26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 7 Ağustos 2016 2 ‘Kanserle dans et’ Kanserle Dans Derneği kurucusu Esra Ürkmez: ‘Kanseri savaş olarak görmek, bir yenen bir yenileni kabul etmektir. Oysa bu uyumla yapılan bir danstır’ diyor Kanser, birçok kişiyi korkutan hastalık olsa da hastalığı yenmede en önemli faktörlerin başında moral ve hayata pozitif bak mak geliyor. Babasına kanser teş hisi konulduktan sonra hayatını kanser hastalarının mücadelesi ne adayan ve birçok hastanın hayata tu tunmasına yardımcı olan Kanserle Dans Derneği kurucuların dan Esra Ürkmez, “Biz SİBEL BAHÇETEPE hastalığın her aşamasında pozitif olmanın olumlu etkisine inanıyoruz, bu işi bir savaş olarak görmek, bir ye nen bir yenileni kabul etmektir. Oysa bu uyumla yapılan bir danstır” diye rek, hastalıkla mücadelede en önem li etkenin moral olduğunu bir kez da ha yineliyor. Ürkmez ile Kanserle Dans Derneği’nin kuruluş sürecini, ailesi nin yaşadıklarını, moral faktörünün hastalığı yenmedeki etkilerini ve da ha birçok konuyu konuştuk. ABD’de yaşayan Ürkmez, sorularımızı şöyle yanıtlıyor: ‘Kocaman aile olduk’ l Kanserle Dans Derneği nasıl kuruldu? Babama, Hüseyin Avni Ürkmez’e 2011 Eylül ayında pankreas kanseri teşhisi konmuştu. ABD’de yaşadığım için ailem babamın hastalığını benden saklamış. Şüphelerim ve zorlamalarım üzerine, Ekim 2011’de telefonda teşhisin yalnızca ‘kanser’ olduğunu söylediler. Bana deseler ki Esra Ürkmez (sol başta), ‘Paşam’ dediği babası Hüseyin Avni Ürkmez ve annesiyle birlikte. baban pankreas kanseri, iki çocuğumu bırakıp o akşam uçağa atlar gelirdim. Hastalığı duyunca önce internet araştırmalarını Türkçe yapmaya çalıştım. Ama bilgi bulmak o kadar zordu ki İngilizce aramaya başladığımda bütün kapılar açıldı: ‘İlaçlar nedir, yan etkileri, ne yemesi gerek, ne yememesi gerek, neye dikkat etmeli, biz yakınlarını bekleyenler neler...’ Ama babamı, paşamı birkaç ay içinde kaybettik. O süreç boyunca her duygumu, inişimi çıkışımı, çaresizliğimi Facebook sayfamda paylaştım. Notre Dame de Sion Lisesi’nde çok samimi olmadığım bir arkadaşım, San Francisco’da yaşayan Ebru Tontaş, sürekli bana bu süreçte destek oldu. Babamın kaybından sonra, onun babasına kanser teşhisi konulunca, ‘Esra, destek sırası sende’ dedim. Yani aslında bizi bir araya getiren, babalarımızdır. Bir de bir şekilde yardım etme isteğimiz... Yapamazsınız denileni, dün yanın öbür ucundan yapabileceğimizi göstermek, pes etmemek. Gönlünüzü içten ortaya döktüğünüzde açılmayan kapı yok. O kadar güzel insanlarla yolumuz kesişti ki, Türkiye’nin her ilinde takipçimiz, destek verenimiz, gönlünü ortaya koyanımız oldu. 3 sene içinde bu güzel insanlar, gönüllü sağlık çalışanlarımız, bağışçılarımız sayesinde çok hızlı büyüdük, kocaman bir aile olduk. ‘Savaş olarak görmemeliyiz’ l Neden kanserle dans derneği adını seçtiniz? Hastalığın her aşamasında pozitif olmanın olumlu etkisine inanıyoruz, bu işi bir savaş olarak görmek, bir yenen bir yenileni kabul etmektir. Oysa bu uyumla yapılan bir dans. Doğru ayakkabı, doğru müzik ile; yani doğru bilgi ve psikolojik destek ile bu dansta partnerinizi yerine oturtmanız mümkün. l Hedefleriniz nedir? ABD’deki hasta derneklerinin yapmış olduklarını Türkiye’ye adapte ederek, derneklerin sağlık çalışanları, hastalar arasında köprü olmasını amaçlıyoruz. Tedavinin hasta odaklı hale gelmesi, ileride hastaların politika değiştirecek ses olması, hasta savunulucuğu, gelecek 3 yıl içindeki hedeflerimizden. Soru soran ve tedavisinin bir parçası olan bilinçli hasta olmalarını istiyoruz. Bu dans el ele verilerek yapılacak bir dans; sağlık çalışanlarımız, hasta ve hasta yakınlarımız beraber yürüttüğümüz takdirde anlamlı. Belki size inandırıcı gelmeyecek ama biz gönüllü ekip ve yönetim olarak her gün birçok hastamızın takibindeyiz. Bir insana bile faydamız dokunursa ne mutlu diye Ebru ile başlatmış olduğumuz Kanserle Dans ailesi iki damladan kocaman bir okyanusa dönüştü. ‘Pes etmek yok’ l Kanser hasta ve yakınlarına önerileriniz nedir? Öncelikle ‘pes etmek yok’. Kanser ölüm demek değil. Bu süreç inişli çıkışlı, tam ‘bittim’ dediğinizde elinizden tutmak için Kanserle Dans ailesi olarak göreve hazırız. Herkesin yapabileceği bir şeyler var. Umut yolculuğuCTeüzrkaiyyier’d’yeen Tecavüz mağdurları için özel doğum kliniği İngiltere’de ilk kez cinsel saldırı ve tecavüz mağduru kadınlar için özel bir doğum kliniği açıldı. Klinikte cinsel saldırıya maruz kalmış kadınlara özel eğitimli ebeler, psikologlar ve çocuk doktorları destek verecek. Uygulama başarılı olursa Britanya’nın diğer bölgelerindeki hastanelerde de bu tür klinikler açılacak. Uzman ebe Inderjeet Kaur, özel desteğin çok önemli olduğunu çünkü doğumun kadının uğradığı saldırının korkutucu anılarına dönüşünü tetikleyebileceğini söylüyor. Son istatistikler İngiltere ile Galler’de 16 ile 59 yaş arasındaki her 5 kadından birinin bir tür cinsel şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Açılan ilk klinik Londra’daki Royal London Hastanesi’nin içinde fakat tecavüz mağduru kadınlar başvurdukları andan itibaren farklı bir doğum öncesi bakıma alınacak. Özel eğitimli sağlık personeli kadınlarla daha çok vakit geçirecek, kadınlara doğum yapacakları odanın düzeniyle ilgili daha çok söz hakkı ve tıbbi bakımlarıyla ilgili hukuki destek de sağlanacak. Doğuştan kalp damarları ters olan Anes bebek, Türkiye’de yapılan ameliyat ile sağlığına kavuştu Cezayirli 2 aylık Anes bebeğin doğuştan kalp damarları tersti. Hastalığı ise doğduktan hemen sonra fark edildi. Dünyaya geldiği ilk günün gecesinde nefes almakta zorlandı, yüzünde, parmaklarında morarmalar oldu. Acilen ameliyat olması gereken Anes bebeğin ülkesinde bu ameliyatı yapacak teknoloji olmadığından ailesi Türkiye’ye getirdi ve bebek iki aşamalı ameliyatla sağlığına kavuştu. Anes Boudib’in sağlık sorunu kalp damarlarındaydı. Anne karnındayken, ultrasonda muayenelerde hastalığı fark edilmedi. Doğduğu gece bazı tuhaflıklar olduğu farkedildi. O gece Anes’in yüzünde morarmalar oldu, nefes almada zorlandı. Yapılan muayenede Anes’in kalbindeki damarlarının ters olduğu görüldü. Kendi ülkesinde küçük birkaç operasyon gerçekleştirildi ancak asıl olması gere ken ameliyat Cezayir’de yapılamayınca aile Türkiye’ye gelerek çocuklarını ameliyat ettirmeye karar verdi. Anne Leila Awar Boudib, İstanbul’da yapılan ameliyat ile çocuklarının sağlığına kavuştuğunu belirterek “Biraz daha erken gelsek tek ameliyatla çözüm olabilirmiş ancak geç kaldığımız için 2 ameliyata ihtiyacı olmuş. Şimdi nefes alabiliyor, çok iyi” dedi. Baba Athmane Boudib ise ticaretle uğraştığı için zaman zaman Türkiye’ye geldiğini anımsatarak “Bildiğim bir ülkeydi. Cezayir’de daha önce katater, anjiyo gibi bir ameliyat olmuştu. Ancak tedavi amaçlı bir müdahale olmadı” dedi. ‘Ameliyat olmasaydı yaşayamazdı’ Anadolu Sağlık Merkezi Kalp Sağlığı Koordinatörü, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Çiçek, bebeğin kalbindeki büyük damarların olması gereken yerden değil tam tersi yerden çıktığını belirterek, “Böyle olduğu için çocukta morarma, nefes darlığı gibi sıkıntılar meydana geliyordu” dedi. Bebeğin ameliyat olmasaydı yaşamını dahi yitirebileceğine dikkat çeken Çiçek, şöyle devam etti: “Bu bebeklerin doğumdan sonraki ilk 2 hafta içerisinde ameliyat edilmesi tercih edilir. Çünkü 14. günden sonra akciğer basınçları düşmeye başlar, vücuda kan pompalaması gereken sol karıncık gevşer, tembelleşir. Eğer bebek 14. günü geçmişse iki aşamalı bir ameliyat yapmak gerekebilir. İki aşamalı bir ameliyat yaptık. Bir süre bazı ilaçlar kullanması gerekecek. ” Güneş lekelerineçözümler Acıbadem Etiler Tıp Merkezi Dermatoloji Uz 2 Leke giderici kremler: Yüzeysel melazma manı Dr. Bülent Bağcı, bazı kozmetik ürün leke giderici kremler ile tedavi edilebiliyor. An ler, ilaçlar, kimyasal maddeler ve bitki öz cak bu kremlerin bazıları güneşe karşı sularının güneş ışınlarıyla etkileşimi so duyarlılığı arttırdığından gece sürün ve nucunda kalıcı cilt lekelerinin ortaya çıka sabah yıkayarak cildinizden temizleyin. bileceğini belirtiyor. En sık ortaya çıkan 3 Kimyasal peeling ve enzimatik pe cilt lekelerinin çil melazma, gebelik leke eling: Cilt lekelerinin tedavisinde çok et leri olabileceğini anımsatan Bağcı, “Tüm kili, fakat yazın değil ekim ayından son bu cilt lekelerinin oluşmasını engellemek ra kullanılması öneriliyor. Meyve asitle için doğru güneşlenmeyi bilmek gerekir” ri kullanılarak yapılan yüzeysel kimya diyor. Bağcı, güneş ışınlarının etkisini sal peeling, açık tenli kişilerde ve yüzey kaybetmeye başladığı ekim ayından son Dr. Bülent Bağcı sel güneş lekelerinde fayda sağlıyor. Cildi ra leke giderici kremler, kimyasal peeling, niz koyu renk ise derin kimyasal peeling enzimatik peeling, lazer, PRP ve mezoterapi yön yaptırmayın. temleri kullanılarak tüm bu cilt lekelerinin başa 4 PRP ve mezoterapi: Leke tedavisi için özel rıyla tedavi edilebileceğinin altını çiziyor ve gü olarak hazırlanmış PRP ve mezoterapi solüsyon neş lekelerinden korunmak için yapılması gere ları, lazer tedavisi ile birlikte uygulandığında çok kenleri şöyle sıralıyor: daha başarılı sonuçlar alınabiliyor. 1 Güneşten koruyucu krem: Yazın her gün, 5 Lazer: Lazer tedavisi, açık tenli kişilerde ve 10.3013.30 arası güneşten koruyucu krem kulla koyu renkli güneş lekelerinde daha etkili oluyor. nın. Kremin en az 30 faktörlü, suya dayanıklı ol Koyu cilt rengi olanlarda lazer tedavisinin daha masına; üç saatte bir de tazelemeye dikkat edin. dikkatli yapılması gerekir. sağlık Demokrasi şöleni Bugün, 7 Ağustos 2016’da, İstanbul’da, Yenikapı’da bir “Demokrasi Şöleni” yaşanıyor: Toplumdaki bütün inançları, kimlikleri, kesimleri, sınıfları, iktidarı ve her türlü muhalefeti temsil eden bütün siyasal partiler, bütün Sivil Toplum Kuruluşları, bu şölende... Türkiye’nin, “Nurlu ufuklara” doğru şahlanışına selam duruyorlar! Demokrasimiz en ideal biçimiyle, işliyor: İfade, örgütlenme ve eğitim özgürlüklerimiz, bütün görüşlerin kendilerini geliştirmelerine ve iktidara ortak olabilmelerine olanak sağlayacak bir mükemmellikte korunuyor. Her muhalif görüş, temel hak ve özgürlüklerden iktidardakiler kadar yararlanıyor. Seçim sistemimiz çok adil ve çok şeffaf: Hiç kimse bulunduğu mevkiden güç alarak rakiplerine karşı haksız bir rekabetle seçimlere katılmıyor... Seçmen listelerinde, seçim sandıklarında ve sonuçların yayımlanmasında hiçbir yolsuzluk, haksızlık, alavere dalavere yok... Toplumda temsil edilen tüm görüşler Meclis’e adil biçimde yansıyor: Üçte bir oy alıp, üçte iki çoğunluk sağlamak gibi gariplikler söz konusu değil. Toplumda refah ve güvenlik tavan yapmış durumda: Ne bir terör eylemi, ne bir yoksulluk sorunu... Tam bir Demokratik, Laik ve Sosyal bir Hukuk Devleti, herkesi sıcacık ana kucağı gibi sarıp sarmalamış. Adalet mekanizmamız evrensel hukuk kurallarına göre tıkır tıkır işliyor: Yargımız ve Yüksek Yargımız tümüyle siyasal iktidardan bağımsız. Birey, toplum, tarih ve doğa, haksızlıklara ve yağmaya karşı tam anlamıyla korunuyor. Ne tarih ve doğa yağması, ne haksız işten çıkarmalar, ne haksız suçlamalar, ne haksız tutuklamalar, ne haksız ve hukuksuz yargılamalar ne de elbette, haksız yere verilen mahkumiyetler söz konusu. Milli Eğitim çağdaş dünyanın teknolojik ve ideolojik gereklerine göre yeniden yapılandırılmış: Tarikat ve Cemaatlerin kıskacından kurtarılmış çocuklarımız, dünya çapındaki uzmanların oluşturduğu en akılcı, en çağdaş, en bilimsel yöntemlerle, bağımsız, özgür, yaratıcı bireyler olarak yetiştiriliyorlar. Devlette liyakat, özel kesimde serbest piyasa koşulları tam anlamıyla işliyor. Devlette nepotizm, adam kayırma, tarikat ve cemaatlere teslim olma, vakıflar aracılığıyla devleti soyma, devlet olanaklarıyla insanları zengin etme, komisyon alma, rüşvet ve yolsuzluk yapma, piyasada serbest rekabeti zedeleme gibi sorunlar söz konusu değil. Sosyal Devlet ve Sosyal Adalet ilkeleri bütünüyle geçerli. Eğitimde, sağlıkta, istihdamda, konutta, sosyal güvenlikte tam bir fırsat eşitliği var. Gelir adaleti de tam sağlanmış durumda. HHH Biz bütün bunların bilincine, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu” dediği, 15 Temmuz hain kalkışmasını lanetlemek için yapılan 7 Ağustos Yenikapı “Demokrasi Şöleni” sayesinde varıyoruz: Yaşasın “Demokrasi şölenimiz”... Yaşasın “İleri Demokratik Türkiye”nin “Nurlu ufukları”! C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear