24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KULTUR Cuma 17 Mart 2017 ‘Türk Bestecileri Gecesi’ Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde 2016 yılında düzenlenen Leyla Gencer’i Anma Konseri’nde ilk kez aynı sahneyi paylaşan soprano Canan Özgür ve piyanist Beril Özyazıcı’nın yer aldığı “Duende” bir konser verecek. “Duende” 19 Mart sa at 18.00’de Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde “Türk Bestecileri Gecesi”nde yorumlayacak. “Duende”, Yalçın Tura’dan Ahmet Adnan Saygun’a, Muammer Sun’dan Nevit Kodallı’ya pek çok usta bestecimizin eserlerini 19 Mart saat 18.00’de “Türk Bestecileri Gecesi”nde yorumlayacak. Duende, ‘bir sanat eserinin kişide yarattığı açıklanamaz fiziksel veya duygusal etki’, ‘yoğun bir duygu hali’, ‘ruhu olma’ anlamlarına geliyor. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Mia Goth filmde ‘Hannah’ karakterini canlandırıyor. ‘Yaşam Kürü’nü bırak13.AKBANKKISAFİLMFESTİVALİ ‘Aquarius’a bak! Kiarostami sineması mercek altında Bugün gösterime giren filmlerden, 2.5 saatlik ABDAlmanya ortakyapımı “A Cure for WellnessYaşam Kürü”, New York’taki bir büyük şirketin terfi bekleyen hırslı, genç elemanı Lockhart’ın (Geçen yıl “LifeHayat” filminde oynadığı James Dean rolüyle hatırladığımız Dane DeHaan) başkahramanı olduğu sürükleyici, oyalayıcı ancak pek de ikna edici olamayan, çorbamsı bir senaryodan beceriyle çekilmiş ama gişe kaygısına dayanan beylik klişelerle tıklım tıkış doldurulmuş, vasat bir fantastik gerilim denemesi. Lockhart, icra kurulundaki ensesi kalın amirlerince, sağlık nedenleriyle izin alarak İsviçre’ye gitmiş eski yaşlı CEO’yu acilen New York’a geri getirmekle görevlendiriliyor filmin Clara adlı emekli bir müzik eleştirmenin, hikâyesini anlatırken Brezilya’daki sınıf ilişkilerine, kentsel dönüşüm çalışmalarına ve genel yozlaşmaya da kamera tutan, Kleber Mendonça Filho’nun yönettiği “Aquarius” filmini, basın gösterimini kaçırmama karşın gönül rahatlığıyla meraklısına salık verebilirim haftanın filmi olarak. mekteki baba arkadaşı CEO’ya kolayca ulaşamayınca. Nazik ama dediğim dedikçi doktor Volner’in (Jason Isaacs) yönettiği spa’daki mucizevi tedavilerin pek de göründüğü gibi olmadığından kuşku duymaya başlayan Lockhart, sık sık karşılaştığı ve yo zaafları ve kısır karısının tedavisi için gizli gizli sürdürdüğü denemeleri geçmişten günümüze sürdüren vampirimsi ‘kötü’ doktor Volner karakterinin karikatürümsülüğüyle, sonuçta epeyce irtifa kaybeden ve hiç iz bırakmayan bir fantastik film izlenimi bıraktı bende. İşini bilir, bezirgân yönetmensenarist Gore Verbinski’nin süresi oldukça uzun tutulmuş, sülükvirüs takıntılı bir merak ve gerilim sosuna bulandırılmış, orta karar bir fantastik serüven seyirliği niteliğindeki son filmi “Yaşam Kürü” kanımca ancak bu türün tiryakisi seyircinin beklentilerini karşılayabilir , o da belki . Bitirirken, sinemaseverlerin çeyrek asır önceki Hector Babenco klasiği “Örümcek Kadının 13.Akbank Kısa Film Festivali 23 Mart’a kadar sürecek. 37 ülkeden toplam 101 filmi izleyiciyle bulus¸turacak festival sinema dünyasından pek çok ünlü konuğu da ağırlayacak. Festival kapsamında geçen yıl hayatını kaybeden Abbas Kiarostami sinemasına özel bir bölüm ayrıldı. Ünlü yönetmenin filmlerinin yaratım sürecini anlattığı ve sinema sanatı üzerine bakışını yansıttığı “10 Derste Sinema” belgeseli, 17 Mart Cuma günü saat 16.00’da izleyiciyle buluşacak. Gös yakın dostu ve görüntü yönetmeni Seifollah Samadian, Rıza Oylum ve Farhad Eivazi’nin katılımı ile Abbas Kiarostami sineması üzerine kapsamlı bir de söyleşi yapılacak. Aynı zamanda Samadian’ın Abbas Kiarostami ile ilgili yaptığı “76 Dakika ve 15 Saniye” belgeseli masterclass sırasında katılımcılarla buluşacak. Ayrıca “Abbas Kiarostami ile Martin Scorsese Marakeş’te” filmi de festival programında yer alıyor. Detaylı bilgi için: www.akbankkisa başında. (CEO malum, Chief Execu otoriter Volner’in kanatları altında li Süvari”, “Fırtınalı Hayatlar”, vb. gi Öpücüğü”nden anımsayacağı So terimin ardından saat filmfestivali.com tive Operationalicra kurulu başkanı ki Hannah (Mia Goth) adlı, hep çıp bi maceradan korsan ve korku filmi nia Braga’nın canlandırdığı, yıkıl 18.30’da Kiarostami’nin l Kültür Servisi demek) Kıtalar, okyanuslar aşarak lak ayak gezen, tuhaf ama çekici bir ne kadar her türden olan ve yediden mak istenen bir binada yalnız başı İsviçre Alpleri’nin ıssız bir bölgesin genç kızla yakından ilgilenirken hal yetmişe hitap eden, popüler filmle na yaşayan, 60’lı yaşlarındaki Clara deki ormanlarla çevrili, yüksek bir lerinden memnun görünen bayan riyle tanınmış, demirbaş Hollywo adlı emekli bir müzik eleştirmeninin dağın tepesinde 200 yıl önce kurul Watkins (Celia Imrie) gibi diğer yaş od sinemacısı Gore Verbinski’nin se hikayesini anlatırken Brezilya’da muş olan, suyla tedavi yöntemleri lı müşterilerle de tanışıp görüşüyor. naryosunu Justine Haythe ile birlik ki sınıf ilişkilerine, kentsel dönüşüm ni kullanarak yaşlı zengin müşterile Ancak doktor Volner tarafından öte te yazıp yönetmenliğini de beylik çalışmalarına ve genel yozlaşma re hizmet veren, modern kaplıcamsı kilerle aynı hastalık tanısı konulan klişelere başvurarak üstlendiği “Ya ya da kamera tutan, Kleber Mendon bir sağlıklı yaşam merkezine varan genç Lockhart giderek bu lüks sağlık şam Kürü”, dekor mekân kullanı ça Filho’nun yönettiği “Aquarius” fil Lockhart, ilk bakışta huzurlu ama ol merkezindeki birtakım ürkütücü sır mından teknik becerilerine ve şablo mini, basın gösterimini kaçırmama dukça esrarengiz görünen bu şato gi ları keşfetmeye başladığındaysa akıl numsu ama sürükleyici kılınmış, yer karşın gönül rahatlığıyla meraklısı bi spa (Sanus Per Aquamsuyla gelen sağlığı gitgide tehlikeye girecektir.. yer göz alıcı anlatımına kadar ilgiy na salık verebilirim haftanın filmi sağlık demek spa) otelinde bir şeyle Daha çok Johnny Depp’li “Kara le seyredilen, ancak mantığı pek de olarak. Diyeceğim “Yaşam Kürü”nü rin ters gittiğini seziyor, tedavi gör ip Korsanları 12”, “Halka”, “Maske umursamayan birtakım ucuz senar bırak “Aquarius”a bak! ‘Hedonists’ Gonzalo Rubalcaba İş Sanat’ta SİYAD’ın gözdesi ‘Ana Yurdu’ oldu Günümüzün en iyi Latin/ caz piyanistlerinden biri kabul edilen Gonzalo Rubalcaba, 2014’te hayata veda eden, 30 yıllık dostu kontrbas sanatçısı Charlie Haden anısına İş Sanat sahnesinde caz tutkunları için çok özel bir konser verecek. Dört Grammy ödülü ve 15 Grammy adaylığıyla modern caz dünyasında kalıcı bir yer edinen sanatçı, dostu Haden’a adadığı gecede, 2015 tarihli ‘Charlie’ albümünden parçalar seslendirecek. 1986’da Charlie Haden’la tanıştıktan sonra Montreaux Caz Festivali’nde verdiği unutulmaz konserle dikkatleri üzerine çeken Rubalcaba, Dizzy Gillespie, Chick Corea, Al Di Meola, Herbie Hancock gibi çok sayıda caz devi ile de aynı sahneyi paylaştı. Gonzalo Rubalcaba’nın konseri bu akşam 20.30’da başlayacak. SİYAD’ın (Sinema Yazarları Derneği) bu sene 49’uncu kez düzenlediği ödüller, önceki gece Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde yapılan törenle sahiplerini buldu. Oyuncu Tuğrul Tülek’in sunuculuğunu üstlendiği gecede En İyi Yabancı Film Ödülü “Carol”ın oldu. “Ana Yurdu”nun En İyi Film, En İyi Senaryo ve En İyi Yönetim dahil toplam beş dalda ödül kazandığı gecede, “Babamın Kanatları” dört, “Kalandar Soğuğu” iki dalda ödül alırken, “Toz Bezi” de En İyi İlk Film Ödülü’nü kazandı. SİYAD yazarlarının seçtiği En İyi Belgesel Film “Bağlar”, En İyi Kısa Film “Siyah Çember” olarak açıklanırken, bu yıl ilk kez verilen Gio En İyi Fantastik Film Ödülü’nün sahibi ise “Kötü Kedi Şe ‘Ana Yurdu’ rafettin” oldu. Belgesel yönetmeni Metin Kaya ve sinema oyuncusu Arzu Okay’a Onur Ödülleri’nin takdim edildiği gecede, Emek Ödülü de Mithat Alam Film Merkezi emekçilerine verildi. l Kültür Servisi Picasso Müzesi’ne Masumiyet Müzesi ilhamı Paris’teki Picasso Müzesi, beş yıllık genişletme ve yenilenme çalışmasının ardından yeniden sanatseverlerle buluştu. Picasso’ya ait üç binden fazla eseri içeren sanat koleksiyonunun sergilendiği müzenin sanat yönetmeni Laurent Le Bon, bu yenilenme sürecinde Nobel ödüllü yazar Or han Pamuk’un 2012’de İstanbul’da kurduğu Masumiyet Müzesi’nden ilham aldıklarını açıkladı. Daha önce Paris’teki Louvre ve Versailles gibi müzelerde kuratörlük ve Centre Pompidou Modern Sanatlar Müzesi’nde sanat yönetmenliği yapan Le Bon, İtalyan La Stampa gazetesinde de yayımlanan rö portajında şunları ifade etti: “Picasso Müzesi’nin büyük bir sanatçıya adanmış küçük bir müze olmasının getirdiği bir avantajı var. Artık müze ziyaretçileri daha samimi ortamlardan hoşlanıyor. Aynen Türk yazar Orhan Pamuk’un İstanbul’daki Masumiyet Müzesi’ni kurarken yaptığı gibi...” C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear