24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 19 Eylül 2016 haber Cerattepe yasakları4 EDİTÖR:ALPERİZBUL TASARIM:FUNDAYAŞARERDOĞDU Artvin ve Rize valilikleri, davayı izlemek isteyenlere karşı OHAL’e dayanarak iki ilde de eylem, miting ve basın açıklaması yasağı getirdi Artvin Cerattepe’de madencilik faaliyetine karşı açılan davanın karar duruşması bugün. Türkiye’nin en büyük çevre davası ni teliğini taşıyan davanın ka rar duruşması öncesi Art vin ve Rize valilikleri ilde 1 ay eylem, miting ve basın HAZAL OCAK açıklaması yasağı getirdi. Valilikler duruşma öncesi alınan yasakları ‘OHAL’e bağladı. Bir grubun çevrecilere sosyal medya üzerinden gözdağı vermesi üzeri ne emniyet 2 kişiyi gözaltına aldı. Yasak ların ve gözdağının ardından Rize sını rında polis TOMA’lar eşliğinde yoğun gü venlik önlemi almaya başladı. Yeşil Art vin Derneği Başkanı Neşe Karahan vali lik ve emniyet yetkileriyle görüşme tale binde bulunduklarını fakat hepsinin red dedildiğini belirterek, yasaklara, “Şaş kınlıkla izliyoruz. Artvin halkı vatan ha ini değildir. Artvin halkı 25 yıldır sade ce yaşamsal mücadele veriyor” sözleriy le isyan etti. Rize’de adliyeye giden yollar ve adliyenin girişi polis barikatıyla çevrildi. İlk yasak Artvin’den Artvin Cerattepe’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla dikkat çeken İşadamı Mehmet Cengiz’in patronu olduğu Cengiz Holding tarafından yapılmak istenen maden projesine karşı açılan ÇED iptal davasının Rize İdare Mahkemesi’nde görülecek bugünkü karar duruşması öncesinde ilk yasak Artvin Valiliği’nden geldi. Valilik internet sitesinden yaptığı yazılı açıklamayla kentte 1 ay boyunca eylem yasağı getirildiğini açıkladı. İkinci yasak Rize’den... Artvin Valiliği’nin ardından ikinci ya sak haberi Rize’den geldi. Valilik top lantı, gösteri, miting ve basın açıklama sı yasağı getirdi. OHAL’e de dayandırı lan yasakla ilgili Rize Valiliği’nden ya pılan açıklamada, “Artvin ili Cerattepe mevkiinde çıkarılması planlanan ma den ile ilgili olarak 09.06.2015 tarih ve 2026 sayılı ÇED olumlu kararı yönün deki işleme karşı açılan dava, duruşma lı olarak 19.09.2016 Pazartesi günü sa at 09.00’da Rize İdare Mahkemesi’nde görüleceğinden dolayı 5442 sayılı İl İda resi Kanunu’nun 11. maddesi ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 11. maddesi (m) bendi hükümleri uyarın ca mevcut huzur ortamının devamı, ka mu düzeninin bozulmaması ile vatan daşlarımızın hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla; Valiliğimizin 09.09.2016 tarih ve 861 sayılı kara rı doğrultusunda 19.09.2016 Pazar tesi günü duruşma öncesi, esnası ve sonrasında ilimiz genelinde ya pılacak her türlü toplantı ve gös teri yürüyüşü, miting, basın açık laması v.b. tüm etkinlikler oluşa bilecek şiddet hareketleri gerekçesiyle yasaklan mıştır” denildi. Rize ve Artvin’de po lisin, çevre kentler den gönderilecek ekip lerle takviye edileceği ve duruşma için ge niş güvenlik önlem leri alacağı belirtil Neşe mişti. Emniyet güç Karahan lerinin, Cerattepe davasına müdahil olanların dışında ki kişi ya da grup ların Rize’ye giri şine izin vermeye ceği kaydedilmişti. Artvin’den kaldırılacak otobüslerle duruşmayı izlemek üzere Rize’ye gelecek grupların önünün Rize il sınırında polis tarafından kesileceği ve davaya müdahil olmayan kişilerin geçişine izin verilmeyeceği açıklanmıştı. Emniyet tüm bu açıklamaların ardından dün Rize il sınırında 3 bölgede güvenlik önlemi oluşturdu. Gözdağı verdiler Polis ekiplerinin bazı noktalara barikat kurduğu dikkat çekti. Rize’ye tam giriş yaparken yol kenarında TOMA’nın hazır bekletildiği görüldü. Bu arada bir grup kentte tansiyonu yükseltmek isteyen bir açıklamayı sosyal medya aracılığıyla yayımladı. Tepkiyle karşılanan açıklamada, “Dış mihraklar tarafından halkın galeyanı sağlanarak ikinci bir Gezi Parkı ortamı oluşturulmak peşinde. Almanya bağlantılı kişilerin finansman desteğiyle çok sayıda araç ve envanterle Rize Adliyesi’ne gelecek olan bu insanlar devletimizin milli çıkarlarına tahammül edemeyen vatan düşmanlarıdır. Dün FETÖ’nün yaptığıy la yarın bunların yapacağı arasında bir fark yoktur. Hiçbir protesto veya taşkınlığa izin vermeyeceğiz. Kimse şunu unutmasın burası ülkenin yıkılmaz kalesi Rize’dir, bayrağa karşı olanın hakkı kötektir. Not: Çıkarabilecekleri taşkınlıklara ve saldırılara karşı gerekli önlem niteliğinde yardımcı envanterlerimizle geleceğiz” ifadelerini kullanması dikkat çekti. Mesajın ardından emniyet tarafından iki kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. l RİZE ‘EMNİYET GÖRÜŞME TALEBİMİZİ REDDETTİ’ Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan gazetemize yasakları değerlendirdi. Karahan, “Bu yasaklama kararını biz anlamış değiliz gerçekten çünkü biz birkaç gündür emniyet müdüründen sürekli görüşme talep ediyo ruz. Görüşmedi bizimle. Bayram öncesi önceki validen görüşme ta lebinde bulunmuştuk, o da görüşmedi. Yeni gelen valiyle de bugün (dün) görüşme talebinde bulunduk. Aradım, görüşemeyeceğini söyledi. Emniyet müdürünü gene aradım bugün (dün). O da görüşmedi. Yani ente rasan bir durum” dedi. Artvin halkının 25 yıldır sadece yaşamsal mücadele verdiğini belirten Karahan şöyle konuştu: “Artvin halkı vatan haini değil. Artvin halkı bugüne kadar yasadışı hiçbir şey yapmadı. Artvin halkı bütün ülkeye üretimiyle hizmet veren bir halktır. 25 senedir süren yaşamsal bir mücadeledir. Bunun dışında hiçbir şey yapmadı Artvin halkı. Sadece kendi yaşamsal mücadelesini veriyor. Gelecek nesillere bırakılması gereken olağanüstü bir doğamız var. Bu doğayı korumak için savunmamızı yapıyoruz, başka bir şey yapmıyoruz biz. Niye bize yasak? Bunu anlamadım zaten. Rize’de şu an bir açıklama yapılmış. Rize’de tedbir alınması gerekiyor. Valilik, emniyet müdürlerimizin can güvenliğimiz için tedbir alması gerekiyor çünkü Artvin halkı silahlı değil. Sadece duruşmaya gidiyoruz. Bir duruşma. Böyle bir durumla karşı karşıya kalmamız duruşmanın seyrini etkileyecek bir şey.” 25 YILLIK DİRENİŞ Kanadalı yatırımcılar döneminde ve Özaltın Holding’in ilk projesine yargıdan iptal kararları gelmesine karşın üçüncü defa aynı süreci yaşayan Artvin halkının direnişi 25 yıl öncesine dayanıyor. Maden arama isteği1990’lı yılların başında Kanadalı şirket Cominco tarafından hayata geçirildi. Madencilik faaliyetine karşı Yeşil Artvin Derneği tarafından açılan dava kazanıldı. Artvin halkı yıllar sonra bu kez AKP’ye yakınlığıyla bilinen Özaltın Holding’le benzer bir durum yaşadı. Özaltın Holding’in açtığı altyüklenici ihale şartnamesindeki “Yıllık 500 bin ton tüvanan maden kapasiteli işletme sahibi olma” şartını yalnızca Cengiz Holding’in sahibi olduğu Eti Bakır sağlıyordu. Böylelikle Özaltın’dan sonra, AKP’ye en yakın şirketlerden biri olan Cengiz Holding de Artvin ‘maden pazarına’ girmiş oldu. 2014’ün son günlerinde çıkan ÇED olumlu kararının ardından Artvinliler 2015’i gergin bir bekleyişle geçirdi. Cerattepe Bölgesi’ndeki madencilik faaliyeti için daha önce Rize İdare Mahkemesi’nce ‘ÇED olumlu’ kararı iptal edilen maden şirketi, 2 Haziran 2015’te yeniden ‘ÇED olumlu’ kararı aldı. Bu gelişme üzerine Yeşil Artvin Derneği öncülüğündeki 751 kişi ve 61 avukat, 8 Temmuz 2015’te Rize İdare Mahkemesi’nde, ‘ÇED olumlu’ raporunun yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Türkiye’nin en büyük çevre davasını açtı. 14 Mart’ta bölgede bilirkişi heyeti inceleme yaptı. Mahkemeye ulaşan bilirkişi raporunda, ‘yıllık 500 bin ton çıkartılacağı öngörülen cevherin kapalı kabinli teleferikle taşınması halinde çevreye zararlarının azalacağı ve ara katlı üretim yöntemi ile heyelan riski oluşmayacağı’ belirtildi. Cengiz Holding beklenen hamlesini Şubat 2016’da yaptı; beraberinde polis ve jandarmayla Artvin’e gelen Cengiz Holding’in iş makineleri Cerattepe mevkiine çıkmak isteyince kentte günlerce sürecek direniş başladı. Cengiz Holding’e resmen yapılan yer tahsisi, şirketin ve özel güvenliklerinin Cerattepe’ye yerleşmesini sağladı. Rize İdare Mahkemesi, Cerattepe’deki madencilik faaliyetleri için tarafları son kez dinleyeceği karar duruşması ise bugün. Duruşmaya yüzlerce kişinin katılması bekleniyor. Kabine revizyonu yolda Tarık Akan ortak bilincimizdir... Tarık Akan her şeyden önce ve sonra, “ortak bilincimizdir.” Sinemanın “yakışıklı jön” rollerinin parlak vitrinini bırakıp sanatın düşünen, düşündüren bilinçli alanına geçmek çok zordur. İnsanın “zordan kolaya geçme” eğiliminin tersine “kolaydan zora” geçmeyi seçti Tarık Akan. İnsanı da öğüten tüketim kültürünün canlı nesnesi olmayı reddetti. Geçici olanı bıraktı, kalıcı olmayı seçti. İnsan, seçimleridir. Tarık Akan, bunun çok önemli bir kanıtıdır. Bilinçli olmanın ülkemizdeki trajedisini elbette yaşadı. İşsiz kaldı. Parasız kaldı. Çevresi seyrekleşti. Hayır, yılmadı. Yeni yollar buldu. Taksicilik yaptı. Ama istediği filmlerde oynadı. İstediği rolleri canlandırdı. Anlatan, konuşan, iz bırakan, düşündüren sanatı temsil etti. Ülkemizin bilerek yozlaştırılan sanat alanında “eğlendirici” olanı, “kafa boşaltıcı” olanı sanat sayan sahtekârlığa karşı çıkan sanatçı ların ön sırasındaydı. “Aydınlanma Sanatçıları”dır bu gerçek sanatçılar. Sinemada, tiyatroda, edebiyatta, resimde, müzikte, heykelde, sanatın her dalında, her alanında “Aydınlanma Işığı”nı taşıyan sanatçılardır bu değerlerimiz. Her alanda siyasal iktidarla çatışanlara bakınız. Onları göreceksiniz. Ama Tarık Akan’ı özel kılan bir tutumu vardır. O, emeğin, emekçinin her zor durumunda oradadır, onların yanındadır, onların içindedir. Grevdeki işçiler, haksız yere tutuklanan insanlar, zorda kalan emekçiler bakarlar ki Tarık Akan yanlarındadır. İnsanlığın eylemcisidir O. Ne kariyerini bahane eder, ne sağlığını öne sürer, ne de uğrayacağı zararı düşünür. Kayıp, orada olmamaktır. Kayıp, sorumluluk almamaktır. Kayıp, yapabileceğini yapmamaktır. Kazanç mı? Kazanç, insan olmaktır. Kazanç, kendine dürüst olmaktır. Kazanç, dünü bilmek, yarını düşünmektir. Kazanç, yaşama artı değer katmaktır. Kazanç, dünyaya doğru bir şey katmaktır. Bilincin güdüsüdür bu. HHH “Aydınlanma Gönüllüsü”nü harekete geçiren güdü nedir? İnsanın özgür aklının kararı, insanın özgür iradesinin seçimi. “Aydınlanma Gönüllüsü” bunlar için yaşar, bunlar için savaşır. Doğan Kuban neden yazmaktadır? Bozkurt Güvenç neden yazmaktadır? İlhan Selçuk ne için yaşamıştır? Turhan Selçuk ne için çizmiştir? Oktay Akbal yaşamında ne istemiştir? Hepsini saymama bu sayfalar yetmez. Bu “Aydınlanma Gönüllüleri” ne için yaşamışlardır, yaşayanlar ne için yaşamaktadır? Ün için mi? Hayır. Onların ünü yaptıklarıdır. Para için mi? Hayır. Parayı hiç amaç yapmazlar. Beğenilmek için mi? Hayır. Öyleyse ne için? Dünyayı değiştirmek için. İnsanları “özgür insan aklına”, “özgür insan iradesine” kavuşturmak için. Yaptıklarını bunun için yaparlar. Yaşamlarını bu amaçlara adarlar. Onlar sadece yaptıklarının anlaşılmasını beklerler. Onlar sadece yaptıklarının insanlara ulaşmasını isterler. Bunun için yaşarlar. Bunun için de ölmezler. HHH Aydınlanma gönüllüsü, yaşarken ölümlüdür. Yaşamadığı zaman, artık ölümsüzdür. Aydınlanma ışığı başucunda asılı olacaktır. Tarık Akan da artık o ışıktır... Kültür Bakanlığı’ndan FETÖ iptalleri SELDA GÜNEYSU Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü, “FETÖ ile bağlantıları saptanan” film ve müzik yapımcılarının belge ve sertifikalarını iptal ederek, “kayıttescil belgelerini” Hazine’ye devretti. Bu kapsamda şu ana kadar, yayınevi, film ve müzik yapımcısı 101 kuruluşun üyelikleri dondurulurken; 31 sertifika ve 9 yapımcı belgesi de iptal edildi. Bakanlık, “FETÖ’yle mücadele” kapsamında 25 kuruluşu da meslek birliklerinden uzaklaştırarak, hak ve alacaklarını durdurdu. Bakanlığın sertifikasını iptal ettiği kurumlar arasında Nil Sesli Görüntülü Eserler, Gün Radyo, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı; üyelikleri donduru lan kuruluşlar arasında da Umut Plak ve Kaset San., Ser Film Yapım, Yumurcak Yayınları, Aktüel Radyo TV Yayıncılık, Cihan Plakçılık da var. Bakanlık, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası çerçevesinde “FETÖ ile bağlantılı kuruluşların” meslek birliği üyeliklerini de sona erdirdi. Bu birliklerin hak ve alacakları da durduruldu. Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği üyesi 18 yayın kuruluşu, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği üyesi 5 yayınevi, Televizyon ve Sinema Yapımcıları Meslek Birliği üyesi bir yapım şirketi ve MÜZİKBİR Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği üyesi 1 yapım şirketi olmak üzere toplam 23 kuruluşun meslek birliği üyelikleri de sona erdirildi. ANKARA Ala’nın istifasının ardından yeni yasama yılı için 56 bakanın değişebileceği ifade edildi EMİNE KAPLAN Yeni yasama yılının başlamasıyla birlikte SuriyeIrak tezkeresi, anayasa paketi, OHAL’in uzatılıp uzatılmayacağı gibi pek çok konuda sıcak bir tartışma ortamına girecek olan siyaseti ve AKP’yi dalgalandıracak bir başka konunun da Bakanlar Kurulu’nda mini revizyon olacağı belirtiliyor. Efkan Ala’nın ‘sürpriz’ şekilde görevden alınmasına yenilerinin ekleneceği beklentisinin ekimkasım ayında gerçekleşmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın FETÖ ile mücadele performanslarına bakarak en az 56 bakanı değiştirebileceği kaydediliyor. Efkan Ala’nın İçişleri Bakanlığı’ndan sürpriz şekilde alınmasının ardından kabinedeki bu değişikliğin Ala ile sınırlı olmayacağı, yeni yasama yılının başlamasıyla birlikte Bakanlar Kurulu’nda değişimler olabileceği konuşuluyor. AKP milletvekilleri arasında kabine heyecanı artarken, kulislerde FETÖ ile mücadele performanslarına göre 56 bakanın değişebileceği değerlendirmesi yapılıyor. Olası bir kabine revizyonunda uzun süredir bakanlık yapan isimlerin de kabine dışında kalabileceği kaydediliyor. Ayrıca AKP’nin 2019 yılında yapılacak yerel ve genel seçim ile Cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihlerinin değiştirilmesi önerisiyle ilgili tartışmalar daha da alevlenecek. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear