28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 14 Ağustos 2017 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Dininiz imanınız paradır sizin... Unutmuş olamazsınız. 16 Nisan referandumu için Federal Almanya’da “Evet” propagandası yapmak isteyen iki AKP’li bakana izin verilmeyince 5 Mart’ta Tayyip Erdoğan kameraların karşısına geçti ve gürledi: “Ey Almanya! Sizin demokrasiyle yakından uzaktan alakanız yok. Sizin şu andaki uygulamalarınız, geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı değil. Bunları biz dünyaya rezil rüsva edeceğiz”. Bu sözler önce Almanya, ardından Avrupa Birliği’nde çok güçlü bir öfke dalgası yarattı. Ondan sonrası art arda geldi.  Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in yargı süreci başlamadan Erdoğan tarafından “Ajan ve terörist” ilan edilmesi; Alman aktivist Peter Steudtner’in Büyükada’da polis baskınıyla tutuklanması; Erdoğan’ın siyasal sığınma başvurusu yapmış Türkiye Cumhuriyet yurttaşlarının iade edilmemesine tepki olarak “Onların adamları da bizim elimize düştüğünde biz de onlara...” diye başlayan şantaj sınırındaki açıklamaları diplomatik itiş kakışı gerçek bir krize dönüştü. Almanya İncirlik Üssü’ndeki askerlerini çekti. Konya’dakileri de çekeceğinin sinyallerini verdi. Nitekim Almanya Dışişleri Başkanı Sigmar Gabriel 20 Temmuz’da “Türkiye politikamıza yeni bir yön vermemiz gerekiyor. İlişkilere böyle devam edemeyiz” deyiverdi. HHH Kaba ve çok eksikli bir özet aktardım. İlişkiler böylesine dinamitlenmişti ve hem Türkiye’de, hem AB’de “Türkiye nereye” sorusu sık ve yüksek sesle sorulmaya başladı. Ancak medyada pek yer almayan, aldıysa bile altı çizilmeyen bazı açıklamalar da vardı. Almanya tarafından “AB üyeliği olmayacak. Ama ticari ilişkiler sürdürülmelidir” yollu değerlendirmeler, öneriler geldi. Açıkçası “Kopenhag kriterlerine boş verelim ama Maastricht kriterleri geçerliğini korusun” denilmiş oldu. AKP iktidarının bu formüle itirazı yok. Tam o günlerde aralarında Daimler (Mercedes) ve Bosch gibi sanayi devlerinin de yer aldığı 600 Alman firması hakkında Türkiye’nin bir kara liste hazırladığı, bu şirketler hakkında gizli bir soruşturma yürüttüğü haberleri patladı. Daha önceleri sık sık tanık olduğumuz “Eyyy Almanya” naralanmaları duyulmadı. Tersine AKP iktidarının bakanları, Başbakanı ve Cumhurbaşkanı bu haberi telaşla yalanladılar. “Yanlış anlama olmuş... Bir yanlışlık yapılmış... Valla billa yok böyle bir şey... Asla yapmayız zaten” yollu alışılmadık ölçüde aşağıdan alan ve bir paniği yansıtan açıklamalar art arda geldi. Mesela rüzgâr enerjisi üretimine ilişkin ihaleyi Alman sanayi devi Siemens’in başını çektiği bir şirketler grubunun kazanması AKP medyasında sevinç çığlıkları ile karşılandı. Eh, AKP tayfasının “ticaret yapalım, demokrasi bilmem ne meselelerini bir yana bırakalım” formülüne alkış tutmasında şaşılacak bir yan yok. Ya peki ha bire demokrasi nutukları atan, insan hakları, düşünce ve basın özgürlüğü üstüne uyarı üstüne uyarı yapan Almanya? Yukarıdaki soruya anlamlı ve Almanya’ya pek de onur kazandırmayan cevap birkaç gün önce geldi. Almanya’daki silah firmaları bu yılın ilk dört ayında Türkiye’ye 5 milyon 600 bin Avro değerinde silah ve mühimmat sattı. Bitmedi. 2016 yılında Almanya, Türkiye’ye 49 milyon Avro değerinde silah ve mühimmat satışı yaptı. Bir önceki yıl bu 26 milyon 500 bin Avro idi. Yani iki kat arttı. 2017 sonunda kaç milyon Avro’ya ulaşacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. HHH Şimdi tutup bu kez sözü ben alsam ve “Eyyyy Almanya” diye başlayıp “Çok eleştirdiğiniz AKP iktidarından pek bir farkınız yok. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler falan filan ama yeter ki serbest piyasa ekonomisi tıkır tıkır işlesin, küresel kapitalizmin pazarı daralmasın. Dininiz imanınız para sizin” diye seslensem haksız mı olurum? NuriyeSemih pankartına tutuklama Beşiktaş ile Konyaspor arasında Samsun’da oynanan Süper Kupa maçında ‘Nuriye Semih yaşasın’ pankartı açan taraftarlardan biri tutuklandı. Beşiktaş taraftar grubu ‘Beleştepe’, OHAL KHK’siyle ihraç edildikleri işlerine dönmek için yaptıkları açlık grevinde 158 günü geride bırakan tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’ya destek olmak için ‘Nuriye Semih yaşasın’ pankartı açmıştı. Samsun Valiliği, siyahbeyazlı taraftarlar hakkında ‘terör örgütü propagandası’ iddiasıyla soruşturma başlatmıştı. Soruşturma sonucu hakkında yakalama kararı çıkarılan taraftarlardan 17 yaşındaki V.Ç’nin dün gözaltına alındığı ve tutuklanarak cezaevine gönderildiği öğrenildi. l Haber Merkezi CHP’Lİ AĞBABA VE ÖZEL, TUTUKLANAN İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARIYLA GÖRÜŞTÜ: ErdoTğuatun’kı lmanamhvaemtıtziGD2U0KR’DAUELMDZDIOAR CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağba Büyükada’da bir eğitim toplantısı yaptıkları sırada toplantıları bası ba ve Grup Başkanve larak ajan olmakla suç kili Özgür Özel tutuk lanan insan hakları ak lu insan hakları savunucularıyla görüştü. İKLİM ÖNGEL tivistlerini ziyaret etti. Nalan Erkem, Özlem Nalan Erkem, “Biz he Dalkıran, İdil Eser, Ve pimiz solcuyuz, hapishane li Acu ve Günal Kurşun ile gö de öğrendik ki FETÖ ile iliş rüşebilen heyet; talepte bu kilendirilmişiz. FETÖ ile ir lunmalarına karşın Alman tibatlandırılmak kadar ab ya vatandaşı Peter Staudtner sürd ve onur kırıcı bir şey ve İsveç vatandaşı Ali Ghara olamaz” derken; Günal Kur vi ile görüşme başvurularına şan, “Bu tutuklamalar Türki Adalet Bakanlığı’ndan yanıt ye ve Erdoğan’ı G20’de mah alamadı. Heyet görüşmelerin vetti. 19 liderin Erdoğan’a bu ardından izlenimlerini ve ak tutuklamaları sorduğunu bi tivistlerin anlattıklarını rapor liyoruz. Erdoğan’a kurulmuş haline getirdi. Raporda şu de bir komplo bile olabilir” ifa ğerlendirmeler yer aldı: delerini kullandı. “İnsan haklarında ulusla CHP Cezaevlerini İncele rarası saygınlığı olan önem me Komisyonu ile Ağbaba ve li kurumların temsilcileri Özel’den oluşan bir heyet, Si nin böyle bir suçlamayla kar livri Cezaevi’nde İstanbul şı karşıya kalıyor olması, baş lı başına Türkiye demokrasisinin geriye gittiğinin bir kanıtı olarak önümüzde duruyor. Daha dosya üzerinde gizlilik kararı varken ve gözaltına alınanlar dahi kendilerine yöneltilen iddialardan haberdar değilken, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hamburg’da G20 zirvesinde, gözaltına alınanları peşinen suçlu ilan etmesi, kuvvetler ayrılığının tamamen ortadan kaldırıldığının en net göstergesi. Öte yandan 20 Temmuz 2016’da OHAL’in ilan edilmesinin ardından çıkarılan KHK’ler, tutuklananların cezaevlerinde daha zor koşullarda günlerini geçirmesine neden oluyor.” Tutuklu insan hakları savunucuları heyete şunları aktardı:  Polisten yine müdahale GÜNEŞ IŞIĞI BİLE GÖRMÜYORLAR Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın 28 Temmuz gecesi zorla götürüldükleri Sincan Cezaevi Hastanesi’ndeki koşullarla ilgili bilgi veren Özakça’nın eşi Esra Özakça, ikilinin havalandırmadan, güneş ışığından, avukat ve aile görüşünden mahrum bırakıldıklarını bildirdi. Esra Özakça “AİHM’nin kararı olmasına rağmen refakatçılarının olmasına, kendi doktorlarının onları görmesine izin verilmiyor. Telefon hakları kullandırılmıyor” dedi. Nuriye Gülmen ile Semih Özakça tam 158 gündür açlık grevinde. Gülmen ile Semih için Yüksel Caddesi’nde toplanan destekçilere yine müdahale edildi. Aralarında Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça’nın da olduğu destekçiler, polis ekipleri tarafından sürüklenerek Konur Sokak sonuna kadar götürüldü. Bu sırada bazı polisler, Gülmen ve Özakça’nın isimlerinin yer aldığı pankartı parçaladı. Önceki gün Kuğulu Park’ta yarım saatlik oturma eylemi yapan gruba da polis müdahale etti. Oturma eyleminin son 10 dakikasında gelen 7 kişi gözaltına alındı. YalanlarınızdaOYA BERBEROĞLU’NDAN SERT YANIT boğulacaksınız MİT TIR’ları davasında 25 yıl hapis ceza Çıkan haberlere yönelik “Yalanlarınızda boğulacaksınız” sına çarptırılan ve Malte diyen Berberoğlu, “Eşim Enis, pe Cezaevi’nde bulunan CHP kızım Dilara ve son olarak ba İstanbul Milletvekili Enis na yönelik yürütülen iftira Berberoğlu’nun eşi Oya Ber kampanyası ile karşı karşıya beroğlu yandaş medyada ai yız. Bu iftira kampanyası için lesi hakkında çıkan haberle o kadar alçaldılar ki; henüz re tepki göstererek, “Uzun sü hiç evlenmemiş kızımızı FE redir eşim Enis, kızım Dila TÖ gelini olmakla, katılmadı ra ve son olarak bana yöne ğı bir toplantıya katıldı lik yürütülen iftira kam ğı ve hatta tutuklan panyası ile karşı karşı dığını dahi ileri süre yayız. Herkesi insafa rek itham ettiler, if davet ediyor ve bir kez tira attılar” dedi. Her daha tekrarlıyorum; ya bir asılsız iddiaya iliş lanlarınızda boğulacak kin gerekli açıklama sınız” dedi. ları yaptıklarını ve hu Oya Berberoğlu, kuki adımları at son dönemde ai tıklarını söy lesine yönelik leyen Berbe yandaş med roğlu, “Eşim yada yer alan Enis, hukuk iftiralara iliş suzca müeb kin açıklama yaptı. Oya Berberoğlu bete, iyi halden 25 se neye mahkum edildi, mahkeme sürecinde suç icat edilerek bu cezanın kapısı açıldı. Hakkındaki fezlekede ileri sürülmeyen bir kanun maddesine dayanılarak cezalandırıldı. Anayasa Mahkemesi’nin açık kararı, Anayasa’da açık madde varken tutuklandı. Üst mahkemelerdeki hukuki süreç devam etmekte ve inanıyorum ki tüm bu hukuksuzluklar düzeltilecektir, adaletin er geç tecelli edeceğini biliyorum” ifadelerini kullandı. Tarafsız adalet için Herkes için bağımsız ve tarafsız adalet sisteminin kurulmasına yılmadan devam edeceğini anlatan Berberoğlu açıklamasını Emile Zola’nın “Adalet ancak hakikatten, saadet ancak adaletten doğabilir” sözleriyle bitirdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Biz solcuyuz, FETÖ ile ne ilgimiz var NALAN ERKEM: Uydurma ve yalanlardan oluşan şeylerle suçlanıyoruz. Bana İştar Gözaydın ile 7 kez görüşme yaptığım söylendi. Gözaydın bir süre tutuklu kaldıktan sonra şimdi serbest. Zirve Yayınevi davasının avukatıyım. Davada taraflara sunulmuş ve TBMM’ye de sunulmuş bir belge var. Bu belgenin neden bende olduğunu soruyorlar. Meclis Komisyonu’na da sunulmuş bir belgenin bir avukatta bulunması nasıl suç olabilir? Aynı dosyadan tutuklandığım Özlem ve İdil ile birlikte kalmak istiyorum. Soruşturma sırasında FETÖ’nün adı yoktu. Biz solcuyuz, hapishanede öğrendik ki FETÖ ile ilişkilendirilmişiz. Bizim FETÖ ile ne ilgimiz var? FETÖ ile irtibatlandırılmak kadar absürd ve onur kırıcı bir şey olamaz. KHK kısıtlamaları canımıza okuyor. Sürekli kan kaybediyorum ve cezaevi doktorunun başedemediği bir sorunla karşı karşıyayım. 40 gündür bir uzman hekime ulaşılıp, bu rahatsızlığım durdurulamadı. Kendimi dermansız ve güçsüz hissediyorum. Dün başkaları için bugün kendimiz iÇin ÖZLEM DALKIRAN: 5 Temmuz günü polis toplantımızı bastı. Kapı açıktı, toplantı havuzun yanında camlı prefabrik bir yerde yapılıyordu, yani gizli olması mümkün değil. Her kesimden insanın hakkını savunduk. Af Örgütü medya sorumlusu iken Recep Tayyip Erdoğan serbest bırakılsın diye kampanya yapmıştık, başörtüsü için de kampanyalar yaptık. Bizler için haksızlığa uğrayanların kimliği önemli değil. Bizler halk ile devlet arasındaki son halkayız, gitgide daralan küçücük bir tamponuz, mağdurun sesini duyurabildiği son çareyiz. Bunu da ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Dün başkaları için insan hakkını savunduk, bugün kendimiz için savunuyoruz. Gizli tanık olduğu düşünülen tercümanlardan biri çok kötü tercüme ediyordu. Uyardık, kompleks yapıp şikâyet etmiş olabilir ya da bu toplantıdan haberi olanlar bu gizli tanığı buraya yerleştirmeyi başarmış olabilirler. Casus nasıl olunuyor, inanın bilmiyorum.  Almanya’ya karşı rehin tutuluyoruz İDİL ESER: Sağlığım iyi sayılır ancak dışarıdayken kanser şüphesiyle takip ediliyordum. Bu takibin devam etmesi gerekiyor. OHAL kuralları ve KHK kısıtlamaları uygulandığı için birinci derece yakınlarımla görüşebilirim. Ancak birinci derece yakınım yok. Kimseyle görüşemiyorum. Almanya’ya karşı rehin tutuluyoruz ama biz Alman değiliz. Af Örgütü’nün Türkiye Direktörü’yüm. Af Örgütü’nün Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç da başka bir dosyadan tutuklandı, ByLock’çu olduğu ve benim Taner ile telefon görüşmeleri yaptığım söyleniyor. Taner byLock’çu mu bilmiyorum. Af Örgütü’ne FETÖ sızdı diye haksız bir dezenfarmasyon vardı. Şimdi bunu önümüze getiriyorlar. Türkiye’nin durumunu ortaya koyan raporları FETÖ’nün yazdığı iddia ediliyor ama biz rapor yazmayız, bizler veri toplarız. Tutuklanma sebeplerimden biri de Nuriye ve Semih için eylem yapılmasını talep ettiğim bir Whatsapp mesajı. İnsan haklarını savunmak dışında bir suçum yok.  Bu tutuklamalar Erdoğan’a komplo GÜNAL KURŞUN: İnsan Hakları Ortak Platformu’ndaki 4 örgüt birbirimizle sürekli irtibat halindeyiz, bir arada bulunca hepimizi aldılar. Teknik bir toplantıydı. Bu gözaltılar Erdoğan’a kurulmuş bir komplo bile olabilir. Çünkü Alman var, İsveçli var, Türkiye’nin en objektif insan hakları savunucuları var. Tutuklananlar ve tutuklananların kurumu ve itibarı çok yüksek. Bu tutuklamalar Türkiye ve Erdoğan’ı G20’de mahvetti. 19 liderin Erdoğan’a bu tutuklamaları sorduğunu biliyoruz. Erdoğan’a kurulmuş bir komplo bile olabilir. Kimse Erdoğan’ın yerinde olmak istemezdi Hamburg’da. Biri Erdoğan’a şunu söylemeli: “Bunların G20 öncesi tutuklanması seni zor durumda bırakmak içindi. Sana tuzak Büyükada’da değil başka bir yerde kuruldu.” TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na dilekçe vereceğim, çocuğumun fotoğrafı bana verilmiyor. Boşandığım için çocuğumu göremiyorum, eski eşim giremediği için 1.5 yaşındaki çocuğumu da göremiyorum.  Tecritte olmak akıl sağlığımı zorluyor VELİ ACU: Tecritteyim, yanımda kimse yok. Yalnız kalma fobim var, evde bile yalnız kalmaya tahammülüm yok. Sol gözüm protez, iki günde bir bakımı yapılması lazım ancak 20 günde bir bakım yapabiliyorum. Bana psikolojik olarak biri lazım. 36 gündür tecrit altındayım. Şöyle bir pazarlığı dahi kabul ederim: Bana her gün birkaç tokat atsalar zorlanmam ama bu tecrit benim akıl sağlığımı zorluyor, bir değil iki yıl kalırım, yeter ki yanıma birini versinler. Hitler’in gaz odalarına götürülen mahkumlar gibi hissediyorum kendimi. Tek başıma bir odaya sokulmak, gaz odasına sokulmak gibi. Adadaki toplantıya BM Dünya Gıda Programı Gaziantep Ofisi’nde programı yürüten kişi olarak katıldım. Bir BM çalışanını tutuklayamazlar, bu nedenle BM nota verdi. BM’de çalıştığım sırada Kalkınma Bakanlığı’nda çalışan biri beni aramış ve BM’ye iş başvurusu için bilgi almış. Bu kişi işten atılmış ve telefonunda ByLock varmış. Bu nedenle tutukluyum. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear