26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA FARC, futbol kulübü kurmak istiyorolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC), hü Kkümetle varılan barış anlaşmasının ardından, sivil hayata adaptasyon amacıyla futbol kulübü kurmayı planlıyor. Kolombiya Futbol Federasyonu Başkanı Jorge Perdomo, 10 gün önce örgütten profesyonel müsabakalarda mücadele edebilmek için resmi bir mesaj aldıklarını duyurdu. Perdomo, FARC militanlarının liglere girmesinin kolay olmayacağını, bunun için federasyonun üçte ikisinin onayına ihtiyaç olduğunu söyledi. Perdomo Pazar 13 Ağustos 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Araa1çröaglsüöı,ns8ateydriaacrlidaleıl:ırin ABD’de nefret hortladı ABD’de yüzlerce ırkçı, Amerikan İç Savaşı sırasında köleliği sa re son”, “Yahudiler bizim yerimizi alamaz” sloganları eşliğinde yürüdü. Dün dığı bildirildi. Olayın görgü tanıkları, insanların arasına dalan aracın ‘olay yerin vunan Konfederasyon Ordusu’nun de ırkçıların gösterilerine devam et den hızla uzaklaştığını’ ifade etti. Sos bir komutanına ait heykelin kaldırıl mesi üzerine Virginia eyaletindeki yal medya kullanıcılarının olay yerin ması planına karşı önceki gün Virgi Charlottesville’de olağanüstü hal ilan den paylaştığı görüntülerde, çok sayı nia Üniversitesi’nde gösteri düzenle edildi. Irkçılara karşı kimi gruplar da ey da yaralı kişinin bulunduğu görüldü. Ye di. Kentte gösteriler sürürken bir oto lem yaptı, şiddetli çatışmalar yaşandı. rel yetkililere göre yaralıların sayısının Olay yerindeki yaralılara ilk müdahaleyi sağlık ekipleri Caracas’ı tehdit ettiyaptı. mobil, göstericilerin arasına daldı. Saldırıda 1 kişi yaşamını yitirirken, 8 kişi de yaralandı. BBC’nin haberine göre; Virginia’da önceki gün ırkçı bir grup ellerinde meşalelerle “Beyaz hayatlar değerlidir”, “Kan ve toprak”, “Göçmenle Çarpıp, hızla kaçtı Kentte gösteriler sürürken bir otomobil, göstericilerin arasına daldı. Saldırının iki gündür süren ırkçı gösteriye karşıt bir gruba yönelik olduğu aktarılırken, olayda çok sayıda kişinin yaralan ise 8 olduğu belirtildi. Öte yandan, ilerleyen saatlerde Charlottesville Belediye Başkanı Mike Signer, kişisel Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Burada bir hayatın yitirilmesinden dolayı çok üzgünüm. Tüm iyi niyetli insanları evlerine gitmeye çağırıyorum” dedi. Sadr ile Suudi Prens Selman Şii liderden Riyad’a övgü Irak’ın önde gelen Şii lideri Mukteda el Sadr’ın tartışma yaratan Suudi Arabistan ziyaretinin ardından bu kez de Riyad’a yönelik destek açıklamaları dikkat çekti. Sadr, “Riyad’ın bölgeye barışın getirilmesi çabalarında ‘bir baba figürü gibi’ olduğu” yorumunda bulundu. Körfez’in Sünni lideri görülen Suudi Arabistan’ın başını çektiği blokun “teröre destek verme, İran’la yakınlaşma” suçlamalarıyla Katar’a yönelik ablukası sürerken Sadr, geçen ay Cidde’ye giderek Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile bir araya gelmişti. El Arabiya sitesinin aktardığı habere göre, bu ziyarete ilişkin Londra merkezli El Şark El Awsat gazetesine demeç veren Sadr, Suudi Prens’le görüşmede Yemen, Bahreyn, Suriye, Kudüs’ün yanı sıra İranSuudi Arabistan ilişkileri ile BağdatRiyad ilişkilerini de ele aldıklarını belirtti. ‘Esad gitmeli’ Haberde, Sadr’ın Katar’ın krizde uzlaşmaz bir görüntü verdiği ancak zaman içinde hatasını anlayıp akıllanacağı görüşünde olduğu da iddia edildi. Diğer yandan Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın da görevinden ayrılması çağrısı yapan Sadr, bunun barışa katkı sağlayacağını savundu. Sadr’ın Riyad’a ilişkin sıcak söylemleri, ülkede IŞİD’e yönelik operesyonlarda çoğu İran destekli Şii milislerden oluşan Haşdi Şabi’ye yönelik tartışmaların kızıştığı bir dönemde gerçekleşiyor. Gözler Musul zaferi sonrası Tel Afer’e yönelik Irak güçlerinin kuşatmasına çevrilirken Sadr dahil kimi kesim Haşdi Şabi’nin kent içine girmesine etnik, mezhepsel gerilimi artıracağı gerekçesiyle karşı. Sadr geçen hafta Bağdat yönetimine Haşdi Şabi’nin dağıtılması çağrısı yapmıştı. Ancak İbadi yönetimi bunu açıkça reddederek oluşumun halihazırda yasa ile ordu bünyesinde olduğuna işaret etmişti. Sadr cephesi Bağdat yönetimine karşı sık sık yolsuzluklara dikkat çeken protestolar da düzenliyor. Erbil geri adım atmıyor Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY), Bağdat, Tahran, Ankara’nın yanı sıra Washington’dan da dile getirilen bağımsızlık referandumuna ilişkin muhalefete karşın vazgeçmeyeceğine yönelik tutumunu sürdürüyor. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın geçen perşembe günü IKBY lideri Mesud Barzani ile telefonda görüşerek “IŞİD’in yenilmesi gibi önemli konulardan dikkatin dağılmasına yol açacağı” vurgusuyla 25 Eylül’de yapılması planlanan referandumun ertelenmesi talebine Erbil’den dün de yeşil ışık gelmedi. Reuters’a konuşan Barzani’nin danışmanı Hoşyar Zebari, “Tarih belli, 25 Eylül. Değişiklik yok” ifadesini kullandı. Kuzey Kore ile gerilen Trump, sağcı muhalefetin Maduro karşıtı gösterilerini sürdürdüğü Venezüella için de ‘askeri seçeneği’ dışlamadı Dünya Kuzey KoreABD arasında yükselen nükleer tansiyonun gerilimini yaşarken ABD Başkanı Donald Trump’ın bu kez Venezüella’yı askeri operas Pekin’den Trump’a ‘Tansiyonu daha artırma’ yonla tehdit etmesi gündeme oturdu. Daha önce, sağcı muhalefetin hükümet karşıtı protesto gösterilerinin Kuzey Kore ile ABD arasında nükleer savaş kaygıları doğuran tehditlerin yükselmesi ardından Pekin’den taraflara sağduyu çağrısı yinelendi. Çin sürdüğü ülkede Venezüella Devlet Başkanı Şi Cinping’in ABD Baş lı yetkililer ve Devlet Başkanı Nicolas Maduro hakkında ekonomik yaptırım kararı alan Trump, basına yaptığı açıklamada, ABD’nin Venezüella Devlet Başkanı Maduro önceki gün Kurucu Meclis’in oturumuna eşiyle birlikte katıldı. Caracas’tan sert tepki kanı Donald Trump’la telefon görüşmesi yaptığı duyuruldu. Çin kaynakları görüşmede, Şi’nin Trump’a halizırdaki yüksek tansiyonu daha da artıracak söz ve eylemlerden kaçınılması çağrısında bulunduğunu belirtti. Beyaz dünyanın pek çok yerinde askerinin olduğunu, Venezüella’nın ise ABD’nin çok yakınında bulunduğunu söyledi. “Venezüella’daki insanlar acı çekiyor ve ölüyor” diyen Trump, “Venezüella’yla ilgili pek çok seçeneğimiz var ve askeri seçenek de bunların arasında” ifadelerini kullandı. CNN’in haberine göre ise ABD Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü Eric Pahon, “Pentagon Venezüella ile ilgili herhangi bir emir almadı” diye konuştu. ‘Görüşme talebi’ Öte yandan, Beyaz Saray önceki günkü açıklamasında Maduro’nun Trump ile telefonda görüşme talebinin kendilerine iletildiğini duyurdu. Bunun Trump tarafından “Venezüella’da demokrasinin yeniden tesis edilmesi halinde memnuniyetle görüşeceği” yanıtıyla reddedildiği kaydedildi. Maduro önceki gün Trump’a meydan okuyarak eylül ayındaki BM Zirvesi’nde yüzyüze gö rüşelim çağrısında bulunmuştu. Trump’ın askeri müdahale tehdidine ilk tepki Venezüella Savunma Bakanı Vladimir Padrino’dan geldi. Padrino, Trump’ın sözlerini “delilik, en üst düzey seviyede aşırılıkçılık” olarak nitelendirdi. Savunma Bakanı, “Bir asker olarak Venezüella Silahlı Kuvvetleri ve vatandaşlar ile birlikte ülkemizin çıkarlarını ve egemenliğini korumak için ön saflarda olacağımıza eminim” dedi. Venezülla İletişim Bakanı Ernesto Villegas ise Twitter hesabından “Dışişleri Bakanlığı’nın Trump’ın askeri müdale tehdidine karşı resmi bir bildiri yayımlayacağını” aktardı. Öte yandan Savunma Bakanı Padrino, Valencia’da geçen hafta bir askeri üsse saldırı düzenleyip kaçan grubun lideri Juan Carlos Caguaripano ile bir kişinin daha yakalandığını duyurdu. Peru ile diplomatik kriz Venezüella ve Peru arasındaki gerginlik de tırmanıyor. teleSUR’un haberine göre, Peru parlamentosu geçen çarşamba günü yaptığı oylamada Venezüella Büyükelçi Saray’dan yapılan açıklamada ise bu ifadelere yer verilmezken görüşmede iki liderin “Kuzey Kore’nin provokatif davranışlarına son vermesi konusunda hemfikir olduğu” vurgulandı. Uyarı broşürü dağıtılıyor Öte yandan Trump, Kuzey Kore’nin açıklarında füze denemesi yapacağını söylediği ABD toprağı Guam’a ilişkin “çok güvenli, inanın bana” ifadelerini kullandı. Russia Today’in haberine göre, Trump Guam Valisi’ni de arayarak desteğini yinelerken espriyle “fazlasıyla tanınmaya başladınız, herkes Guam hakkında konuşuyor” dedi. Adada saldırı olasılığına karşı neler yapılması gerektiğini içeren “Yaklaşan Füze Tehdidine Hazırlık” başlıklı bir broşürün dağıtıldığı da dün gündeme yansıdı. si Diego Molero’nun sınır dışı edilmesine karar verdi, ardından Peru Devlet Başkanı Pedro Pablo Kuczynski bu kararı onadı. Molero önceki gün ülkeyi terk etti. Caracas hükümetinden ise Peru Büyükelçisi’nin sınır dışı edileceği yanıtı geldi, Kuczynski, “Latin Amerika’nın birliğinin önündeki düşman” olarak nitelendirildi. Halihazırdaki Devlet Başkanı Kenyatta’nın zafer ilanını tanımayan muhalefet destekçileri protestolar düzenlerken şiddet olaylarında son iki günde onlarca kişinin yaşamını yitirdiği iddia ediliyor. Kenya sokakları kana bulandı Genel seçimlerde devlet başkanlığı yarışının resmi sonuçları açıklanmadan muhalefetin hile iddiaları ile karışan Kenya’da Bağımsız Seçim ve Sınırlar Komisyonu’nun (IEBC), halihazırdaki Devlet Başkanı Uhuru Kenyatta’nın yeniden kazandığını ilan etmesi sonrasında muhalefet sokaklara döküldü. Muhalefet cephesi güvenlik güçlerinin müdahalesinde yaklaşık 100 kişinin yaşamını yitirdiğini iddia ederken Reuters’a konuşan bir yetkili 11 kişinin öldüğünü savundu. Aynı yetkili, “Başkent Nairobi’de po lisin yağma karşıtı operasyonları sırasında dokuz erkeğin öldürüldüğünü” öne sürdü. Haberde, bir kız çocuğunun polis ateşiyle öldüğü iddia edildi. Birlik çağrısı yaptı IEBC’nin açıkladığı sonuçlara göre, Jubile İttifakı Partisi lideri Uhuru Kenyatta 8 milyon 203 bin (yüzde 54.27) oy alırken, muhalefetin ortak adayı Raila Odinga oyların 6 mil yon 762 binini (yüzde 44.74) alabildi. BBC’nin haberine göre sonuçların açıklanmasının ardından Kenyatta “birlik” çağrısında bulundu. Eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan’dan da taraflara sağduyu çağrısı geldi. nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 Küçük Napolyon’un ilk ‘yüz’ günü Emmanuel Macron hafta başında Elysée’de geçirdiği 100. gününü tamamlayacak. Kimsenin bir yıl önce Elysée’ye taşınmasına ihtimal vermediği 39 yaşındaki genç cumhurbaşkanının ilk yüz günlük sınavı, tıpkı iktidara yükselişi gibi liderliğinin sürprizlere açık olduğunu gösteriyor. İlk sürpriz, hızlı bir imaj yıpranışı. Kamuoyu yoklamaları, Macron’un kamuoyu desteğinin baş aşağı yuvarlanarak yüzde 36’ya indiğini ortaya koyuyor. Fazla sevilmeyen CB’ları olarak tarihe geçen Sarkozy ve Hollande’ın aynı dönemdeki popülarite oranlarından bu, çok daha düşük bir oran. Bundan on yıl önce aynı mevkide bulunan Sarkozy için söz konusu oran yüzde 45’ti. Hollande keza bu ilk balayı döneminde yüzde 46’lık desteğe sahipti. Sarkozy ve Hollande’a nazaran daha büyük beklentilerle CB’lığına çıkan ve kendisinden Kanada’nın sevilen Başbakanı “Trudeau denli popüler olacak!” diye bahsedilen Macron; göz açıp kapayana dek geçen bir sürede iniş yaşadı. Bunun bir nedeni, galiba her şeyin artık “twitter hızıyla” gelişmesi... Liderlerin reytingleri, borsa gibi twitter hızıyla beklenmedik çıkışlar yakaladığı gibi; aynı hızla çakılıyor. Jüpiter kompleksi Macron’un büyüsünün çözülmesindeki biricik faktör bu değil. Risk almayı seven ve “gözü karalığı” ile bilinen Macron, cumhurbaşkanlığını emperyal denebilecek bir güç anlayışı ile götürüyor. Her ülkenin tarihi saplantıları var... Bizim nasıl bir “Osmanlı saplantımız” varsa, Fransa cumhurbaşkanlarında da belli aralıklarla depreşen bir “Napolyon” ve “De Gaulle” saplantısı ortaya çıkıyor. Macron bu iki güçlü tarihi saplantının en tipik ürünlerinden biri... Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığı 7 Mayıs gecesi bir “güç simgesi” olarak algılanan “Louvre Piramidi” önünde yaptığı ilk “balkon konuşmasında” ayağının tozuyla verdiği ilk mesaj “Cüret edeceğiz!” olmuştu. Akabinde hemen bir hafta sonra Elysée’ye devir teslim törenine giderken, Champs Elysees bulvarındaki resmi geçitte, “General De Gaulle” tarzı bir askeri jip tercih etmiş; halkı bu askeri jipten selamlamıştı. Tüm bunlar, son dönem cumhurbaşkanlarından farklı olarak, Macron’un “güçlü cumhurbaşkanlığı” üslubunun sinyalleri olarak algılanmış; genç devlet başkanının “De Gaulle” ve “Mitterrand” tarzı bir liderliğe koştuğu söylenmişti. Geçen 2.5 ayda Macron’un ihtiraslarının bu çok iddialı rol modellerinin de ötesine geçtiğini anlıyoruz. Başbakan Edouard Philippe örneğin, neredeyse Binali Yıldırım’dan farklı olmayan bir başbakanlık şablonu içinde değerlendiriliyor. Ve ilk 100 günün sonunda Fransa Cumhurbaşkanı “Jüpiter” lakabıyla anılıyor. ‘Soft Reis’ modu Antik Roma mitolojisinde “tüm tanrıların efendisi” olan Jüpiter; gökte, şimşekler ve gök gürültüleriyle temsil edilen bir en yüce tanrı. Yeryüzünde de kentlerin esenliğinden, uluslararası antlaşmaların güvenliğinden sorumlu sayılıyor. Macron’a yakıştırılan lakap kısaca böyle bir “üstün tanrı” mertebesi. Fransa Cumhurbaşkanı çünkü gücü bariz şekilde elinde toplamaktan hoşlanıyor. Buna karşın kendisine karşı çıkılmasından ve itiraz edilmesinden hiç hazzetmiyor. Bunun somut örneklerinden birini, geçen ay genelkurmay başkanı ile girdiği açık ağız dalaşında izledik. Savunma harcamalarının kısılmasından yakınma cüretini gösteren generale, Fransa Cumhurbaşkanı dünya TV’leri önünde ayar verdi: “Size söz söylemek düşmez. Burada tek bir patron var, o da benim!” dedi. Bu sahne karşısında itiraf edeyim ki çenem düştü. Bir “Eyy!” seansının Fransız versiyonunu izler gibi oldum. Ve Macron’u zihnimde yeniden bir “soft Reis” moduyla kodladım. Fransız gözlemcilerin ısrarla dikkat çektiği gibi “otorite sahibi lider”le, “otoriter lider” arasında gene de tabii büyük fark var... Macron’un her halükârda tüm dünyada yükselişe geçen bu “tek adamlığa” zaafı, Fransız halkının belli ki fazla hoşuna gitmiyor. Fransa devlet başkanının popülaritesindeki düşüşün bir başka nedeni bu. Diğer belirleyici neden önümüzdeki güz başında açıklanması beklenen ağır iş piyasası ve de zorlayıcı sosyal reformlar. Macron bu gelgitli dönemi, Merkel, Putin ve Trump gibi dünya liderleriyle gerçekleştirdiği hummalı trafikle dengelemeye çalışıyor ve içerdeki imaj kaybını; dış ilişkilerde çıkışla telafi etmeye bakıyor. Fırsat bulduğumda buradan devam ederim. İdlib’de saldırı Suriye’de Nusra’nın ha kimiyet sağladığı haberleriyle öne çıkan Türki ye sınırındaki İdlib’de önceki gece kendilerini si vil savunma görevlisi olarak tanımlayan Beyaz Miğferler’e yönelik saldırı düzenlendi. Sarmin ka sabasında oluşumun merkezine kimliği belirsiz kişilerce girildiği, 7 kişinin başlarından vurularak öldürüldüğü duyuruldu. Beyaz Miğferler’den ya pılan açıklamada saldırganların “iki minübüs, be yaz kasklar ve telsizleri çaldıkları” kaydedildi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear