14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 28 Şubat 2018 6 haber TASARIM: İLKNUR FİLİZ 61 Anayasası’yla oluşan görece demokratik çerçeveyi kendi gücüyle genişleten sosyalist işçi hareketinin en büyük başarısı, siyasal olarak varolmak, katı “devlet çerçevesinipolitikasını” aşmaktı. Kolay olmadı. TİP’in, DİSK’in, öteki demokratik kitle örgütlerinin toplumsal bir güç olarak saldırılara karşı varolmak için direnmeleri, ülkedeki genel havanın da değişmesine yol açtı. HHH Meclis’teki İşçi Partisi’nin sınırları daha da genişletebileceğinin anlaşılması, radikal gençlik ve kadın hareketinin genel kabul görmesi üzerine, egemen sınıflar çareyi baskıyı artırmakta buldular. 71, ilk deneme, başarılı olamadı; işçi hareketi geri adım atmadı. Daha sonra gündeme gelen ekonomik krizi önleme programı 24 Ocak Kararları ise ancak faşist bir yönetim altında uygulanabilecek türden önlemlerdi. Öyle yaptılar; Ağır aksak işleyen, yönünü gerilemeye çevirmiş “parlamenter demokrasi” 1980’de faşist darbeyle ortadan kaldırıldı, sonra da işlevsizleştirildi. HHH Bu yakın tarih özetini tamamlarken söylenecek tek şey, yenilgiler moral çöküntü yılları, aynı zamanda AKP ile işbirliği ne giren “sol” liberallerin ihanet yıllarıdır. Bu dönem, Kurtuluş ve Kuruluş yılla rından bu yana toplumsal bir güç olarak varlığını, siyaset üzerindeki etkisini Baba Sen Neredeydin? hep göstermiş olan, sağ, muhafazakâr, nihayet şeriatçı akımın iktidara gelmesiyle sonuçlandı. Türkiye böylece tehlikeleri çoğaltan, macera dolu bir döneme girdi. den ders alınıp alınmadığıdır. Ama daha önemlisi Türkiye’nin sosyal siyasi tarihinin sonrasını da belirleyen en önemli gelişmenin, siyasette bazı adımlar toplumsal hafızadan silinemeyeceği için, bu yeri doldurmuş olan TİP gerçeğinin kalıcılığının saptanmasıdır. Daha açık söyleyelim, bütün diğer sol, sosyalist siyasi hareketlerin temel programı hep bu topraklarda var olabilme programıydı; örnek TİP’ti. Hâlâ öyledir. HHH AKP, zirvedeki parti olarak güçlü görünüyor. Aldatıcıdır. “Toplumsal rıza” zayıflıyor. İşaretler, gözlemlerimiz iktidar partisinin seçimleri yitireceği yönündedir. Bu nedenle milimetrik oy hesabıyla blok oluşturma çabasına giriştiler. Acele ediyorlar. Cumhuriyetten geriye ne kaldıysa hızla silmek, potansiyel gücü; sosyalist hareketi yok etmek niyetindeler. Çoktan havasına girilmiş olan “seçim HHH Olumsuz gelişmeler, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla eşzamanlıdır. Teslimiyetçiliğin, “sağa kayarak solcu” olmanın prim yaptığı, sathı maili” farklı, çılgınca, tehdit dolu bir dönemi haber veriyor. Bu da onların her ne pahasına olursa olsun iktidarı korumakta, kısacası baskı yöntemlerinin dozunu artır makta ikircikli davranmayacaklarını gösterdi; seçimle ilgili “yasal” hazırlıklar da bunun kanıtı gibidir. HHH Peki meydan boş mu? Meydanı fiziken ve siyaseten “tek çare sosyalizmdir” ilkesiyle doldurma potansiyeline sahip olan sol, yine kendisinden kaynaklanan nedenlerle, “bekleme moduna” girmiş gibidir. İktidar bloku gizli saklı iş yapmıyor. Sosyalistler de kendilerini ortaya koymalı, şu eski “dur bakalım ne olacak” hastalığını yenmelidir. Ne yapılabilir? Herkesin bildiğini söyleyelim de ruhumuzu kurtaralım: HHH Olabildiğince ve her anlamda geniş bir sol örgütlenme ile, tarihten ders alarak, “armudun sapı üzümün çöpü” demeden, amacı kendisi olan tartışma alışkanlığından kurtularak siyaset meydanında hızla yer almak gerekiyor. Ayağa kalkmayı başaran geniş bir örgüt, cephe, blok, artık ne derseniz, siyasetin kendilerine güç vehmeden ama ne yapacaklarını bilemedikleri anlaşılan öteki muhalefet partilerine de ciddi bir işaret olacaktır. Türkiye yol ayrımındadır. Doğal olarak sol da öyle... Salih Müslim serbest Prag’da gözaltına alınan eski PYD liderinin serbest bırakılması kararına Türkiye’den sert tepki ÇAVUŞOĞLU: Dışişleri olarak nota verdik. Bozdağ: Bu karar iki ülke ilişkilerini etkiler ABD’li komutandan Türkiye’ye Afrin eleştirisi: Operasyon dikkati dağıttı Türkiye’den ABD’ye ‘Afrin’ yalanlaması: Diplomatik görüşme yok Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Türkiye ile ABD arasında Afrin bölgesinde gerilimi azaltma seçenekleri üzerinde diplomatik görüşmeler yürütüldüğü açıklamasını yalanladı. Aksoy, “Türkiye’nin ABD’yle Afrin konusunda yürüttüğü herhangi bir diplomatik görüşme süreci bulunmamaktadır” dedi. Pentagon Sözcüsü Binbaşı Adrian R. Galloway, önceki gün “[Türkiye ve ABD arasında] Afrin’deki gerilimi azaltma yönünde şu anda diplomatik görüşmeler yapılıyor” demişti. Öte yandan, Türkiye ile ABD arasında, FETÖ ile mücadele, Irak ve Suriye konularında çözüm geliştirilmesi amacıyla kurulan üç komiteden ilkinin toplantısının 89 Mart’ta ABD’nin Washington kentinde yapılacağı açıklandı. l Haber Merkezi IŞİD ile mücadele koalisyonunun sözcüsü ABD’li Albay Ryan Dillon, “Afrin’de ki son faaliyetler dikkati da ğıttı” diyerek Türkiye’yi eleş tirdi. Dillon, bölgede IŞİD ile mücadeleye odaklanılması nı istedi. DW Türk çe’deki habere gö re, ABD öncülüğün deki IŞİD’le müca dele koalisyonunun sözcüsü Dillon, te lekonferans siste miyle düzenledi Dillon ği basın toplantısın da Suriye’deki son gelişme ler ve Türkiye hakkında açık lamalarda bulundu. Dillon, Türkiye’nin Afrin operasyo nunun bölgede IŞİD ile müca deleyi zayıflatabileceğini id dia ederek şunları söyledi: “Bu koalisyon için kaygı ve rici ve ana karargâhımızda görev yapan askerleriyle, koalisyonun bir üyesi olan Türkiye’nin, Afrin’de olup bi tenlerin IŞİD’i bozguna uğrat ma hedefini nasıl etkilediğini bilmesini sağladık.” l Haber Merkezi Çekya’nın başkenti Prag’da gözaltına alınan eski PYD lideri Salih Müslim, Çekya mahkemesi tarafından serbest bırakıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Müslim’i serbest bırakma kararı ile ilgili Dışişleri Bakanlığı olarak Çekya’ya nota verdiklerini belirterek, “Salih Müslüm’ün de her zaman ensesindeyiz. Bundan sonra ona rahat hayat yok. Hukuk çerçevesinde gerekeni yapacağız” dedi. Çavuşoğlu, Müslim’in serbest bırakılmasının Avrupa ülkelerinin samimiyetsizliği olarak gördüğünü belirtti. Prag’da bir konferansa katılan, Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı, Salih Müslim, dün TSİ 13.00’de mahkemeye çıkarıldı. 40 dakika süren mahkemenin ardından Müslim, çıkarıldığı mahkemece şartlı serbest bırakıldı. Mahkemenin Müslim’i AB sınırlarından çıkmaması ve duruşmalara katılması şartıyla serbest bıraktığı açıklandı. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Müslim’in Çekya mahkemesi kararı ile serbest bırakılmasının ardından TBMM’de açıklama yaptı. Bozdağ, “Uluslararası hukuka aykırı karardır. Suçluların iadesine dair Avrupa Sözleşmesi’ne de aykırı bir Salih Müslim Salih Müslim, duruşmalara katılması şartıyla serbest bırakıldı. karardır. Terörle mücadele konusunda BM’nin, AB’nin uluslararası toplumun ortaya koyduğu ortak iradeye de aykırı bir karardır. Çok net bir şekilde bu terör örgütlerine destek niteliği taşıyan bir karardır. Bu karar, Türkiye Çekya arasındaki ilişkileri de olumsuz etkileyecek bir karardır” dedi. ‘Gözden geçirsin’ Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ise “Hukuku ayaklar altına alan skandal karar. Türkiye’nin bu terörist başıyla ilgili gönderdiği dosyaların, bilgi ve belgelerin hiçbir şekilde nazara alınmadan verilmiş bir karar olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. Telafi edin mesajı Bakan Abdülhamit Gül ise “Hukuki mülahazadan ziya de siyasi gerekçelerle tutuklama yönünde karar çıkmamıştır. Muhataplarımızdan bu hatayı en kısa zamanda telafi etmelerini bekliyoruz. Uluslararası hukuk dikkate alınmadı. Kararı tanımıyoruz” dedi. ‘Samimiyetsiz...’ Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada ise kararın Çek yargısının uluslararası hukuk ve terorizmle mücadele konusundaki sorumlulukları ile bağdaşmadığı belirtildi. Türkiye’nin Prag Büyükelçisi Ahmet Necati Bigalı, kararı HaberTürk TV’ye değerlendirdi. Bigalı, “Türkiye’de birçok terör eyleminde dahli bulunan Salih Müslim’in böyle serbest bırakılmasını üzüntüyle karşılıyoruz” diye konuştu. l Haber Merkezi AFRİN Harekâtı 40. güne GİRDİ Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Afrin’e yönelik 20 Ocak’ta başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı 39. gününü geride bıraktı. Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan bilgilendirmede 24’ü son 24 saatlik süreçte olmak üzere harekâtın başlangıcından bu yana 2 bin 83 teröristin öldürüldüğü belirtildi. Öte yandan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar Hatay Oğulpınar Hudut Karakolu’nda inceleme ve denetlemelerde bulundu. Genelkurmay Başkanlığı, ziyaretle ilgili görüntüleri de paylaştı. Afrin’de dün yoğun sis ve yağmurun etkili olduğu belirtildi. Kilis’e sevkıyat Kilis’teki sınır birliklerine, topçu bataryası ile mühimmat sevkıyatı yapıldı. Zırhlı araçlar, güvenlik önlemleri alınarak, sınır hattındaki karakollara gönderildi. l DHA / İHA Neşeli cehalet Peki, “Sait Faik’in Abasıyanık kitabı” demiş “Youtuber” kızımızı entelektüel şiddete uğratmayalım, şefkat yumağı olup sarıp sarmalayalım; ona Sait Faik Abasıyanık’ın edebi emeğini ve değerini öğretememiş bir sistemi sorumlu tutalım, hatta çuvaldızı kendimize batıralım... Batıralım da... Nereye kadar?! Örnekler o kadar çok, baş edilmez ve “edebi” olan karşısında, düşünce karşısında, eğitim karşısında öylesine tahripkâr ve cüretkâr ki... Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp iyimserliğinin öyle ötesinde ki... “Ne yapsın şu ümmi ve de masum kızımız, onun kabahati değil, hem daha çok genç, öğrenir” demenin hayli ötesinde bir “entelektüel imkânsızlık” halinde ki insanlığımız... Artık “bilmeme”nin değil, neredeyse “bilme”nin ayıp olduğu bir iklimin havaya hâkim olduğunu söylemek mümkün. Yani, bilmemek ayıp değil ama öğrenmemek de ayıp değil... Artık öğrenmek ayıp! O derece yani!.. HHH “Gutenberg Galaksisi”nden koptuk ama “BillGates Galaksisi”ni de çoktan geride bıraktık. Bu, bir “Survivor Galaksisi” ve “cehaletin iktidarı” altında bilginin, bilmenin, bilebilmenin itibarsızlaştırıldığı, hem de neşeli mi neşeli bir yaşam koşulu içinde buluyoruz kendimizi!.. Tamam, bilmeyin ve isterseniz Sait Faik’e abayı yakın! Ama bilgiye de hiç olmazsa “ahlâki” bir duruş mesafesinde olun!.. HHH Bakın geçen haftaki Survivor seyrinde karşımıza çıkan “Bil Bakalım”da neler oldu!.. Şovun içinde sulu sepken bir “bilgiye yakınlaşma” yarışması bu. Alp Kırşan sunuyor ve iki yarışmacıdan doğruya daha yakın cevabı veren kazanıyor. Bir soru şu mesela: “Kamboçya’da kaplanların nesli ne zaman tükenmiştir?” İnsanın doğaya yabancılaşmasına ve bir “doğa zararlısı” haline gelmesine veri oluşturan bu iç kıyıcı soruyu soran Alp’in ilave yorumları şöyle: “Yıl olarak istiyorum, ne zaman?.. Bakmışlaaar, şu tarihte tükenmiş demişler... Bana göre imkânsız soru... Daha iyi kılıfına uyduran, finale çıkacak.” Ve “kılıfına uydurulmuş bir insanlık hali”, pür neşe, vaveylalar eşliğinde cevaplıyor soruyu. Biri, dünyadan alabildiğine bîhaber, 1974’e kadar geri götürüyor bu “türkırım” tarihine ilişkin tahminini... Diğeri, “kazanan” yani, 1985 diyor. Hâlbuki sadece iki yıl önce, 2016’da son kaplan, “yaratılmışların en (’şereflisi’ değil) şedidi” olan insan karşısında son nefesini vermiş Kamboçya’da. Ve kazanan taraf, sevinçten uçarken kaybedenler dâhil herkes, “eğlenceli bir mavra”nın anaforuna kaptırıyor kendini... HHH Durumun vahametini anlatabildim mi, emin değilim! Netleştirmek için söz konusu soru ile bana göre aynı duygusal enlem ve boylamda olması gereken bir farazi soru ortaya atayım!.. Mesela böyle bir yarışmada “Çanakkale Savaşı’nda bu ülke kaç şehit verdi” sorusu sorulmuş olsun ve gelen cevaplar arasında doğruya daha yakın olup da kazananın sevinç gösterisi, kaybedenin de “mavra” yaptığını düşünelim... Düşünebilir miyiz?! Düşünemezseniz eğer, Kamboçya’da soyu tükenmiş kaplanlara ilişkin sorudan sonra da vicdan ve ahlâk sahibiyseniz, doğaya ve diğer canlılara yabancılaşmanız insanlık utancınızı örtecek raddeye de gelmediyse, “Heyooo”larla sevinç gösterisi yapmazsınız!.. HHH Tabii böyle trajik olduğu kadar hayli komik kesitleri de var “Bil Bakalım”ın... “Ay yüzeyinde ilk golf oyunu kaç yılında oynanmıştır” sorusunda olduğu gibi. Alp Kırşan, soruyu “anlamayan” iki yarışmacıya tane tane, heceleyerek tekrarlıyor. İnsanın Ay’a ayak basması sonrasında hangi yıl Ay’da golf oynadı astronotlar; yaklaşık yıl tahmininde bulunulacak, hepsi bu... Yarışanlardan biri, “Ben daha 20 yaşındayım, ehehehe” diye “neşeli” bir mazeretle bilgisizliğini bastırma derdinde, lâkin, hayret ki hayret, kazanan da o!.. Verdiği “yaklaşık” cevap ne peki: 1925!.. Yani insanın Ay’a ayak bastığı tarihi 1920’lere götürüyor 20 yaşındaki yarışmacımız ve kazanıyor. Çünkü rakibi, cevaben diyor ki Ay yüzeyinde ilk golf, M.Ö. 3000 yılında oynandı! Evet, yanlış duymadınız, milattan önce 3000’de Ay’da golf oynandı diye “tahmin”de bulunuyor 27 yaşındaki diğer yarışmacı ve şaka değil bu... Çünkü ona şaşkınlıkla tepki verenlere hitaben, “Ya, ama soruyu anlamadım kieee!” diyor. HHH Sonuçta farkına varıyoruz, “Survivor Galaksisi”nde dün yoktur. Zaman da yoktur. Ancak böyle, öncesiz ve sonrasız bir “şimdi”de, ânı yaşamaktan ibaret bir hayatın içinde Ay’a ayak basmanın tarihini 1920’lere götürür, Ay’da golf oynamaya ilişkin soruyu da hece hece söylense de anlayamazsınız!.. Yine de ilk duyduğumda böyle anlayışla yaklaşmak yerine “arkaik” bir tepki vererek bu cevapları Twitter’da paylaşıyorum ve arkeolog dostum Veysel Dağ’dan şu geribildirimi alıyorum: “ ‘Salak ile Avanak’ (Dumb and Dumber) filminde Jim Carrey otelin barında muhafaza edilerek asılmış olan ‘İnsanoğlu Ay’a çıktı’ başlıklı gazete sayfasını görür ve ‘Yaşasın, insanlık Ay’a çıktı’ diye çığlıkla karışık sevinçle oradan uzaklaşır. Ay’a yolculuk 1969, filmin yapıldığı yıl, 1994!..” Anlaşıldı mı şimdi?! “Salak ile Avanak”a rahmet okunan; “Salak ile Avanak”ı mumla aradığımız; “Salak ile Avanak”ın âkil kaldığı; Bir yerdir “Survivor Galaksisi”... C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear