26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 19 Nisan 2017 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY İstikrarsızlık sürecek ekonomi 9 JCR: Referandumla siyasi ve sosyal belirsizlikler tam olarak ortadan kalkmadı. Suriye ile bağlantılı etnik meseleler nedeniyle toplumsal istikrarsızlık sürebilir Referandumun ardından ekonomi dünyasında gözler uzun süredir ihmal edilen reformlara çevrildi. Uluslararası kuruluşlar, henüz belirsizliklerin ortadan kalkmadığını vurgularken, birikmiş ekonomik problemler için kısa sürede adım atılıp atılmayacağını takip edeceklerini belirtiyor. Kuruluşlara göre enflasyon, işsizlik ve bütçe açıklarının arttığı, büyümenin yavaş seyrinin devam ettiği, TL’nin zayıfladığı, cari açığın kritik seviyesini koruduğu, faizlerin yükseldiği bir ortamda bir an önce ekonomik reformlara odaklanılması şart. Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR Eurasia Rating, artan siyasi ve sosyal belirsizliği, Türkiye’nin kredi notunu kısıtlayan faktörlerden biri olarak görüyor. Kuruluşa göre, cumhurbaşkanının gücünün artması ve hızlı karar alma sistemi siyasi belirsizliğin azalmasına katkıda bulunsa da, Suriye’deki çatışmalarla bağlantılı olan etnik meselelerin varlığı ve silahlı isyancılarla çatışma nedeniyle bir süre toplumsal istikrarsızlık devam edebilir. Bu nedenle JCR, anaya Dolarda düşüş kısa sürdü Referandumun resmi olmayan sonuçlarının erken seçim ihtimalini ortadan kaldırmasıyla ilk etapta gerileyen dolar/TL’de düşüş kısa sürdü. OHAL’in uzatılması, idamın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından yeniden dillendirilmesi ve referandum sonuçlarına ilişkin tartışmalar, TL’de değer kaybının sürmesine neden oldu. Kur önceki gün 3.61’e kadar gerilese de gece saatlerinde 3.7151 seviyesini gördü. Dün de 3.69 seviyelerinden işlem gördü. Serbest piyasada dolar 3.6850 TL’den kapandı. Analistlere göre piyasalar için gelecek dönemde ana gündem konuları siyasi gelişmeler, AB ile ilişkiler, idam referandumu, yapısal reformlar ve jeopolitik riskler olacak. Analistler, yakın dönemde bir seçim ihtimalinin azalmasına karşın hükümetin ekonomiye odaklanmasından ziyade siyasi konuların ön planda kalma potansiyelini yüksek görüyor. Bu da piyasalar açısından bir risk olarak görülüyor. Commerzbank analistlerine göre dolar/TL gelecek birkaç ayda 3.75’e yükselebilir. Analistler yolladığı raporda piyasalarda odak noktasının Avrupa Birliği ile ilişkiler olduğunu ve ilişkilerin kötüleşebileceğini bildirdi. Erdoğan 16 Nisan’dan sonra Avrupa Birliği ile müzakere süreci için de bir referandum düzenlenebileceğini belirtmişti. sa değişikliğinin not üzerinde sınırlı bir etkiye sahip olacağı görüşünde. JCR, hükümetin ülkenin uzun vadeli zorluklarından biri olmaya devam eden makroekonomik dengesizlikler için etkili bir dizi politika başlatıp başlatmayacağını yakından takip edeceğini açıkladı. JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen de kısaca şunları vurguladı: 4 Referandum sonrasında ekonomik göstergelerin toparlanacağına dair piyasalarda bir beklenti oluştu. Bu beklentinin devamlılığını bozucu politikalardan kaçınılması gerekir. 4 Ekonomik zorlukların üstesinden gelecek politikalara ağırlık verilmeli. Kısa vadeli çözümler yerine uzun vadeli çözümlere yönelinmesi gerekir. Reform vurgusu Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise “Anayasa referandumu Türkiye’nin kredi notu açısından olumsuz olan siyasi değişimin bir parçası” ifadesini kullanırken, “Türkiye’nin notunu düşürürken anayasa paketinin onaylanacağını varsaydıklarını bildirdi. Fitch, referandumun yine de ekonomik reformları gündeme getirebileceğini belirterek bunu şöyle açıkladı: “Yeni cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin 2019 sonuna kadar yapılması zorunlu değil, bu ekonominin tekrar AKP’nin öncelikleri arasına girmesini sağlayabilir.” Ekonomi politikalarında farklı seçeneklere ne ağırlık verileceği ve bunun sürdürülebilir büyümeyi sağlamada ne kadar başarılı olacağını dikkate alacaklarını vurgulayan Fitch, “Borç/GSYH oranında bozulma, kamu ve dış finansmanda olası zayıflama kredi notunun hassasiyetlerinden. Yapısal eksikleri giderecek ve dış kırılganlıkları azaltacak reformların uygulanması kredi notuna olumlu yansır” değerlendirmesini yaptı. ‘Bir sinyal yok’ JP Morgan ise sonuçlarda az bir farkla ‘evet’ çıkmasının erken seçim riskini önemli ölçüde düşürdüğünü ifade etti. İki önemli faktörün yatıştırılması gerektiğini belirten JP Morgan, birincisi YSK’nin son anda yaptığı değişikliğin şaibe yarattığını vurgulanmasının kısa süre gerginlik yaratacağını ancak bunun seçim sonuçlarını büyük ihtimalle değiştirmeyeceğini belirtti. İkincisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın idam cezasının getirilmesinden söz etmesinin özellikle AB ile ilişkilerin gerginleşmesi açısından potansiyel risk olduğuna vurgu yaptı. JP Morgan, seçim sonuçlarının makroekonomik açıdan bakıldığında siyasetçilere yapısal reformlara odaklanma olanağı sağlayabileceğini belirtti. Ancak bu aşamada bir sinyal görmediklerini ifade etti. JP Morgan eğer siyasi belirsizlik düşerse bunun gelecek aylarda büyüme dinamiklerine yardımcı olacağını bildirdi. Öte yandan IMF’nin ‘Nisan 2017 Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nda Türkiye’e ilişkin risklerle ilgili olarak siyasi belirsizlik, güvenlik endişeleri ve TL’nin değer kaybından kaynaklanan döviz borcundaki artışa dikkat çekildi. Bir önceki yüzde 8’lik 2017 TÜFE tahmini yüzde 10.1’e yükseldi. IMF’nin Türkiye işsizlik tahmini 2017 için yüzde 11’den 11.5’e yükselirken, büyüme tahmini yüzde 2.9’dan 2.5’e düşürüldü. l Ekonomi Servisi Hükümet tarafından kıdem tazminatında fon modeline geçileceğinin açıklanması işçi konfederasyonlarının büyük tepkisini çekmişti. ‘Acı reçete’ masada Referandumun ardından hem ekonomiyi hem de çalışma yaşamını yoğun bir gündem bekliyor MUSTAFA ÇAKIR Referandum sonrası ekonomide, dev kamu varlıklarının devredildiği varlık fonunun daha da genişletilmesi hedeflenirken, çalışma yaşamında işçi ve memur toplusözleşmeleri, kıdem tazminatı ve kamu personel sisteminde yapılacak değişiklikler masaya geliyor. Ekonomi ve çalışma yaşamı gündeminde bulunan temel konular şöyle: 1Fon genişleyecek: Hükümet toplam büyüklüğü 200 milyar dolara ulaşması beklenen Türkiye Varlık Fonu’nu yaşama geçirdi. THY, Halkbank, Ziraat Bankası, Borsa İstanbul, PTT, BOTAŞ, Eti Maden, TPAO, Türksat, Türk Telekom, Çaykur’daki kamu hisseleri bu fona devredildi. Hükümet, bu fonu daha da genişletmeyi hedefliyor. 2İşsizlik: İşsizlik 7 yılın zirvesine çıkarak yüzde 13’e yükseldi. Toplumdaki temel beklenti büyüyen işsizliğe bir an önce çözüm bulunması... Ayrıca sendikalar da kayıt dışı istihdam konusunda hükümetten adım bekliyor. 3Toplusözleşmeler: Kamudaki işçiler için toplusözleşme görüşmeleri başladı. Ücret zammı için hükümet ile Türkİş arasında imzalanacak çerçeve protokol bekleniyor. Türkİş, düşük ücretler ile vergi kayıplarını öncelikli olarak masaya getirecek. Hükümet ile memur konfederasyonları da ağustosta 20182019 dönemi toplusözleşmesi için masaya oturacak. Görüşmelerde maaşlarda enflasyon nedeniyle oluşan erime ile vergi kesintileri de gündeme gelecek. 4657 değişecek: Kamu personel sisteminde bu yılın sonuna kadar değişiklik yapılacak. Kamuoyunda 657 olarak bilinen Devlet Memurları Yasası değişecek. Değişiklik ile memuriyette “ömür boyu” iş güvencesine son verilmesi ve performans sisteminin yaşama geçirilmesi bekleniyor. 5Kıdemde fona doğru: Hükümet referandum öncesinde birçok kez kıdem tazminatında fon modeline geçileceğini açıkladı. Düzenlemenin kısa süre içerisinde gündeme getirilmesi bekleniyor. Bu konuda sendikaların tepkisini azaltmak için düzenlemenin yeni işe girenleri kapsayacak şekilde yaşama 6geçirilmesi düşünülüyor. Kadro sözü: Kamudaki yaklaşık 750 bin taşeron işçi hükümetin kadro sözünü tutmasını bekliyor. Daha önce işçiler için “özel sözleşmeli personel” statüsü önerilmiş, sendikalar tepki göstermişti. Hükümetin aynı modelde ısrar edip etmeyeceğini önümüzdeki dönemde netleşecek. Sendikalar, kamudaki mevsimlik geçici işçilerin de kadroya alınmasını istiyor. Ayrıca kamuda geçici personel statatüsünde bulunan 4C’liler ile 4B statüsündeki sözleşmeli personelin de kadro beklentisi bulunuyor. l ANKARA Ağbal: Öncelik ekonomi olacak Ekonominin gündemin bir numaralı maddesi olacağını belirten Maliye Bakanı Naci Ağbal, enflasyon ve işsizliğin aşağı çekilmesini öncelikler arasında saydı. Reuters ile söyleşi gerçekleştiren Ağbal, şunları söyledi: 4 Reform kapsamında hazırlıkları en ileri aşamada olan üretim reformu paketiyle üretim maliyetleri aşağı çekilecek, organize sanayide yatırımlar cazip hale getirilecek. 4 İstihdam piyasası reformunu süratle TBMM’ye getireceğiz, çalışmalar belli bir seviyeye geldi. 4 Gelir Vergisi, Vergi Usul Kanunu ve KDV reformunu Bakanlar Kurulu gündemine getireceğim, önümüzdeki dönemde düzenlemeleri yaparız. Naci Ağbal lEkonomi Servisi Sephora Tekin Acar’ın mağazalarını devralıyor Abraaj Türkiye’de yatırım arayışında Hepsiburada ve Fibabanka’nın ortağı The Abraaj Grup, referandum sonrası Türkiye’de yatırım yapmak için yeni şirketler arıyor. Bloomberg News haberine göre Abraaj Capital Türkiye Başkanı Selçuk Yorgancıoğlu, “Türkiye’de yatırım periyodundayız, şu anda çıkış yapmayı planladığımız yatırımımız yok” dedi. Yorgancıoğlu’nun verdiği bilgilere göre Abraaj, Türkiye’de sağlık ve hızlı tüketim sektörleriyle ilgileniyor. l Ekonomi Servisi Fransız kozmetik markası Sephora son zamanlarda finansal sıkıntı yaşadığını açıklayan Türkiye’nin önde gelen kozmetik devi Tekin Acar’ın 19 mağazasının kira sözleşmesini devralıyor. Merkezi Fransa’da bulunan Sephora Kozmetik, konuyla ilgili Rekabet Kurulu’na başvurdu. Sephora’nın 33 ülkede 2 bin 300 mağazası bulunuyor. 7 yıl önce Türkiye’ye giren şirketin Türkiye’de 24 mağazası bulunuyor. Tekin Acar Cosmetics ise 1979’da Ankara Kızılay Onur Çarşısı’nda 16 m2’lik bir mağazada parfüm ticareti yapmak amacıyla kuruldu. Tekin Acar’ın halihazırda Türkiye genelinde 79 mağazası ve 430 çalışanı bulunuyor. Tekin Acar Kozmetik Yönetim Kurulu Başkan Tekin Acar, kurdaki sert yükseliş ve bazı yasal düzenlemelerin etkisiyle iş yapmayan çok sayıda mağazayı kapattıklarını ve mağaza kapanışlarına devam edeceklerini açıklamıştı. l Ekonomi Servisi Karşılıksız çekte tutar 35 bin lira Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, bankalarca verilen ve şu anda çek hesabı sahibinin elinde olan veya piyasada dolaşan karekodlu çek sayısının 5.5 milyonu geçtiğini açıkladı. Karşılıksız çekin önlenmesi amacıyla Ocak 2017’den itibaren çeklerde karekodun zorunlu hale getirildiğini hatırlatan Tüfenkci, bu tarihten sonra bankaların tüm müşterilerine çeklerini karekodlu şekilde verdiklerini söyledi. Tüfenkci, karşılıksız çeklerin ortalama tutarının 35 bin lira olduğuna dikkat çekti. l Ekonomi Servisi Dünyada ve Türkiye’de kömür Bilkent Üniversitesi’nden değerli çalışma arkadaşım Necdet Pamir, “Dünyada ve Türkiye’de Kömür” dosyasını araladı. Günümüz Türkiye’sinin önemli rant alanı kömürmerkezli enerji üretimi stratejisinin temel unsurlarını net ve yalın bir biçimde açıklayan bu kapsamlı dosyadan önemli satır başlarını bu hafta siz değerli okuyucularımla paylaşmanın uygun olacağını düşündüm. Önce dünya kömür sektörüne ilişkin temel veriler: 2015 yılında petrol, dünya birincil enerji tüketiminde yüzde 32.9’luk payı ile ilk sırada yer alırken kömür yüzde 29.2’lik payı ile ikinci sıradaki yerini korumaktadır. Fosil kaynaklar arasında görece daha verimli ve “temiz” olarak nitelendirilen doğalgazın payı ise yüzde 23.9 olmuştur. BP istatistiklerine göre, 2015 yılı sonu itibarı ile dünya ispatlanmış kömür rezervleri 891.5 milyar ton olarak verilmektedir. Petrol ve doğalgaz rezervlerine göre çok daha yaygın ve “dengeli” coğrafi dağılımı olan bu kaynakların, mevcut ispatlanmış rezervler ve mevcut yıllık üretim miktarları dikkate alınarak hesaplanan rezerv ömrü ise (Rezerv/Üretim) 2015 sonunda 114 yıl olarak verilmektedir. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (WEO 2016) Yeni Politikalar Senaryosu’nda, 2014 2040 dönemi için; kömür talebinde son 25 yılda gerçekleşen yıllık ortalama yüzde 2.4’lük büyüme oranının çok altında (yıllık ortalama yüzde 0.2) bir artış öngörülmektedir. Bu azalma eğilimi, bir yandan Paris 2015 toplantısında hükümetler tarafından verilen ulusal taahhütlere, diğer yandan da incelenen dönemde, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili maliyetlerdeki düşüşe bağlı olarak belirlenmiştir. WEO’nun referans senaryosuna göre 2014 yılında dünya birincil enerji üretiminde yüzde 29 olan kömürün payının, 2040’ta yüzde 23’e düşmesi beklenmektedir. Türkiye’de ise 2015 yılında tüketilen birincil enerjinin, yüzde 17’si taş kömürü, yüzde 9’u linyit olmak üzere, toplam yüzde 26’sı kömürle karşılanmıştır. Son yıllarda, Türkiye kömür sektöründe, hızlı bir özelleştirme süreci ve buna bağlı olarak da yapısal bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bu dönüşüm, bir yandan işletme hakkı devirleri, diğer yandan ise kömür üretiminde, redevans veya hizmet alımı yöntemleriyle sürdürülmektedir. Kamu kuruluşları, üretim faaliyetlerinde, kendi makine parkları ve personeliyle faaliyetleri sürdürmek yerine, giderek daha fazla oranlarda özel sektörden hizmet alma yolunu tercih etmektedirler. Sektörde kamudan özel sektöre, çok hızlı diye tanımlanabilecek mülkiyet transferleri sürdürülmektedir. TKİ’nin toplam linyit üretimindeki payı, 20 yıl önce yüzde 85 civarındayken 2015 yılı itibarıyla yüzde 25 civarına kadar gerilemiştir. Kömür sektörüne 1989 yılında giren EÜAŞ’ın payı ise bir ara yüzde 50’ler düzeyine kadar yükselmişken; son yıllardaki özelleştirmeler ve üretim aksamaları nedeniyle, 2015 yılında yüzde 20’lere kadar düşmüştür. Bugüne kadarki uygulamaların getirdiği en somut “yenilik”, bu yöntemler sayesinde santrallara sahip olan ya da işletmesini devralan şirketlerin teşvik, alım ve fiyat garantisi talepleri olmuştur. Ayrıca, bu uygulamaların, çok sayıda sakıncalı yanı ortaya çıkmaktadır. Kamu şirketlerine kömür işletmeciliğinden el çektirilirken bu işlevi “devir alan” firmaların büyük çoğunluğu, gerek sermaye ve gerekse teknik birikim bakımından son derece yetersiz firmalardır ve kömür madenciliği gibi özel bir alanda başarılı olamamaktadır. İnsan kaynağına, aramaya, ArGe’ye, iş güvenliğine ve çevre korumaya yönelik yatırımları asgari düzeydedir ve bunlar genellikle maliyet arttırıcı unsurlar olarak görülmektedir. Mühendislik kalitesi ve etütproje deneyim ve yetenekleri sınırlıdır. Diğer yandan, devir yapılan şirketlere, seçilecek teknoloji, elde edilecek verim, oluşacak çevre kirliliği, hava kalitesi gibi konularda, hiçbir standart belirlenmemesi ve de yaptırım ya da yönlendirme yapılmaması, ne ulusal çıkarlarla ne de kamu yararı ile bağdaşmaktadır. Devir yapılan firmalara, mevcut santralların rehabilitasyonu ya da ilave yatırımlar konusunda da bir yaptırım getirilmemiştir. Oysa, Hindistan ve Fas gibi ülkelerde, bu tür devir işlemlerindeki olmazsa olmaz koşulların başında, asgari verimlilik belirlemesi gelmektedir. ÇED raporları, diğer kaynaklara yönelik projelerde de olduğu gibi, adeta yasak savma mantığıyla ve göstermelik olarak hazırlanmaktadır. Oysa ÇED raporları, aslında gereği gibi hazırlandığı takdirde, sadece ekosistemi esirgemek açısından değil; en doğru kaynağı seçebilmek, en doğru yeri ve teknolojiyi belirlemek gibi birçok hususta yatırımcıya yön verecek fizibilite etütleridir. Türkiye’de ise bu raporlar, gereksiz zaman ve para kaybı biçiminde algılanmaktadır. Necdet Hoca çalışmasını TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nın “Türkiye’nin Enerji Görünümü” rapor ve sunumlarına dayandırarak bir dizi öneriyle tamamlamaktadır: Öncelikle bilimsel ve uluslararası ölçekte kabul edilebilir rezerv tespiti, Fiziki çevreye olumsuz etkileri asgari düzeye düşürülmüş kömür madenciliği planlaması, İş güvenliği ve işçi sağlığına özel ağırlık ve öncelik veren güvenli bir maden işletmeciliği, Üretilecek elektriğin ulusal iletim şebekesine aktarılması da dahil tüm uygulamaların; kurgulanmasını, planlanmasını ve ilgili ve yetkili kuruluşlar eliyle gerçekleştirilmesini öngören bir Kömür Strateji Belgesi, Eylem Planı ve Yol Haritası’nın, Enerji ve Kalkınma Bakanlıkları’nın koordinasyonunda, ilgili tüm kuruluşların katılımlarıyla, katılımcı ve demokratik bir anlayışla hazırlanmasının sağlanması... Ve elbette ki demokratik katılım... C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear