13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 19 Ağustos 2016 10 Sahi, burası dünyanın neresi Aslı? Hani Özgür Gündem kapatılmadan ve sen gözaltına alınmadan kısa bir süre önce yazdığın yazılardan birinde bir soru sormuştun bize; “Burası neresi?” diye. “Hercules Delirirken” adlı oyunda Seneca’nın kahramanı Hercules’in sorusuydu bu; “Burası neresi” diyordu çaresizlik içindeki kahraman; “Hangi ülke, dünyanın hangi noktası? Ben neredeyim?” Burası şu anda cehennem Aslı. Biz de cehennemin tam ortasındayız. Ben bu satırları yazarken sen hâlâ gözaltındasın. Az önce içeride fenalaşmış, hastaneye götürülüp getirilmişsin. Sabah gazeteleri okumak üzere bilgisayarın başına oturduğumda henüz hayatta olan üç insan, ben bu yazıyı tamamlarken Elazığ’da bir morgdalar. Yetmiş insan hastanede, yirmi insan yoğun bakımda ölüm kalım savaşı vermekte. Onlar az önce Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan bombalı bir saldırıda parçalandılar. Hemen ardından Bitlis’te patlayan bir başka bombayla ölen üç asker ve bir korucu yarın bayrağa sarılı bir tabuta olacaklar. Ben bu yazıya nokta koyduktan ve sen gözaltından kurtulduktan sonra daha nice cesetler başıboş mermiler gibi hayatımızı dört bir yanından delip geçmeye devam edecekler. Kan ağlayacağız... İçi boşaltılmaya çalışılan vicdanlarımızla kahrolacağız. Birbirimizin ölülerine üzülmeden ve savaştan topyekun tiksinmeden bu kaostan çıkamayacağız. Böyle giderse daha çok uzun süre hep birlikte cehennemi yaşayacağız. Sen içeride ben dışarıda, kelimelerin şiddet karşında ne kadar güçlü ve ne kadar güçsüz olduğunu düşünürken... Bebekler, dün olduğu gibi yarın da annelerinin karınlarında ya da kucaklarında vurulmaya devam edecekler. Gencecik insanlar birbirlerine sarılıp ateşlerin ortasında kömüre dönecekler. Gözaltında kaybolanlardan ve sokak ortasında vurulanlardan ve faili meçhullerden ve faili malumlardan kalabalıklar, onları sevenlerin avuçlarından yıldız gibi kayacak ve anlamı göründüğünden daha derin ve kalleş bir savaşın kimsesizler mezarlığına yıllar boyunca sırayla yatacaklar. Savaş korkunç bir şey Aslı; Asla haklısı haksızı olmayan ve kelimeleri her seferinde kifayetsiz bırakan. Direnişle terör arasındaki çizgiyi vahşice yutan... İnançları, idealleri, hayalleri bir kalemde boşa çıkaran... Bizim yazmakla lanetlendiğimiz bu coğrafyada sayısız Kürt ve Türk çocuğu fazla büyümeden ölmek ve birbirini öldürmek için doğuyorlar. Biz bu ölümlerin ve öldürmelerin yasını tutmakla kaydını tutmak arasında gidip gelen kelimelerle mühürlü bir dilin çatalında acı çekerken... Savaşın gerçek anlamını bulmak ve enkazın altından topladıklarımızla şiddetten uzak bir hayatın iskeletini yeniden kurmak, şimdilik çok uzak bir ihtimal. Sahi burası neresi Aslı? Gazeteleri kapatılan, yazarları gözaltına alınan, halkı korkutulan, hukuku hiçe sayılan, Ortadoğu’da bir kapan... Demokrasisi kapanın elinde kalan... Burası hangi ülke Aslı? Gerçekte kime ait olan ve kime hiç ait olmayan... Dünyanın hangi noktası Aslı? Sönmesine asla izin verilmeyen o korkunç ateşte kavruldukça kavrulan... Peki, biz neredeyiz? Hastanelerde, morglarda ve dağlarda ve kırlarda... Gerçeklerle hayallerin asla kesişmediği vahşi uçurumlarda... Rus pilotu öldürmekle suçlanıyor Alparslan Çelik’e tahliye yok Hükümetin OHAL kapsamında yayımladığı yeni kararnameye göre İzmir’de ilk aşamada denetimli serbestlik uygulanarak 3 bin kişi tahliye olabilecek. Türkiye tarafından Suriye sınırında düşürülen Rus savaş uçağının pilotlarının öldürülmesiyle ilgili hakkında soruşturma başlatılan ve başka suçtan hükümlü bulunan Alparslan Çelik’in ise ‘iyi hali’ olmadığı için bu yasadan yararlanamayacağı öğrenildi. Çelik 2017 yılı temmuz ayına kadar cezaevinde kalacak. l DHA haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK Özgür Gündem’e baskında gözaltına alınan 22 gazeteci savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. İMC TV muhabiri Karataş gözaltına alınması sırasında yaşadıklarını anlattı tecavüz tehdidi ABD’den Özgür Gündem tepkisi: endişeliyiz ABDDışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Özgür Gündem gazetesinin kapatılıp çalışanlarının gözaltına alınmasından ötürü endişe duyduklarını söyleyip Türkiye’yi duyarlı olmaya çağırdı. Toner dünkü günlük basın toplantısında Özgür Gündem’in kapatılmasıyla ilgili soruya “Ba ğımsız bir medya kuruluşunun kapatıldığını gördüğümüzde endişe duyarız. Her zaman da bu konuda net olduk. Türkiye’yi bu türden adımların, özgür ve bağımsız medya dahil, demokratik kurumlar üzerinde yapacağı etkiye dair duyarlı olmaya çağırıyoruz” yanıtını verdi. l Dış Haberler CEZAEVLERİNDEN TAHLİYELER BAŞLADI Özgür Gündem gazetesine yapılan polis baskınında gözaltına alınan 25 ga zeteciden 22’si sevk edildikleri savcılık tarafından ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Darp edilerek gözaltına alınan gazete CANAN COŞKUN ciler Basın Savcılığı’nda “polise mukavemet” iddiasıyla ifade verdi. Üç gündür gözaltında tutulan gazetenin yazarlarından As lı Erdoğan rahatsızlanarak hastaneye kaldırıl dı. Gözaltına alınırken çığlıkları canlı yayında duyulan IMC TV muhabiri Gülfem Karataş, iş kence izlerinin doktor raporunda yer aldığını belirterek, tecavüzle tehdit edildiğini, dayağa ve hakarete maruz kaldığını söyledi. Mukavemet olmadı ALİ AÇAR Hükümetin, 671 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun”a eklenen geçici maddeyle 38 bin kişinin tahliye edileceğinin açıklanmasının ardından dün de tahliyeler devam etti. Bakırköy Kadın Kapalı İnfaz Kurumu’nda haklarında tahliye kararı verilen 120 hükümlüden 14’ü tahliye edildi. Yakınlarının tahliyesi için sabah saatlerinden itibaren cezaevi önünde bekleyen aileler, hükümetin kendilerine bir şans tanıdığını söyleyerek, “Kararın ardından ne yapacağımızı şaşırdık. Bizce herkes bir şansı daha hak ediyor. Allah sevdiklerimizi bir daha buralara düşürmesin” dediler. 10 yıllık hapis cezasının yarısını tamamlayan Berivan’ın Berivan’ın ablası Tuğba D., bir yandan sevinç yaşarken diğer yandan ise içlerinde bir burukluk olduğunu söylüyordu. Kardeşi ile kavuşma anını hayal bile edemediğini söyleyen Tuğba, “İki aydır görüş yasağı olduğu için görüşemiyorduk. O anı hayal bile edemiyorum. Buradan çıktığı anda arkamıza bakmadan çıkıp gideceğiz” diye duygularını anlatıyordu. Yanında biz olacağız Tuğba D.’nin oğlu Ulaş D. ise teyzesine kavuşacağını söyleyerek, “Yapmak istediği o kadar çok şey var ki eski hatalarını tekrarlamayacağı yönünde daha önce bana verdiği sözler var. Orada sevdiklerine kavuşamamaktan tutun da dar bir alanda yaşama kadar birçok şeyi öğrendi. Ama artık yeni bir hayata hep birlikte başlayacağız” dedi. Arkadaşına geldi Berivan ile birlikte aynı koğuşta kalan Songül de arkadaşını karşılamak için eşi ile birlikte sabahın erken saatlerinde cezaevi önüne gelmişti. Karnı burnunda bir şe Dvilearbaabiakisgınüınbdeükrliyaonrne OMgcDaAkrieüinşadlzaninynıarndeahHaiendülü,ıAvv,ar“kteiLbÇnnaLmahdkboÇTübaleakiionpyapbbmradeisaunuCaesuomnlmıkeutnleai’lznıdaunkscaayaaidkaenuirağaavlaem4vnıinçrunönb”yıışkneaniadrmamüşalevriıknaçıedneltaydıdikeb.niıellaeabaikkkbnbe3aiimeakDn8ksluaeiılblisanyyiırnenoanırn. İkinci şans ÖNCE MAVİŞ BOLU T Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndaki 36 yaşındaki Selami Özyaman’ın ilk önce koğuşunda baktığı kuşu cezaevi dışına çıkartılarak yakınlarına teslim edildi. l DHA Tahliyeler dünya basınında 1980 darbesinden farksız Gazetenin tecrübeli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, “Sultan’ın yeni esir sürüsüne yol açmak için” cezaevlerinden 38 bin mahkumun salınacak olmasını şu ifadelerle değerlendiriyor: “Türk ordusu 1980 darbesini yaptığında, ülkenin cezaevi kapasitesi 55 binden 80 bine çıkarılmıştı. Aşırı sol ve sağdan, çoğu erkek olan bu tutuklular yıllarca duruşmaya dahi çıkmadan süründü. Gülenci suçlarla itham edilen yeni tutukluları daha iyi bir kaderin beklediğini düşünmek için bir sebep yok. Geceyarısı Ekspresi filminde canlandırılan yolsuzluk ve sadizmle ünlü Türk hapishaneleri Osmanlıdan beri zalimlikleriyle tanınıyor.” Kürtleri kapsamıyor Cinayet ve tecavüzün yanı sıra terör suçlarının da af kapsamına alınmadığını vurgulayan Financial Times, “Bu da Kürtlerin çoğunun hapiste kalacağı anlamına geliyor” dedi. Ürkütücü karar ABD’nin önde gelen gazetesi, “Onbinlerce suçlunun salıverilmesiyle ilgili ürkütücü karar, Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümet düşmanı olduğundan şüphelenilenlere yönelik tasfiyeleri genişletirken devleti rahatlatmak için alındı. Bu tasfiye ve gözaltılar kamuda, yargıda, eğitimde, basında ve diğer pek çok alanda derin boşluklar açtı. Türkiye bir kez daha ‘dünyada en çok gazeteci hapseden ülke’ konumuna geldi” yorumunu yaptı. l Dış Haberler kilde arkadaşını bekleyen Songül, 3 yıl kader ortaklığı yaptıklarını ve kardeş gibi olduklarını söyleyerek, “3 yıl beraber aynı havayı soluduk. Burada gerçek dostluğu bulursan asla unutulmuyor. Bugün onun için bu halimle buraya geldim. Allah bizi bir daha buralara düşürmesin” diyerek duygularını dile getirdi. l İSTANBUL Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından savcılıkta ifade veren gazeteci Ender Öndeş, Özgür Gündem gazetesinde ekonomi sayfasında bazen yazılar yazdığını kaydederek, “16 Ağustos 2016 günü saat 16.3017.00 sıralarında kalaşnikoflu güvenlik güçleri gazeteye girdi ve arama yapacaklarını söylediler. Bu sırada avukatlarla görüşme halindeydiler. Ufak çaplı bir iki tartışma haricinde herhangi bir sıkıntı yaşanmadı. Kesinlikle güvenlik güçlerine mukavemette bulunmadık” dedi. Öndeş, neden gözaltına alındığımı anlamadığını aktararak, “Gazetenin ikinci katından aşağıya indirilirken beni ittiler, yere düştüm. Otobüse bindirilip nezarete alınıncaya kadar tahminime göre 34 saatlik zaman diliminde sürekli darba ve hakarete maruz kaldım. Kesinlikle üzerime atılı suçlamaları kabul etmem. Hiçbir sebep yokken beni gözaltına alan beni darp eden ve hakaret eden polis memurlarından şikâyetçiyim” dedi. Hakaret ettiler IMC TV muhabiri Gülfem Karataş, polislerin kendisini tecavüzle tehdit ettiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Kırmızı tişörtlü bir polis merdivenlerden indiğimiz sırada sırtıma zincirle vurduğu için yaralandım. Bu sırada gözlüğüm kırıldı. Ayrıca burada beni ters kelepçelediler. Yedi saat kelepçeyle bekletildim. Bu yüzden bileklerim hâlâ yaralı. Polis aracına bindirildiğimde yüzüme vurularak darp edildim. Bunların hepsini doktor raporunda bulabilirsiniz. Bize ‘vatan haini, Ermeni dölü, Yahudi dölü’ gibi sözler söylendi. Üç hilal bilekliği olan bir polis bunu bize göstererek ‘bunun anlamını biliyor musunuz, o...., k.....’ diyerek hakaret etti.” Eliyle çıkarmaya çalıştı Gazeteci Sinan Balık da “Otobüse bindirildiğimizde gözümdeki lensi polislerden biri elleri ile çıkarmaya çalıştı. Silahın dipçiği ile darp edildim. Şikâyetçiyim” dedi. “Bunlarla ne işiniz var” Dicle Haber Ajansı muhabiri Özgür Paksoy ise, “Güvenlik güçlerine mukavemette bulunulmadı” dedi. Paksoy, gözaltına alındıktan sonraki süreçte hakaret ve darba maruz kaldığını belirterek, “Ayrıca Kürt kökenli olmayan ve gözaltına alınan şahıslara ‘sizin bunlarla ne işiniz var’ denilerek hakaret edildi. Kadınlara kötü muamelede bulunuldu” diye konuştu. Günak Aksoy ise serbest bırakıldıktan sonra “Otobüste çevik kuvvet bize ‘Abdülhamit’in torunları kazandı, Lenin’in torunları kaybetti’ dedi” açıklamasını yaptı. Aslı Erdoğan rahatsızlandı Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve yazar Aslı Erdoğan’ın ise İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube’deki sorguları sürüyor. Özgür Gündem’in kapatılmasının ardından evine baskın yapılarak gözaltına alınan gazetenin Yayın Danışma Kurulu üyesi ve yazarlarından Aslı Erdoğan, tutulduğu nezarethaneden rahatsızlanması üzerine hastaneye kaldırıldı. Avukatlarının savcılıktan aldığı bilgiye göre, Erdoğan hastanede tedavisi yapılmasının ardından tekrar nezarethaneye gönderildi. Kapatma ve gözaltı itirazı Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasına ve gözaltılara itiraz edildi. İtiraz dilekçesinde kararın “Hukuki ve yasal gerekçeden yoksun”, süresinin belirsiz olması olmasının ise “sansür” niteliği taşıdığı, usul ve yasaya, anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve temel hukuk kurallarına aykırı olması nedeniyle kaldırılması talep edildi. l İSTANBUL Açık görüşe sınır: İki ayda bir Adalet Bakanlığı cezaevleri ile ilgili iki önemli düzenleme yaptı. Daha önce koşullu salıverilmelerine 2 yıl kala kapalı cezaevinden açık cezaevine ayrılabilen, “nitelikli hırsızlık, yağma, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımını kolaylaştırma” suçlarından mahkum olanlar, koşullu salıverilmelerine 5 yıl kala açık cezaevine ayrılabi lecek. Koşullu salıverilmelerine 2 yıl kala kapalı cezaevinden açık cezaevine ayrılabilen “cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, eşi kasten öldürme” suçlarından hüküm giyenler de koşullu salıverilmelerine 3 yıl kala kapalı cezaevinden açık cezaevine geçebilecek. Diğer önemli düzenlemeye göre tutuklu ve hükümlülere tanınan ayda bir açık görüş hakkına istisna getirildi. Törerle Müca dele Yasası ve devlete ve millete karşı işlenen olarak tanımlanan “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, düşmanla işbirliği yapmak, devlete karşı savaşa tahrik, düşman devlete maddi ve mali yardım, Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, açıklama, siyasal ve askeri casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, uluslararası ca susluk, devlet sırlarından yararlanma, yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini” gibi suçlar kapsamında cezaevinde tutulan tutuklu hükümlülerin bu hakları sınırlandırıldı. Tüm hükümlü ve tutuklular için ayda bir olan açık görüş hakkı bu suçlardan cezaevinde bulunanlara iki ayda bir tanındı. İki ayda bir açık görüş hakkına ilişkin karar da cezaevi yönetimine bırakıldı. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear