26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 25 Eylül 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 230/1 1 0 250/170 TARİHTE BUGÜN 330/2 0 0 250/1 1 0 1849: Valsleriyle tanınan 160/6 0 250/2 2 0 Avusturyalı besteci Johann 4 KENTTE ELEKTRİK KESİNTİSİ Bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle bugün Adana, Mersin, Osmaniye ve Hatay’ın 230/1 4 0 230/1 1 0 190/3 0 130/1 0 200/7 0 240/1 3 0 130/7 0 250/1 0 0 290/1 4 0 210/9 0 Strauss’un doğum günü. 1961: Yaşı büyütülerek idam edilen lise öğrencisi Erdal Eren’in doğum günü. bazı bölgelerinde 290/1 4 0 270/1 6 0 1993: Karun Ha elektrik kesintisi 290/1 4 0 230/1 2 0 zinesi Türkiye’ye yapılacak. katliPamarıansııynaı pveacreankTEÜMTRSEEİPLTKCİCİİLLİİERİ 190/7 0 240/2 0 0 Eren geldi. Ağaç başına 200 lira ödeyen zeytinlikleri kirli sanayiye açabilecek AKP, zeytinlikleri yatırıma açma sevdasını katliam boyutuna taşıdı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırla nan “Üretim Reform Paketi Kanun Ta sarısı Taslağı”yla, “kamu yararı” gerekçe gösterilerek zeytinlik alanların Yusuf Özkan içinde ve yanı başında, kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapımının önü açılıyor. Yatırımcılara, kes tikleri ağaçların iki katını başka bir ala na dikme zorunluluğu da getiren bakanlık, buna uymayanları ise ağaç başına 200 li rayla cezalandırıyor(!). Taslağı sert bir dil le eleştiren üretici temsilcileri daha önce ki yıllarda olduğu gibi yeniden mücadeleye hazırlanıyor. Son taslakta, yasadaki 3 kilometre sını Yırcalıların bütün direnişine rağmen, termik santral için binlerce ağaç bir gecede kesilmişti. rı kaldırıldı. Ayrıca yasadaki kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapı ağacının, bakanlık tarafından gösterilecek cılara ağaç başına 200 lira para cezası uy lamayacağı hükmü kaldırıldı. Yasanın 20. yere dikilmesi zorunludur. Bu yükümlü gulamasını, “Parayı verenin her türlü ağaç maddesi de “Zeytinlik sahaları içinde zey lüğe aykırı hareket edenlere, dikilmesi zo katliamını yapmasının önü açılmaktadır. tinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vega runlu ağaç başına 200 Türk Lirası idari pa Ege’deki köylünün üreticinin elindeki üç tatif ve generatif gelişmesine mani olacak ra cezası uygulanır” diye değiştirildi. beş dekar zeytinliği alınacak ve böylece tesis yapılamaz ve işletilemez. Ancak, bakanlıklarca alınacak kamu yararı kararı ‘Kabul edilemez’ kolayca madencilik faaliyetine veya diğer yatırımlara açık hale getirilmiş olacaktır” gereğince yapılacak yatırımlar kapsamın Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yö ifadesiyle eleştirdi. da zeytinlik sahaları içinde kurulacak te netim Kurulu Başkanı Ümmühan Tibet ta Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği Baş sisler bu hükümden müstesnadır. Bu du rafından taslakla ilgili bakanlığa gönderi kanı Aydın Şensal da, zeytin ağacının ana rumda, yatırımın yapıldığı alan içinde bu len görüş yazısında, değişikliğin kabul edi vatanı Türkiye’de, zeytinliklerin yok edil lunan zeytin ağacının iki katı kadar zeytin lemez olduğu vurgulandı. Tibet, katliam mek istendiğine dikkat çekti. l İZMİR Yırca’nın intikamı mı? Manisa Soma’ya bağlı Yırca Mahallesi’ndeki zeytinlik alanda termik santral kurmak isteyen Kolin şirketi, bunun için Bakanlar Kurulu’ndan, sadece savaş gibi olağanüstü durumlarda kullanılabilecek acele kamulaştırma kararı çıkartmıştı. Ancak köylülerin direnişi üzerinde yaklaşık 2 yıl önce bir gecede 6 bin zeytin ağacını köklemişti. Danıştay’dan gelen karar üzerine de bölgeden çekilmek zorunda kalmış, gözüne aynı ilçede başka bir alanı kestirmişti. Yırcalılar, geciken yargı kararı nedeniyle binlerce ağacından olmuştu. Şimdi AKP tarafından hazırlanan son taslakla, katliam için yasal kılıf hazırlandığı yorumu yapılıyor. İZMİRLİLER DAHA ŞANSLI İstanbul’da metrobüs şoförüne şemsiyeli saldırının ardından tartışma konusu haline gelen bu tür saldırılara karşı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin geçen yıldan bu yana çalışma yaptığı ortaya çıktı. 1200 otobüsten 613’ünde kırılmaz camlı kabin takıldığı, bu sayının yıl sonuna kadar 1150’ye çıkacağı açıklandı. l İZMİR/DHA Şemsiyeli sceazladeıvrigndaen İstanbul Acıbadem’de, metrobüs şoförüne şemsiyeyle saldırarak kazaya neden olan saldırgan Murat Akbulut “kasten yaralama”, “olası kast ile birden fazla kişiyi yaralama”, “birden fazla kişiye yönelik olası kastla mala zarar verme”, “olası kast ile kamu malına zarar verme” suçla rından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hasar davası 1 milyon lirayı bulan hasar ve hastane masrafını sigorta şirketi Akbulut’tan isteyecek. Öte yandan metrobüs şoförü Recai Türkoğlu da ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Türkoğlu çıkışta “Sağlığım iyi. Karşılık vermedim. Bir şey söylemek istemiyorum şu anda” dedi. Avukatı Hasan Abanoz da “Müvekkilim vurmanın etkisi ile şuurunu kaybetti. O sebeple düştü direksiyondan. Saldırganın vuruşu ile müvekkilim zaten şuurunu kaybetmiştir” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet İSTAN BUL YENİ Y T.C. ÜZYIL YENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ haber 3 Suskunluk sarmalı Alman siyaset bilimci Elisabeth NoelleNaumann, “Suskunluk sarmalı” teorisini 1970’lerin başında geliştirdi. Söylediği özetle şuydu: Eğer savunduğunuz fikir, toplumun genelinde kabul görmüyorsa, onu söylemekten vazgeçersiniz. Çünkü herkes, içinde yaşadığı toplumdan dışlanmaktan, genelgeçer görüş sahiplerince damgalanmaktan korkar. Susmak, bu korkuya karşı alınan bir tedbirdir. Farklı fikir sahibi, dışlanmayı göze almaktansa kabuğuna çekilir, sessizliğe gömülür. Korkusu büyüdükçe, genel geçer görüşe uyum gösterme teslimiyetçiliği nükseder. Gördüğü haksızlıkları görmezden gelmeye, görüyorsa da ses etmemeye başlar. Dahası, toplumsal onay alabilmek, kendini koruyabilmek için yaygın görüşün yanında saf tutar, onu yüksek sesle dillendirmeye başlar. Bu sarmal, hâkim görüşü güçlendirir. HHH Nazilerin, suskun çoğunluğun desteğiyle iktidara gelişini ve dünyayı felakete sürükleyişini izah eden bu teori, ne kadar da uyuyor günümüz Türkiye’sine... Suskunluk sarmalı nasıl da büyüyor günden güne... Ülkenin duvarlarında, bir hemşirenin dudaklarına yapıştırdığı kocaman bir parmak fotoğrafı asılı sanki... “Sakın ha” diye sesleniyor sessizce... “Ya bir duyan olursa”, “Ya beni de onlardan sanırlarsa”, “Ya hapse atarlarsa” diye büyüyen korkular, mühürlüyor dudakları; diller tutuluyor, göz önündeki haksızlıklarda kafalar utançla öbür yöne çevriliyor. Vicdanları sağır edecek kadar gürültülü bir sessizlik var havada... Korkuyla sinmiş büyük bir kitle, olup biteni susarak alkışlıyor. HHH Televizyon tartışmalarında, gazetelerin birinci sayfalarında görüyorsunuz bu güce eklemlenme halini... Farklı görüşe kapanan ekranlar, manşetler, okurda, izleyicide “Benim gibi düşünen kimse yok demek ki” tedirginliği yaratıyor. Merkez medya, böylece iktidardaki zihniyete yandaş devşiriyor. “Kral çıplak” diye haykıranların başına gelenler, korku sarmalını büyütüyor. “Bak adamı bıraktılar; sert konuştu, yine aldılar” izlenimi, üç maymunları kalabalıklaştırıyor. “Ama o da zamanında neler yapmıştı” bahanesinin ardına gizleniyor insanlar; orada kendi teslimiyetini meşrulaştırmaya çalışıyor. Susarak büyüttüğü belanın, yakında kendi kapısını çalacağını biliyor; ama susmak dışında çare üretemiyor. Issızlığı gördükçe, ailesini, istikbalini düşündükçe daha çok korkuyor, daha büyük susuyor. HHH Einstein, “Dünya yaşamak için tehlikeli bir yerse kötüler yüzünden değil, kötülüğe ses etmeyenler yüzünden” demişti. Suskun, kötünün müttefikidir. İçeridekilerin sayısı dışarıdakileri aştığında, bunu daha iyi anlayacağız; ama korkarım bir hayli geç olacak. Neyse ki dışlanmayı, suçlanmayı, yargılanmayı göze alıp konuşanlar, kronikleşen suskunluk sarmalını yaranlar var hâlâ... Korku ülkesinin vicdanı onlar... Konuştukça, suskunların da vicdan azabını dindiriyorlar. İktidarın en çok onlara saldırması boşuna değil. “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganı boş laf değil. Gelecek. Susma! Akdeniz’in dibi çölleşiyor Akdeniz’de 5 bin yıldır varlığı bilinen ve adını mitolojideki ‘Deniz Tanrısı’ Poseidon’dan alan ‘Akdeniz’in Amazon Ormanları’ Posidonia Çayırları, teknelerin çıpa ve zincirleri nedeniyle yok oluyor. Deniz tabanında 30 metre derinliğe kadar inen ve kıyı ekosisteminde çok önemli yer tutan çayırlar, Antalya bölgesinde Sıçan Adası, Kemer Ayışığı Koyu ve Kekova’da büyük tahribata uğrarken, bilim insanları Akdeniz’in dibinde ‘çölleşme’ başladığı uyarısını yapıyor. Akdeniz Üniversitesi Sualtı Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, Posidonia Çayırları’nın deniz dibi erozyonunu önleyen kök yapısına sahip olduğunu belirterek “Oksijen üretiyor. Amazon Ormanları’nın görevi neyse o da deniz dibinde aynı görevi yapıyor. Akdeniz’in akciğerleri konumunda” dedi. l ANTALYA/DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear