24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 27 Eylül 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 11 Suçlamaların hiçbiri kanıtlanamadı CHP’nin kurduğu Berberoğlu Davasını İzleme Komisyonu ikinci kez toplandı CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutukluluğu 105. gününe ulaştı. CHP’nin oluşturduğu komisyon, Berberoğlu’nun serbest bırakılmasını istedi. Berberoğlu Davasını İzleme Komisyonu değerlendirme toplantısının ikincisi İstanbul’da yapıldı. CHP milletvekilleri Ömer Süha Aldan, Cemal Okan Yüksel, Mehmet Gökdağ ve Barış Yar kadaş ile CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi avukat Turan Aydoğan’dan oluşan komisyon hukuki süreci masaya yatırdı. Komisyonun hukukçu üyeleri, Berberoğlu’nun davayı takip eden avukatlarıyla yaptıkları görüşmelerden edindikleri izlenimleri de değerlendirdi. Toplantı sonrası tweet hesabından açıklama yapan Yarkadaş, “Milletvekilimiz, gazeteci ağabeyim Enis Berberoğlu tam 105 gündür cezaevinde... Berberoğlu Maltepe’de haksız ve hukuksuzca tutuluyor” dedi. Berberoğlu’na ilişkin suçlamaların hiçbirinin kanıtlanamadığına vurgu yapan Yarkadaş, “Anayasa Mahkemesi, milletvekillerinin tutuklu yargılanamayacağına ilişkin kararının arkasında dursun” çağrısını da yaptı. Dava sürecine ilişkin olarak, komisyonun hukuk çu üyelerinin kamuoyuna kapsamlı bir değerlendirme yapacağını da anımsatan Yarkadaş, Berberoğlu’nun “Siz Yürürken, Ben Yatarken...” adlı kitabını bitirmeye yakın olduğunu da sözlerine ekledi. Öte yandan, Maltepe Cezaevi’ndeki Berberoğlu’nu CHP Milletvekilleri Atilla Sertel ile Musa Çam da ziyaret etti. l İSTANBUL / Cumhuriyet OHAL’de kadın kıyımı l HAKKINDA 92 DAVA VAR Kızılkaya 400 gündür cezaevinde Özgür Gündem Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya cezaevinde 400. günü geride bıraktı. Kızılkaya’nın serbest bırakılması için sosyal medyada “#İnanKizilkaya400” başlığıyla kampanya başlatan arkadaşları,“#İnanKızılkaya400 gündür, sadece gazetecilik yaptığı için hapiste! Gazetecilik suç değildir” dedi. Özgür Gündem ana davası nedeniyle 400 gündür tutuklu yargılanan Kızılkaya hakkında 92 dava bulunuyor. Davaların bir kısmı birleştirilirken bir kısmı ise ayrı ayrı devam ediyor. Kızılkaya’ya açılan davaların nedeni ise Özgür Gündem’in Sorumlu Yazıişleri Müdürü olmak. Gazete ile dayanışmak amacıyla başlatılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği Kampanyası’na katılanların yargılandığı davaların tamamının da “sanığı” durumunda olan Kızılkaya, hakim karşısına çıktığı her duruşmada “Haberlerimiz ifade özgürlüğü kapsamındadır. Gazetecilik suç değildir” demişti. İşkence gördü Kızılkaya gözaltına alınmasının ardından ise pek çok hak ihlaline maruz kaldı. Çıplak aramaya maruz bırakılan Kızılkaya, iki ay boyunca televizyon, gazete ve mektuba erişemedi. Maruz kaldığı hak ihlallerini de kaleme aldığı bir mektupla anlatan Kızılkaya, “Gözaltına alındıktan sonra gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Zana (Bilir) Kaya ile birlikte ayrı bir polis aracına bindirildik. Minibüsün içinde ters kelepçeli şekilde yere yatıran polisler 67 saat boyunca periyodik dayak seansları uygularken diğer yandan da ‘Sizi Musa Anter gibi geberteceğiz, asit kuyularına atacağız’ tehditleri savurdular” diye belirtmişti. Hepsinde sanık Kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyası 3 Mayıs 2016’da başlamış, 56 nöbetçi yayın yönetmeninden 50’sine soruşturma açılmıştı. Bu soruşturmaların 38’i davaya dönüşürken nöbetçi yayın yönetmenleri hakkında 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 7/2 maddesi (Terör örgütü propagandası yapmak) ve 6. maddesini (Terör örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını basma veya yayınlamak) ihlalden dava açılıştı. Açılan davaların tümünde ise Gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya sanık olarak yer alıyor. Özgür Gündem ana davasında gazetenin Yayın Danışma Kurulu Üyeleri Necmiye Alpay, Aslı Erdoğan, Ragıp Zarakolu, Filiz Koçali, gazetenin eski ve yeni Genel Yayın Yönetmenleri Eren Keskin ve Zana Kaya, Yayın Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya, İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı ve Bilge Oykut yargılanıyor. Dava kapsamında Kızılkaya ve Sancılı’nın tutuklulukları sürerken, davanın bir sonraki duruşması 31 Ekim 2017’de görülecek. l İSTANBUL / Cumhuriyet HDP’nin Avrupa Konseyi’ne sunduğu raporda OHAL döneminde yaşanan kadın hakları ihlalleri sıralandı MAHMUT LICALI len öğrencilerin 3’te biri HDP’nin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne sunduğu nin, üniversitelerden ihraç edilen akademisyenlerin ise 5’te birinin kadın olduğu belirtilerek raporda Türkiye’de kadın hak ekonomik özgürlükleri ları ihlalleri sıralandı. Rapor ellerinden alınan kadın da, OHAL döneminde 25 bin ların OHAL’in yarattı 523 kadının ihraç edildiği, ih ğı baskı ortamında yeni raç edilen kadınların OHAL iş bulmalarının da nere şartlarında yeni iş bulamadı deyse imkansız olduğu ğı ve ekonomik özgürlüklerini Filiz Kerestecioğlu na dikkat çekildi. kaybettiği vurgulandı. HDP Grup Başkanvekili Filiz Dernekler gitti Kerestecioğlu’nun, Avrupa Konseyi Raporda, OHAL döneminde 11 kadın Parlamenterler Meclisi Eşitlik ve Ay derneği ile bir çocuk hakları derneği rımcılığa Karşı Komisyon toplantısına nin kapatıldığı ifade edildi. Kamudaki sunduğu raporda, OHAL ve KHK’lerin ihraçların kadına yönelik şiddete kar kadınların yaşamını olumsuz yönde et şı kamu kurumlarının da görevlerinin kilediği, OHAL sürecinde kadın düş aksamasına neden olduğu belirtilen ra manlığı ve muhafazakâr söylemlerin porda, şiddete uğrayan kadınların ka yoğunlaştığı belirtildi. rakola gittiklerinde yeterli personel ol Raporda, KHK’lerle kamudan ih madığı için saatlerce beklemek zorun raç edilenlerin yüzde 23’ünün (25 bin da kaldığı belirtildi. 523) kadın olduğu ifade edildi. Kamuda muhalif kimliğiyle tanınan kişile 16 gazeteci, 5 vekil rin ihraç edildiğine dikkat çekilen ra 35 kadın belediye başkanının tutuk porda, Haziran 2017 tarihi itibarıyla landığı belirtilen raporda, 16 kadın ga KESK’e bağlı 11 sendikadan ihraç edi zetecinin tutuklu olduğuna dikkat çe len toplam 3 bin 100 çalışanın 600’den kildi. Raporda, darbe girişiminin ar fazlasının kadın olduğu ifade edil dından hükümeti destekleyen çevre di. Raporda, yurtdışı bursu iptal edi lerden cinsiyetçi söylemlerin kullanıl maya başlandığı ifade edildi. Raporda, bazı dini cemaatlerin “kadınların evde oturup dua ve zikirle meşgul olmaları” söylemlerini kullandığı kaydedildi. Raporda, tutuklu HDP’li 9 milletvekilinin 5’inin kadın milletvekili olduğu ifade edildi. Raporda, tutuklu kadın vekillerin parlamentoda cinsiyet eşitliğini savunan ve kadın hakları için mücadele ettiğine dikkat çekildi. Şiddet arttı Raporda, 2017 yılının ilk 7 ayında 170 kadın ve kız çocuğunun öldürüldüğü, 50 kadına tecavüz edildiği, 126 kadının taciz edildiği, 215 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunulduğu, 237 kadına şiddet uygulandığı belirtildi. Raporda, yargının kadına yönelik şiddete ilişkin yeterli bilgi ve duyarlılığa sahip olmadığı kaydedildi. Cinsiyetçi müfredat Eğitimin dinselleştirildiği belirtilen raporda, kız çocuklarıyla erkek çocukların pek çok okulda ayrı eğitim almaya başladığı, bu durumun eğitimin laik niteliğine aykırı olduğu ifade edildi. Raporda yeni müfredatta uluslararası çocuk hakları sözleşmelerine ve medeni hukuka aykırı ve ayrımcı ifadelerin yer aldığı dile getirildi. l ANKARA Zorla yoğun bakımda ŞEYMA PAŞAYİĞİT Hâkim karşısına çıkmasına iki gün kalan tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen, “İşimi geri istiyorum” diyerek başlattığı açlık grevinin 202. gününde Numune Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’ne zorla götürüldü. “İşimi geri istiyorum” eyleminin simge yeri Yüksel Caddesi’nde sürekli müdahalede bulunan sivil polislerin Gülmen’in kaldırıldığı hastanede de görevlendirilmesi dikkat çekti. İhraç edildiği işine geri dönme talebiyle açlık grevine başlayan akademisyen Nuriye Gülmen, açlık grevinin 202. gününde yine zorla yer değişikliğine maruz kaldı. Edinilen bilgilere göre; cezaevi müdürü ve gardiyanlar, Sincan Cezaevi Kampus Hastanesi’nde tutulan Nuriye Gülmen’in kaldığı odaya refakatçi kardeşi Beyza Gülmen ile kitap okuduğu sırada girdi. Sloganlarla feryat eden Gülmen, odasından sedyeyle çıkarıldı. Son üç gündür koku alma duygusunda yokluk, uyku hali, konuşma bozukluğu ve su alımında azalma olması gerekçesi ile gece yarısından sonra Numune Hastanesi Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’ne götürülen Gülmen’in yanına avukatları veya yakınının girmesine izin verilmedi. Odaya girildiğinde yoğun bakımda da ablasını görmeye devam edeceği söylenen Beyza Gülmen de Numune Hastanesi’nin kapısından geri çevrildi. ‘Hayati düşüş’ Gülmen ile Özakça’nın ilk duruşmaya getirilmemelerinin ardından Gülmen’in savunmasını hazırladığı 28 Eylül’de görülecek duruşmadan iki gün önce yoğun bakıma götürülmesi tartışma yarattı. Hastane yönetimi zorla müdahale iddialarını yalanladı. Üç gün önce Gülmen ile Özakça’nın kontrolünü yapan Numune Hastanesi hekimi, “Hayati fonksiyonları birden düşüş yaşadığı için hastaneye kaldırıldı” dedi. Uzman polisler Hastane çevresinde, koridorlarında ve Gülmen’in kaldığı yoğun bakım servisi önünde onlarca polis yığıl Savunmasını hazırlayan Gülmen, duruşmaya sadece iki gün kala yoğun bakıma alındı Nuriye ve Semih İçin Dayanışma grubu, Süreyya Operası önünde basın açıklaması yaparak açlık grevindeki Gülmen’in zorla hastaneye götürülmesine tepki gösterdi. dı. Gülmen’in kaldığı koridoru jandarma ve sivil polis ekipleri doldurdu. “İşimi geri istiyorum” eyleminin simge yeri Yüksel Caddesi’nde sürekli müdahalede bulunan sivil polisleNuriye Gülmen rin hastanede görevlendirilmesi dikkat çekti. Hastane önünde gözaltı Numune Hastanesi önünde “Zorla tıbbi müdahale cinayettir. Bunu asla kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımız sahipsiz değildir onları öldürtmeyeceğiz” diyerek oturma eylemi yapan Nazan Bozkurt gözaltına alınarak uzaklaştırıldı. Sincan Cezaevi Kampus Hastanesi’nde tutulmaya devam edilen Semih Özakça ise refakatçi annesi Sultan Özakça ile gönderdiği mesajında, “Biz ne ölmek istiyoruz, ne de yaşayan bir ölü olmak istiyoruz. Zorla müdahale işkencesi ile bizi yaşayan ölü haline getirmeye çalışıyorlar. Onlar acizlikleri ile kaybettiklerini gösterdiler. Direnişi bitiremiyorlar. Biz kazanacağız” dedi. İşlerine dönmeliler CHP Ankara milletvekili Şenal Sarıhan, Numune Hastanesi’ne Gülmen’i ziyarete gitti. Duruşmaya iki gün kala Gülmen’in hastaneye yatırılmış olmasının savunma hakkına yönelik yeni bir engelleme olduğuna dair kamuoyunun ciddi endişe taşıdığını söyleyen Sarıhan, “Gülmen ve Özakça’nın avukatlarının bir önceki duruşmadan iki gün önce gözaltına alınıp tutuklanması ve şimdi de Nuriye’nin kendisinin yoğun bakıma kaldırılması yine savunma hakkının kullanılamayacağını gösteriyor. Ancak temel öncelik yaşama hakkıdır. Her geçen gün durumları kötüye giden eğitimcilerin bir an önce işlerine iade edilmeleri ve eylemlerini sonlandırmaları sağlanmalıdır” dedi. l ANKARA Biz ne zaman sevineceğiz... Biz; Bu ülkede resmi açılışlar besmeleyle değil, merhabayla başladığı gün... Din işleri devlet işlerine asla bulaştırılmadığı gün... Cemaatler devlet katlarında fink atmadığı gün... Ülkede bir tarikat batıp yerine bin tarikat çıkmadığı gün... Sevineceğiz. Seçimlerin üzerinden şaibeler kalktığı gün sevineceğiz. Sandıklara kaygısızca gidebildiğimiz gün... Çıkan sonuçlardan kuşku duymadığımız gün... Demokrasiye hep birlikte sahip çıkabildiğimiz gün... Sevineceğiz. Evet biz bir gün mutlaka sevineceğiz. O gün artık Meclis’te sorumluluklarının bilincinde insanlar olacak. O gün iktidarda makamlarını şahsi menfaatleri için kullanmayanlar olacak. O gün ülkenin üzerindeki diktatörlük bulutu çoktan dağılmış olacak. Halk tüm tercihlerini kendi özgür iradesiyle yapmış olacak. Biz; Elbet sevineceğiz... Gerçekten sevineceğiz. Hapislerde tek bir düşünce suçlusu kalmadığı gün sevineceğiz. Kimsenin açlık grevine yatmadığı gün sevineceğiz. Herkesin her şeyi rahatça yazıp söyleyebildiği gün sevineceğiz. Kimse cinsel, dinsel ya da etnik kimliğinden dolayı damgalanmadığı gün sevineceğiz. Ülkede yargı yeniden bağımsızlaştığı gün... Mahkemeler iktidarın sopası olmadığı gün... Hukukçular mesleklerine topyekun sahip çıktığı gün sevineceğiz. Biz... bir gün... sevineceğiz... hem de çok sevineceğiz. Gazeteciler tetikçiliği bırakıp gerçekten gazetecilik yaptığı gün sevineceğiz. Bağımsız basının üzerindeki tüm baskılar kalktığı gün sevineceğiz. Muhalefete saygı duyulduğu gün sevineceğiz. Tek bir gazetecinin bile tutuklanmadığı ve kimselerin öldürülmediği gün sevineceğiz. O gün... Artık okullarda çocuklara çağdaş bir eğitim veriliyor olacak. Devlet kindar ve dindar nesiller yetiştirmeye kalkışamayacak. İktidar, inancı bilgiye üstün tutamayacak. Kimse kadınlar hakkında ortalara çıkıp ileri geri konuşamayacak. Birbirinden akıldışı fetvalar havalarda uçuşamayacak. İnsanlar sokaklarda istedikleri kıyafetlerle, istedikleri gibi dolaşacaklar. Yönelimleri yüzünden ne ailelerinden ne de toplumdan korkacaklar. Kadınlar erkekler tarafından her gün ama her gün bıçaklanmayacaklar. Evet... Biz sevineceğiz... Çok ama çok sevineceğiz. Bizim sevindiğimiz gün ülkenin dört bir yanında festivaller düzenleniyor olacak. İnsanlar sokaklarda keyifle içki içip neşeyle dans edecekler. Ve sevgililer diledikleri yerde diledikleri gibi öpüşecekler. HHH O yüzden biz bugün hiç sevinmiyoruz. Ne arkadaşımızın tahliyesine ne de diğerlerinin tahliye umuduna. Biz sadece öfkeliyiz, çok öfkeliyiz. Hem onların içeriye girmiş olmasına... Hem de ülkenin içine düştüğü şu lanet duruma. Alternatif Nobeller sahiplerini buldu Doğru Yaşam Vakfı tarafından verilen Alternatif Nobel Ödülleri sahiplerini buldu. “Korkusuzca araştırmacı gazetecilik örneği verdiği, baskı, sansür ve ölüm tehditlerine boyun eğmeden fikir ve basın özgürlüğünü savunduğu” için geçen yıl gazetemize verilen ödüllerin bu yılki sahipleri ABD’li çevre hukuku uzmanı Robert Bilott, Hindistan’dan insan hakları avukatı Colin Gonsalves, Azerbaycan’dan gazeteci Hatice İsmailova ve Etiyopyalı avukat Yetneberş Nigussie oldu. Çevre hukuku uzmanı Bilott, ödüle Batı Virginia eyaletindeki Parkersburg ve çevresindeki içme suyuna PFOA (perfluorooktanoik asit) karışan 70 bin kişiyi temsilen 19 yıl sürdürdüğü hukuk mücadelesi nedeniyle layık görüldü. Hintli avukat Gonsalves ise 1989 yılında kurduğu İnsan Hakları Hukuk Ağı ile yoksullar, varoş sakinleri, mülteciler ve modern yaşamın kölelerini mahkemede temsil ediyor. Azeri gazeteci İsmailova ise Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve ailesinin petrol ve doğalgaz zengini eski Sovyet ülkesinde nasıl zenginleştiğini ortaya çıkarmıştı. 6 yaşında gözlerini kaybeden Yetneberş Nigussie ise kendini ülkesindeki engelli bireylerin hakları ve eğitimine adamış bir avukat.l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear