28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 29 Haziran 2016 EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: İLKNUR FİLİZ Yunus Nadi ölümünün 71. yılında anıldı Gazetemiz kurucusu, milletvekili ve yazar Yunus Nadi Abalıoğlu için ölümünün 71. yılında Edirnekapı Şehitliği’ndeki mezarı başında tören düzenlendi Gazetemiz kurucusu, milletvekili ve yazar Yunus Nadi Abalıoğlu, ölümünün 71. yılında Edirnekapı Şehitliği’ndeki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Anmaya Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Spor Müdürümüz Arif Kızılyalın ve gazetemiz çalışanları katıldı. Saygı duruşunun ardından konuşan Orhan Erinç, Yunus Nadi’nin ölümünün 71. yılında mezarı başında saygı ve özlemle andığımızı belirterek, “Yunus Nadi Bey, ulusal kurtuluş savaşının ardından Cumhuriyetin ilanına kadar geçen süreçte hem gazeteciliği hem de vatan savunmasını birlikte götüren ustalarımızdan biridir. Atatürk’ün isteği ile 1924 yılında Cumhuri yet gazetesini çıkarmış, 7 Mayıs tarihli başyazısında yayın ilkelerini yazmıştır. O günden bu yana da başyazıdaki kurallar, Cumhuriyeti yönetenler ve çalışanlar tarafından geçerli ilkeler olarak kabul görmüştür. Şu anda Cumhuriyet’in yayın sahibi olan Cumhuriyet Vakfı senedinin başlangıç bölümünde aynı ilkeler yer almıştır. Cumhuriyet’in bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki ilkelerinde de Atatürk’ten, devrimlerinden ve ilkelerinden yana olan tutumunu sürdürecektir. Bugün burada kendisine Cumhuriyet çalışanları adına şükranlarımızı sunduk” dedi. Tören Erinç’in konuşmasının ardından dua edilmesiyle sona erdi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Yunus Nadi Yunus Nadi Abalıoğlu’nun anmasına Orhan Erinç ve Cumhuriyet çalışanları katıldı. Yıldırım’dan imamlara ‘resmi nikâh’ yetkisi Başbakan Yıldırım uygulamayı devrim gibi düzenleme diye açıkladı KONUK YAZAR Erol Önderoğlu ‘Derebeyi’ Panama için tehdit ediyor Tutukluluğumuzun ilk haftası, dışarıda, toplumsal gerçekleri yazanlara karşı yoğun baskılarla geçti. Mesela; yurttaşın boğazından, ulusal gelirden kendisine “Panama”da paralel ekonomi kuran bir derebeyi, salt bunu duyuran Cumhuriyet Gazetesi’ni tehdit etmeye cüret edebiliyor. Yolsuzluk cennetlerinden biri Türkiye’de iktidar daha dün bakanlarımızın başını beladan kurtardığı halde bu işadamı neyin endişesini taşıyor ki? Bir şey olmaz! Yargımızın çetin mücadelesi gazeteciyle... Kadir Topbaş’ın damadı afet toplanma alanının şaibeli şekilde imara açıldığını yazan Çiğdem Toker’e hem hapis hem de 1 milyon TL’lik tazminat davası açtı. Gazeteci beraat etse de tazminattan hâlâ yargılanıyor. Olan çevreyi katledenlere değil, gerçekleri yazanlara oluyor. Panama belgeleri çıktığında yargımız ne yapar dersiniz? İşte öyle meraktan ölün! Sevgiler EROL ÖNDEROĞLU Metris Cezaevi, 28 Haziran 2016 Medeniyet için 1 milyon imza Çeşitli kadın kuruluşlarının bünyesinde bulunduğu İKKB, çocuk gelin, resmi nikâh olmadan imam nikâhı kıyılması gibi medeni kanunun ihlal edildiği uygulamalara dikkat çekmek için 2 yıl önce başlattıkları ‘Medeni Kanunuma Sa hip Çıkıyorum’ kampanyasıyla 1 milyon imza topladı. Türkiye genelinde toplanan 1 milyon imza başta TBMM Başkanlığı olmak üzere Meclis’te grubu bulunan partilerin grup başkan vekillerine gönderilmek üzere PTT şubesinden postalandı. Gençliğe Hitabe’yi okumak suç Bursa’nın Merkez Osmangazi ilçesinde bulunan Hasan Âli Yücel Anadolu Lisesi 10. sınıf öğrenicisi Begüm Özkan ve 2 arkadaşı, karne töreninde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okudukları için disipline sevk edildi. Begüm Özkan, “Gençliğe Hitabe’yi okurken okul müdürü yanımıza gelip ‘Sizi bu okulda tutmam’, ‘Çık dışarı’ diye bağırdı. Okula gittiğimizde sözlü olarak ifademiz alındı. Ardından bizleri disiplin kuruluna sevk ettiler. Kâğıtların birinde ‘Gençliğe Hitabe’yi okumanın suç olduğunu biliyor musuz?’ diye sorular vardı” dedi. l DHA Begüm Tilavet din özgürlüğünü zedeledi Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde geçen günlerde savcılığın gerçekleştirdiği Kuranı kerim tilaveti HSYK’ye şikâyet edildi. Avukat Ergin Cinmen, HSYK’ye sunduğu şikâyet dilekçesinde tilavete katılan hâkim ve savcılar hakkında soruşturma başlatılmasını talep etti. Avukat Cinmen tarafından HSYK Başkanlığı’na sunulan dilekçede dini ayinin başta laiklik ilkesi olmak üzere, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı ilkeleriyle, yargıç ve savcıların önemli bir kesiminin din ve vicdan hürriyetini zedelediği belirtildi. l CANAN COŞKUN Başbakan Binali Yıldırım partisinin grup toplantısında vatandaşlık hizmetleriyle ilgili devrim gibi düzenlemeler getireceklerini belirtti. Yıldırım özetle şöyle konuştu: “İçişlerinde vatandaşlık hizmetlerinde devrim gibi düzenlemeler geliyor. Evlenme ve ölüm gibi nüfus olayları için artık nüfus müdürlüklerine gitmeye ihtiyaç kalmayacak. Vatandaş bundan böyle mahkeme kararına ihtiyaç duymadan adlarını, soyadlarını değiştirme hakkına sahip olacak. Basit bir işlemle değiştirebileceksiniz. Pasaport ve ehliyet işlemi artık bundan böyle nüfus idarelerinden yapılacak. Büyükşehir Yasası ile mahalleye dönüştürülen köylerin muhtarlarına evlendirme yetkisi veriyoruz. Ayrıca il ve ilçe müftüleri de resmi nikâhları kıyabilecek.” Buğday fiyatını açıkladı Yıldırım, “Esnaf ve sanatkârların borçlarının gecikmiş faizleri silinecek, ana parasını ödeyecek. Bu ana para da yeniden taksitlendirilecek. Çiftçilerimiz Toprak Mahsülleri Ofisi’ne (TMO) satmak isterse, ürün bedellerinin tamamını bayram önce peşin alabilecek. 2016 yılı için Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğdayın alım fiyatını ton başına 910 lira olarak belirledik” dedi. l ANKARA igÖfteğlarmreeatDmnieenndseeonrusu Kâğıthane Milli Eğitim Müdürü Muhammet Çayır, geçen günlerde Nurtepe Sosyal Tesisleri’nde düzenlediği iftar yemeğine katılmayan aday ve danışman öğretmenlerin yemeğe katılmama mazeretlerini talep etti. Resmi yazıda mazeretlerin, ‘İnceleme ve soruşturma’ konusu yapılacağı belirtildi. Eğitim Sen 3’No’lu Şube Başkanı Hüseyin Tosun, “Dini ritüellerin zorunlu tutulmasını kabul edilemez” dedi. Öğretmenlere yönelik henüz bir soruşturma açılmadığını belirten Hüseyin Tosun, “Bizler üyelerimize herhangi bir mazeret bildirmemeleri söyledik. İftar yemeği bir davettir. İsteyen katılır, isteyen katılmaz. Bunun öğretmenlikle bir ilgisi yoktur. Laik eğitim sisteminde bu tarz uygulamaların yeri yoktur” diye konuştu. l İSTANBUL Önderoğlu ve Nesin Silivri’de Özgür Gündem gazetesinin tutuklanan nöbetçi genel yayın yönetmenleri Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve yazar Ahmet Nesin tutuklu bulundukları Metris Cezaevi’nden dün Silivri 5. No’lu Cezaevi’ne gönderildi. Eşi, Metris’i anlattı Metris Cezaevi’nde eşi Ahmet Nesin’i iki kez ziyaret edebilen Hi lal Nesin, Metris Cezae vi’ndeki koşulları anlatıp eşinin tansiyon hastası ol masına rağmen tek kişilik hücrede tutulduğunu ak tararak, “İçerde olmaları ne kadar saçmaysa cezaevi Ahmet Nesin koşulları da o kadar rezil diyebilirim” diye konuşmuştu. l Haber Merkezi Ermenek için soruşturma izni Karaman’ın Ermenek ilçesinde 28 Ekim 2014’te 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 2’si tutuklu 16 sanığın Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, daha önce soruşturma izni verilmeyen Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ndeki (MİGEM) 18 sorumlu hakkında, Da nıştay tarafından soruşturma yapılması yönünde karar verildiği ortaya çıktı. ‘Fukara diye aşağılıyorlar’ Ölen madenci Ali Haznadar’ın eşi Fadime Haznadar, “Hâkim bey, zevk alır gibi olayı anlatıyorlar. Bu bizim çok ağrımıza gidiyor. Yüce adaletinize sığınıyorum. Ben ne çekiyorum kimse bilmiyor. Bizi fukara diye aşağılıyorlar” dedi. l DHA haber 11 Eşeği kaybedip bulmanın dayanılmaz hafifliği Küsüşmek bir dakika ama sevişmek de bir dakika. Başımıza ne geliyorsa hep o bir dakikalarda geliyor. Zaman gerçekten görece. O bir dakikanın içine yıllar sığıyor, nice savaşlar, hesaplaşmalar, paylaşmalar, restleşmeler sığıyor. O bir dakikada ölüyoruz ve diriliyoruz ve tekrar ölüyor ve tekrar diriliyoruz. Bu arada iktidarların bizim ölmelerimiz ve dirilmelerimiz üzerinden yaptığı hesaplaşmalar, ettiği kârlar, çektiği restler yasalarla ve sözleşmelerle ve özürler ve ricalarla süslenip tarihin başarı tahtına kuruluyor. Kim kimi dize getirdi, kim oyuna geldi; kim postu serdi... Kendi ideolojik cümlelerimizle her birimiz tarihin farklı bir paragrafını yazıyoruz ve başarıyı kendimize yontuyoruz. Bu arada tüm kurnaz iktidarlar, bir yandan çeşitli ekonomik işbirliği modellerini kovalıyorlar diğer yandan da bu uğurda çıkarılan savaşlardan ve kopan fırtınalardan nemalanıyorlar. Biz aklımızdan ve hatta oyumuzun değerinden bile şüphe ede ede bu kurnaz iktidarların hesapçı birlikteliklerini ve bu birlikteliklerin inişli çıkışlı akıbetini melül melül izliyoruz. Bu hengâmede aramızdan yere düşenlerin, ölenlerin üzerine basa basa hep birlikte karanlığa doğru yükseliyoruz. Gerilimler, restleşmeler, küfürleşmeler ve sonra yeniden uzlaşmalar, el sıkışmalar, anlaşma imzalamalar arasında ortaya çıkan karadelikler yanı başımızdaki sayısız hayatı yutup yok ediyorlar. Bu süreçte ortaya çıkan felaketler ne kâr sütununa, ne de zarar sütununa yazılıyor; hafızalardan alelacele siliniyorlar. Biz gözlerimiz rakamlarda; yüzdelerle, istatistiklerle yatıp kalkıyoruz ve onlarla doldurduğumuz en güvensiz, en vahşi alanlarda kendimizi güvende sanıyoruz. Eşek bir kayboluyor bir bulunuyor; bir kayboluyor bir bulunuyor. Biz bir yılıyoruz, bir seviniyoruz; bir yılıyoruz, bir seviniyoruz. Bugün onla barışan, bundan özür dileyen dış diplomasi, pek yakında muhtemelen içerde de kopan bağları yenileyecek, gerilen telleri gevşetecek. Hatta belki tekrar barış sürecini telaffuz etmeye bile başlayacak. Biz kaybolan ve bulunan eşeklerin sırtında gündeme servis edilen verilerle meseleyi yeniden ve muhtemelen sevinçle tartışmaya koyulacağız. Gene hamasi sözlere, hamasi dillere, hamasi görüntülere tav olacağız. Kelimelerin içi boş mu; dışı neyle kaplı; aslında ne oluyor? Hiçbirini anlayamadan yeni bir düzenin heyecanına kapılacağız. Böylece epeydir üzerimize çöreklenen o korkunç ağırlık bir süreliğine kalkacak. Ağırlıklardan kurtulmaya bayılıyoruz; her fırsatta bedelini hiç sormadan hemen hafifliyoruz; tecrübeyle sabit. Ağırlık kalkacak ve eşeğimizi kaybedip bulmanın, sonra tekrar kaybetmenin ve yeniden bulmanın ve kaybetmenin ve bulmanın dayanılmaz hafifliği üzerimize çökecek. Ardından kafamıza artık dev bir kaya mı düşer; yer yarılır biz içine mi gireriz; dünya tersine mi döner... Hafifiz ya fazla düşünmeyeceğiz. “Amaaan, dünyanın tersi belki düzünden daha iyidir” diyeceğiz; bu da tecrübeyle sabit. İnceldiğimiz yerden her zaman olduğu gibi ikiye bölünüp, hayatı kendi yanımıza doğru hafif hafif ve umarsızca çekiştireceğiz. İktidarlar, dünyanın her yerinde usulca ikiye bölünen ve hayatı hafif hafif kendi yanına doğru umarsızca çekiştiren halkları severler. Ağırlaşan kafaları da o yüzden hemen keserler. Bursa patlamasının iddianamesi tamamlandı Bursa’da Ulu Camii’nin Batı Kapısı yakınında 27 Nisan’da Eser Çali, çantasında taşıdığı bombayla kendini patlattı. Saldırıda, 13 kişi yaralandı, 11 işyeri hasar gördü. Saldırıyı TAK üstelendi. Bursa Emniyet Müdürlüğü tarafından Bursa, İstanbul, Afyonkarahisar, Uşak ve İzmir’de 8’i kadın 17 şüpheli gözaltına alındı. Mahkemeye çıkartılan zanlılardan Emine Kızıl, Ümmü Gülsüm Meşe, Mithat Tunç, Tuba Kızıl, Zekiye Zorka ve İsa Casım tutuklandı, diğerleri serbest bırakıldı. Soruşturmayı tamamlayan Bursa Cumhuriyet Savcılığı, tutuklu 6 sanık hakkında, 304’er yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Sanıkların yargılanmasına Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önümüzdeki günlerde başlanacağı belirtildi. l BURSA/DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear