26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 26 Haziran 2017 TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ekonomi@cumhuriyet.com.tr yönetUmzealkiğtiahnaçzaırllıaşnmdaıkhSoaenknludasrikuınanılndaarndafaisknıil,rkçboaelrıukşlnaenanclaiyarğoınır Hükümet esnek çalışmada bir adım daha attı. Müezzinoğlu, uzaktan çalışmanın yönetmeliğinin hazırlandığını ve kısa sürede yayımlanacağını açıkladı Esnek çalışmanın istihdama büyük katkı yapacağını savu nan hükümet adımları hız landırdı. İşçi sendikaları nın karşı çıktığı esnek ça lışma için kolların sıvandığı, yönetmeliğin de bayram sonrası yayımlanacağı bek OBülcyaüyktaş leniyor. Önceki gün bu konuda açıklamalarda bulunan Ça lışma ve Sosyal Güvenlik Ba kanı Mehmet Müezzinoğlu, uzaktan çalışmanın yönet meliğinin de tamamlandığı nı açıkladı. Sendikalar tutucu “Esasında bizim sendikala rımız bu anlamda biraz tutu cu davranıyor. Artık 21. yüz yılın geldiği çalışma haya tı artık uzaktan çalışma, es nek çalışma, 24 saatin dina miklerine uygun çalışma, be lirli kalıpların içinde kalarak değil, tam aksine 360 derece dönebilen, buralardaki çalı şanların haklarını koruyabilen yapı” diyen Müezzinoğlu, o nedenle esnek çalışmayı da uzaktan çalışmayı da, gündeme aldıklarını, bunlarla ilgi Çalışanın hakları budanacakMüezzinoğlu, seferberlikle özel sektörde 1 milyon istihdamın aşıldığını, toplamda da 1.3 milyon istihdam sağlandığını söyledi. li biriki maddedeki yasal düzenlemeleri de tamamladık Uzaktan çalışmanın da bir esnek çalışma biçimi olduğunu savunan ve buna karşı çıkan larını anlattı. Sendikalardan, esnek çalış mada da, uzaktan çalışmada da çalışanın haklarının nasıl korunacağı, nasıl güvenceye alınacağı konusunda destek beklediklerini dile getiren Müezzinoğlu, çalışanların haklarının korunması konusunun daha fazla konuşulması gerektiğini belirtti. Almanya’da 2.5 milyon kişinin uzaktan çalıştığı bilgisini veren Müezzenoğlu, “Yasal düzenlemeleri ve yönetmeliği inşallah bu sendikların itiraz noktaları başta ücret, kıdem ve sendikal örgütlenme olarak sıralanıyor. Çalışma koşullarını ağırlaştıracağı ve işçi haklarını budayacağı için sendikalar, çalışma ekonomisi uzmanları ve akademisyenler esnek çalışmaya da uzaktan çalışmaya da karşı çıkıyor. Esnek çalışma ile kazanılmış hakların ortadan kalkacağı ve sömürünün artacağını kaydeden DİSK’in uzaktan, ev eksenli ve teleçalışma olarak üç başlıkta adlandırılan modelleri ge gütlenmeden uzakta olduğundan maliyetlerini azaltmak isteyen firmaların başvurduğu en önemli yollardan biri. İşveren işyerinin yer kirasından, elektrik/su giderlerinden; işçilere sunulması gereken servis, sigorta, yemek, tatil, mesai ve kreş gibi temel hizmetlerden kurtuluyor. Kayıtdışı artacak n Kadınları eve hapsedip ağır sömürüye mahkum ede ulaşamıyor ya da ulaşabildikleri eğitimler cinsiyetçi rolleri yeniden üreten, ücretli ve güvenceli iş bulmada herhangi bir yarar sağlamayan eğitimler oluyor. Bir yandan, ailelerin kadınların dışarıda çalışmalarına izin vermemesi, diğer yandan neoliberal politikaların sonucu olarak artan yoksulluk kadınları ev eksenli çalışmaya itiyor. n Ücretler düşecek. Ev eksenli çalışma esas olarak en güvenliği bakımından çok ağır ve ciddi sorunlara yol açıyor. Ev eksenli çalışma aynı zamanda işçi sağlığı ve iş güvenliği teftişlerinin dışında bir alan olmayı sürdürüyor. yıl sonuna kadar, yönetmeliği önümüzdeki bir ay içinde, destekleyici olanları da, Meclis tatile girdi, inşallah EylülEkim’de çıkartacağız” dedi. tiren düzenlemeye karşı görüşleri de şöyle: n Amaç işletme giderlerini kısarak maliyet düşürmek. nEv eksenli çalışmanın özü, “sosyal güvenceden ve ör cek. Aile temelli sosyal politikalar ve giderek daralan hizmetler zaten hali hazırda çocuk, hasta, yaşlı bakımını kadınların sorumluluğunda gören patriyarkal algıyı pekiştiriyor. Bu durumun yanı sıra kadınlar mesleki eğitimlere formel bir çalışma alanı. Ev eksenli çalışanların hemen hemen hepsi kayıt dışı çalışıyor. Üstelik parça başına ödenen ücretler de oldukça düşük. n Ev eksenli çalışma, işçi sağlığı ve iş Mehmet Müezzinoğlu Ölüme davetiye çıkarıldı Marc Faber Küresel borsalar yüzde 40 düşebilir Doktor Kıyamet lakaplı ünlü yatırımcı Marc Faber, borsa yatırımcısının üzecek bir kehanette bulundu. The Gloom, Boom & Doom Report’un yayıncı ve editörü, ünlü yatırımcı Marc Faber, CNBC’ye verdiği röportajda borsaların yüzde 40 veya daha fazla değer kaybedebileceğini söyledi. “Doktor Kıyamet” olarak bilinen Faber, sekiz yıldan uzun süredir boğa piyasasında olunduğunu belirterek, “Nasdaq sadece birkaç hisseyle yön buluyor. Teknik açıdan bakıldığında bu ralli çok sağlıklı değil, değerlemeler çok yüksek” dedi. Çok fazla volatilitenin olduğunu söyleyen Faber “Düşüş başladığında çok miktarda olacak. Dow Jones’u 100 bine taşımaya yetecek kadar para basabiliriz ama söylemek istediğim, sonunun çok kötü olacağı” dedi. Ancak Faber’e göre bu tarz bir düşüş 2003 ve 2009 yıllarında olduğu gibi alım fırsatı da yaratabilir. O dönemlerdeki sert düzeltmeler traderların ucuz varlıklara yönelmesine neden olmuştu. l Ekonomi Servisi Sanayi Bakanlığı’nın 4.5 milyon araçtan kaldırdığı kamusal denetimin büyük risk yaratacağına dikkat çeken MMO, uygulamanın kaldırılmasını istedi Uluslararası çözüm konusunda önemli bir adım atılırken, ülkenin önemli bir vergi geliri elde edeceği dile getirildi. İnternetten alışveriş sınır tanımadı: 5.5 milyar lira Geçen yıl milyar 400 milyon lirayı bulan yurtdışı internetten yapılan alışveriş miktarıın önümüzdeki üç yıl içinde 8 milyar lirayı aşması bekleniyor. Önceki gün Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın internetten yapılan alişverişin mercek altına alınacağı, denetim ve vergiye tabi tutulacağı açıklamaları dikkatleri bu konuya çekti. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ödeme ve Elektronik Para Derneği (ÖDED) Başkanı Burhan Eliaçık, yurtdışından internetten yapılan alışverişin her geçen arttığını dile getirerek, 2016 sonu itibarıyla yerli kartların yurtdışından internet alışverişinin 5.4 milyar TL’ye ulaştığı, 2020’de de rakamın 8 milyar liraya ulaşmasının beklendiği bilgisini verdi. Eliaçık, uygulanacak vergi oranına bağlı olarak yüz milyonlarca liralık vergi geliri elde edileceğinin de altını çizdi. Haksız rekabetin önüne geçerek eticaret sektörünün gelişimi için ciddi bir adım olacak bu düzenlemenin, İstanbul Finans Merkezi çalışmalarına da önemli katkılarda bulunacağına inandığını ifade eden Eliaçık, “OECD başta olmak üzere uzun süredir devam eden uluslararası görüşmelerin ardından adım atılmasını, çözüme dair önemli bir irade göstergesi olarak değerlendiriyoruz” dedi. MUSTAFA ÇAKIR Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, arife günü yaptığı yönetmelik değişikliği ile, trafikte milyonlarcası bulunan LPG’li araçlarda ve yeni LPG dönüşümü yapılacak araçlarda, araç muayenesi öncesinde Makina Mühendisleri Odası (MMO) ya da Türk Standartları Entitüsü’nden (TSE) gaz sızdırmazlık/ montaj raporu alınması uygulamasını kaldırdı. Bakanlık uygulamayı “4.5 milyon LPG’li araç sahibine müjde” diye duyurdu. LPG’li araçlarda kamusal denetimin ortadan kaldırılarak, ölümlere davetiye çıkarıldığına dikkat çeken MMO ise uyardı: Yönetmeliği acilen geri çekin! MMO’nun kamusal denetim yetkisinin tamamen ortadan kaldırıldığına işaret eden Çakar, denetim ve kontrolün sektörde faaliyet gösteren ve giderek denetimsiz ve kontrolsüz bir şekilde faaliyet yürütecek olan firmaların inisiyatifine bırakıldığını bildirdi. Çakar, araçların LPG’ye ilk dönüşümüne ilişkin Montaj Tespit Raporu’nun piyasada serbestçe düzenlenebildiğine işaret etti.” l ANKARA ekonomi 9 Birinin hayalleri öbürünün kâbusu... Geçen hafta, gazetelerde gördüğüm bir fotoğrafta Cumhurbaşkanı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemini anımsatan üniformalar giymiş, Rabia işareti yapan, iki sıra askerin arasında, Rabia işareti yaparak yürüyordu. Aklıma Deleuz’un “başkalarının hayalleri” ile ilgili sözleri geldi. “Başkalarının hayallerinin, her zaman tüketici, bizleri yutma riski olan hayaller olduğunu bilmek gerekir... Kendinizi başkalarının hayallerinden koruyunuz. Eğer, başkasının hayallerine tutsak olursanız belanızı bulursunuz (vous êtes foutu)” Türkiye, AKP liderliğinde temsil edilen siyasal İslamın hayallerine tutsak olmaktan, maalesef kendini koruyamadı. Gezi Olayı’nda yaşananlardan bu yana, gittikçe artan bir yoğunlukta bu tutsaklığın sonuçlarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu hayallerden biri, bir kez hükümete geldikten sonra bir daha gitmemek üzere iktidar olmak, toplumu bu projeye göre yeniden şekillendirmek, bunu da demokratik değişim olarak sunmaktı. Hayallerden bir diğeri de Ortadoğu’da Osmanlı mirası üzerinden bir hegemonya inşa ederek tüm ümmetin temsilciliğine, oradan da küresel güç düzeyine yükselmekti. Hayaller ve hüsran... Sonuç, her iki alanda da tam anlamıyla, Deleuze’ü, korkutucu biçimde haklı çıkartıyor. Onlar hayal kurdu, ülke içinde muhalefete, kadınlara, çocuklara yönelik günlük, simgesel ve bedensel şiddet giderek yoğunlaştı. Ellerine teslim edilen çocuklar, ilkokuldan asker ocağına, simgesel ve fiziksel olarak zehirleniyorlar. Yargı keyfileşti, yasama işlevini kaybetti. Devletin biçimini giderek totaliter eğilimler belirliyor. Son referandum gösterdi ki, artık sandığa gitmenin bir anlamı yoktur, atı alan istediği zaman Üsküdar’ı geçer. Artık ülke halkı en az iki kez bölünmüştür. Birincisi, siyasal İslamın projesini kabul edenler ve etmeyenler, ikincisi de Kürt sorununa siyasi ve barışçı bir çözüm arayanlar ve sorunu baskı, savaş yoluyla ortadan kaldırmayı umanlar. Siyasal İslam, liderliğinin de itiraf ettiği gibi hegemonyasını kuramıyor, baskı ve şiddet giderek artıyor. Ancak karşıt bir hegemonya da şekillenemiyor. AKP ülke dışında da hüsrana uğradı. Her şey “one minute” ile başlamış, bir yıl sonra Mavi Marmara ile devam etmişti. Arap isyanları başladığında, Müslüman Kardeşler’e kucak açıldı, Sisi darbesine direnildi. AKP Türkiye’si örnek ülkeydi. Suriye’de rejim altı ayda düşecekti. Ülke İslamcı teröristlerin yolgeçen hanı oldu. Göçmenler krizi, 15 Temmuz sonrası tutuklamalar, tasfiyeler, referandum öncesi, faşist suçlamaları, Avrupa’yla ilişkileri bozdu. Rusya ile yakınlaşma, Suriye “gerçeğini” kabullenme, Körfez ülkeleri ile ilişkileri bozmaya başladı. Bölgede güç olma hayaliyle Katar’da üs açıldı. Artık realiteden o kadar uzaklaşılmıştı ki, Körfez ülkeleri Katar’ı tecrit etmeye başlarken AKP Türkiye’si Suudi Arabistan’da üs açmayı teklif edebiliyor, teklif, hızla aşağılayıcı bir notla reddediliyordu. Cuma günü Reuters, Körfez ülkelerinin Katar’dan Türkiye’nin üssünü kapatmasını istediklerini aktarıyor; Batı medyası Suudi Kralı’nın yerine geçmesi kesinleşen prens Salman’ın, ne kadar İran düşmanı, ABD yanlısı olduğunu, İsrail’le yakınlaşma eğilimini anlata anlata bitiremiyordu. İsrail karşıtlığı üzerinden başlayan, İhvan’ın hamiliğiyle, Katar’daki askeri üsle ilerletilmeye çalışılan hegemonya hayalleri de böylece hüsranla sonuçlanıyordu. Tüm bu resmi, Rakka’da ABD güçleriyle ile Rusyaİran güçlerinin, çatışma olasılığına, Suriye’nin 70 yıllık dünya barışını yutacak bir kara deliğe dönüşme riskine ilişkin tartışmalarla tamamlayabilir, yazıyı da, hepimizi yutacak bu “kara deliğin” büyük ölçüde siyasal İslamın hayallerinin ürünü olduğunu anımsayarak bitirebiliriz. Göstergeler bu kötü sürecin devam edeceğini düşündürüyor. CHP’nin çok değerli potansiyellere sahip “Adalet Yürüyüşü” ise, Maltepe’ye gelince “tamam artık evlerinize dönün” ile sonlanırsa, “muhalefetin gazını almaktan” öteye gidememe riski taşıyor. Ülke yine kritik bir kavşakta! Beş kıyıya daha ‘yatırım adası’ yapılacak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, beş stratejik kıyı bölgesinde deniz doldurma yöntemiyle beş yatırım adası yapılacağını söyledi. Beş ayrı tematik bölge belirlendiğini anlatan Özlü, “Birisi Trabzon. Burada denizi doldurarak bir yatırım adası kurmak istiyoruz. Diğeri Zonguldak’ı içine alacak, Batı Karadeniz endüstri bölgesi. Bir diğeri Menemen ve Aliağa’yı içine alan Kuzey Ege civarı. 4’üncü olarak Güney Marmara’da büyük bir ekonomik alan planlanıyor. Bir de AdanaMersin petrokimya endüstri bölgesi düşünülüyor” dedi. l Ekonomi Servisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear