23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Çarşamba 28 Şubat 2018 Akbank Sanat 25. Yıl Konserleri Joachim Kühn ile sürüyor Akbank Sanat 25. Yıl Konserleri, mart ayında caz dünyasının usta bir ismine ev sahipliği yapacak. Tüm kategorileri aşan stiliyle çağdaş caz müziğinde iz bırakan 73 yaşındaki ünlü Alman piyanist Joachim Kühn, 7 Mart Çarşamba günü Akbank Sanat sahnesinde müzikseverler ile buluşacak. Saat 20.00’de başlayacak konserde ünlü piyaniste kontrbas’ta Chris Jennings ve davulda Eric Schaefer eşlik edecek. EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: müge kaygusuz kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Sanatçı Refik Anadol insan beyninin derinliklerine daldığı yeni sergisinde hatıralardan yola çıkarak belleği dijital Anılarımız,tuvallere yansıtıyor dijital anılarımız... Aklıma ilk gelen sorulardan biri şu: Bellek kavramını sanatında arda 20 yıldır yapılan bir araştırma var, gönüllü kişilerden anıların toplanmasıyla ilgili bir her daim ön planda tutan Sar araştırma... Farklı açılardan, ki kis, Refik Anadol’un bu işleri mi pozitif, kimi negatif, kimi ni görse ne derdi? Sadece Sarkis tarafından yanıtlanabile EMRAH KOLUKISA uzun dönem hatıra, kısa dönem hatıra, travmalar… Benim de sa cek bu soruyu geride bıraktı natçı olarak merak ettiğim, aca ğım anda diğerleri sıralanıyor birbi ba hatıralarımızı görebilir miyiz? Hep ri ardına soruların. Etkileyici bir ser hayalim görünmeyeni görmeye çalış gi olduğuna şüphe yok Pilevneli’de mak ve bu elde edilen verilerden bir ki “Eriyen Hatıralar”ın; ve meşak heykel, bir çıktı elde edebilir miyiz, katli ve pahalı ve bir o kadar da tar onu yapmaya soyundum. Burada yap tışmaya açık... Bugün artık Bill Ga maya çalıştığım şey şuydu: 800 kişi tes koleksiyonunda işleri olan, Da ye ait veri havuzuna ulaştıktan son vid Lynch, Frank Gehry gibi büyük ra makine zekâsını kullanmaya karar isimlerle projeler geliştiren Refik verdim, yani yapay zekâyı... Gelişmiş Anadol’a kulak vermek en iyisi. bir EEG aygıtı sayesinde, kablosuz elektrotlar kullanarak beyinde ölçüm ler yapılıyor. Daha sonra beynin üret tiği elektrik dalgalarından elde edilen verileri bilgisayardaki bir yapay zeka uygulaması sayesinde 800 kişinin ve rileriyle karşılaştırıyor ve diyelim be nim sinyalimle benzer sinyalleri bulu yor. Amacım her zaman sanatta ayrı lıklardan ziyade benzerlikleri anlama ya çalışmak… Buradaki ekranda gör düğünüz her bir kırmızı nokta da ser gideki işler aslında. l Anıları pozitif ve negatif olarak sınıflandırıyorlar dediniz... Biraz açar mısınız? Şöyle... Anıların sınıflandırılmasın daki kriterler uzun ya da kısa dönem anılar, ya da pozitif ve negatif anılar. ‘Eriyen Hatıralar’ sergisi 10 Mart’a Mesela “köpeğimi gezdirmeye çıktım” dek Pilevneli Galeri’de görülebilir kısa bir anıya tekabül ediyor. Ama ‘köpeğimi gezdirirken bir trafik kaza l İşin teknik yanıyla başlayalım sı gördüm, bir kişi öldü, bir kişiyi de mı? Serginin girişinde siz de bunu ben kurtardım’ uzun dönem bir ha öne çıkarmışsınız biraz zaten. Tam tıra... Bu hatıranın içinde hem pozi olarak nedir buradaki işler? tif hem de negatif var: “Bir kişi hayatı Türkiye’de üniversiteyi bitirdik nı kaybetti ama ben bir kişiyi kurtar ten sonra gittiğim ve şu anda benim dım”. Ama sadece pozitif ya da negatif de ders verdiğim UCLA’da Tasarım ve olarak, yani duygular yok kesinlikle, Medya Sanatları diye bir bölüm var, çünkü duygu dünyası çok kapsamlı ve 30 yıl önce kurulmuş. Orada Neuros sübjektif bir dünya. cape diye bir laboratuvarla karşılaş l Ama bu pozitif ya da negatif de tım. Adam Gazzaley kurmuş burayı ve diğimiz şeyleri biz duygularla ifade çok enteresan biri, depresyon hastala ediyoruz, değil mi? rına reçeteyle oyun veriyor. Oyunları Edebiliyoruz ama bilinçli olarak ta da kendileri tasarlıyorlar. Bu laboratu nımlamaya gerek duymadım. Çünkü benim için mutluluk sayılabilecek bir anı herkes için o anlama gelmeyebilir. Önce anılar gelmeli bence, sonra duygular, çünkü her şeyden önce büyük bir veri gerekli bana. Bu sergideki işlerden bazıları pozitif Refik Anadol bazıları negatif anılardan oluşuyor ve ben bilinçli olarak bunları söylemiyorum. Bir hatıranın ortalama, 800 insana göre konuşuyorum tabii, dünya daha büyük olabilir bu cümle için ama, yaklaşık dört dakikaya yakın bir süreci söz konusuymuş. yani hatıranın akla gelmesi, akılda bir imge, bir ses, bir iletişim yoluyla bir yere ulaşması ve gitmesi, gittikten sonra arkasında bıraktığı izler... Bu da 7200 karelik bir deneyim aslında. O yüzden her iş dört dakika sürüyor. Bunlara veri resimleri diyorum, bu resimlerin artık statik olma ihtimali yok. Burada üç katlı bir sergi alanı var ve ben bu üç katı bilinç, bilinçaltı ve bilinçüstü olarak tasarladım. l Bilinçüstünü nasıl yorumluyorsunuz? Bilinçüstü aslında yaşandıktan sonra okumalar gibi hayal ediyorum. En alt kattaki yani bilinçaltı bölümündeki işler üç boyutlu, yani veri heykelleri, resim değil artık. Işık sayesinde de hareket kazanıyorlar, ışık ve gölgeyle hatıraya hayat veriyorlar. Orada aklıma hep şey geliyor benim, Blade Runner’daki sahne, yani gelecekteyiz, bir galeride, ve sanki bir anı dondurulmuş, birazdan yüklenecek gibi, ama daha yüklenmemiş. l William Gibson ve başka bilimkurgu yazarlarından ilham aldığınız bildiğim için soruyorum, gelecek tasavvurunuz distopik mi sizin de? Hayır, ütopik, kesinlikle ütopik. Poizitif olabilmek negatif olabilmekten çok daha zor bir şey. Bence bizim DavId Lynch’in anıları David Lynch ile çok yakın temas halindeyiz. Bilinçaltıyla ilgili çok araştırma yapıyor biliyorsunuz ve galerisi bu projeyle çok ilgilendi. İkinci aşamamızda Los Angeles’daki Kanye Griffin Corcoran Galerisi’nde bu projenin küçük bir kısmını Lynch’in anılarıyla gerçekleştireceğiz. Bir bina ANIMSAYabilir mi? Önümüzdeki yıl Los Angeles Filarmoni Orkestrası 100. yılını kutluyor. Yarım milyon performans üretmişler son 100 yılda. 100. yıllarını kutlamak için benimle çalışmaya karar verdiler. Frank Gehry’nin binası için bir proje yapacağız. Oradaki amacım binaya bir bilinç kazandırabilme ihtimali; acaba 21. yüzyılda bir bina geçmişini bilebilirse geleceği tahayyül edebilir mi, ya da bir bina rüya görebilir mi, bir bina hatırlayabilir mi?... Aslında bir nevi bilim kurgu fikri. Elimizde 100 yıllık bir arşiv var. Yarım milyonluk performans serisi var, sesleri, görselleri, posterleri... Bu bilgiyi alıp makine zekasıyla binanın üzerine bir deri gibi projekte edeceğiz. insan olarak, çoğu araştırmaya göre, fabrika ayarlarımız negatif. Yani negatifi bulmamızda sıkıntı, zorluk yok; negatifi anlayabilmek, neyin çalışmadığını anlamak kolay. Ama neyin nasıl çalışabileceğini söylemediğimiz zaman, o pozitif gerçekliğe dair üretmediğimiz zaman, negatiflik başımıza gelen en kötü şeylerden biri. Yanında pozitif yapıcı eleştiri olmadığı zaman dünyanın en zararlı şeyi. Atom bombası da bu yüzden var. En kötü eleştirilerden biriydi, insanlığın birbirine yaptığı en büyük suçlamalardan biriydi çünkü arkasında ondan nasıl arınılacağı yoktu. § 2. Vedat Günyol Deneme Ödülü Feridun Andaç’ın Kartal Belediyesi’nin, Türkiye Yazarlar Sendikası, Kırmızı Kedi Yayınevi ve İstanbul Atatürk Lisesi Mezunları Vakfı işbirliğiyle bu yıl 2’ncisini düzenlediği “Vedat Günyol Deneme Ödülü”nün birincisi “Üstümüzdeki Gül Yaprağı” adlı kitabıyla Feridun Andaç oldu. 55 eserin değerlendirildiği yarışmada dereceye giren eserler, düzenlenen ba sın toplantısıyla açıklandı. Seçici kurul, yaptığı değerlen dirme ile birincilik ödülü dışında 2 Jüri Özel Ödülü verdi. “Umut Hep Vardır” adlı yayımlanmamış eseri ile Gülsüm Cengiz ve “Buyrun Siz De Deneyin” adlı kitap olarak yayımlanmış eseri ile Mehmet Serdar Kubilay, Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Program sanatı Senfoni orkestralarımızda nasıl program düzenlenir? Bazı senfoniler orkestrayı eğitmek amacıyla çaldırılır. Örneğin birçok büyük şef Beethoven’in 9 senfonisini birden aynı mevsim içinde çaldırtmıştır. Çünkü çalanların da dinleyenlerin de öğreneceği çok şey vardır. Klasikleşmiş konser şablonunda bir uvertür, bir solistli eser, ikinci yarıda da bir senfoni yer alır. Ama bu kesin kural değildir. Bölüm başına 4050 dakika ayrıldıktan sonra o sürenin içine sadece uzunca bir konçerto ve bir senfoni konabilir. Bazen postromantik bir besteci varsa sadece onun eseri çalınır. O konserde ara yoktur. Çünkü Bruckner, Mahler, R. Strauss gibi 19. yüzyıl sonu postromantiklerin nice yapıtı konserin tüm süresini, iki saate yakın kaplayabilir. O zaman da dinleyici konser fuayesinde sosyalleşemez! Orkestraların yönetimleri aynı bestecinin art arda gelmemesine dikkat eder mi? Bazen ünlü şefler yönettikleri orkestranın gücünü sergilemek için solistli konserler yerine her iki bölüme de solistsiz, senfonik yapıtlar yerleştirirler. Konserin bütününde bir dil birliği, bir ortak payda olması önemlidir. Dinleyici çağdaş yapıtları sandviç halinde duymaya alışsa da bunun da abartılmaması, klasikleşmiş eserlerin araya sıkıştığında çok yeni eserlerin dikkatle seçilmesi gerekir. Tematik konserler, örneğin “Akdeniz esintileri” bazen üst üste konulur. Bu da dinleyicinin hayal gücünü sınırlayabilir. Birilerinin anısına konser yapmak, o kişilerin sevdiği parçalardan mı örülüdür, o kişiyi hatırlatmak için midir, yoksa yaşasaydı asla dinlemeyeceği eserleri mi içerir? Şefin veya solistin bir süre sonra yurtdışındaki başka bir merkezde icra edeceği eser önceden burada çaldırıldığında programın diğer eserleriyle nasıl bağdaştığı dikkate alınır mı? Hemen her konser salonumuzda özellikle bu yıl “milli”(!) bestecilerimizden Şostakoviç’e bol bol yer ayrılmıştı. Bestecinin hikâyesi acıklıdır, eserleri coşkuludur, büyük orkestranın renklerini güzel kullanır, ritmik ve melodik buluşlarıyla izleyiciyi kucaklar. Ama neredeyse her hafta İstanbul’un bir köşesinde kendisine rastlamak da biraz abartı olmaz mı? Geçenhafta İDSO’nun konserini Raoul Grüneis yönetti. Bu değerli şefi, İDOB’u yönettiği dönemden biliyoruz. Postromantiklerin, Wagner’in üstadı. Büyük orkestrayı iyi tanıyor. İlk yarıda İDSO’nun eşliğindeki Beethoven’in Üçlü Konçertosu’nda, Bosphorus Trio (Özgecan Günöz, Çağlayan Çetin, Özgür Ünaldı) birbirlerini dinleyerek ve çaldıkları eserin keyfine vararak bize de aynı keyfi yaşattılar. İkinci yarıdaki Richard Strauss’ın Ev Senfonisi büyük orkestranın renklerini yansıtsa da, o dantel gibi Beethoven üstüne ağır bir ruh hali sundu. 29. ANKARA FİLM FESTİVALİ Kısa Film jürisi belli oldu 29. Ankara Uluslararası Film Festivali “Ulusal Kısa Film Yarışması” seçici kurulunda akademisyen Prof. Dr. S. Ruken Öztürk, yönetmen Ramin Matin, oyuncu Devin Özgür Çınar, oyuncu Özgür Emre Yıldırım ve karikatürist Emrah Ablak yer alacak. Bu yıl festivalin “Ulusal Uzun Film Yarışması”na 35 film, “Ulusal Uzun Proje Geliştirme Desteği”ne 75 proje, “Ulusal Kısa Film Yarışması”na 265 kısa film, “Ulusal Belgesel Yarışması”na ise 133 belgesel başvurusu oldu. Ayrıca festivale film, kısa film ve belgesel kategorilerinde toplam 230 uluslararası başvuru yapıldı. NADAR BURSA’DA 19. YY’ın önemli portre fotoğrafçısı Felix Nadar’ın “ Nadar’ın Büyük Portreleri” sergisi İstanbul ve Ankara’dan sonra Bursa’da Engin Özendes’in küratörlüğünde açılıyor. Paris Jeu de Paume Muzesi’ne ait toplam 41 fotoğraftan oluşan koleksiyon sanatseverlerle Nilüfer Belediyesi Mysia Fotoğraf Müzesi’nde 5 Mart’ta buluşuyor. Nadar’ın portreleri arasında adını bildiğimiz sanat insanlarından başka, biz Türkiye’de yaşayanları yakından ilgilendiren kişiler de var: Lamartine, Nerval, Sarah Bernhardt, Gautier, Garnier gibi…  Bilkent Müzik Günleri’nde 2 konser birden Bilkent Müzik Günleri, bugün Duo Leo ve BabacanKıvrak Piano Duo’nun katılacağı konserle sürüyor. Muhammedjan Sharipov (keman) ve Güneş Hızlılar’dan (arp) oluşan Duo Leo konserde J.S. Bach’ın Sol minör Sonatı (BWV.1020), Çaykosvki’nin Valse Sentimentale (Op.51 No.6), SaintSaëns’ın Fantaisie (Op.124), Debussy’nin Clair de Lune ve Piazzolla’nın Bordel 1900 (The History of Tango) isimli eserlerini seslendirecek. Konserin ikinci yarısında ise Cem BabacanBaşar Can Kıvrak Piyano İkilisi Rachmaninov’un Senfonik Danslar’ını seslendirecek. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi tarafından düzenlenen Bilkent Müzik Günleri 28 Mart’a kadar sürecek. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear