28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 18 Nisan 2017 6 Ohal’DE gerçekleşen referandum uluslararası gözlemcilerden geçeR not alamadı ‘YSK kararı kanuna aykırı’ haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Türkiye’nin OHAL yönetiminde, Venedik Komisyonu’nun “ertelenmesi gerek” çağrısına karşın gerçekleştirdiği referandum, uluslararası gözlemcilerden geçer not alamadı. AGİT ve AKPM gözlemcileri, referandumun ‘eşit” şartlarda gerçekleşmediğini kayda geçirirken, YSK’nin mühürsüz pusula ve zarfları geçerli kabul eden kararının yasaya aykırı olduğunu belirtti ve bu kararla referandumdaki güvenlik tedbirini yok ettiğini kayda geçirdi. Türkiye’nin daveti ile gelen AGİT Sınırlı Referandum Gözlem Heyeti (DKİHB) Başkanı Tana de Zulueta ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Heyet Başkanı Cezar Florin Preda referandum izlenimlerini dün bir basın toplantısıyla duyurdu. Uluslararası gözlemcilerin, aralarında çok sayıda yabancı medya mensubu ile AB Büyükelçisi’nin de bulunduğu bir kalabalık tarafından takip edilmesi dikkat çekti. Zulueta, “YSK’nin mühürsüz pusulaları hakkındaki kararının çok önemli bir güvenceyi, güvenlik tedbirini ortadan kaldırdığını ve kanunla çelişkili olduğunu söyleyebiliriz” dedi. Preda da Venedik Komisyonu’nun referandumun ertelenmesi ya da OHAL altında düzenlenmemesini öngören kararına değinerek, “Oy sayım prosedüründe son değişiklikler önemli bir güvenceyi ortadan kaldırmıştır” yorumunu yaptı ve “Anayasa referandumu eşit olmayan bir ortamda gerçekleşti. Referandum genel olarak AA kaynağını gizledi Referandum sonuçlarını sadece AA’nın geçmesi ve çok yüksek bir farkla sonuçları vermeye başlaması da gözlemcilere soruldu. Zulueta, bu soruya şöyle yanıt verdi: Sonuçların AA tarafından verilmesi konusunda biz kaynaklarının ne olduğunu sorduk ama bize bu söylenmedi. Partilerin paralel sayımları da vardı ve partilerin gerçek zamanlı olarak elektronik sistem aracılığıyla sonuçlara erişimi olduğu söylendi. Yani tutanaklara erişimi vardı. Bunun tüm partilere verilmesi sözkonusu ol malıydı ama böyle olmadığı bilgisine sahibiz yani bilgi akışı da bir ara kesildi; 6 dakika kadar. Sonuçların nasıl aa tarafından elde edildiğine dair bilgiye ulaşamadık. standartları tutturamadı, hukuki altyapı gerçekten demokratik bir süreç için yetersizdi” ifadelerini kullandı. Zulueta ayrıca anayasa referandumunda idari kaynakların “evet” kampanyası lehine kullanıldığına işaret ederken “Medyada tarafların eşit şekilde yer almasına izin verilmedi; anayasa referandumu uluslararası standartlara uyumun gerisinde kaldı” mesajlarını verdi. Heyetin raporuna ise YSK’nin referandum sırasında aldığı iki karar şu satırlarla geçti: “Talimat bazı sandık kurulları tarafından oyların sayımı başladıktan sonra yayınlanmıştır. Bu talimatlar önemli bir güvenlik tedbirini ortadan kaldırmıştır ve bu türdeki oy pusulalarının açık bir şekilde geçersiz kabul edileceğini ön gören yasaya aykırıdır. YSK bu talimattan etkilenen oy pusulası sayısı sağlayamamıştır ve partiler tarafından atanan sandık kuruları üyeleri sandık sonuç tutanaklarını imzaladığı için konunun kapandığını belirtmiştir; YSK kararını temyiz olanağı mevcut değildir.” Raporda öne çıkan diğer başlıklar ise şöyle: l Kampanya eşit şartlarda faaliyet alanının yokluğu ile karakterize olmuştur. Belirgin şekilde daha görünür olan “Evet” kampanyası iktidar partisi AKP ve belirli bir noktaya kadar MHP tarafından yönetilmiş, Başbakan ve anayasal olarak partilerden bağımsız olması ve görevini tarafsız şekilde yerine getirmesi gereken Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere bazı ileri gelen ulusal dü zeyde kamu görevlileri ve çok sayıda daha alt kademedeki kamu görevlileri tarafından desteklenmiştir. Bu durumlar, AGİT 1990 Kopenhag Belgesi’nin 5.4 sayılı paragrafına aykırı şekilde, parti ve devlet arasındaki çizginin belirsizleşmesine sebep olmuştur. l Seçmenlere tarafsız bilgi sunulmadı ve temel özgürlüklerle ilgili sınırlandırmalar olumsuz etkiledi. l Sivil toplum gözlemcilerinin yokluğu üzücüydü; Avrupa Konseyi standartlarını karşılamadı ve yasal çerçeve gerçek bir demokratik süreci sağlamada yetersiz kaldı. l Yasal çerçeve ne seçimlere katılma yeterliliğine sahip siyasi partilerin medyaya eşit erişimlerini güvence altına almakta, ne de tarafsız yayıncılık sağlamakta; iktidar partisine ve cumhurbaşkanına serbest yayın süresi tercihi getirmekte iken, YSK’nin taraflı yayınlarla ilgili cezai müeyyide yetkisi kaldırıldı. Dışişleri tepki gösterdi Dışişleri Bakanlığı ise AGİT’in raporu üzerine, “Siyasi içerikli ve itham edici ifadeler üzüntüyle karşılanmıştır” diyerek tepkisini dile getirdi. Yapılan açıklamada “Halkoylamasıyla ilgili siyasi içerikli beyanlarda bulunulması, bu heyetin Türkiye’ye önyargılarla geldiğini, nesnellik ve tarafsızlık ilkelerini dikkate almadığını göstermiştir” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’li Aksünger ‘Göz göre göre oy yolsuzluğu yapılıyor’ dedi ‘650 bin oy sonuç değiştirir’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, “Sonuçlar kesinleşmedi. 1 milyon 300 bin oy farkı var deniyor. 847 bin geçersiz oy var. 650 bin değiştiğinde sonuç değişiyor. Göz göre göre resmen oy yolsuzluğu yapılıyor” dedi. Aksünger, “Ya bu hileleri düzeltin ya bu referandumu iptal edin. Kamu vicdanı yaralanmış vaziyette” çağrısında bulundu. Sandıklar açıldıktan sonra yağmur gibi sıkıntılar yağdığını söyleyen Aksünger, Güneydoğu’da 800 bine yakın insanın bulundukları bölgelerden kaydırıldığını belirtti. Onların oy kullanmalarıyla ilgili şaibe olduğunu ve ispata gideceklerini belirten Aksünger, sürekli ne kadar sonuç alacaklarının sorulduğunu kaydetti. Güneydoğu’dan 100’e yakın kişinin mevsimlik işçi olarak Batı’da bir yerlere geldiğini, ancak Güneydoğu’da bu kişilerin yerine oy atıldığını söyleyen Aksünger, “İsimlerin de listeleri var. Bunlarla ilgili hukuki işlemleri yapacağız’’ dedi. İki türlü şikâyet geldiğini söyleyen Aksünger, dışarda kullanılan oylar olduğunu ve görüntülerinin bulunduğunu kaydetti. Evet mühürlerinin basıldığınız söyleyen Aksünger, YSK’den torbalara mühürler konduğunda tercih diye konduğunu söyledi. “Bunu kim yapmış olabilir?” diye soran Aksünger, “İlçe seçim kurulu başkanı kimse o yapmıştır’’ yanıtını verdi. Bununla ilgili YSK’yle yaptıkları toplantılarda, “Mühürler evet basılacak deniyor’’ dediklerinde, gülerek ‘“öyle şey mi olurmuş’’ karşılığını aldıklarını söyleyen Aksünger “Bunların hepsini geçerli kabul ettiler. Bu manipülasyonu YSK’nin kendisi yaptı’’ dedi. Mühürsüz olaylar meselesine değinen Aksünger, YSK’nin delili yok ettiğini söyledi. Saat 16.00 civarında YSK üyelerinin toplantıya çağrıldığını, ancak bu arada Doğu’da zaten sandıkların kapandığını belirten Aksünger, “Seçim kanununda bu mühürün basılma nedeni, dışardan sahte oyları önlemek. Şikâyetlerden biri de eksik ve fazla oy pusulası olan sandıklardı. Sandıklar kapandıktan sonra sandık başkanları bunları mühürleme yoluna gitti. Bu delili yok etmedir’’ ifadelerini kullandı. ‘Hayır çıktığına eminim’ Hayır çıktığına emin olduğunu söyleyen Aksünger, CHP’nin YSK ile veri alışverişini eş güdümlü yaptığını belirkerek, ‘“AA nasıl yapıyormuş bu işleri? YSK’den yüzde 9.9 transfer geldiğinde, ana akım medyaya servis yapıldı, yüzde 65 ile evet önde diye. Psikolojik olarak da savaş veriyoruz. Nereden bulundunuz bunları?’’ dedi. Aksünger, seçmenin, 8 bin 833 okulda 10 bin sandıkta yüzde yüz oy kullandığını, 1500 sandıkta yüzde 100 evet çıktığını, bir tane bile hayır olmadığını söyledi. Açık oy kullanımına izin verildiğini belirten Aksünger, hayır cephesinin müşahitlerinin derdest edildiğini kaydetti. Aksünger, şöyle konuştu: “25 binin üzerinde sandıkta şekil itibarıyla sıkıntı olduğunu düşünüyoruz. İtirazlarımızı yapacağız. Tarihe not düşmek açısından bunları yapacağız. Çağrımız, ya bu hileleri düzeltin ya bu referandumu iptal edin. Kamu vicdanı yaralanmış vaziyette. Sonuçlar kesinleşmedi. 1 milyon 300 bin oy farkı var deniyor. 847 bir geçersiz oy var. 650 bin değiştiğinde sonuç değişiyor... Göz göre göre resmen oy yolsuzluğu yapılıyor. 1 milyona yakın oyda sıkıntı var geçersizleri de ekleyince seçimi komple etkiliyor’’ l ANKARA /Cumhuriyet Bürosu Sandıktaki tartışması “şaibe” büyüyor... CHP ‘seçimin iptalini’ istedi CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, referandumda açık sayım kuralının çiğnendiğini belirterek Yüksek Seçim Kurulu’ndan (YSK) referandumu iptal etmesini istedi. Tezcan bunun için gerekirse önce Anayasa Mahkemesi’ne (AYM), sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracaklarını söyledi. CHP’li Tezcan, Genel Merkez’de referanduma ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Katılım oranının açıklanan orana göre 87.45 olduğu, tartışmalı bir referandum oylaması ve sayım dökümü olduğunu söyleyen Tezcan, şu anki gayri resmi oranların tekrar değerlendirilmeye gereksinimi olduğunu söyledi. Evet kampanyasının devlet, hayır’ın millet kampanyası olduğunu söyleyen Tezcan, “Evet, devletin tüm imkânlarının şımarıkça kullandığı, hayır ise milletin tüm yoklukları içerisinde mütevazı bir biçimde yürüttüğü kampanyaydı ve bu kampanyanın sonunda Türkiye’nin yarısı hayır dedi. Kamu vicdanında devletin evet kampanyasına karşı, milletin hayır kampanyası kazanmıştır’’ dedi. Referandumda geçtiği iddia edilen anayasa değişikliği teklifinin uzlaşma metni olması gerektiğini dile getiren Tezcan, “Bu metin ise şimdiden toplumsal yarılma metni olarak tarihe geçecek” dedi. Referandumda açık oy gizli sayım ilkesinin yerleştirildiğini söyleyen Tezcan, vali, kaymakam ve güvenlik güçlerinin birçok ilde açık oylamaya zorladığı şikâyetlerinin geldiğini belirtti. CHP’nin itirazı üzerine saat 17.21 itibarıyla YSK tarafından seçim kurullarına “Sayım döküm işlemlerini siyasi parti müşahidlerinin ve o sandıkta yer alan seçmenlerin izlemelerini imkân sağlaması gerekmektedir” mesajının gönderildiğini dile getirdi. Bunun gizli sayım için çok net bir de Yarkadaş: Makyajları ilk günden aktı! Sosyal medya hesabından referanduma ilişkin paylaşımlarda bulunan CHP İstanbul Milletvekili BarışYarkadaş, “Devletin tüm imkânlarını seferber ederek, FETÖ şantajına maruz kalan YSK’yi devreye sokarak kazandığını ilan edenler, Pirus Zaferi bile kazanamadı” dedi. Referandumda ‘Evet’ oylarının çıkmasıyla tüm sorunların çözüleceğini ilan edenlerin makyajının ilk günden aktığını kaydeden Yarkadaş, “İşsizliğin yüzde 13’e çıktığını kendileri açıklamak zorunda kaldı. Evet’in hiçbir derde deva olmayacağı görüldü” derken, “Halkın yüzde ellisi şanlı bir direniş ortaya koydu. Kimse bu sonuçlar karşısında umutsuzluğa kapılmasın” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/ Cumhuriyet lil olduğunu söyleyen Tezcan, “Doğu ve Güneydoğu sandıkları 16.00’da açıldı. Bu mesaj gittiğinde sayımlar tamamlanmıştı. Diğer sandıklar saat 18.00’de açıldı. Mesaj gittiğinde sayımların büyük bölümü gizli şekilde yapılmıştı. 2017 referandumu sopalı seçimi olarak tarihe geçecektir” diye konuştu. ‘YSK gölge düşürdü’ Yasaya açıkça aykırı olarak mühürsüz oy pusula ve zarfların geçerli olmasının kabul edildiğini söyleyen Tezcan, bunların sayım başlandıktan sonra geçerli kabul edildiğini söyledi. Mühür hükmünün dışardan oy getirmenin önüne geçmek için getirildiğini vurgulayan Tezcan, “YSK, sahte oyları önlemek için hükmü, uygulamayarak sahte oyları geçerli hale getireçek bir düzenlemenin yolunu açtı” ifadelerini kullandı. CHP’li bir müşahidin mühürsüz pusula ve zarflara mühür vuran sandık başkanını kameraya aldığı görüntüleri izleten Tezcan, bununla ilgili yasal işlemlerin de başlatıldığını belirtti. YSK’nin tercih mühürleriyle birlikte yine oylama sırasında evet mührünün de kabul edileceği yönündeki kararıyla da bir başka usulsüzlüğe daha imza attığını belirten Tezcan, “Son noktada YSK’nin bu referandumda bu yaptıklarının özeti; bizi buraya getiren irade bunu istiyordur. Millet oyuna sahip çıkarken YSK, hükümete sahip çıkmıştır’’ dedi. Mühürsüz oy pusulalarını tespit etmenin teknik olarak olanaksız olduğunu söyleyen Tezcan, Anayasa Mahkemesi ve AİHM’ye gidebileceklerini söyledi. Tezcan, “Meşruiyet tartışmalarını sona erdirecek ve milleti hukuk ekseninde rahatlatacak tek karar, seçimin YSK tarafından iptal edilmesi. YSK herhalde iptalden sonra seçimi yenileyip yenilemeyeceğine karar verecektir’’ diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet Bülent Tezcan Yazıtura ile anayasa değişti, ama iktidar kaybetti Adeta yazıtura atarak bir anayasa değişikliği gerçekleşti, rastlantısal olarak evet kazandı. Hayır da kazanabilirdi! Bu analojiyi, bir ülkenin kaderinin nasıl pamuk ipliğine bağlı bir oylama ile çizilebildiğini anlatmak için yaptım. Komik yani! Seçim önce çevrem epey panik içindeydi, onlara şöyle dedim: Referandumu kazanırlarsa bu iktidar sizlere ve ülkeye daha çok ve daha büyük kötülük yapamaz. Sakin olun... Alçaklık mertebesinde yaşayan küfürbaz trolleri bir kenara bırakın, durumu gören aklı başında AKP’liler hiç hoşnut değil. Bugüne kadar görmeye alıştığımız, haritada bir kenara sıkışmış muhalif oylar genişlemiş ve tutuculuğun ana kıtası Orta Anadolu’ya kucak açmış. İstanbul’u, Ankara’yı kaybetmişler. İktidarın başına gelebilecek en büyük iki felaket. İzmir ise tam silip süpürmüş... Bir baş aşağı gidişin kesin fotoğrafı var karşımızda. Sosyolojik olarak, kentleşmeyi anlayamamış ve bunun “yasaları”na ayak uyduramamış bir arkaik parti durumuna giderek düşüyor AKP... Üretici ve yenilikçi, çağdaşlaşan güçler bir yana, AKP öbür yana. ‘Bu kadar yol, köprü yaptık’ Sözcüler şöyle diyor ekranlarda: Yahu kentlere bu kadar yatırım yapılıyor.. yol dersen yol. Köprü dersen bin tane.. geçişler geçişler.. modernleşme alabildiğine, yeni havaalanları.. büyük büyük gökdelenler... AVM’ler.. neden bu kadar yatırımın yapıldığı kentlerde gerileme oldu? Çünkü kent sosyolojisi gökdelenler dikmek ve yüzlerce metre bir ucubenin içinde on binlerce insanı tıkmak.. yol, köprü ,havaalanı yapmak değil. Bunlar inşaat. Kentleşme, demokrasiyle, özgürlüklerle birlikte geliştiği zaman kentleşme olur. Kentlerde yürüyüş ve protesto yapmak da kentleşmenin bir parçasıdır. İnterneti kısıtla; aklına esince Twitter’ı, YouTube’u devre dışı bırak.. haberleşmeyi engelle... Oysa tüm bunlardır kentleşme... Çağdaşlaşmadır. İnsanlar değişir, sen kalırsın! İnsanların kullandığı tüm modern alet edevat, yeni iletişim araçları ile birlikte özgürlükler birlikte gelişir. Dahası, AVM’ler de, her ne kadar tüketim mabetleri olarak gelişiyorsa da, onlar çağdaş dünyanın insanlarımız üzerindeki izdüşümleri, yansımalarıdır. İnsanlar AVM’leri doldurunca aynı zamanda modernleşme ile tanışırlar. Tüm bunlar insanları değiştirir. Basın özgürlüğü, adalet, ekonomik özgürlükler, fırsat eşitliği, iyi eğitim, dünyaya özgürce açılma olanaklarıyla donanım, küresel yaratıcılık, siyasi özgürlükler, politik istikrar, Avrupa yenilik karnesi, kadın özgürlükleri, kadınların çalışma hakkı, yolsuzluk vb. gibi dünya ölçeğindeki onlarca endekslerde hep orta ve en geri basamaklarda ülkeyi tut, kentleşmeyi yolköprüye indir... (Endekslere bir göz atın: www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/719529/ikibaslilikBiriBekayi digeriFenayitemsileder.html) Bir kamuoyu araştırma şirketinin sahibi, üstelik iktidara yakın, dedi ki: “İktidarın kadınlardan aldığı oy yüzde 55 idi, yani erkeklerden yüzde 5 fazla, bu seçimlerde kadın erkek oy oranı eşitlendi.” AKP gerici bir parti, elindeki en önemli alet “din”. Tabii ki sosyal yardımlar yapıyor büyük ölçüde, fakat devlet kaynaklarından AKP’nin sadakası olarak yapıyor. Yüzde 40’ın altı mı? Reis’i sahneye sürmesine rağmen, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oyu bile alamadı. Üstelik MHP’nin desteğine rağmen! Bir de Büyük Birlik Partisi var tabii. Unutmadan, Güneydoğu’dan bazı Kürt oyları kalelerinden yüzde 10’lar15’ler koparmasına rağmen... MHP’den aldığı destek yüzde 7 mi, Kürt seçmen ve BBP’den toplam yüzde 1 mi aldı?.. AKP’nin oyu, 7 Haziran 2015 seçimlerine geri çekilmiştir. Üstelik, parti ve anayasa değil, sahnede tamamen Cumhurbaşkanı’nın bizzat kendisi oylanmasına rağmen. Bu önemli bir çiziktir. Üst noktadan aşağı gidişin fotoğrafı. Şunu da belirtelim: RTE’nin Avrupa ile büyük bir kamplaşmadüşman yaratmasına rağmen. Bu cepheleşme ile yüzde 1 puanı daha kendine çekmiş midir? Evet... O zaman yüzde 40 ve altını görmüştür bile denebilir. Sandıklara yapılan yasadışı müdahaleleri Yüksek Seçim Kurulu’nun yasadışına düşerek yasal görmesi?.. Acaba bu yolla birkaç yüz bin oy gitmiş midir? Daha düzgün, net oranları birileri toplar, öğreniriz. Şu var: AKP’ye oy veren en az yüzde 1015 seçmen tek adamlığa karşı. Bu süreç işledi. Kum saati işliyor Tabii, reklam bombardımanı, kampanyalarda sıfır eşitlik... Bunları da katın. Demek yeri göğü inletsen, seçmen üzerinde istediğin etkiyi yaratamıyorsun. O bildiği yoldan gidiyor. Belki de hatta geri tepiyor! Anayasa değişti ama AKP kaybetti. Birileri sanıyor ki, AKP birkaç düzeltme ile kendini toparlar yeniden, kentleri kazandırır. Zor... 180 derece değişmesi gerek... Değişir mi? Değişsin, isteriz. Mesela Cumhuriyetçileri serbest bırakmakla başlasın işe. Yazı tura atıldı, anayasa değişti... Komik bir ülkeyiz. İktidar için ise işleyen bir kum saatidir. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear