24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 1 Haziran 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ ALIŞACAKLARErdoğan, yüksek yargı başkanlarının yurt gezilerine katılmasına yönelik eleştirileri yanıtladı HAKAN DİRİK verdi. Erdoğan, “Ben halkının yüz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendi de 52 oyunu alarak seçilmiş bir Cumhurbaşkanıyım. Yargı organının da Cumhurbaşkanıyım, yürüt siyle birlikte yurt gezisine menin de Cumhurbaşkanıyım, ya çıkan yüksek yargı başkanla sama organının da Cumhurbaşka rını eleştirenlere “Bunlar daha nıyım” dedi. alışmadılar buna ama daha çok Muhalefetin siyasi sığlık için alışacaklar” karşılığını verdi. Af de olduğunu kaydeden Erdoğan, rika ziyareti öncesi Adnan Men “Muhalefet siyaseti öğrenememiş, deres Havalimanı’nda açıklama önce siyaseti öğrenmeleri lazım. larda bulunan Erdoğan, yüksek Tayyip Erdoğan selam verse, niye yargı üyelerinin gezisine katıl selam verdi diye hesabını soracak masına ilişkin sürdürülen tar lar. Bunlar boşuna yoruluyorlar. tışmalara 8. Cumhurbaşkanı Biz, yargının başkanlarıyla temsil Turgut Özal’ı anımsatarak yanıt noktasında olanlarıyla bu tür se Çanta gibi Özal’ın üslubuyahatleri rahatlıkla yaparız, yasal, ahlaki olarak hiçbir yanlış yok taşıyortur. Bunlara alışmadılar bugüne kadar ama alışacaklar. Daha çok böyle devletin milletle kaynaştığı şeyleri görecekler. Biz yargının en üst temsilcileriyle orada halkımızla beraber çay tamilarının başında çay topladık. Şimdi ‘tami’yi de soracaklar tabii ne söylemek istedi diye. Onu da öğrenecekler. Balıkesir’de böyle bir seyahati Yargıtay Başkanı’nın daveti üzerine yaptık. Herhalde Rize’ye gittik diye rahatsız olmuş olabilirler.” l İZMİR 8. Cumhurbaş kanı Turgut Özal da cum hurbaşkanı se çildiği dönem de yüksek yar gı üyeleri ve toplumun çe ÖZAL şitli kesimleri nin kendisiyle il gili eleştirilerini benzer bir üslupla yanıtlamıştı. Turgut Özal eleştirilere “Alışırlar, alışırlar” yanıtını vermişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı Rüştü Cirit’in “dava tehdidi”ne, “Açmazsan namertsin” yanıtı verdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ge zilere katılan Danıştay, Sayıştay ve Yargıtay başkanlarını “Erdoğan bunları yanında çanta gibi taşıyor” diye eleştiren Kılıçdaroğlu, “Kaçak Saray’da bir sürü oda var, oraKılıçdaroğlu da dursunlar, el etek öpsünler ama cüppelerini çıkarsınlar” dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında şu mesajları verdi: Ne işiniz var orada? Yargıtay, Danıştay, Sayıştay başkanları çay tahlil etmek için Erdoğan’la Rize’ye gitti. Sonra Kırşehir’e gittiler. “Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır. AYM kararına saygı duymuyorum” dedi. Cumhurbaşkanı bunu diyorsa sen hangi gerekçeyle gidiyorsun. Önünde el pence divan duruyorsun? “Tarafsız değilim” diyor. Bunları yanında çanta gibi taşıyor, siz de onun çantası oluyorsunuz. Obama salona girerken hâkimlerin hiçbiri ayağa kalkmıyor. Bunlar el pençe divan. “Bizi eleştirenleri mahkemeye vereceğiz” diyor. Vermezsen namertsin. Bu eleştiriyi yargıya duyduğumuz saygıdan yapıyoruz. Bu tür insanlar Yargıtay’ı, Danıştay’ı, Sayıştay’ı temsil edemez. Kaçak Saray’da bir sürü oda var, orada dursunlar, el etek öpsünler ama cüppelerini çıkarsınlar. İzmir ve Adana’ya gelin Namus ve şeref kavramı hadi onun için önemli değil, sizin için de mi değerli değil? Yargıya yazılı talimat veriyor. Anayasa açıkça ihlal ediliyor. Fiili durumu yasal hale getirin diyor. Bunu söyleyen adamın yanında sizin ne işiniz var. Sıkılmadan ‘bizi davet ettiler gittik’. Ben de sizi önümüzdeki İzmir ve Adana toplantılarıma davet ediyorum. Kendi söylemlerine meşruiyet tanımak için bunları yanında çanta gibi taşıyor. Siz de onun çantası oluyorsunuz. l ANKARA / Cumhuriyet KDıAlVıUçTdOarĞoLğUlNuİ’YnEaGgİöTTrİe? Kılıçdaroğlu, konuşmasında eski Başbakan Davuoğlu’nun görevinden olmasına neden olan 5 unsuru da sıraladı: 1Davutoğlu, “şeffaflık” dedi. Saraydaki, “Mal bildirimini il ve ilçe başkanları düzeyine indirirseniz, bu görevi üstlenecek kişiyi bulamazsınız” dedi. 2 Davutoğlu, “Halk anayasa değişikliği için bize yetki vermedi o zaman sorumluluğumuz varolan sistemi işletmek” dedi. 3 Davutoğlu akademisyenlerin bidirgesinin ardından “Tutuklu yargılanmaya karşıyım” dedi. 4 Davutoğlu, gittiği yerlerden aldığı hediyeleri kaydettirdi. Erdoğan, “Ben başbakan olarak gittim, Kaddafi’nin elinden 250 bin Dolar parayı aldım, kaydettirmedim” Bu parayı ne yaptın? Emine hanımın kurduğu bir vakıf var. Sarraf, ABD’de hayırsever birisiyim diye dilekçe sundu. Eski para ile vakıfa, 7 trilyon para bağışlamış. Vakıfın kayıtlarında bu para görünmüyor. 5 Davutoğlu örtülü ödenekin , başındakini görevden aldı, çünkü karnesi kirli. Sen misin görevden alan, “Oysa biz malı götürüyorduk. Şimdi karşımızda namus timsali gibi dikiliyorsun ben seni görevden alıyorum” dedi. Yüksek yargı organlarının başkanlarını eleştiren Kılıçdaroğlu, Cirit’in dava tehdidine “Açmazsan namertsin” yanıtı verdi CHP’den eGyelezimi CHP’li bazı milletvekilleri, Gezi olaylarının üçüncü yılı nedeniyle Meclis’te CHP Grup toplantısının ardından eylem yaptı. Muhalefet kulisinde toplanan CHP’li milletvekilleri, Gezi olayları sırasında yaşamını yitirenlerin fotoğraflarından hazırlanan pankartlarla basın kapısı önünde açıklamalarda bulundu. Milletvekilleri, “Gezi şehitleri ölümsüzdür, Gezi Direnişi onurumuzdur” sloganları attı. TBMM Genel Kurulu dün toplantı yeter sayısı bulunamadığı için sürpriz şekilde kapandı. AKP’lilerin toplantı yeter sayısına ulaşamamasında, CHP ve HDP’nin Gezi eylemlerinin üçüncü yılı nedeniyle verdiği araştırma önergelerinin görüşülmemesinin etkili olduğu belirtildi. l HDP EŞ GENEL BAŞKANI DEMİRTAŞ: Bizimle de İstanbul mitingimize gelin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında yüksek yargı başkanlarının Rize’de Erdoğan’la birlikte çay toplamasına tepki göstererek “Çay toplamanın neresi Cumhurbaşkanı’yla ortak programdır? Hangi kanunda vardır? Bizimle de gelin programlara. Pazar günü İstanbul mitingimiz var; Yargıtay ve Danıştay başkanlarını davet ediyorum” dedi. Yargı başkanlarının Erdoğan’ın “Yargı gereğini yapacak” açıklamasını alkışlamasına da tepki gösteren Demirtaş, “Bu adamlar bizi yargılayacak. Biz nasıl buna normal bir yargı faaliyeti diyeceğiz? Yargıtay başkanının hukuka saygısı varsa yanlış yaptım diyerek istifa etmesi lazım. Senin alkışladığın cümleler bizim yargılanacağımız cümlelerdir” diye konuştu. Partili Cumhurbaşkanlığı adı altında başkanlık sistemine giden yolun taşlarının döşenmek istendiğini kaydeden Demirtaş, HDP’nin tavrının net olduğunu belirterek, “Başkan olunca tam olarak hangi yetkileri olacak? Bugünden farklı ne yapacak? Başbakan’ı görevinden alabiliyorsun. Bir partinin genel başkanının kim olacağına karar veriyorsun. Yargı Pazartesi 30 Mayıs 2016 SELİN ONGUN TUNCER selinongun@cumhuriyet.com.tr TasaRım: BAHADIR AKTAŞ Bİ soRmaK lazım söyleşi 7 HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİ EŞ GENEL BAŞKANI SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Kılıçdaroğlu, Genelkurmay’dan dokunulmazlıkla ilgili brifing aldı HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Diyarbakır’da konuştuk. Demirtaş ile yaptığımız canmış bir ismi hatırlamıyorum. n Vekilleriniz tutuklanırsa, strateji niz nasıl olacak? kapsamlı söyleşinin tamamını cumhuri Biz “TBMM’yi kesin ve nihai olarak yet.com.tr’den okuyabilirsiniz. Önümüz terk ettik ve bir daha olmayacağız” şek deki siyasi süreci şekillendirecek doku linde bir karara gitmeyeceğiz. Ama alter nulmazlık gündemine ve geçen bir yılın natif direniş yöntemlerimiz olacak. siyasi özeleştirisine dair öne çıkan değer n Farz edin beş vekiliniz tutuklandı, lendirmeleri için buyurun. grup parlamentodan çekilecek mi? n CHP’nin dokunulmazlık tavrı belli: Öyle bir durumda arkadaşlarımızın “HDP’ye destek yok, AYM’ye bireysel parlamento çalışmalarını hiçbir şey yok başvuru var.” Bu neyin tercümesi? muş gibi sürdürmesi kolay değil. Ama Politika üretememekten kaynaklı bir parlamenter sıfatıyla her yerde çalışmak tıkanıklık. CHP için AKP’nin gündemine mümkün. “İstifa ettik, küstük, oynamıyo takılmadan, AKP’den korkmadan siyaset ruz” yaklaşımı içinde olmayacağız. Tür yapma imkânı doğmuştu. Yine korktular. kiye siyasetini AKP’ye dar edeceğiz. Oysa tam bu noktada Kürt sorununa iliş n “Diyarbakır’da parlamento kura kin ne söyleyecek ise söylemesi gerekir caklar” diyenler heveslenmesin mi? di. Ama “AKP, bizi HDP’liler ile yan yana Net söyleyeyim. “Buradan nihai ola geldiler diyerek suçlamasın” basitliği ile rak parlamentoyu terk ediş noktası çı bir kez daha siyaset üretemediler. kar” diyenler böyle bir şey beklemesin. n Size “Bu süreç içimize sinmedi” di Alternatif parlamentolar olsa bile bu yen CHP’liler oldu mu? nun tek merkezi Diyarbakır olmayacak. Bizzat karşılaştığım yok ama basına yansıyan CHP’lilerin açıklamalarını elbette takip ettim. Ama biz neticede sonuca bakarız. Sayın Kılıçdaroğlu’nun “evet vereceğiz” açıklamasından sonra AKP ce 30 Mayıs, Cumhuriyetİzmir’de de, Diyarbakır’da da olacak. Biz Türkiye’nin partisiyiz, Meclis’in iradesine el konulmuşsa bu sadece Diyarbakır’daki değil İzmir’deki, İstanbul’daki seçmenimize karşı da yapılmıştır. Dola saret edip, Meclis’e bu teklifi getirmiş yısıyla Meclis’i terk edip alanı AKP’ye bı tir. Dolayısıyla teklifin sahibi AKP değil, maHmUT rakmayacağız. Her yerde olacağız. Önder: BrifingiKılıçdaroğlu’dur.Kıvırmanınanlamıyok. n Devasa bir kriz ufukta. Bu süreçte “Kılıçdaroğlu ya da kurmaylarıyla görüşelim” seçeneğini düşündünüz mü? Hayır, bizim resmi bir görüşme arayışımız olmadı, kendilerinin de olmadı. Ama gayri resmi düzeyde çok sayıda arkadaşımız durumu CHP’lilere anlatmaya çalıştılar. Zaten CHP’nin önemli temsilcileri oRal Demirtaş, baskın seçim olasılığına ilişkin, “Yüzde 11’in üzerinde gözüküyoruz. Hiçbir ankette altına düşmedik” diyor. ten. Kendisinin çok büyük hata yaptığını düşünüyorum. Çünkü kendi parti yönetimi hayır kararı almıştı. CHP’nin parti meclisi ve merkez yürütme kurulu hatta meclis grubunun ağırlığı hayır kararı al bakan, Cumhurbaşkanı, bakanların bilgisi ve onayıyla yapıldı. Sırrı Bey’in de ifade ettiği odur. Siz bizi bundan dolayı suçluyorsunuz da ortada suç yok kardeşim! Cumhurbaşkanı’nın başbakan oldu olduğunu söyleyen eski AKP’li kurmaylar oldu. “Bu gidişat büyük bir akılsızlık örneği, ülkeyi felakete götürüyor Erdoğan” diyen AKP’li çok sayıda kurmay oldu. Çözüm sürecinin bitirilmesinden bu Gönül teli Cizre’de koptu n Çok kez “duygusal kopuşa varıyo ruz” uyarıları dillendirildi. Gönül teli koptu mu? Koptu tabii ki, Cizre’de koptu. Cizre’de bu yaşanmasın diye çok uğraştık. Ellerine devletin ne kadar acımasız olabileceğini göstermenin tarihi fırsatı geçmiş bu tasarıda CHP’den en fazla iki veya üç mıştı. Bu oylamaya hayır verilecekti ama ğu dönemde biz Kandil’e giderken “şunu yana hatta dokunulmazlık tartışmaların ti. Cizre’deki bodrum katliamını yakla “evet” oyu çıkacağını tahmin ediyorlardı. bir genel başkan kendi partisinin yöneti da iletin” ya da dönüşte “ne oldu, nasıl da dayanışma mesajı diyebileceğimiz, ya şık bir aya yaydılar. Bilerek herkes hüc CHP’liler söylediİfadevermeyeceğiz n“376 evet” sizin için ne demek oldu? Meclis’te üçte ikiye yakın çoğunluk kesinlikle çokkültürlü, çokdilli, çok inançlı parlamento gerçeğinden rahatsız. Şu gün gerçekten tarihi sorumluluklarımız olmasa parti ya da birey olarak bir tek gün bile o parlamentoya gitmek istemiyorum. Faşizme, diktatörlüğe evet demiş 376 in minin aldığı kararı bile tanımayacak şekilde ordudan gelen isteği yerine getiriyorsa bizim artık konuşacak bir şeyimiz kalmamamıştır. n Bu söylenti ya da duyum Kılıçdaroğlu’nun televizyondaki “evet diyeceğiz” açıklamasından önce mi size ulaşmıştı? Evet, hatta eski asker kökenli bir CHP milletvekili aracılığıyla iletildiği, söylendi. Kendisi karargâha çağrılmış, kendi geçti” gibi bize ilettiği şeyler var. Bunların hiçbiri suç değil. Kaldı ki ortada müzakere yasası diye bir yasa var. Tüm görüşmeler bu yasaya göre yapıldı. İki buçuk yıl bu görüşmeler yapılmasaydı belki şu an binlerce insan daha ölmüş olacaktı. Binlerce insanı kurtarma adına yapılan görüşmeler ahlaki olarak da yanlış değil. AKP’lilerden destek mesajı pılanın ne kadar büyük bir hata olduğunu söyleyen çok sayıda mesaj ulaştı bize. n Dolmabahçe resminden sadece Efkan Ala kaldı, “neden o kaldı” soranıda çok. Neden diğerleri gitti diye sormak lazım. Sürecin ilerlemesinde hükümet kanadında önemli isimler vardı. En önemlilerden biri Sadullah Ergin’di. Sürecin bozulmaması için, öyle kritik riskler üstlen relerine kadar korksun istediler. Evet, Kürtler “Bize biat etmeyenlere karşı bu denli acımasız oluruz” mesajını aldı. Dersim’de, Maraş’ta, Sivas’ta gerektiğinde bu mesajı gösteren devlet 2016’da da değişmemişti. Kürtler bu mesajı aldı. Bu mesajı almış olan Kürtlerin gönlünde bir daha asla Türk devleti ile bir aidiyet ilişkisi kurulamayacak. Böyle bir Türk devleti ile bu mesajı almış bir Kürt toplumu sanın oradaki varlığı be sine brifing verilmiş ve n “Suç değildi”nin altını çizecek, ya di ki. İnanamıyorum. Sil arasında bir ilişki asla ni huzursuz ediyor. Bu sıradan bir olay değildi. Doğrudan bizi parlamen Kılıçdaroğlu’nun ordudan aldığı bri Kılıçdaroğlu’na iletmesi istenmiş. Bunu duyduk biz. Ve hemen ay şanmış başka örnekler var mı? Kandil’e giden bir heyetimize şu ile tilmişti: “Biz adadakiyle tüm konuşma diler bitti. n Ergin’le ilgili “ipi göğüsledi” diyebileceği Tutuklamalar olursa ‘Meclis’i terk et kurulamayacak. Maalesef buraya gelindi. Türk devleti yeni bir ilişki mi HDP Milletvekili Sırrı Sütodanatmanın,parla mentoyu kendi malı mülkü gibi gören anlayışın dışavurumuydu. n Tekrar soracağız. fing veya rica bilemem, ‘HDP’lilerin dokunulmazlığına evet demelisiniz’ isteği nı gün ya da bir gün sonra, tam hatırlamıyorum, Kılıçdaroğlu’ndan hemen “evet” açıklaması geldi. Ve bu beni doğru larımıza bağlıyız. Orada yaptığımız bütün anlaşmaya da bağlıyız. Biz sözümüzde duracağız ama Kandil de böyle sert sert açıklamalar yapmasın.” Bu mesaja Kandil’in verdiği yanıt da şöyle: “Ger niz bir örnek? Ölüm oruçlarında tek bir cenazenin çıkmaması için çok risk aldı. İyi bir basiret örneği göster tik’ şeklinde bir karara gitmeyeceğiz. ‘İstifa ettik, küstük, oynamıyoruz’ yaklaşı kurmak istiyor, o yöntemi, kendisini nasıl affettireceğini, kendisi bulacak. Bunun tersini söyleyen siyasetçi kendini ve Bu denli kritik bir sü karargâhtan geldikten su şaşırtmadı. çekten bize iletilen mesaj samimi ve cid di. Başka bir adalet baka mı içinde olmayaca toplumu kandırmış olur. reyya Önder, katıldığı canreçteyken“Kılıçdaroğlu ile yüz yüze konuşalım” fikrinin muhakemesini sonra benim görüşmemin anlamı kalmamıştı. n İki nokta üst üste; şimdi sizce tutuklama olacak mı? hiç yaptınız mı? Tutuklanma ihtimali Şunu çok net söyle zayıf değil tabii. yeyim. Dokunulmazlıklarla ilgili Sayın n Nasıl bir süreç işleyecek? di ise bunu değerli buluyoruz. Biz de buna dikkat edeceğiz, biz de verdiğimiz sözlere bağlıyız, bağlı kalacağız.” Bu karşılıklı mesajlar iki tarafta da güveni artırma konusunda mesafe kat ettirmişti. Bugün Kandil’den yapılan açıklamalara ba nı olsaydı, oradan ölümler çıksaydı zaten süreç başlamayacaktı. Bazen ğız. Türkiye siyasetini AKP’ye dar edeceğiz. Kürtler geçmişle yüzleşmeye ve helalleşmeye hazırdı ama bu maalesef devlet heyeti ile yaptığı Cizre ile bitti. mız görüşmelerde şöyle haberler gelirdi: n Nusaybin’de YPS’nin “çekildik” “Erdoğan bu işi kestirip attı, süreç bitti.” açıklamasının ardından geçen süre Kılıçdaroğlu’nun Genelkurmay’dan do Aslında değişiklik kadüktür, pratikte kın, “Savaşı büyüteceğiz, Türkiye’ye ya Erdoğan’ın kestirip atmaması için Sadul de 75 kişinin teslim olduğu haberleş lı yayında, Kılıçdaroğlu’nunlaylıolarakbrifingaldığınıduydum.Bu bir dedikodu da olabilir, bilemiyorum. Fakat bunu gerçekten güçlü kaynaklardan duydum. Bunun üzerine de gitmedim. Anladım ki, Kılıçdaroğlu’nun ordudan aldığı brifing veya rica, bilemem, işleyemez. İfade alınamadıkça yargılama başlayamaz. Zannediyorum diğer partilerdeki vekiller ifade verme taraftarılar ama hiçbir HDP’li vekil gidip ifade vermeyecek. Tek birimiz gidip ifade vermeyeceğiz, yargılamaları başlatmayacağız. yılacak.” Ankara’dan yapılan açıklamalara bakın, “Kandil’i dümdüz edeceğiz. Köklerini kazıyacağız.” Acaba Türkiye için hangi mesajlaşma daha iyiydi? n “İletin” açıklaması hangi düzeyde? Erdoğan’dan örnek veriyorum. Kar lah Ergin gibi isimler o noktalarda toparlayıcı oldular. Erdoğan’ın kahrını, nazını çektiler, fırçasını yediler. Yeter ki süreç kopmasın diye. Bizim cenahta da öyle. Dolmabahçe’deki fotoğrafa sahip çıkan bir AKP’li göremedik. Dolmabahçe’ye sa ti. HDP milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Pervin Buldan ve Nusaybin Eş Belediye Başkanı Sara Kaya, “teslim olanların mahsur siviller” olduğunu açıklarken valilik ve askeri kaynaklar aksini vurguluyor. Sahiden ne olduğunu anla “HDP’lilerin dokunulmazlığına evet de n Sırrı Süreyya Önder’in “devamını şı tarafta mesajı ileten de Karayılan. Me hip çıkmak ne PKK’ye ne HDP’ye sa mak isteyenler hangi Nusaybin’e ne ta dokunulmazlıkla ilgilimelisiniz”isteğikarargâhtangeldikten sonra benim görüşmemin hiçbir anlamı kalmamıştı. Biz görüşüp neyi anlatacaktık? Çünkü kendisi ondan sonra televizyonda “evet oyu vereceğini” açıkladı. mahkemelerde anlatacağız” açıklamasını nereye koymalı? Savunma yapmayacağız, demedik. Savcıda, poliste, kollukta, ifade vermeyeceğiz. Dava açarlarsa mahkeme salonların sajlaşma bu tondaydı. O gün yapılanı bugün “teröre destek” olarak tarif ediyorlar. Muhalefetiyle iktidarıyla asıl bugün yaptıklarınız şiddete destektir. Bizim o gün yaptığımız şiddeti bitirme girişimiydi ve hip çıkmaktır. İki buçuk yıl bizim kadar emek harcadılar. Ve emeklerine sahip çıkmadılar. n Dolmabahçe sonrası Bülent Arınç? “Bu fotoğraf doğru” ısrarını sürdüreme raftan bakacak? Akil insanlar veya gözlemci heyet vs. işlevini görecek bir kurum olsaydı ya da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiserliği’ne inceleme izni verilseydi; Dolayısıyla bir şeyi değiştirebileceğimi da savunmalarımızı yaparız. doğruydu. Gidip mahkemelerde onları di. Üzerine Ankara Belediye Başkanı’nı Cizre’de, Sur’da, Silopi’de, Nusaybin’de, Genelkurmay’dan brifingzidüşünmüyordum.Böylebirdurumda Kılıçdaroğlu bize mi kıymet verecek, orduya mı? Evet, orduya kıymet verecekti. Çok netti. Dolayısıyla uğraşmanın hiçbir anlamı yoktu. Üzücü, çok üzücü gerçek n Önder’in açıklaması eşliğinde neden şimdi konuşmuyoruz? Biz bu tür şeyleri karşı tarafı suçlama amacıyla ifade etmedik, etmiyoruz. Çözüm süreci ile ilgili ne yapıldıysa Baş suçlamayacağız. Kimse çok da gizli, sansasyonel şeyler beklemesin. n Bu süreçte irtibata geçip “içimize sinmiyor” diyen AK Parti’li oldu mu? İsim vermeyeyim ama büyük yanlışlar saldılar, susmak zorunda kaldı. O fotoğrafta görünmeyen özellikle Ergin’in emeğini burada anmak istedim. Tırnak içinde belirtiyorum. Siyaseten AKP için bu kadar doğru iş yapıp da bu kadar hızlı har Yüksekova’da kimin hangi yıkıma yol açtığını ve gerçekleri hep birlikte öğrenmek mümkün olurdu. Bugün elbette bizler, oralarda yaşananlara dair ortaya koyduğumuz iddiaların arkasındayız. aldı‘Dğaıhaidgüdr siaesllea,rdıanhaacidildiişçıkkışilnar,yapabilirdik’nİğneyikendinizehangikısımdan batırıyorsunuz? kanizmalarında olan da ben değilim. Yine yerde büyük barış eylemleri, yürüyüşde kendimi sorumlu görürüm. AKP gibi leri yapabilirdik. O zaman hem PKK’ye n 7 Haziran’da size oy verenlerde 1) Pişmanlıkla yüklü yeni kararsızlar var. Savaş devam ediyorsa siyasetin başa ucuz savaş çığırtkanlığına sığınacak bir hem AKP’ye çok daha net mesajlar ver 2) Artık HDP’ye oy vermem, diyenler “En az 15rısızlığıdır. İktidardaki birinci derecede yetkili olanlardan önce en başta kendimi suçlar, kendimi sorgularım. Biz daha gür sesle, daha örgütlü, daha ciddi çıkışlar yapabilirdik. Şunu söylemeliyim; elimde ne imkân varsa, hepsini sonuna kadar kul CHP’liden busiyasetçideğilim. n Şimdi 7 Haziran’a dönecek olsanız, neyi daha farklı yaparsınız? Arkamızda harekete geçirebileceğimiz devasa bir halk vardı ama onları HDP’de örgütleyememiştik. Ki savaş başladı. Bir miş olurduk. Bunu kısmen denedik. Eylül ve ekim aylarında şu anda sokağa çıkma yasaklarının olduğu tüm ilçeleri gezdik. Her yerde “Hendekleri kapatın, çatışma hemen dursun, silah kullanmayın, ölmeyin, öldürmeyin, birlikte yaşayacağız. var. Kırgınlara ne dersiniz? Onların doğrularını dinlememiz lazım. O insanlara “bize oy vermeyerek büyük yanlış yaptınız” diyemeyiz. Siz doğru karar verdiniz, eksiğimiz neredeyse orayı düzeltip sevginize, sempatinize, duanıza, landım. Bu kadardı ama. Keşke daha ha çok il ve ilçede daha örgütlü olabilsey Bizleri seçtiniz. Bırakın siyaset konuş oyunuza yeniden talip olacağız, diyeceğiz. nu dinledik. Benzırlıklıbirparti,dahaörgütlü,disiplin li ve bu süreci daha iyi anlayabilen kadrolarla o döneme giriş yapabilmiş olsaydık. Daha etkili olabilirdik. Erdoğan ya da Davutoğlu gibi savaş kararını veren siyaset dik savaşa karşı çok daha etkili olabilirdik. Hazırlıksızdık. Kongrelerimizi çok daha hızlı yapmalıydık. Partiyi çok daha hızlı bir şekilde sert süreçleri durdurabilecek şekilde konumlandırabilirdik. İki bir milletsun”dedim,dedik.AKPzatenbumesaj ları görmedi, keza merkez medya da işlemedi. Hesaplarına gelmedi. Bu söylemle 10 civarında miting yaptık, hiçbirinde oy istemedim. O gençlere mesaj verdim. Eleştirilerinde haklılar. Evet, bize çok büyük umutlar bağladılar. Bu umudun büyümesi gerekiyordu, haklılar. Bu yapılamadığı için bunu sorgulamak ve eleştirmekte haklılar. Yeniden nasıl toparlayabi çi değilim ben. PKK’nin karar alma me ay içinde tüm ilçe kongrelerini bitirip her Ama olanları durdurmaya yetmedi. liriz diye dayanışma içinde olmalıyız. vekilinin kendisinin buC MY Bbri fingi aldığını ve aktardığını duydum. Bire bir görüşme ile değil” dedi. Öcalan’la çektirdiği fotoğraf için fez leke hazırlandığını söyle yen Önder, “Fotoğrafı dev let çekti. Bunu çeken ce zaevi personeli, bize veren de Adalet Bakanı. Bunlar ellerine yapışacak” dedi. tay Başkanı’nı çay toplamaya götürüyorsun mevsimlik işçi gibi. Başka ne yetki istiyorsun?” diye konuştu. Gezi Direnişi’nin 3. yıldönümü dolayısıyla HDP grup toplantısının yapıldığı sıralara Gezi’yle ilgili tişörtler konuldu. l ANKARA / Cumhuriyet l MHP GENEL BAŞKANI BAHÇELİ: Adaletten kalan çay tarlasında silindi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Rize’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte çay toplayan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’e sert tepki gösterdi. Partisinin grup toplantısında Bahçeli, “Yargıtay’ın Sayın Başkanı çayı topladığına göre herhalde demini almasını bekleyecek, siyasi ‘cirit’ oynarken giydiği yandaş ceketi üzerine tam gelecektir. Bu nadir bulunur değerli şahsiyetin sanıyorum, harman yerlerinde saman savurması, biçerdöver üzerinde poz vermesi, çizme giyip pancar sulaması, kasketi takıp pamuk toplaması, yetmiyorsa fındık işine girmesi an meselesidir ve beklenmelidir” dedi. Yargıtay’ın “fahiş hata ve çarpıtmalarla dolu kararına hak etmese de saygı duyacaklarını” ifade eden Bahçeli, “Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanlarını ibretle takip Bahçeli ettiklerini” söyledi. Bahçeli, “Paralel ve yandaş kuşatmasına alınmış yargının bu haliyle ve bu tablosuyla adım atacak mecalinin kalmadığı ortadadır. Adaletin kalan izleri de Rize’de çay tarlasında silinmiş, Kırşehir’de hakkın rahmetine kavuşmuştur” dedi. Bahçeli, 10 Temmuz’daki kurultayda hem tüzüğün değiştirileceğini, hem de seçim yapılacağını kaydeden Bahçeli, “Bunun dışında hiçbir kurultay tanımıyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet AKŞENER: O KURULTAY 19 HAZİRAN’DA MHP’de genel başkan adaylarından Meral Akşener, “19 Haziran’da o kurultay hukuka uygun ve zorunlu olarak yapılacaktır” dedi. Sinop’ta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akşener, MHP yönetiminin koltuklarından kalkmamak için büyük gayret gösterdiğini belirterek “Arkadaşlarımızın canı ister katılır, canı istemez katılmaz, ona bir şey diyemeyiz, paşa gönülleri bilir ama 19 Haziran’da o kurultay hukuka uygun ve zorunlu olarak yapılacaktır” diye konuştu. haber 5 Dönülmez Akşamın Ufkunda... Tarih genel olarak ilerlemenin tarihidir. Aradaki keskin gerilemeler, duraklamalar sonunda ilerlemeye boyun eğer. Bu insanı rahatlatan determinist bilgidir; mutluluk verir. Demek ki insanlığın gidişi “iyiye”, “güzele”, nasıl bir şey olduğunu daha görmemiş olsak bile “adalete” doğrudur. Bu nedenle umudu yitirmiyor, savaşlarla, adaletsizliklerle dolu geçmişe rağmen, “işte her şeye rağmen dönüyor” diyebiliyoruz. HHH Bilgi eskiyor. Teoriler tarihin sınavından geçebildikleri ölçüde kendilerini yeniliyor. İnsanın ufku Newton’dan Einstein’a, sonrasına; mikroya, makroya, denizlerin derinlerine, uzayın, zamanın eğrilen, bükülen boyutlarına doğru genişledikçe şaşkınlığımız artıyor. Ülkemizin kısa, birikimi sınırlı tarihinde ise bizi üzen, genel gidişe ters olaylarla boğuşuyoruz. Tarihin rotasının ilerleme yönünde olduğuna dair “kesin” bilgi bizi nedense rahatlatmıyor. HHH Sınıflı toplumun cenderesi her yerde, her ülkede, coğrafyada hükmünü sürdürüyor. Tamam; bu insanı aşağılayan sistem, sömürünün kaçınılmazlığını anlatıp duruyor. Tamam; “büyüme”, “kalkınma” masalları hâlâ sihirli. Yine de bu alçak sistemin demokrasi fikrine karşı koymakta zorlandığını görmüyor muyuz? Kapitalist sistemin genleri gerçek demokrasi ile uyuşmuyor. Bir anlamda çaresizdir; çarpıtarak, kendine yontarak, uygun formüllerle, “seçimdi”, “temsildi” idare etmeye çabalıyor. HHH Bizim talihsizliğimiz ise sürüp gidiyor. Kısa Cumhuriyet tarihimizin parladığı anları gizlemek, gözlerden uzak tutmak için ellerinden geleni yapanlar şimdi de ilerlemenin tümüyle tersine bir yola sokmaya çalışıyorlar bizi. Olabilir mi? Denedikleri ve epeyce mesafe aldıkları kesindir. Heveslendikleri rejimin tarihin gidişine ters olduğunu bile bile ısrar ediyor olmalarındaki sır, muhafazakârlığın fıtratında gizlidir. HHH Devlet kendini korumak, sisteme sıkı sıkı bağlı varlığını sürdürebilmek için yöntemler geliştirdi. “Temsili demokrasi” ve keyfe göre kullanılan “kuvvetler ayrılığı” bunlar arasında önde gelir. Her ikisi de sistemin garantisi, emniyet sübabı, kitleleri rahatlatmanın, sistemin iç dengelerini korumanın işe yarar yöntemidir. Ama yine de o iç dengeler halk için kapı açar, boşluk yaratır. HHH Bizdeki aklı evveller ise temsili demokrasiyi, otoriter rejimin icaplarına, “bu olmadı tekrar seçsinler” dalaveresine çevirirken “kuvvetler ayrılığı” ilkesini de aynı mantığın uzantısı olarak ortadan kaldırmaya, kapıları tümden kapatmaya çalışıyorlar. Hükümetten çok Cumhurbaşkanı’nın sözcüsü gibi konuşan zat, “yargı elbette Cumhurbaşkanı’na bağlıdır” diyerek koyuyor son noktayı. Ama tarihte son nokta diye bir şey yoktur. HHH Tüm dünyada zorlananan sistem, sömürülenlerin, yoksulların, insanın isyanına karşı kendini garantiye alacak yöntemler bulamıyor. Bu nedenle Paris kaynıyor. Peki, bizde geçmişin hayaliyle yaşayanlar, halka hayatı zindan etmeyi iş edinenler, Yahya Kemal kadar gerçekçi olamaz, bilemezler mi, “dönülmez akşamın ufkunda” olduklarını. Çok mu uzak Concorde Meydanı bize? Raportör RET İSTEDİ AYM 3 Haziran’da dokunulmazlığı görüşecek Anayasa Mahkemesi, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili anayasa değişikliğine ilişkin yasanın iptali ve yürürlüğünün durdurulması için yapılan başvuruyu 3 Haziran’da inceleyecek. Dosyayla ilgili görevlendirilen raportör incelemesini tamamladı. Raportörün raporunda, başvuruların “görevsizlik nedeniyle reddedilmesi” yönünde görüş belirttiği öğrenildi. Raporun bağlayıcılığı bulunmuyor. AYM heyeti, başvurularla ilgili ilk incelemesini 3 Haziran Cuma günü yapacak. HDP ve bazı CHP milletvekilleri, kanunun iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle başvurmuştu. Anayasanın 85. maddesine göre, milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine ilişkin karar verilmesi hallerinde, 7 gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, anayasa, kanun veya iç tüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Yüksek Mahkeme’ye başvurabiliyor. Aynı maddede, AYM’nin, iptal istemini 15 gün içerisinde kesin karara bağlaması hükmü yer alıyor. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear