26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 22 Temmuz 2017 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Sıcak izni! Aşırı sıcaklar nedeniyle Batman’da hamile, raporlu ve kronik hastalığı bulunan kamu personeli dün idari izinli sayıldı. Batman bugün de 42 derece olacak. Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 31/22 Ankara 33/19 İzmir 35/24 Antalya 34/27 Mersin 34/28 Trabzon 28/25 Kars 33/13 Diyarbakır 43/22 Bursa 320/1 9 0 Adana 360/250 Artvin 270/1 9 0 Çanakkale 320/2 1 0 Balıkesir 310/2 0 0 Sivas 320/1 4 0 Erzurum 330/1 5 0 Eskişehir 310/1 7 0 Aydın 390/2 3 0 Gaziantep 390/2 5 0 Konya 340/2 1 0 Atina 330/2 4 0 Berlin 240/1 7 0 Girne 320/2 4 0 Londra 200/1 4 0 Moskova 230/1 1 0 Paris 230/1 6 0 Madrid 340/1 7 0 Amsterdam 240/1 5 0 Roma 310/1 8 0 New York 310/2 3 0 Tokyo 320/2 6 0 TARİHTE BUGÜN 1948: 16 yaşından küçük çocukların ağır işlerde çalıştırılması yasaklandı. 1980: Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) kurucusu ve ilk genel başkanı Kemal Türkler (54), evinin önünde katledildi. Cihat ibadet sayıldı MEB, zorunlu ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ dersine ilişkin yeni müfredatı açıkladı Milli Eğitim Bakanlığı aylardır bekletilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin ilköğretim ve liselere yönelik müfredat taslağını açıkladı. İlkokul 4. sınıftan başlayarak lise sona kadar zorunlu ders kapsamında MEB skandal değişiklikler yaparak Atatürk’e ilişkin tüm bölümleri ve Atatürk’ün adını müfredattan çıkattı. Laiklik bölümlerini de daraltan MEB, yeni programa cihat konusunu “İslamda temel ibadet” olarak ekledi. İnanç değil yorum Yeni müfredat kapsamında Alevilik konularını ulus lararası mahkeme ka si programında ise Ata rarları ile zorunlu ola türk ve Atatürkçülük’e rak arttıran MEB, Ale ilişkin her şeyi çıkardı. viliği inanç değil “yo AKP döneminde hazır rum” olarak değerlen lanan bir önceki ders dirdi ve cemevine yine ibadethane diyeme OZAN ÇEPNİ di. Alevilik ve Bektaşi programında bile bulunan bölümlerden ilköğretimde Atatürk lik konusu 7. ve 12. sınıflarda çülük ile ilgili bütün konula “İslam düşüncesinde yorum rın yanı sıra “Atatürk’ün din lar” ünitesinde “Tasavvufi yo ve vicdan hürriyetine verdiği rumlar” başlığı altında Yese önem, din ve vicdan hürriye vilik, Nakşibendilik ile birlik tinin Cumhuriyet yönetimiy te anlatılacak. le güvence altına alındığı” bö Atatürk çıkartıldı lümler de çıkartıldı. Lise müfredatından da Atatürk’ün yer İlköğretim ve liselerde bü aldığı, “Laiklik ve Din”, “Ata tün derslerde Atatürk’e iliş türk ve Din”, “Atatürk ve kin bölümleri daraltan MEB, Cumhuriyet Dönemi Din Hiz Din Kültürü ve Ahlak Bilgi metleri”, “Atatürk ve Din Öğ retimi” üniteleri her sınıf düzeyinden çıkartıldı. Laiklik daraltıldı Dikkat çeken bir diğer unsur da laikliğe ilişkin bölümlerin daraltılması oldu. Eski müfredatta “Programın uygulanmasında devletimizin laiklik ilkesi daima göz önünde bulundurulacak ve bu ilke titizlikle korunacaktır” vurgusu yapılırken, yeni programda laiklik dar bir konu başlığı olarak bırakıldı. Eski programda 7. sınıftan itibaren “Laiklik, Din ve Vicdan Özgürlüğünün Garantisidir” ünitesi ile başlayarak laikliğin esaslarını anlatan MEB, yeni müfredatta sadece “Haklar ve Özgürlükler” ünitesinin altında “din ve vicdan özgürlüğü” konusundan ayırarak laikliğe yer verdi. ‘Dinimizde var’ Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın “Dinimizde var” diyerek savunduğu cihat kavramı da ‘zorunlu’ “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi programında “ibadet” olarak yer aldı. İmam hatip okulları ve seçmeli din derslerinde 7. sınıftan itibaren cihat kavramını anlatmaya hazırlanan MEB, programla bu kavramı 6. sınıftan başlayarak zorunlu olarak öğretecek. l ANKARA Maliye’den yeni yönetmelik MEB kendi yetkilerini Diyanet’le paylaşacak Maliye Bakanlığı, eğitim adı altında kamu taşınmazlarının Diyanet onayı ile 49 yıllığına Ensar Vakfı, TÜRGEV gibi dini vakıflara yurt olarak verilmesinin önünü açtı. Düzenlemeye tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “MEB’e ait olan yetkinin Diyanet İşleri Başkanlığı’nca paylaşılacak olması Tevhidi Tedrisat Kanunu’na aykırıdır. Son günlerde eğitim müfredatı ile başlatılan gayri bilimsel politikalar bu yönetmelik ile eğitimin fiziki altyapısında değiştirme gayretleri ile tavan yapmıştır. Eğitimin bütünlüğü, tekliği bu yönetmelikle sona erdirilmiştir” dedi. Maliye Bakanlığı’nın, kamu taşınmazları üzerinde eğitim ve yurt faliyetleri için tesis edilmesine ilişkin yönetmeliği yayımlandı. Yönetmeliğe göre vergi muafiyeti tanınan vakıflardan öğrencilere yönelik eğitim ve yurt faaliyeti bulunanlara mülkiyeti Hazine’ye veya kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar üzerinde 49 yıl süre ile bedelsiz olarak verilmesine ilişkin esaslar düzenlendi. Bakanlık, yönetmeliğin dayandığı kanunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın adı geçmemesine karşın, Kuran kursları ile yurt ve pansiyonlarını da bu kapsama alarak eğitim alanında Diyanet’in belirleyici olmasının önünü açtı. Bu kapsamda kamu taşınmazlarının eğitim faaliyetleri kapsamında devri için eğitim ve öğrenci barınmaları kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yanında Diyanet de yer aldı. Diyanet’e söz hakkı Yönetmelikte MEB’in karar alıcı olduğu her noktada aynı yetkiler kapsamında Diyanet de paydaş kılındı. MEB’e bağlı yetkilerin Diyanet ile paylaşılacak olması Bakanlar Kurulu tarafından vergiden muaf tutulan Ensar Vakfı, TÜRGEV, TÜGVA, İlim Yayma Vakfı gibi dini vakıflara kamu taşınmazlarının eğitim adı altında kolayca verilebileceği tartışmalarına neden oldu. ‘KTaenvuhnidui’nTaedaryiskaırtı’ Maliye Bakanlığı’nın yönetmeliğine tepki gösteren CHP’li Altay, “Yayımlanan bu yönetmelik ile vakıfların eğitim faaliyetleri Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kontrolüne geçmiş olacak; Milli Eğitim Bakanlığı devre dışı kalacak. Diyanet’in izni olmadan vakıflar eğitim faaliyetlerini sürdüremeyeceklerdir. Eğitim ve yurt faaliyetleri için Diyanet’in uygun görüş alınacak olması ne kanuni ne de teknik açıdan açıklanabilecek bir durum değildir” dedi. Altay, “Eğitim ve yurt faaliyetlerinde MEB’e ait olan yetkinin Diyanet İşleri Başkanlığı’nca paylaşılacak olması 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu’na da aykırıdır. Eğitimin bütünlüğü, tekliği bu yönetmelikle sona erdirilmiştir” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet Selçuklu 762 yıllık hamamında kalp figürü ANTALYA’NIN KALBİ BULUNDU Antalya’da, Cumhuriyet Meydanı’ndaki Mevlevihane kompleksinde yer alan Selçuklu hamamında duvara işlenmiş 762 yıllık kalp figürü bulundu. Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü’nce yürütülen Mevlevihane Müzesi ve çevresindeki Osmanlı Sul tanı 2. Bayezid’in eşi Nigâr Hatun ile Antalya’yı 1373’te Kıbrıs Krallığı’ndan geri alan Zincirkıran Mehmet Bey’in türbeleri ve Selçuklu hamamının restorasyon çalışmaları sürüyor. Bu kapsamda, hamamın giriş kapısı üstünde 70 santimetre boyunda, 50 santimetre genişliğinde duvara işlenmiş 762 yıllık kalp figürü heyecan yarattı. Figürü inceleyen Antalya Rölöve ve Anıtlar Müdürü Cemil Karabayram, “762 yıl sonra Antalya’nın kalbini, Mevlevihane’nin o ruhani dünyasında bulduk” dedi. l DHA ‘Kadınlar değil tacizci utansın’ Aynı gün 6 kişiyi taciz etti, şikâyet olmayınca serbest kaldı DİLEK ŞEN Mersin’de, bir giyim mağazasında 25 yaşındaki S.T’yi taciz ettiği gerekçesiyle gözaltına alınan S.A. (34), sevk edildiği mahkemece serbest bırakıldı. Mağdur S.A, “Bu adamın tutuklanması için elimden geleni yapacağım. O günden beri korkuyorum, çünkü o adam şu an aramızda dolaşıyor” dedi. Pes dedirten savunma 34 yaşındaki S.A, geçen 16 Temmuz’da S.T. adlı kadını alışveriş yaptığı sırada ta dur S.T. ise, mağazadaki güvenlik kamerası görüntülerini sosyal medyada paylaşarak olayı anlattı. Şikâyet etmemişler Gazetemize konuşan S.T, alışveriş yaparken taciz edildi. S.T, “O gün en az 56 kişiyi taciz etmiş. Hiç kimse ciz ettiği gerekçesiyle gözal şikâyetçi olmamış. Bu kor tına alındı. Mağdur S.T.’nin kuyu yenmemiz gerekiyor. şikâyetçi olduğu S.A., 17 Utanan biz olmamalıyız, Temmuz’da tutuklama tale utanan tacizci olmalı” dedi. biyle mahkemeye sevk edil S.T’nin avukatı Serap An di. İfadesinde, alkollü olduğu gay, itiraz dilekçesi verdikle nu ve ne yaptığını bilmediğini rini belirterek, “Bu tür insan söyleyen S.A, adli kontrol şar ların serbest bırakılması da tıyla serbest bırakıldı. Mağ suça teşvik” dedi. haber 3 Cumhuriyet’i yargılamak Cumhuriyet gazetesinde her gün gazetenin yazar ve yöneticilerinin kaç gündür tutuklu olduğu yayımlanıyor. Bugün ilk tutuklamaların üzerinden 265 gün geçti. İlk duruşma ancak 24 Temmuz’da bu pazartesi yapılacak. İddianameyi aylarca bekledik. Duruşmanın sayın Erdoğan’ın zamanında “Geçmiş yıllarda ifade özgürlüğüne uygulanan tehdit ve baskıların ceremesini yaşamış biri olarak, ifade etmek isterim ki, hiçbir basın mensubunun mesleki faaliyetleri dolayısıyla baskı görmesine, bu baskılar yoluyla basın özgürlüğünün tehdit edilmesine müsaade etmeyiz” diyerek kutladığı Basın Bayramı’na denk gelmesi ise bizimki gibi kendiliğinden trajikomik haller yaratan rejimlere özgü bir şirinlik. Cumhuriyet hakkındaki iddianame ortaya çıkmadan evvel, iktidar medyası sabah akşam çeşit çeşit komplo teorileriyle gazeteye saldırıyordu. İddianameyle beraber bir şey yazamaz oldular. Cumhuriyet’i linç etmek isteyenlere en güzel cevabı savcılık makamı içi bomboş bir iddianame hazırlayarak verdi. Bugün, Cumhuriyet davasından ancak iddiaların saçmalığı ve temelsizliği bağlamında bahsedilebiliyor. Bunun sayısız örneklerini Cumhuriyet’teki yazı dizilerinden ve bu köşe de dahil yazarlarından takip etmişsinizdir. İleride cemaatin siyasi davaları hukuk fakültelerinde nasıl sahte delil üretme konusunda ders olarak okutulacaksa, Cumhuriyet davası da delilsiz iddianame örneği olarak senelerce derslerde işlenecek. Delil yetersizliği bile değil, delil yokluğuyla karşı karşıyayız. “Evindeki parkeleri değiştirdiğin adamın oğlu soruşturma geçiren bir şirkete mal satmış”, “On küsur sene önce aynı büroda bir sene çalıştığın avukat sonradan milletvekili olup Meclis Başkanvekilinin hesabına para göndermiş” gibi sözde delillerle süslü bu metin bir gün hukuk devleti hâkim olursa, hukuk fakültelerinde neşeli ders saatlerine konu olacak. Cumhuriyet, yayın politikasını değiştirmekle suçlanıyor. Bir defa bunun suç olmadığının altını çizelim. Ancak asıl meselenin bu olmadığını da belirtelim. Bakın çok uzun süre sayın Erdoğan’ın metin yazarlığını yapmış AKP milletvekili Aydın Ünal, gazetemiz yazar ve yöneticileri gözaltına alındıktan sonra ne yazmış: “2002 sonunda AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte Cumhuriyet gazetesi darbe desteklemekten darbe yapmaya evrilmek ister. Ergenekon, Balyoz gibi darbe girişimlerinin içinden Cumhuriyet, İlhan Selçuk ve diğer başka Cumhuriyet yazarları çıkar.” Cemaatin kumpas davalarına sahip çıkan, Cumhuriyet gazetesini bu davalarla mücadele ettiği için suçlayan metin yazarı ağzından baklayı da çıkarıverir: “1960’lardan beri büyüttükleri FETÖ’yü kaybettiler, 1970’lerden beri büyüttükleri PKK zor durumda, şimdi sıra, 1924’ten beri büyüttükleri Cumhuriyet Gazetesi’nde.” Cumhuriyet’i terör örgütü gibi göstererek aslında kimi ve neyi hedef aldıkları açık değil mi? Bu pazartesi Çağlayan’da sadece Cumhuriyet gazetesi değil Cumhuriyet’in kendisi de yargılanacak. Vinç faciasında ölü sayısı 5’e yükseldi Adana’da, bir gübre fabrikasının çatı kaplamasını yapan işçilerin bindiği vincin halatının kopması sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 5’e çıktı. 2 kişilik olduğu iddia edilen sepete 6 işçi binince ağırlığı taşıyamayan halat önceki gün kopmuştu. Yaklaşık 10 metre yükseklikten düşen işçilerden Murat Gümüş ve Mustafa Gümüş olay yerinde, Latif Kaya, Fehmi Kaya ve Emrah Halil Aslan kaldırıldıkları hastanede yaşamını yitirdi. Yaralanan Cengiz Kutlam’ın ise tedavisi sürüyor. l İHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear