28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Çavuşoğlu’ndan ‘son konferans’ çıkışı Kıbrıs’ta çözüm için İsviçre’de garantör ülkelerin de katılımıyla gerçekleşen konferans dün de devam ederken toplantıya katılan isimlerden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Bu son konferanstır ve bir anlaşmaya ulaşmamız gerekiyor. Hâlâ çözüme ulaşılamamış konularda anlaşmaya varmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise önceki gün, garantör ülkelerden yetkililer de dahil taraflarla bir araya gelmesinin ardından dün sözcüsü aracılığıyla yaptığı açıklamada, konuşmaların son derece yapıcı, sonuca odaklı geçtiğini söyledi. Görüşmelerde, adayı birleştirmeye yönelik kapsamlı anlaşmaya varmak için nelere ihtiyaç olduğu konusunda net anlayışa varıldığını da kaydetti. Görüşmelerin 7 Temmuz’a kadar sürmesi bekleniyor. Pazar 2 Temmuz 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Körfez’de üs resti nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 Türkiye’nin Katar’daki askeri varlığını sona erdirmesini talep eden Riyad liderliğindeki blokun, şartları kabul edilmezse Bahreyn’de ortak üs kurabileceği iddia edildi ‘Musul’da zorla tahliye’ Irak güçlerinin IŞİD’e karşı zafer ilan ettiği Musul’da sivillerin yerle bir olmuş bölgeden çıkış çabaları sürüyor. BM’den de önceki gün Musul’da yaşayan bazı sivillerin yasadışı şekilde evlerinden çıkarılma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu uyarısı geldi. IŞİD’le bağlantılı oldukları gerekçesiyle kimi aileye zorla evlerinden tahliye edileceklerine ilişkin mektuplar gönderildiği belirtildi. Örgüt Bağdat yönetimine, toplu cezalandırma yöntemleri uygulamama çağrısı yaptı. Katar’a yönelik abluka uygulayan Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlik çağrıları yanıtsız kalırken Türkiye’nin Katar’da üs kurup buraya asker göndermesi Riyad blokunda tepki yarat leri ve Mısır’ın, Doha’nın geri adım mıştı. Katar’a abluka uygulayan ülke atmaması halinde Körfez’de askeri ler 23 Haziran’da 13 maddelik bir ülti üs kurma yönünde harekete geçebi matom yayımlamıştı. leceği savunuldu. İddia, gözler bu ül Maddeler arasında “İran’la diploma kelerin geçen hafta Katar’a yönelik, tik ilişkileri kesmesi, Müslüman Kar Doha’daki Türk askeri üssünün kapatılması talebinin de yer aldığı 13 maddelik ültimatomunun kabul edil deşler, IŞİD, Kaide ve Hizbullah gi Katar Haber Ajansı, önceki gün başkent Doha’ya yeni bir grup Türk askerinin geldiğini duyurdu. bi örgütlerle ilişkisini bitirmesi, Al Jazeera’yi kapatması, Türkiye’nin Ka mesi için verdiği sürenin yarın sona yor. Halihazırda Riyad’la Kahire arasın tar’daki askeri varlığını sona erdirme ermesine çevriliyken gündeme düştü. da son dönemde ilişkiler gelişmiş du si” de vardı. Doha’dan ise dün bir kez Mısır’ın Körfez hamlesi rumda. Dün de gündeme Mısır’da tartış daha taleplerin kabul edilemez olduğu ma yaratan ülkeye ait Tiran ve Sanafir yinelendi. Katar basınına yansıyan, Mısır’ın devlete bağlı ElEhram el Arabi dergisi Adaları’nın Suudi Arabistan’a geçmesini öngören anlaşmanın Anayasa Komis Diplomasi trafiği ne dayandırılan habere göre, Doha’nın yonu tarafından onaylanması yansıdı. Katar Savunma Bakanı önceki gün taleplerini karşılamaması halinde bu 4 Riyad liderliğindeki blokun Katar’ı Ankara’da temaslarda bulunmuştu. Ay ülke Bahreyn’de askeri üs kurulması terörle bağlantılı olmak, İran’la ilişki rıca aynı gün gündeme Cumhurbaşka nın yanı sıra ekonomik ambargoyu ge leri derinleştirmek ve İhvan politikala nı Tayyip Erdoğan’ın, ABD Başkanı Do nişletme, mali varlıkları dondurma, rına arka çıkmakla suçlayarak ambar nald Trump’la yaptığı telefon görüşme Körfez İşbirliği Konseyi üyeliğini askı go uygulamasına ilk olarak Washing sinde Katar krizini de ele aldıkları yan ya almanın da yer aldığı kararları uygu ton cephesinden destek gelirken arka sımıştı. Erdoğan’ın aynı gün konuş lamayı düşünüyor. Bahreyn’de üs kur sından da Trump yönetiminin Doha ile tuğu Rusya Devlet Başkanı Vladimir ma adımının yaşama geçmesi halinde askeri anlaşmayla yaptığı “U” dönüşü Putin’in de dün Bahreyn Kralı El Halifa ise Mısır’ın ilk kez Körfez’de bu yönde dikkat çekmişti. Doha ile yakın ittifak ile telefonda görüştüğü, diyalog çağrısı askeri bir varlığı olacağına işaret edili olan Ankara’nın ise krizi sonlandırma yaptığı duyuruldu. ‘500 bin kişi evine döndü’ BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, Suriye’deki iç savaş nedeniyle, ülke içinde yer değiştiren 440 bin ve Suriye dışına kaçan 31 bini aşkın kişinin bu yıl içinde evlerine geri döndüğünü açıkladı. Bunu “dikkate değer bir eğilim” olarak tanımlayan örgüte göre, bu kişilerin büyük bölümü aile üyelerini bulmak ve mülklerini kontrol etmek için döndü. Dönüş yapanların gittikleri kentler ağırlıklı olarak Halep, Hama, Humus ve Şam. Brezilya’da hayat durdu Brezilya’da pek çok işçi sendikası ve siyasi örgütün desteğiyle sağcı Devlet Başkanı Michel Temer’in iş ve emekli maaşı kanunlarındaki reformlarına karşı genel grev gerçekleştirildi. Başkent Brasilia’da, otobüsler hareket etmezken Belo Horizonte’de de metro çalıştırılmadı. Eylemciler Rio de Janeiro’ya giden yolu kapatırken Sao Paulo’da da otobüs ve metrolar durduruldu. Brezilya’nın en büyük petrol işçileri federasyonundan önceki gün yapılan açıklamada iş bırakmanın ne kadar süreceğinin belli olmadığı kaydedildi. Bütçede usulsüzlük yapmakla suçlanarak görevinden azledilen eski Devlet Başkanı Dilma Rousseff’in yerine geçen Temer’i federal başsavcı, rüşvet kabul etmekle suçlamış, bu suçlama, Temer’in hapisteki bir siyasetçiye sessiz kalması için para ödenmesini teşvik ettiği ses kaydının ortaya çıkmasından sonra yapılmıştı. Temer, selefi Rousseff’in azledilmesi sürecinde de başı çeken isim olmuştu. May karşıtları meydanda Britanya’da son seçimlerde büyük kazanımlar elde eden ana muhalefet İşçi Partisi dün başkent Londra’da gövde gösterisi yaptı. Eylemciler, Muhafazakâr Partili Başbakan Theresa May’in istifasını istedi. Binlerce kişi ellerindeki “Muhafazakârlar Dışarı”, “Kemer Sıkma Öldürür” yazan dövizlerle Parlamento’ya yürüdü. Katı lımcılar arasında İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn de vardı. Bu arada kalabalık geçen ay en az 79 kişinin hayatını kaybettiği Grenfell Tower’daki yangında ölenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. May’in Brexit görüşmelerinde elini güçlendirmek için partisinin parlamentodaki çoğunluğunu artırmak amacıyla istediği 8 Haziran’daki erken seçimde umduğu sonuç çıkmamıştı. Gerek kemer sıkma politikaları, güvenlik güçlerinde kesintiye gitmesi, gerekse ülkeyi sarsan terör saldırıları May’e tepkileri yükseltti. May’in azınlık hükümetinde İrlanda’nın muhafazakâr partisi DUP’la işbirliği de protestoların merkezinde. Pekin ‘kırmızı çizgiyi’ çekti Hong Kong’un Britanya’dan Çin’e verilmesinin 20. yı lında Hong Kong’un yeni yö neticisi Carrie Lam, Çin Devlet Başkanı Şi Jingping’in önünde yemin etti. Sokaklar ise demok rasi yanlılarının geleneksel yü rüyüşüne, Pekin karşıtı protes tolara sahne oldu. Pekin hükümetinin maşası ol duğu eleştirileri getirilen yeni baş yönetici Lam’ın yemin töreninin ardından konuşan Şi, “Hong Eylemciler karaciğer kanseri teşhisi nedeniyle pazartesi günü şartlı serbest bırakılan muhalif yazar Liu Xiaobo için özgürlük çağrısı yaptı. Kong’un bağımsızlığa yönelik ha ne yönelik herhangi bir aktivite ya da reketleri bastırması” gerektiğini belir Hong Kong’un Çin’e sabotaj amaçlı kul terek “Çin’in egemenliği ve güvenliği lanılması kırmızı çizgilerimizdir. Bunun geçilmesine asla izin verilmeyecektir” dedi. 20. yıldönümü kutlamaları dolayı sıyla Hong Kong’daki törene katılan Şi, Pekin merkezi hükümeti olarak tek ül ke iki sistem prensibinin gözeticisi ola caklarını söyledi. Carrie, 26 Hong Mart’ta bin Kong’un 194 üyeli seçim komisyonunun yaptığı seçimde baş kadın yöneticisi Carrie ile Çin Devlet Başkanı yöneticili Şi. ği kazan mıştı. ‘Gıda deposunu ateşe verdiler’ Venezüella’da Maduro yönetimi karşıtı sağcı muhalif cepheden bir grup eylemcinin devlete ait bir yiyecek deposunu yaktığı iddia edildi. Yangının besin maddesi dağıtılan 40 bin aileyi etkileyeceği belirtiliyor. Bu arada önceki gün protestolarda bir genç göğsünden vurularak yaşamını yitirdi. Bu son kayıpla birlikte nisan ayından itibaren patlak veren şiddet olaylarında ölenlerin sayısı 82’ye çıktı. Maduro yönetimini eleştiren en üst düzey isim olan ve Sosyalist Parti tarafından hakkında görev süresinde “önemli hatalar” yapmak suçlamasıyla hukuksal işlemler başlatılan Başsavcı Luisa Ortega hakkında da yurtdışına çıkış yasağı getirildiği duyuruldu. Parlamentoda veda Almanya’nın birleşmesinde önemli rol oynayan, ülkenin en uzun süre başbakanlık yapan lideri, 87 yaşında hayatını kaybeden Helmut Kohl için Strasbourg’daki Avrupa Parlamentosu’nda (AP) tören düzenlendi. AP’de bir ülke lideri için ilk kez düzenlenen törende konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Helmut Kohl olmasaydı, 1990 yılına kadar Berlin Duvarı’nın arkasında yaşayan milyonlarca insanın hayatı çok farklı olacaktı. Buna benim hayatım da dahil” dedi. Merkel, Kohl’u görev süresi içerisinde hem ABD’ye hem de Rusya’ya eriş mesi sebebiyle bir “köprü kurucu” olarak nitelendirdi. Törene katılanlar arasında İspanya Kralı Juan Carlos, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ABD’nin 42. Başkanı Bill Clinton, Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev, AB Konsey Başkanı Donald Tusk, AB Komiseri Jean Claude Juncker, AP Başkanı Antonio Tajani, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi de vardı. Berlusconi’nin törende uyukladığı gözlerden kaçmadı. Türkiye’yi tören de AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik temsil etti. Kişisel bilgiler peşindeki Trump’a ‘hayır’ dediler ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkede 200 milyon seçmenin kişisel ve halka açık bilgilerini isteyince Kaliforniya’dan Mississippi’ye 22 eyaletten ret cevabı aldı. Kentucky eyaleti yetkilileri “Vergi verenlerin parasını harcamanın yanı sıra ülke çapında seçmenlere baskı yapılmasını yasal hale getirme çabalarına” destek vermeyeceklerini belirtirken Mississippi’den ise “kişisel mahremiyetinin korunması” çıkışı geldi. ‘Sadece dur..’ Bu arada New York Post, Twitter’da kimi zaman hakarete varan açıklamalar yapan Trump’ın bu sosyal medya huyuyla ilgili üç kelimelik bir editör yazısı yayımladı. “Trump’ın tweetleri hakkında” başlıklı yazıda yalnızca “Dur. Sadece dur” ifadeleri yer aldı. Putin’in devrim korkusu Ülkeyi çok feci bir savaşa sokmuş, badireye sürüklemiş, nefesi tükenmiş bir imparatorluk; üstü çizilmek yerine niye acaba “özlemle” anılır? Neden “ideal olarak” yüceltilmeye ve baştacı edilmeye devam edilir? Ve edildiğinde bunun sonuçları ne olur? Weimar yolculuğum boyunca kafamda hep bu sorular vardı... Almanya’nın 20. yüzyıl başındaki ilk demokrasi tecrübesi olan Weimar Cumhuriyeti’nin sonunu böyle işte gerçekte hiç var olmayan bir geçmişe... öykünme getirmiş. Son yazılarımda anlatmış olduğum Weimar kentinde, 1. Dünya Savaşı sonunda kurulan “Weimar Cumhuriyeti” döneminde, Bismarck ve Bismarck’ı izleyen İmparator II. Wilhelm çağına hayranlık hiç bitmemiş. Oysa ki Almanya’yı I. Dünya Savaşı’na sokarak savaş sonrası sefalete ve toprak kayıplarına yol açan bizzat bu imparatorluk olmuş. Savaşın sonundaki Versailles Antlaşması’nın ağır şartlarının kabullenilmediği ve hazmedilmediği Weimar parantezinde, “eski günlerin” şaşaası unutulmamış. Almanlar geçmişi gerçekle örtüşmeyen biçimde idealize ettikleri için sonunda doğruca Hitler faşizminin göbeğine düşmüşler. Savaşın sorumluluğunu “imparatorluk geçmişinde” arayacaklarına, hain “dış güçlere” bağlamışlar. Hitler’i bu karanlık güçlere karşı kendilerini sarıp sarmalayacak, koruyacak ve Almanya’yı yeniden eski ihtişamına kavuşturacak bir kurtarıcı olarak görmüşler. Renkli devrimlerin anası Brecht’in “Ne mutlu kurtarıcılara ihtiyaç duymayan halklara” demesi tam işte bu yüzden... Tarihi böyle tersyüz eden araçsal çarpıtmanın son aşırı örneklerinden birine şimdi günümüz Rusya’sında rastlıyoruz. Malum bu yıl 1917 Ekim devriminin 100. yılı. Yalnız Rusya’yı değil dünyayı değiştiren ve 20. yüzyıla damga vuran büyük devrimin yıldönümünü kutlamalarla anmak yerine birkaç sergi dışında başka resmi hiçbir tören yapılmıyor. “Weimar Almanya”sında olduğu gibi zira, “Putin Rusya”sında da tarih baştan sona araçlara uygun biçimde yeniden yazılıyor. “Putin Rusya’sı”nın yeni anlatısına göre, Ekim Devrimi de “dış mihrakların marifetine” indirgeniyor. Devrimde kurşuna dizilen Çar II. Nikola’nın ipinin dış güçler sponsorluğunda çekildiği varsayılıyor. Son Çar’a son dönemde bu yüzden itibarı yeniden iade edildi ve de II. Nikola aziz mertebesine yükseltildi. Dünyanın gözü önünde yeniden yazılan tarih, Putin açısından çift katmanlı amaca hizmet ediyor: Bir yanda “tek adam, ulusun tek lideri” mitosu tahkim edilirken, bir yandan da... dün olduğu gibi bugün de Rusya’da renkli devrimler kurgulamaya çalışan “dış güçler”in planlarının sürdüğü ima ediliyor. Ekim Devrimi böylelikle “tüm renkli devrimlerin anası” olmuş oluyor. Sovyet devriminin temel itici gücünün “sosyal adalet” arayışı olduğu halktan gizleniyor. Dün olduğu gibi bugün de Rusya’da çünkü sosyal adaletsizlikler devam ediyor. “Moscow Times”da misal... dün gördüğüm bir habere göre dünyanın en zengin petrol kaynaklarından birine sahip olan Rusya’da halkın yüzde 40’a yakını hâlâ temel ihtiyaç maddelerini karşılayamıyor. Tarih isterikleşince “74 yıllık devrim Rusya’sı”nın üzerine bu sebeplerle kalın bir perde çekiliyor. O tarihin içinden sade “istikrar ve büyük Rusya” fikrine hizmet eden “tek adam Stalin” cımbızla çekip çıkartılıyor. Stalin’in insanlık suçları okul kitaplarından bir bir temizlenirken, kanlı diktatörün imajı ulusa “Nazizme karşı zafer kazanan biricik kahraman” kontenjanından yeniden pompalanıyor. Bütün bunlara Putin’in hazzetmediği “devrim korkusu” eklenince, “1917 Ekim”inin niye yalnız sergilere ve akademik tartışmalara indirgendiği anlaşılıyor. “Kremlin’in tüm adamları” başlıklı başarılı bir bestseller’a imza atan genç gazeteci Mikhail Zygar ne ki bunun bile Rusya’da bugün layıkıyla yapılamayacağını söylüyor: “Bizde tarihi sükunetle tartışmak mümkün değildir” diyen Zygar arkadan ekliyor: “Tarih Rusya’da çünkü çoğunlukla yalnız isterik şekilde tartışılır!” Aklıma benim böyle başka ülkeler de geliyor ama yerim bitti. Konsere silahlı saldırı ABD’nin Arkansas eyaletinde bir gece kulübünde gerçekleşen silahlı saldırıda en az 25 kişi yaralandı. Polis, olayın ilk soruşturmaya göre terörle bağlantılı olmadığını duyurdu. Kimi kaynak saldırının “konser sırasındaki bir kavga” sonucu meydana geldiğini savundu. Saldırının bir veya daha fazla kişi tarafından gerçekleştirildiği, olay yerinden kaçtıkları, arama çalışmalarının sürdüğü kaydedildi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear