Kitabı bitirirsem basmayı teklif ettiler yayınevinden. Bunun üzerine bir anda heveslenip bir yıl gibi bir sürede bitirdim. n Romanın baş kişisi Bahar ünlü bir sinema ve TV yıldızı. Muhalif bir bildiriye imza attığı için sektörden dışlanıyor. Tam da günümüzde yaşadığımız ortamın bir yansıması aslında. Toplumdaki bu tuhaf bölünme ve muhaliflere karşı yürütülen cadı avı için ne söyleyeceksiniz? Hakikat denen şey hep rahatsız edicidir, kolay kabul görmez. Tarihin bazı dönemlerinde, bazı toplumlarda, hakikat dışlanmış. Bilim, sanat, gazetecilik.. hakikate ulaşmaya çalışan alanların hepsi baskı altına alınmış, bazen yok edilmiş. Ama bu toplumlar fikir özgürlüğü yok edilirse bedeli ne olur, görmüşler. Çok büyük toplumsal acılardan geçip ders almışlar ve hakikati arayan sanatçılara, bilim insanlarına gerekli özgürlük alanını açmayı bilmişler. Biz henüz o dersi alamamış bir toplumuz. Gidecek çok yolumuz var. ‘Düşünmeyi bırakıyorum’ n Romana eşlik eden çizimler de size ait. Resim çizmek ne anlam ifade ediyor sizin için? Bir kaçış mı, farklı bir ifade yolu mu?.. Her ikisi birden. Film yapmak büyük disiplin, bedensel ve zihinsel çaba gerektiren bir süreç. Yazmak da masa başında yapılıyor gibi görünse de çok ağır işçilik. Oysa çizerken düşünmeyi bırakıyorum neredeyse, boyanın akışına bırakıyorum kendimi, çoğu zaman ne çizeceğimi bile bilmeden başlıyorum bir resme, A3 boyunda beyaz bir yüzeyde kendimi kaybediyorum. Film çekerken, yazarken kaybolamıyorum, dilim aklımı, aklım dilimi hep dizginliyor bir şekilde. Resimlerde, filmle ya da yazıyla dile getiremediğim şeyler vücut buluyor. n Başkalarının kitaplarına da çizimler yaptığınız oluyor arada bir... Onların talepleri doğrultusunda mı yapıyorsunuz bunu, yoksa özellikle bir araya gelmek istediğiniz yazarlar mı var? Çocukluktan beri bir şeyler çiziyorum ama kitap resimlemek çok yeni bir uğraş benim için. Şimdilik üç kitap resimledim: Kendi kitabıma desenler, en azından bir kapak çizme fikri en baştan beri vardı zaten. Mehmet Yaşin’in “Abuk” şiir kitabı birlikte geliştirdiğimiz bir çalışma oldu. Mehmet benim Mahlukat Bahçesi sergimin oluşumunu izlemiş ve beğenmişti. Birbirimize ilham verdik, şiirler resimlerden, resimler şiirlerden beslendi. Hasan Ali Toptaş’ın “Gecenin Gecesi” kitabını resimlememi ise yayınevi önerdi. Everest’ten arkadaşlar benim desenleri biliyorlardı, Hasan Ali’nin hikâyeleriyle örtüşebileceğini söylediler. Kitaplar resimlemeye devam etmek istiyorum, heyecanlı bir iş. Bir de çocuk kitabı fikrim var. hiç görülmemiş TESAK’ta edebiyat, sinemaresimler şişli’de sergilenecek ve felsefe söyleşileriTürkresminedairfarklıvegüncel bir kesit sunmayı hedefleyen ve sanat tarihinin usta isimleri ile genç kuşak temsilcilerini bir araya getiren “Yerel Kodlar Global Formlar” sergisi, 9 Şubat 10 Mart tarihleri arasında, Kadıköy Belediyesi tarafından hayata geçirilen Tarih Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi’nde (TESAK) şubat ayından Şişli Belediyesi Sanat Galerisi’nde zi itibaren sinema ve felsefe konuşulacak. yaret edilebilecek. “TESAK Çarşamba Akşamüstü Söyleşi Şişli Belediyesi’nin Türkiye’de çağdaş sanatın gelişmesine önemli kat leri” kapsamında Maltepe Üniversitesi işbirliğiyle Prof. Dr. İoanna Kuçuradi ta kılar sağlayan Görsel Sanatlar Vak rafından hazırlanan “Sinema ve Felse fı (GÖRSAV) işbirliği ile gerçekleştire fe” söyleşileri 7 Şubat18 Nisan arasın ceği sergi, Türk resminde bugüne kadar üretilmiş ancak gün yüzüne çık da her çarşamba günü 18.30’da gerçekleşecek. Sinemanın felsefeyle ilişkisinin mamış pek çok eseri bir arada gör inceleneceği üç aylık söyleşi programı me olanağı sunuyor. Sergide; Adnan na çeşitli üniversitelerin Felsefe ve Si Çoker, Ahmet Yeşil, Bahri Genç, Balkan Naci İslimyeli, Bedri Baykam, Ber nemaTelevizyon bölümlerinden akademisyenler konuşmacı olacak. na Karaçalı, Beşir Bayar, Bu Söyleşide bazı felsefe kavramları ve bi, Cevat Demir, Devabil Ka bazı değerler “Otel Ruanda”, “Ateşkes”, ra, Devrim Erbil, Erdinç Bakla, Ergin İnan, Fevzi Karakoç, “Schindler’in Listesi”, “Nuremberg Mahkemesi”, “Başkalarının Hayatı” gibi film Figen Batı, Gazi Şensoy, Hü lerle görülür hale getirilmeye çalışılacak. samettin Koçan, Kadir, Ak Tüm söyleşilerin ücretsiz olduğu etkin yol, Mahmut Karatoprak, likler için giriş kartları bir hafta önce TE Maide Bulak, Malik Bulut, SAK Danışma’dan alınabiliyor. Sinema ve Maryam Salahi, Mehmet Felsefe söyleşilerinin şubat ayı progra Güreli, Meltem Karaku mı şöyle: 07 Şubat: “Sinema ve Felse yu, Mustafa Özkan, Nej fe” Prof. Dr. İoanna Kuçuradi / Malte det Vergili, Nermin Ül pe Üniv. İnsan Hakları Merkezi Müdü ker, Nurdan Likos, Or rü. 14 Şubat: “Tarkovski Sinemasında han Algök, Seyyit Meh Etik” Yrd. Doç. Dr. Elif Nuyan / Ulu met Buçukoğlu, Serra dağ Üniv. FenEdebiyat Fakültesi Fel Mübeccel Gültürk’ün sefe Bölümü. 21 Şubat: “Sanat Felse eserleri yer alacak. fesi ve Sinema Sanatı” Prof. Dr. Ab Serginin açılışı, Şiş dullah Kaygı / Hacettepe Üniv. Edebi li Belediye Başkanı yat Fakültesi Felsefe Bölümü. 28 Şu H. Hayri İnönü’nün bat: “Sinemada Felsefe Sorunla katılımıyla, 9 Şubat rı: Ömer Kavur’un ‘Anayurt Oteli’ne Cuma günü, saat Felsefeyle Bakmak” Prof. Dr. Işık 17.00’de gerçekleşecek. Mahmut Karatoprak Eren / Uludağ Üniv. FenEdebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü. Mısır’da 4400 yıllık mezar Mısır’da arkeologlar, yürüttükleri çalışmalar sonucu 4 bin 400 yıllık rahibe mezarı buldu. Kahire yakınlarında bulunan mezarın, iyi korunmuş ve nadir bulunan duvar resimleriyle süslendiği belirtildi. Mısır eski Eserler Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, mezarların Gize Piramitleri yakınlarında yapılan kazı çalışmaları sonucu keşfedildiği bildirildi. Site alanında Eski Krallık’ın Beşinci Hanedanlığı tarafından görevlendirilen kişi lerin mezarlarının bulunduğu, bunlardan bazılarının ise 1842 yılından itibaren kazıldığı belirtildi. Mezarların, Beşinci Hanedan’a ait mimari tarz ve dekoratif unsurları taşıdığını kaydeden Bakan Halid elAnani, “Elbette yüksek bir görevli olduğunu ve kraliyet sarayıyla güçlü bir bağlantısı olduğunu biliyoruz” dedi. Duvarlarda, müzik ve dans performanslarının sahneleri ile evcil hayvanlar olarak kullanılan maymunlar da tasvir edildi. l İHA ‘Kürk Mantolu Madonna’ Anadolu turnesine çıkıyor Sabahattin Ali’nin kült eseri “Kürk Mantolu Madonna”, Anadolu turnesine çıkıyor. Vodafone Red’in katkılarıyla sahnelenen, Engin Alkan tarafından tiyatroya uyarlanan ve yönetilen, müziklerini Sezen Aksu’nun hazırladığı, başrollerinde Tuba Ünsal, Menderes Samancılar, Alper Saldıran ve Sercan Badur’un yer aldığı “Kürk Mantolu Madonna”, 67 Şubat ve 34 Nisan tarihlerinde MEB Şura Salonu’nda Ankaralı tiyatroseverlerle buluşacak. Film, Beyond 24’te konuşulacak Kadir Has Üniversitesi Haliç Kampusu’nda 34 Mart tarihlerinde Beyond 24, film endüstrisinden isimler ağırlayacak. Sloganı, “Biliyoruz film yapmak zor iş ama sonuçta roket yapmıyoruz” olan Beyond 24’te, iki gün boyunca katılımcılar konferanslardan atölyelere, panellerden ustalık sınıflarına 60’a yakın etkinliğin deneyimini yaşayabilecek. Geçen sene vizyona giren “Blue” belgeselinin yapımcısı ve Cannes’te gösterim yapan Djam’ın ortak yapımcısı Güverte Film tarafından düzenlenen Türkiye’nin ilk film iş fuarının da yer alacağı etkinlikte, usta isimler sırları, hikâyeleri ve hayallerini paylaşacak. Ayrıntılı bilgi: www. beyond24.istanbul. ‘Hababam Sınıfı’ perdeyi açtı BKM Tiyatro bünyesinde, Murat Karasu yönetimindeki “Hababam Sınıfı”, yaklaşık 2.5 ay süren provalar sonunda perdeyi açtı. Ayakta alkışlanan “Hababam Sınıfı” oyuncuları, oyun sonunda sahnede kestikleri pasta ile kutlama yaptı. Oyunun yönetmeni Murat Karasu, “Oyunu izlerken çok heyecanlandım ve duygulandım. 2.5 aylık emeğimizin karşılığını seyircinin alkışıyla alırken, kendisi başrol olan böyle büyük bir eserin parçası olmaktan tüm ekip büyük onur duyduk” dedi. Müzikli komedi oyunun yönetmeni Karasu ve oyuncuları Celal Tak ve Caner Alkaya tarafından Rıfat Ilgaz’ın 4 kitabından orijinaline sadık kalınarak oyunlaştırılan ve tiyatro sahnesine taşınan “Hababam Sınıfı”nın sıralarını 12 yetenekli genç oyuncu doldururken, diğer başrolleri Sezai Altekin, Salih Kalyon, Nuri Gökaşan, Beyti Engin, Celal Tak, Caner Alkaya, Şebnem Ünaldı gibi oyuncular paylaşıyor. T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ MÜDÜRLÜĞÜ LA BELLE HÉLÈNE (GüzelHelen)* / J.Offenbach operet 2 perde 6, 7,9,13 Şubat Saat: 20.00 / 10 Şubat Saat: 16.00 VIVALDI İLE SEVGİLİLER GÜNÜ /konser 14 Şubat Saat: 20.00 Grand Pera Emek Sahnesi BRAHMS’TAN MASALLAR * /konser 17 Şubat Saat: 16.00 ŞEHİR ORMAN ** / B.MurphyR.Altın / modern dans 2 perde 18 Şubat Saat:16.00 NAPOLİTEN KONSERİ 20 Şubat Saat: 20.30 Zorlu Performans Sanatları MerkeziDrama Sahnesi 24 Şubat Saat: 19.00 Kadıköy BelediyesiYeldeğirmeni Sanat * **Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Bilet satış için: www.dobgm.gov.tr / www.biletiva.com Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi: 0216 346 15 31 / 120 121 C M Y B5 Şubat ilan.indd 1 2/1/18 4:01 PM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear