26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Cevat Turan’dan ‘Unutmalar Şehri’ Cevat Turan, yeni kitabı “Unutma süren Çorum olaylarının, bir yerel lar Şehri”nde aşk, ayrılık, bürokrasi gazetecinin merkezinde anlatıldıve siyasete odaklanarak Türkiye’nin ğı roman, 4 yıla yakın bir araştırma yakın dönemine ışık tutuyor. 1980 süreci sonunda tamamlandı. Puslu yılının Mayıs ayında başlayıp 5 ay Yayıncılık etiketiyle 22 Nisan’da ya yımlanacak Cevat Turan’ın “Unutmalar Şehri” romanı; aşk, ayrılık, bürokrasi, siyaset gibi olayları objektif olarak okuyucuya sade ve yalın bir dille aktarıyor. Çarşamba 7 Haziran 2017 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr ‘Hayatın içindeki 30yıla36kitapsığdıran Sevim Ak’la hem yazınını hem de çocuk edebiyatının dünüyle çocuğu anlatıyorum’bugününükonuştuk 15 Sevim Ak’la 30. yıl vesilesiyle yapacağımız söyleşi öncesinde, çevremdeki çok sayı YENİ KİTABI da çocuğun sıkı bir Sevim Ak hay ‘MELO’YUranı olduğunu öğreniyorum. Hatta Sevim Ak yazıp You ANLATIYORtube videolarına ba kacak olursanız pek çok bıcırığın ‘favo ri kitaplarım’ liste sini tanıtırken Se EZGİ ATABİLEN vim Ak’tan heyecanla bahsettiğini göre bilirsiniz. Sevim Ak’la Feneryolu’ndaki bir apartmanın bahçe katında bu luşuyoruz. Burası ağabeyi Behiç Ak’la birlikte ‘Ev Kütüphanemiz’ adıyla çocuklarla yapılacak atöl ye çalışmaları ve etkinliklere vak “Son kitabım ‘Melo’ hız çağı çocuklarının içinde kendini beceriksiz sayan bir karakter. Kısa sürede çözemediği ne varsa çöp denizine gönderip kurtulmaya bakıyor. Düş kuklalarının yaratıcısı savaş mağduru Tisu’nun renkli fettikleri bir alan. Ak, nasıl ki ya ve kendine zarken gevezelikten hoşlanmıyor özel dünyasıyla sa hayatta da öyle, çok konuşma karşılaşması, yı sevmiyor. Başta biraz zor konu çevreye ve şacak gibi olsa da kısa sürede bir kendine bakışını birimize ısınıyor ve söyleşmeye etkiliyor. koyuluyoruz... Mahallede zehirlenmiş denizin n Çocuklar için yazmaya ne zaman, nasıl karar verdiniz? İlk yazdıklarımın çocuklar için mi, yoksa yetişkinler için mi olduğunu bilmiyordum. Üniversite yılları ve sonrası dönemde yazmaya başladım. Biyokimya uzmanlık eğitimini bitirdikten sonra Hey temizlenmesi için örgütlenme çalışmalarını izlerken dayanışma bilincinin neleri değiştirebileceğini görüyor. Tisu yanında olmasa bile gücüne nasıl güç katabileceğini öğrenebileceğini biliyor sonunda.” beliada Sanatoryumu’nda çalışma ya, adada yaşamaya başladım. Orada yazdığım öykülere topluca baktığımda hepsinde bir çocuk karakterin varlığını fark ettim. O çocuğun nereden öykülere sızdığını sorgularken kendi hayatımı düşündüm. Ve anladım ki hayatımın en zengin, en gü da yaşadığı zengin bir ortamdı. Gençlik yıllarım ise Türkiye’nin çok sancılı dönemlerinde, öğrenci olayları içinde, kaotik ortamlarda geçti. Çocuk edebiyatıyla ilgilenmek beni çocukluğumun kalabalık, çok renkli ama oldukça güvenli ortamına geri göndere venli dönemi çocukluk yıllarımdı. cekti. Bu yolda ilerlemeye karar ver n Nerede, nasıl bir ortamda geçti dim. çocukluğunuz? n Şimdiki çocuklar da çok sorun Samsun’da, bir çıkmaz sokakta. lu bir siyasi dönemden geçiyorlar. İnşaat işçisi, banka müdürü, öğret Bütün okullar imam hatipleştirilir men; her kesimden insanın yaşadı ken çocuklar için yazmak şimdi da ğı bir sokaktı. O çıkmaz sokakta ye ha mı önemli sizce? di sekiz ev, her evde dört beş çocuk vardı. Çok özgürdük, her eve rahat ‘Anadolu’ya yolculuklar’ lıkla girip çıkar, hangisinde ne yaşa Çocuk edebiyatçılarına özel bir nır bilirdik. Bir hayat hikâyesine zor misyon yüklenebilir mi, bilmiyorum. sığacak uçuk kaçık, sıradı Yazarlar ürettikleri şı karakterleri o sokakta ta sorgulayıcı, eleş nıdım. Ayrıksı kişiliklerin, tirel düşün farklı kültürlerin bir ara meyi kışkırtan eserlerle çocukların dünyasına girmeyi başarabilirler ve çocukların da kitaplara özgürce erişimi sağlanabilirse çok şey kırılacaktır diye düşünüyorum. Türkiye’nin bir gerçekliği var şimdi, bu dönemi yaşıyoruz. Düşündürten, tartıştıran kitapların her kesimden çocuğa ulaşmasının önü açılmalı. n Kitaplarınızda çocuk dünyasına fırsat eşitsizliği, ekonomik sınıf farkı, boşanmış anne babalar, hatta şiddet gibi meseleleri dahil ediyorsunuz. Yetişkinler, ebeveynler her zaman doğru olanı yapmıyorlar... İlk yazdığım zamanlarda anne baba ayrılığından bile bahsedilemezdi. Çocuklara öğütler veren, günlük hayattaki davranış biçimlerini öğreten didaktik kitaplar ağırlıktaydı. Şimdi ise durum farklı, eleştirel, sorgulayan kitaplarımız öğretmenlerin en çok tercih ettiği kitaplar; okullarda okutuluyor, tartışılıyorlar. Ben idealize edilmiş olanı değil, hayatın içindeki kırılgan, düşleri olan çocuğu anlatmak istiyordum. 2000 2008 yılları arasında ODTÜ’den İLKYAR Vakfı’yla Anadolu’ya yolculuklar yaptım. Yatılı bölge okulları ve köy okullarına gittik beraber. Oralarda çocuklara öyküler okudum, öyküler yazdık, masallar canlandırdık. Köy çocuklarının dünyasına girmek beni değişik sorunlar üstünde düşünmeye yöneltti, sorun odaklı kitaplar yazmaya başladım. ‘İnsomnialar yaşıyorum’ n İçinizdeki çocuğu kasvetli yetişkin dünyasından nasıl koruyorsunuz? Çok narin bir yapım var. Aşırı etkileniyorum acılardan. İnsomnialar yaşıyorum. Kendime yeni bir alan açmaz da bombalar, açlık grevleri gibi olayların akışına kapılırsam çıldırırım. Yazmak bütün bu acılardan, kaostan kurtulabilmek için kendime açtığım, soluk aldığım bir alan. Eğer bu koruganı kuramamış olsaydım yaşantım çok başka türlü gelişirdi. n Behiç Ak’la abikardeş aynı kulvarda yürüyorsunuz. Ayrıca Behiç Bey çok sayıdaki kitabınızı resimledi. Nasıl bir üretim ilişkiniz var?  Aslında yazdıklarımız üzerinden paylaştığımız çok şey yok. Yazma aşamasında bile paylaştığımızı pek anımsamıyorum. O şimdi kendi kitaplarını yazıp resimliyor. Daha önce okul öncesi çocuklar için resimli kitaplar hazırlıyordu. Şimdiyse her yaştan çocuk için yazıyor.  ‘Assos’ta Felsefe’nin konuğu Immanuel Kant La Caravane Passe Bomontiada’da müzik bayramı İstanbullu müzikseverleri, ilk kez 35 yıl önce Fransa öncülüğünde başlayan müzik bayramını, bu yıl üç farklı konserle kutlayacak. İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Babylon işbirliğiyle bomontiada’da 141516 Haziran tarihlerinde saat 21.30’da ücretsiz gerçekleşecek konserlerde sırasıyla Anadolu ve Balkanlar’dan bir bayram havası estirecek Kolektif İstanbul grubu, FransaTürkiye arasında müzik köprüsü kuran “Yer Bakır” projesi ile Titi Robin ve son akşam ise neşe dolu müzikleriyle Fransa’dan La Caravane Passe sahne alacak. Etkinliklere katılım ücretsiz. 17yıldır düzenli gerçekleştirilen ‘Assos’ta Felsefe’ etkinliğinin bu yılki uluslararası toplantısı 36 Temmuz tarihleri arasında yapılacak. Felsefe tarihinin en önemli filozoflarından birisi olan Aristoteles’in yaşamının bir bölümünü geçirdiği ve felsefe eğitimi verdiği antik Assos kentinde yapılan ve Felsefe Sanat Bilim Derneği’nin Kurucu Üyesi ve Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Örsan K. Öymen’in öncülüğünde düzenlenen sempozyum etkinliğine, yurtdışından ve yurtiçinden öğretim üyeleri, öğrenciler ve alan dışından felsefe meraklıları katılacak. Bu yılki sempozyum konusu ise felsefe tarihinin en önemli filozoflarından birisi olan 18. yüzyıl Alman filozofu Immanuel Kant olacak. Bu çerçevede Kant’ın Bilgi Felsefesi ve Immanuel Kant Ahlak Felsefesi RolfPeter Horstmann, Frederick Beiser ve Patricia Kitcher gibi dünya çapında önemli Kant uzmanları tarafından ele alınacak. Etkinlik çerçevesinde Anne Monika SommerBloch da antik tiyatroda bir klasik müzik keman dinletisi gerçekleştirecek. Toplantı ücretsiz ve herkese açık. Ayrıntılı bilgi ve kayıt için: www.philosophyinassos.org David Lynch’in hayat Film bu akşam Bomontiada hikâyesi Bomontiada’da avlusunda gösterilecek. Yaz boyunca ücretsiz gerçekleştirilecek “TV+ ile Açık Havada Başka Sinema” film gösterimleri kapsamında “David Lynch: The Art Life” filmi bu akşam saat 21.30’da Bomontiada avlusunda izleyiciyle buluşacak. Filmin yönetmenliğini David Lynch’in asistanı olarak da çalışan Jon Nguyen yapıyor. Sanatçı ve yapımcı David Lynch bu belgeselde gençliğinin yanında sanat alanında görünümünü ve yaratıcı sürecini şekillendiren olayları anlatıyor. Jon Nguyen’in ustalıkla bir araya getirdiği arşiv görüntüleri Lynch’in hikâye anlatıcılığıyla birleşiyor. Film, seyirciyi Lynch filmlerinden alışık olunan ‘tuhaf ve büyüleyici’ bir iç yolculuğa çıkarıyor. 17 yıl sonra paydos... Haber siteleri “Terry Gilliam sonunda yel değirmenini devirdi” cümlesiyle duyurdu haberi. Terry Gilliam’ın bundan 17 yıl önce ilk kez sete çıktığı ve çeşitli aksilikler yüzünden bitiremediği “The Man Who Killed Don Quixote Don Kişot’u Öldüren Adam” adlı filmi muhtemelen sinema tarihinin en uzun süreli prodüksiyonlarından biriydi. Aradan geçen yıllar için oyuncu kadrosu birkaç kez değişen ve yeniden çekimlerine başlanması için çalışmalar yapılan film bir türlü bitmemiş ve “lanetli” sıfatını kazanmıştı. Terry Gilliam geçenlerde Facebook’tan yaptığı duyuruyla nihayet filmin bittiğini açıkladı ve şunları yazdı: “Uzun sessizlik için özür dilerim. Kamyonu yüklemekle meşguldüm ve şu anda eve doğru yola çıkıyorum. 17 yıl sonra “The Man Who Killed Don Quixote”nin çekimlerini tamamladık. Tüm ekibe ve bize inananlara teşekkürler.” Gilliam’ın çekimlerini nihayet tamamladığı filmde başrolleri Jonathan Pryce ve Adam Driver üstleniyor. Hatırlayanlar olacaktır, daha önceki girişimlerde başrollerde Jean Rochefort, Johnny Depp, Robert Duvall ve Ewan McGregor gibi oyuncular vardı. Bu resimler köy okulları için Ressam Nurdan Likos’un öğ rencileriyle hazırladığı “Ustaların I·zinde Çocukları Gülümset” resim sergisi 11 Haziran’da Beyoğlu’ndaki Akademililer Sanat Merkezi’nde izleyicilerle buluşacak. Sanat tarihinde yer edinmiş 62 eserin yeniden hayat bulduğu sergide Ada Onataslan, Alara I·lyaz Özel, Delal Mira Çes¸me, Ece Harput, Ece Keskin, Ecrin I·nci Kocaman, Egemen Yerlikaya, Ekin Çagˆlar, Melis Ültanır, Moni Esta Çes¸me, Simge Salbas¸, Uras Tanrıverdi, Zeynep Avcı, Zeynep Keskin ve Zümra Öztürk’ün çalışmaları yer alacak. Serginin bir başka amacı da köy okullarının şartlarını iyileştirme amacı taşıyan Çocukları Gülümset projesine katkı vermek. Ufuk Tan Keleş tarafından hayata geçirilen proje kapsamında şu ana kadar 65 köy okuluna kütüphane yapılırken hedef her yıl 20 köy okuluna ulaşmak. Kameralar çocuk işçilere çevrilecek Sabancı Vakfı’nın düzenlediği kısa film yarışmasının ikinci yılındaki teması ‘Çocuk İşçiler’ olacak. “Kısa Film Uzun Etki” ismiyle düzenlenen yarışmaya başvurular 15 Kasım’a kadar devam edecek. Yarışmanın kanaat önderliğini, “No Man’s Land” (Tarafsız Bölge) filmiyle 2002 yılında En İyi Yabancı Film Oscarı’nı alan dünyaca ünlü yönetmen Danis Tanovic üstleniyor. Birinciye 15 bin TL, ikinciye 10 bin TL, üçüncüye ise 5 bin TL verilecek yarışmaya www. kisafilmuzunetki.org adresinden başvurulabilir. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear