24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Özbekistan, saldırgan hakkında uyarmış İsveç’in başkenti Stockholm’de geçen hafta gerçekleşen kamyonlu saldırının zanlısı Rakhmad Akilov hakkında açıklama yapan Özbekistan, söz konusu vatandaşıyla ilgili daha önce “potansiyel tehdit’ olarak bir Batılı ülkeye isminin bildirildiğini duyurdu. IŞİD bağlantısının sunulduğunu belirtti. Hangi ülkenin uyarıldığı açıklanmadı. CIA, WikiLeaks’i ‘düşman istihbarat’ ilan etti Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Direktörü Mike Pompeo, WikiLeaks’i Rusya dahil yabancı ülkelerle işbirliği yapan “düşman istihbarat örgütü” olarak tanımladı. WikiLeaks’in buna yanıtı ise Pompeo’nun Demokrat Parti’nin epostalarının sızmasının ardından attığı Clinton kampanyasını eleştiren tweet’lerinde kendilerini kaynak göstermesini hatırlatmak oldu. Cumartesi 15 Nisan 2017 Karşılıklı tahliye adımı Suriye’de hükümet ve cihatçı gruplar arasında haftalar öncesinden varılan anlaşma doğrultusunda ülkenin dört kasabasındaki militan ve siviller tahliye edilmeye başlandı. Muhaliflere yakın Londra merkezli İnsan Hakları Gözlemevi, Suriye hükümetinin elinde bulunan ancak muhaliflerin kuşatması altında, Şii nüfusun yaşadığı Fua ve Kefraya kasabalarından tahliye edilenlerin Halep’in batısındaki Raşidin’e getirildiğini açıkladı. Benzer bir tahliye de cihatçıların elinde bulunan ancak ordu tarafından kuşatılan, başkent Şam yakınlarındaki Madaya kasabasında gerçekleştiriliyor. Zabadani kasabasındaki tahliye işlemlerinde ise gecikme yaşandığı kaydedildi. Buradan ayrılan militanların ve ailelerinin Idlib’e gönderileceği belirtildi. Şii kasabalarından yaklaşık 5 bin kişinin, Madaya’dan ise 2 binden fazla kişinin tahliye edildiği bildirildi. Suriye hükümeti ve silahlı gruplar arasında varılan anlaşma doğrultusunda 30 binden fazla kişinin tahliyesi planlanıyor. Ruhani, ‘ben de varım’ dedi İran’da19 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi, görevdeki Hasan Ruhani’nin ikinci dönem için adaylığını resmen koymasıyla iyice kızıştı. Dün resmen başvurusunu yapan Ruhani’yi dünya güçleriyle tarihi nükleer anlaşmaya vararak BM yaptırımlarının kalkmasını sağlamasına ve ılımlıreformcu kanadın desteğine sahip olmasına rağmen, zorlu bir seçim yarışı bekliyor. Yabancı yatırım vaatlerinin geniş çaplı gerçekleşmemesi, yüzde 12 oranında işsizlik, ekonomik durgunluk, toplumsal kısıtlamalar, siyasi mahkumlar yüzünden Ruhani’ye karşı kimi cephenin hayal kırıklığı var. Selefi Mahmud Ahmedinejad’ın dini liderin itirazını dinlemeksizin çarşamba günü adaylık başvurusu yapmasının yanı sıra en dikkat çeken muhafazakâr aday İbrahim Rei si de dün Ruhani’nin ardından başvuruda bulundu. Ruhani dün resmi adaylık başvurusunu yaptı. Üniversitede vahşet Pakistan’da bir üniversite öğrencisi “İslam’a hakaret ettiği” iddiasıyla kampustaki diğer öğrenciler tarafından linç edilerek katledildi. Abdul Wali Han Üniversitesi’nde gazetecilik bölümünde okuyan Mashal Han’ın önce dövüldüğü, ardından ateş edilip okul yurdunun ikinci katından aşağıya atıldığı belirtildi. Vahşete yüzlerce kişinin katıldığı, bazılarının bu anları görüntüleyip internette paylaştığı da gelen bilgiler arasında. Üniversiteden bir yetkili, Mashal Han’ın “seküler ve liberal görüşleri nedeniyle diğer öğrenciler tarafından sevilmediğini” söyledi. Güvenlik güçleri olayla ilgili 11 öğrenciyi gözaltına aldı, üniversite de geçici olarak kapılarını kapattı. yerinde‘Ntuompluannmelaelrı’ysüLarasüdovterrüouclvmşet,uekTriüsmmirnkyaeiaynestınae’dlpedikshilaib@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Rusya, Suriye, İran dışişleri bakanlarının Moskova zirvesinden üçlü ittifak vurgusuyla ABD’ye, bir daha saldırıya girişmemesi uyarısı çıktı ABD’nin kimyasal silah kullanmakla suçladığı Suriye hükümetine füze saldırısının haftasında Rusya, İran ve Suriye dı şişleri bakanları Sergey Lavrov, Mu hammed Zarif ve Velid Muallim bir araya geldi. Üçlü toplantının ardın dan Muallim, “Dostlarıma destekle ri için teşekkür ederim. Hep birlik te Suriye’yi terörizmden temizleme ye devam edeceğimizi teyit ederim. Lavrov’la terörle savaşın etkinliğini artırmayı ve Rusya’nın Suriye’ye pek Muallim, çok alanda verdiği desteğin geleceği Lavrov, Zarif ni konuştuk” dedi. dün buluştu. Lavrov, ABD’ye yönelik olarak “saldırganlık eyleminin, BM şartıyla uluslararası hukukun ihlali” olduğunu, Suriye’de siyasi çözüm sürecine zarar vermeyi ve rejim değişikliğini amaçladığını, ama başarıya ulaşamayacağını söyledi. Rus bakan, kidaşı Tillerson ile hafta arasında yaptığı görüşmeye atıfla, Washington ile ülkesinin Suriye’ye yönelik bir kez daha ABD saldırısı olmaması yönünde ortak bir görüşü paylaştığı sözleri de dikkat çekti. Zarif ise Moskova, Şam ve Tahran’ın, Washington’ın “Uluslararası arenada ABD’nin tek taraflı Suriye’nin egemenliğine saygı duyması ve adımlar atmasının kabul edilemez olduğusaldırıyı tekrarlamaması konusunda ısrar nu herkes anlamalı” çıkışını yaptı. cı olduğunu belirtip “Tekrarı, hem bölgesel hem de küresel güvenlik bakımından ‘Uzaktan analiz olmaz’ çok ciddi sonuçlar doğurur” dedi. Öte yan Üçlü, BM’ye bağlı Kimyasal Silahların Ya dan Washington, bir kimyasal saldırı duru saklanması Örgütü’nün (KSYÖ), kimyasal munda Suriye’yi hedef alabileceği seçene saldırı iddialarının merkezindeki İdlib’in ğini dışlamazken Lavrov’un, ABD’li mev Han Şeyhun bölgesinde soruşturma ger çekleştirilmesini de istedi. Lavrov, KSYÖ’nün Türkiye’den numune toplamasını ama Han Şeyhun’a uzman göndermemesini eleştirdi. Rus bakan, bu tür her olayda KSYÖ’nün güvenlik mazeretiyle cihatçıların kontrolündeki bölgelere gitmediğini belirtip “Olayların uzaktan analiz edilmesini kabul edilemez buluyoruz” dedi. Muallim de “KSYÖ’nün gönderdiği heyet Türkiye’de numune topluyor. Numunelerin Türkiye’de toplandığı bir soruşturma yürütülmesini kabul etmeyeceğiz. Zira bu, Amerikan saldırganlığının yararına olur” diye konuştu. Zarif, Han Şeyhun’da ne olduğunun anlaşılması için uluslararası soruşturma istediklerini, ama ABD’nin eylemleriyle bunu engellemeye çalıştığını söyledi. Toplantıda ABD, Britanya, İsrail, Suudi Arabistan ve Ürdün’ün Suriye ordusuna karşı güneyde yeni cephe açmayı planladıkları haberleri de ele alındı. Lavrov, ABD’nin Ürdün sınırına askeri yığınak yapmasıyla ilgili gayri resmi kanallardan “IŞİD’in Suriye ile Irak arasında iletişim ve lojistik hatlarının kesilmesinin amaçlandığının” söylendiğini aktardı. Rus bakan bugün de Katar Dışişleri Bakanı El Tani ile Suriye’yi ele alacak. Yuazaşanmanael Libya’da göçmen facialarının ardı arkası kesilmiyor. Zaviye şehri kıyıları açıklarında uluslararası sularda SahraAltı Afrika ülkelerinden Avrupa hayali ile yola çıkan göçmenlerden 134’ü Malta merkezli sivil toplum kuruluşu Göçmenlere Yardım İstasyonu (MOAS) tarafından kurtarıldı. Can pazarının yaşandığı kurtarma operasyonu Reuters muhabiri Darrin Zammit Lupi’nin objektifinden yansıdı. Trump’tan ‘bombalı’ mesaj ABD’nin Afganistan’a ‘bombaların anasını’ atarak IŞİD’i hedef alması, Suriye, İran, K. Kore krizleri bağlamında manidar bulundu ABD’nin 2003’te deneyip hizmete soktuğu nükleer olmayan en güçlü bombayı, namı diğer “tüm bombaların anasını” (GBU43/B MOAB) ilk kullanan başkan, Donald Trump olurken, resmi açıklamaların ötesinde asıl amacın ne olduğu, kime ne mesaj verildiği tartışılıyor. Pentagon ile Afgan savunma bakanlığı, önceki gün Afganistan’ın Nangarhar eyaletinin Achin bölgesinde IŞİD’in tünel ağının vurulduğunu, 36 IŞİD militanının öldüğünü, saldırının Afgan hükümetinin onayı alınarak düzenlendiğini açıkladı. IŞİD ise hiç ölüyaralı vermediğini iddia etti. Nakliye uçağının attığı 10 ton ağırlığındaki, 1020 ton TNT gücünde, kilometrekarelerce alanda tüm canlıları öldüren MOAB’nin önceki günkü patlamasının ardından bölge alevler içinde kaldı. 8001000 militanın olduğu söylenen bölgede resmi açıklamaya göre aylar öncesinde aileler kaçtığı için sivil can kaybı yok. Af ganistan’daki ABD’li komutan General John Nicholson, 14 milyon dolarlık MOAB kullanmalarının taktik bir karar olduğunu savundu. Saldırı için “çok başarılı” diyen Trump’ın bir hafta önce Suriye’de üs vurması, Kuzey Kore’yi önleyici saldırıyla tehdit etmesi ve İran için “bütün seçenekler masada” demesinden ötürü MOAB kullanması da manidar bulundu. Karzai: Barbarca CNN’nin güvenlik muhabiri Jim Sciutto, Trump’ın belli ülkelere mesaj gönderdiğine dair tweet attı. “Şimdi bakalım hangi ülkeler muazzam güçlü bir delici bombayla imha edilebilecek yeraltı nükleer tesislerine sahip?” mesajıyla İran’a atıf yaptı. Bir istihbaratçı da “IŞİD ve Taliban’a kasabaya yeni bir şerif geldiğini gösterdik. Bence Kuzey Kore ve İran üzerinde de aynı etkiyi yapacak” dedi. Eski Afgan Devlet Başkanı Hamid Karzai ise “Bu, terörle savaş değil, bir ülkenin yeni ve tehlikeli silahlar için deneme tahtasına çevrilerek en barbar ve insanlık dışı şekilde suiistimal edilmesi” tepkisini verdi. ABD Başkanı’nın sahibi olduğu NY’taki Trump Tower’da karşıtları eylemdeydi. BİR GÜNDE U DÖNÜŞÜ... ABD Başkanı Trump kampanyası sırasında verdiği çok sayıda popülist sözden 24 saat içinde döndü. Kampanyası boyunca NATO’yu eleştirip “köhne” olduğunu söyleyen Trump, çarşamba günü NATO Genel Sekreterini ağırlarken “NATO artık köhne değil” dedi. Aynı gün Çin’i “kur manipülatörü” diye suçlamayı da bıraktı, kampanyası boyunca “Washington’daki güç odaklarını kontrol eden gizli küresel komplonun üyesi diye ni telediği Fed Başkanı Janet Yellen’a da aniden saygı duyduğunu açıkladı, tekrar atamanın işaretini verdi. KUZEY KORE KRİZİ Karşılıklı restleşme ABD ile Kuzey Kore arasında tansiyon artmaya devam ederken Çin’den dönülmez bir yola girilmeden önce gerilimin azaltılması uyarısı sürüyor. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Kuzey Kore’nin, ülkenin kurucusu olan Kim İl Sung’un 150. doğum gününü “Güneş Günü” olarak kutlamaları sırasında füze deneyebileceği iddiaları arasında 10 günlük Asya gezisi kapsamında yarın Güney Kore’ye gidecek. ABD Başkanı Donald Trump, Pyongyang’ın tek müttefiki Pekin hükümetini kömür ithalatını durdurması konusunda övüp, geçen hafta Florida’da bir araya geldiği Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile iyi bir kimyaları olduğunu ve Cinping’in Kuzey Kore konusunda yardımcı olmak istediğini kaydederken aksi takdirde Washington’ın yalnız hareket edeceği uyarısını yineledi. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi başkent Pekin’de gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bütün taraflara sözle ya da eylemle olsun, karşılıklı tehdit ve provokasyonlardan kaçınmaları ve durumu geri dönülmeyecek ve yönetilemeyecek bir aşamaya getirmemeleri çağrısı yapıyoruz” dedi. Trump’ın tweet’lerini eleştiren Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Yardımcısı Han Song Ryol ise “ABD bunu seçerse savaşırız” ifadelerini kullanırken Kuzey Kore Genelkurmay Başkanlığı, “Pyongyang yönetiminin ABD’nin siyasi, ekonomik veya askeri bir provokasyonu karşısında ABD’nin Japonya ve Güney Kore’deki üsleriyle Güney Kore Cumhurbaşkanı’nın konutunu vurma” tehdidinde bulundu. nilwgun@cumhuriyet.com.tr 7 BEzaetı’eyzaecevap... “Sandığa gidin ki eze eze gelelim. Batı’ya cevap olacak, tamam mı?” dedi Cumhurbaşkanı Ordu mitinginde. “Hayır” diyeceklerin Cumhurbaşkanı tarafından böcek misali ezilmeye reva görüldüğü bir referendum yaşıyoruz. RTE’nin “Türk usulü Başkanlığı”na destek veren seçmenler “milli irade”, itiraz edenler de “böcek” kategorisine giriyor bu durumda. RTE acaba âlemi kör, herkesi sersem mi sanıyor? Dünya 16 Nisan referandumunun ne şartlarda yapıldığını ve nasıl bir güç tekelleşmesi içerdiğini bilmiyor mu? Ömür boyu başkanlık Karşılaştırmalı uluslararası demokrasi ve insan hakları araştırmaları ile tanınan Washington merkezli düşünce kuruluşu Freedom House’ta referandum için kaleme alınan son yazılardan biri misal içinde bulunduğumuz tabloyu şöyle çiziyor: “(Referandum) Erdoğan’ın diktatör olup olmadığı üzerindeki biçimsel tartışmayı sonlandıracak. Değişiklik geçerse, 63 yaşındaki (RTE) yaşamının sonuna kadar Cumhurbaşkanı olabilir. Erdoğan’ı desteklemenin adı ‘milli irade’… (Ne ki) ülkeye OHAL hâkim… 150 gazeteci hapiste…En büyük medya grubu Doğan, tehditler, davalar, tutuklamalarla sindirilmiş. Referandumu eleştirebilen yayınlar, sınırlı sayıda okura ulaşan sol ve Kemalist yayınlardan ibaret. Kamu düzenine tehdit görülen ‘Hayır’ kampanyaları engellenirken, Cumhurbaşkanı’nın başını çektiği ‘Evet’ yayınları tam gaz tüm TV’lerinde eşzamanlı dönüyor…” Sade “Freedom House” mu? Dünyanın belli başlı yayın organları bu referandumun ısrarla hem hiç adil olmayan, eşitsiz koşullarda yapıldığına dikkat çekiyor; hem rejimin çoktan zaten bilfiil büyük ölçüde nitelik değiştirdiğine işaret ediyorlar. Washington Post’ta örneğin dün “Erdoğan rejiminin Türkiye’yi şimdiye dek nasıl değiştirdiğini” irdeleyen geniş bir okur anketi vardı. Türk okurların Erdoğan rejiminin hayatlarında yarattığı değişiklikleri birinci elden tanıklıklarla İngilizce ve Türkçe anlattığı uzun yazıda, hoşgörünün nasıl buharlaştığı, muhalefete tanınan alanın nasıl eridiği, farklı kimliklerin nasıl dışlandığı, demokratik kurumların nasıl ardı ardına yitirildiği, cadı avlarının nasıl olağanlaştığı, güç yoğunlaşmasının nasıl yozlaştığı ve korku atmosferinin telefonda konuşmayı engelleyecek ölçüde hayatın nasıl her cihetine sızdığı anlatılıyordu. ‘Seçilmiş diktatör’ WP’un, bu doğrudan tanıklıklara açtığı sütunlar Batı medyasında ilk değil. İngiltere’den Guardian da benzer bir hamleyle okurlarından “tiranlık” olarak tanımladığı Türkiye’deki günlük yaşamlarını anlatmalarını istemiş; gelen önerilerle “tiranlıkta bir ayakta kalma rehberi” hazırlamıştı. Diyeceğim o ki, “evet”ler elemtere fiş kem gözlere şiş… zafer sağlasa bile; “eze eze” devşirilecek bir meşruiyet görünmüyor ufukta. “Eze eze” gelmek için bastıran CB’yi, dünya, kendisine bu yolla “demokratik meşruiyet” sağlayan bir lider olarak değil; bilakis “tahammül yoksunu diktatör namzedi” olarak görüyor. Uluslararası kamuoyunda son yıllara dek kinayeyle “Sultan” olarak anılan Erdoğan’ın adının, bundan böyle artık her latifeden arındırılmış “diktatör” şeklinde anıldığını görüyoruz. Esip gürleyen bir RTE fotoğrafını kapağına yerleştiren “Economist”in son sayısı gene buna bir istisna değil. “Türkiye’nin diktatörlüğe kayışı” başlığını taşıyan derginin kapak yazısının altında ‘evet’lerin kazanması halinde Erdoğan’ın “seçilmiş diktatör” olacağı yazıyor. Rejim değişikliği ötesinde RTE bu referandumda, Batı’yla arasında açılan “meşruiyet krizi”ni bir “ezici zafer” yoluyla aşmayı düşlüyor. Hollanda ve Almanya krizlerinde ayyuka çıktığına şahit olduğumuz kriz oysa ki sandıkta sağlanacak yüksek oranda “evet”lerle telafi edilecek bir şey değil. Rejimlerin meşruiyeti “eze eze” elde edilmez. Uluslararası toplum sandıklardan “evet”lerin ne şartlarda ve nasıl çıkacağına bakıyor. Saddam da 2000’ler başında “cumhurbaşkanlığının devamı” için bir referanduma gitmiş ve göz kamaştırıcı zafer sağlamıştı. Dünyanın sonra Saddam’a ne gözle baktığını ve Iraklı liderin sonunun ne olduğunu gördük. Erdoğan rejiminin meşruiyetini ironik biçimde aslında olsa olsa yarın “hayır”ların zaferi artırabilir. Tarihi randevunun “hayır”lara vesile olması ümidiyle… Çeçenistan’da eşcinsellere işkence Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in eşcinsel karşıtı politikalarına tepki sürerken Moskova güdümlü Çeçenistan yönetiminin de100’den fazla eşcinsel ve transseksüeli gözaltına aldığı, işkenceden geçirdiği ve içlerinden en az üçünün öldüğü haberleri infial yarattı. BM, Kremlin’e Çeçenistan’daki eşcinsel düşmanlığını durdurması çağrısı yaptı. Kremlin iddiaları reddederken Çeçen din adamları haberi duyuran Novaya Gazeta’ya karşı misillemede bulunulması için fetva yayımladı. Bunun üzerine Rus gazetesi, çalışanlarının korunması için Kremlin’e çağrı yaptı. C MY B nilgun@
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear