24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Trump’ın sağlık planı firari Cumhuriyetçilere takıldı ABD Başkanı Trump’ın selefi Obama’nın kendi adıyla anılan sağlık reformunun yerine geçmesini hedeflediği Amerikan Sağlık Hizmetleri Yasası planı, iki Cumhuriyetçi senatörün daha karşı çıkacaklarını açıklamasıyla şimdilik suya düştü. Cumhuriyetçiler, 100 üyesi bulunan ABD Kongresi’nin üst kanadı Senato’da tasarının geçmesi için gereken çoğunluğu sağlayamıyor. Çarşamba 19 Temmuz 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: ZARİFE SELÇUK Tahran’dan Riyad çıkışı Abbas Çin’de Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas üç günlük Çin ziyaretinde. Abbas dün Pekin’de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldi. 13 RUHANİ’NİN KARDEŞİ ‘SERBEST’ 9 milyon dolarlık tahliye İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin kardeşi ve aynı zamanda danışmanı olan, geçen cumartesi günü “mali suçlara karışmak” gerekçesiyle gözaltına alınan Hüseyin Feridun’un önceki gece kefaletle serbest bırakıldığı savunuldu. AFP ajansının İran kaynaklarına dayandırdığı haberinde, kefalet tutarının 350 milyar riyal (yaklaşık 9.3 milyon dolar) olduğu iddiası da dikkat çekti. Üstüne üstlük bunun aslında ilk olarak 500 milyar riyal olarak talep edildiği, ardından indirim yapıldığı da öne sürüldü. Kefaletin neden bu kadar yüksek olduğu konusu gibi, suçlamanın ayrıntıları da açıklığa kavuşmuş değil. Feridun’un gözaltına alınması ülkede “ılımlı, reformcu” kanatla “muhafazakârlar” arasında yüksek tansiyon sürerken yaşanmıştı. Batı ile ilişkilerde ılımlı politika izleyen, geçen mayıs ayındaki seçimlerde ikinci kez cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Ruhani’nin destekçileri, kardeşe gözaltı adımını siyasi amaçlı, suçlamaları muhafazakâr kanada yakın yargı cephesinin cumhurbaşkanının itibarını zayıflatmaya yönelik bir hareket olarak yorumluyor. İran Yargı Sözcüsü Gulamhüseyin Muhsani Ejeie hafta sonunda, Feridun hakkında birden fazla soruşturmanın yürütüldüğünü, bu çerçevede başka kişilerin de araştırıldığını, kimilerinin cezaevinde olduğunu belirtmişti. Sağlık sorunu yaşadı Feridun’un ilk gün kefaletle serbest kalabileceği yönünde karar çıktığını ancak kendisinin bunu yerine getirememesi üzerine cezaevine gönderildiğini de açıklamıştı. Ardından da Feridun’un önceki gün duruşma sırasında rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığı haberleri de basına yansımıştı. Geçen yıl Müfettişler Örgütü Başkanı Naser Seraj’ın, Feridun hakkında finansal konularda ihlallerde bulunduğu suçlaması yaptığı iddiası da aktarılmış, muhafazakâr cephenin o dönemde Ruhani’nin kardeşinin yargılanması talebini yüksek sesle dile getirdiği, Feridun’a sıfır faizli krediler almak ve bir bankaya yönetici atanmasında devreye girerek bu kişiye çok yüksek maaş verilmesinde rol oynadığı suçlamalarında bulunduğu da kaydedilmişti. Dostum’a Kâbil vetosu Afganistan’da kaçırdığı siyasi rakibine işkence ettiği ve mayıs ayında Türkiye’ye “sürgüne” yollandığı iddialarıyla gündeme gelen Devlet Başkanı Yardımcısı General Raşid Dostum’un içinde bulunduğu, Türkiye’den gelen uçağın Afganistan’a inişine izin verilmediği öne sürüldü. Ofisinden yapılan açıklamada Dostum’un “Türkiye’ye tıbbi kontroller için gittiği ve ülkesine döneceği” savunulmuştu. Reuters’in haberine göre Afgan yetkililer uçağa ülkenin kuzeyindeki Mezarı Şerif kentindeki Mevlana Celaleddin Belhi Havaalanı’na iniş izni verilmediğini kaydetti. Yetkililer, “7 Türk mühendisi taşıyan uçağın içinde Dostum’un da bulunduğundan şüphelenilmesi üzerine uçuşun kontroller için başkent Kâbil’e, daha sonra ise Türkmenistan’a yönlendirildiğini” savundu. Mısır, Katar’dan vize isteyecek Katar’a yönelik abluka uygulayan ülkelerden olan Mısır, bu ülke vatandaşlarına yönelik bazı istisnai durumlar hariç vize serbestisini kaldırdığını açıkladı. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn’le birlikte Doha’yı “terörizme destek vermek, İran’la yakınlaşmakla” suçlayan Mısır’ın Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Katarlıların bundan böyle ülkeye giriş için vize başvurusunda bulunmaları gerektiğini kaydetti. İran Dışişleri Bakanı Zarif, Yemen’deki savaşın Suudi Arabistan’la doğrudan bir çatışmayı ateşlememesini umduğunu söyledi Yemen’de Körfez’in Sünni bloğunun lideri Riyad’la vekâlet savaşındaki İran’ın Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’ten “umarım aramızda doğrudan bir savaş çıkmaz” mesajı geldi. ABD’nin New York kentinde Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma temalı toplantılarına katılmak üzere temaslarda bulunan Zarif, önceki gün düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’ndeki panele de katıldı. Gündeminde ise el yakıcı konular Suriye, Yemen, Irak ve Katar’a ilişkin gelişmelerin yanı sıra Washington’la ilişkiler vardı. ‘Birlikte çalışalım’ mesajı Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun 2015’te Yemen’de Hadi yönetimi yanlısı tutum alıp Tahran destekli Husilere yönelik operasyonlara başlamasıyla birlikte halihazırda yüksek tansiyonlu RiyadTahran hattı daha da gerilmişti. Zarif’in New York’taki konuşmasında “Yemen’deki Zarif, önceki gün BM Genel Sekreteri Guterres ile bir araya geldi. savaşın İran ile Suudi Arabistan arasında doğrudan bir çatışmayı ateşlememesini umduğu” yönündeki ifadeleri dikkat çekti. Zarif diğer yandan da diyalog kapısını açık bırakarak Riyad’la birlikte Yemen ve Suriye’de çatışmaları sona erdirebilecek şekilde çalışabileceklerini savundu. Katılımcılardan birinin Ortadoğu coğrafyası da dahil vekâlet savaşlarına işaretle “Tahran ve Riyad doğrudan karşı karşıya gelebilir mi” yönün deki sorusuna Zarif, “Umarım olmaz. Savaşmak zorunda değiliz. Ortadoğu’da birimizden birini dışlama çabasına girmeye gerek yok” yanıtını verdi. ‘Referanduma karşıyız’ Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin 25 Eylül’de bağımsızlık referandumuna gitme adımına da tepki gösteren Zarif, “Bunun etkisi Irak ve bölge güvenliği üzerinde facia olacaktır. Biz onlara bunun yanlış bir seçim olduğunu söyledik ve sanırım tüm bölge ülkeleri bu konuda hemfikir” ifadesini kullandı. ABD’li mevkidaşı Rex Tillerson ile bir iletişiminin olmadığını ancak bunun ileride olmayacak anlamına gelmediğini de kaydetti. Zarif, ABD temaslarında uluslararası toplumla varılan tarihi nükleer anlaşmaya uydukları vurgusu yaparken Washington’dan ise dün İran’a yönelik yeni yaptırım adımlarının uygulamaya sokulacağı açıklaması geldi. Musul’da kâbus sürüyor Irak güçlerinin IŞİD’e karşı zafer ilan ettiği Musul’da insan hakları ihlallerine yönelik uyarılar art arda geliyor. Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, IŞİD’den geri alınan Musul’da örgüte üye olduğu düşünülen kişilerin, tutuklanıp cezaevine konmaları halinde yetkililere rüşvet vererek serbest kalacakları endişesiyle Iraklı güvenlik güçleri tarafından öldürüldüklerini öne sürdü. Kentin doğusunda yer alan Bartella Kampı’nda ise İŞID militanı, yakını olmakla suçlananlar “rehabilitasyon” için yollandıkları kampta yaşam mücadelesi veriyor. İnsan hakları örgütleri kampı “toplu cezalandırma” olarak nitelendiriyor. Ayrılıkçılardan ‘küçük Rusya’ Ukrayna’nın doğusunda Kiev hükümeti ile Rusya yanlı rayna yönetimi ile yürütülen barış süreci Minsk uzlaşısına bağlı olduğu sı, Moskova tarafından finanse edil vurgusu da dikkat çekti. dikleri öne sürülen ayrılıkçılar arasındaki çatışmalar üç yıldır sürer ‘Haberimiz yok’ ken Ukrayna’dan tek taraflı olarak ba Ayrılıkçı lider Aleksandr Zaharçen ğımsızlığını ilan eden “Donetsk Halk ko, Rus televizyonu tarafından yayım Cumhuriyeti”, Ukrayna’nın ardıl dev lanan açıklamasında Donetsk’in ya leti olarak görülen, “Malorossiya” nı sıra Lugansk ve ülkenin diğer böl (Küçük Rusya) adlı yeni bir ülke ku gelerinden ayrılıkçıların da yeni ülke rulması planını duyurdu. Kiev’den ye katılacağını iddia etti. Bir anayasa böyle bir oluşuma asla izin verilme hazırlığı üzerinde çalıştıklarını, geçiş yeceği belirtilerek ayrılıkçılar için sürecinin üç yıl süreceğini belirten “Rusya’nın kuklaları” nitelemesi ya Zaharçenko, daha sonra anayasanın pıldı. Kremlin ise ayrılıkçıların çıkışı halkoylamasına sunulacağını aktardı. nı “bireysel girişim” olarak yorumla Donetsk gibi 2014’te bağımsızlığını dı. Moskova’nın Batılı güçler ve Uk ilan eden “Lugansk Halk Cumhuriye ti” yetkilileri ise anlaşmanın bir parçası oldukları yönün deki açıklamayı reddetti. “Lugansk Halk Cumhuri yeti Halk Meclisi Başkanı” Vladimir Degtyarenko, bu planlardan haberdar edilme diklerini ve böyle bir adımın amaca uygun olduğundan şüpheli olduklarını kaydetti. “Donetsk Halk Cumhu riyeti Gelir Bakanı” Alek sandr Timofeyev ise ye UÇAK FACİASININ YILDÖNÜMÜ... Hollanda’dan Malezya’ya giderken Doğu Ukrayna’da düşen uçakta hayatını kaybeden 298 kişi facianın üçüncü yıldönümünde anıldı. Ulusla ni ülkenin kuruluşuna ilişkin “Ukrayna’nın ardıl devleti olan Malorossiya’nın kurulduğunu ilan ediyo rarası soruşturmada Boeing 777 tipi uçağın Rusya ruz. Ukrayna adı artık iti yanlısı milisler tarafından Rus füzesi ile düşürüldüğü öne sürülmüştü. Uçuşun başladığı Amsterdam Schiphol Havalimanı yakınlarındaki bir parkta inşa edilen anıtın etrafına yeşil bir kurdele şeklinde dizilen 298 ağaçta her kurbanın ismi yer alıyor. Kurbanların çoğunun Hollanda vatandaşı olduğu uçakta ayrıca 16 farklı milletten kişi bulunuyordu. Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroşenko da pazartesi gü barını yitirdi. Donetsk, Malorossiya’nın başkenti olacak” ifadelerini kullandı. Timofeyev, yeni ülkenin RusyaBelarus Birlik Devleti’ne katıl nü yaptığı açıklamada uçağın düşürülmesiyle ilgili mayı hedefleyeceği olarak Rusya’nın hesap vermesi gerektiğini söyledi. ni de iddia etti. tel tamr’da intihar saldırısı Suriye’de ABD destekli, YPG’nin ana unsurunu oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin Rakka’yı IŞİD’den kurtarma operasyonu sürerken Suriye İnsan Hakları Gözlemevi YPG’nin kontrolündeki Tel Tamr köyü yakınlarındaki bir kontrol noktasında bomba yüklü araçla gerçekleşen intihar saldırısında 4 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Tel Tamr köyü, SuriyeTürkiye sınırına 30 kilometre uzakta bulunuyor. Bu arada Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Lübnan güvenlik güçlerinin Suriye sınırında yer alan Arsal kentindeki mülteci kamplarına sızan cihatçı militanlara karşı operasyon düzenleyeceğini aktardı. Hariri, planlanan operasyonun “çok dikkatli bir biçimde ele alındığını” belirtti. DUTERTE’DEN SİLAH ŞOV İnsan haklarına yönelik zayıf karnesiyle uluslararası siyaset arenasında tepki çeken Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte, Kongre’den IŞİD bağlantılı Maute örgütüyle çatışmaların devam ettiği Mindanao Adası’ndaki sıkıyönetimin yıl sonuna kadar uzatılmasını istedi. Duterte ayrıca arama izni olmadan yapılan tutuklamaları engelleyen kanunun askıya alınması talebinde de bulundu. Muhalifleri ise Duterte’nin sıkı yönetimi genişletme ihtimalinden endişe ediyor. Kongre cumartesi günü Duterte’nin teklifini görüşmek üzere topla nacak. Bu arada önceki gün basının karşısına çıkan Duterte, ordunun elindeki silahları bizzat eline alarak gösterdi. Latin sıcakları1 Bizler Kuzey Yarımküre’de kâh yaz sıcaklarıyla kavrulur, kâh yağmur ve sellerle serseme dönerken; kış mevsimini yaşayan Güney Yarımküre’deki Latinler’in de ‘harareti yüksek’. Latin Amerika’nın son 15 senede solun kalesi olmuş iki ülkesi Brezilya ile Venezüella’da küresel sermaye, geleneksel yerli elitler eşliğinde nedensonuç ilişkileri sağlam, gayet ‘hakiki darbeler’ icra etmekte. İki ülkede de ‘iç çatışma’ ve ‘kutuplaşma’ derinleşiyor. Brezilya’da sola karşı sessiz ve derin darbe, sağı şimdilik dümene geçiren bir aşamaya kadar pişirildi. Dünyaya soldan bakanların, Venezüella’da ise açık faşizan karakterine karşın ‘muhalefet’ diye sunulandan yana tavır alması, yahut mevzuyu ‘demokrasi’ diye görüp ‘tarafsız kalması’ için uğraşılıyor. HHH Bu yazıda Brezilya’ya bakalım... Brezilya’da İşçi Partisi’ne karşı girişilen uzun soluklu darbe tökezlemelerle de olsa devam ediyor. 1980’lerde ABD destekli askeri dikta rejimlerine karşı elde silah savaşmış, işkencelerden geçmiş eski bir gerilla olan kadın başkan Dilma Rousseff, geçen sene yolsuzluğa batmış sağcı Senato üyeleri tarafından ‘kongre, yargı ve ordu’ onaylı bir komplo eşliğinde azledilmişti. Dilma’nın ABD dahil pek çok ülkede bütçe açığını yamama icraatı, ‘yolsuzluk’ diye sunulmuş, ‘buz gibi’ bir darbe yapılmıştı. Koltuğuna kurulan 40 milyon doları bulan rüşvet zanlısı Demokratik Hareket Partisi üyesi sağcı Michel Temer, ilk iş ABD’ye gidip, küresel sermayeye hızlı özelleştirme, kemer sıkma programı taahhüt etmişti. Ancak ülkesinde ‘siyaset sınıfının’ yolsuzluk düzeyi, görece bağımsız yargı eşliğinde ayyuka çıkınca aciz hale düştü. HHH Yılmayan Brezilya İşçi Partisi, Dilma’nın selefi ve 20022010 yıllarındaki görev döneminde on milyonları yoksulluktan kurtaran politikalara imza atmış efsane lider Lula da Silva ile 2018 seçimine damgasını vurmaya soyununca, olanlar oldu. Geçen hafta Lula, şaibeli bir yargı sürecinin sonunda ‘yolsuzluktan’ 9.5 yıl hapse çarptırıldı, 20 yıla yakın siyasetten men edildi. Bir müteahhitlik şirketinden sahilde bir ev sahibi olmak, Petrobras’taki yolsuzlukların merkezinde olmak ve yaptığı konuşmalardan para almak gibi ithamlar var ama ortada hiçbir kanıt yok. 2014’te Dilma’yı alaşağı edenler, 2018’de Lula’nın önünü kesmek derdinde. Ve aslında İşçi Partisi, 15 senedir ‘aynı yatağa girdiği’ elitler ve orta üst sınıfın ideolojik nefretinden kurtulamamanın bedelini ödüyor. Solun günahlarının eksik olmadığı yolsuz düzenden bezgin ahalinin ‘duyarsızlığı’ eşliğinde... HHH Lula için henüz temyiz yolu açık. Başkanlığı döneminde kapitalist ayak oyunlarını iyi bellemiş karizmatik eski sendikacı da ‘kirli oynuyor’. Geçenlerde Temer için “Suçunun sabit olduğu sonucuna hemen varmayalım. Kanıtları görmeliyiz” demesi boşuna değil. Böylece hem Dilma’yı koltuktan ettikten sonra kendisi de yolsuzluktan 15 yıla çarptırılmış eski parlamento başkanı Eduardo Cunha’nın akıbetini anımsattı, hem de elitlere sinyal çaktı. HHH Lula görevi bıraktığında popülaritesi yüzde 86’yı buluyordu. Bugünkü kutuplaşmada yüzde 38.5’te. Yüzde 5, 6, 10’lardaki rakiplerini açık ara solluyor. Bu haliyle 2018 seçimini alacağı aşikâr. Bu sebeple elitler Lula’yı yargı yoluyla ekarte edemezse, seçimi öteletseler yeridir. Şansı sıfır olan Temer, çalışma ve emeklilik yasalarını çalışanların servetten daha az pay almalarını mümkün kılacak şekilde ‘reforme ederek’ rolünü oynuyor. İktidarda kalacak görünümü verdiğinde real güçleniyor, borsa da; başı derde girince tam aksi... Uluslararası mali sermaye arkasında. Bir de kendisinden daha sağda bir adayın önünü açabilirse... Neoliberal programı, serveti sosyal programlar aracılığıyla yoksullar hayrına yeniden dağıtımla dengelemekten ibaret ‘mutabakatçı solun’, kapitalizmin yapısal kriz ortamında payına ‘darbeler’ düşüyor. Emeksermaye çelişkisinde sermayeden yana duran, grevlerin önünü kesmekle övünenlere darbe yapmaya ne hacet! Venezüella’daki Bolivarcı sosyalist hareketi ‘demokrasi’ başlığıyla devirme girişimi ise sonraki yazıya... Suudiler mini eteği tartışıyor Suudi Arabistan’da yetkililer, mini etek ve göbeği açık bluz giydiği bir videoyu sosyal medyadan paylaşan genç kadınla ilgili inceleme başlattı. Bazı kaynaklar ise kadının gözaltına alındığını idda etti. BBC’nin aktardığına göre “Kulud” adlı model, ülkedeki en muhafazakâr bölgelerden birinde bulunan Uşaykır köyündeki tarihi bir kalede yürürken görülüyor. Hafta sonu Snapchat’te paylaşılan video ülkede tartışmalara sebep olurken bazıları genç kadının tutuklanması gerektiğini savundu. B? azı Suudiler ise genç kadına cesaretinden dolayı övgü yağdırırken, Kulud’un istediği gibi giyinebilme izni olması gerektiğini dile getirdi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear