26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 4 Ağustos 2016 10 Rabbi belki affeder de, millet eder mi? Cumhurbaşkanı konuştu. Daha önce “Allah affetsin” demişti. Çıtayı yükseltti. “Rabbim de, milletim de affetsin” dedi. Konu Cemaat’in devlet içinde hem dikey, hem yatay örgütlenmesine destek olmanın vebali... Şöyle açıkladı: “Özal, Demirel, Ecevit ve bizler, farklı görüşten siyasetçiler olmamıza rağmen bu yapıya destek olduk... Bundan dolayı Rabbime ve milletimize verecek hesabımız var. Rabbim bizi affetsin...” Bu bir özeleştiri mi, bir günah çıkarma mı, bir derin pişmanlık mı, yoksa yer gök bir terör, bir darbe örgütüne dönüşmüş Cemaat’in suçları ile çalkalanır; binlerce kişi şu ya da bu ölçüde bu örgüte yardım ve yataklıktan gözaltına alınır, tutuklanır; memursa açığa alınır ya da memurluktan kovulur; siyasetçiyse defteri dürülürken bir kendini aklama, ellerini yıkama çabası mı? Zor soru. Niyet okuma bizim mesleğin işi olamaz. Ancak hangi nedenle bu itirafa ihtiyaç duymuş olursa olsun, acaba sonunda darbe girişimine kalkışacak, kan dökecek hale gelmiş illegal bir örgütlenmeye destek olmanın bir sorumluluğu yok mudur? Bu bir hukuksal tartışma da olabilir. Ama o düzlemdeki bir tartışma beni aşar. Ben siyasal sorumluluktan söz ediyorum. Mesela ben ya da siz Cemaat örgütlenmesini yanlış, sakat, kendimizden çok uzak bulsak da silahlı bir terör ya da darbe örgütlenmesine dönüşebileceğini sezememiş, görememişsek bunun sonuçları yakıcı değildir. Ne yetkimiz, ne etkimiz önleyici bir değer taşımazdı. Ama Cemaat’in devletin kılcal damarlarına kadar örgütlenmesinde payı, desteği olan etkili, yetkili ve devletlu siyasetçiler için de bu söylenebilir mi? Cumhurbaşkanı “Bu yapıya destek olduk” derken Turgut Özal’ı, Süleyman Demirel’i, Bülent Ecevit’i ve kendini sayıyor. Kimi uzun, kimi kısa bu ülkede başbakanlık koltuğunda oturmuş, hatta üçü başbakanlıktan sonra Cumhurbaşkanı koltuğuna, yani devletin en tepesine oturmuş siyasetçiler bunlar. Verdikleri kararları (mesela destek kararı) uygulatma olanağı ve yetkisi epey sınırsız dört siyasetçi... İlk üçü artık öbür dünyadalar. “Rab” onların günahlarını, varsa suçlarını ne yaptı bilemeyiz. Ancak sonuncusu yaşıyor ve hâlâ devletin en yetkili makamında. Her fani gibi o da bir gün (Allah gecinden versin) öteki dünyaya göç edecek. Orada “Rabbi onu affeder mi, etmez mi” sorusuna cevap arayacak değilim. Derler ya, Allah’la kulun arasına girilmez. Ancak o milletin de kendisini affetmesini dilemekte. 15 Temmuz gecesine giden yolun taşlarını bölmeden de olsa döşemiş bir siyasetçiyi millet affeder mi? Affetmeli mi? TÜBİTAK’a operasyon TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde pazar günü arama yapıldı. Operasyonla 9 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. 9 kişinin ifadelerinin alınması sürerken, bu kişilerin evlerinde ve kurumdaki odalarında yapılan aramalarda ele geçirilen belge ve bilgisayarların incelendiği öğrenildi. KomutanaJANDARMA’YA ATAMA üç yardımcı Darbe girişiminin ardından İçişleri Bakanlığı’na bağlanan Jandarma Genel Komutanlığı’nda yeni atamalar da yapıldı. Yapılan atamalara göre Jandarma Genel Komutanı’nın 3 yardımcısı oldu. Yüksek Askeri Şura’da Jandarma Genel Komutanlığı’na getirilen Orgeneral Yaşar Güler’in yardımcılıklarına Korgeneraller; İbrahim Yaşar, Ata Kalkan ve Ali Lapanta getirildi. Jandarma’da tümgeneral düzeyinde ise 6 atama yapıldı. Bu kapsamda Tümgeneral Ali Özkara Jandarma Lojistik Komutanlığı’na, Tümgeneral Salih Karataş Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı, Tümgeneral Ali Çardakçı Jandarma Asayiş Başkanlığı’na, Tümgeneral Musa Çitil Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı’na, Tümgeneral Güray Alpar Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığı’na ve Tümgeneral Hacı İlbaş da Adana Jandarma Bölge Komutanlığı’na getirildi. l ANKARA / Cumhuriyet EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Başbuğ’u hazırladığı cemaat raporu yakmış haber Kara Kuvvetleri Komutanlığı yaptığı dönemde TSK’deki cemaatçi yapılanmaya ilişkin çalış ma başlattı, bu amaçla özel ekip kurdu ancak hazırladığı raporu iktidarın cemaate bakışı nedeniyle uygulama şansı olmadı. Tutuklanmasında da bu çalışmaları büyük rol oynadı Kendisinin görevde olduğu dönemde MİT’ten hiçbir bilgi alamadığını açıklayan eski Genel kurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un kendi yaptırdı ğı çalışmayı da uygulama ya koyamadığı öğrenildi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) cemaatçi yapılanma SERTAÇ EŞ konusunda rapor hazırlatan Başbuğ’un hedef alınarak, tutuklanma nedenleri nin en önemlilerinden biri sinin de bu olduğuna dikkat çekiliyor. İlker Başbuğ’un, darbe girişiminin ar dından bir televizyon kanalında yaptı ğı açıklamalar dikkat çekti. Kendi döne minde MİT’ten cemaate ilişkin bilgi gel mediğini iddia eden Başbuğ’un bu konu ya önlem almak için bazı girişimlerde bulunduğu öğrenildi. Edinilen bilgilere göre Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanlığı yaptığı dönemde cemaatçi yapılanmaya ilişkin bir çalışma başlattı. Bu amaçla iki kurmay albayın başında bulunduğu bir ekip kuruldu. Ekip özellikle Kara Kuvvetleri Personel Başkanlığı ve özellikle de tayin atama şube merkezli kapsamlı bir çalışma yürüttü. Bu çalışmada kurumda bulunan ve sızmış cemaat sempatizanları büyük oranda tespit edildi. Ancak siyasi iktidarın cemaate bakış açısı nedeniyle hazırlanan raporun uygulamaya konulması sağlanamadı. Başbuğ’un Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde raporu hazırlayan ekibin başında bulunan ve istihbaratçı yönüyle de bilinen kurmay albay hakkın da yoğun olarak dedikodular çıkarıldı. Aile yaşamı hedefe konan komando kökenli kurmay albay, herkesin terfi beklediği bir dönemde terfi edemedi. Kurmay albay, Başbuğ’un da emekliye ayrılmasının ardından kendi isteğiyle emekliliğini istedi. Hedefteki isimleri tuttu Ayrıca Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlığı döneminde, personel başkanlığındaki cemaatin hedef aldığı bazı isimlerin yerinde kalmasını sağladığı da dile getirildi. Ancak hazırlanan ve uygulama şansı bulunmayan çalışmanın TSK hakkındaki kampanyanın hızlandırılması ve Başbuğ’un tutuklanma sürecinin en önemli nedenlerinden biri olduğu savunuluyor. l ANKARA Çakıcı’nın avukatıNIN İDDİASI ‘Öztürk’ü görüşte dövdüm’ Görüntüler dün bazı televizyon kanalları ve sosyal medyada yayımlandı. ‘Linç edilen askeri, komutan vurdu’ iddiası Darbeci komutanın vurulma anı kamerada Darbe girişimi sırasında Astsubay Ömer Halisdemir’in darbeci Tuğgeneral Semih Terzi’yi alnından vurma anına ilişkin görüntüler ortaya çıktı. Hürriyet’in haberine göre Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yaşanan ve darbe gecesinin seyrini değiştiren olay şöyle gelişti: Özel Kuvvetler Komutanlığı, darbeci askerler tarafından ele geçirildi. Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı, Astsubay Ömer Halisdemir’i araya rak ‘Semih Terzi’yi öldür’ emrini verdi. Konuşmanın ardından dışarıya çıkıp ağaçlık alanda saklanan Halisdemir, darbeci Tuğgeneral Terzi helikopterden indiği sırada iki el ateş ederek Terzi’yi öldürdü. Semih Terzi vurduktan sonra elinde ağır makineli tüfek olan bir binbaşı Halisdemir’in kaçtığı yöne ateş etti. Halisdemir vurularak şehit oldu. Özel Kuvvetler’de yaşanan olay güvenlik kameraları tarafından kaydedildi. Darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü’nde gösteri yapan kalabalık tarafından linç edildiği belirtilen er Kurtuluş Kaya’yı, kalabalığa ateş etmeyince komutanının gözünden vurduğu iddia edildi. Baba Satılmış Kaya, “Arkadaşlarının ifadesine göre, insanların üzerine ateş etmesi için komutanı binbaşı emir vermiş. O da ateş etmeyince tabancası ile sol Kaya gözünden vurmuş. Video görüntüleri var. Sesler geliyor, ‘Vurmayın ölmüş’ diye ama bir taraftan da vurmaya devam ediyorlar” dedi. l ÇANKIRI / DHA ‘Kasa’ köprüde yakalandı Cemaatin inşaat ve eğitim alanındaki ‘kasası’ olarak gösterilen Murat Kılıç’ın da aralarında bulunduğu 11 kişi, milyonlarca liralık nakit, çek ve senetle yakalandı Ateist, Marksist 15Temmuz darbe girişiminin ardın de yapılan aramada buzdolabının arkasına zula akademisyene ‘darbe’ gözaltısı dan yurt genelinde operasyon ve gözaltılar devam ediyor. İstanbul’da kayyıma devredilen bazı cemaat lanmış kasada 50 milyon lira değerinde çek, senet ile himmet adı altında para akışını gösteren notlar ele geçirildi. Kılıç’ın bir Darbe girişiminin ardından başlatılan tasfiyelerle açığa alınan, ardından ateist ve Marksist olduğunu açıklayan Tunceli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Candan Badem gözaltına alındı. Haberi duyuran CHP’li eski vekil ve akademisyen Badem’in avukatı Hüseyin Aygün, twitter hesabından, “Doç. Dr. Candan Badem ‘darbeye teşebbüs’ iddiasıyla gözaltına alındı. Gerekçe: İşyerinde Fethullah Gülen’in bir kitabının bulunması” mesajını paylaştı. okullarına ait çek ve se akrabasının evinde ise netlerle paraların kaçırıldığı ihbarı üzerine soruşturma başlatıldı. Polis, ce rOınpüezrearsiynoebnaMdsuaılrdeaılğteıKggıleöıççr’üıinrlidlfeüon.tobğirrdafoınlaınrdai4.s0Pın5odlbiasin,eivlliikrnaodpeeleberuaglseuyçnoiranimls ıa maatin inşaat ve eğitim alanındaki ‘ka yan Murat Kılıç’ı yakalamak için çalış sası’ olduğu belirtilen Murat Kılıç isim ma başlattı. Murat Kılıç’ın İstanbul’dan li şüphelinin 496 bin lirayı Güngören’de ayrılmaya çalıştığı belirlendi. 15 Tem Ö.B.’ye, 4 otomobili Ö.B’nin eşine, 2 oto muz Şehitler Köprüsü’nde çalışma baş mobili ise şoförüne devrettiğini belirledi. latan polis, Kılıç dahil 7 kişinin bulun Soruşturmayı derinleştiren polis, eşza duğu otomobili gişelerde durdurdu. Biri manlı baskınlar düzenledi. Kılıç’ın evin doktor biri avukat olan 7 kişi emniyete de yapılan aramada çok miktarda pa götürüldü. Otomobilde yapılan aramada ra, 3 adet 1 dolar, sahte nüfus cüzdanı, 2 milyon 600 bin lira ele geçirildi. Ope 2 av tüfeği,1 tabanca ve çok sayıda mer rasyonda toplam 11 kişi gözaltına alındı. mi ele geçirildi. Kılıç’ın ağabeyinin evin l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘Ya üsse de saldırırlarsa?’ İncirlik’teki ABD’li komutan darbe gecesi ve sonrasını anlattı ABD ordusunun İncirlik’te konuşlu 447. Hava Sefe ladı. Jeneratörler 22 Temmuz’da üsse yeniden elektrik verile ri Birliği komutanı Albay Da ne dek çalışacaktı. Bu arada İn vid Trucksa, 15 Temmuz ge cirlik Üssü’nün Türk komuta cesi ve sonrasında üste yaşa nı Tuğgeneral Bekir Ercan Van, nanları Amerikan basınına an Washington’dan sığınma istediği lattı. New York Times ve Was ni iletti. Ancak kendisine üs Tür hington Post’ta yer alan haberlere göre, Albay Trucksa o ge David Trucksa kiye topraklarında olduğu için bir şey yapılamayacağı söylendi. Bir ce üsteki lojmanda beyzbol maçı izler süre sonra polis üsse gelip Van’ı gözal ken yardımcısı arayıp “Haberlere ba tına aldı. Ertesi gün üsteki ABD’li asker kın, Türkiye’de bir şey oluyor” deyince ler tam teyakkuz halindeydi. İncirlik ha CNNTürk’ü açtı. Darbe girişimini gö va sahası uçuşa kapatılınca IŞİD ope rünce derhal tüm komuta kademesini rasyonları bir gün boyunca yapılama toplantıya çağırdı. Gece saat 2 suların dı. Mınbiç operasyonu duraksadı. An da elektrikler kesildi. Trucksa, “O sıra cak operasyonlar ertesi gün devam etti. da Türkiye, Irak ve Suriye hava saha Trucksa, “Türkiye’de darbe oluyor diye sında seferde olan uçaklarımız vardı. savaş durmuyor” diye konuştu. Dolayısıyla üsse saldırılırsa ne yapacağız?” diye endişelendiklerini anlattı. ABD tesisleri aranmadı Komutanın sığınma talebi İlerleyen günlerde de polis İncirlik’e gelerek askeri yetkilileri gözaltına al Jeneratörlerin devreye girmesiyle ile maya devam etti, ancak ne ABD tesis tişim sistemleri çalışan ABD’li subaylar, leri arandı ne de personeli sorgulandı. uçakların sağ salim üsse dönmesini sağ l Dış Haberler Tekin: Makineli silahlarımız kayıp CHP’nin Sivas Divriği’de düzenlenen Demokrasi Mitingi’ne katılan CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bazı silahların kayıp olduğunu iddia etti. Darbe girişimi sonrası gözaltına alınan ve hayatını kaybeden polis ve askerlerin birçoğunun silahlarının kayıp olduğunu söyleyen Tekin, “Bu darbede önemli silahlarımız kayıp. Bu ağır darbede devletin kurumları çok ciddi şekilde ağır tahribatlar gördü. Sadece şehitler vermedik. Şu anda katledilen, hayatını kaybeden polis kardeşlerimizin çoğunun silahları kayıp. Karargâhlarda ağır makineli silahlar kayıp. Ülkemiz terör iklimi içerisinde olan bir ülke. Hepimiz bu tehlikenin farkında olmalıyız” dedi. l DHA Mehmet S. İnce Akın Öztürk Kamuoyunda Alaattin Çakıcı’nın avukatı olarak tanınan Avukat Mehmet Sinan İnce, cezaevinde ziyaret ettiği eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ü darp ettiğini açıkladı. Cezaevinde ziyaret ettiği müvekkilinin yanı sıra darbe girişimi sebebiyle tutuklu bulunan Öztürk’ün de adını görüş tutanağına yazıp görüşen İnce, daha sonra yaşananları sosyal medya hesabından şu şekilde anlattı: “Bu sefer saklanabilecek veya örtbas edilebilecek şekilde değil. Bu haini avukat görüş odasında infaz koruma memurlarına, yüzünden kanlar akarken teslim ettim. Bu olaylar, güvenlik kameralarında kaydedilerek, mahkum yakınlarının, Sincan 2no’lu FTipi 2. ve 1. müdürlerinin gözleri önünde cereyan etmiştir. İnfaz koruma memurlarının gözleri önünde bu onursuz piç ağlaya ağlaya yalvarmıştır.” Bakanlık: Darp yok Adalet Bakanlığı’ndan bir yetkili ise “Görüşme odasına gelen Öztürk ‘Tanımıyorum, görüşmeyeceğim’ dedi ve avukat İnce görevliler tarafından odadan çıkarıldı. Herhangi bir darp söz konusu olmadı. Avukatın kendi reklamını yapmak için bu açıklamayı yaptığını düşünüyoruz” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet AndyAr araştırması: Erdoğan’ın çağrısı sonrası sokağa çıkanlar Herkes sokaktaydı AndyAr kamouoyu araştırma şirketinin darbe girişiminin ardından yaptığı ankete göre 15 Temmuz’u takip eden ilk üç gün toplumun her kesiminden yurttaş mitinglerde darbeyi protesto etti. Halkın yüzde 65’i darbe girişiminin ardından sokağa çıktığını belirtirken, ankete katılan seçmenlerden AKP’lilerin yüzde 84.4, CHP’lilerin yüzde 37.7, MHP’lilerin yüzde 66, HDP’lilerin yüzde 58.1’i sokağa çıktığını söyledi. Sokağa çıkmayanların oranı yüzde 29’da kaldı. Araştırmaya göre; katılımcıların yüzde 64,4’ü darbe girişiminin arkasında Fethullah Gülen’in olduğunu ve yüzde 80’i Gülen’in Türkiye’ye iade edilerek tutuklanması gerektiğini düşünüyor. Gülen’e sempati duyan kişilerin Türkiye’ye tehdit oluşturduğunu düşünenlerin oranı yüzde 77.7. Katılımcıların yüzde 84’ü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe gecesi yaptığı açıklamayı izlediğini kaydederken, “Erdoğan’ın ilk açıklaması ve sonraki açıklamalarını düşündüğünüzde bir birlik bütünlük vurgusu yapılabildi mi?” sorusuna yüzde 80 ‘Evet’ yanıtını verdi. l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear