24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 30 Eylül 2016 2 EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Kadınsibelbahcetepe@gmail.com kalbi alarm veriyor! Türkiye’de kadınlar, erkeklere göre daha çok kalp krizi geçiriyor ve yaşamını yitiriyor Ülkemizde yılda 300 bin kişi akut kalp krizi geçiriyor, 100 bini aşkın kişi kalp krizinden hayatını lik ve stres gibi faktörler nedeniyle dünyada kalp ve damar hastalıklarının giderek arttığını ifade eden Tokgözoğlu, kaybediyor, 5560 bini ise hiç hastaneye “Dünya Sağlık Örgütü’ne göre eğer ön getirilemeden ölüyor. Kardiyologlar, ül lem alınmazsa tarihte ilk kez bir sonraki kemizde kadınlarda kalp krizi geçirme SİBEL nesil bir öncekinden daha kısa yaşama riskinin daha fazla olduğunu, bunda ha BAHÇETEPE ihtimaline sahiptir” uyarısında bulundu. reketsiz yasam, şeker hastalığı, kilo gibi faktörlerin etkili olduğunu söylüyorlar. “Türk İkinci kriz riski var kadınının kalbi alarm veriyor” diyen hekim Tokgözoğlu, bir kez kalp krizi geçiren has ler, 26 Eylül Dünya Kalp gününde başlatılan tanın yeniden kalp krizi geçirme riskinin sür ve Akut Koroner Sendromun baş harflerinden düğünü anımsatarak, “Söz konusu du yola çıkılarak başlatılan “Artık Kalpler Susma rumdaki hastalar, riski azaltmak sın” adı verilen kampanya ile ani kalp krizine için kan sulandırıcı ilaçları düzenli karşı toplumu bilinçlendirmeyi hedefliyor. olarak kullanmalı. Birçok hasta, bu En sık ölüm nedeni tedaviyi yarıda kesiyor” dedi. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) önceki dö Akkaya ise kalp krizi geçir nem başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, Tür me oranında kadınlarda cid kiye’deki koroner kalp rahatsızlığına bağlı di artış yaşandığına dikkat ölümlerin en sık ölüm nedenleri arasında ol çekerek “Türkiye’de daha duğunu belirterek “Ülkemizde ani kalp krizi önce erkeklerde kadınla geçiren kişilerin, bu kriz sebebiyle 1 yıl için ra göre daha fazlaydı. Fakat deki ölüm oranı yüzde 32. Bu oran Avrupa son 10 yıldaki verilere bak ortalamasının bir hayli üstünde” dedi. tığımız zaman kadınlardaki Koroner kaynaklı ölümlerde Avrupa ülkeleri sıklıkta erkeklere yaklaştı. arasında erkeklerde ikinci, kadınlarda ise ilk Kalp krizi görülmesi yaşına sırada yer aldığımızı anımsatan Tokgözoğlu, baktığımızda, erkeklerde 45 bunun acilen çözülmesi gerektiğini vurguladı. yaşın üzeri, kadınlarda 55 ya Sağlıksız yağ ve rafine şeker tüketimi, fast fo şın üzerinde daha sık görülü od beslenme, lif alımının azalması, hareketsiz yor” değerlendirmesini yaptı. Prof. M. Şahin ‘Kolesterol tedavi edilmeli’ TKD Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, uygun yaşam koşulu değişiklik leri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin 4’te 3’ünden fazlasının önlene bileceğini söyledi. Şahin, “Sağlıklı beslenme için işlenmemiş tahıllar, baklagiller, az yağlı süt, deniz ürünleri, fındık, ceviz gibi kuruyemişler sofralarımızda yer almalıdır. Kırmızı et ve doymuş yağ tüketimi azal tılmalı, zeytinyağ ve sıvı yağlara daha fazla yer verilmeli, şekerli içe ceklerle, şekerli, unlu hazır besinler, işlenmiş karbonhidratlardan uzak durulmalı, ‘kolesterol zararlı değildir’ safsatalarına inanılmamalıdır. Kan kolesterol yüksekliğinin tıpkı kan şekeri, basıncı yüksekliği gibi zararlı olduğu bilimsel bir gerçektir ve ‘Artık Kalpler Susmasın’ kesinlikle tedavi edilmelidir” diye konuştu. öbşülFisldpayglodanlavrdyeeaysPutetnkpşsaeaSetdröAnıTnıeıoceoeüğrsmrreırıonaIukkleKll#roçeiismnçnsmllpaeaajhznrneyrleoseücesDtaejaybsicnrulineieyamSvararuntırtrarnkğtbanaomiiauiaitryleleso“melnaikelikkrdaiekkZiolAktbdsmrıiğgnkıedllmanasraelamiun(aeıhvkaeırrskdbiprneApıyarlvyilstlinee’nşheapaarlpulavatrissnoıseeeklllvl”mkeadoğaldesfkiiikaaıTapdundrğsrcinısoescylamedtmn.KmmKpıliactbkeoeiahvkoıeaçnalvnKfedlaDuağai)akııoseKtıe’linddrisdynyanhnilonaymalş.ktypkloyiıaiaomeınada,ğugklanoalaaarrreraır’olvrrlipşr.eı sağlık Saray’a da karşıyım ‘tek adam’a da! Tarih okurken, padişahların taht için kardeşlerini, evlatlarını boğdurmaları beni çok etkilemişti. Çocuktum daha o zamanlar: Mutlu bir aile yaşamı içinde, devlet nedir, iktidar nedir, iktidar hırsı nedir, devleti ele geçirmek ne demek, bilmiyordum... Koskoca bir imparatorluğun bir ailenin “mülkü” olması ne demek, tam anlayamıyordum! Ailemin sorunsuz dünyasında, sokakta oynayarak, denizde yüzerek, bahçede ağaçlara tırmanarak, arkadaşlarla erik ve atkestanesi savaşları yaparak, cam bilyelerle kafakarış oynayarak, arta kalan zamanlarda da kitaplara gömülerek, keyif içinde, dünyayı, insanları tanımaya, geçmişi öğrenmeye çalışıyordum. Annem, babam ve ağabeyim sayesinde elimin altında bulduğum Tarih Mecmuası ve Abdullah Ziya Kozanoğlu ile Feridun Fazıl Tülbentçi’nin kahramanlık romanları, tarih merakımı gıcıklamış, ciddi kitaplar da okumaya başlamıştım. Kellesi vurdurulan sadrazamların öyküleri de beni çok etkiliyordu... Bir yandan padişahlar tarafından kellesi alınan sadrazamlara acıyor, öte yandan saray entrikalarına, özellikle de kadınların iktidar hırslarına kurban giden evlatlara, kardeşlere, padişahların zulmüne akıl erdiremiyordum. Ama “İyi ki böyle dönemlerde yaşamıyoruz” diye düşündüğümü ve “Cumhuriyet döneminde doğduğuma şükrettiğimi” çok iyi anımsıyorum. HHH Saray’a ve Tek Adam Yönetimi’ne karşıydım: 29 Nisan 1960’ta Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde üzerimize doğrultulan polis tabancaları ve asker tüfekleri, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri ve bunları izleyen askeri yönetim dönemleri, benim zihnimde hep “geçici” kesintilerdi. “Çoğulcu demokrasiyi”, “çoğunlukçu baskı rejimi” olarak yorumlayan sağ iktidarlar döneminde de demokrasi umudunu, demokrasi için mücadele gücümü hep korudum... Çünkü Saray’a ve Tek Adam Yönetimi’ne karşıydım! HHH Aslında ben, “Saray’a ve Tek Adam Yönetimi’ne karşıyım” derken, kendimi anlatmıyorum... İnsan doğasının özgürlükçü yapısını ve tarih içinde, devlet yönetiminin evrimini vurguluyorum... OsmanlıTürk siyasal tarihini özetliyorum! HHH Devletin bir şahsın, ailenin mülkü olmasına hayır! Saray yönetimine hayır! Aile yönetimine hayır! Kadınefendi, şehzade, sultan, gelin, damat entrikalarına hayır! Tek adama hayır! Askeri darbelere de sivil darbelere de hayır! Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Demokrasi! Yaşasın Hukuk Devleti! Ağrı kesici tartışması Kalp yetmezliği riskini artırabilir İngiliz tıp dergisi British Medical Journal’ın 4 ülkede 10 milyon kullanıcı üzerindeki araştırması, yaygın kullanılan bazı ağrı kesicilerin 65 yaş üstü kişilerde kalp yetmezliği riskini artırabileceğini ortaya çıkardı. Ağrı, ateş ve iltihabı azaltıcı etkilere sahip olan nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar grubundaki bazı ağrı kesicilerin etkilerinin incelendiği araştırmaya, İngiltere, Hollanda, İtalya ve Almanya’dan yaş ortalaması 77 olan ve düzenli olarak bu ilaçları kullanan kişiler katıldı. İtalya’daki Milan Bicocca Üni versitesi’ndeki bilim insanları, iki hafta içinde bu tür ilaçları almış olan hastaların, almamış olanlara kıyasla, kalp yetmezliği nedeniyle hastaneye kaldırılma riskinin yüzde 20 daha fazla olduğu ortaya koydu. Ancak araştırmacılar, ağrı kesici kullananların genel olarak daha az sağlıklı kişiler olduğuna dikkat çekti ve ilaçların 65 yaş altı kişileri etkilediğine dair bir bulgu elde etmediklerini belirtti. İngiliz Kalp Vakfı ise bu tür ilaçların düşük dozda ve mümkün oldukça kısa süreli olarak kullanılması gerektiğini kaydetti. Sabah bulantıları düşüğü azaltıyor ABD’de Maryland Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, gebelikte sabah bulantıları düşük yapma riskini azaltabiliyor. Araştırmada, ortalama yaşları 29 olan ve daha önce bir veya iki düşük yapan 800 kadının bilgileri incelendi ve sabah bulantılarının, düşük yapma riskini yüzde 50 ile 75 oranında azalttığı iddia edildi. Araştırmacılar, sabah bulantıları ve sağlıklı gebelik arasında bir ilişki kursalar da, bu ilişkinin tam olarak ne olduğunu açıklayamıyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear