26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Pazartesi 16 Ocak 2017 Sırp trenine geçit yok Belgrad’dan kalkan “Kosova Sırbistan’a aittir” yazılı treni Kosova Arnavut çevik kuvveti sınırda durdurdu. Bunun üzerine Sırbistan Devlet Başkanı Tomislav Nikoliç, Kosova’yı orduyu göndermekle tehdit etti. Bask’ta hapis isyanı İspanya’nın Bask bölgesinin Bilbao kentinde on binlerce kişi İspanya hükümetinin ETA mahkumlarını bölge dışındaki cezaevlerinde tutma politikasını protesto edip af talep etti. dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 7 .Iki devlet için son çabaParis’teki İsrail yanlıları, konferansı protesto etti. İsrail’in Tel Aviv kentinde barış yanlıları, füzeye oturmuş resmettikleri Netanyahu için “Çek git” dedi. Trump’ın Netanyahu ile örtüşen politikalarını hayata geçirmesi öncesi Paris’te konferans düzenleyen 70 ülke ‘Tek yol İsrailFilistin arasında iki devletli çözüm’ dedi Kudüs’ü İsrail’in ebedi başkenti olarak tanımayı vaat eden Donald Trump’ın cuma günü ABD başkanlık koltuğuna oturması öncesi Paris’te Ortadoğu Barış Konferansı yapıldı. Dün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD’li mevkidaşı John Kerry dahil 70 ülkeden diplomatın katıldığı sembolik konferansta İsrail ve Filistin temsil edilmedi. Konferansın evsahipliğini üstlenen Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande “Yıllardır desteklenen iki devletli çözüm son gelişmelerle tehdit altında. Bu çözüm, dünün sisteminin bir rüyası değildir, bütün dünya için önemlidir, tüm uluslararası toplumun ortak hedefidir” dedi. Dışişleri Ba kanı JeanMarc Ayrault, ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’nin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması planı için “çok ciddi sonuçları olacak provokasyon” uyarısı yaptı. Ayrault, Trump’a “ABD Başkanı olunca bu konuda inat edip tek taraflı davranamazsınız. Sizin işiniz, barışın şartlarını sağlamaya çalışmak” ikazında bulundu. ‘Tek taraflı adım atmayın’ Konferans bildirisinde katılımcılar, İsrailFilistin sorununa sadece iki devletli çözüm olduğunu savundu. İsrailFilistin’e tek taraflı adımlar atmama, Kudüs ve sınırlar dahil nihai statü müzakelerinin sonucunu etkileyecek adımlardan kaçınma çağrısı yapan ve bu tür adımları tanımaya caklarını belirten katılımcılar, müzakerelere İsrail’in Doğu Kudüs ile Batı Şeria’yı işgali öncesindeki 1967 sınırlarının ve BM kararlarının temel oluşturmasını talep etti. Bibi: Dünün dünyasına ait Kerry bildiride İsrail’e haksızlık yapılmaması için uğraşıp denge sağladığını söyledi. Trump yönetiminin gözde müttefiki olmaya oynayan Britanya ise bildiriye çekince koydu. Dışişleri, çekinceyi konferansın İsrail ve Filistin’siz, İsrail istemediği halde ve olası anlaşmanın garantörü olacak ABD’de başkan değişikliği öncesi düzenlenmesiyle gerekçelendirdi. Konferansı reddeden ve sonuçlarının ABD’de başkanlığın değişeceği 20 Ocak öncesi BM Gü venlik Konseyi kararına dönüşmesinden korkan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, dün kabine toplantısında “Bu konferans nafile. Bir FilistinFransız komplosu. Dünün dünyasının son çırpınışları. Yarın çok farklı olacak, yarın pek yakın” dedi. FKÖ: Öyleyse sen de tanı Filistin Kurtuluş Örgütü, Paris Bildirisi’ni memnuniyetle karşılayıp “İsrail işgalinin bitmesi gerektiğini vurguluyor” dedi. FKÖ, Fransa’ya, “1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletini derhal tanıma” çağrısı yaptı. Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas gelecek haftalarda Paris’i ziyaret edecek. Rusya da devreye girip Filistinlilerle toplantı düzenleyecek. ‘Rusya geçici, Trump Akdeniz’de 100 göçmen boğuldu Akdeniz’de bir göçmen trajedisi daha yaşandı. Libya’nın 50 km açığında bir teknenin alabora olması sonucu yaklaşık 100 göçmen denizde kayboldu. İtalyan sahil güvenliği, 4 göçmenin kurtarıldığını, 8 ölü çıkarıldığını açıklarken kayıplardan umut kesildi. AB’nin FRONTEX ekiplerinin kurtarma çalışmalarını kötü hava zora soktu. BM’nin 2016’da 5 binden fazla göçmenin Avrupa yolunda öldüğünü bildiren raporunda bu sayıların Avrupa’ya mültecilerin gelebilmesi için meşru güzergâhların ne kadar gerekli olduğunu gösterdiğine dikkat çekilmişti. Şam’ın temsilcisi öldürüldü Suriye hükümetinin Barada Vadisi’nde başkentin su kaynaklarını kesen cihatçılarla görüşmelerdeki koordinatörü emekli general Ahmed Gadban öldürüldü. Suriye güvenlik yetkilileri, önceki akşam onarım ekibiyle birlikte Ayn elFici su kaynağında cihatçılarla toplantıdaki Gadban’ı keskin nişancıların vurduğunu söyledi. Muhaliflerin Gözlemevi, ardından bölgede çatışmaların şiddetlendiğini duyurdu. Bahreyn’de üç Şii idam edildi Sünni Körfez krallığı Bahreyn’de üç güvenlik görevlisini öldürdükleri gerekçesiyle idam cezasına çarptırılan üç Şii erkek dün sabaha karşı kurşuna dizilerek infaz edildi. Haberin duyulması üzerine nüfusun yüzde 70’ini oluşturan Şiilerin köylerinde protestolar başladı. Yolları kapatıp lastik yakan göstericiler “İdama hayır” sloganları atarken polis eylemcilere biber gazıyla saldırdı. kalıcı olsun’ temennisi ABD’de Trump’lı yeni döneme hazırlanan Ankara, Rusya ile uzun süreli işbirliği hedeflemiyor. Suriye için Astana’dan Cenevre’ye dönüş istiyor DUYGU GÜVENÇ Ankara, Obama yönetiminin görev süresi dolarken Suriye politikasında Rusya ile yeni bir dönemi başlattı, ancak bu sürecin uzun süreli olması beklenmiyor. Hedef, Trump yönetimi ile yeniden uluslararası koalisyon içinde birlikte hareket etmek. Bunun ilk işareti, 23 Ocak’ta Astana’da düzenlenecek Suriye toplantısı için yapılan temaslarda geldi. ABD’nin Astana’da yer almasını isteyen Ankara, şimdilik Astana görüşmelerine bakan düzeyinde katılmayı planlamıyor, görüşmelerin teknik düzeyde yapılmasını istiyor. Ardından hedef Cenevre sürecini canlandırmak. En kârlı İran Önceki günkü Büyükelçiler Konferansı’nda da en çok tartışılan konuların başında NATO üyesi Türkiye’nin Rusya ile işbirliği geldi. Rusya ile başlatılan yeni süreç “Esad rejimini ikna etmesi için” sözleriyle açıklandı. Esad’la kalıcı ateşkes olmayacağı, ülkenin parçalanacağı öngörül ABD’de protestocuların Putin’le birlikte resmettiği Trump’ın ekibinin “Onlar muhalefet partisi” dediği muhabirleri Beyaz Saray’ın dışına taşıyacağı öne sürüldü. dü. Trump yönetiminin başta PYD/YPG konusunda olmak üzere Ankara’nın tezlerini anlaması umudu dile getirildi. İran’ın Irak, Suriye ve Lübnan’daki süreçlerden en kârlı çıkan ülke olduğuna işaret edildi. Bir üst düzey diplomat şu değerlendirmeyi yaptı: “İran bölgede istikrarsızlıktan, Türkiye ise istikrardan nemalanan bir ülke. Çekiciliğimiz azalsa da en kısa zamanda yeniden örnek alınacağız.” 6 yıllık beklenti Ankara’nın Suriye politikasında 6 yıldır değişmeyen tek beklentisi ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in günü geldiğinde Esad’dan vazgeçebileceği tezi. l ANKARA ‘İzlanda zirvesi hazırlığı yok’ ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın Rusya’ya yaptırımları kaldırmaya açık olduğunu, Çin’e karşı ise “Tek Çin” politikasından vazgeçip Tayvan’ı tanıyabileceğini söylemesi yankı yarattı. Sunday Times gazetesi Trump’ın ilk ziyaretini İzlanda’nın başkenti Reykjavik’e yapmak ve burada Putin’le görüşmek istediğini iddia etti. Bunun üzerine Trump’ın sözcüsü “Yüzde 100 yalan” açıklaması yaptı, Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov “Görüşme için henüz hazırlık yok” dedi. Son Sovyet lideri Gorbaçov ile ABD Başkanı Reagan 1986’da Reykjavik’te buluşmuştu. Kerry can düşmanıyla dost oldu ABD Dışişleri Bakanlığı’na veda turundaki John Kerry, Vietnam’a anlamlı bir ziyaret yaptı. Kerry, Vietnam Savaşı’nda bir Ulusal Kurtuluş Cephesi (Viet Kong) üyesini öldürdüğü Mekong Deltası’na gidip öldürdüğü kişinin kimliğini öğrendi ve eski düşmanıyla tokalaştı. 1969’da karşı karşıya savaştığı 70 yaşındaki Vo Ban Tam’la tanışan Kerry, artık karides ve yengeç yetiştiren eski Viet Kong üyesine hayatta kalmalarının sevindirici olduğunu söyledi. Vo Ban Tam, ABD botunu gördüklerinde roket menziline sokmak için ilkin ateş açtıklarını anlattı. O dönemde 26 yaşında olan Kerry, bottan kıyıya atlayıp roketatarı kullanan militanı vurarak öldürdüğü için cesaret madalyasıyla ödüllendirilmişti. Bu kişinin 24 yaşındaki Ba Thanh olduğunu söyleyen Vo Ban Tam, “O iyi bir askerdi” dedi. Trump’lı dünya Amerika’da artık bu hafta “dananın kuyruğu kopacak”. Seçilmiş başkan Donald Trump, bir “aksilik” olmazsa cuma günü yemin ederek görevine başlayacak. Amerikan demokrasisinin 8 Kasım’daki seçimlerden bu yana “atlattığı badireler” düşünülürse, aslına bakarsanız “büyük olay”! Aralık ayından itibaren gündeme iki “sızıntı” damgasını vurdu: Amerikan istihbaratının ana akım medyada ortaya saçılan Rusya’nın başkanlık seçimini etkilediği iddiasını temel alan “siber korsanlık” skandalı. Ve en son “çaresizce” başvurulduğu anlaşılan Moskova’nın beş senedir Trump’ı “şantajla parmağında oynattığı” iddiaları... Somut kanıtlara dayanmadığından Amerikan istihbaratının da ana akım medyanın da itibarını derinden zedeleyen bu vakalar, kurumsal yapıdaki mücadelenin derinliğine işaret. Elbette Hillary Clinton’ın yenilgisinin kabullenemediği ve Trump’la ne yapılacağının bilinemediğine... ABD’de onyıllardır politika/strateji belgeleri önceden hazırlanmış yönetimler düşünülürse durum hakikaten tuhaf. Trump bu ortamda işe koyulacak koyulabilirse... HHH Peki, dünya Trump yönetimiyle ne yapacak? Trump’ın kampanya dönemi ve sonrasında dış politika mesajlarıyla kabaca ana çizgisi şöyle: “Amerika’daki ekonomik gidişatı değiştirmeyi öncelik kılmak. Bu uğurda neoliberal akla/savunma sanayiine ‘meydan okumak’. NATOTransatlantik hattını hafifsemek. Rusya ile ilişkileri normalleştirme/Çin ile kılıçları bilemek yoluyla oluşmakta olan ‘mihveri’ kırmak. Obama’nın feci sonuçlar yaratmış siyasal İslam yatırımına aksi istikamet tutturmak.” Ancak Trump’ın bizzat kurduğu ekip kafa karıştırıcı. “Rusyacı” bulunan Exxon CEO’su dışişleri bakanı adayı Rex Tillerson, Senato’daki onay oturumunda Moskova’yı “tehdit” ilan etti. Çin’i “radikal İslamla mücadelede değerli” diye ansa da Güney Çin Denizi’ndeki adacıkları “Rusya’nın Kırım’ı işgaline” benzetip, “Çin’e adaların inşasının durdurulması ve bunlara erişime izin verilmeyeceğine dair açık sinyal göndereceğiz” dedi. Tillerson, 10 binden fazla sivilin öldüğü Yemen’deki Suudi savaşına yardımdan bahsetti. Çok eleştirilen Ulusal Güvenlik danışmanı adayı Michael Flynn “baş Rusyacı” görülüyor. Tuhaf, zira kendisi zaten 2014’teki emekliliğine dek ABD istihbaratının başındaydı! Şu anda Trump’ın Rusya ile “en güçlü bağı”. Siyasal İslamla ilgili sert çıkışlarına karşın, eski iş bağlantıları itibarıyla tutumu kafa karıştırıcı. CENTCOM’dan emekli, Irak işgali icraatlarıyla namlı “çılgın köpek” lakaplı savunma bakanı adayı James Mattis ise “Rusya’yı en tehlikeli” ilan edip “karşı karşıya gelmeye hazırlıklı olmaları gerektiğini” salık verdi. Nitekim, Trump’a Obama’nın bir mirası da ABD’nin Soğuk Savaş’tan bu yana Doğu Avrupa’ya en büyük yığınağı. HHH Adayların mesajları Senato onayı için midir, bilinmez ancak argümanların Clinton’dan farkı yok. Oysa Trump’ın mesajları, Rusya ile Nixon’ın Brejnev’le kurduğu türden bir détente tesisi arzusuna işaret. Nitekim Moskova’nın, casusluk skandalı yüzünden Obama yönetiminin yeni yaptırımlarına uğrayıp 35 diplomatı sınır dışı edilirken, ABD’yi kendi kendine dışlandığı Suriye sürecindeki müzakerelere davet etmesi de, yaptırımlara misilleme yapmaması da Trump’tan umutlu olduğuna dalalet. HHH Trump, ekibiyle düşünülürse en azından başlangıçta Kissinger’ı dinlemek eğilimi sergileyecek. Yani “ABD’nin iki güce (Rusya ile Çin) birden karşı duramayacağı ve ‘Rusya’yı seçmesi gerektiği” yolundaki... Artık ortada ideolojik rekabet de yokken gayet mümkün gibi. Ancak Amerikan hegemonyasının yitip gitmesi refleksinden hareket eden kanat, Trump’ı kolayca “neocon savaş politikalarına” çekebilir. Haklı oldukları yan Rusya ve Çin’in ABD’nin “bölyönet” taktiğine kolay gelmeyecekleri. Rusya ve Çin ile farklı iştigal ise, her koşulda Amerika’nın alıştığı hegemonyadan vazgeçecek şekilde davranmasını gerektiriyor. Yani zor dostum, zor... Bu durumda Obama’nın “bedavadan” aldığı Nobel Barış Ödülü’nü anımsayıp nükleer dahil savaş senaryolarını yabana atmamak lazım. Kıbrıs için bu ay yoğun diplomasi Cenevre’de KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis arasındaki 3 günlük görüşmeleri garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve Britanya’nın katılımıyla 5’li konferansın takip etmesinin ardından gözler sürecin devamına çevrildi. Akıncı, 5 taraflı çalışma gruplarının 18 Ocak’ta İsviçre’nin Mont Pelerin kasabasında toplanacağını, gündemde güvenlik ve garantiler olacağını açıkladı. Ocak ayı içinde yeniden 5’li ya da daha geniş bir konferans yapılacak. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear