26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 2 Ağustos 2016 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN BİR DÖNEMİN TARTIŞMALI İSMİ SAVCI SARIKAYA, DARBE GİRİŞİMİNİN ARDINDAN İTİRAFÇI OLDU Cemaatçiler istedi Erdoğan Batı’ya karşı savunma pozisyonu aldı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz sonrasındaki siyasi pozisyonu, darbe girişiminden dört gün Büyükanıt’ı kattım sonra 19 Temmuz’da netleşti. 16 Temmuz sabahı ile 19 Temmuz arasındaki Erdoğan, Nietzsche’ye atfedilen “Beni öldürmeyen (şey) güçlendirir” veciz sözünü hatırlatırcasına, kendisini devirmeyi başaramayan Umut Kitabevi’ne bombalı saldırıya ilişkin iddianameyi hazırlayan darbeciler sayesinde artık daha da güçlü olduğu hükmüne varmış bir Erdoğan’dı. Yoksa, 18 Temmuz’u 19 Temmuz’a bağlayan gece yarısı, darbe girişiminden sonra taraftarlarının karşısına ilk kez çıktığında, savcı Ferhat Sarıkaya, Yaşar Büyükanıt’ın dosyaya dahil edilmesini daha sonra davaya bakan hâkim İlhan Kaya’nın istediğini söyledi Ferhat Sarıkaya her zamanki otoriter üslubuyla, “İsteseler de istemeseler de...” diye söze başlayıp, kışlayı Gezi Parkı’na konduracağını bir kere daha ilan etmezdi. Bu Erdoğan, yüzde 50’lik tabanının 15 Temmuz öncesinde olduğu gibi sonrasında da kendisine ziyadesiyle yeteceğini zanneden bir Erdoğan’dı. İhtimal, darbe girişiminden bir gün önce nerede kalmışsa oradan, Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı Şemdinli olaylarına ilişkin “çete kurmakla” suçlayan ve hakkında dosya hazırlayan dönemin Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fethullah Gü hem de gücüne güç katmış biçimde devam len cemaati soruşturmasını yürüten sav edebileceğini düşünüyordu. cı Serdar Coşkun’a giderek 19 Temmuz’da ise Erdoğan’da bir şeyler çarpıcı itiraflarda bulundu. değişti... Darbe girişimi bağlamında, kendisinin dünyadaki durumu hakkında bir nihai hükme varmış olmalıdır. Vahim bir uyarı ya da nihayet olgunlaşan bir değerlendirme neticesinde, 15 Temmuz’la ilgili tehdit algısında kritik bir sıçrama yaşadı. Darbe ALİCAN ULUDAĞ Halen Ankara Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan ve tanık olarak ifadesi alınan Sarıkaya, Şemdinli iddianamesinin içerisine Yaşar Büyükanıt’ın adı Seferi Yılmaz’a ait Umut Kitabevi, 9 Kasım 2005’te bombalandı. Saldırıda bir kişi yaşamını yitirdi. girişiminin bu manada okumasını dünya nın cemaatçi hâkim ve po ölçekli yapabildi. lis şefinin yardımıyla eklediğini anlattı. Bu sıçramanın nasıl meydana geldiğini ise ileride belki öğrenebileceğiz. Bunda, 19 Temmuz’da ABD Başkanı Obama ile yaptığı telefon görüşmesinin bir rolü olmuş mudur, onu da şimdilik bilmiyoruz. Ama şunu biliyoruz: 20 Temmuz’daki Er Sarıkaya, darbe girişimi sonrasında tutuklanan Yargıtay üyesi İlhan Kaya’nın kendisine Hoca Efendi’nin, “böyle bir kahraman çıkmış, kendisine ve ailesine ölünceye kadar bakılacak, bu da Hoca Efendi’nin doğan, dünya söz konusu olduğunda yüzde 50’nin kendisine yetmeyeceğini görmüş ve pozisyonunu bu gerçeğe göre hızla gözden size bir vasiyetimdir” dediğini söyledi. Sarıkaya’nın Cumhuriyet’in ulaştığı. itirafları özetle şöyle: vasiyeti dediler geçirmiş bir Erdoğan’dır. Bu Erdoğan, 2013’te muhalefet köken li siyasi gösterilere kararlılıkla kapattığı Taksim’de CHP’nin “demokrasi mitingi” yapmasına razı oldu. “Demokratik parlamenter sistem içinde kalıyoruz, hiçbir zaman bundan uzaklaşmayacağız” diyerek, anayasası da olan bir başkanlık rejimi projesini şimdilik rafa kaldırdığını ilan etti. 15 Temmuz öncesine kadar genellikle dışlamayı tercih ettiği muhalefet partilerinin liderlerini sarayında ağırladı; “milli birlik” görüntüsü vermek istedi. Sarayına çağırmadığı HDP’nin, mini bir anayasa değişikliği için TBMM çatısı altında yeniden çalışmaya başlayacak komisyonda yer almasına gönül indirdi. 15 Temmuz’a kadar açtığı binlerce hakaret davasının tamamını bir kereye mahsus olarak geri çekti. Ve nihayet, laiklik karşıtı AKP’nin genel merkezine, Türkiye’ye laikliği getiren Atatürk’ün dev bir posteri bile asıldı. Hatta bir parti sözcüsü, AKP’yi laiklikten yana göstermek için Cemaat’i laikliği ortadan kaldırmaya çalışmakla suçladı. Kutuplaştırıcı, ötekileştirici ve dışlayıcı Sen çalışkansın Şemdinli’de Kasım 2005 günü olaylar patlak verdi. Yeni atanan başsavcı vekili İbrahim Özer de fezleke ile gelen bu soruşturmayı bana verdi. Sebebini sordum: Sen çalışkansın, altından ancak sen kalkabilirsin dedi. Soruşturmayı aldım ve KOM Müdürü Mustafa Uçkan ile bilgi toplama konusunda görüştüm. Hâkim Kaya istedi Sonradan Yargıtay üyesi olan İlhan Kaya, o zaman Van’da 3. Ağır Ceza Mahkemesi başkanıydı. Şemdinli’deki olayla ilgili soruşturma bana verildikten sonra beni yönlendirmeye başladı. Özellikle Yaşar Büyükanıt üzerinde yoğunlaşmamı istedi. Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olacağı kesin gibiydi. Şemdinli’deki olayın içerisine özellikle Yaşar Büyükanıt’ı katmamı istiyordu. Şemdinli olaylarını araştırmak üzere Meclis’te bir komisyon kurulmuş. Bu komisyona Diyarbakırlı, bir oğlu PKK tarafından öldü Şemdinli davası nedir? Dönemin Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, Şemdinli’de 9 Kasım 2005’te Seferi Yılmaz’a ait Umut Kitabevi’nin bombalanmasına ilişkin iddianame hazırladı. Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş’in sanık olduğu iddianamede, astsubay Ali Kaya için “Tanırım iyi çocuktur” diyen Yaşar Büyükanıt da çete kurmak ve yargıyı etkilemeye teşebbüsle suçlandı. Sarıkaya, Büyükanıt’ın dosyasını ayırarak dava açılması için Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi. Başkanlı ğını İlhan Kaya’nın yaptığı Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, astsubaylar ve PKK itirafçısına yargılama sonucunda 39 yıl 10 ay 27’şer gün hapis cezası verdi. Dönemin HSYK’si, Sarıkaya’yı 20 Nisan 2006’da meslekten attı. 12 Eylül 2010’da yapılan anayasa değişikliği sonrasında cemaatin etkili olduğu HSYK, Sarıkaya’yı 26 Nisan 2011’de tekrar mesleğe kabul etti ve Ankara Cumhuriyet Savcısı olarak görevlendirdi. Astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş ise cezaevinde... Müfettişler de ‘Gülenci’ydi İddianameyi Mart 2006’da mahkemeye vermiştim. Nisan ayında hakkımdaki soruşturma için bir başmüfettiş ve bir de müfettiş görevlendirildi. Başmüfettiş İbrahim Kır ve müfettiş Ce kı nisan ayında kurula sunuldu. Müsteşar Fahri Kasırga (Şu an Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri) dışındaki diğer üyeler, ihraç talep ediyordu. Yalnızca Fahri Kasırga kınama cezası verilme Mehmet Saltan mesleğe kabul işleminden sonra para getirmeye devam etti. Hoca Efendi’nin vasiyeti diyerek bana para veriyordu. Ben almak istemedim. Maaşım olduğunu söyledim. Toplu para da aldığımı söyledim. Ancak Hoca Efendi’nin vasiyeti bu para elimizde kalacak diyerek bana para vermeye devam etti. Çocuklarımın okul masrafının yarısını veya tamamını bana getirip ödüyordu. 2 yıl öncesine kadar Mehmet Saltan bu parayı getirip vermeye devam etti. Ben dini bir cemaat olarak gördüğüm Fethullah Gülen ve yapılanması ile 1725 Aralık 2013 sonrasında irtibatımı kesmeye karar verdim. Bu yapının dini bir cemaat olmadığını, hukuka aykırı faaliyetlerde bulunduğunu sezmeye başladım. Mehmet Saltan ile irtibatımı kestim. 15 Temmuz günü gerçekleşen askeri darbeye teşebbüs olayından sonra vicdanen rahatsız oldum. Ailemle de görüştüm. Bütün bildiklerimi anlatmaya karar verdim. Büyükanıt’ın siyasetle muktedir olmayı tercih edegelmiş bir Erdoğan’ı, şimdi HDP hariç diğer siyasi partiler ve tabanlarıyla bir “darbe barışı”na gitmeye zorlayan faktör, sözde ikinci darbe girişimini önleme gailesi değildir. Erdoğan 15 Temmuz’u dünya ölçekli okuyor ve bu dünyanın karşısına bir “milli birlik” tablosuyla çıkmaya çalışıyor. Kendisine yönelik tehdidin Batı’dan geldiğine inandığı için “darbe barışı” vasıtasıyla, ölçeği dünya olan bir savunma pozisyonu aldı. rülen, bir oğlu da intihar süsü verilerek ölen Mehmet Ali Altındağ ifade vermiş. Mahkeme Başkanı İlhan Kaya, o ifadeyi bulmamı özellikle istedi. Ben de onun istediği gibi dosyaya katkısı olacağını düşünerek bu ifadeyi isteyip soruşturma evrakı içerisine aldım. Büyükanıt darbe yapacak İlhan Kaya, Yaşar Büyükanıt’ın askeri bir darbe yapacağını, bunun engellen vat Gül’ün de Fethullah Gülen cemaa si gerektiği yönünde oy kullanmıştı. Ni tinden olduğun sonradan öğrendim. So san 2006’da açığa aldılar beni. İtiraz ve ruşturma sırasında görüştüm. Bana bir yeniden inceleme taleplerini mahkeme şey olmayacağını söylediler. başkanı İlhan Kaya ile birlikte yazdığı Kasırga karşı çıktı: Soruşturma evra mız dilekçeler ile yaptık. ‘Kahramana bakın’ talimatı Kasım 2006’ya kadar ben açığa alındığım için maaşımın 2/3’ünü Hâkimden 20 bin lira: Ankara’ya yarı yıl tatilinde (Ocak 2007) ailemle bir kanadını kırdın Ben soruşturmayı vatan sevgisi, seçilmiş hükümetin askeri bir darbe ile işbaşından uzaklaştırılmasını önlemek için yapmıştım. İddianameyi yazdığım için Mehmet Saltan bana görüşmeler sırasında Yaşar Büyükanıt’ın kolunu kanadını kırdığımı, askeri bir darbe yapamaz hale getirdiğimi ve darbeyi de ABD istihbaratının, darbe girişiminden öncesinde haberdar olduğu ve bunun aksinin düşünülemeyeceği şeklindeki ön kabullenme bile tek başına bu pozisyonu almasına yeterdi... Lakin sonrasında başka emareler de belirdi. Başarısız darbe girişimi sonrasında Batılı mesinin çok önemli olduğunu ifade etti. Fethullahçı örgütlenmenin neden Yaşar Büyükanıt’ı hedef aldığını şimdi anlamaya başladım. Bu yapılanma, TSK içerisinde örgütlenebilmek için başlattığı girişimi tamamlamak için onu hedef almıştır. alabiliyordum. Meslekten ihraç edildiğim haberini İlhan Kaya verdi. Bana her türlü yardımın yapılacağını, bütün ihtiyaçlarımın karşılanacağını söyledi. Hoca Efendi’nin, “böyle bir kahraman çıkmış, kendisine ve aile likte geldim. Hâkim Burhan Yaz (MHP davasında muhalifler lehine kongre kararı veren icra hâkimi) o tarihlerde müfettişti. Benimle irtibat kurdu. Hakkımda suikast iddiaları olduğunu, yurtdışına çıkmam gerektiğini söyledi. Jitem’in şifre ettiğimi söylüyordu. Yeni Asya grubundanım liderlerin yasak savma kabilinden, yarım ağızla yaptıkları kınama ve yönetime sözde destek açıklamaları... Yaptıkları uyarılarla, dikkati darbe girişiminin vahametinden ziyade, rejimin aldığı karşı tedbirlerin Türkiye’yi hukuk devleti ve insan hakları normlarından daha da uzaklaştırmaması hususuna dikkat çekmeleri... ABD ve Avrupa basınında çıkan haber ve yorumların da aynı çizgide oluşu... Medya ve siyasi elitin, TSK’deki cemaat yapılanmasının darbede merkezi rolü oynadığına ikna olmaktaki isteksizlikleri... Ve nihayet Batı’dan tek bir Allah’ın kulunun bile taziye ve destek sunmak amacıyla Ankara’ya gelmemesi, Erdoğan’ı “darbe barışı” yoluyla Türkiye’deki muhalefetten güç devşirmeye mecbur etti. Çünkü Erdoğan sanılanın aksine güç kaybetti ve bunu geç kalmadan gördü. Yitirdiği gücü telafi etmiş gibi görünmek için muhalefetle “darbe barışı”na ihtiyacı var. Batı’dan tehdit algılamaya devam ettiği ve buna karşı bir denge oluşturamadığı müddetçe “darbe barışı” ihtiyacı sürecek. İddianameyi polis getirdi Şemdinli olayının genel çerçevesi askeri bir vesayetin kurulmasını önlemek, seçilmiş, demokratik yoldan işbaşına gelen hükümetin korunmasını sağlamaktı. Bunu benden özellikle isteyen İlhan Kaya idi. KOM Müdürü Mustafa Uçkan’ın getirdiği bilgilerle iddianameyi yazmaya başladım. Getirilen bilgi ve belgeleri hukuki kısmını ben yazdım. Bir flash bellekle Mustafa Uçkan iddianamede yazılı bilgileri bana getirdi. Getirdiği bilgileri iddianameye kopyalayıp yapıştırdım. Hâkim ekleme yaptı Mahkeme başkanı iddianame taslağını hazırladıktan sonra görmek istedi. Ben de kendisine taslağı verdim. İlhan Kaya, bu taslak üzerine çalıştı. Birkaç paragrafını da kendisi yazdı. Yazdığı paragraflardaki iddialar çok ağırdı. Bun sine ölünceye kadar bakılacak, bu da suikast yapacağını anlattı. Bir süre be size bir vasiyetimdir” dediğini söyle nimle Adalet Müfettişi Burhan Yaz ilgi di. Eksik ödenen 1/3’ünü İlhan Kaya lendi. Bana yurtdışına gitmek için 15 elden getirip veriyordu. 20 bin TL kadar para getirdi. Güney Afrika’da da destek Vize istemeyen bir ülke olan Güney Afrika’ya 2007 Nisan ayında gittim. Güney Afrika’da çocukları bir okula yazdırdık. Masraflarını bu örgüt karşılıyordu. Benimle gerçek adını bilmediğim Tarık isimli birisi ilgileniyordu. Bu kişi Güney Afrika Cumhuriyeti’nin genel abisiymiş. Türkiye’ye dönmek istedim. Sonra hâkim Burhan Yaz da eşiyle birlikte geldi. Beni dönmemek için ikna etmeye çalıştı, öldürülebileceğimi söyledi. Döndükten sonra Ankara’da beni öğretmen Mehmet Saltan’a (Gazi Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı) teslim etti. Mehmet Saltan, mın sıkıntı olacağını söylemeye başladı. Emekli generaller açtığı davalarda aleyhime tazminata hükmedildi. Mehmet Saltan bu paraları ödedi. Bosna’ya 2008 yılının ocak ayında gittim. Çocuklarımı okullarına yazdırdım. Çocuklar Bosna’da ne isterlerse Saltan her ay Türkiye’de toplayıp geliyordu. Saltan bana HSYK yapısının ve yasasının değişeceğini, ortam yatıştığında mesleğe kabul edileceğimi anlatıyordu. 2009 haziran ayına kadar Bosna’da kaldım ve tekrar ülkeme döndüm. Mehmet Saltan masraflarımı karşılamaya devam etti. Ankara’da iken avukat Murat Araç’ın yanında sigortalı ola Benim okul hayatım (Nur cemaatinin) Yeni Nesil (Asya) grubu içerisinde geçti. Fethullah Gülen cemaati ile hiçbir zaman ilişkim olmadı. Benim içinde yetiştiğim grupla Fethullah Gülen grubu zihin olarak birbirine uymaz. Ben bu grubun evrimleşip silahlı bir terör örgütüne dönüşeceğine hiçbir zaman ihtimal vermiyordum. Mehmet Saltan, Gazi Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısıdır. Bu darbe olayından sonra İngiltere’ye gittiğini biliyorum. Kendisiyle whatsApp üzerinden beni araması üzerine konuştum. Bu alçak kalkışmadan haberi olup olmadığını sordum. O da bana ‘Ne münasebet’ dedi. Ben de ‘Size lanet olsun Allah belanızı versin şerefsizler” diyerek telefonu kapattım. Cemaat istedi, eşim başını açtı ların içerisinde bulun her ihtiyacımı karşılayacağı rak çalışmış gibi gösterildim. Orhan isim Ben Aksaray Güzelyurt ilçesinde cum ‘Gülen’i tanımam’ demişti Savcıya verdiği ifadede eşi ve çocuklarıyla birlikte 2007 yılının Nisan ayında Güney Afrika Cumhuriyet’ine gittiğini söyleyen Ferhat Sarıkaya, 2010 yılında Vatan gazetesinde yayımlanan röportajında yurtdışına çıkıp çıkmadığıyla ilgili bir soruya “Hayır. Benim pasaportum bile yok” yanıtını vermişti. Sarıkaya, “Fethullah Gülen’le görüştünüz mü? Cemaat bağlantılarınızdan söz ediliyor” şeklindeki soruyu ise “Öyle bir şey yok. Kendisini tanımıyorum bile” diye yanıtlamıştı. l Haber Merkezi mamasını istedim an cak “bir şey olmaz” dedi. Ben de bir askeri darbeye engel olacağımı düşünerek yazılanlara bir şey demedim. İlhan kaya, bu iddianamenin kendi mahkemesine düşmesini istiyordu. Bunu da sağladı. İki gün içerisinde iddianameyi ka bul etti. Yaşar Büyükanıt nı söyledi. Bana 23 ayda bir telefon getiriyordu. Eski telefonu kırıp atıyordum. Başkası adına kayıtlı hat da getiriyordu. Her ay bir hâkimin, savcının aldığı maaş kadar para getiriyordu. Generallere tazminat: Ergenekon davaları başlamıştı ve Türkiye’de bulunma li Fatih Hastanesi’nin avukatı da yurtdışına çıkış girişlerle ilgili bilgisayar kayıtlarımın silindiğini söyledi. Okur: Nereye istersin?: Referandum yapıldı ve HSYK yeniden oluşturuldu. Ben de başvuru yaptım. Yeni HSYK mesleğe kabul işlemini gerçekleştirdi. İbrahim Okur nereye atanmak istediğimi sordu. Ben de istedikleri bir görevi kabul edeceğimi söyledim. Beni Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na atadıklarını söyledi. huriyet savcısıyken 1998 yılında aynı yerde görev yapan Fethullah Gülen grubundan olduğunu bildiğim Mehmet Hamza Çebi, (Poyrazköy davasında mahkeme üyesiydi) özellikle herkese göstererek içki içerdi. Mehmet Saltan ile tanışana kadar eşim tesettürlü idi. Mehmet Saltan Bosna’ya gitmeden önce eşimin tesettür kullanmamasını ve başını açmasını istedi. Eşim de tesettürü bıraktı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear