24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 31 Ağustos 2016 Wall Street Journal: Operasyon ABD’ye haber verilmeden başlatıldı ‘TSK’den Obama’ya sürpriz’ ABD’nin etkili gazetelerinden Wall Street Journal, Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonunda kapalı kapılar arkasında yaşananları yazdı. Her iki ülkeden üst düzey yetkililere dayandırılan ‘Türkiye’nin IŞİD’e saldırısı ABD’yi hazırlıksız yakaladı’ başlıklı haberde, ABD’nin harekât sonrası ‘yakın işbirliği’ vurgusu yapmasına rağmen, perde arkasında NATO müttefikleri arasında ‘üst düzeylerde koordinasyon kopukluğu” yaşandığı öne sürüldü. Beyaz Saray, Amerikan Özel Kuvvetleri’nin de harekâta katılması yönünde gizli bir plan üzerinde çalışırken Ankara hükümetinin Washington’a haber bile vermeden tek taraflı olarak harekâta giriştiği belirtildi. Geçen hafta ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Türkiye ziyareti sırasında uçağında yapılan bilgilendirmede ABD’li üst düzey bir yetkili “Türkiye ile bir yılı aşkın süredir Suriye muhalefetini, FıratMare hattında IŞİD’e karşı harekete geçirecek operasyon hakkında konuştuklarını” söylemişti. ‘Geçen yaz çıkmaza girdi’ Gazeteye göre, Ankara hükümeti Türk askerinin yanı sıra Obama yönetiminin Amerikan komandoları göndermeyi kabul etmesini istiyordu. Ancak Amerikalı yetkililer, Beyaz Saray’ın buna soğuk yaklaştığını söyledi. Görüşmeler sonucunda ABD ve Türkiye kara güçleri kullanmak yerine, sınırdaki yaklaşık 37 kilometrelik bir alanı temizlemek için binlerce Suriyeli muhalife hava ve topçu desteği verme konusunda anlaştı. İddiaya göre Türkiye, kara harekâtının başını çekmesini istediği isyancıların isimlerini verdi. AhraruşŞam, ‘fazla aşırılıkçı’ bulunduğu için ABD tarafından reddedildi. Ortak bir ABDTürkiye operasyonuna ilişkin görüşmeler geçen yaz, çıkmaza girdi. Rusya’nın Suriye’de devreye girmesiyle özellikle de Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesinin ardından bu plan “imkânsız” olarak rafa kaldırıldı. Erdoğan’ın 9 Ağustos’ta Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüşmesinin ardından Türkiye’den üst düzey bir askeri heyet operasyonu görüşmek üzere Suriye’ye gitti. Ruslar Türklere, Moskova’nın Ankara’yı hedef almayacağı konusunda güvence verdi. ABD’nin desteklediği Kürt güçlerin 13 Ağustos’ta Mınbiç’i IŞİD’in elinden alması sonrası Türkiye’nin planları hız kazandı. O dönemde bazı Kürt birliklerinin Türkiye sınırına doğru, kuzeye ilerlemesi ise Ankara ve Washington’da alarm zillerinin çalmasına yol açtı. 17 Ağustos’ta ise Türkiye Suriyeli muhalifleri çağırmaya başladı. ‘Kürtler sözünü tutmadı’ Bu arada Kürt güçleri Mınbiç çevresindeki köyleri almaya devam ederek ABD’ye verdikleri geri çekilme sözünü tutmadı. Ağustos’un 20’sine gelindiğinde ise Türkiye’nin saldırmak için bir nedeni vardı: Gaziantep’teki düğüne gerçekleştirilen IŞİD saldırısı. Suriyeli muhalifler toplanırken, Türkiye ordusu ülkedeki ABD’li askeri yetkilileri planlarından haberdar etti. Amerikalı ve Türk yetkililere göre, bu brifingde Cerablus’a Amerikan Özel Kuvvetler güçlerinin de girmesi istendi. Pentagon’dan en az 40 komandosunu içeren bu plana onay geldi. Askerlerini Suriye’de bir başka cephede sahaya sürmeye temkinli yaklaşan Beyaz Saray askerlerini harekete geçirmeden bazı soruların yanıtlanmasını istedi. Beyaz Saray yanıt beklerken, Pentagon Ankara’ya biraz vakit tanıması için baskı yaptı. Bu arada ise ABD’liler, Türk askerinin konuşlanacağı bölgelerdeki Kürt güçlerini çıkarmaya çalıştı. Votel’in inisiyatifi 23 Ağustos gecesi, Beyaz Saray Pentagon’a Amerikan Özel Kuvvetleri’ni gönderme önerisi hakkında ertesi gün üst düzey bir toplantı yapmaya hazır olduğu bilgisini iletti. Fakat Türkiye operasyonu gece yarısı, Washington’daki yetkililere önceden uyarı yapmadan başlattı. Amerikan yönetiminden üst düzey bir yetkili, önerinin Obama’nın masasına hiç ulaşmadığını söyledi. Gazeteye göre, “Türkiye harekâtı kamuoyu önünde ABD’yle ortakmış gibi sunsa da, Türk jetlerinin Cerablus’ta düzenlediği ilk hava saldırıları koalisyon şemsiyesi altında değil, tek taraflı olarak gerçekleştirildi.” Operasyonun başlatıldığını fark edilince, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joe Votel elindeki mevcut yetkileri kullanarak Türkiye’ye insansız hava araçları, F16’lar ve F10’larla sınırlı hava desteği verdi. EDİTÖR: ALPER İZBUL/ASLAN YILDIZ TASARIM: ZARİFE SELÇUK Bir tankımız daha vuruldu haber 11 IŞİD’in etkin olduğu bölgeden atılan roketle biri yarbay 3 asker yaralandı Cerablus’un IŞİD’den alınmasına yönelik düzenlenen “Fırat Kalkanı” etmektedir” denildi. TSK, bu açıklamadan naklar IŞİD’i işaret etti. Güvenlik kaynakları, kısa bir süre sonra ikinci bir açıklama yaptı. tankın IŞİD’in etkin olduğu Cerablus’un ba harekâtında, TSK’ya ait bir tankın roketle Açıklamada, “Cerablus’un batısında tanka tısındaki köylere doğru ilerlerken saldırıya vurulması sonucu aralarında özel harekâtçı roketle saldırı düzenleyen bir grup terörist uğradığını kaydetti. Yaralılar helikopterle bir yarbayın da bulunduğu 3 asker yaralan kaçmak isterlerken araçları ile birlikte ope Gaziantep’teki hastanelere sevk edildi. dı. Saldırının, IŞİD’in etkin olduğu bölgeden rasyonu yürüten birliklerimiz tarafından Yaralanan askerlerden birinin Yarbay rüt gerçekleştirildiği belirtildi. imha edildi” ifadelerine yer verildi. besindeki Özel Kuvvetler Tabur Komutanı TSK’den yapılan açıklamada, “Fırat Kalka Öte yandan saldırının ardından TSK olduğu öğrenildi. nı harekâtı esnasında Cerablus batısında Suriye’nin Kulliyah bölgesinde bulunan IŞİD Fırat Kalkanı harekâtı sırasında 27 Ağus teröristlerce atılan bir roket sonucu bir hedeflerine yönelik hava harekâtı düzen tos akşamı TSK’ye ait 2 tank YPG’lilerin tankımız hafif hasar görmüş, üç kahraman ledi. TSK açıklamasında saldırısının hangi tanksavarlı saldırısına uğramıştı. Saldırılar silah arkadaşımız yaralanmıştır. Bölgede örgüt tarafından gerçekleştirildiğine dair da Uzman Çavuş Ercan Çelik şehit olmuş, teröristlere karşı operasyonlar devam bir bilgiye yer verilmezken, bölgedeki kay üç asker yaralanmıştı. Suriye’de ‘ateşkes’ ABD, TSK ile Kürtlerin anlaştığını duyururken bölgeden muammasıçelişkili açıklamalar geldi Cerablus’a eski Suriye bayrağı MAHMUT ORAL Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) militanlarıyla başlattığı Fırat Kalkanı harekâtı 1. haftasını doldurdu. ÖSO militanlarının Cerablus’a girdikten sonra, kentin dört bir yanına Hafız Esad döneminde değiştirilen eski Suriye bayrağını astığı ortaya çıktı. Öğleden sonra 200 kadar ÖSO militanı, otobüslerle Karkamış’a geldi ve buradan sınırı geçerek Cerablus’a gitti. Öte yandan sabah saatlerinde olduğu gibi yine Suriye tarafındaki 3 tank ile 5 zırhlı personel taşıyıcı da askeri TIR ile sınırdan geçirilerek Karkamış’ın Soylu Mahallesi’ndeki karakolda konuşlandı. ÖSO Mınbiç’e ilerliyor ÖSO militanları Cerablus’un güneyinden, YPG’nin de içinde olduğu Demokratik Suriye Güçleri (DSG) denetimindeki Mınbiç’e doğru ilerleyişini sürdürüyor. ÖSO’nun Cerablus çevresindeki 38 köyde denetimi sağladığı Sacu çayına ulaşarak sınırdan 24 kilometre ilerlediği belirtildi. Cerablus’un batısında ise IŞİD’in kentten çekildikten sonra yerleştiği Küllü köyü ve çevresindeki Bozöyük, Kındıra, Zuğara köylerinde, obüs ve tanklarla bombalandığı belirtildi. 21 hedefe 108 atış yapıldı TSK, Cerablus bölgesinde 21 hedefin 108 atışla vurulduğunu, ayrıca koalisyon güçlerine ait 2 A10 uçağıyla tespit edilen 2 IŞİD hedefinin de vurulduğunu belirtti. Operasyonda sivil ölümü iddiaları yeniden gündeme geldi. Kürt internet sitelerinde yer alan haberlere göre, önceki gece Sacur suyunun kuzeyine yönelik top atışlarında, Dendeniye köyünde 3’ü çocuk 5 sivilin hayatını kaybettiği iddia edildi. Cerablus’a giren ÖSO’nun kente eski Suriye bayrağını asması dikkat çekti. Kentin dört bir yanına asılan Suriye bayraklarının günümüzde ÖSO militanları eski bayrakla poz verdi. Esad rejiminin kullandığı bayrak olmadığı, 19321958 ve 1961 ve 1963 yıllarında kullanılan, yeşil, beyaz, siyah bantlar içindeki 3 kırmızı yıldızlı bayrağı olduğu ortaya çıktı. ÖSO içinde denge aranıyor TSK’nin desteklediği ÖSO militanları içerisinde 1200 kadar Türkmen, buna karşın 2 bin 300 Arap bulunduğu belirtiliyor. Bu durum, hem güç dengesinin Araplar lehine olmasına neden oluyor hem de Cerablus içindeki diğer Araplar ile ÖSO içerisinde bulunan Araplar arasındaki, geçmişe dayalı anlaşmazlıkların çatışmaya dönmesi ihtimalini barındırıyor. Türkiye, bunu engellemek için güç dengesini Türkmenler lehine çevirmeye gayret ediyor. Bu kapsamda Türkmen siyasi partiler, harekâta katılan Türkmen savaşçı bulmak için çalışma içine girdiği belirtiliyor. l KARKAMIŞ Pentagon, Suriye’ye giren TSK ile Kürt güçler arasında ateşkes sağlandığını duyurdu. Ancak Suriye’deki iki taraftan ateşkesle ilgili çelişkili açıklamalar geldi. ABD, Türkiye ile YPG’nin başını çektiği DSG arasında ateşkes sağlandığını bildirdi. IŞİD’e yönelik operasyonları yürüten ABD Merkez Komutanlığı sözcüsü John Thomas dün akşam AFP’ye, “Son birkaç saattir tarafların birbirlerine ateşi durdurduğu ve IŞİD tehdidine odaklandığı konusunda güvence aldık” dedi. Bunun çok keskin hatları olmayan bir anlaşma olduğuna dikkat çeken sözcü, “Uzlaşının en azından önümüzdeki birkaç gün için geçerli olacağı ve ardından sağlamlaştırılacağını umuyoruz” diye ekledi. Türkiye ve DSG’nin çatışmaları önlemek amacıyla ABD’lilerle ve kendi aralarında iletişim kanallarını açtığını kaydeden Thomas, anlaşmayı ‘cesaret verici’ olarak niteledi. Ardından ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü Matthew Allen da iletişim kanalları kurulduğunu dile getirdi. Beyaz Saray’dan da “Tansiyonun düşmesini olumlu karşılıyoruz” açıklaması geldi. “Taraflar arasında gece boyu süren sükuneti memnuniyetle karşıladıklarını” belirten sözcü Josh Earnest’ın YPG ya da DSG’nin adını telaffuz etmemesi dikkat çekti. DSG bünyesindeki Cerablus Askeri Konseyi sözcüsü Ali Haco, pazartesi gece yarısı yürürlüğe giren anlaşmanın “belirsiz bir süre” geçerli olacağını vurgulayarak “Amerikalılar aracılığıyla görüşmelere devam ediyoruz” dedi. El Şark el Evsat gazetesine konuşan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, “IŞİD’i nasıl yenilgiye uğrattıysak diğerlerini de öyle yeneceğiz. Türk güçleri ne Mınbiç ne de diğer özgürleştirilmiş bölgelere adım atamaz” dedi. TSK ile birlikte operasyonda yer alan gruplardan birinin komutanı ise Reuters’a, “Anlaşma yok. Ateşkes yok. Bir ara var” dedi ve operasyonların kısa sürede başlayacağını söyledi. l Dış Haberler Türkiye’ye ‘ileri gitme’ uyarısı ABD ve Fransa, Ankara’ya ‘Cerablus’un güneyine geçme, YPG ile çatışma’ dedi Türkiye’nin IŞİD’i Cerablus’tan çıkarma gerekçesiyle başlayıp YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile savaşa dönüşen Fırat Kalkanı operasyonuna ABD’den Fransa’ya dek dış tepkiler artıyor. Pentagon’un TSKÖSO ile YPG arasındaki çatışmaları “kabul edilemez, derin endişe kaynağı” diye niteleyen açıklamasını ABD Başkanı Obama’nın IŞİD’le Savaş Koalisyonu Temsilcisi Brett McGurk’ün retweetlemesinin ardından, ABD Savunma Bakanı Ash Carter konuştu. YPG’nin söz verdiği gibi Fırat Nehri’nin doğusuna çekilmekte olduğunu savunan Carter, Türkiye’de Cerablus’un güneyine geçmemesi sınırını çizdi. YPG’nin Fırat’ın doğusuna çekilmesiyle nehrin Cerablus bölgesinde ilerleyen Türk güçleriyle aralarına doğal bariyer çekeceğini söyleyen Carter, “Sınırı ile Cerablus arasındaki bölgeyi ve bunun batısını güvenlik altına almasını desteklediklerini, ama Cerablus’un güneyine geçmemesi ve SDG ile çatışmaması gerektiğini Türkiye’ye vurguladıklarını” belirtti. Türk güçlerinin oldukları yerde kalacakları düşünüldüğünde zaten SDG ile çatışmaya girmemeleri gerekir” diyerek harekâtın daha güneye inmemesi gerektiğinin altını bir kez daha çizdi. Bu şartlar altında gözler Obama ile Erdoğan’ın 4 Eylül’de Çin’deki G20 zirvesinde yapacağı görüşmeye çevrildi. Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Ben Rhodes, Türkiye’nin SDG’ye saldırmaya Ankara: ABD sözünü tutsun ABD’den peş peşe YPG ile ilgili gelen uyarıların 4 AYRI AÇIKLAMAYA Cook, Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest ve ABD Başka ardından, Ankara bir kez daha TEK YANIT nı Barack Obama’nın IŞİD’le koalisyona “sözünü” anımsattı. mücadele özel temsilcisi Brett ABD’nin Ankara Büyükelçisi McGurk’ün, YPG ile ilgili uyarıları John Bass, Dışişleri’ne çağırılırken, na Ankara tek açıklama ile yanıt verdi. gelen 4 ayrı açıklamaya tek yanıt verildi. Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç yaptığı Üst düzeyde ‘girişim’ yazılı açıklamada “Müttefikimiz ABD’nin, Bu 4 açıklamanın ardından ABD’nin Mınbiç şehir merkezine yönelik olarak Ankara Büyükelçisi Bass, önceki gün haziran ayında başlayan ve Dışişleri Bakanlığı’na çağırıldı. Bilgiç, şehrin DEAŞ’tan arındırılması yaptığı açıklamada, “üst düzeyde ge suretiyle tamamlanmış rekli girişim”lerin yapıldığı belirtilerek, bulunan operasyon önce Bass’a “Bu tarz beyanların hiçbir şekilde sinde tarafımıza ilettiği, herhangi bir PYD/YPG kabul edilemez bulunduğu, müttefiklik hukukuyla bağdaşmadığı” mesajının unsurunun operasyonun verildiğini açıkladı. Bilgiç, “Fırat Kalka ardından Fırat nehrinin nı harekâtının amacı bellidir” diyerek batısında kalmayacağı yolundaki taahhüdünün bir açıklamasında harekatın geleceğine ilişkin “Harekât, uluslararası hukuktan an önce gerçekleşmesini kaynaklanan meşru müdafaa hakkımız bekliyoruz” ifadelerine ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı yer verdi. ABD Savunma Bakanı ilkesi çerçevesinde, oradaki terör belası Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Ashton Carter, Sa rahatsız etmeyecek noktaya geriletilin vunma Bakanlığı ceye kadar sürecektir” ifadelerine yer Tanju Bilgiç Sözcüsü Peter verdi. l ANKARA / Cumhuriyet devam etmesinin IŞİD’e karşı “birleşik cephe” çabalarına zarar vereceğini belirtti. ‘Çatışmalar durmalı’ Bir tepki de Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’dan geldi. Dün diplomatlarla toplanan Hollande, Türkiye’nin sınırlarını koruma ve IŞİD’le mücadele isteğini tümüyle an ladığını, ama artık Türkiye’nin “bizzat IŞİD’le savaşan ve koalisyon tarafından desteklenen Kürtlere karşı eylemde bulunduğunu” söyledi. Çatışmaların “kesinlikle derhal durdurulması” çağrısı yapan Hollande, Putin’i ekimde Fransa’ya davet edeceğini duyurup “Rusya, Suriye’de eylem halinde başkahraman değil, müzakerelerde bir aktör olmalı” dedi. Kadınlara kıydınız efendiler Din eğitimini zorunlu yapın. Neredeyse tüm okulları hızla imam hatip lisesine çevirin. Çocuklara çok küçük yaşta sıkı bir din eğitimi vermeye başlayın. Onlara kadının erkeğin kaburgasından yaratıldığını anlatın. Kadınla erkek arasında asla kapanmayacak farklar olduğunu erkenden öğretin. Kadını küçücük beyinlerde bir tahrik unsuru olarak kodlayın. Kız çocukları saçlarının, kollarının, ellerinin, bacaklarının, tümüyle kadınlıklarının bir utanç kaynağı olduğunu her şeyden önce bellesinler. Erkek çocukları kızlarla bir gün arkadaşlık etmeyi akıllarından bile geçiremesinler; onları hep kirli ve tehlikeli bilsinler. Günahlardan bahsedin onlara, cehennemlerden, kabir azaplarından... Toplumdan aileye, kadının yerini ve görevini dini değerlere göre öğretin. Erkeğin kadın üzerindeki haklarını çocuklara iyice belletin. Onları korkularla ve tehditlerle dolu bir maneviyat dünyasında yumuşacık bir hamur gibi iyice biçimlendirin. Bu arada özgürlük kelimesini de alın, içini dışına bir güzel çıkartın. Altını üstüne iyice getirin. Paçavraya çevirin. Kadına kapanma özgürlüğü veriyoruz diyerek onun her türlü özgürlüğünü elinden alın. Toplum da bu arada kafayı yemiş olsun. Akademisyeninden sanatçısına, politikacısından sokaktaki insanına kadar herkes kadının kapanma özgürlüğü diye bir saçmalığa onay versin. O kadınların hangi koşullarda büyütülen kız çocukları olduğunu kimse umursamasın. Bir genç kız ailesi tarafından kapatıldığında hangi haklarını kaybediyor; hayatından neler eksiliyor kayda geçmesin. Kapanma ile kapatılma arasındaki büyük farkı herkes elbirliğiyle göz ardı etsin. Sözde kapanma özgürlüğü verilen ama aslında kapatılan o kadınlara asla açılma özgürlüğü tanınmayacağını kimse düşünmesin. Düşünse de dile getirmesin. Dile getiren faşistlikle itham edilsin. Tarikatların, cemaatlerin parmağında oyuncak hale gelen bir ülkede kadının başını kapamama özgürlüğünün ağır bedelini hesaplayanlar kumpaslarla hapislere atılsınlar. Bu bedeli ödeyemeyen bir sürü kadının hızla kapanmak zorunda kalacağını haykıranlar her türlü camiadan aforoz edilsinler. Çocukların hayatları dini inançların hoyratlığına kurban edilsin. Tabulaşmış feodal ve muhafazakâr değerleri hiçe sayarak kadınlara büyük özgürlük alanları açan Cumhuriyet rejimi dini inançlara saygısızlık yaftasıyla kendi aydınları tarafından bile hırpalansın. Mesele “Laikler kapalılara düşman” seviyesine indirilsin ve örtbas edilsin. Gelenek, görenek ve inanç ekseninde evrile çevrile hacamat edilen kadınlık başörtüsüyle paketlenerek Meclis’ten eğitime kadar her yere sıcak sıcak servis edilsin. Bu servisi koca ülke afiyetle yesin. HHH Tüm bunlar oldu bitti. Şimdi hazım zamanı. Başörtülü hâkimleri, doktorları, öğretmenleri, polisleri hazmedeceğiz. Ve dini inançları gereği başları küçük yaşta kapatılan kadınlarla kalabalıklaşan bir toplumun yakın geleceğinden fazla bir şey beklemeyeceğiz. Onlar doktor olacaklar, hâkim olacaklar, polis olacaklar, eş olacaklar, anne olacaklar ve hep erkeğin gölgesinde cinsel kimliklerinden utana utana yaşamayı hızla doğallaştıracaklar. Bundan sonra belki bir süre de kurumlarda ve sokakta başı açık kadının maruz kaldığı kötü muameleyi tartışırız bir süre. Sonra o da mevzu olmaktan çıkar. Efendiler kadınlara rahatça kıyarlar ve her şey doğallaşır. Cumhuriyetle birlikte derin bir kuyunun dibinden ışığa doğru hızla yükselen kadının bu ülkede yeniden karanlığa itildiği zamanlara lanet okunacağı noktaya varmak, bu tevekkülle gidersek, umduğunuzdan çok daha fazla zaman alır. Suriye şikâyet etti Suriye hükümeti, Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonuyla “insanlığa karşı suç işlediğine” dair BM Genel Sekreteri Ban Kimun’a ve BM Güvenlik Konseyi’ne mektup göndererek şikâyette bulundu. Suriye resmi ajansı SANA’nın haberine göre, Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın pazartesi günü BM’ye yolladığı şikâyet mektubunda şunlar dile getirildi: “Türkiye’nin terörist gruplarla birlikte başlattığı hava saldırısı ve ağır silahlı saldırı Cerablus’un güneyindeki Cub elKusa ve elAmarneh köylerini hedef almış, saldırılarda 35 sivil katledilmiştir. Türkiye rejimine bağlı güçlerin Suriye topraklarında düzenlediği katliam ve ihlaller, kelimenin tam anlamıyla insanlığa karşı cinayettir.” C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear