24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 4 Ağustos 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN AKP’de cemaat hazırlığı haber 11 AKP MKYK’de partide cemaatle bağlantısı olan kişilerin tasfiyesi için ‘inceleme’ kararı verildi AKP MKYK’de parti teşkilat ve bele diye başkanlarından cemaatle bağlantısı olan kişilerin temizlenmesi için ‘inceleme’ kararı verildi. EMİNE KAPLAN AKP MKYK, darbe girişiminin ardından ilk kez toplanarak, ce maatin askeri ve emniyet içinde ki silahlı unsurlarının büyük oran da temizlendiği, bir daha bir girişi min yapılmasının zor olduğu, an cak suikast riskinin devam ettiği değerlendirmesi yapıldı. Cemaatin finans sistemi üzerinde sıkıntı ya ratabileceği belirtilirken, “Özellik le yurtdışı bağlantılarıyla iş dün yası bağlantılarının iyi incelenme si gerekiyor. Finans ayağına yo ğunlaşılmalı” görüşü dile getirildi. Teşkilatlara operasyon Teşkilat ve yerel yönetimler başkanlıkları, cemaatle bağlantısı olan il ve ilçe başkanları, belediye başkanı, belediye meclisi üyelerinin belirlenmesi için çalışma başlatıldığı, bir sonraki MKYK toplantısına bir rapor sunulacağı bilgisi 4 ESKİ BAKAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU BÜLENT ARINÇ HÜSEYİN ÇELİK SUAT KILIÇ SADULLAH ERGİN ni verdi. Bazı üyeler, kamuda tasfiye yapılırken suçsuz insanların mağdur edilmemesi gerektiğini belirtti. Başbakan Yıldırım, bu tür duyumların ilgili bakanlıklar ve Başbakanlığa bildirilmesini istedi. ‘Şu an revizyon yok’ Toplantı sonrası basın toplantısı düzenleyen parti sözcüsü Yasin Aktay, darbe girişimi sonrası, parti yönetimi, MYK ve hükümette bir revizyona gidilip gidilmeyeceğinin sorulması üzerine, “Böyle bir konu şimdilik gündemde yok, şu an İstanbul Barosu avukatlarından Burak Bekiroğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak eski bakanlar Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Suat Kılıç ve Sadullah Ergin hakkında “FETÖ Silahlı Terör Örgütü yöneticiliğinden” suç duyurusunda bulundu. Dilekçesi savcılık tarafından kabul edilen Bekiroğlu, 4 bakanın FETÖ ile irtibatının olup olmadığıyla ilgili ayrıntılı soruşturma yapılmasını ve haklarında yurt dışına çıkış yasağı konulmasını talep etti. Avukat Bekiroğlu, Arınç’ın FETÖ için bir revizyon yok” dedi. Partide cemaatle bağlantılı kişiler olup olmadığının sorulması üzerine Aktay, “Partimiz içinde de bir çalışma yapılıyor. Ancak prensibimiz, birisinin kardeşi, birisinin akrabası diye birilerini mağdur edecek ve birilerini töhmet altında bırakacak değiliz. Ama bu bireyler arasında yani kardeşler arasında bu suçun irtikabında, terör örgütüne mensubiyet irtikabında eğer bir ortaklık, dayanışma ve yardımlaşma varsa o kişiler hakkında işlemler yapılır” dedi. l ANKARA ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğini, milli sırların örgüt tarafından çalınmasına müsaade ettiğini öne sürdü. Dilekçede eski Milli Eğitim Bakanı Çelik’in 8. sınıfta yapılan OKS sınavını SBS adı ile 6,7 ve 8. sınıflara yayarak öğrencilerin 3 yıl da dershanelere gitmek zorunda bırakıldığına dikkat çekildi. Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davaları sırasında dönemin Adalet Bakanı Ergin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı en çok yanıltan isim olduğu öne sürüldü. ‘Darbeyi Hollywood yıldızlarıyla anlatalım’ Cemaatin yurtdışında lobi gücünün yüksek olduğuna dikkat çeken bazı MKYK üyeleri, sanatçılar ve sivil toplum örgütü temsilcilerinden heyetler oluşturularak yabancı ülkelere gönderilmesi, cemaatin yaptıklarının birebir anlatılması, lobi şirketleriyle anlaşılması, Hollywood yıldızlarının rol alacağı filmler yaptırılması önerilerinde bulunuldu. Saldırılar artıyor Demokrasi nöbetlerine katılan bazı kişiler muhalifleri hedef alıyor 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan ‘Demokrasi nöbetleri’ devam ederken bu grupların içerisindeki bazı kişiler birçok şehirde çevredeki yurttaşlara saldırdı. Ankara’da bir yurttaş Fransız diye, İstanbul’da Evrensel Gazetesi Sekreteri 6 buçuk aylık hamile Hazal Ölmez “darbecisin, Fethullahçısın” denilerek darp edildi. İzmir ve Konya’da linç girişimleri yaşanırken Hatay ve Malatya’da Aleviler taciz edildi. Pek çok kentte HDP binalarına saldırılar gerçekleşti. İşte son dönemde artan saldırılar: NEDEN AÇIK GİYİNDİN, DARBECİSİN Evrensel gazetesinde sekreter olarak çalışan Hazal Ölmez önceki gün iş çıkışı evine giderken saldırıya uğradı. 6.5 aylık hamile olan Ölmez, “Çarşaflı bir kadın saçımı çekti ve düştüm. Yine çarşaf giyinmiş bir kadın da onunla beraber saldırmaya başladı. ‘Neden açık giyindin, darbecisin, Fethullahçısın’ diye bağırıp insanları toplamaya çalıştılar. Yanıma gelen uzun sakallı, şalvarlı, 2627 yaşlarında bir adam ‘Senin gibi mahallede 4 kişi daha var mimledik, onlara da sıra gelecek’ diye bağırdı ve ayak bileğime tekme attı. Bundan sonra böyle giymeyeceksiniz, istediğimiz gibi giyinecek bize itaat edeceksiniz’ gibi ifadeler kullanıyorlardı” dedi. Ölmez, kendisini saldırganların elinden 60 yaşlarında bir kadının kurtardığını ekledi. Çevredekilerin kendisine “Kim bilir ne yaptın da bunlar sana saldırıyor” dediğini belirten Ölmez, ayak bileğinin zedelendiğini ancak gittiği poliklinikteki doktorun “Raporluk durum yok” dediğini söyledi. Ölmez gazetemize, “Dinci bir kesim hayat tarzlarını bize uydurmaya çalışıyor. Doktor ‘İyi ki hamile olduğunu fark etmemişler, yoksa bebeğin de zarar görebilirdi’ dedi. Bu cümlelerle darp olduğunu kabul ediyor ama rapor vermiyor” açıklamasını yaptı. ALEVİ MAHALLELERİNE TACİZ Hatay’da Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Defne ilçesi Armutlu Mahallesi’nde 16 Temmuz’da mahalleyi dolaşan motosikletli kişiler AKP lehihe slogan attı. Yaşanan gerilim üzerine polis mahalleye giden yolları kapattı. Malatya’da Alevilerin ya şadığı Paşaköşkü Mahallesi’nde 161718 Temmuz’da tacizler yaşandı. “AKP’liler burada Aleviler nerede” sloganları atıldı, AKP marşları çalındı. Alevi derneklerinin açıklamaları, Valilik ve emniyetin çabalarıyla gerilim önlendi. SURİYELİLER DE HEDEF OLDU Konya’nın Karatay ilçesinde 17 Temmuz’da Suriyeli ile Türk vatandaşları arasında çıkan kavganın ardından kalabalalık “Konya’da Suriyeli” istemiyoruz diyerek Suriyeli gençlerin kaldığı oteli taşladı. Polisin müdahalesine rağmen kalabalık dağılmayınca yaklaşık 20 Suriyeli bölgeden uzaklaştırıldı. Konya’de merkez Selçuklu ilçesinde 21 Temmuz’da 16 yaşındaki İ.Ö, iddiaya göre yan bakma nedeniyle tartıştığı Suriye uyruklu 17 yaşındaki C.E.H. tarafından karnından bıçaklandı. İ.Ö’nün yakınları ve mahalleli, C.E.H.’nin saklandığı akrabasının evine taşla saldırıp kapıyı kırıp içeri girerek evdeki aileyi ve C.E.H’yi linç etmek istedi. Suriyeli aile, öfkeli kalabalığın elinden polis tarafından kurtarıldı. FRANSIZ DİYE Ankara’da sokağa çıkan bir grup, Fransız olduğunu söyledikleri kişiyi Türk bayrağını tutmadığı gerekçesiyle önce dövmüş, sonra da saldırı anının videosunu sosyal medyaya yüklemişti. Videoyu çeken kişinin “Türk bayrağını verdik sen kabul etmedin. Ben de seni bu arkadaşların elinden aldım. Bu Türk bayrağını tutmazsan yumruk da yersin, alaşağı da yersin. Adam olacaksın. Bunu sana veriyorsak tutmak zorundasın oğlum” dediği duyuluyor. Saldırıya uğrayanın Fransız değil Yozgatlı 29 yaşındaki Mustafa Turan Çalışkan olduğu belirlendi. Çalışkan, yüzüne darbe alınca konuşamadığını, bayrağa ilişkin diyalog olmadan yumruklandığını söyledi. Ankara Valiliği ise olayın “Sıradan bir kavgadan ibaret” olduğunu savundu. LİNÇ GİRİŞİMİ İzmir’in Konak Meydanı’nda ‘demokrasi nöbeti’ tutan bir grup, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP ve kendilerine küfür ettiğini ileri sürdükleri Devran Babat’ı linç etmeye kalkıştı. Polisin, öfkeli kalabalığın elinden güçlükle kurtardığı Babat, hastaneye kaldırıldı. Tarihi Saat Kulesi önüne getirilen Devran Babat kendisine saldıranlara “Benim ailemde 25 şehit var. Benim ailem korucu. Biz kardeşliği savunuyoruz vurun, tamam mı vurun. Siz ancak şiddet uygularsınız. Ancak kendi askerinizi katledersiniz. Benim askerimi öldüremezsiniz” diye bağırdı. Bu sırada ‘demokrasi nöbeti’ tutan gruptakiler Babat’a bir kez daha saldırmak istedi ve küfürleşmeler olurken, polis araya girip izin vermedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Askerler vurdu’ Hüseyin Aygün iki ateş arasında kaldığı açıklanan İlkbahar’ın çatışmadan sonra öldürüldüğünü söyledi Selin Görgüner la 250 metre mesafede. Alişan İlk T bahar, adli kontrol şartıyla her pa unceli’nin Hozat ilçesinde pa zartesi imza için karakola gidiyor. zartesi günü imza vermek Aracı tanıyor olmalılar” dedi. için Dalören Jandarma Karakolu’na Aygün, “Askerler ifadelerinde giden Alişan İlkbahar ve oğlu Me ‘kuleden bize bombalı araç uyarısı sut İlkbahar’ın bulundu geldi, dikkat etmemiz istendi, ha ğu araca ateş açılması sonu vaya uyarı ateşi açıldı’ gibi cu 27 yaşındaki Mesut İlk ifadeler vermiş. Ben yapılan bahar yaşamını yitirdi baba araştırmadan Mesut’un ka sı Alişan İlkbahar ise yara rakoldan açılan ateşle vurul almadan kurtuldu. Valilik, duğu kanaatine vardım. Sav PKK’lilerin karakola düzen cı da bu kanaatimi pekişti lediği saldırıda çatışmanın ren şeyler söyledi” dedi. 2 ortasında kalan İlkbahar’ın yaşamını yitirdiğini açıkladı. Mesut İlkbahar askerin yaralandığı çatışmanın daha önce yaşandı Cumhuriyet’e açıklamalarda bu ğını düşündüğünü söyleyen Ay lunan Eski CHP Milletvekili Hüse gün, “Çatışmanın hemen ardın yin Aygün ise “Mesut, göğsünden dan araç karakola yaklaşınca o tek kurşunla vurulmuş. Hedef alın panikle saldırı olabileceği şüphe dığını düşünüyoruz. Hozat Cumhu siyle taranmış. Köyden görenler riyet Savcısı Aykut Çelik, karakol var. Mesut vurulduktan sonra da ve aracın tarandığı yere giderek as karakoldan yardım gitmemiş. Bir kerleri dinlemiş, kroki hazırlamış. çiftçi aracıyla İlkbahar’ı hastane Askerlerin açtığı ateş birkaç nok ye götürmüş. Ambulans çağrıl tadan görülebiliyor. Araç karako saydı yaşıyor olabilirdi” dedi. Davutoğlu’na ölüm tehdidi Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu dün öğlen, mimar Turgut Cansever’in eşi Nilüfer Cansever’in (80) cenaze törenine katılmak üzere Fatih Camisi’ne gitti. Edinilen bilgiye göre, Davutoğlu, camiye girdikten sonra, selam vererek yanına yaklaşan ve elini sıkan bir kişi tarafından ölümle tehdit edildi. Davutoğlu’na “Şimdi sen beni öldür yoksa ben seni öldüreceğim” diyen kişi, koruma polislerinin müdahalesiyle etkisiz hale getirildi. Fatih’te bulunan Şehit Tevfik Fikret Erciyas Polis Merkezi’ne götürülerek ifadesi alınan Erhan Yiğit, adliyeye sevk edildi. Elleri kelepçeli ve üzerinde ‘Ben Türküm’ yazılı siyah bir tişört olan zanlı, gazetecilerin soruları üzerine, “Tehdit değil. Başbakan beni önledi dedim. Tehdit yok. 1 Kasım seçimlerinde neden benim başkanlığını yaptığım kongrede beni engellediniz dedim. Öldürme tehdit yok. Önlediniz dedim” dedi. Yiğit adli kontrol talebi ile mahkemeye sevk edildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Batı’ya nasıl laf anlatılır 15 Temmuz darbesiyle ilgili Türkiye ve Batı medyası arasındaki söylem farkı, dikkat çekici. Batı, özellikle de Batı basını, başından beri darbe sonrası Ankara’nın açıklamalarına kuşkuyla bakıyor ve darbe sonrası sürecin getirdiği demokratik daralmaya odaklanıyor. Ankara ise Gülen cemaatine odaklanmış durumda ve Batı basınında çıkan yazılara öfkeleniyor. Aradaki kopukluğa ben de birkaç vesileyle şahit oldum. Avrupalı gazeteci ve bürokratlara 15 Temmuz’u anlatırken konu Gülen cemaatinin asker ve sivil bürokrasideki varlığı ve 15 Temmuz’daki rolüne gelince, ağzımdan çıkan ifadeleri kuşkuyla dinlediklerini gördüm. Karşımdakiler, masal anlattığımı düşünüyor. Sık sık darbenin bir kurgu olup olmadığını soruyorlar. Ama neden biliyor musunuz? Türkiye’de yaşananlar o kadar çılgınca ki, bir Batılının kavramsal olarak bu kadar gizem ve komplo içeren bir tabloyu algılaması mümkün değil. Düşünsenize Genelkurmay Başkanı’nın özel kalemi, Erdoğan’ın 6 yaverinden 5’i, sivil imamlar, okullar, dolarlar, 20 yıl kendini gizleyen uyuyan hücreler, yok efendim duvara bakıp namaz kılmalar, çalınan sorular, uyduruk davalarla devlette yapılan tasfiyeler, 30 yıla yayılan dev bir gizli yapı... Batılıya bunlar uçuk geliyor. Siz şimdi Türkiye değil Afrika’daki X ülkesinden söz ettiğimizi varsayın. Birileri bunları söylese, kolay inanır mıydınız? O yüzden Batı’ya çok kızmanın anlamı yok. Gülen cemaatinin devlet içindeki örgütlenmesini anlamak için kullanabilecekleri bir referans yok. Opus Dei, İllimunati, Haşhaşiler gibi örnekler kullanılıyor. Ama Batılı için bunlar “gerçek” değil; roman ve komplo teorilerinin malzemesi. Gerçek Opus Dei, Da Vinci Şifresi’nde Dan Brown’ın hayal ettiği gibi güçlü bir tarikat değil; binası, ismi, cismi olan ve hayli önemsiz bir dini tarikat. Nihayetinde Batı’nın tarihinde anlatmaya çalıştığınız bu gizli yapılanmaya benzer bir sosyolojik referans da yok. Haliyle insanlar sizi kuşkuy la dinliyor. Bir de üstüne Tayyip Erdoğan’la ilgili Batı kamuoyundaki algının zaten ne kadar negatif olduğunu eklerseniz, 15 Temmuz’un hikâyesini “Oldu canım...hıhıh” edasıyla dinliyorlar. Bunu iki şekilde aşmak mümkün. Reklam jargonuyla anlatayım. Birinci seçenek, yeni bir “hikâye” yaratın. Batı kamuoyunda yerleşik eski hikâye, “Otoriter rejim, otoriter lider.” Şaşırtıcı bir demokrasi hamlesi yapın. (Ama tabii gerçek olmak durumunda.) Bu hikâyeyi, “küllerinden doğan bir demokrasi” hikâyesine dönüştürün. Bu anlamda Erdoğan’ın kendisine yönelik davaları geri çekmesi akıllıca bir adımdı; ama asla yeterli değil. Yeni bir “story” lazım. “Yine bozuk plak gibi aynı şeyi söylüyorsun” diyeceksiniz ama... Yaratabileceğiniz en akıllıca “hikâye” yeniden Kürtlerle barış sürecine dönmek olur. İşte bu tüm dünyada gerçekten ezber bozan yeni bir story olur. İkinci tavsiyem, eğer derdiniz cemaati anlatmaksa, “hükümet dışı” insanlardan yardım alın. Kastettiğim halkla ilişkiler şirketleri değil. İlker Başbuğ, Hanefi Avcı gibi ağırlığı ve kredibilitesi olan ve doğrudan cemaat mağduriyeti yaşayanlar, Batı kamuoyunda en etkili isimler olur. Başbuğ’un Batı, NATO ve ABD, Hanefi Avcı’nın ise Interpol’den FBI’a kadar tüm istihbarat camiasında bir ağırlığı var. Bırakın onlar kendi hikâyelerini istedikleri gibi anlatsın. Bırakın arada iktidara sitem de etsin; yapılması gerekenler konusunda kendi fikirlerini anlatsın. Herkesten daha etkili olurlar. Aynı şekilde İzmir’deki Askeri Casusluk davası ya da Ali Tatar’ın ailesi gibi yüzlerce mağdur var. Onları dünya medyasıyla buluşturun. En azından şunu biliyorum. Hükümetin kendi söylemlerinden daha etkili olur. İçinde kadın olmayan, HDP olmayan, MilliyetçiCephe kıvamındaki Meclis komisyonlarını Avrupa ya da ABD’ye göndermekten de daha başarılı olacağından eminim. Şehit Karademir’in eşi Çağla 12 günlük Beril’i babasının cenazesinin yanına götürerek minik beyaz eldivenini üzerine bırakması, herkesi gözyaşlarına boğdu. Şehit Koçer için İstanbul’da tören düzenlendi. Yurdun dört bir yanında aynı acı Şırnak ve Bingöl’de düzenlenen saldırılarda şehit düşen polisler düzenlenen törenlerle toprağa verildi. İSTANBUL: Bingöl’de PKK’lilerin bombalı saldırısı sonucu şehit düşen polis Hasan Koçer (25) İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı. Koçer’in Eyüp Sultan’daki cenazesine yeni atanan komutanlar da katıldı. KAHRAMANMARAŞ: Polis Duran Melemir (23) için Kahramanmaraş Ulu Cami’de tören düzenlendi. Anne Pakize Melemir, oğlunun tabutuna sarılıp ağıt yaktı. Şehidin 1 yaşındaki kızı Pakize Nazlım babasının tabutunun yanına getirildi. YOZGAT: Şehit polis Yunus Emre Doğan (24) için Sorgun ilçesinde düzenlenen törende, şehidin annesi Neriman ve babası Sami Doğan ile ablaları Hatun Taş ve Zeynep Doğan şehit Doğan’ın tabutuna sarılarak gözyaşı döktü. UŞAK: Şehit polis Abbullah Bıyık için Uşak’ta düzenlenen törende eşi Ummuhan Bıyık, kucağındaki oğlu ile tabutun başında gözyaşı döktü. Ummuhan Bıyık’ın gözyaşları yürek burktu. KIRŞEHİR: Şehit polis Bekir Deniz için Kırşehir’in Akpınar ilçesine bağlı Çalıburnu köyünde tören düzenlendi. Zaman zaman fenalaşan şehidin yakınlarına sağlık görevlileri müdahale etti. TRABZON: Şırnak’ta geçen hafta saldırıda ağır yaralanan ve tedavi gördüğü GATA’da şehit olan Jandarma er İsmail Çil (24) için Trabzon’un Arsin ilçesinde Ulucami’de tören düzenlendi. Cami avlusuna sığmayan kalabalık çevrede bulunan inşa halindeki binaların üstüne çıktı. ANKARA: Bingöl’de şehit olan Osman Eray Karademir ve Oğuz Sünbül için Ankara Kocatepe Camii’nde tören düzenlendi. Törene Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, MHP lideri Devlet Bahçeli, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök de katıldı. Şehit Karademir’in annesi Ayfer Karademir’in, göğsünde “Çiçekler ruhu besler” anlamına gelen İngilizce yazı bulunan çiçek desenli tişört giymesi dikkati çekti. Şehit Karademir’in eşi Çağla Karademir’in henüz 12 günlük Beril’i babasının cenazesinin yanına götürerek minik beyaz eldivenini üzerine bırakması, herkesi gözyaşlarına boğdu. Şehit Karademir’in yakınları el sallayarak, “Güle güle yiğidim, hakkını helal et” diye seslendiler. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear