26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Kral Abdullah’tan katledilen yazar için taziye Ürdün’de paylaştığı bir karikatür yüzünden, hükümet talimatıyla hakkında ‘İslam’ı aşağılamak’ suçundan dava açılan ve pazar günü mahkeme salonuna girecekken bir imamın sıktığı kurşunlarla hayatını kaybeden Hıristiyan yazar Nahid Hattar önceki gün toprağa verildi. Kral Abdullah ile Başbakan Hani Darfur’da kimyasal saldırı iddiası Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Darfur’da insanlığa karşı suçtan hakkında tutuklama kararı çıkardığı Sudan lideri Ömer Beşir, bu kez kimyasal silah kullanmakla suçlandı. Uluslararası Af Örgütü’ne göre ordunun ocaktan beri Mulki’nin de Hattar’ın ailesine başsağlığı dilediği duyuruldu. 30 saldırısında 200’den fazla sivil öldü. Kral Abdullah Cuma 30 Eylül 2016 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 7 ABD’den tehlikeli çıkış Suriye’ye ilişkin ABDRusya arasında atışma daha da sertleşiyor. Washington’ın ‘Savaş topraklarına sıçrar’ diye gözdağı verdiği Moskova’dan ‘bu terörizme örtülü davet’ tepkisi geldi ÖSO bünyesindeki Sultan Murad Tugayları militanları Washington’ın B planı: Cihatçılara uçaksavar ABDDışişleri Bakanlığı Obama yönetiminin Suriye’deki savaşa “diplomasinin dışında yöntemlerle karşılık verme seçeneğini” tartıştığını duyururken Wall Street Journal (WSJ) gazetesi cihatçılara Rusya’yı bile vurmalarını sağlayacak silahlar vermeyi kapsayan B Planı’nın ele alındığını yazdı. Habere göre, Obama yönetimi, CIA ile müttefik ülkelere, 2013’ten beri CIA tarafından eğitilip donatılan silahlı grupların Suriye ve Rusya’nın toplarını çok daha uzak mesafelerden vurmalarına imkân sağlayacak silah sistemleri verip vermemeyi değerlendiriyor. Obama, bugüne dek cihatçılara MANPADS seyyar uçaksavarları vermeyi reddetmişti. WSJ’ye konuşan ABD’li yetkililer, MANPADS’e kıyasla daha az seyyar ve silahlandırma içeren uçaksavar sistemlerini S. Arabistan ve Türkiye aracılığıyla silahlı gruplara ulaştırmanın değerlendirildiğini belirtti. ‘YPG’ye hafif silah verildi’ Britanya’nın Guardian gazetesi de ABD’li yetkililerin YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) hafif silah verdiklerini kabul ettiğini yazdı. Yetkililerin silahların SDG’nin Arap birliklerine gittiğini, IŞİD’in kalesi Rakka’nın kurtarılmasında YPG ile Türkiye’nin işbirliği yapmasını istediklerini söyledikleri aktarıldı. Almangazetecive bebeği özgür Suriye’de geçen yıl kaçırıldığı belirtilen bir Alman gazeteci ve 11 ay lık bebeği önceki gün özgürlüğüne ka vuştu. Alman yetkililer, kimliğini açık lamadıkları kadının bebeğiyle birlikte kaçmayı başardığını, Türkiye’ye ulaş tığını duyurdu. Daha önce Al man basınında yer alan ha berlerde, kaçırılan kişinin Süddeutsche Zeitung ve NDR için serbest muha birlik yapan Janina Finde isen olduğu, serbest bıra kılması için 5 milyon Av ro fidye istendiği sa Janina Findeisen vunulmuştu. İddialara göre, genç kadın cihatçı Nusra örgütü tarafın dan “özel haber” vaadiyle kandırılıp Suriye’ye gitti. O sırada hamile olan Janine F.’den daha sonra haber alına madı. Alman yetkililer serbest kalan genç kadın ve bebeğinin durumunun iyi olduğunu açıkladı. Bakan yerine müsteşarformulü Eski İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in bugün gerçekleştirile cek cenaze törenine Türkiye’yi temsi len İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi ni öngören Mavi Marmara mutabaka tına imza atan Dışişleri Müsteşarı Fe ridun Sinirlioğlu’nun katılacağı belirtil di. Başta ABD Başkanı Barack Obama ile Papa Francis’in de aralarında oldu ğu dünya lider lerinin katılaca ğı cenaze töre ninde Türkiye’yi kimin temsil edeceği merak la bekleniyordu. Türkiye kararını dün verdi ve tö rende siyasi ola rak bir bakanla temsil edilmek yerine Müsteşar Sinirlioğlu’nun gitmesini tercih Eski ABD Başka etti. l DUYGU nı Bill Clinton GÜVENÇ/AN İsrail’e giderek ta KARA ziyelerini sundu. Suriye’ye Rus askeri müdahalesinde bugün birinci yıl dolarken Washington ile Moskova arasında gerilim tavan yaptı ve Suriye’de tablo daha karanlıklaştı. Suriye hükümetinin cihatçıların kontrolündeki Doğu Halep’e taarruzundan sivil ölüm haberleri gelmesi üzerinden “savaş suçu” baskısı altına alınan Rusya’ya, ABD sert tehditler yöneltti. Moskova’nın Halep’e yönelik Suriye ordusunun operasyonlarına destek vermeyi sürdürecekleri açıklamasının ardından ise ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’den dün akşam Rusya ile yürütülen Suriye görüşmelerini askıya almanın eşiğinde oldukları çıkışı geldi. ABD Dışişleri sözcüsü John Kirby’nin önceki günkü basın toplantısıda da şu ifadeleri dikkat çekti: “Savaşın devamı durumunda aşırıcı gruplar güç boşluğunu istismar edebilir ve operasyonlarını genişletebilir. Rusya’nın çıkarlarına, hatta Rusya’nın şehirlerine saldırabilir. ‘Ceset torbalarıyla dönerler’ Rusya, askerlerini evlerine ceset torbalarında göndermeye, kaynaklarını tüketmeye, hatta uçaklarını kaybetmeye devam edebilir. Rusya daha fazla can kaybına uğrayacaktır.” Kirby, ateşkesin çökmesinin ardından ABD yönetiminin diplomatik olmayan çözümler üzerine çalıştığı vurgusu da yaptı. ‘Teröristlere vur emri’ Rus Dışişleri sözcüsü Maria Zaharova ise ABD’nin “ılımlı” addettiği muhaliflerin Nusra’dan ayrılmasını sağlama taahhüdünü 6 aydır yerine getirmediği, bunun anlaşmaları uygulanamaz hale soktuğu yanıtını verdi. “Ya Suriyeli ‘ılımlı’ muhalif grupların terörizm eylemleri? Fransa, ABD ve diğer ülkelerdeki terörist saldırılar, IŞİD’in kafa kesmeleri... Tüm bunlar farklı bir paradigma mı? Belki de başka bir ‘paralel bir gerçeklik’” diye çıkışan Zaharova, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin Rus mevkidaşı Lavrov’u “paralel evrende” yaşamakla suçlamasına da yanıt vermiş oldu. Rus sözcü “Sizce de ‘ceset torbaları’, ‘Rus şehirlerine saldırılar’a dair vantrilogluk, diplomatik bir yorumdan ziyade ‘hadi gidip bu işi gö Suriye’de IŞİD kontrolündeki bölgelerden çoluk çocuk kaçan sivillerin bir kısmı, Türkiye sınırında ÖSO kontrolündeki Rai’ye (Çobanbey) sığınıyor. SuriyeTürkiye sınırında oluşturulan sığınmacı kampında dün gıda kamyonlarının önünde kuyruklar oluştu. rün’ emrine benzemiyor mu” dedi. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Ser gey Ryabkov da Kirby’yi “duygusal patlamayla” suçlayıp sert çıktı: “Terörizmi Rusya’ya karşı silah olarak kullanmaya yönelik bu örtülü davetler, ABD yönetiminin genelde Ortadoğu, özelde Suriye’ye yaklaşımında nereye kadar alçaldığının siyasi derinliğini gösteriyor.” Ryabkov, Suriye’de ABD ile Rusya’nın işbirliği anlaşmasından başka alternatif olmadığını ve Halep’te insani yardımların ulaşması için 48 saatlik süre önerdiklerini ekledi. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov ise ABD’nin Halep’e saldırılmaması talebini reddederek “Suriye güçlerini destekleyeceğiz” dedi. 600 kişi tedavi bekliyor Halep’te Handarat Filistin mülteci kampında hükümet güçleri yeniden kontrolü sağlarken, BM doğuda bombardımanda yaralanan 600 kişinin tedavi edilemediğini ve tahliyesinin gerektiğini duyurdu. NusraÖSO işbirliği Türkiye destekli gruplar, bombardıman karşısında Nusra (yeni adıyla Şam’ın Fethi Cephesi) ile sıkı işbirliğinden başka çareleri kalmadığını savundu. ABD’nin silahlandırdığı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) grupları Halep’te Nusra ile işbirliği yaparken Hama’da da Nusra’nın kardeşi Cund el Aksa ile birlikte hükümeti zor durumda bırakan yeni bir saldırı başlattı. Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonuna katılan Nureddin el Zengi Tugayı’nın Halep’teki siyasi liderlerinden Abdülhamit Turki, Nusra ile koordineli eylem için operasyon odalarını birleştirdiklerini, başka grupların da buna katılacağını duyurdu. Zengi’nin askeri sözcüsü Abdülselam Abdülrezzak “Büyük bir gücün saldırısı ve muazzam silahları karşısında yapacak başka şeyimiz yok” dedi. Barzani’den Bağdat hamlesi Irak’ta Musul’u IŞİD’den kurtarma operasyonu öncesi BağdatErbil hattında iş IKBY Başkanı Barzani yaklaşık üç yıllık bir sürenin ardından dün ilk kez Bağdat’ı ziyaret etti, Başbakan İbadi ile bir araya geldi birliği çabaları artıyor. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi mek değil, vatandaşı IŞİD’den (IKBY) Başkanı Mesut Barza kurtarmak” diyen İbadi de ni, Kürt parti liderlerinin de Musul’u güvenlik güçleri, peş yer aldığı kalabalık bir heyet merge, Şii ve Sünni milislerin le Bağdat’a çıkarma yaptı. birlikte kurtaracağını belirtti. En son Bağdat’ı Temmuz Ülke çıkarlarının öncelik ol 2013’te ziyaret ettiği belir duğu vurgusu yaptı. tilen Barzani, Irak Başbaka Irak Başbakanı, sorunların nı Haydar İbadi ile görüşmesi diyalog ve müzakere ile çö sonrasında “Kürdistan Bölge züleceğini, yerel yönetimlere si, Bağdat ile ilişkilerine stra yetkiler verilmesiyle ülkenin tejik derinlikle bakıyor. İba le Başbakan İbadi ve hükümetine ül güçleneceğini kaydetti. di ile başta petrol ve gaz gelirleri ol ke çıkarları konusunda tam destek ol Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) mak üzere tüm anlaşmazlıkları çözme mak olduğunu söyledi. Genel Sekreter Yardımcısı Kosret Re ve hepsi için daha iyi çözümler arama konusunda anlaştık” dedi. Barzani, ‘Amaç IŞİD’den kurtarmak’ sul, ziyaret öncesi, Kürdistan’ın bağımsızlığını görüşmek üzere Bağdat’a Bağdat’ı ziyaret nedenlerinin öncelik “Savaşın amacı toprak genişlet gittiklerini söylemişti. Riyad’a yargı yolu ABD’de 11 Eylül saldırısına ilişkin Suudi Arabistan’a dava açma hakkı tanıyan tasarı Obama’nın vetosuna karşın onaylandı ABD’de Kongre’nin, Başkan Barack Obama’nın veto ettiği, 11 Eylül saldırısı kurbanları ve ailelerinin Suudi Arabistan’a dava açmasına imkân tanıyan tasarıyı yeniden onaylamasının ardından gözler Washington’ın Körfez’deki yakın müttefiki Riyad’ın vereceği tepkiye çevrildi. Suudi Arabistan daha önce “Yasa geçerse 750 milyar dolarlık ABD hazine bonolarının ve mal varlıklarımızı satarız” tehdidinde bulunmuştu. Kongrenin adımının ardından kimi uzman Riyad’ın misilleme amacıyla güvenlik, istihbarat işbirliğini yeniden gözden geçirebileceği ve bunun “vahim sonuçları” olabileceği yorumları yaptı. Son dönemde Suudi Arabistan ekonomik kriz haberleriyle de gündemde. Kongre’nin kararıyla Obama’nın 8 yıllık görev sürecinde ilk kez bir veto ka rarı hükümsüz kılınmış oldu. ‘Yanlış bir karar’ Bu arada Obama, kongrenin kara rını “yanlış” olarak değerlendirdi, Riyad’la ilişkileri olumsuz etkileyece ğini, Afganistan ve Irak gibi yer lerde görev yapan ABD güçle rine karşı da davalar açılabi leceğini belirtti. ABD ve S. Arabistan’ın yakın müttefi ki Bahreyn’in Dışişleri Baka nı Şeyh Halid bin Ahmet el Halife “Yasa ABD Kongresi ta rafından kendi ülkesine fırla tılmış bir ok” yoru munu yaptı. 11 Ey lül saldırılarını ger çekleştiren hava kor sanlarının çoğu Suudi Arabistan vatandaşıydı. Obama Afganistan Devlet Başkanı Gani, Kâbil’deki törende anlaşmayı imzaladı. Gıyabında tören Afganistan hükümeti ile birçok kanlı eyleminin düzenleyicisi Hizbi İslami örgütü arasında iki yıldır devam eden görüşmeler sonucunda nihai barış için imzalar atıldı. Geçen hafta hükümet ve örgüt temsilcilerinin katılımıyla imzalanan anlaşma, dün Hizbi İslami lideri Gulbeddin Hikmetyar ile Devlet Başkanı Eşref Gani’nin son imzaları atmasıyla yürürlüğe girdi. Kâbil’deki törende Gani yer alırken Hikmetyar anlaşmayı imzaladığını gösteren bir video mesajıyla katıldı. “Kâbil kasabı” lakaplı Hikmetyar “Muhalefet partilerini anlaşmayı desteklemeye davet ediyorum” dedi. Trump, Clinton, Türkiye’nin tercihi Kapitalizmin yapısal krizi, sığınmacı kaosu ve yükselen milliyetçi dalga eşliğinde hava fırtına yüklü. Fırtına patlar mı, patlarsa da nasıl, ne vakit olur kestirmek zor. Bildiğimiz, herkesin kafa tuttuğu dünyanın “düşüşteki” süper gücü ABD’de 8 Kasım başkanlık seçiminin bu iklimi derinden etkileyecek olduğu. Çarşamba günü Demokratik ve Cumhuriyetçi partilerin adayları Hillary Clinton ile Donald Trump’ın ilk başkanlık tartışması vesilesiyle olası yönelimlerine baktık. Bugün de Türkiye açısından durumu anlayıp terazinin kefelerini tartalım. HHH Küreselleşmeyle yayılan liberal demokratik zihniyetin yerini popülizm ve otoriterlik alırken uluslararası siyasetin edebiadabı da bozuluyor. Geçmişte Kaddafi tipi nevi şahsına münhasır kişilikler vardıysa da artık zirvelerde bile birbirlerine “verip veriştirenlerden” geçilmez oldu. Bu eğilimden Batılılar da azade değil. ABD’deki tezahürü, Donald Trump. HHH Türkiye hükümetleri ABD başkanlığı için genelde retorik olarak bile demokrasi derdi olmayan Cumhuriyetçileri tercih eder, ancak bu defa bir sorun var. Popülizmin dibine vurabilen emlak kralı, “içinden geldiği gibi” savurduğundan AKP için “biçilmiş kaftan”. Geçen sene Batı’daki terör saldırıları sonrası “ABD’ye Müslümanları sokmamak” çıkışı haricinde, tarzının AKP tabanını heyecanlandırması şaşırtıcı değil. “Tavan” açısından ise “darbe girişimine karşı Türkiye’ye popülist övgü yüklü” mesajı manidar. Ama bunların ötesinde sorun çok. Zira Ankara’daki Yeni Osmanlı aklın dış siyasetinin odağı Suriye. Bu “beka sorunu”. Türkiye’yi bataklığa saplamış Suriye politikasının gömülmek ne kelime, 15 Temmuz sonrası uygulama alanı bulduğunu defalardır yazıyorum. Ve Trump’ın sağı solu belli olmayacak olsa bile şu anki mesajları iki ucu keskin bıçak misali. Nedir Trump’ın çerçevesi? * Suriye’de odağı tek: “IŞİD’i yok etmek”. Obama gibi müttefiklerle işbirliği bir yana işi “ezeli hasım” Rusya’ya havale etmekten yana: “Eğer Putin gidip IŞİD’i cehenneme yollamak istiyorsa yüzde 100 arkasındayım.” * Diyor ki, “Kaddafi şimdi iktidarda olsaydı daha iyi olurduk. En azından bu kadar terör olmazdı”; “Esad kötü adam ama o sözde isyancıların kim olduğuna dair fikrimiz yok. Beter olabilirler”; yani “demokrasi retoriğine” ihtiyacı yok, Arap modernleşmeci ulus devletleri kafi. * “İslam değil, radikal şiddet yanlısı İslamdan korkulmalı. Çok sayıda Müslüman tanıyorum. Dünyanın her yerine yayılan bir sorun var” diyor; yani siyasal İslam yatırımı yapacağı pek şüpheli. * Şimdilik söylemin tamamlayıcıları “İran’ın nükleer programını durdurmak, İsrail ile özel ilişkiyi pekiştirmek, Kuzey Kore’ye karşı güç bile kullanmak.” Tabii “IŞİD’i bitirmek için Irak petrol yataklarını vurmak”, “petrole el koyup savaş mağdurlarına dağıtmak” gibi tuhaf söylemlerini unutmamalı. HHH Trump’ın tutumu “Önce Amerika” sloganı eşliğinde, “Biz de sorunluyuz, başkalarına nutuk çekmemeliyiz”, “Demokrasi ihracı ve insani gerekçeli müdahalelerle uğraşmamalıyız. Böyle giderse üçüncü dünya savaşı çıkar”. Ama yanılmayın, “tek taraflı ve agresif eylemi” dışlamıyor. Sadece şu an için temkinli, “Çok daha saldırgan olacağımız zamanlar gelecektir ve daha agresif olmak muhteşem olacak” da diyor. Şimdilik “eylemsizliği” Ankara’nın işine gelir görünse de hem meydan Rusya’ya kalacağından hem de belirsizlik yüzünden kazın ayağı hiç öyle değil. HHH Amerikan emperyal gücünün bekasını liberal müdahalecilikte gören, “yaptıkları yapacaklarının garantisi” Clinton ise Ankara için en sağlam tercih. Türkiye ne ettiyse Obama’yı Suriye sahasına indiremedi, “tampon bölge”, “uçuşa yasak bölge” vs. ise Clinton için öncelikli. Dolayısıyla 15 Temmuz sonrası Obama yönetimine çatmalara, Gülen’in iadesi taleplerine takılmayın. G20’de kuşanılan “stratejik ortak” söylemine bakın. O mesaj “topal ördek” Obama’ya değil, yerine gelecek olanaydı. Suriye Kürtleriyle yahut Demokratların demokrasi söylemiyle ilgili pürüzleri aşma yolu da bulunur. Böylece Clinton ile Davutoğlu’nun 2012’deki “çak çak”ı mana kazanır. Unutmayın “fetihçi” ruhla yüklü, antiemperyalizmin “kullanışlı aracı” olurken, “onu kullanacağını zanneden” bir zihniyetten söz ediyoruz. NSU sanığı özür diledi Almanya’da 8’i Türkiye kökenli 10 kişiyi öldüren, banka soyan ve bombalı saldırılar düzenleyen Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün davasında tek sanık konumundaki Beate Zschäpe suskunluğunu bozdu. Dünkü duruşmada kısa bir açıklama okuyan kadın sanık, daha önce aidiyetini Nasyonal Sosyalizm üzerinden tanımladığını, bugünse şiddetin amaçlara ulaşmak için bir araç olmadığını öğrendiğini savundu. Cinayetleri ve bombalı saldırıları önlemediği için kendini suçlu hissettiğini, kurbanlardan özür dilediğini söyledi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear