26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA KayyımPazar 22 Ekim 2017 ‘İyi Niyet Elçisi’ Mugabe şaşırttı Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe’yi “İyi Niyet Elçisi” olarak ataması ortalığı karıştırdı. Çeşitli hükümetler ve insan hakları örgütleri, Zimbabve’nin insan hakları karnesini işaret ederek kararı “şaşırtıcı ve üzücü” sözleriyle eleştirdi. İnsan Hakla rı İzleme (HRW) Direktörü Kenneth Roth, Mugabe ve bazı hükümet yetkililerin tedavi için yurtdışına gittiklerini, ülkedeki hastanelerde en temel ihtiyaçların bile karşılanamadığını söyledi. DSÖ ise Zimbabve’nin sağlık politikalarını överek “evrensel sağlık güvencesi ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine” dikkat çekti. dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ kararı alındı nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 Katalan bağımsızlık referandumuna karşı anayasanın 155. maddesini işleten Madrid, Katalan hükümetini feshedip 6 ay içinde bölgeyi seçime götürüyor İspanya’da Katalonya Özerk Yönetimi’ne 1 Ekim’de tek taraflı düzenlediği referandum sonrası bağımsızlık ilan edip etmediğini netleştirmesi için verilen süre dolarken Madrid merkezi hükümeti Katalan hükümetini feshederek 6 ay içinde erken bölgesel seçime gidilmesi kararı aldı. Anayasanın özerk bölgelerde bir kriz durumunda ulusal hükümetin yönetimi doğrudan eline almasına olanak tanıyan ve “nükleer seçenek” olarak nitelenen 155. maddesine dayanan kararla, İspanya’nın demokrasiye geçmesinden beri bu madde ilk kez işletilmiş oldu. Bakanlar atanacak İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, bakanlar kurulu toplantısının ardından, bölgesel kurumların tarafsızlığı, tüm yurttaşların haklarının korunması ve hukukun üstünlüğünün tesisi adına bu eşi görülmemiş kararı aldıklarını söyledi. Katalan yönetiminin “tek yanlı, hukuk dışı” hareketi nedeniyle başka seçeneğin kalmadığını savunan Rajoy, Katalan özerkliğinin as Barselona’da yüz binlerce Katalan “demokrasiye karşı düzenlenen” darbeyi protesto etti. kıya alınmadığını, sadece hukuku çiğneyen yerel yetkililerin görevden alınmasına karar verdiklerini iddia etti. Katalan meclisinin yetkilerinin kısıtlanmasını öngören karar kapsamında İspanya Başbakanı, Katalan hükümetinin yerine merkezî yönetimden bakanların atanması talebinde de bu lundu. 155. maddede, “Eğer özerk bir bölge anayasal yükümlülüklerini ihlal eder ya da İspanya’nın çıkarlarını ciddi anlamda tehdit edecek davranış sergilerse, Madrid genel çıkarları korumak için gerekli önlemleri alabilir” deniyor. Kabinenin bu kararları Rajoy’un liderliğindeki sağcı Halk Partisi’nin çoğunluğu elinde tuttuğu Senato’da 27 Ekim’de oylanacak. ‘Franco tipi darbe’ D? ün Katalan başkenti Barselona’da ilkin Madrid’i destekleyenler tenceretavalara vurup araç kornaları çalarak gösteri yaptı. Ardından en az 450 bin diye ifade edilen yüz binlerce Katalan sokağa dökülüp “bağımsızlık ilanı, özgürlük, demokrasi” sloganları attı. Katalan Başkan Carles Puigdemont “Bu, Franco diktatörlüğünün bitmesi sonrası Katalonya’ya düzenlenmiş en kötü saldırıdır, bir darbedir” dedi. Puigdemont Madrid’in bu kararını Katalan halkı kabul edemeyeceği için Katalan meclisini gerekli adımları atmak üzere toplantıya çağırdığını duyurdu. MISIR KAN GÖLÜ Rajoy İslamcı militanlar polise saldırdı Mısır polisi ülkenin batısındaki çöllük bölgede son yılların en ağır saldırısına uğradı. “Teröristlere operasyon düzenlemek üzere” bölgeye gönderilen polis devriyelerini önceki gece tuzağa düşüren militanlar, roketler ve patlayıcılarla saldırıya geçti. Reuters’e konuşan üç güvenlik kaynağına göre en az 52 polis öldü. Ancak resmi açıklamada 16 polisin öldüğü duyuruldu. Sina Yarımadası’nda IŞİD’le bağlantılı örgütle savaşan Mısır güçlerinin batı çölünde ise Müslüman Kardeşler (İhvan) ile bağlantılı Hasm Hareketi’nin saldırısına uğradığı ileri sürüldü. Fakat ilk etapta saldırıyı üstlenen olmadı. Saldırı, Mısır’da 2. Dünya Savaşı’ndaki El Alameyn Muharebesi’nin 75. yılı nedeniyle anma törenleri düzenlenmesine denk geldi. Dün Mısır lideri Abdülfettah Sisi’nin öncülüğünde 35 ülkeden yetkililer Britanya Milletler Topluluğu mezarlığındaki törende biraraya gelirken Mısır polisine düzenlenen saldırı da kınandı. Ekim 1942’de başlayan El Alameyn Muharebesi’nde Almanya ve İtalya’nın yenilmesiyle Mihver Devletleri’nin Kuzey Afrika’daki ilerleyişi durmuştu. Çekya kendi Trump’ını seçti Rakka’daki yıkımı gören ağlıyor ABD’nin desteklediği, Ankara’nın terör örgütü kabul ettiği YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’nin IŞİD’den kurtardığı ve federasyon modeli içine almak istediği Rakka’nın yüzde 80’i yerle yeksan vaziyette. IŞİD’in mayın ve bubi tuzaklarının temizlenmesi haftalar alacağı için henüz geri dönüşlere izin verilmiyor, ama yine de kısa bir tur atmala rına izin verilen az sayıda kent sakini adeta şok geçirdi. Bir zamanlar cıvıl cıvıl olan Tel Abyad bulvarından geçerken dükkânlarla kafelerin taş üstünde taş kalmamış halleri karşısında gözünden yaşlar dökülen Asya (35), “Allahım bir zamanlar burası en güzel şehirdi. Bir de şimdi bakın. Evlerimiz ne hale gelmiş. Keşke görmeseydim. Evimi öyle bombalamışlar ki, zor tanıdım” diye feryat etti. Asya “Artık geri dönmek istemiyorum. Tüm güzel anılarımız trajedilere dönüşmüş” dedi. SDG’nin oluşturduğu ve idareyi devretmeyi planladığı Rakka Sivil Meclisi’nden Fadile Hamad Halil de “Bu kadar kötü bir yıkım beklemiyordum. Bina, altyapı, yaşam belirtisi kalmamış. Her şey un ufak olup birbirine karışmış” diye konuştu. AB üyesi Çekya’da önceki gün ve dün düzenlenen genel seçimi “Çek Trump” diye nitelenen popülist milyarder Andrej Babiş’in “Evet” (ANO) hareketi yüzde 30 oyla kazandı. ANO’nun 20 puan fark attığı diğer partiler arasında çok az fark var. İlk sonuçlara göre AB şüphecisi sağcı parti ODS 11.3 oyla ikinci, sistem karşıtı Korsanlar 10.8 oyla üçüncü, Fransız Ulusal Cephe ile bağlantılı aşırı sağcı Özgürlük ve Doğrudan Demokrasi (SPD) yüzde 10.6 oyla dördüncü geldi. Ana akım partilerse hezimete uğradı. Babiş, ANO’nun AB ve NATO yanlısı olduğunu, demokrasiyi tehdit etmediğini söyledi. Münih’te yine bıçaklı saldırı Almanya’nın Bavyera eyaletinin başkenti Münih, bir kez daha bıçaklı saldırıyla sarsıldı. Siyah bisikletliyle dolaşan bir erkeğin önüne gelene bıçakla gelişigüzel saldırması sonucu biri çocuk, biri kadın 8 kişi hafif yaralandı. Polis, yakaladığı zanlının şiddet ve psikiyatrik sicili nedeniyle terörizm ihtimalini dışladı. ‘IKBY referandumu devasa bir hataydı’ ABD’nin Erbil Konsolosluğu önünde düzenlenen protestoda Haşdi Şabi’nin Kürtlere saldırmasına göz yumulduğu savunuldu. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani’nin düzenlediği 25 Eylül bağımsızlık referandumu için eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin oğlu Bafel (Pavel) Talabani, “devasa bir hataydı” dedi. Kerkük dahil statüsü tartışmalı bölgelerden peşmergenin çekilmesi konusunda İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile anlaşmakla suçlanan oğul Talabani “Trajedinin gerçek sorumluları, yanlışlarını başkalarına yıkmaya çalışıyor. Yaşananlar, Kürt liderlerin uzak görüşlü olmayan politikalarından kaynaklanıyor” yanıtını verdi. Barzani ile ters düşen KYB liderlerinden Talabani, çekilmeyi “Çok üstün bir düşmanlıkla karşı karşıya kaldık. 100 kişinin öldüğü çatışmalardan sonra komutanlar binlerce kayıp vermek, sivilleri tehlikeye atmak yerine taktiksel çekilmeye karar verdi” diye açıkladı. ABD’li Temsilci Brett McGurk’ün erteleme karşılığı 2 yıl içinde referandum garantisinin reddedilmesini “Tarihi fırsatı kaçırdılar, büyük hata yaptılar” diye eleştirdi. Irak Başbakanı Haydar İbadi’nin “Kerkük’teki K1 askeri üssü tüm koalisyon için merkeze dönüşsün” diye onurlu barış teklifinin de reddedildiğini aktardı. BağdatRiyad petrol ortaklığı Suudi Arabistan Petrol Bakanı Halid el Falih, “ikili ilişkileri geliştirmek” üzere dün Irak’ın başkenti Bağdat’ı ziyaret etti. Bağdat Uluslararası Fuarı’nın açılışında konuşan Suudi Bakan, “Irak ve Suudi Arabistan arasındaki işbirliğinin petrol piyasasında görülen ilerleme ve istikrara katkıda bulunduğunu” söyledi. Irak Petrol Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise iki ülke arasındaki koordinasyon kurulunun Suudi Arabistan ve Irak hükümetleri arasındaki “ekonomik işbirliğini geliştirmek ve ekonomik entegrasyonu etkinleştirmek’’ için çalışmalar yapacağı kaydedildi. Irak’ın ‘teslim alma’ şartları Irak merkezi hükümeti, IKBY hükümetinin olumlu yanıt verdiği diyalog çağrısının şartlarını netleştirdi: Havayolları, sınırlar, doğal kaynaklar, peşmerge güçleri, güvenlik kurumlarının teslimi, tartışmalı bölgelerde Irak yasalarının uygulanması, referandum sonucunun iptali ve IKBY’nin anayasaya karşı her girişiminin engellenmesi. Rajoy ‘nükleer seçeneği’ devreye soktu İspanya’da tarihin çarkları belli aralıklarla hızlanır... Kanlı iç savaş, 40 yıl süren Franco diktası ve 20. yüzyılın son çeyreğinde büyük başarıyla gerçekleşen demokrasiye geçiş, hep böyle tarihin çarklarının hızlandığı dönemlerdi. Ürkütücü şiddet ile kan dolu geçmişi bir daha geri gelmemecesine maziye gömen bu olağanüstü “normalleşme” ve başarı öyküsünün ardından, İspanya ne var ki şimdi sil baştan her şeyi başa saran bir geri salınım yaşıyor. Yerleşmiş Avrupa ülkelerinde görülmeyen biçimde, tarihin çarkları bir kez daha İspanya da sıradışı gelişmelerle hızlanıyor. Ay başında patlak veren ve durulmak bilmeyen “Katalan bağımsızlığı referandumu krizi”, Madrid ve yerel Katalan hükümeti arasında ipleri artık onarılmamacasına kopardı. İspanyol anayasa mahkemesinin yasadışı ilan ettiği 1 Ekim referandumuna ilişkin bağımsızlık niyeti beyanları, Katalan yerel hükümeti başkanı Carles Puigdemont ve İspanya Başbakanı Rajoy arasındaki köprülerin atılmasına yol açtı. Anayasal düzeni açıkça çiğneyen Puigdemont, Rajoy’un her şeye rağmen attığı rötarlı diyalog hamlelerini boşa çıkardı. İspanya Başbakanı Katalan lidere örneğin tırmanmayı düşürmek amacıyla “yerel seçimleri tazelemesini” önerdi…. Sandıkta beklenen başarıyı göstermemekten çekinen ve bunu bir “taviz” olarak gören bağımsızlıkçılar, Madrid’in bu “güven yenileme teklifini” hiç düşünmeden reddettiler. İspanya Başbakanı bunun üzerine yerel hükümete başka bir teklif yaptı. “Bölgeye ilişkin reform önerilerinizi Madrid’de Cortes’eulusal parlamentoya getirin” diyerek ekledi: “Hazırlayacağımız anayasal değişiklikler doğrultusunda, sizin reform isteklerinizi de değerlendiririz!” Puigdemont ve arkadaşları bunu da geri çevirdi. Madrid’den ısrarla, anayasa mahkemesinin iptal ettiği “1 Ekim bağımsızlık referandumunu tanımasını” beklediler. Bu dayatmacı tavırla, “özerklikleri askıya almak” anlamındaki “nükleer seçenek 155. maddeyi” uygulamaya hükümeti mecbur ettiler. Dün olağanüstü bir kabine toplantısının ardından Başbakan Rajoy; “Katalan hükümeti başkanı Carles Puigdemont ve yardımcıları ile yerel hükümet üyelerini görevden aldığını” açıkladı. İspanya Başbakanı istemeye istemeye attığı bu adımın amacının, Katalonya’da; 1. Anayasal düzenin tamiri, 2. Toplumda yeniden barışçı bir arada yaşamın “normalleşme” ile tesisi, 3. Başaşağı giden ekonominin düzeltilmesi, 4. Altı ay içinde yerel seçimlerin yenilenmesi olduğunu söyledi. Katalan hükümetinin tek taraflı eylemleri ve dayatmaları bizi bu yola zorladı diyen muhafazakâr Başbakan Rajoy; “Dünyada hiçbir hükümet sınırları içinde böyle bir duruma izin veremez!” diyerek konuştu. En kötü senaryo 1978 demokratik anayasasının kabulünden beri ilk kez başvurulan “özerkliğin iptali/155. madde” uygulamasının ne sonuçlar doğuracağını kimse bilmiyor. Rajoy bu “uç” adımı, dışta Macron, Merkel ve Brüksel’in; içte muhalefette “sosyalistler” ve “Ciudadanos/Yurttaşlar” partisinin desteğini aldıktan sonra attı. İspanyol hükümetinin arkasında geniş bir destek var. Ancak beklenildiği üzere “bağımsızlıkçılar” tarafından bu askıya alma operasyonuna karşı bir “itaatsizlik” ve “direniş” sergilenirse; kimse olayların nereye varacağını; Madrid’in “güç” kullanımına girip girmeyeceğini bilmiyor. “Çatışma” olasılığında karşıtlaşmanın nereye varabileceği kestirilemiyor. Bu sonuçta, gerçekleşebilecek en kötü senaryoydu. Dün akşamdan itibaren bağımsızlıkçılar yeniden meydanları teslim aldılar. Teoride Katalan liderler için hâlâ Udönüş imkânı var. Rajoy hükümetinin aldığı bu ekstrem tedbirin, uygulamaya girmeden önce, 27 Ekim Cuma günü İspanyol senatosu tarafından onayı gerekiyor. “Nükleer seçenek” senatodan geçene dek Puigdemont eğer Madrid’in istekleri doğrultusunda “yerel seçim yenileme kararı” alırsa, 155 masada kalabilir… Ama şimdiye dek tanık olunan gelişmeler, bu yumuşama için umut vermiyor. Madrid basını eksiksiz dün, “artık dönüşü olmayan 155 yoluna” girildiğini vurguluyordu. Dünyanın gözü şimdi İspanya’nın bu çok sert virajında. Eş Şebab’a karşı ‘savaş hali’ Somali’nin başkenti Mogadişu’da 500 kg patlayıcı yüklü kamyonla düzenlenen saldırının asıl hedefinin Türkiye’nin askeri üssü olduğu öne sürülürken 14 Ekim’den beri 56 kayıp ve 228 yaralı eşiliğinde ölü sayısı 358’e ulaştı. Somali ordusundan kaynaklara göre Cumhurbaşkanı Abdullah Fermacu’nun saldırıdan sorumlu tutulan Kaide kolu Eş Şebab’a karşı “savaş hali” ilan etmesi gündemde. ‘NATO Rusya’yı püskürtemez’ Alman Der Spiegel dergisinin yayımladığı NATO’nun gizli bir raporuna göre Kuzey Atlantik İttifakı, doğu kanadına Rusya’nın düzenleyebileceği bir saldırıyı püskürtecek güce sahip değil. Raporda, Rusya’nın saldırması halinde NATO’nun doğu kanadına hızla asker gönderemeyeceği, tehlikeyi gereken çabuklukta püskürtemeyeceği yer alıyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear