28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 2 Nisan 2017 6 Diyanet yetkilisine ‘ajanlık’ soruşturması 154 gündür özgürlüğünden yoksun... Almanya, Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Prof. Dr. Halife Keskin’i FETÖ üyelerini araştırmakla suçluyor Almanya’da Federal Savcılık, Diyanet İşleri’ne bağlı imamlara yönelik casusluk iddialarına karşı üst düzey bir diyanet görevlisi hakkında soruşturma başlattı. Süddeutsche Zeitung gazetesi, NDR ve WDR yayın kuruluşları, casusluk iddiaları kapsamında Federal Savcılık tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Prof. Dr. Halife Keskin hakkında, 13 Mart’ta soruşturma başlattığını yazdı. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Halife Keskin’in Türkiye’nin tüm ülkelerdeki diplomatik temsilciliklerine gönderdiği yazıyla, FETÖ yapılanmasına ilişkin bilgilerin toplanması talimatını verdiği belirtildi. Almanya’da görevli diğer imamların da FETÖ yapılanmasına ilişkin bilgi toplamalarının istenildiği haberlerde yer alan iddialar arasında. Federal Savcılığın elinde Diyanet’in ve Halife Keskin’in bu yönde talimat verdiğine dair kanıt bulunduğu belirtiliyor. Söz konusu kanıtı kurum bünyesinde görevli bir kişinin aktardığı da iddialar arasında yer aldı. 930 cami var Keskin hakkında ilk iddiaların Yeşiller Partisi Milletvekili Volker Beck tarafından Şubat ayında Federal Savcılığa iletildiği belirtiliyor. Almanya’da Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne bağlı 930 cami bulunuyor. l Haber Merkezi Darbecilerin ‘arsa’ aşkı 15 Temmuz günü Akıncı Üssü’nden darbe girişimini yöneten 6 sivil imamın yakalandıktan sonra verdikleri ifadelerin birbirine benzer olması dikkat çekti 15Temmuz darbe girişiminin yönetim merkezi Akın gün bir şeyler oluyor’ diyerek arsa bakmak üzere evden çıktım. Ankara ve Ka cı Üssü çevresinde yakala zan bölgesinin karışık oldu nan 6 sivil imamın ifadele ğunu bilmiyordum” yanıtını rinde, ser verip sır verdi. Akıncılar 4. Ana vermedikleri anlaşıl Jet Üs Komutanlığında dı. Adil Öksüz, Kemal 143. filo koridorunda Batmaz ve Harun Bi bulunan 16/07/2016 niş, Akıncı Üssü’nün tarih 03:17 saat aralı bulunduğu Kazan’a ğına ait kamera görün “arsa bakmak” için geldiklerini söyler ALİCAN ULUDAĞ tüsü sorulan Biniş, “fotoğraftaki kişi ben de ken, Nurettin Oruç, ğilim. Kesinlikle Akın “bir köyde belgesel çekimi cılar Ana Jet Üs Komutanlı yapmak”, Hakan Çiçek ise ğına gitmedim” derken, Fet “Akıncı’daki bir sosyal et hullah Gülen ve 15 Tem kinliğe katılmak” amacıyla muz ile ilgili herhangi bir geldiğini öne sürdü. yorum yapmak istemediği İfadesinde, “FETÖ’yü te ni belirtti. rör örgütü olarak görüyorum. Dolayısıyla Fethullah ‘Abisi’ de Akıncı’da Gülen de terör örgütünün Akıncı Üssü’nde yaka başıdır ve teröristtir” di lanan bir diğer sivil sa yen Kemal Batmaz’a, Akın nık Anafartalar Koleji sahi cı Üssü’nde 143. Filo’da yü bi Hakan Çiçek iddianame rüttüğü faaliyetlere ilişkin de, “kurmay subayların abi kamera görüntüleri göste si” olarak nitelendirildi. Çi rildi. Batmaz’ın, “Bu kişi çek, darbe girişimi sırasın ben değilim” iddiasında bu da Akıncı’ya, Akıncı Ha lundu. Harun Biniş ve Ke va Üs Komutanlığı Harekât mal Batmaz, Ümitköy’de Başkanı sanık Albay Ahmet buluşmak ve buradan Özçetin’in “sosyal etkinlik” Kazan’a gitmek için tele daveti üzerine geldiğini söy fonla değil, maille haber ledi. Çiçek’in kardeşi Gök leştiklerini söylemeleri, ay han Çiçek’in de Kara Hava rıca gelirken taksi kullan cılık Komutanlığı’nda pilot maları da dikkat çekti. binbaşı olarak gören yaptı Eşi haber vermiş ğı belirlendi. İddianamenin sanığı İlkay Ateş, ifadesinde Bilkent Üniversitesi Elekt Binbaşı Gökhan Çiçek’in ak ronik Mühendisliği bölü rabalarından bir kısmının mü mezunu olan ve son ola halen Fethullah Gülen’in rak ODTÜ Teknokent’te Mil yakın korumalığını yaptığı soft isimli yazılım şirketin nı söyledi. de 16 bin TL maaşla çalışan Biniş, darbe girişimi olur ‘Otostopla geldim’ ken Akıncı’nın bulunduğu Örgüt yöneticisi olmak Kazan’a neden gittiği soru la suçlanan Nurettin Oruç suna ise “Ben 15/07/2016 da Kazan’a otostop yapa tarihinde saat 23:00’ten rak geldiğini öne sürerek, sonra meydana gelen darbe “Akıncılar Kışlası’nda bulu ye teşebbüs olaylarını tele nan bir köye hayvan yetiş vizyondan, internetten veya tiriciliği konusunda bir bel cep telefonundan herhan geselle ilgili ön görüşme ve gi bir şekilde takip etme sözleşme yapmak için git dim. Sadece eşim sabah ev tim” dedi. Nurettin Oruç, den çıkacağım sırada darbe 143. Filo kameralarına yan ye teşebbüs olduğunu bana sıyan görüntüsünü ise ka söyledi. Ben de ‘ülkede her bul etmedi. Akın Öztürk, 12 Ağustos 2015’te Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda görev süresi doldu ‘Ama onu baş yapmışlar’ğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a veda ziyaretinde bulunmuştu. İkinci ifadesi ortaya çıkan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal’ın görüştüğü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “Akın Öztürk de darbeyi engellemeye çalıştı, burada yaralanmış” dediğini aktardı. Buna karşılık Erdoğan’ın Orgeneral Ünal’a “ama onu baş yapmışlar” karşılığını verdiğini öne süren Öztürk, kendisinin günah keçisi ilan edildiğini savundu. Öztürk, burada Ünal’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile konuşması sırasında yaşananları şöyle anlattı: “Hava Kuvvetleri karargâhına geldiğimizde Abidin Ünal, Cumhurbaşkanımızla telefon vasıtasıyla görüştü. Bu sırada Abidin Ünal Cumhurbaşkanımıza ‘Akın Öztürk de burada yaralanmış’ dedi. Cumhurbaşkanımız da ona ‘ama onu baş yapmışlar’ dedi. Abidin Ünal da Cumhurbaşkanımıza benim için darbeyi engellemeye çalıştığımı ve yaralan İkinci ifadesinde Akın Öztürk, Abidin Ünal’la görüşen Erdoğan’ın kendisi için “Ama onu baş yapmışlar” dediğini aktardı İddianamede, AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli’nin Akıncı’daki fotoğrafı da yer aldı. Dişli, bu iddianamede de sanık olarak yer aldı. dığımı söyledi. Daha sonra Abidin Ünal, Milli Savunma Bakanıyla telefonla görüştü. O görüşürken ben de ‘Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile görüşmek istiyorum’ dedim ve telefonu aldım. Bakan’a sabaha kadar Genelkurmay Başkanı’nın (Hulusi Akar) yanında olduğumu, darbe girişimini önlemeye çalıştığımı, belli bir yere kadar başarılı olduğumu, Genelkurmay Başkanı, İkinci Başkan ve Abidin Ünal’ın şahidim olduklarını söyledim. Bakan da bana ‘planlayıcılar arasında senin de bulunduğunu söylüyorlar’ dedi. Kim söylüyor? diye sordum. O da bana ‘bütün kamuoyu böyle söylüyor’ dedi. Ben de ‘İzmir’den daha dün akşam geldim, benim planlayıcı olduğuma nasıl kanaat getirmişler’ dedim. Televizyonda darbenin 1 numarası olduğum yazıyordu. Şok oldum. Akabinde kendi kendime günah keçisi olarak ben ilan edilmişim, hiçbir delil olmadığı halde beni suçlu göstermişler dedim. Bir basın bildirisi hazırlayıp suçsuz olduğumu kamuoyuna ilan edip, Hava Kuvvetleri karargâhından ayrıldım. Evime gittim.” l ANKARA Külünk ve Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin Kısıklı’ya geldi. Bir süre sloganlar atan grup, Külünk’ün çağrısı üzerine daha sonra buradan ayrıldı. 1 NİSAN REKLAMLARINDA ‘DARBE’ İMASI GÖRENLER SOKAĞA KOŞTU Reklam ortalığı karıştırdı Ülker’in 1 Nisan’a özel hazırladığı ‘kardeşlik’ temalı reklam filmi, iktidara ‘kumpas’ olarak algılanırken reklam videosuna tepki gösteren bir grup vatandaş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kısıklı’daki konutu önünde toplandı. Sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç, “Uyumuyoruz. Rehavete kapılmıyoruz. Ama paniğe kapılmadan, oyunları bozmanın yolunu da biliyoruz” dedi. AKP Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam ve AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk, “Adalete hesap verecekler” açıklamaları geldi. Kumpas açıklaması Ülker Twitter’dan yaptığı açıklamada, reklamın aile bireyleri ve özellikle kardeşler arasındaki tatlı rekabeti konu aldığını, masum bir şaka günü reklamı olduğunu belirtti. Murat Ülker ise tepkiler üzerini Twitter’dan “Yurtdışındayım. Şimdi duydum. Haber verenlere teşekkürler. Kumpası kuranlar hakettik lerini bulacaklar. Milletimizin yanındayız” mesajını yayımladı. Video Ülker’in Twitter hesabından kaldırıldıktan sonra, bir açıklama yayımlandı ve yeni bir video paylaşıldı. Notta “İşte kampanyanın aslı, nasıl saptırmışlar hayret, gerekli tedbir alınacak” ifadeleri dikkat çekti. Yıldız Holding’den yapılan açıklamada, soruşturma başlatıldığı, ihmali veya kastı olanlar hakkında idari tedbirlerin yanı sıra suç duyurusunda da bulunulacağı belirtildi. l Haber Merkezi Reklamlarda, küçük kardeşlerin büyüklerinden şaka yoluyla ‘intikam’ alışı konu ediliyor, “Zordur kardeş hayatı, şimdi hesaplaşma zamanı” deniliyordu. Reklam filmi yayımlanmasının ardından bir anda büyük tepki çekti. ‘Küçük kardeş’ temasını Gülen Cemaati’ne yoran sosyal medya kullanıcıları, Ülker’in yeni bir darbeyi ima ettiğini savundu. Reklamın nasıl subliminal mesajlar içerdiğine yönelik onlarca video hazırlandı. haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Güçlü Meclis’ yalanı: 360 milletvekili ancak 1 cumhurbaşkanı ediyor “Meclis’in gücü artırılıyor...” Nasıl da tam tersi bir olayı gerçekmiş gibi yazıyor, çiziyor, TV’lerde durmadan dile getiriyorlar? Bunun için özel yetenek gerekmiyor tabii ki... Tam tersine, sıradanlık “görev adamlığı” şart. Bir de bugünkü konumunu korumak için, “mecburiyetten”... Tıpkı, yakın zamana kadar iktidar ortağı Cemaati öve öve gökyüzüne çıkarttığınız ve şimdi de yerin dibine batırıp lanetlediğiniz gibi “mecburiyetten”... Anlıyorum hepinizi... İnsanlık hallerinden biridir bu. Siz olmasanız bir başkası olacak. O halde, siz niye olmayasınız? Referanduma sunulacak anayasa taslağında Meclis’in yetkileri budanıyor, diyorsunuz, hayırrrrr tam tersine artıyor diye haykırıyorlar. Yahu kardeşim azalıyor! 1) Mesela, şimdiki anayasada Meclis bir yasa yaptı. cumhurbaşkanına gönderdi, o beğenmeyip Meclis’e iade etti. Meclis yasayı aynen cumhurbaşkanına gönderince, Meclis’in dediği oluyor, yasa yayımlanıyor. Önerdikleri anayasada ise, cumhurbaşkanı yasayı geri çevirirse, Meclis yasada ısrar etmek isterse en az 360 milletvekili gerek. Yani yasa çıkartması zorlaşıyor. Sözde güçlü Meclis palavrası! Tam tersine cumhurbaşkanının vesayeti altına sokulmuş bir Meclis oylanacak! 2) Yeni anayasa önerisinde, cumhurbaşkanı bir gerekçe bile göstermeden Meclis’i feshedebiliyor. Tabii kendisi de Meclis’le birlikte seçime gidiyor. Peki, cumhurbaşkanının bu hakkına karşılık, Meclis’in de “karşıhakkı” var. Ama ancak 360 milletvekili, tamam kardeşim biz de hem seni hem kendimizi feshediyoruz, seçime gidiyoruz, diyebiliyor. Ama orantısızlığa bakın: Cumhurbaşkanı tek başına bu hakka sahip iken... Meclis ise 360 milletvekili ile bu hakka sahip oluyor, yani 360 milletvekili tek cumhurbaşkanı ediyor. Aynı irade ile seçilmelerine rağmen Oysa, cumhurbaşkanını ve Meclis’i doğrudan bu millet seçiyor! Üstelik diyelim ki cumhurbaşkanı yüzde 50+1 oyla seçildi. Oysa milletvekilleri ise tüm Türkiye’nin milletvekili statüsünü taşıyor. Şimdiki anayasa da cumhurbaşkanına Meclis’e feshetme yetkisi veriyor. Ama feshetme yetkisi ancak anayasanın belirttiği koşullara dayandırılıyor. Keyfiyet yok! Şimdi ise cumhurbaşkanına verilen Meclis’i feshetme yetkisinin hiçbir şartışurtu yok. İstediği zaman bu hakkını kullanabilir. Hani deniyor ya, sadece iki dönem başkan seçilebilir. Yalan kardeşim! İki dönem seçildi diyelim, Cumhurbaşkanlığı görev süresinin sonuna doğru, eğer seçimlerde kazanabileceğine inanırsa, seçimlere birkaç ay kala Meclis’i feshedip, üçüncü dönem için de başkanlığa aday olabiliyor! Ohhh babam, padişah gibi 15 yıl! Ondan sonra da oğluna, kızına devreder, sistem kurulur! Boşuna mı 5 çocuk yapın diye çırpınıyor iktidar; kul/teba (tabi olmuş sürüler) yaratmak için şart! Kenan Evren bile yapmamıştı! Asıp kesen “Bay Netekim” Kenan Evren’i bile neredeyse minnetle anacağımız zamanlara gidiyoruz. Adam yaptırdığı 1980 Anayasası’na kendisini mutlak hâkim yapacak yetkiler koydurma cesaretini gösterememiş. Ama kötüledikleri, askeri anayasayı değiştireceğiz diyen iktidar, Kenan Evren’e rahmet okutacak, mezarından dayanamayıp kalkarak “utanmıyor musunuz, ben bile böylesini yapmadım”, dedirtecek bir diktatörlük anayasasını dayatıyorlar! Cumhurbaşkanına hiçbir fren konmuyor. Tüm gücü elinde toplamış bir adamın, bir dengesifreni olabileceğini sanmayın. Kontrolsüz güç, güç değildir, freni yoktur! Sadece ağaca bindirse, kendine zarar verse neyse... Söz konusu olan tüm Türkiye! Avrupa ve Ortadoğu’da çuvallayan politikaları, ekonomiyi duvara toslatma başarıları, daha büyük felaketlerin habercisi... Meclis’i güçsüzleştiren ve sıradanlaştıran daha pek çok olgu var... TV’LERDE HALKI İKNA PROGRAMLARI CNN’den dostuma rastladım... Sordum: ne oluyor, referanduma götürülen anayasa taslağının mimarlarını oturtmuşsunuz ekrana, karşılarında da soru soracak bir dizi insan... Halkı ikna etme meclisi mi kurdunuz. Saray’ın programına benziyor... Yanıtı: Hayır daha aşağıdan, ilgili bakanlık kısmından öneri. Önce NTV’de yayımlandı şimdi bizde.. ve diğerlerinde de bu formatta yayına girecek... Format, belli ki iktidar kanadından empoze edilmişti. Dostum doğrulamış oldu. Kendi kanalları yetmiyor, ana akım kanallar da iktidarın dayatması altında... KİTAP: DİREN! Emre Kongar tam zamanında manifestosunu yayımladı: Diren! Demokrasi İçin! 100 sayfacık bir tarihsel süzme birikim! Demokrasi ruhunu, Tarihten bir ders: Nazi çılgınlığını ve İran’ı, 21. yüzyılda dünya ve Türkiye’yi, Demokrasi ne değildiri, Kaybedeceklerimiz zincirlerimizden daha fazladırı, “Hayır Durağı”nda zamanın ruhunu ve son olarak Diren’i anlatıyor. Kısa ve süzme! (Kırmızı Kedi). C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear